J.K. Rowling’in kaleminden yeni bir peri masalı: The Ickabog. Yazar, Harry Potter serisini yazdığı sıralarda başladığı bu öyküyü yıllar sonra internet üzerinden ücretsiz olarak yayınlanıyor. FantastikCanavarlar.com olarak bizler de bölümleri Türkçeye çevirip sizlerle buluşturuyoruz.
The Ickabog hakkında daha detaylı bilgi için buraya tıklayabilirsiniz.
– giriş, önsöz ve ilk bölümler-
– bölüm 32 –
– bölüm 33 –
– bölüm 34 –
bölüm 35
Lord Spittleworth’un Evlilik Teklifi
Birkaç gün sonra, Leydi Eslanda sarayın gül bahçesinde tek başına yürürken, bir çalının arkasına gizlenen askerler fırsat bu fırsat harekete geçmişler. Leydi’yi yakaladıkları gibi ağzını tıkaçla kapatıp ellerini bağlamışlar ve onu Spittleworth’un malikânesine götürmüşler. Sonra da Spittleworth’a haber gönderip onun gelmesini beklemeye koyulmuşlar.
Spittleworth derhal harekete geçerek Leydi Eslanda’nın hizmetçisi Millicent’ı yanına çağırtmış. Millicent’ı, küçük kız kardeşini öldürmekle tehdit ederek, Leydi Eslanda’nın tüm arkadaşlarına hanımının rahibe olmaya karar verdiğini söyleyen bir mesaj göndermeye zorlamış.
Leydi Eslanda’nın bütün arkadaşları aldıkları haber karşısında şok geçirmişler. Leydi Eslanda aralarından hiçbirine bu zamana kadar rahibe olmak istediğinden bahsetmemiş. Aslında çoğu, leydinin aniden ortadan kaybolmasında Lord Spittleworth’un parmağı olmasından şüphelenmiş. Ama söylemesi çok üzücü ki, Spittleworth’a karşı hissedilen korku artık çok büyükmüş. O yüzden endişelerini kendi aralarında fısıldayarak konuşmanın dışında, onu bulmaya da, Spittleworth’a ona ne olduğunu sormaya da kalkışmamışlar. Hatta belki daha da kötüsü, Kent-İçi-Kent’ten kaçmaya çalıştığı için yakalanan Millicent zindanlara gönderilirken, ona yardım etmek için kıllarını bile kıpırdatmamış olmalarıymış.
Tüm bunlardan sonra, Spittleworth ertesi gece geç bir saatte kendi malikânesinin yolunu tutmuş. Eslanda’yı kaçıran askerlere ellişer düka verdikten ve onlara konuşmaları halinde idam edileceklerini hatırlattıktan sonra, Spittleworth aynanın karşısında seyrek bıyıklarını tarayıp Leydi Eslanda’yı görmeye gitmiş. Leydi o esnada baştan sona toz içindeki kütüphanede mum ışığında kitap okumaktaymış.
“İyi akşamlar, leydim,” demiş Spittleworth, eğilip selam vererek.
Leydi Eslanda hiçbir şey söylemeden ona bakmış.
“Size iyi bir haberim var,” diye devam etmiş Spittleworth, sırıtarak. “Yakında Baş Danışman’ın karısı olacaksınız.”
“Ölmeyi tercih ederim,” demiş Leydi Eslanda, kibar bir şekilde ve kitabının sayfasını çevirerek okumasına geri dönmüş.
“Hadi ama,” demiş Spittleworth. “Gördüğünüz gibi, evim bir kadının dokunuşuna bir hayli muhtaç. Burada bir işe yarayarak çok daha mutlu olursunuz. Sonuçta her an ölümü bekleyen, peynir yapımcısı bir ailenin oğluna saplanıp kalmaktan daha iyidir.”

Spittleworth’un Kaptan Goodfellow’dan bahsetmesini bekleyen Leydi Eslanda, bu soğuk ve kir pas içindeki eve getirildiğinden beri kendini bu ana hazırlıyormuş. O yüzden ne yüzünde bir kızarıklık ne de gözünde bir gözyaşı belirmiş ve şöyle cevap vermiş:
“Kaptan Goodfellow’dan hoşlanmayı bırakalı çok oldu, Lord Spittleworth. Vatan hainliğini itiraf ettiği o hali, beni kendisinden tiksindirdi. Vatan haini bir adamı asla sevemem. Tam da bu yüzden, sizi de sevemem.”
Tüm bunları o kadar ikna edici söylemiş ki, Spittleworth ona inanmış. Başka bir tehdit deneyip onunla evlenmezse ailesini öldüreceğini söylemiş. Ama Leydi Eslanda da, tıpkı Kaptan Goodfellow gibi, öksüz olduğunu ona hatırlatmış. Sonra, Spittlewoorth, annesinden ona kalan bütün mücevherlere el koyacağını söylemiş, ama leydi bu sefer de omuz silkip kitapları daha çok tercih ettiğini söylemiş. Sonunda, Spittleworth onu öldürmekle tehdit etmiş. Leydi Eslanda da hay hay demiş, çünkü burada oturup onu dinlemektense ölmenin daha iyi olacağını söylemiş.
Spittleworth sinirinden kudurmuş. Her şeyi kendi yöntemleriyle çözmeye alışkınmış, ama şimdi bunların hiçbiri işine yaramıyormuş ve bu onu daha da hırslandırıyormuş. Velhasıl, en sonunda, kitapları bu kadar çok seviyorsa, onu sonsuza dek bu kütüphaneye kilitleyeceğini söylemiş. Onunla evlenmeyi kabul etmezse, kütüphanenin tüm pencerelerine parmaklıklar yerleştirecek, kâhyası Scrumble’ı günde üç kez ona yemek getirmesi için görevlendirecek, yalnızca banyoya gitmek için odayı terk etmesine izin verilecekmiş.
“O zaman bu odada öleceğim,” demiş Leydi Eslanda, sakin bir şekilde. “Ya da – kim bilir? – belki de, banyoda ölürüm?”
Baş Danışman öfkesinden delirmiş bir halde başka tek bir söz bile söylemeden odayı terk etmiş.
Bölüm 36: Yoksul Cornucopia
The Ickabog hakkındaki yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın!
The post The Ickabog #35: J.K. Rowling’den Bir Peri Masalı – Lord Spittleworth’un Evlilik Teklifi | OKU appeared first on Fantastik Canavarlar.