Quantcast
Channel: Fantastik Canavarlar
Viewing all 1611 articles
Browse latest View live

Haftanın Büyüsü: Incarcerous

$
0
0

incarcerous-buyusu

Bir Haftanın Büyüsü köşesinde daha sizlerle beraberiz sevgili okurlar! Her hafta olduğu gibi bu hafta da bir büyünün detaylarını inceleyeceğiz ve bu hafta inceleyeceğimiz büyü Incarcerous Büyüsü. Siz de isterseniz bilgilerimizi paylaşmaya hemen başlayalım!

Incarcerous Büyüsü, büyüyü yapa kişinin asasının doğrultulduğu yerdeki insanı veya yaratığı bağlayan kalın bir halat yaratır. Tabii ki bu halatın büyünün yapıldığı ortamda bulunması gerekmez, çünkü bu büyümüz halatı yoktan var eder. Var olmayan bir objeyi yarattığından dolayı da biçim değiştirmenin çok daha ileri seviyesi sayılabilir ve Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’nda öğretilen en karmaşık büyülerden biridir. Feci Yorucu Büyücülük Sınavları seviyesinde bir büyü olarak görülmektedir.

Peki bu büyüyü kimler ne zaman kullandı öğrenmek ister misiniz? Hemen bunları da sizlerle paylaşıyoruz!

  • Quirinus Quirrell 4 Haziran 1992 tarihinde Harry Potter’ın üzerinde bu büyüyü sözsüz olarak kullanmıştır.
  • Severus Snape 6 Temmuz 1994’te Bağıran Baraka’da Remus Lupin’i bağlamak için Incarcerous büyüsünü kullanmıştır. Yine aynı gün aynı yerde Remus Lupin ise bu büyüyü, Peter Pettigrew’ı Animagus formundan zorla çıkarttıktan sonra yakalamak için kullanmıştır.
  • 24 Haziran 1995 tarihinde Peter Pettigrew, Harry Potter’ı Tom Riddle Snr’ın mezarının üstüne bağlamak için bu büyüye başvurmuştur. Yine aynı gün Albus Dumbledore ise Incarcerous büyüsünü, Barty Crouch Jr Azkaban’dan kaçtığını ve Lord Voldemort’un Harry’yi yakalamasına yardım ettiğini söylediğinde onun üzerinde uygulamıştır.
  • Dolores Umbridge, 18 Haziran 1996’da Magorian isimli bir at adamı bağlamak için kullanmıştır.
  • Harry Potter ise 30 Haziran 1997’de Dumbledore ile mağaraya Hortkuluk aramaya gittiklerinde İnferius’lardan kendilerini korumak amacıyla bu büyüyü kullanmıştır.

“Petrificus Totalus!” diye böğürdü Harry yeniden, gerilerken bir yandan da asasını havada savurarak; altı yedi tanesi devrildiler, ama başkaları da geliyordu şimdi ona doğru. “İmpedimenta! İncarcerous!”

Birkaç tanesi tökezledi, bir ya da iki tanesi iplerle bağlandı, ama arkalarından tırmananlar düşen bedenlere basarak ya da onların üzerlerinden atlayarak kolaylıkla geçtiler.

Harry Potter ve Melez Prens

Tarihi

Hogwarts’ta Feci Yorucu Büyücülük Sınavları seviyesinde öğretilen bir büyü olduğu dışında Incarcerous büyüsünün tarihi hakkında ne yazık ki bir bilgimiz bulunmamaktadır.

Etimoloji

Incarcerous” kelimesi, Latince bir kelime olan “Incarcerous”un direkt olarak aynısıdır ve “hapsetmek” anlamına gelmektedir.

Bu haftaki büyümüzün detaylarını da birlikte inceledik ve sonuna geldik! Haftaya hangi büyüyü köşemizde görmek istersiniz? Yorumlarınızla bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Önceki haftalarda incelediğimiz büyüler için buraya tıklayabilirsiniz!


Fantastik Canavarlar Oyuncuları İçin Özel Bir Şehir: New York

$
0
0

newt-scamander-new-york

Fantastik Canavarlar filminin oyuncularının pek çoğunun hikayenin geçtiği New York şehri ile çeşitli bağlantıları var. Bakalım sevgili oyuncularımız bu koca şehir için Pottermore‘a neler söylemişler?

Eddie Redmayne, Carmen Ejogo ve Dan Fogler’ın filmin çekildiği bu şehirle ilgili söyleyecek iki çift lafı var.

New York’ta bir şeyler var. Dünyadaki diğer yerlerden çok farklı: cesur, sinirli, yenilikçi, çeşitli, yaratıcı ve her zaman uyanık. İnsanlar bu şehirden saygıyla söz ediyor, sanki kendi isteklerinin dışında seviyorlarmışçasına, sanki bir bağımlılıkmış gibi.

Bu şehir, gerçek New Yorklular’ın kanında akıyor. New York’un çalışma şekli şöyle: Onu miras alırsın ve sonra kendi yerini orada tutmak için çok çalışırsın. Geri kalanımız için şehir Amerikan rüyasından ibaret – kırılmış, kurtarılmış ve farkına varılmış. Orası filmlerin çekildiği, dükkanların yığıldığı, romanların yazıldığı, yıldızların Broadway’de parladığı ve sokaklarına kanarya sarısı taksilerin saçıldığı bir yer.

Belki de bu yüzden J.K. Rowling ilk senaryosunu, Fantastik Canavarlar Nelerdir ve Nerede Bulunurlar’ı, New York’ta geçirdi. Belki de kültürel olarak zengin, özellikle de 1920ler için karşı konulamaz bir yerleşim yeri olduğu için. O, hiçbirimizin yüzünü çeviremeyeceği bir şehir.

Ve, ortaya çıktığı üzere, Fantastik Canavarlar oyuncularının pekçok üyesinin bu şehirle kendi kişisel bağlantıları var. Katherine Waterston efsanevi Tisch Sanat Okulu’nda oyunculuk eğitimi aldı ve diğer yapımların arasında, Broadway’in çok sevilen yapımı Bachelorette’te baş rolü oynadı.’

Dan Fogler Broadway’deki The 25th Annual Putnam County Spelling Bee müzikalinde, ona Tony ödülü kazandıran rolüyle ünlendi. “Ben bir New York insanıyım” diyor bana telefonun ucundan. “Tam şu anda küçük New York balkonumda duruyorum.”

Alison Sudol ilk rollerinden birini CSI:NY’ta yaptı ve Ezra Miller da opera şarkıcısı olarak The Metropolitan Opera’da eğitim aldı.

Katherine, Dan, Alison ve Ezra önüne geçilemeyen bu New York aşkını tecrübe ettiler ve hepsinin kariyerleri boyunca burada gerçekleşmiş çok önemli anları var. Orası özel bir yer.

fantastik_canavarlar_ny3

Tam bir İngiliz olan oyuncu Eddie Redmayne’in bile bu şehirle çok sevimli bir bağlantısı var, İngiltere’den gemiyle New York’a giden ve bir Büyüzoolog olan Newt Scamander rolüne hazırlanmasını sağlayan bir bağlantı. Eddie Redmayne şöyle konuşuyor:

“Büyükannem Newt’tan birkaç sene sonra New York’tan Boston’a gemiyle gitmişti. Bu nedenle bana o gemilerden birinden olmakla ilgili her şeyi anlatmıştı ve bu muhteşem bir şeydi.”

New York’la kişisel bir bağlantısı olan ve şimdi de ailesiyle beraber orada yaşayan bir diğer İngiliz oyuncumuz ise Carmen Ejogo. Biz konuşurken, MACUSA setinden henüz çıkmış ve Serephina Picquery kostümüyleydi. Çekimler esasında İngiltere’deki Leavesden’de yapılmasına rağmen hikayeye göre MACUSA New York’un Woolworth Binası’nda yer alıyor.

Bana göre, New York’tan İngiltere’ye New York’ta geçen bir film setinde oynamak için gitmek oldukça tuhaf.

“New York’tan Londra’ya, Amerikalı birini oynamak için gelen bir İngiliz oyuncu olmak oldukça tuhaf…Gerçekten de geriye doğru!” diyor gülerek. “Ama neyse ki sette yeteri kadar Amerikan’ım ve setler oldukça gerçekçi, evden uzakta ama evde gibiyim. Evde (New York’ta) olduğuma tamamen ikna olmuş durumdayım.”

fantastik_canavarlar_ny4

Geriye kalan bizler için New York, büyüleyiciliğiyle oldukça özel bir yer çünkü birçok ikonik sinematik olay orada gerçekleşti:

 “Bu şehir beni büyülüyor” diyor Carmen.

“Buraya gelmeden önce New York’u filmlerde izleyerek büyüdüm ve neye benzediğine dair özellikle de 1920ler’e ait o görüntü var aklımda.”

 “Bu filmin bir şekilde başka bir nesil ve bizler için New York’u yeniden yorumlamasını ve pek çoğumuzun sevdiği o baş döndürücülüğünü şehre koymasını seviyorum.”

Ve işte bu da tam olarak bir J.K. Rowling hikayesi tanıdık bir şehirde ortaya çıkınca olan şey. Harry Potter filmleriyle birlikte ‘Muggle Londrası’nın sihirli görünümüne göz atmıştık. Şimdiyse New York’u, hepimizin çok iyi bildiğini sandığı şehri, hiçbir zaman görmediğimiz bir şekilde göreceğiz.

fantastik_canavarlar_ny1

Harry Potter Temalı Makyaj Paletleri Görenleri Büyülüyor!

$
0
0

harrypotter_makyaj

Accio far fırçaları! Birileri bütün hanımları, Harry Potter temalı makyaj paletleriyle büyülüyor!

Photoshop Extraordinaire kullanılarak tasarlanan paletler ilk olarak bir Reddit kullanıcısı olan Spellandstars tarafından paylaşıldı. Paletler  -doğal olarak- her bir binayı temsil edecek şekilde, her biri belirli bir renk teması ve o Bina’ya seçilen öğrencilerin karakterlerini yansıtacak özelliklere göre tasarlandı. Ayrıca her palet, temsil ettiği Bina’nın hayvanının kabartması olan bir renk ve her Hogwarts sakininin minnettar olacağı tüy kalem-vari fırçaları da içeriyor.

Elbette ki Potterhead’ler bu fikre balıklama atladılar. Ama hakkını vermek lazım, elde bu paletler olduktan sonra kim ne yapsın sihri, iksiri ya da Biçim Değiştirmeyi!

Reddit kullanıcısı kohimiruku ise Binalar’la eşleşen farklı nitelikte paletler fikrini ortaya attı:

 “… Gryffindor’un gerçekten güçlü, ateşli bir allık koleksiyonu ve Slytherin’in de sert bir kontür kiti olsa çok hoş olurdu. Ravenclaw’un keskin bir eyeliner’ı, Hufflepuff’ınsa sevimli rujları olduğunu hayal ediyorum…”

Ne yazık ki paletler Diagon Yolu’ndan (Mugglelar içinse Sephora’dan) alabileceğiniz bir şey değiller. Ancak Reddit camiasından gelen olumlu tepkilere bakarak Spellandstars bu paletleri gerçekten yapmayı düşüneceğini yazdı. Hem ayrıca, Alice Harikalar Diyarında, Cinderella ve Açlık Oyunları’nın makyaj koleksiyonları olabiliyorsa, dünyadaki en büyük hayran kitlelerinden birine sahip olan Harry Potter’ın neden olmasın? Siz iyisi mi Galleonlar’ınızı şimdiden biriktirmeye başlayın!

Gryffindor

harrypotter_makyaj3

Hufflepuff

harrypotter_makyaj4

Slytherin

harrypotter_makyaj5

Ravenclaw

harrypotter_makyaj2

Ah, zavallı kırılgan Muggle kalbim bunu kaldıramayacak, biri Madam Pomfrey‘i çağırsın! Bu harika fırçaları siz nasıl buldunuz? Görüşlerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın!

J.K. Rowling’in Kaleminden “Azkaban” Hakkında Her Şey

$
0
0

Azkaban_concept_art

Harry’nin büyü dünyasında, bir büyücünün hayal edebileceği en korkunç ve karanlık yer Azkaban olabilir. Birçok Ölüm Yiyen, Voldemort’tan korkmasına rağmen yalan söyleyerek Azkaban’a gitmekten kurtulmuşlardır.  Voldemort bile Azkaban’dan daha az tehditkar gözüküyor gibi. Haydi bu Ruh Emiciler ve adını bile söylemek istemediğimiz şeylerle dolu bu karanlık hapishanenin geçmişine göz atalım!

Azkaban, on beşinci yüzyıldan bu yana varlığını sürdürüyor ve ilk başta bir hapishane değildi. Kuzey Denizi’ndeki üzerine kurulduğu ada hiçbir haritada yer almamıştı, ne Muggle ve büyücü haritasında. Bu yüzden büyüsel olarak sıfırdan yaratıldığı ya da büyütüldüğü düşünülüyor.

Kale, asıl olarak, az bilinen ve kendine Ekrizdis diyen bir büyücüye ev sahipliği yapıyordu. Apaçık çok güçlü, fakat kimliği belirsiz Ekrizdis, deli olduğuna inanılan ve Kara Büyünün en kötü çeşitlerini uygulayan biriydi. Okyanusun ortasında yalnız bir şekilde, Muggle denizcileri kendisine çekerek zevk için işkence ediyordu. Ve sadece öldüğü zaman yaptığı saklanma büyüleri ortadan kalktı ve Sihir Bakanlığı burada bir ada veya bir yapı olduğunu fark etti. Araştırmak için içeri girenler, içeride neler bulduklarını anlatmayı reddetti. Fakat en az korkutucu tarafı, mekanın Ruh Emicilerle dolu oluşuydu.

Yetkililerden çoğu Azkaban’ın kötülük dolu bir yer olduğunu ve en iyi yapılacak şeyin yok edilmesi olduğunu düşündü. Diğerleri, binayı ele geçirmiş Ruh Emicilerin evlerinden ayrı kalırsa ne yapabileceklerinden korkuyordu. Yaratıklar zaten güçlüydü ve öldürülmesi imkansızdı; yaşadıkları doğal ortamın yok olması durumunda alacakları intikamın boyutu tarafından birçok insan korkmuştu. Binanın duvarları acı ve ızdırapla dolmuştu, Ruh Emiciler de buna yapışmış durumdaydı. Kara Büyüyle kaplı ve bizzat Kara Büyüyle yapılan binanın, Azkabanın, kendisini yok etmeye çalışanlardan intikam alacağını düşünen uzmanlar birbirleriyle uzun süre tartıştı. Bu yüzden kale, yıllar boyunca terk edilmiş olarak kaldı, kesintisiz olarak üreyen Ruh Emicilere ev sahipliği yaptı.

Uluslararası Gizlilik Statüsü yürürlüğe girince, Sihir Bakanlığı ülke boyunca şehirlerde ve köylerde var olan küçük büyücü hapishanelerinin güvenlik sorunu oluşturduğuna karar verdi. Hapsedilmiş cadılarin ve büyücülerin kaçma denemeleri istenmeyen patlamalara, kokulara ve ışık gösterilerine neden oluyordu. Hebrides adasının üzerine kurulan bir hapishane tercih edilmişti. Damocles Rowle, Sihir Bakanı olunca plan harekete geçirildi.

Rowle, anti-Muggle fikirleriyle, büyücü dünyasının yeraltına çekilmesi yüzünden hissettiği nefret sayesinde güç toplamış bir otoriterdi. Doğası gereği sadist olan Rowle, yeni hapishanenin planlarını bir kenara bırakarak Azkaban’ı kullanmak konusunda ısrar etti. Orada yaşayan Ruh Emicilerin bir avantaj olacağını iddia etti; gardiyan olarak kullanılabilirlerdi, Bakanlık zamanını, bütçesini ve huzurunu boşa kullanmayacaktı.

Birçok büyücünün karşıtlığına rağmen, ki bazıları Ruh Emiciler ve Azkaban tarzında Kara Büyü tarihinde uzmanlardı, Rowle planını harekete geçirdi ve mahkumlar yavaş yavaş Azkaban’a yerleştirilmeye başlandı. Hiçbiri geri gelmedi. Eğer Azkaban’a yerleştirilmeden önce deli ve tehlikeli olmasalar bile, hızla o hale büründüler.

ruhemiciler-sokakta

Rowle’dan sonra başa aynı şekilde Azkaban’ı seven Perseus Parkinson geldi. Eldritch Diggory Sihir Bakanı olana kadar, hapishane halihazırda on beş yıldır işliyordu. Hiçbir kaçış ya da güvenlik ihlali olmamıştı. Yeni hapishane işini yapıyor gibi görünüyordu. Diggory’nin, içerideki durumun farkına varması sadece ziyarete gittiğinde gerçekleşti. Mahkumların çoğu delirmişti ve umutsuzluktan ölenler için bir mezarlık yapılmıştı.

Londra’ya dönen Diggory, Azkaban’ın alternatiflerini araştırmak ya da en azından Ruh Emicileri gardiyanlıktan atmak için bir komite oluşturdu. Uzmanlar, Ruh Emicilerin adada kalmasının tek sebebinin, beslenebilecekleri sınırsız ruh kaynağına sahip olması olduğunu söyledi. Eğer mahkumlardan mahrum kalırlarsa, anakaraya gitmek üzere hapishaneyi terk etmeleri muhtemeldi.

Bu tavsiyeye rağmen, Diggory Azkaban’da gördükleri yüzünden o kadar ürkmüştü ki, komiteye baskı yaparak alternatif bulmalarını istedi. Herhangi bir karara varmalarından önce, maalesef, Diggory Ejder Çiçeği hastalığına yakalandı ve öldü. Kingsley Shacklebolt’un gelişine kadar olan zaman boyunca, hiçbir Başkan Azkaban’ı kapatmayı ciddi bir şekilde düşünmedi. Kalenin içindeki insanlık dışı koşullara karşı gözlerini yumdular. Büyü yardımıyla büyütülmesi ve genişletilmesine izin verdiler ve binlerce Ruh Emicinin ev sahibi olduğu mekanın berbat etkileri yüzünden çok nadir ziyaret ettiler. Çoğu, hapishanenin mahkumları kilit altında tutmaktaki mükemmel kayıtlarını kullanarak yaklaşımlarını haklı çıkardılar.

Bu kayıtların terse dönmesi için üç yüz yıl geçmesi gerekti. Genç bir adam kendisini ziyarete gelen annesiyle yer değiştirerek hapishaneden kaçmıştı. Bu, kör ve sevgisiz Ruh Emicilerin tespit ya da tahmin edebilecekleri bir şey değildi. Bir başka kaçış daha gerçekleşmişti, hala marifetli ve etkileyici görünen bir şekilde, Sirius Black Ruh Emiciler’den kaçmayı tek başına başarmıştı.

Hapishanenin zayıflığı gelecek birkaç yılda iyice ortaya çıkmıştı. İki adet toplu kaçış gerçekleşmişti ve ikisi de Ölüm Yiyenleri barındırıyordu. Ruh Emiciler, bağlılıklarını Lord Voldemort’a, kendilerine daha önce tatmadıkları bir şey olan daha büyük bir alan ve özgürlük sunan kişiye, sunmuşlardı. Albus Dumbledore Ruh Emicilerin gardiyan olarak kullanılmalarına karşı olan kişiydi. Güçleriyle mahkumlara uyguladıkları insanlık dışı şeylerin yanında, bu tarz karanlık yaratıkların sadakatlerini muhtemel olarak kaydırabileceklerini öngörmüştü.

Kingsley Shacklebolt zamanında ise, Azkaban Ruh Emicilerden arındırılmıştı. Hapishane olarak kullanılmaya devam edilmesine rağmen, gardiyanlar düzenli bir şekilde Anakara’dan gelen Seherbazlar olmuştu. Yeni sistem yürürlüğe girdiğinden beri hiçbir kaçış yaşanmamıştı.

‘Azkaban’ ismi, bir adaya kurularak Azkaban’ın en yakın Muggle dengi olan ‘Alcatraz’ ve İbranice ‘yıkım bölgesi’ veya ‘cehennemin derinlikleri’ anlamına gelen ‘Abaddon’ kelimelerinin karışımıdır.

Sizler bu korkunç tarihe sahip kale/hapishane hakkında neler düşünüyorsunuz? Ekrizdis sizce bu adada neler yapmış olabilir? İlk Ruh Emiciler nasıl bu adaya geldi? Bu ve daha fazla soruları ya da cevapları bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Dementors_PM_B3C9M1_DementorsAtQudditchMatch_Moment

Fantastik Canavarlar’dan 9 Yeni Karakter Afişi Yayınlandı!

$
0
0

fantastik-canavarlar-yeni-afisler

Fantastik Canavarlar filminden 9 yeni karakter afişi yayınlandı! Bu afişlerde hem yeni bir karakterle tanıştık hem de Grindelwald için önemli olan Ölüm Yadigarları kolyesini gördük! Heyecan giderek artıyor!

Entertainment Weekly‘de yayınlanan karakter afişlerinde bizi en çok heyecanlandıran Graves‘in posterindeki Ölüm Yadigarları‘nı sembolize eden kolye oldu. Son fragmanda Grindelwald‘ın adını duyduğumuz yetmiyormuş gibi bir de Grindelwald ve takipçileri için büyük anlam ifade eden kolyeyi afişte görmek bizlere işlerin iyice kızışacağını düşündürttü!

Diğer afişlerdeyse Newt‘i o meşhur valizinin yanında görüyoruz. Jacob ise Kowalski adlı bir fırının önünde. Ki Kowalski, aynı zamanda Jacob’ın soyadı… Anlaşılan kendisi No-Maj bir fırıncı! Queenie Goldstein odasında, büyü kitaplarının önünde. Tina‘nın MACUSA için çalıştığını öğreniyoruz, kendisi MACUSA‘daki büyülü bir cihazın önünde. O cihaz hakkındaki detayları daha önce anlatmıştık. Gnarlak adlı cincüceyi dükkanında yine hin bakışlar eşliğinde görüyoruz. Credence Barebone ise cadılık karşıtı afişlerle duvarları süslüyor.  MACUSA başkanı Seraphina Picquery beş köşeli bir yıldızın önünde dikiliyor.

Ve ilk defa görücüye çıkan yeni karakterimiz, Mary Lou Barebone… Mary cadı karşıtı hareketin lideri bir No-Maj ve Credence’ın annesi!

Gelin afişlere hep birlikte bakalım ve detayların tadını çıkartalım!

seraphina-yeni-afis

GALLERY: Fantastic Beasts and Where to Find Them - *EXCLUSIVE* Character Posters - Ron Perlman as Gnarlack

newt-scamander-yeni-afis

jacob-yeni-afis

tina-yeni-afis

queeni-yeni-afis

creedence-yeni-afis

graves-yeni-afis

mary-lou-yeni-afis

Afişleri siz nasıl buldunuz? Yeni detaylar ve Mary Lou sizleri de heyecanlandırmadı mı? Görüşlerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın!

Grindelwald Gerçekten de Fantastik Canavarlar Filminde Çok Önemli Bir Rol Oynayacak!

$
0
0

fantastik-canavarlar-ust-gorseli

Gellert Grindelwald‘ın Fantastik Canavarlar filminde önemli bir yere sahip olacağı yayımlanan yeni film özetiyle Warner Bros. tarafından resmen doğrulanmış oldu. Amerikan sihir toplumunun büyük bir savaşa doğru sürüklenmesinde kimin parmağı olduğu sorusu yavaş yavaş aydınlanıyor!

Warner Bros. tarafından dün yayımlanan yeni resmi özet Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar filme dair perspektifimizi oldukça değiştirdi. Görünen o ki Newt’in kayıp fantastik canavarlarını aramak için atıldığı macera çok daha büyük bir olaylar zincirinin ufak bir parçasıymış. Ve sıkı durun, bu olaylar zincirinin büyük bir kısmını oluşturan isim ise gerçekten de Grindelwalt‘mış!

Yani ilk filmde, bizim naif Newt Scamender‘ımız New York’ta kaybettiği canavarlarının peşinden koşturup, yeni arkadaşlar edinip ortalığı birbirine katarken, çok daha büyük ve korkunç bir savaş Avrupa’dan Amerika’ya sıçramak üzere olacak. Gellert Grindelwalt isminin ilk defa son fragmanda duyulmasından sonra konuyla ilgili spekülasyonların hızla yayıldığından haberdar olmalısınızdır. Bir de bunun üzerine, yayımlanan yeni karakter afişlerinden birinde bir Ölüm Yadigarları kolyesi boy gösterince Harry Potter hayranları resmen çıldırdılar. Pek de haksız sayılmazlardı çünkü dün Warner Bros. tarafından yayımlanan yeni film özeti de bütün şüphelerimizi doğrulayarak “Çoğunluğun iyiliği” ideolojisinin yeni bir kıtaya yelken açtığını doğruladı. Özellikle özetin şu kısmı  dikkat çekici:

1926 yılındaki New York’un Büyücülük dünyasında büyüyen tehditler var. Gizemli bir şey ardında yıkımın izlerini bırakarak sokaklarda dolaşıyor ve büyücülük toplumunu, onların kökünü kurutmak isteyen ve Büyüdışılardan oluşan fanatik bir topluluk olan İkinci Salem’cilere ifşa etmekle tehdit ediyor. Ve güçlü bir karanlık büyücü olan Gellert Grindelwald Avrupa’yı kaosa sürükledikten sonra ortadan kayboldu… ve hiçbir yerde bulunamıyor.

Anlayacağınız, Grindelwald’ın Avrupa’dan sonra göz diktiği toprakların “Amerika” olduğu ve sokaklarda dolaşan bu “gizemli şeyin” de büyük olasılıkla onunla ilişkili olduğu Warner Bros. tarafından doğrulanmış durumda. Fakat Grindelwald’ı  ya da Dumbledore’un gençliğini sonraki filmlerde beyaz perdede görüp göremeyeceğimiz ise hala kocaman bir soru işareti olarak bekliyor. Bakalım Fantastik Canavarlar filmlerinde eski defterlerin açıldığını görebilecek miyiz?

Bu konudaki teorilerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Daniel Radcliffe 4 Yıl Aradan Sonra Sahnelere Geri Dönüyor

$
0
0

cripple-of-inishmaan-radcliffe

Daniel Radcliffe gelecek yıl yeni bir yapım olan Tom Stoppard’ın Rosencrantz ve Guildenstern Öldüler adlı oyunuyla Birleşik Krallık sahnelerine dönüş yapıyor!

Bu Radcliffe’in, bir West End yapımı olan ve Martin McDonagh’ın yazdığı Inishmaan’ın Sakatı adlı oyunda engelli biri olan Billy’i oynadığı 2013 yılından beri ilk sahnesi olacak.

Yapımı The Old Vic duyurdu. Radcliffe Rosencrantz’ı oynarken karşısında ise Guildenstern’i oynayacak olan Joshua McGuire var. Oyun 7 Mart 2017’de sahnelenmeye başlanacak.

Harry Potter yıldızımız, Shakespeare’in Hamlet oyunundaki iki küçük karakterden esinlenilerek yazılan Stoppard’ın bu absürt çalışmasında yer almak istediğini daha önce de ifade etmişti.

2014’te The New York Times’la yaptığı bir söyleşide şöyle demişti:

“Tom Stoppard’ı seviyorum, o nedenle her zaman şöyle bir şeyim olmuştu – Rosencrantz ve Guildenstern Öldüler’i  yapacak doğru kişiyi bulsaydık, oynamayı çok isterdim. Ama her aktör isterdi bunu, o yüzden Dan, kapa çeneni.”

Radcliffe tiyatro kariyerine 2007 yılında Equus ile, Harry Potter filmleri hala yapılmaktayken başlamıştı.

Rosencrantz ve Guildenstern Öldüler, beş kez Tony Ödülü’nü kazanmış ve Stoppard’ın Gerçek Şey adlı oyununa 1999’da yeniden hayat verdiği için Olivier Ödülü’ne aday gösterilen David Leveaux tarafından yönetilecek.

Ayrıca The Old Vic’in programında Georg Büchner’in Woyzek adlı oyunu, Harry Potter ve Lanetli Çocuk’un yapımcılarından Jack Thorne tarafından yazılan yeni versiyonu da yer alıyor. Filmde Star Wars: Güç Uyanıyor’dan tanıdığımız John Boyega baş rolde olacak.

danielradcliffesarahgreenecrippleinishmaan

Fantastik Canavarlar Filmini Anlatacak Kitaptan Yeni Görüntüler Geldi!

$
0
0

fantastik-canavarlar-film-kitabi

Fantastik Canavarlar‘ın vizyona girdikten hemen sonraki gün satışa çıkacak Fantastic Beasts and Where to Find Them: Newt Scamander: A Movie Scrapbook adlı albümden film ile alakalı renkli görüntüler yayınlandı!

Set görüntülerine aşina olduğumuzdan bunlar arasından en dikkat çekici olan pembe ve pofuduk yaratık; Fwooper oldu. Yaratığımızın memleketi Afrika. Kendisi çok tatlı görünebilir lakin şakıması dinleyenleri delirtebiliyor.

Bu kuş hakkında daha önceden Rowling’in anlatımlarına ya da çizimlerine denk gelmiş olabilirsiniz ancak filmde gösterilecek olan şey tam olarak aşağıdaki fotoğraftaki olacak. Ayrıca logomuzu süsleyen Fwooper’ı hem filmde hem de bu kitapta görmek bizi çok mutlu etti. (Detaylar ve sitemize özel çizim için buraya tıklayabilirsiniz.)

Newt Scamander ile Tina Goldstein‘ın The Blind Pig barındaki fotoğrafları, Newt ve Jacob Kowalski’nin Manhattan’da bekledikleri bir fotoğraf ve Newt’in kalabalığın ortasında durup muhtemelen Mary Lou Barebone’un büyücü karşıtı konuşmasını dinlediği bir fotoğraf. Ve bir de 1926 Newy York’unun geniş çekim bir fotoğrafı. Aşağıda görebileceğiniz fotoğraflar işte bunlar.

normal_image1-155

normal_image4-65-1

normal_image2-103

normal_image3-80

Sizler ne hissedersiniz bu küçük haber bilmiyoruz ancak biz, yayınlanan her küçük haber ile, eski Harry Potter heyecanını yaşar olduk. Film için heyecan dorukta!


Harry Potter Koleksiyoncusu Taha Şahin 10 Favori Potter Parçasını Bizler İçin Anlattı!

$
0
0

taha-sahin-koleksiyonu

Türkiye’nin önde gelen Harry Potter koleksiyoncularından Taha Şahin, Fantastik Canavarlar takipçileri için koleksiyonundan öne çıkan 10 favori parçasını anlattı!

Yaklaşık 10 yıldır topladığı bu koleksiyonun favorilerini Taha Şahin‘in ağzından dinleyelim!

10-hogwarts-kabul-mektubu

10. Hogwarts Kabul Mektubu

Küçükken hepimiz Hogwarts’tan bir kabul mektubu beklemişizdir. Koleksiyonumda 10. sıraya mektubu koymamın sebebi sanırım bu. Bana Hogwarts mektubu gelmeyince, ben de kendi Hogwarts mektubumu satın aldım. Zarfın içinde McGonagall tarafından yazılmış bir mektup var. Mektup, “Dear, Mr Potter.” diye başlıyor.

9-harry-asa

9. Harry Potter Asa

Asalar içinde en rahat kullanımı olan asa Harry’nin asası. Tutma yeri oldukça rahat. Diğer asalarla kıyaslayınca boyu biraz daha kısa ve bu da onun kullanımını kolaylaştırıyor. Ayrıca Harry’ye olan sevgim de bu asayı 9. sıraya koymamda başka bir etken tabii.

8-entertainment-weekly-hp

8. Entertainment Weekly HP

Bu dergi, Harry Potter’ın son filmin çıkmasının ardından Entertinment Weekly’nin çıkardığı bir Harry Potter özel sayısı. Derginin kapağını görür görmez kalbimde bir sızı hissetmiştim. Artık başka bir Harry Potter olmayacağını yüzümüze vuran ayrıca Harry’ye teşekkür eden bir kapak. Üzerine “Thank You, Harry” diye başlık atmaları oldukça duygusal bir olay. Sanırım “Thank You, Harry” bizim ağzımızdan çıkmış kadar içten olduğu için beni bu kadar etkiledi ve  dergi 8. sırada yerini aldı.

7-yky-ciltli-box-set

7. YKY Ciltli Box Set

2001 yılbaşında, yeni Harry Potter filmi vizyona girmesinden hemen önce Yapı Kredi Yayınları yılbaşı hediyesi adı altında bizlere bu inanılmaz box seti sunmuş. Sunmuş diyorum çünkü o zamanlar oldukça küçüktüm ve bundan haberim yoktu. Yalnızca 1500 tane üretilmiş bu box setin içinde, o zamana kadar çıkmış ilk 4 Harry Potter kitabı ciltli olarak mevcut. Her kitabın arkasında da sizdeki setin kaçıncı olduğu yazıyor. Uzun yıllar bu seti aradım ve sonunda çabalarım sonuç verdi. Bulur bulmaz sete sarıldım. Bendeki 181. kitap seti.

6-molly-weasley-kazak

6. Molly Weasley Kazak

Harry’nin aldığı ilk hediye, Molly Weasley’den idi. Ne kadar şaşırdığını ve sevindiğini hepiniz hatırlarsınız. Ben de bu kazağı ördürmek istedim ve ördürdüm. Harry’yi çok mutlu eden kazak beni de aynı şekilde çok mutlu etti, kışın gelmesini neredeyse bu kazağı giyebilmek için istiyorum.

5-time-turner

5. Zaman Döndürücü

Zamanda yolculuk, hepimizin isteyeceği bir özellik. Harry ve Hermione, Azkaban Tutsağı’nda Şahgaga ve Sirius’u Zaman Döndürücü ile kurtarmışlardı. Her ne kadar zamanda oynayan büyücülerin sonu kötü olabilse de, sanırım zaman zaman bu risk göze almaya değer. Zekice tasarlanmış bir eşya. Şekli çok güzel. Bir çok sebepten dolayı Zaman Döndürücü, bu listede yer almayı hak ediyor.

4-page-to-screen

4. Page to Screen

Şu ana kadar birçok Harry Potter ciltli kitabı çıkartıldı. Ancak bunların en kapsamlısı Page to Screen. Şu ana kadar çıkartılmış en geniş Harry Potter ansiklopedisi. Harry Potter’a dair ne öğrenmek isterseniz bu kitabın içerisinde mevcut. Boyut olarak da çok büyük bir kitap. Diğer kitapların yanında kocaman duruyor. Sanki Hogwarts Kütüphanesi’nden alınmış bir Harry Potter ansiklopedisi.

3-diadem

3. Diadem

Hortkuluklar içindeki en gösterişli şey Ravenclaw’ın Kayıp Diademi. Üzerindeki taş işlemeleriyle o kadar göz alıcı ki, listede kendine kolayca yer buldu.

2-lucius-malfoyun-asasi

2. Lucius Malfoy’un Asası

Malfoylar çok sevdiğim bir aile. Lucius kişiliğinin ötesinde tarz olarak çok beğendiğim bir büyücü. Oldukça şık ve güzel giyiniyor. Bir büyücü olsaydım kesinlikle Lucius gibi giyinmek isterdim. Haliyle bu şık büyücünün asası da kendisine yakışır derecede şık ve güzel. Yılan başlı baston şeklinde bir asası var. Yılan başlı kısmı çıkartılabiliyor ve oldukça ağır bir metalden yapılmış. Kullanması gerçekten çok eğlenceli.

1-ilk-harry-potter-kitabim

1. İlk Harry Potter Kitabım

Geldik bir numaraya. Koleksiyonum içindeki en ucuz ama kesinlikle en anlamlı parça bu benim için. İlk Harry Potter kitabım. Sahte bir kitap ve yarısı kopmuş durumda. Sayfaları eksik, karalanmış. Sakızdan çıkan çıkartmalar yapıştırılmış. Toplama işlemleri yapılmış. Ancak bu kadar ucuz ve her yerde bulunabilecek şey benim Hogwarts’a girmemi sağlayan şey. Harry, Hermione ve Ron’la tanışmamı, onlarla maceralara atılmamı sağlayan şey. Beni büyüye inandıran şey. Her şeye başlamamı sağlayan şey. O yüzden benim için değeri, en pahalı şeylerden bile daha çok.

0-bonus-buyucu-satranci

0. Bonus – Büyücü Satrancı

Satranç oynamayı çok severim. O yüzden Harry Potter’daki satranç sahnesi oldukça sevdiğim bir sahne. Her ne kadar kendi kendine hareket etmiyorlarsa da, bu havalı taşlarla satranç oynamak inanın kendinizi büyücü gibi hissetmenize sebep oluyor.

Ayrıca Taha Şahin‘in Harry Potter koleksiyonunda en sevdiği 10 parçayı anlattığı bir de videosu var. İsteyenler hemen buradan izleyebilir. Sevgili Taha’ya bu harika listeyi bizlerle paylaştığı için teşekkür ediyoruz!

Emma Watson’ın Oynadığı “The Circle” Filminin Son Detayları Açıklandı!

$
0
0

emma-watson-son-film

Önümüzdeki sene Emma Watson severler için güzel geçecek gibi. 2017 baharında Harry Potter‘ın başarılı oyuncusunun iki yeni filmini göreceğiz!

Geçtiğimiz dönemde çekimleri yapılan The Circle adlı gerilim filmi 28 Nisan 2017‘de sinemalarda olacak. Disney’in tekrar çektiği, Mart 2017’de yayınlanacak Güzel ve Çirkin‘den birkaç hafta sonra demek oluyor bu. Bu filmde de Prens/Çirkin rolünü oynayan Dan Stevens‘a karşı Güzel‘i canlandırıyor Emma Watson.

Emma Watson The Circle adlı filmde Oscarlı oyuncu Tom Hanks ve son Star Wars filminin beğenilen oyuncusu John Boyega ile birlikte başrolü paylaşıyor. Film aynı zamanda Dave Eggers‘ın romanından uyarlanma.

Film bir teknoloji şirketinde kariyer basamaklarını tırmanmaya çalışan genç çalışan Mae (Emma Watson) ve kendisini tamamen şeffaflık içinde yaşamaya iten, şirketin kurucusu (Tom Hanks) etrafında dönüyor.

J.K. Rowling’in Yeni Kitabından “Minerva McGonagall Hakkında Bilinmeyenler”

$
0
0

mcgonagall-kitap

Gözde öğretmenlerimizden Profesör McGonagall‘a ait J.K. Rowling’in yeni çıkan kitaplarından Hogwarts’tan Kahramanlık, Zorluk ve Tehlikeli Hobiler Üzerine Kısa Hikayeler‘de bulunan hayat hikayesi ve bilinmeyenleri Türkçe olarak yayında!

Çoğumuzun hatırlayacağı üzere geçtiğimiz ay içinde Harry Potter’ın hikayelerini anlatan üç yeni kitap yayınlanmıştı. E-kitap şeklinde piyasaya sürülen bu eserler Harry Potter dünyasına ait birçok yeni şey barındırıyordu. Pottermore’dan toplama bilgiler olduğu gibi daha önce hiçbir yerde görmezdiğimiz ve bizzat J.K. Rowling’in kaleminden çıkan yeni şeyler de okuyacaktık.

Pek tabii bu kitapların, özellikle de e-kitap olduğunu düşünürsek, dilimize çevrilmesi pek olası gözükmüyor. Bu nedenle içlerinden ilgi çekici olanları sizler için çevirmeye karar verdik. Eh, ilk konuğumuz da şüphesiz çoğunuzun merak ettiği bir isim, öğretmenlerin en havalısı Minerva McGonagall oldu! Lafı uzatmadan bu prensiplere son derece bağlı öğretmenimizin geçmişine hep birlikte göz atalım!

MINERVA MCGONAGALL

DOĞUM GÜNÜ:

4 Ekim

ASASI:

Köknar ağacı ve ejderha yürekteli, 24 cm, esnemez

HOGWARTS BİNASI:

Gryffindor

ÖZEL YETENEKLERİ:

Animagus (çarpıcı çizgileri olan gümüş bir tekir kedi)

EBEVEYNİ:

Muggle baba, cadı anne

AİLESİ:

Eşi Elphinstone Urquart (ölü), çocuğu yok

HOBİLERİ:

Dikiş nakış, Biçim Değiştirme Güncesi’ndeki makaleleri düzeltmek, Quidditch izlemek, Montrose Saksağanları’nı desteklemek.

Çocukluğu

Minerva McGonagall, İskoç bir Presbiteryen Papaz ve Hogwarts’ta eğitim görmüş bir cadının ilk ve tek kızıdır. Yirminci Yüzyıl başlarında İskoçya tepelerinde büyüdü, kendisinin yetenekleri ve ailesinin evliliğiyle ilgili bazı tuhaflıklar olduğunu yavaş yavaş fark etmeye başladı.

Minerva’nın babası, Peder Robert McGonagall gönlünü, kendisiyle aynı kasabada yaşayan, her daim enerji dolu Isobel Ross’a kaptırdı. Tüm komşuları gibi Robert ta Isobel’in İngiltere’de önde gelen bir yatılı kız okulunda okuduğuna inanıyordu. Aslında olan, Isobel’in aylarca ortadan kaybolduğunda, Hogwarts Cadılık ve Büyücülük okuluna gittiğiydi.

Anne ve babası (bir cadı ve büyücü) durumu fark ettiğinde, ağırbaşlı genç bir Muggle’la olan bu bağlarını hoş görmeyeceği için, Isobel ciddileşen ilişkilerini bir sır olarak sakladı. Onsekiz yaşına geldiğinde artık Robert’a aşıktı. Ne yazık ki, Robert’a, aslında ne olduğunu söyleme cesaretini bulamamıştı. İki sevgili öfkeli ailelerini arkalarında bırakıp kaçtı. Ailesinden ayrılan Isobel, kendisini çok seven kocasına Hogwarts’ta Tılsımlar sınıfını birincilikle bitirdiğini ya da Quidditch takımının kaptanı olduğunu söyleyerek balayının tadını kaçırmak istemiyordu. Isobel ve Robert, Caithness dışındaki bir Papaz Evi’ne taşındılar. Güzeller güzeli Isobel burada, süpriz şekilde mütevazı Papaz maaşına hemencecik uyum sağladı.

Genç çiftin ilk çocukları Minerva’nın doğumu hem mutluluk hem de sorunları beraberinde getirdi. Ailesini özleyen ve aşkı için büyücü toplumundan vazgeçen Isobel kızına, inanılmaz yetenekli bir cadı olan büyükannesinin ismini vermekte ısrarcıydı. Yaşadıkları toplumda bu garip isim duyan herkesin tuhafına gidiyor ve saygıdeğer bir din adamı olan Peder Robert McGonagall cemaatine karısının bu seçimini açıklamakta zorlanıyordu. Üstelik, karısının huysuzluğu yüzünden endişeliydi. Arkadaşları onu, kadınların doğumdan sonra duygusal oldukları ve Isobel’in yakında kendine geleceği konusunda rahatlattılar.

Ancak Isobel, daha da içe dönük ve sıklıkla kendini günlerce Minerva’yla eve kapatır hale gelmişti. Isobel daha sonra kızına, daha ilk saatlerinden itibaren ufak ancak aşikar sihir işaretleri gösterdiğini anlatacaktı. Üst raflara bırakılmış oyuncaklar karyolasının içinde bulunuyordu. Kedilerinin, daha konuşmaya başlamadan önce dediklerini yaptığı görülüyordu. Babasının gaydası zaman zaman uzaktaki odalarda kendi kendine çalıyor duyulan sesi Minik Minerva’yı kıkırdatıyordu.

Isobel gurur ve korku arasında ikiye bölünmüştü. Gördüğünde onu telaşlandıracak bir şeyler olmadan önce, Robert’a gerçeği itiraf etmesi gerektiğini biliyordu. En sonunda, Robert’ın sabırla sorduğu sorulara cevaben, Isobel gözyaşlarına boğulup yatağın altındaki kutuda kilitli olan asasını alarak aslında ona ne olduğunu gösterdi.

Minerva o gece olanları hatırlamak için çok küçük olsa da, sonuçları Muggle dünyasında sihirle büyümenin zorluklarını  acı bir biçimde öğretti. Robert McGonagall, her ne kadar karısına olan sevgisi onun bir cadı olduğunu keşfettikten sonra azalmış olmasa da, bu açıklamasıyla ve böyle bir sırrı bu kadar uzun süre sakladığı için derinden sarsıldı. Dahası, doğru ve dürüst olmaktan gurur duyan bir adamken şimdi kendi doğasına oldukça yabancı olan gizlilik içindeki bir hayatın içine çekilmişti. Isobel hıçkırıklar arasında, kendisinin (ve kızlarının) Uluslararası Gizlilik Yasasına tabi olduklarını ve kendilerinin durumunu gizlemek zorunda olduklarını yoksa Sihir Bakanlığı’nın öfkesiyle yüz yüze geleceklerini açıkladı. Robert ayrıca, çoğunlukla hoşgörüsüz, bağnaz ve gelenekçi olan bölge halkının, Papaz’ın karsının cadı olması hakkında nasıl hissedecekleri düşüncesiyle de korkuya kapıldı.

Sevgi sürmüş ancak anne ve babası arasında güven kırılmıştı. Akıllı ve gözlemci bir çocuk olan Minerva bunu üzüntüyle seyretmişti. İkisi de erkek, iki çocuk daha McGonagall Ailesi’ne katıldı ve ikisi de zamanı geldiğinde sihirsel yetenek gösterdi. Minerva annesine, Malcolm ve Robert Junior’a büyü yeteneklerini ulu orta sergilememeleri gerektiğini anlatma ve bazen sihrin sebep olduğu kazaları ve utanç verici durumları babalarından gizlemek konusunda yardımcı oldu.

Huyunu annesinden çok babasından alan Minerva, Muggle babasına çok yakındı. Onun, ailesinin bu tuhaf durumuyla nasıl boğuştuğunu acı içinde seyretti.  Annesi için bir Muggle kasabasına uyum sağlamanın ne kadar zorlu olduğunu, kendi türüyle olma özgürlüğünü ve büyük yeteneklerini kullanmayı ne kadar özlediğini de hissediyordu. Minerva, on birinci yaş gününde Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’ndan kabul mektubu geldiğinde annesinin ne kadar ağladığını hiç unutmadı. Isobel’in sadece duyduğu gururla hıçkırıklara boğulmadığını, imrendiğini de biliyordu.

Okul Yılları

Sihirsel kimliğiyle mücadele eden ailelerden gelen genç cadı ve büyücüleri durumunda sıkça olduğu gibi, Hogwarts, Minerva için bir koyverme ve özgürlük mekanıydı.

Minerva, Hatstall olduğu açıklanınca, kendisine daha ilk geceden fevkalade dikkat çekmişti (Hatstall Seçmen Şapka’nın 5 dakika süreden fazla seçim yapamaması durumunda olur). Beş buçuk dakikadan sonra, Ravenclaw ve Gryffindor arasında tereddüt eden Seçmen Şapka, Minerva’yı ikincisine yerleştirdi. (Bu durum sonraki yıllarda, Minerva ve Seçmen Şapka’nın aynı karmaşadan muzdarip olduğu ancak aksi sonuca vardığı iş arkadaşı Filius Flitwick ile espri konusu olacaktı. İki binanın başı olan Minerva ve Filius, gençliklerindeki bu kritik anlar yaşanmamış olsaydı, şimdi birbirlerinin yerinde olabileceklerini düşünür ve eğlenirlerdi.)

Çok geçmeden Minerva, Biçim Değiştirme’deki özel yeteneğiyle döneminin en iyi öğrencisi olduğu anlaşıldı. Zaman ilerledikçe, hem annesinin yeteneğini hem de babasının sağlam ahlak duygusunu aldığını ispat etti. Minerva’nın okul kariyeri, sonrasında Hufflepuff binasının başı olacak olan Pomona Sprout ile kesişti ve iki kadın sonraki yıllarda da devam edecek muhteşem bir arkadaşlığın keyfini çıkardı.

Hogwarts’taki eğitiminin sonunda, Minerva etkileyici bir rekora ulaştı: S.B.D ve F.Y.B.S’lerde en iyi derece, Sınıf Başkanı, Baş Öğrenci ve Biçim Değiştirme Güncesi’nin En Fazla Gelecek Vadeden Ödülü’nü almıştı. İlham verici Biçim Değiştirme öğretmeni Albus Dumbledore’un rehberliğinde, bir Animagus olmayı başardı. Çarpıcı çizgileriyle hayvan formunun (gözlerinin etrafında kare gözlük izi olan tekir kedi), Sihir Bakanlığı’nın Animagus Kayıt bölümüne olması gerektiği gibi girişi yapıldı. Minerva ayrıca annesi gibi yetenekli bir Quidditch oyuncusuydu ama son senesindeki kötü düşüşü (Gryffindor – Slytherin arasındaki, kupanın sahibini belirleyecek oyunda yapılan faulle), beyin sarsıntı geçirmesine, birkaç kırık kaburga kemiğine ve Slytherin’in, hayatı boyunca Quidditch sahasında hezimete uğradığını görmek için yanıp tutuşur hale gelmesine sebep oldu. Hogwarts’tan ayrılırken Quidditch’i bırakmış olsa da, doğuştan rekabetçi Profesör McGonagall, bina takımın geleceğine hevesle ilgi duyup Quidditch yeteneklerine karşı fırsat kollamayı sürdürdü.

adsiz

İlk Kalp Kırıklığı

Hogwarts’tan mezuniyetinin üzerine, Sihir Bakanlığı’nda Sihirli Yasal Yaptırım Dairesi’nde kendisine pozisyon teklif edilen Minerva, Londra’ya yola çıkmadan önce, ailesiyle son bir yazın tadını çıkarmak için papaz evine geri döndü. Bu aylar Minerva’nın hayatının en zorlu dönemlerinden biri oldu. Sadece on sekiz yaşındayken annesinin kızı olduğunu ispatlayıp bir Muggle oğlana sırılsıklam âşık oldu.

Bu McGonagall’ın hayatında ilk defa aklının başından gitmesi denebilirdi. Dougal McGregor yerel bir çiftçinin yakışıklı, akıllı ve esprili oğluydu. Isobel’den daha az güzel olsa da, Minerva akıllı ve zarifti. Dougal ve Minerva ortak mizah anlayışına sahipti, uzun uzun tartışırlardı, birbirlerinin derinlerindeki gizemi görürlerdi. İkisi de ne olup bittiğini anlamadan Dougal, sürülmüş bir tarlanın ortasında tek dizinin üzerinde çökmüş evlenme teklif etmiş ve Minerva da kabul etmişti.

Nişanlandığını ailesine anlatmak niyetiyle eve gitti ancak bunu yapamayacağını anladı. Bütün gece geleceği hakkında düşünerek yatağında uzandı. Dougal Minerva’nın gerçekte ne olduğunu, babasının evlenmeden önce Isobel hakkındaki gerçeği bildiğinden daha fazla bilmiyordu. Minerva, Dougal ile evlendiğinde ne tür bir ilişki yaşayabileceğinin yakın şahidi olmuştu. Bu onun bütün tutkularının sonu olabilirdi; bu bir yere kilitleniş bir asa, hatta belki kendi babalarına yalan söylemesi öğretilen çocuklar anlamına gelecekti. Her gün Bakanlık’taki işine giderken Dougal McGregor’un Londra’da ona eşlik edeceğini düşünerek kendini kandırmadı. O babasının çiftliğini devralmak istiyordu.

Sonraki sabah Minerva anne babasının evinden çıktı, Dougal’a fikrini değiştirdiğini ve onunla evlenemeyeceğini söylemeye gitti. Uluslararası Gizlilik Yasası’nı ihlal ettiği takdirde, uğruna Dougal’dan vazgeçtiği Bakanlık’taki işini kaybedeceği gerçeğini unutmayan Minerva, ona yüreğindeki bu değişikliğe dair tatminkar bir sebep sunamadı. Onu yıkılmış halde bıraktı ve üç gün sonra Londra’ya doğru yola koyuldu.

Bakanlık Kariyeri

Sihir Bakanlığı’na olan hisleri şüphesiz son zamanlarda yaşadığı duygusal bunalım yüzünden çektiği acıların etkisi altında kalsa da, Minerva McGonagall yeni evi ve iş yerinden çok da memnun değildi.İş arkadaşlarından bazılarının köklemiş anti-Muggle ön yargıları vardı ve Muggle babasına olan hayranlığı ve Dougal McGregor’a devam eden aşkı dikkate alındığında buna çok üzülüyordu. Etkili, yetenekli ve kendinden çok daha büyük amiri Elphinstone Urquart tarafından sevilen bir çalışan olmasına rağmen, Minerva Londra’da mutsuzdu ve İskoçya’yı özlediğini anladı. Nihayet, Bakanlık’taki iki yıldan sonra, kendisine prestijli bir terfi sunuldu ancak bunu geri çevirdi. Hogwarts’a, öğretmenlik vazifesi için uygun olup olmayacağını soran bir baykuş gönderdi. Birkaç saat içinde geri dönen baykuş, Bölüm Başkanı Albus Dumbledore’un altında, Biçim Değiştirme Profesörlüğünü teklif ediyordu.

Albus Dumledore ile Arkadaşlığı

Okul, Minerva McGonagall’ın dönüşünü büyük bir memnuniyet ile karşıladı. Minerva ise hemen işe koyuldu, katı ancak ilham verici bir öğretmen ortaya koyuyordu. Dougal McGregor’un  mektuplarını yatağın altında bir kutunun içinde saklı tutması, (kendisine kesinkes söylediği şekliyle) asasını kilitli tutmasından iyiydi. Buna rağmen, her şeyden bihaber Isobel’den (mahalle dedikodusu yaptıkları bir mektupta) Dougal’ın başka bir çiftçinin kızıyla evlendiğini öğrenmek şok edici olmuştu.

Albus Dumbledore , o akşam geç saatlerde, Minerva’yı sınıfında göz yaşları içinde buldu ve Minerva bütün hikayeyi anlattı. Albus Dumbledore, teselli sunup akıl verdi ve kendi aile geçmişinden biraz bahsetti. O gece, kalıcı bir arkadaşlığın ve karşılıklı saygının temellerini atan  mahremiyetlerine son derece düşkün ve vakur karakterler, birbirlerine karşılıklı güvenlerini sundular.

Minerva McGonagall, Albus Dumbledore 1945 yılında Karanlık Büyücü Gellert Grindelwald’a karşı koyup, yenilgiye uğrattığında, onun için ne kadar kötü bir an olduğunu bilen sadece bir avuç insandan biriydi.

Voldemort’un İlk Yükselişi

Minerva McGonagall genç Tom Riddle’a ders vermedi ancak Dumbledore’un onun hakkında korku ve kuşkularını paylaşıyordu. Minerva Voldemort’un güce ilk yükselişinde Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda görevlendirilmedi (o zaman Zümrüdüanka Yoldaşlığı hain takımı olarak görülüyordu; gelen tüm bakanlar Albus Dumbledore’un karizmasından ve sihirsel yeteneğinden korkuyordu ve onları alt etmek istediğine yönelik korku beslemeye meyilliydiler). Minerva’nın bir Animagus olarak yetenekleri, büyücülük tarihinin bu karanlık zamanlarında çok faydalı oldu, gerçekten de, öğrencilerinden habersiz bir çok gece, tekir bir kedi kılığında Bakanlığı gözetleyip Seherbazlara Voldemort destekçilerinin faaliyetlerine dair çok mühim bilgileri getirdi.

mcgonagall_cat_by_imnotanalien-d4ux1y3

Büyücü toplumunun çoğu gibi o da Voldemort’un güçlenişinin ilk periyodunda kendi matemlerinin acısını yaşadı. En kötüleri arasında erkek kardeşi Robert, iki favori öğrencisi; Lily Evans ve James Potter ve rastgele yapılan Muggle karşıtı saldırılardan birinde bir Ölüm Yiyen tarafından karısı ve çocuklarıyla birlikte öldürülen Dougal McGregor vardı. Bu son haber, onunla evlenmiş olsa Dougal’ın hayatını hayatını kurtarıp kurtaramayacağını kendine soran McGonagall’a korkunç bir darbeydi.

Evliliği

Hogwarts’taki ilk yıllarında, Minerva McGonagall Bakanlık’taki eski amiri Elphinstone Urquart ile arkadaşlık sınırları içinde kaldı. İskoçya’da tatildeyken büyük bir sürpriz ve mahcubiyetle onu ziyarete gelen Urquart, Madam Puddifoot’un çayhanesinde evlenme teklif etti. Hala Dougal McGregor’a âşık olan Minerva bu teklifi reddetti.

Yine de Elphinstone ‘un ona olan sevgisi dinmedi ve ne kadar reddedilse de, ikide bir evlilik teklifi etmekten vazgeçmedi. Dougal McGregor’un ölümü gerçekten travmatik olsa da, Minerva’yı özgür kılmış gibi görünüyordu. Voldemort’un ilk yenilgisinden kısa bir süre sonra artık saçları beyazlamış olan Elphinstone, bir yaz vakti Hogwarts arazisindeki gölün etrafındaki yürüyüşleri esnasında evlenme teklifini yineledi. Minerva bu defa kabul etti. Sevinçten kendini kaybeden Elphinstone artık emekliydi ve kendileri için Hogsmeade’de Minerva’nın her gün işe rahatça gidebildiği küçük bir ev satın aldı.

Tüm öğrenci jenerasyonları boyunca ‘Profesör McGonagall’ olarak bilinen, -her daim feminist- Minerva, evliliğinin ardından kendi soy ismini kullanacağını duyurdu. Gelenekçiler burun kıvırdı; Neden Minerva bu saf kan ismi reddedip Muggle babasının ismini kullanıyordu ki?

(Kader böyle olsa da, trajik şekilde kısa süren) Çok mutlu bir evlilikti. Hiç çocukları olmamasına rağmen, Minerva’nın yeğenleri (kardeşleri Malcolm ve Robert’ın çocukları) evlerinin gedikli misafirleriydi. Bu Minerva’nın hayatında çok huzurlu ve tatmin edici bir dönemdi.

Evliliklerinin üçüncü yılında Elphinstone’un Zehirli Tentacula ısırığı yüzünden kazara ölümü, çifti tanıyan herkesi tarifsiz bir kedere boğdu. Minerva evinde tek başına kalmaya dayanamadı ve Elphinstone’un cenazesinin ardından eşyalarını topladı. Hogwarts’a, birinci kattaki, yerleri seyrek taşlarla kaplı, çalışma odasındaki gizli kapıdan girilen yatak odasına geri döndü. Her zaman cesur ve mahremiyetine önem veren bir insan olan Minerva McGonagall bütün enerjisini işine verdi ve ne kadar acı çektiğini – belki Albus Dumbledore dışında – çok az kişi anladı.

İkinci Büyücülük Savaşı

İkinci büyücülük savaşı esnasında, Minerva bozulmuş ve tehlikeli olduğuna inandığı Bakanlık’ta casusluk yapmaya hazır değildi. Bu tutumunu hiç kuşkusuz, kariyeri boyunca hiçbir iş arkadaşıyla olmadığı kadar şiddetle çatıştığı, Bakanlık müfettişi ve Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Öğretmeni Dolores Jane Umbridge’in Hogwarts’a müdahalesi de pekiştiriyordu. Albus Dumbledore’un ölümünde Hogwarts’ı işgal eden Ölüm Yiyen’lerle karşılaşmasının ardından  Minerva, artık hiç olmadığı kadar yasadışı bir organizasyon olan Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nın, tam yetkili bir üyesiydi.

characters_mcgonagall-129555565360938920

Geçici yönetiminin ardından Severus Snape’in Müdür olarak atanmasını takiben, Minerva McGonagall öğrencileri, Lord Voldemort tarafından okula koyulan Ölüm Yiyen öğretmenler Carrow’ların kötü davranışlarından elinden geldiğince korumak için görevinde kaldı. Profesör Dumbledore’a olan sadakati iyi bilinmesine rağmen Voldemort ve destekçileri, Minerva’nın hem kaybetmek için çok yetenekli, hem de gücü ele aldıklarında kendilerine katılmak için aklı başında olduğuna inanıyorlardı.

Ancak bunda fena halde yanılıyordı ve Minerva McGonagall meşhur Hogwarts Savaşı’ndaki tutumuyla Zümrüdüanka Yoldaşlığı’na olan bağlılığında hiç tereddüt etmediğini ispatladı. Ölümünden önce Voldemort ile düello eden veya hayatta kalan son kişilerden biriydi. Sonrasında uzun yıllar hizmet verdiği Hogwarts’ın başarılı ve ilham verici müdiresi oldu. Minerva McGonagall’a, yeni Sihir Bakan’ı Kingsley Shacklebolt tarafından Birinci Sınıf Merlin Nişanı verildi. Meşhur cadı ve büyücülerin yer aldığı Çikolatalı Kurbağa Kartlarında yer aldı ve bu mükafatı hayal bile etmediğini itiraf etti.

Harry Potter ile İlişkisi

Minerva McGongall’ın kural yıkıcı maskaraların gizli eğlencelerine bağışıklığı yoktu. Hal böyleyken, o zamanki müdürden daha korumacı yaklaşarak, Dumbledore’un, Harry’nin ergenlik çağında tehlikeli durumlara girmesine ve birçok okul kuralını ihlal etmesine izin vermesini sık sık sorgulardı. Minerva Harry’ye sahip çıktı. Sadece döneminin favori iki öğrencisinin oğlu olduğu için değil, tıpkı kendisi gibi, Harry de önemli insanları kaybetmişti. Buna rağmen öğrencisiyken, onu asla şımartıp ayrıcalık göstermedi. Hogwarts Savaşı sırasında, ona olan güvenini apaçık ortaya koydu.

Harry ile yaptığı bir görüşmenin ardından, Minerva McGonagall, Severus Snape’in portresinin eski müdür ve müdirelerin portrelerinin arasına koyulmasına dair tartışmalı bir karar aldı.

J.K. Rowling’in Düşünceleri

Minerva, Roma Mitolojisi’nde savaş ve bilgelik tanrıçasıydı. William McGonagall ise İngiliz tarihindeki en kötü şair olarak anılır. Onun isminde, ve böylesine harika bir kadının soytarı McGonagall’ın uzak akrabası olması fikrinde karşı konulmaz bir şey vardı.

Ufak bir örnek, şiirlerindeki istem dışı komedi tadına dair bir ipucu verecektir. Aşağıdaki dizeler, Victoria demiryolu felaketi anısına yazıldı:

Sil’vry Tay’ın güzel demiryolu köprüsü

Heyhat! Söylemeye dilim varmaz

Doksan canın öldüğünü

Çok uzun zamanlar hatırlanacak

1879’un son cumartesi günü!

Bu hikâye, Short Stories from Hogwarts of Heroism, Hardship and Dangerous Hobbies adlı kitaptan çevrilmiştir ve kitabı orijinal dilinde hemen buradan sipariş edebilirsiniz.

J.K. Rowling “Fantastik Canavarlar” Filmlerinin 5 Bölümden Oluşacağını Onayladı!

$
0
0

jk-rowling-son-aciklamalar

Dün geceki Fantastik Canavarlar hayran etkinlikleri kapsamında pek çok şahane şey yaşandı, ancak bunlardan en öne çıkanı J.K. Rowling‘in yeni film serimizin üçleme değil de beşleme olacağını duyurduğu kısımdı!

Kendimizi üç yeni filme hazırlamaya çalışırken büyü dünyasının yeni çağında geçen üç değil de tam beş film izleyecek olmak hepimizi çok heyecanlandırdı!

Ayrıca yönetmen David Yates ve yapımcı David Heyman, serinin ikinci filminin başka bir büyük şehirde geçeceğini ve Grindelwald – Dumbledore çekişmesinin daha büyük bir rol oynayacağını da belirttiler!

Geceki etkinliğin kaydını hemen aşağıdan izleyebilmeniz mümkün:

Geceden detaylar, öğrenebildiğimiz son gelişmeler ve şahane bir sürpriz için bizleri takip etmeye devam edin!

Dev Örümcek Aragog Beyaz Perdeye Nasıl Aktarıldı?

$
0
0

acromantula_aragog

Neden bu tarz filmlerde kelebekleri, kuşları takip etmek varken, Yasak Orman‘ın derinliklerine girerken ikinci sınıf iki erkek çocuğun örümcekleri takip etmesi gerekiyordu ki? En yakın evcil hayvan olarak devasa bir tavşan edinmeyen Hagrid’e buradan teşekkürlerimizi(!) sunarak, Aragog’un; bir Acromantula‘nın beyaz perdeye nasıl aktarıldığını hep birlikte inceleyelim!

Harry Potter, içerdiği kan dondurucu anlar, devasa katil bir yılan olmadan eksik kalırdı. Fakat devasa, katil bir yılandan daha kan dondurucu olan nedir? Eğer Ron Weasley iseniz, bu devasa, katil bir örümcek olabilir.

Harry Potter: The Creature Vault kitabından alınmıştır.


Acromantula, Harry Potter dünyasında bulunan ve bir fil boyutuna ulaşabilen bir örümcek türüdür. Eşsiz özelliklerin biri de insanlarla iletişim kurabilmeleridir.

ARAGOG

Aragog, Acromantula kolonisinin lideri, Rubeus Hagrid bir öğrenciyken onun tarafından okula getirildi. Bu, Harry Potter ve Sırlar Odası’ndaki olaylardan elli yıl önceydi. Harry ve Ron, Hagrid’in sevgili evcil hayvanıyla Hogwarts’taki ikinci yıllarında, Slytherin’in Varisi’nin kim olduğunu öğrenmeye çalışırken karşılaşırlar. Üzücü bir şekilde, Aragog, Harry Potter ve Melez Prens kitabında, yaşlılıktan vefat eder.

Tasarımcılar Harry Potter ve Sırlar Odası’nın senaryosunu okuduklarında ve on sekiz bacak eklemi gerektiğini fark ettiklerinde, ilk düşünceleri bu yaratığın bilgisayar tarafından oluşturulması olmuştu.  Uzun süren düşüncelerden sonraysa, Aragog’un sayısız yavrularının dijital olmasına fakat Aragog’un normal olmasına karar verirdi. Yaratık bölümü, Acromantula’nın inşa edilmesinin CGI teknolojisinden daha ekonomik olduğunu fark etti. Ayrıca, Aragog’un konuşması ve hareket etmesi de sağlanabilecekti.

aragog

Aragog, Aquatronic denen, hidrolik sistemlerdeki yağ yerine kabloların su ile hareket ettirilmesi sistemine dayandırılan bir sistem ile hareket ettirildi. Aquatronics, daha yumuşak ve zarif hareketlere olanak veriyordu. Bir fil büyüklüğünde olması yüzünden, Aragog aceleye gelmeyen, zarif bir şekilde hareket etmeliydi. Bu yavaş hareketler, bir örümceğin etrafta tehditkar ve sessiz bir şekilde gezinmesine de uygundu. Örümceğin arka ayakları kuklacılar tarafından yönlendirilirken, ön ayakları mekanikti. Bu mekanik ayaklar, waldo adı verilen, kontrol edenin hareketlerini tekrarlayan bir çeşit hareket-kontrol aletiydi. Aragog, tahterevalliye benzeyen ve karşısında bir ağırlık bulunan bir sisteme oturtuldu. Stüdyoya yerleştirilen ağırlıkla, Aragog ön ayakları ucuna kaldırıldığında, gerçek anlamda ileri doğru yürüyordu.

Sesle çalışan bir sistem, Aragog’un kafasına yüklenmişti. Böylece, ağzı aktör Julian Glover’ın sesiyle birlikte senkronize bir şekilde hareket edebildi. Bu, Daniel Radcliffe ve Rupert Grint’in yaratıkla gerçek zamanlı bir sahne çekmesine olanak verdi.

Aragog, Harry Potter ve Melez Prens sahnelerinde ise, yaşını belli etmek amacıyla baştan tasarlandı. Yaratık, üretan ile doldurulmuştu; bu sayede gerçekten ölmüş bir örümceğin yarı saydam parıldamasını içinden geçen ışık sayesinde taklit edebiliyordu. Aragog’un Sırlar Odası ve Melez Prensi versiyonlarının ikisinde de aynı ‘kıl’ materyali kullanıldı, içinde en iyi süpürgelerin kılları ve kabarık durması için gerekli tüylerle birlikte, büyük, daha kıllı bölgeler için simli bir tür kumaş kullanıldı. Kıllar, her defasında bir adet yerleştirilerek tamamlandı.

Melez Prens senaryosunda, Aragog tepedeki bir mezarlığa konacaktı. Bu yüzden, tasarımcılar devasa, ters dönmüş ölü bir örümceğin gerçek ağırlığına sahip olması için orijinalinden çok daha ağır olması gerektiğini biliyorlardı. Yaratık, o kadar çok sevilen bir karakterdi ki, tasarım ekibi, örümceğin son sahnesi çekime alındığında kollarına siyah bantlar takmıştı.

Sizler Aragog’u sever miydiniz? Bu örümcek hakkındaki düşüncelerinizi, filmdeki kalitesini değerlendirmeyi unutmayın!

aragog_forbidden_forest

Fantastik Canavarlar’ın Yeni Tanıtım Videosundan 8 Önemli İpucu

$
0
0

newt-scamander-son-tanitim-filmi

Fantastik Canavarlar Nelerdir ve Nerede Bulunurlar? filminin dün geceki etkinlikleri serinin 5 film olacağı bilgisiyle birlikte bize ilk filmden yeni bir video daha bıraktı ve filmi beklerken heyecanımız iyice doruklara çıktı!

Gelin önce o şahane videoyu hep birlikte izleyelim:

İşte bu videoda Pottermore‘un gözüne çarpan 8 önemli sahne!

1. Hepimizin Çok İyi Tanıdığı O Tren

hogwartsekspresi

Videonun açılış kısmı bizi adeta bir düşünselinde Harry Potter zamanına götürüyor. Dumbledore’un “Garip şey şu zaman.” dediğini duyuyoruz. Tüm bu nostaljide gecenin karanlığında giden Hogwarts Ekspresi‘ni görüyoruz. Ne kadar da özlemişiz bu sahneyi görmeyi! Sanki Hogwarts Ekspresi bizleri Harry Potter filmlerinden alıp yeni durağımız olan Fantastik Canavarlar dünyasına bırakıyor.

2. Grindelwald!

grindelwald-paper

Bir önceki Fantastik Canavarlar fragmanında Grindelwald‘un ismini duyduğumuzda hem şaşırıp hem de mutlu olmuştuk. Son videoda da yine aynı ismi bu kez The New York Ghost (New York Hayaleti) isimli bir büyücü gazetesinde manşet olarak görünce gözlerimiz fal taşı gibi açıldı haliyle.

Harry Potter’ın zamanında Grindelwald isimli kara büyücünün ışığı çoktan sönmüştü ve kendi zamanında Muggleların domine edildiği bir dünya yaratmaya çalışan bir büyücü olduğu bahsediliyordu. Ancak 1920lerin başında Grindelwald, asıl olarak Avrupa’da faaliyetlerini yürütmeye çalışsa da ismini Amerika’da da duyurmuş gibi görünüyor.

3. Mary Lou ve ‘Second Salemers’

mary-lou

Bu isim her ne kadar bir müzik grubunu anımsatıyor olsa da aslında oldukça tatsız bir şeyi ifade ediyor. Second Salemers aslında Mary Lou‘nun başında olduğu bir büyücü karşıtı oluşum.

Mary Lou’nun insanları cadılara karşı uyardığı ateşli konuşmanın bir kısmını videoda görüyoruz. Lou aynı şekilde önce fragmanda da oldukça sert ve hoşgörüsüz bir tavır takınıyordu ama bu yeni görüntülerde düşmanlığının çok daha büyük bir seviyede olduğunu görüyoruz. Sonuçta asa kırmak hiç de dostane bir tavır değil.

4. Yeni Karakterler

newies

Jon Voight‘in canlandırdığı Henry Shaw Sr. karakterinden çok bir şey görmemiştik. Burada ise oğlu Langdon Shaw ve ardından diğer oğlu Henry Shaw Jr. ile karşımızda. Shaw, şehirde enteresan olaylar olduğuna dikkat çekiyor ki bu da bizlere No-Maj dünyası ile Büyü Dünyası’nın birbirine oldukça yaklaştığını gösteriyor.

gemma-chan

Oyuncu Gemma Chan‘i de MACUSA‘da ilk kez görüyoruz ama maalesef hala karakterinin kim olacağına dair henüz bir fikrimiz yok.

5. Havada Süzülen Adam

floating-man

Biraz ürkütücü bir sahne olan bu karede MACUSA‘nın ana salonunda havada süzülen bir adam görüyoruz. Adamı incelerken Newt, “Yaralarına bakın, bunu bir canavar yapmış olamaz.” diyor. Kulağa pek de olumlu bir olaymış gibi gelmiyor.

Bu sahne bize Lord Voldemort‘un Profesör Charity Burbage’ı etrafı Ölüm Yiyenler ile çevrili bir masanın tepesinde durdurduğu ve öldürdüğü sahneyi anımsattı. Hepimiz bu süzülen adama ne olduğunu merakla bekliyoruz ama ortada bir Wingardium Leviosa durumu olmadığı kesin.

6. Ölüm Yadigarları Sembolü!

deathly-hallows

Hazır Ölüm Yadigarları demişken J.K. Rowling‘in ‘Potter kitaplarıyla insanları şaşırtacak bağlantılar var.’ dediğini hatırlatalım.

Bu hepimizin aşina olduğu sembol karşımıza ilk olarak Harry Potter kitaplarında karşımıza çıktı ve Ölüm Yadigarları’nı sembolize ettiğini biliyoruz. Ayrıca Grindelwald’un Mürver Asa ile oldukça ilgili olduğunu da biliyoruz. Acaba videoda sembolle içli dışlı olan bu karakter kim?

Sembole ek olarak acaba Ölüm Yadigarları’ndan birini görmüş olabilir miyiz? Bizce evet!

cloak

Bu sahnede eğer kendi kendini yiyen bir elma görmüyorsak birisi bir Görünmezlik Pelerini ile eğleniyor gibi.

7. Graves’in Hikayesi

Colin Farrell‘in karakteri Percival Graves hakkında hala kesin bir fikrimiz yok. Göründüğü hiçbir fragmanda etrafında olan olaylardan dolayı mutlu görünmüyor açıkçası. Biraz tehlikeli birisi olarak göründüğünü kabul etmek gerek. Sonuçta MACUSA adına çalışan bir seherbaz olmak için zor zamanlar gibi duruyor.

colin-farrell

8. “İnsancıl Güç İle İlgili Bir İmge Gördüm”

New York’un Newt’un kaçan canavarlarıyla uğraştığını zaten biliyoruz ancak bu videoda karşımıza bir de gökyüzünde kendini gösteren farklı bir güç çıkıyor. 1920’ler Karanlık İşaret zamanlarından çok önce tabii ama bu bulutlardan da daha iyi bir şey çıkacağa benzemiyor.

vision

Bir an önce filmle buluşmak üzere! Son video hakkında siz neler düşünüyorsunuz?

Daniel Radcliffe, Harry Potter’dan Kazandığı Serveti Neredeyse Hiç Harcamadığını Söyledi

$
0
0

daniel-radcliffe

Harry Potter karakterini oynayarak hepimizin kalbini fetheden oyuncu Daniel Radcliffe zamanında birkaç Quidditch maçı kazanmış olabilir ama açıkladığına göre, servetinden neredeyse hiç harcamıyormuş…

Birçok insanın çılgınlar gibi harcayacağı bir miktar olan 75 milyon Euro kazanmış olsa da 27 yaşındaki oyuncu şöyle bir açıklama yaptı:

“Paramla gerçekten bir şey yapmıyorum. Param için çok minnettarım, çünkü paranızın olması demek para hakkında bir endişenizin olmaması demek ki bu çok güzel bir özgürlük. Ayrıca bu bana kariyer olarak da inanılmaz bir özgürlük sağlıyor.”

Aktörün serveti, 2001’de Quidditch oynayan 11 yaşında bir Hogwarts öğrencisi olan Potter’ı canlandırdığından beri birikmeye devam etti. Yedi tane daha film ve sayamayacağımız kadar milyonlardan sonra Daniel dünyada en çok tanınan insanlardan biri olsa da hem şöhretin hem de paranın kendisini etkilemesine izin vermedi. Gerçekleştirdiği her projeden çok fazla para kazanmasına gerek kalmayan Daniel; The Woman In Black, Kill Your Darlings ve Horns gibi bağımsız filmlere odaklanabildi.

“Kariyerim boyunca beni takip eden insanlar için, hayatımın geri kalanında kötü filmlerden çok fazla para kazanmaktansa, ilgilenecekleri tarzda bir şey vermek istiyorum.”

Alkolle bir mücadele veren Daniel, şimdi bir alkol karşıtı. Sanatsal filmler çekmediğinde ise Londra ve New York arasında üç yıllık kız arkadaşı 31 yaşındaki Amerikan oyuncu Erin Darke ile zaman geçiriyor. Hayatı ve kariyeri hakkında da oldukça düşünceli.

“Son olarak, spot ışıkları altında büyümenin en zor tarafı, uyuşturucu gibi şeylere kolay erişim hakkında değil, sizi kötülüğe teşvik eden bu dünya. Zor olan, kim olduğunuzu çözmeye çalışırken, herkesin hakkınızda halihazırda edindiği fikirlerle karşı karşıya kalmak. Özellikle genç yaşta ünlü olduğunuzda, bence ünden bağımsız ve ünü kimliğinizin bir parçası saymadan kim olduğunuzu anlamaya çalışmak çok önemli, çünkü ün gidecektir. Şöhret sonsuza kadar sürmez. Kimse için.”

Kameranın önünde olduğu anların en mutlu anlar olduğunu söyleyerek ekledi:

“Eğer birisi bana yarın gelip ‘Bir daha sete asla gitmeyeceksin,’ dese, hayatımın geri kalanında ne yapacağımı gerçekten bilemem. Düzenli olarak film setlerinde olmadan hayatım nasıl olur bilmiyorum. Delirirdim. İşini seven sayılı insanlardan biriyim.”

Bu dünyayı nasıl terk etmek istediğini sorunca ise şöyle dedi:

“İdeal olarak bir film setinde. Birinin gününü mahvederdim. Birden şöyle derlerdi: ‘Dan kamerin önünde birden öldü; dublörünü getirmemiz gerekiyor.’”

Daniel yeni filmi Imperium’da bir Neo-Nazi olarak gizli görev yapan bir FBI ajanını canlandırıyor. Bu film için saçlarını kazıtması ve bir gamalı haç dövmesine katlanması gerekti – Daniel bu dövmenin her gün makyajda yapılmasını garip buluyormuş. Daniel, gelecek yıl yoğun programı izin verdiğinde biraz yazmak istiyor.

harry-potter

Parasını Nelere Harcayabilirdi?

  • Gezici bir kamp aracına – belki de Dumbledoremobil
  • Bir Ford Ron-deo’ya
  • 9 ¾ platform bir ayakkabıyla daha uzun görünmeye
  • Voldemort’a bir burun almaya
  • Gerçek bir şatoya yatırım yapmaya

Diğer Yıldızlar Neler Yapıyor?

emma-watson

İsim: Emma Watson

Yaş: 26

Kimi oynadı: Hermione Granger

Tahmini değeri: 53 milyon Euro

Ne aldı: Sanat eserleri ve Londra’dan 3 milyon Euro değerinde bir ev

Özgeçmiş: ABD’de Sarmaşık Birliği Üniversitelerinden biri olan Brown’da İngiliz Edebiyatı diploması aldı, Burberry için modellik yaptı, BM’de konuşmacılık yaptı ve birçok filmde başrol oynadı

rupert-grint

İsim: Rupert Grint

Yaş: 28

Kimi oynadı: Ron Weasley

Tahmini değeri: 38 milyon Euro

Ne aldı: Butik otel, hoverkraft, dondurma karavanı ve su bisikleti

Özgeçmiş: Moonwalkers ve Cherrybomb isimli sade filmlerde oynadı ve Snatch and Sicknote isimli TV serisinde rol aldı


Fantastik Canavarlar’ın Yeni Tanıtım Videosu [Türkçe Altyazılı]

$
0
0

grindelwald-gazete-kupuru

Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen hayran etkinliğinde Fantastik Canavarlar‘dan yepyeni görüntüler barındıran bir de tanıtım videosu yayınlandı! Türkçe altyazılı olarak videoyu aşağıdan izlemeniz mümkün!

J.K. Rowling‘in Fantastik Canavarlar‘ın üç değil de tam beş filmden oluşan bir seri olacağını duyurduğundan beri içimizde dinmek bilmeyen bir heyecan var. Bir de filmden şahane bir tanıtım videosu yayınlanınca, şuncacık günün nasıl geçeceğini iyice bilemez olduk.

Lumos Maxima ile başlayan video, Hogwarts Ekspresi’yle bizleri okyanusun ötesine sürüklerken derin bir nostaljiyle dolduğumuzu inkâr edemeyiz.

Lafı fazla uzatmadan sizleri bu şahane tanıtım filmiyle baş başa bırakalım:

Olası Gellert Grindelwald – Albus Dumbledore düellosu, Ölüm Yadigarları sembolü derken işler iyice çığırından çıktı. Siz ne dersiniz?

Tanıtım videosunu izlerken öğrendiğimiz 8 önemli ipucu için buraya tıklayabilirsiniz!

Fantastik Canavarlar Filminin İlk 10 Dakikasında Neler Oluyor? (SPOILER)

$
0
0

imax_newt_scamander_fc

Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen hayran etkinliklerinde, filmin ilk 10 dakikasının da izlendiği ve üzerine çokça konuşulduğu bilgisi içimizi sızlatmıştı. Gelin Fantastik Canavarlar‘ın ilk 10 dakikasında neler olmuş, USA TODAY‘in ağzından dinleyelim!

Ve elbette yazının bundan sonrasındaki kısım, filmin ilk 10 dakikasına dair doğrudan spoiler içeriyor!

Filmin açılış sahnesi, film hakkında şu ana kadar fragmanlarda gördüğümüzden daha fazla bilgi veriyor. Sadece birkaç sahneyle, fazlasıyla şey öğreniyoruz ve bu filmin biraz karanlık bir havada, hızlı gelişen ve aksiyon dolu bir yapısı olduğunu düşünmeye başlıyoruz. Fantastik Canavarlar bu özelliğiyle de son Harry Potter filmlerine benziyor.

newt-jacob

Film, Harry Potter filmlerindeki gibi bir trajediyle başlıyor. Kara büyücü Gellert Grindelwald tarafından yapılan acımasız bir saldırı görüyoruz. Kitapları okuyan hayranlar kendisini Voldemort’tan önceki kara büyücü olarak hatırlayacaktır. Grindelwald, 1945’te bir düelloda Dumbledore kendisini yenene kadar Avrupa’da terör estiriyordu.

Filmin geçtiği 1926 yılında, büyü dünyasında işler hiç de yolunda gitmemektedir. Uçuşan gazete sayfalarında görüğümüz kadarıyla, Hogwarts’ta güvenlik önlemleri arttırılmakta, Grindelwald’un terör saldırıları giderek artmakta ve Amerika’da büyücülere duyulan nefret had safhaya ulaşmaktadır. Bonus; New York’taki büyücü gazetesinin adının New York Ghost olduğunu öğreniyoruz. (Kendisi için Gelecek Postası’nın Amerikan versiyonu diyebiliriz.)

Derken Percival Graves rolündeki Colin Farell’ı yıkılmış bir binanın molozları arasında inceleme yaparken görüyoruz. Olaya şahit olan Muggle’lar (kusura bakmayın hâlâ No-Maj demeye hala alışamadık!) her şeyi “siyah bir bulut”un yuttuğunu söylüyorlar. Bu sırada hemen yan taraftaki bina parçalanıyor ve bir şey, yerin altından ilerleyerek tüm caddenin altını üstüne getiriyor. Bunu yapanın ne olduğunu ise maalesef göremiyoruz.

Ayrıca Newt Scamander’ı da görüyoruz. Fragmanlarda gördüğümüz gibi Amerikan gümrüklerinde, yanında fantastik canavarlarla dolu çantasıyla çıkıyor karşımıza. New York’a geldikten sonra bir süre boş boş gezen Newt, daha sonra kendisini büyü karşıtı bir grup Muggle’ın cadılar aramızda diye haykırdığı bir garip toplantıda buluyor. Dan Fogler’ın canlandırdığı Jacob Kowalski bankaya giderken Newt’un büyülü çantasına takılıyor. Newt ayrıca sosisli sandviç yiyen Tina (Katherine Waterson) ile de karşılaşıyor, böylece filmdeki New York etkisi iyice kendisini gösteriyor. Toplantıda, son fragmanda tanıştığımız burnuk çantadan kaçıp, bir dilencinin önündeki para dolu şapkayı kapıyor. Şimdilik, filmdeki favori canavarımız da kendisi oluyor.

burnuk

İşte filmin ilk on dakikası da böyleymiş sevgili canavarlar. Tüm bunlar, biraz fazla değil mi size de?!

Bu arada etkinlikte yayınlanan ve filmden görmediğimiz sahneler de içeren yeni videoyu da kaçırmayın deriz:

Daniel Radcliffe’den Alan Rickman ve “Game of Thrones”a Dair Çok Özel Açıklamalar

$
0
0

daniel-rickman

Imperium ve Swiss Army Man filmleri geçtiğimiz ay İngiltere’de vizyona girmişken Daniel da bu iki filmi, Alan Rickman’la en sevdiği anısı ve Game of Thrones’a katılmayı isteyip istemediğine dair açıklamalarda bulundu.

Gerilim türündeki film Imperium’da Dan gizli bir göreve giden FBI ajanını canlandırıyor. Filmde, bombalı eylem planlayan beyaz üstüncü bir gruba sızan karakteri hakkında konuşan Daniel, gizli göreve gitmenin “korkunç bir yaşam biçimi” olduğunu ve böyle bir şeyi asla yapmayacağını belirtiyor. Diğer filmi Swiss Army Man’i ise oynadığı “en acayip, en güzel ve en tuhaf film” olarak nitelendiriyor.

harry-potter-cosmopolitan

Tabii ki nereye gitse Harry Potter hakkındaki sorular Dan’i takip etmeye devam ediyor. Artık Harry Potter’la işi bitti mi? Her şeyi geride mi bırakmak istiyor? Dan Independent’a şu açıklamalarda bulundu:

“İnsanların Harry Potter’ı unutmasını istemiyorum; bu yaptığım filmlerle gurur duyuyorum… İnsanlar beni uzunca bir süre tek rolde gördüğü için çeşitli filmlerde rol aldığımda hak ettiğimden fazla takdir topladığımı düşünüyorum.”

Metro’ya verdiği röportajda ise Dan, Alan Rickman’la en sevdiği anısından bahsetti:

“Alan’la geçirdiğim en iyi vakit Londra’da ‘Equus’ performansımdan sonraki geceydi. Alan ve Rima [Horton], Richard Griffiths (Vernon Enişte)ve Heather [Gibson]’la hep beraber dışarı çıktık. Bu durum artık garip geliyor çünkü bu iki adam da öldü.

Alan’dan her zaman gözüm korkmuştur. Sevdiğim ve bana karşı da hep açık olmuş bu adamdan yine de biraz korkardım. Ama işte onunla dışarı çıkmıştık ve onun eğlenceli, fazlaca alçakgönüllü ve savunmasız yanını görmüştüm. Bunu görmek güzeldi.

Alan’ın nasıl bir insan olduğunu gördüğüm bu anlarından konuşmak isterim çünkü herkes ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu biliyor. Bunu anlatmama gerek yok. Alan oynadığı korkutucu karakterden oldukça fazla eğlenceli biriydi.”

game-of-thrones-harry-potter

Digital Spy Dan’e hit dizi Game of Thrones’da oynamayı düşünüp düşünmediğini sordu. (Dizide daha önce birkaç Harry Potter oyuncusunu görmüştük, bazıları için buraya tıklayabilirsiniz) Dan uzun taahhüt gerektirebilecek dizi senaryolarına imza atmada tereddüt ettiğini söyledi fakat söz konusu Game of Thrones olursa fikri değişecek gibi:

“Çok isterim! Beni diziye alıp hemen öldürecek olsalar dahi. Bunu yapmak beni mutlu eder.”

Harry Potter Hayranlarının Mutlaka Görmesi Gereken 6 Canavar Çizimi

$
0
0

Harry Potter filmlerine dair her şeyi gördüğünüzü düşünüyorsanız fena halde yanılıyor olabilirsiniz. Harry Potter: The Creature Vault kitabının yazarı Jody Revenson, J.K Rowling‘in yarattığı sihirli yaratıkları hayata geçirmek için hazırlanan konsept çizimleri bizler için derlemiş. MoviePilot‘ta yayınlanan bu çizimlere gelin yakından inceleyelim.

Tasarımların, yaratıkların tam olarak nasıl görüneceklerini, bizlerin Pigme Pofuduklardan Macar Boynuzkuyruklara kadar her şeyi nasıl hayal ettiğimizi belirlediği görülüyor.

1. Ruh Emici

Ruhunuzu çalmak için saldıran Ruh Emici kararmış gökyüzündeki bu gotik parçada, filmde tasvir edilen Ruh Emicilere oldukça yakın.

2. Macar Boynuzkuyruk

this-beastly-harry-potter-concept-art-is-something-every-fan-needs-to-see1

Harry Potter serisinde birçok ejderha ile karşılaşıyoruz ancak eğer Hagrid değilseniz, Macar Boynuzkuyruk bunların en korkutucusu.

3. Pigme Pofuduk

Şuna baksanıza, fazlasıyla sevimli değil mi?

4. Nagini’nin Sürpriz Çıkışı

this-beastly-harry-potter-concept-art3

this-beastly-harry-potter-concept-art4

Muhtemelen, tüm serinin en korkunç anlarından biri. Kabuslara girecek cinsten bir sahne.

5. Harry ve Ron’un Aragog’la Karşılaşması

this-beastly-harry-potter-concept-art-is-something-every-fan-needs-to-see4

Aragog Hagrid için küçük, tatlı bir evcil hayvan olabilir ancak on bir yaşındaki bir Muggle için o parlayan gözleriyle her zaman korkutucu olacak.

6. Inferius Yığını

this-beastly-harry-potter-concept-art-is-something-every-fan-needs-to-see5

Tüm serideki en korkutucu anlardan başka bir örnek. Ölü bedenlerden oluşan bir yığının sizi boğmaya çalışması? Teşekkürler biz almayalım!

Bu konsept resimler gerçekten çok etkileyici. Bunlar hakkındaki görüşlerinizi ve varsa sizin de büyücülük dünyasına ait çalışmalarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın!

Fantastik Canavarlar Setinde Yapımcı David Heyman ile Keyifli Bir Sohbet

$
0
0

david-heyman-roportaj-fc

Harry Potter filmleri dediğimizde aklımıza ilk gelen isimlerin serinin oyuncuları olması kaçınılmazdır. Yıllarca kitaplarda okuyarak tanıdığımız karakterlerin kendi dünyamızda şekil bulmuş halleri olan oyuncular elbette film yapımında oldukça büyük öneme sahip olsalar da, perde arkasındaki bazı gizli kahramanlar olmasalar ortaya çıkan işin aynı başarıyı yakalayamayacağı da bariz bir gerçek. Harry Potter filmlerini beyaz perdeye aktarmaktan sorumlu olan başarılı yapımcı David Heyman da bu gizli kahramanlar listesinin en başında gelenlerden.

Felsefe Taşı kitabı daha yayınlanmamışken Heyman’ın masasına geldiğinde, onu okuyan, çok beğenen ve Heyman’ı da projeyi almaya ikna eden bir asistan sayesinde bugün Harry Potter filmleri izleyebiliyoruz. Ve Harry’nin maceralarını geride bırakıp, Newt‘inkilere yelken açarken David Heyman yeniden bu dünyayı çok iyi tanıyan ve kilit rol oynayan bir yapımcı olarak karşımıza çıkıyor. Bu yüzden Mugglenet‘in Fantastik Canavarlar filmi setinde gerçekleştirdiği röportajlar serisinde bu sefer size ulaştırdığımız röportaj David Heyman‘a ait. Keyifli okumalar.

Basın – İlk olarak filmin yönetmeni olan David Yates hakkında konuşabilir miyiz? En başından beri bu proje için düşündüğünüz kişi o muydu?

Heyman – Evet, David Yates bu evreni çok iyi tanıyordu, bu yüzden onu zaman kaybetmeden projeye dahil ettik. (…) Ayrıca Yates’in Jo ile geçtiğimiz dört filmde temelini attığı oldukça iyi bir iletişimi var. Bizim için bu da önemliydi. Diğer yandan bu film pek çok rengi barındırdığı gibi karanlığı da barındırıyor. Ama aynı zamanda eğlenceli ve mizahi bir yöne de sahip. Macera yönünden iddialı. Ve bir yandan da dokunaklı sahnelere de sahip. Bence Yates bu denli çok yönü olan işlerde oldukça iyi ve bütün bu çeşitliliği ustaca ve içten bir şekilde işleyebiliyor. (…)

B- Biraz da Eddie, Katherine, Alison ve Dan’den yani filmin altın dörtlüsünden bahsedelim isterseniz.

H- Elbette. Oyuncu seçimlerine Eddie ile başladık ve o da evet dedi. O bizim ilk ve tek seçeneğimizdi. Bir yabancıyı, dışlanmış birini oynayacak yeteneğe sahip, sempatik ve çekici birini istedik. Bu rolü oynamak için gerekli yeteneğe sahip biri olmalıydı. (…) Eddie empati yeteneği çok güçlü bir oyucu ve oldukça zeki. Onun gerçekten de biraz tuhaf, alışılmışın dışında fakat büyük bir magizoolojst olduğuna inanabilirsiniz.(…) Eddie komedi dramaya oldukça hakim. Ona gerçekten bayılacaksınız ve bence de o mükemmel bir başrol. Aynı zamanda her dönemi canlandırabilen bir oyuncu. 1920’lerin ortamına da rahatlıkla uyum sağladığını düşünüyorum. (…)Sonrasında diğer oyuncuları seçme işine koyulduk ve bu seçimler Eddie’ninkiyle aynı şekilde yürümedi. En sonunda ekran testleri ve seçmelere katılanlar arasında eşleşmeler yaptığımız bir süreç yaşadık. Ve bu araştırmalar gerçekten uzun sürdü çünkü bu işi layığıyla yapmak istiyorduk. Bu süreçte Eddie harikaydı, diğerleriyle birlikte ekran testleri gerçekleştirirken de daima cömert davrandı. (…) Oyuncu seçmelerinin her birine dahil oldu.(…)

Ve sonunda Alison, Katherine ve Dan’da karar kıldık. Üçünün rolleri de oyunculukları gibi öne çıkan rollerdi. Katherine – tıpkı Eddie gibi oldukça zeki- gülümsediğinde tüm dünyayı aydınlatıyor. Ortama alışmak ve rahatlamak için bir süreçten geçmesi gerekti. Filmdeki karakteri de biraz dışlanmış, uçlarda bir kadın. Onun gerçekten oldukça derin bir zekası olduğunu ve doğru şeyi yapmaya çabaladığını görebiliyorsunuz.

Alison’a bakacak olursak, ışık saçan biri olduğunu söyleyebilirim. Kamera onu seviyor ve Dan gibi birinin ona neden kapıldığını anlayabiliyorsunuz.(…) Fantastik bir şekilde birleştiğini düşündüğüm gerçek bir iç ve dış güzelliğe sahip. (…) Dan’a baktığımızda gerçekten dışlanmış olanı görüyoruz. Bu dünyaya girmeye çalışan ve bu konuda da coşkulu olan bir Büyüdışı. Dan’dan birkaç haftada bir “Kendimi çimdikliyorum, burada olmaktan çok heyecanlıyım. Teşekkürler.” şeklinde mailler alıyorum. Bence bu evrenin bir parçası olmaya bayılıyor. Ve o oldukça iyi bir yönetmen ve bu bizim için önemli. Ama aynı zamanda dramaya da yeteneği var. O Tony Ödüllü bir aktör. (…)

Katherine-Waterston-Alison-Sudol-rowling-others

B –  Biraz da yapım aşamalarından bahsedelim. Yani bir film yapma fikri ilk olarak ne zaman konuşuldu ve bunu gerçekten hayata geçirmeye ne zaman karar verdiniz?

H- Jo senaryoyu yazdı – bu kadar basitti. Bu dünyaya geri dönmek için istemek dışında bir nedene ihtiyacı yoktu. Yarattığı dünya konusunda gerçekten çok tutkulu. Jo’nun bu dünyaya baştan sona hakim olması bence oldukça inanılmaz. Bu Potter filmlerinin yapımı sırasında anlatmış olabilirim ama bazen karanlıkta kalan şeyleri danışmak için ona giderdik, tıpkı Black ailesinin geçmişi gibi. Kitapta işlenmemiş olabilir ama filmde bunu detayıyla göstermemiz gerekiyordu. Biz de bu yüzden Jo’ya bir mail attık. Yarım saat sonra altı jenerasyon geriye giden bir aile ağacının olduğu bir mail geldi. Mailde doğum ve ölüm yıllarından kimin kiminle evli olduğuna dair pek çok bilgi vardı. Bu seferki bilgi derinliği gerçekten etkileyiciydi. (…)

Potter filmlerini bitirdiğimizde yeni zorluklarla yüzleşecek olmanın heyecanı ve ailenin dağıldığını, hepimizin farklı yollara gideceğini görmenin melankolisi bir aradaydı. Jo’nun büyücülük dünyasında yer almak büyük bir ayrıcalık ve oldukça eğlenceli bir iş. (…) Bu yüzden ne yapabileceğimiz hakkında düşünüyorduk ve Lionel Wigram – bu filmde de yer alan ve 1997’de Harry Potter’i ilk gönderdiğim yürütücü yapımcı- belki de Newt hakkında bir belgesel yapabileceğimiz fikriyle çıkageldi.

Doğal olarak önce bu fikri Jo’ya götürdük. Onun onayı olmadan bunu yapamazdık – yapabilecek olsak bile yapmazdık-. Potter filmleri çekilirken herkes onun evinde oturup vakit geçirdiğini düşünüyordu. Ve bu kesinlikle yanlıştı. Başta, filmde olacaklara müdahale etme hakkına sahip değildi fakat biz yine de onu destekledik çünkü onsuz ne yapacağımızı şaşırırdık. Ve açıkça bir yapımcı olarak benim asıl görevim bir çeşit gardiyan olmak. Üzerinde çalıştığım, kitap uyarlaması olan filmlerde bunun gerçekten bir yazarın eseri olduğunu hissediyorum. Ayrı ve farklı bir şey yapıyor olsanız da yazarın vizyonuna ve bu işe girme sebeplerinize saygı göstermek istersiniz.

Sonuçta Jo böyle bir fikrimiz olduğunu duydu ve, “Evet, yeterince eğlenceli, bunun hakkında zaten bir şeyler düşünüyordum.” dedi. Ve bütün bu fikri bir şekle soktu. (…)

Eddie Redmayne Röportajı İçin Tıklayın!

Katherine Waterston Röportajı İçin Tıklayın!

Yönetmen David Yates Röportajı İçin Tıklayın!

Viewing all 1611 articles
Browse latest View live