J.K. Rowling’in kaleminden yeni bir peri masalı: The Ickabog. Yazar, Harry Potter serisini yazdığı sıralarda başladığı bu öyküyü yıllar sonra internet üzerinden ücretsiz olarak yayınlanıyor. FantastikCanavarlar.com olarak bizler de bölümleri Türkçeye çevirip sizlerle buluşturuyoruz.
The Ickabog hakkında daha detaylı bilgi için buraya tıklayabilirsiniz.
– giriş, önsöz ve ilk bölümler-
– bölüm 33 –
– bölüm 34 –
– bölüm 35 –
bölüm 36
Yoksul Cornucopia
Gel zaman git zaman, aradan bir yıl geçmiş… sonra iki… sonra üç, dört ve beş.
Bir zamanlar sihirli gibi bereketli topraklarıyla, peynir yapımcılarının, şarap yapımcılarının ve pasta şeflerinin yetenekleriyle ve insanlarının mutluluğuyla komşu ülkeleri kıskandıran ufak Cornucopia krallığı, artık resmen tanınmaz hale gelmiş.
Doğruya doğru, Cornucopia yine de her zaman olduğu gibi bir şekilde ayakta kalmaya devam ediyormuş. Spittleworth bunca zaman bir şeylerin değişmiş olduğunu kralın fark etmesine hiç izin vermemiş. O yüzden de, her zaman yaptığı gibi, başkentte, özellikle de Kent-İçi-Kent’te işlerini yürütmeye devam etmek için tonlarca altın harcamaya devam etmiş. Gerçi, yukarıdaki kuzey şehirlerinde insanlar resmen sürünüyormuş. Dükkânlar, meyhaneler, demirci atölyeleri, tekerlek tamirhaneleri, çiftlikler, üzüm bağları gibi daha birçok iş yeri kepenk kapatmış. Ickabog vergisi insanları sefalete sürüklemiş ve bir de, sanki tüm bunlar yetmezmiş gibi, Ickabog’un bir gün onlara da gelmesinden ya da kapılarını parçalayıp evleri ile çiftliklerinin çevresine canavara aitmiş gibi görünen izler bırakılmasından çok korkuyorlarmış.
Tüm bu saldırıların arkasında Ickabog’un olduğuna dair şüphelerini dile getiren insanları çoğunlukla Gölge Ayaklılar ziyaret ediyormuş. İnanmayanları bir gece ansızın öldürüp evlerine ayak izleri bırakan gruba bu ismi veren, Spittleworth ile Roach’mış.
Ancak, yine de, bazı Ickabog şüphecileri kentin ortasında, komşularına görünmeden saldırı planlamanın güç olduğu bölgelerde yaşıyormuş. Böyle durumlarda, Spittleworth, tıpkı Goodfellow ve arkadaşlarına yaptığı gibi, onları aileleriyle tehdit ederek duruşmaya çıkarıyor ve suçlu bulunmalarını sağlayıp vatan hainliğiyle cezalandırıyormuş.
Duruşmaların sayısının git gide artması demek, Spittleworth’un içi daha çok mahkûmla dolu binayı denetlemesi anlamına geliyormuş. Ayrıca, daha çok yetimhaneye de ihtiyacı varmış. İyi ama yetimhanelere neden ihtiyacı varmış, dersiniz?
Evvela, bu zamana kadar çok sayıda anne baba öldürülmüş ya da hapse atılmış. Şimdi artık herkes ailelerini beslemekte güçlük çektiği için anne babasız kalmış çocuklarla baş edemiyorlarmış.
İkinci olarak, fakir insanlar açlıktan ölmeye başlamış. Anne babalar genellikle kendilerinden önce çocuklarını beslediği için aileden geriye kalanlar da çoğunlukla çocuklarmış.

Üçüncü olarak da, kimi kederli ve evsiz kalmış aileler çocuklarını yetimhanelere bırakmaya başlamış, çünkü çocuklarının en azından yiyecek yemeği, yatacak yatağı olsun istiyorlarmış.
Peki, Kaptan Goodfellow ve arkadaşları idam edilmek üzereyken bunu cesur bir hareketle Leydi Eslanda’ya bildiren saray hizmetçisi Hetty ne yapıyormuş, dersiniz?
O zamanlar, Hetty, Leydi Eslanda’nın ona verdiği altınları kullanarak babasının Jeroboam’ın hemen dışında bulunan üzüm bağında küçük bir eve taşınmış. Bir yıl sonra ise Hopkins isimli bir adamla evlenip biri kız biri oğlan ikiz çocuklar dünyaya getirmiş.
Gel gelelim, Ickabog vergisi Hopkins ailesi için de çok fazla gelmeye başlamış. Sahip oldukları küçük bakkal dükkânlarını kaybetmişler ve Hetty’nin annesi ile babası kendi üzüm bağlarını kaybettikten kısa bir süre sonra açlıktan vefat ettiği için onlara yardım da edememiş. Şimdi, evsiz kalan Hetty ve kocası, çocukları açlıktan ağlarken, çaresizlik içinde Kaknem Ana’nın yetimhanesine doğru yürüyorlarmış. İkizler annelerinin kollarında hıçkıra hıçkıra bir hal olmuşlar. Kapı arkalarından kapatılıp sürgülerin gürültüsü evi doldururken, Hetty Hopkins ve kocası, en az çocukları kadar ağlayarak Kaknem Ana’ya onları hayatta tutması için yalvarıyorlarmış.
Bölüm 37 çok yakında FantastikCanavarlar.com’da!
The Ickabog hakkındaki yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın!
The post The Ickabog #36: J.K. Rowling’den Bir Peri Masalı – Yoksul Cornucopia | OKU appeared first on Fantastik Canavarlar.