Quantcast
Channel: Fantastik Canavarlar
Viewing all 1611 articles
Browse latest View live

J.K. Rowling’in Kaleminden “Peeves” Hakkında Her Şey

$
0
0

peeves_fatlady

Filmlerde yer alamamasına üzüldüğümüz karakterlerin başında gelir Peeves. Yaptığı şakalar ve muzipliklerle herkesi kendinden bıktıran, Filch’in belalısı bu hayalet hakkında Rowling’in söylediklerine kulak verelim. Gelin hep birlikte kaleye dadanmış bu hayaleti yakından tanıyalım!

Poltergeist kelimesi Almanca bir kökene sahip ve kabaca gürültücü hayalet olarak çevriliyor. Aslında değil; kesin konuşmak gerekirse bir hayalet değil. Poltergeist, objeleri hareket ettiren, kapıları çarpan ve diğer duyulan, hareket eden rahatsızlıkları yapan görünmez bir varlıktır. Birçok kültürde ismi geçmektedir ve genç insanların, özellikle ergenlerin yaşadığı yerlerle güçlü bir ilişki vardır. Bu olayların açıklanması doğaüstünden tutun bilimsel olarak birçok şekilde yapılabiliyor.

Ergen cadı ve büyücülerle dolup taşan bir binanın, bir poltergeist oluşturması kaçınılmazdı tabi ki. Bu çeşit bir poltergeistin daha gürültücü, yıkıcı ve Muggle evlerindekilere oranla def edilmesi daha zor olması da beklenebilirdi. Eminiz ki, Peeves İngiliz tarihindeki en ünlü ve baş belası poltergeisti olmuştur. Benzerlerinin ezici çoğunluğunun tersine, Peeves fiziksel bir şekle sahiptir fakat istediği zaman görünmez olabilir. Görünüşü, doğasını yansıtır. Tanıyanlar, doğasının bitmek bilmeyen kötülük ve mizah karışımı olduğunda hemfikirler.

Peeves ismine yakışır biridir. Hogwarts’ın, Hankerton Humble’dan beri –ki kendisi dört kurucu tarafından görevlendirilmiştir – bütün hizmetlilerine musallat (peeve) olmuştur. Birçok öğrencinin ve hatta öğretmenin Peeves için sapıkça bir sevgisi olsa da – kendisi okul hayatına kesinlikle bir çeşit lezzet katıyor -, Peeves iflah edilemez bir şekilde yıkıcı ve kasten yarattığı dağınıklığı toplamak genellikle hizmetliye kalıyor: vazoler kırılır, iksirler boca edilir, raflar devrilir ve daha fazlası. Zayıf sinirlere sahip insanlar, Peeves’in sevgi göstermek amacıyla aniden insanların burunlarının ucundan bir santim ötede maddeleşmek, zırhların içine saklanmak ya da katı objeleri insanların kafasına dersler arasında giderken atmak gibi hareketlerini tasvip etmezler.

jkr_peeves_and_percy_illustration

Peeves’i okuldan atmak için yapılan birkaç toplu deneme, başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Sonuncu ve en fecisi, 1876 yılında hizmetli Rancorous Carpe tarafından olmuştur. Özenli bir tuzak kurmuş, Peeves için dayanılmaz olduğunu düşündüğü bir çeşit silahla yemlemiş, iyice büyülenmiş ve Tutma büyüleriyle güçlendirilmiş bir kavanoza koymaya çalışmış ve poltergeist yerini alınca kafasından aşağı atmak istemiştir. Peeves sadece devasa kavanozu kırmakla kalmamış, bütün koridoru kırık camlarla doldurmuştur. Palalar, yaylar, namlulu silah ve minyatür bir topa sahip tuzaktan da kaçmıştır. Kale, Peeves etrafındakileri muhtelif şekillerde öldürmekle tehdit edip rastgele pencerelerden ateş edip eğlenirken, kale tamamen boşaltılmıştır. Üç günlük karmaşa Baş Müdire Eupraxia Mole tarafından sonlandırılmıştır. Peeves ile kontrat imzalamış ve kendisine bazı ayrıcalıklar tanımıştır. Haftada bir zemin kattaki oğlanlar tuvaletinde yüzebilecek, mutfaktan aldığı bayat ekmekleri fırlatabilecektir. Ayrıca Paris’li Madame Bonhabille tarafından yapılmış kendine özel bir şapka almıştır. Rancorous Carpe, sağlık sorunları yüzünden erken emeklilik almıştır. Ondan sonra ise, kimse kalenin en hastalıklı varlığından kurtulmak için bir şeye kalkışmamıştır.

Peeves otoriteye bazen kulak asar. Genellikle unvanlar ve rozetler tarafından etkilenmese de, öğretmenlerin kınaması karşısında uysallaşır, dersleri sırasında sınıflarından uzak duracağı konusunda anlaşır. Bazı nadir öğrencilerle yakınlık kurduğu da bilinmektedir – Açıkça görülebileceği gibi Fred ve George Weasley -, ve kesinlikle Slytherin’in Hayaleti, Kanlı Baron’dan korkmaktadır.

Sizler Peeves hakkında ne düşünüyorsunuz?  Kendisi hakkındaki düşüncelerinizi yazmayı unutmayın!

Peeves-Weasley

Ayrıca Hogwarts’ın diğer hayaletlerini yakından tanımak için buraya tıklayabilirsiniz!


Harry Potter Filmlerinin Ödül Karnesi

$
0
0

daniel-ve-emma

Harry Potter serisi kimimizin hayatına ilk olarak kitaplarla girdi, kimimizin hayatına ise filmlerle. Değişmeyen bir şey vardı ama, filmlerden sonra kitaplara geçenler ve kitaplardan sonra filmlere geçenler. Öyle kolay kolay unutulacak bir evren değildi çünkü Harry Potter’ınki. Orada bizleri etkileyen çok önemli şeyler vardı ve itiraf edelim, hiçbirimiz o büyülü dünyadan kopmak istemedik.

Zamanında bizlere muazzam gelen filmlerin, kitapları okumamızın ve büyümemizin ardından yetersiz geliyor olması doğal karşılanmalıdır zira Harry Potter evreni eksiksiz olarak sinemaya aktarılamayacak kadar detaylıdır. Nitekim bu seriye gönül vermiş olanlar filmleri ikinci plana atmaya başlasalar da, her daim yeniden izlemekten de kendilerini alamadılar.

7 kitaptan ortaya çıkan 8 filmlik seri tüm eksiklerine rağmen, sırf hayallerimizdeki dünyayı görüntülü ortama taşıyarak bir neslin hayal gücüne doğrudan etki etmesi sebebiyle dahi tekrar tekrar izlenmeyi hak ediyor. 21. yüzyılın ilk çeyreğine damga vuran filmler, 2001-2011 yılları arasında dünyanın her yerinden milyonlarca sinemaseveri sinema salonlarına çekmeyi başarmıştı. Bu sebeple, sinema tarihine çeşitli nedenlerce adını yazdırmayı başarmış olan Harry Potter filmlerinin her şeye rağmen yıllarca ödül üstüne ödül kazanması şaşırtıcı değil.

En prestijli ödüllerin bile bazı izleyiciler için bir anlam ifade etmemesini gayet olağan karşılamakla birlikte, en ufak bir ödülün dahi ortaya çıkarılan sanat eserini onurlandırmak olduğunu düşünürüm.

Şimdi gelin hep birlikte, kimi zaman yerden yere vurulan Harry Potter filmlerinin her birinin aslında birer ödül canavarı olduklarına yakından bir bakalım.

Harry Potter’ın sihirli dünyasına perdenin öteki tarafından bakma zamanı!

Harry Potter ve Felsefe Taşı

Serinin Chris Columbus yönetmenliğindeki ilk filmi 3 Oscar adaylığı, 8 de Bafta adaylığı elde etmiştir. Katıldığı tüm ödül törenlerinde ise toplamda 63 adaylığın 17’sini kazanarak serinin en çok ödül alan ikinci filmi olmuştur.

Rupert Grint 2002’de Satellite Ödülleri tarafından “üstün yeni yetenek” olarak adlandırılıp, Özel Başarı Ödülü’ne layık görüldü. 2002 Genç Artist Ödülleri’nde Emma Watson Lider Genç Artist Ödülü’nü, Rupert Grint ise Gelecek Vaat Eden Genç Amatör Ödülü’nü kucakladı.

Harry Potter ve Sırlar Odası

Chris Colombus’un yönetmen koltuğunda oturduğu 2. ve aynı zamanda son film olan Sırlar Odası’nın hiç Oscar adaylığı yok. Bunun yanı sıra, Bafta’da 3 adaylığı bulunuyor. Toplamda ise 42 adaylık ve 11 ödülle serinin en az ödül kazanan filmlerinden biri olmuştur.

2003’te Londra Eleştirmen Ödülleri’nde Gilderoy Lockhart rolüyle Kenneth Branagh Yılın En İyi İngiliz Yardımcı Erkek Oyucu Ödülü’nü aldı. 2003’te Phoenix Film Eleştirmenleri Derneği Ödülleri’nde Desteklenmesi Gereken Genç Performans olarak değerlendirilen Emma Watson ödül kazandı.

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

Meksikalı yönetmen Alfonso Cuaron’a emanet edilen serinin 3. Filmi, 2 Oscar adaylığına ek olarak aday olduğu 4 Bafta Ödülü’nün 1’ini elde etmiştir. Toplamda ise 44 adaylık elde etmiş ve 14 ödülle adından söz ettirmiştir.

Bu film ile oyuncular adaylık elde etmelerine rağmen herhangi bir ödül kazanamamışlardır. Filmin müziklerini yapan John Williams çeşitli ödül törenlerinde ödülle dönerek filme ve seriye iyi bir prestij kazandırmıştır.

harry-potter-odul-fred-george-ginny

Harry Potter ve Ateş Kadehi:

1 dalda Oscar adaylığı elde eden Mike Newell’ın yönettiği 4. Film, aday olduğu 4 Bafta Ödülü’nün 1’ini kazanmayı başarmıştır. Toplamda 42 adaylıktan 12 ödülle dönen film, ortalama bir grafik sergilemiştir.

Tıpkı Azkaban Tutsağı’nda olduğu gibi bu filmde de oyuncular ödül törenlerinden elleri boş dönmüştür.

Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı

Bundan sonraki tüm filmlerde yönetmen olarak yer alan David Yates serinin en uzun kitabını en kısa film olarak çekerek ulaşılması güç bir başarıya imza atmıştır. Bu başarıya ek olarak, film hiç Oscar adaylığı elde edememiştir. 2 Bafta adaylığı bulunan film ödül törenlerinden toplamda 15 ödül ve 40 adaylık ile geri dönmüştür.

Serinin önceki  filmine nazaran oyuncuların ödül anlamında iyi bir grafik yakaladığını görmekteyiz.

2008 European Film Ödülleri’nde David Yates En İyi Yönetmen dalında ödül alıyor.

2008 Australia Kids’ Choice Ödülleri’nde En İyi Film Yıldızı dalında Daniel Radcliffe aday olduğu ödülü almayı başarıyor.

2008 London Critics Circle Film Ödülleri’nde Dolores Umbridge rolüyle hepimizi çıldırtmayı başaran Imelda Staunton, En İyi İngiliz Yardımcı Aktris dalında ödül kazanmayı başarıyor.

2008 National Movie Ödülleri’nde Rupert Grint ve Daniel Radcliffe En İyi Performans Sergileyen Erkek olarak birbirleriyle yarışmışlar ve Grint kaybederken, Radcliffe ödülün sahibi olmuştu. Emma Watson da En İyi Performans Sergileyen Kadın dalında ödül kazanıyor.

2008 SyFy Portal Genre Ödülleri’nde Emma Watson En İyi Aktris dalında ödülün sahibi olmayı başarıyor.

Harry Potter ve Melez Prens

David Yates yönetmenliğindeki ikinci, serinin ise 6. Filmi olan Melez Prens, 1 Oscar adaylığı ve 2 de Bafta adaylığı elde etmiştir. Toplamda ise 8 ödül ve 31 adaylık ile serinin en az ödül kazanan filmi olmuştur.

2010 MTV Movie Ödülleri’nde Tom Felton En İyi Cani rolüyle ödülü kazanmayı başarırken, film 2010 SFX Ödülleri’nde En İyi Film Ödülü’nün sahibi oluyor.

harry-potter-odul

Harry Potter ve Ölüm Yadigarları Bölüm 1

2 Oscar adaylığı ve 2 de Bafta adaylığı elde eden Ölüm Yadigarları’nın ilk filmi, toplamda ise 14 ödül sahibi olmasının yanı sıra, 53 de adaylık etmiştir.

Oyunculuk anlamında da Emma, Rupert ve Daniel birçok ödül töreninde adaylık elde etmelerine rağmen, hiçbir ödülü kazanmayı başaramadılar.

Harry Potter ve Ölüm Yadigarları Bölüm 2

Felsefe Taşı ile birlikte 3 dalla en çok Oscar’a aday olan film olan Ölüm Yadigarları Bölüm 2, buna ek olarak 4 Bafta adaylığından 1’ini kazanmayı başarmıştır. Toplamda ise tüm ödül törenlerinden aday olduğu 90 ödülün 46’sı ile dönmeyi başararak serinin en çok ödül kazanan filmi olmayı başarmıştır.

2011 yılı Bafta Çocuk Ödülleri’nde En İyi Film Ödülü’nün sahibi de yine Ölüm Yadigarları Bölüm 2 olmuştur. 2012 Empire Ödülleri’nde, En İyi Yönetmen (David Yates) ve En İyi Film Ödülleri’ni kazanan film, 2011’de ise Hollywood’un Film Ödülleri’nde En İyi Film olarak seçilmiştir.

2011 Yaz Filmleri Ödülleri’nde hem jürinin hem de halkın seçimi ile En İyi Fantezi Filmi dalında 2 ödülün birden sahibi olan serinin son filmi, 2012 Jupiter Ödülleri’nde de En İyi Uluslararası Film dalında ödül kazanmıştır.

2012 MTV Film Ödülleri’nde En İyi Kahraman dalında Daniel Radcliff bu rolüyle çeşitli ödül törenlerinde 4 ödülün daha sahibi olmuştur. Ralph Fiennes da yine sergilediği Lord Voldemort rolü ile Çığlık Ödülleri’nde “En İyi Kötü” ödülünün sahibi olmayı başarmıştır.

Funko Pop! Yeni Harry Potter Figürlerini Satışa Sunuyor

$
0
0

bellatrix-pop

Funko’nun Harry Potter POP! aksiyon figürlerinin üçüncü dalgası, gelen ilk resimlere bakılırsa, Harry ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı filmine odaklanacak gibi görünüyor.

Henüz satış tarihleri belli olmasa da, yeni çıkacak olan Funko figürleri Bellatrix Lestrange, elinde kehanetle Harry, Dolores Umbridge, Lucius Malfoy, George Weasley, Deli-Göz Moody ve Minerva McGonagall olacak.

23

45

67

Figürler henüz satışa sunulmadı ancak bu arada isteyenler Newt Scamander, Tina ve Queenie Goldstein, Jacob Kowalski, Percival Graves, Seraphina Picquery ve Burnuk gibi karakterlerin yer aldığı Fantastik Canavarlar Nelerdir ve Nerede Bulunurlar Funko figürlerinin ön siparişini verebilirler. Peki siz Funko’nun bu harika figürlerinden hangisini alacaksınız? Bizimle paylaşmayı unutmayın.

Marge Hala’nın Şişmesi Beyaz Perdeye Nasıl Aktarıldı?

$
0
0

marge-hala-ucarken

Dursley ailesinin belki de en az sevdiğimiz üyesi: Marge Dursley. Ettiği laflar yüzünden Harry tarafından hak ettiğini bulması ise içimize su serpiyor. Gelin hep beraber gökyüzüne doğru havalanan pek sevgili Marge Hala’nın nasıl beyaz perdeye aktarıldığına göz atalım!

Bir balon gibi şişmek ve uzaklara süzülmek söylendiği kadar kolay değil, diyor Marge Hala’yı canlandıran Pam Ferris. Yine de, bu güzel manzaranın çok az bilgisayar katkısına sahip olması şaşırtıcı.

Harry Potter: The Character Vault adlı kitaptan alınmıştır.


Marge Dursley kardeşinin evine Harry Potter ve Azkaban Tutsağı’nda girer, Privet Drive, Numara 4. Fakat evi Harry’nin öfkesi yüzünden çok farklı bir şekilde terk eder, Harry’nin ebeveynleri hakkında yaptığı üstü kapalı olmayan hakaretler buna sebep olur. Pam Ferris, Marge Hala’yı canlandıran aktris sahneyi şöyle anlatıyor ve eğleniyor:

Şey, kendisi bir balon gibi şişiyor ve uzaklara süzülüyor. Ve bunu söylemesi, yapmasından çok daha kolay, şöyle açıklayayım! Çok fazla kuru fasulye yiyip gazlı içecekler içmelisiniz ki Marge gibi havalanabilesiniz. Ve daha fazlasını anlatamam!

MargeDursley_PM_B3C2M1_AuntMargeBlownUpFloatingInDurselysDiningRoomWithVernon_Moment

Fakat Marge Hala ‘büyük hatası’nı gerçekleştirmeden önce, makyaj bölümü ona olağan olmayan görünüşünü sağladı. Marge köpeği Ripper ile birlikte olunca, Ferris gelişmeleri şöyle açıklıyor:

Hepimiz Marge’ın köpek gibi bir şeye sahip olması gerektiğine karar verdik. Hiçbir şey fazla dramatik değildi. Bir çeşit ‘Harry Potter’ yaratığı olmasını istemedik, sadece köpeği gibi gözüken bir insan olmalıydı.

Ferris, dişlerine takılan bir diş proteziyle, bir bulldog gibi kesici dişlerinin olmasını sağladı. Ferris bunun olmasını istememişti, fakat ‘orada olmalarına izin vermişti’.

Marge Hala’nın dönüşümü çok az bilgisayar etkileşimiyle gerçekleştirildi. Yönetmen Alfonso Cuaron, yaratık efektleri tasarımcısı Nick Dudman’a gitti ve efektin pratikçe yapılıp yapılamayacağını sordu. Dudman ise şunu diyor:

Ve senaryoda okuyup da dijital olacağını düşündüğüm tek şeydi!

Makyaj efektleri departmanıyla çalışarak, dört aşamalı bir makyajın gerekeceğine karar verdiler. Fakat iki adet hava tüpleri tarafından şişebilen giysi gerekliydi.

marge_dursley

Dudman şöyle devam ediyor:

Şişirilebilir eldivenler ellerindeydi ve ayakları için de ayrı bir çift vardı. Bilgisayar tarafından kontrol edilen hava basınçlı bir aletle yapılmışlardı. Eller herhangi bir eklemden herhangi bir sırayla şişirilebiliyordu.

Pam Ferris, makyaj sandalyesinde beş saatini harcadı. Bu sayede şişen giysiyi giymeden önce küçük protez parçalar ve genişleyebilen lastik keseler suratına ve boynuna eklendi. Toplamda 22 kilo ediyordu. ‘İlerleyen bölümlerde o kadar küre gibiydim ki oturamıyordum; zorlukla yürüyebiliyordum! En büyük halimde 137 santim çapındaydım.’ diyor Pam Ferris. Her bir giysinin içinde, iki adet kablolu teçhizata bağlanmış koşum takımı bulunuyordu. Biri onu kaldırabilir ya da döndürebilirdi, diğeri ise bükülmeye yarıyordu. Ferris oyuncular ve ekipten sabrı ve iyi doğası nedeniyle övgüler aldı. Yapımcı David Heyman, onu şöyle anlatıyor:

Sanki düz bir ceketin içindeydi. Kablolar tarafından asılmıştı ve bükülüyordu, ve hiçbir şekilde şikayet etmedi. Asla.

Jany Temime de bu denli bir akrobasinin yapılması karşısında etkilenmişti:

Bunun asla, ama asla olabileceğini düşünmemiştik. Marge Hala için 38 yün kumaşlı elbise yapmak zorundaydık. Şekli gittikçe çılgınlaşıyordu, ve sonunda, o sadece kocaman bir yün topuydu.

marge_dursley_2
Sizler bu sahneyi seviyor musunuz? Belki de iki Dursley’nin havada durduğu ilk ve tek an olarak, beyaz perdeye aktarılmasını nasıl buluyorsunuz? Bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Harry Potter ve Lanetli Çocuk Kitabını Yorumluyoruz!

$
0
0

lanetli-cocuk-fc

Harry Potter ve Lanetli Çocuk tiyatro gösterisi 30 Temmuz 2016 itibariyle sahnelenmeye başladı. Bir gün sonra da senaryo kitabı satışa çıktı. Ve çıkar çıkmaz da milyonlar sattı. Tabii üzerine çok şey yazıldı çizildi, ilk incelemeler yayınlandı. Nihayetinde çoğumuz kitabı okudu.

Kasım ayında da Türkçe olarak diğer Harry Potter kitaplarında olduğu gibi Sevin Okyay ve Kutlukhan Kutlu çevirisiyle okuyacağız. İşte tam da bu aşamada kitap hakkında FantastikCanavarlar.com ekibi olarak neler düşündüğümüzü kısaca sizlere aktaralım istedik!

Bakalım ekip üyelerimiz kitap hakkında neler düşünüyorlar? Tabii uyarmakta yarar var, eğer kitabı daha okumadıysanız, yorumlarda az da olsa spoiler bulabilirsiniz. Bizden uyarması!

Beyza Taşdelen

Üzülerek söylüyorum ama Lanetli Çocuk senaryosu benim için gerçek bir hayal kırıklığı oldu. Oysa ki bundan bir iki sene öncesine kadar Harry Potter dünyasını artık rafa kaldırdığını düşündüğümüz Rowling, böyle bir projenin hem de tiyatro oyunu olarak gerçekleşeceğini duyurduğunda beklentilerimizi epeyce yükseltmişti. Fakat senaryo hakkında bilgi edinmeye başladığımız ilk andan itibaren aklımda beliren düşünce bu oyunun Rowling’in yazmış olmaması. Konu bütünlüğü yerine oturduğundaysa okuduğum şeyin Harry Potter dünyasında gerçekleştiğini dahi gözümde canlandıramıyordum.

Bunu gerçekten tiyatro oyununu izleyememiş, o atmosferi hissedememiş olmama bağlamak istiyorum. Ancak bugün bile kitapları yazarken yarattığı ufak detaylar üzerine onlarca teori ürettiğimiz J.K. gibi bir yazarın bu kadar -sözde- olayla dolu ama özde basite kaçılmış bir senaryoyu onaylamasını aklım almıyor. Hadi ama, zaman yolculuğunu mu tekrar ısıtıp önümüze koyuyorsunuz? Hem de elinizde her yöne genişletilebilecek, kocaman bir evren varken? Bilemiyorum Altan. Belki de Harry Potter serisinin adını taşıyan bir telefon rehberi bile bassalar hayranların bunu mutlulukla taşıyacaklarını düşündüklerinden çok da önemsemediler. Belki de bazı şeyleri bittiği yerde bırakıp, yeni yollar ve hikayeler yaratmaları gerekiyordur (tıpkı Newt’in hikayesi gibi).

Burak İpek

Uzun süredir yeni bir şey göremeyen Harry Potter fanları olarak oyunu duyduğumuzda şüphesiz hepimiz heyecanlandık. Uzun bekleyişin ardından izleme şansına erişemesek de hikayesini okuduk ve söylemem gerekir ki bu benim için bir hayal kırıklığı oldu. Elbette bunun bir oyun olarak yazıldığını düşünürsek okumanın pek bir anlam ifade etmeyeceğini söyleyebiliriz ancak benim için hayal kırıklığı olan zaten kurgusu. Onlarca kez işlenen zaman yolculuğu teması bizi çekecek, farklı bir şekilde sunulmuyor. Hikayeyi yıllar sonra yeni etmenlerle ilerletmek yerine de Rowling’in şimdiye kadar yazdıklarıyla ilgili bir çorba konuyor önümüze. İnternette yayınlanan set fotolarına hayran kalarak bakıyorum. Ancak benim fikrim şimdilik tiyatro olarak güzel, bir Harry Potter hikayesi olarak kötü olacak.

Caner Çakmak

Hikayede olayların patlak vermesinin sebebi Harry Potter gölgesinde kalan Albus’un yaşadığı baskı ve sıkıntıyı aynı babasının da sahip olduğu cesaret ve macera hevesiyle çözme isteği. Zaman Döndürücü zaten çok tehlikeli bir alet ve ilk kullanımla birlikte işlerin sarpa sardığı aşikar. Yeni karakterlerin de derinliklerinin işlenmesi, arkaplan oluşturulması mesela Delphi karakteri fazlasıyla pozitif oyun için. En sonunda işlerin istendiği gibi olmasa da toparlanmasının aileleri bir şekilde yakınlaştırdığı gözlenebilir. Oyun bu büyülü dünyayı bir kez daha yad etmek için yeterli sayılabilir.

Cansu Kayalar

Projeyi ilk duyduğumda ben de herkes gibi heyecandan deliye dönmüştüm. Açıkçası Rowling’in defalarca Harry’nin hikayesini devam ettirmeyeceğini söylemesine rağmen yeminini bozmuş olması beni çok sevindirdi. Devam etsin de nasıl olursa olsun dedim… demez olaydım.

-SPOILER- Hikayede beni özellikle rahatsız eden birkaç detay vardı. Kısaca bahsetmem gerekirse; Harry’nin oğluna ”keşke benim oğlum olmasaydın,” gibi sözler sarf etmesi. Bu bizim tanıdık Harry’mize hiç mi hiç uymuyor. Ron Weasley’nin hikayede resmen yok sayılması, bir komedi unsuru olarak yer alması. Oysa Ron kendisine bestelenen ‘Kralımızsın Weasley’ şarkısının sonuna kadar hak eden bir karakter. Zaman döndürücünün kullanımı. Pottermore üzerinde yayınlanan ”Zaman Döndürücü” konusunda da bulabileceğiniz üzere zaman döndürücü sizi 5 saat gibi bir geçmişe gönderebilir çünkü daha ötesi ölümcül derecede tehlikelidir. Burada bu mantık bütünüyle silinmiş. Troley cadısının terminatöre dönüşmesi, Voldemort’un egemen olduğu zaman dilimindeki tuhaf Snape, çok özlü iksirin yanlış ve yine tuhaf kullanımı hikayenin inanılmaz can sıkıcı ve açıklanamaz detaylarından sadece birkaçıydı. Bunun dışında Voldemort ve Bellatrix’in çocuğunun olması meselesi canımı pek sıkmadı. Çünkü Voldemort bir yaratık değil bir insandı ancak Rowling’in yıllar önce verdiği röportajda Voldermort’un baba olamayacak olmasını söylemesi, bunun çok insani bir şey olduğu ve Voldemort’un insanlığa dair her şeyini kaybetmiş olduğu yönündeki açıklamaları yine çelişki yaratıyor. -SPOILER SONU-

Şahsen Harry’nin hikayelerinin artık devam etmemesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak büyücülük dünyasının o uçsuz bucaksız detaylarına inmeyi, yeni hikayelerini okumayı çok istiyorum. Umarım Rowling’in bir sonraki projesi bu yönde olur. Kim istemez ki Hogwarts’ın dört kurucusunun hikayesini okumak?

Deniz Dinç

Lanetli Çocuk dedikoduları çıktığından beri heyecanla bekledim hem oyunu hem senaryoyu. Okudum. Genel anlamda beğendim ama tabii ki alıştığımız J.K. Rowling dokunuşlarından biraz yoksun olduğu için hikayede küçük boşluklar var. Bu hikayenin sadece senaryo olmasıyla da alakalı olabilir çünkü ben olsam en az bin sayfalık bir hikayeyle devam ettirirdim Harry Potter dünyasını.

-SPOILER-

Ron Parvati’den başka hiçbir kızla tanışmamış gibi Hermione’nin alternatifi o olmak zorunda (Lavender ölmemiş olabilirdi en azından), Hermione Ron’la evlenemeyince en başarısız olduğu ders (tabii ki yine büyük bir çoğunluktan daha iyi!) olan Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersleri vermeye başladı, çünkü Albus ve Scorpius’un yaptığı büyülerden nerede oldukları Bakanlık tarafından şak diye tespit edilemedi (17 yaşından küçükler!) gibi boşluklar ve büyü dünyasının gerçekçiliğini hafifleten etmenler vardı. Ayrıca zaman döndürücülerle geçmişe yolculuk, Sihir Bakanlığı’na çok özlü iksir kullanarak sızmak ve ordan bir şey kaçırmak, hâla Voldemort ve yardakçılarına karşı verdiğimiz savaş… Tüm bunlar Harry Potter evreninin görmüş olduğu olgulardı ve eser boyunca yeni ve karşımıza ilk defa çıkan bir olgu veya bilgi bulmak o kadar zordu ki hevesimiz biraz kursağımızda kaldı! Ancak eleştiri kısmını bir kenara bırakırsak büyü dünyasına gönülden bağlı biri olarak senaryoyu okurken bu kadar da olmaz dediğim küçük boşluklar kadar gözlerimden yaşların süzüldüğü yerler de oldu ve ne olursa olsun Harry Potter evreninin devam ediyor olması kesinlikle mükemmel! Son olarak da favori karakterim… Scorpius! Malfoy ailesi ancak böyle aklayabilirdi ismini!

Duygu Baştürk

İlk başlarda oyunun senaryo kitabının çıkacağını duyduğumda ben de her Potterhead gibi havalara uçmuştum. Ama çok geçmeden bunun J.K. Rowling’in kendi yazdığı bir hikâye olmamasının hayal kırıklığını yaşadığımı söylemeliyim. Ben başta spoiler almamayı tercih ettim, kendim okuyup görmek istedim. Bizim aşina olduğumuz sahneyle başlıyordu ve sanki o anları tekrar yaşıyorduk. Kim mutlu olmaz ki? Heyecanlandığım pek çok yer oldu elbette ‘aa, öyle mi, hiih ne olacak şimdi?’ dediğim birçok an oldu. Ama hikâye ilerledikçe beni mutsuz eden bir şey vardı: tanıdığım karakterlerin farklı birilerine dönüştüğünü görmek. Çocukları hakkında pek hayal kırıklığına uğrayamazdık çünkü tanımıyorduk (hatta Scorpius’u çok sevdiğimi belirteyim) ama bizim birlikte büyüdüğümüz karakterlerin değişimi (evet, illa ki aynı kalmalarını bekleyemezdik ama bu abartılı bir haldeydi) özellikle kitabın ortalarından sonra düşüncelerimin değişmesine neden oldu. Buna rağmen tiyatroyu izlemek ister miydim? Tabii ki evet. O atmosferi, o olayları orada görmek bambaşka olurdu. Yine de beş yıl sonra yeniden bu dünyaya adım atmak inanılmaz bir duyguydu.

Evren Ergen

Ölüm Yadigarları’nın sonunda karakterlerin yaşlanmış hallerini görmüştük. Her ne kadar etkilendiğimi düşünsem de Lanetli Çocuk’ta gelen teyze ve dayı gibi sıfatlar benim için çok etkileyici oldu. Özellikle yaşıtlarım Harry Potter ile beraber büyüdüğü için onların bu kadar büyümüş ve evlenmiş olmaları bizlere bu kadar yaşlandık mı hissi yarattı. Harry’nin kafası karışmış babalık rolü içinde çırpınması ve Hermione’nin neredeyse Molly Weasley havasında Neville’e selam göndermesi bile ürkütücüydü ilk başlarda. Bu karmaşık düşüncelerin ardından ise tanıdığımız isimlere tekrar kavuşmanın anlatılamaz mutluluğu benim için bambaşkaydı. Bunun haricinde, kitapta benim için vurucu birkaç nokta vardı. Delphi’nin ebeveynleri açıklandığında oldukça şaşırdım açıkçası. Büyülü dünyayı tamamen biliyoruz derken Rowling’in bizleri bir kez daha şaşırtması nasıl bir yazar olduğunu tekrar kanıtladı. Fakat hepimizin bildiği o son sahneyi adeta tekrar yaşadım fakat o anlarda Harry’nin yerinde ben olsaydım ne yapardım bilemiyorum. Yine de bir nokta atlanmış durumda. Sahnenin devamında Snape’in gelip Lily’ye sarılarak ağladığı sahneyi atladıkları için de biraz hayal kırıklığına uğradım. Jo gibi bir yazarın bunu kaçırması beni üzdü. Yine de bu kadar karmaşık duyguları bu kadar güzel harmanlayarak bizlere Büyülü Dünya’nın kapılarını bir kez daha açan Jo’ya teşekkür ediyorum. Mutlaka alıp okumalısınız, öneriyorum.

Hakan Tunç

Senaryo ortaya çıkmadan önce Zaman Yolculuğu olayını nasıl çözebildiler, normalde Hermione’de olan zaman döndürücüye benzer bir şey kullandıkları takdirde o kadar geriye nasıl gidebilirler diye düşünüp duruyordum. Neyse ki korktuğum gibi saçma bir açıklama değil, güzel bir mantıkla kotardılar. Ama malesef sadece bu. Ha bir de Scorpius. Adamımsın! Fakat gerçekten, zamanında en küçük ayrıntıya dahi karışan J.K. Rowling’in böyle bir senaryoya onay vermiş olması çok garip geliyor. Oyunu izleyen çoğunluk harika bulmuş, eleştiri platformları çok iyi notlar vermiş, ağlayanlar gırlaymış… Tamam ama ben sadık bir Harry Potter okuyucusu olarak çok daha iyilerini beklerken böyle sırf yazılmış olmak için yazılmış bir kurguyu beklemiyordum açıkçası. Neyse, bu olumsuzluğu Fantastik Canavarlar filmiyle atlatacağız umuyorum. Bizzat J.K.’nin elinden çıkma senaryo olduğu için çok daha iyi şeyler göreceğimize inanıyorum!

İrem Ercan

Beklentileri karşılamayan bir oyun olmuş bana kalırsa. Esasında iyi olabilecekken zamanda yolculuğun işin içine girmesiyle yazarların yalpaladığını düşünüyorum. Oyunun bel kemiğini oluşturan bir unsuru yan ürün gibi kullanmışlar. Oyun çok uzun, çok fazla olay var, ben bu kadar çok olay olmasındansa bir tık daha az ama daha iyi yansıtılan aksiyonlar okumak isterdim. Oldu bittiye gelmesi tatmin etmedi beni. En çok üzüldüğüm nokta karakterler oldu. Harry’nin babalık için önünde muhteşem örnekler pek olmamışsa da onun “Keşke benim oğlum olmasaydın” diyebilecek birine dönüşeceğini hayal dahi etmezdim. Ron’un gevşek, göbeğini kaşıyan kel bir adama dönüşmesi kötü olmuş. Hermione ve Ginny ise bekleneni vermişler, şaşırtmadılar beni. Draco’nun hal ve hareketleri oldukça tutarsızdı, sanırım tam olarak ne düşünüp hissettiğini yazarlar bile tam olarak bilmiyor. Albus veya Scorpius için bir şey demek zor, karakterlerine dair elimizde öncesinden bir şey olmayınca “Bu olmuş, bu olmamış!” denilebilecek pek de bir şey yok elde. Albus çok sinir bozucu ve şımarık tabii, orası ayrı.

Genel olarak yavan buldum ben oyunu, tat vermedi pek okurken. Hele ki serinin devamı olarak nitelendirildiği için yerden yere vurulacak, gömülecek daha çok yanı var ya, neyse. Oyunla ilgili kesinlikle güzel olduğundan şüphe duymadığım şey ise sahneleme. Diyaloglar arasındaki betimlemelere göre görsel bir şölenin izleyenleri beklediği kesin.

Yağmur Kırlangıç

Harry Potter ve Lanetli Çocuk senaryosunun çıkması için haftalar öncesinden ön sipariş verip heyecanla beklemiştim. Sonunda Harry’nin ve diğer karakterlerin hayatında 19 sene sonra neler oluyor öğrenmek istemiştim. Senaryo çıktı, elime geçtiği an okumaya başladım, ancak aradığımı bulabildim mi? Tabii ki hayır. J.K. Rowling’in elinden çıkan Harry Potter serisi ipuçlarıyla dolu, harika yazılmış bir seriydi; ama bu senaryo bununla benzer hiçbir şey taşımıyordu. Jo yazmadığından dolayı böyle bir durumla karşılaştık, ama bu kadar basit yazılmış bir senaryo da beklemiyordum. Harry’nin karakteri ya inanılmaz bir değişiklik geçirmiş ya da gerçekten asıl karakterini hiç göz önünde bulundurmadan yazmışlar. Ron’u sadece espri yapan biri olarak kullanmışlar gibi, McGonagall karakteri bile tam oturmamış. Senaryodaki olaylar tamamen komik geldi, zaman döndürücü ile yaptıkları, Daphne, her şey sanki sadece bir şey ortaya çıksın diye zorla yazılmış gibiydi. Kötü yazılmış bir hayran kurgusu gibiydi. Okudum mu? Evet. Türkiye’ye gelse gider miydim? Evet. Ama bir senaryonun okunmasının nedeni eski hikayelerin hatırı ise bu, senaryo hakkında çok da iyi bir şey söylemiyor gibi.

Eveti bizlerin senaryo kitabı hakkındaki düşüncesi böyleydi! Sizler de yorumlarınızla kitabı nasıl bulduğunuzu bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Harry Potter ve Ateş Kadehi Uyarlamasında Kitapla Doğrudan Çelişen O Sahne

$
0
0

ron-padma

Harry Potter filmlerinde, kitaplarla uyuşmayan, eksik ya da hiç anlatılmamış pek çok olay var. Fakat doğrudan kitaptaki bir bilgiyle ÇELİŞMEK gerçekten de ağır bir suç. Beyond Hogwarts sitesindeki bu yazıyı sizler için çevirdik!

Harry Potter ve Ateş Kadehi filminde, Harry ilk görevinden başarıyla çıktıktan ve hâlâ Noel Balosu için bir partner bulamadıktan sonra Gryffinfor ortak salonda bir sahneye tanıklık ediyoruz: Ron’un Fitil’i… ah, özür dilerim, Fleur Delacour’ı baloya davet ettikten sonraki yaşadığı şokla başlıyor bu sahne.

Harry hâlâ bir partner bulamamaktan yakınırken Patil kız kardeşler yanlarından geçer ve uyum içinde, “Merhaba, Harry!” derler ve Harry’nin aklına Parvati’yi davet etme ve Padma’nın da Ron’la gitmesi için sorma fikri gelir.

padma-parvati-patil

Ama bir dakika! Padma Patil’in Gryffindor ortak salonununda ne işi var?!

Bildiğimiz gibi genelde kardeşler aynı binada olurken Parvati Patil Gryffindor’da, kardeşi Padma Ravenclaw’dadır (sonrasında Ravenclaw sınıf başkanı olur kendisi). Yani Gryffindor ortak salonunda olmaması gerek!

Daha büyük kitaplara geçiş yaptıkça film yapımcılarının bazı şeyleri olaya dahil etmek, bazılarını harmanlamak diğerlerini de tamamen çıkarmak zorunda olduklarını öğreniyoruz. Ama bugüne kadar filmdeki bir kesitin kitaptaki bir gerçekle çeliştiği olmamıştı.

Bu önemli bir konu. Filmler ayrı bir şey ama kitaplarla çelişmezler. Yani kitapları seviyorsanız gidip filmi izler ve bunun keyfine varırsınız filmde olmayan kitaptan kısımları da okuduklarınızla doldurursunuz. Kitabı okumuşsanız bunu sekiz saatlik bir film gibi hayal edebilirsiniz.

Kitaplardaki gerçeklikle doğrudan çelişkili bir unsuru barındıran bir Harrry Potter filminden ilk örnek karşımızda. Kitaplarda Parvati ve Padma farklı binalarda, filmlerde ise ikisi de Gryffindor’dalar.

Eğer kız kardeşlerin farklı binalarda olduğunu düşünmeye alışıksanız bu izlemeyi zor hale getiriyor. Ve geri kalan boşluklar kafanızda canlanırken filmi kitapla özdeşleştirmek neredeyse imkansızlaşıyor.

Hiçbir kitapta öğrencilerin kendi binalarından başka bir ortak salonda bulunmalarına izin verildiğine dair örnek yok. Harry ve Ron Çoközlü iksir kullanıp iki Slytherinli’nin kimliğine bürünerek Slytherin ortak salonuna girebildi. Farklı binalardan arkadaşlar Ginny’nin D.O. üyesi arkadaşı Luna’yla yaptığı gibi ya Büyük Salon’da görüşürler ya da şatonun dışında buluşurlar.

O yüzden filmde bu konuya gelecek olursak hayranlarımızın gerçekdışı unsurları kabul etmeleri hiç de hoş olmayacak bir şekilde sekteye uğramıştır.

Ancak bu konu yedinci kitapla ilgili ilginç bir noktaya parmak basıyor. J.K. Rowling‘in film senaryolarındaki değişiklikleri onayladığını bildiğimize göre bunun anlamı J.K. bu değişikliği gördü ve bunun önemli olmadığını, Patil ikizlerinin binalarının hikâyede bir farklılık yaratmadığını söyledi demektir. Yani ikizlerin farklı Hogwarts binalarında olması yedinci kitap için bir önem teşkil etmiyor.

Bunun film yapımcılarının iki kız kardeşi aynı binada yaparak ikisinin de oradan geçerlerken tatlı bir şekilde, “Merhaba, Harry!” demelerini kolaylaştırmak için yapılmış lojistik bir karar olduğu aşikar. Yine de yanlış! Padma bir Gryffindor değil, o yüzden de onların ortak salonun da olmamalı!

Bu konuda sizler ne düşünüyorsunuz? Yapımcıların kitaplardaki bazı gerçekleri böyle kolaylıklara kaçabilmek için değiştirip durmaları sizin de canınızı sıkıyor mu? Görüşlerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın!

Rowling’in Filme Uyarlanan “Üç Kardeşin Hikâyesi” Masalı Artık Türkçe Altyazılı!

$
0
0

uc-kardesin-hikayesi-tr

İlk olarak Ölüm Yadigarları‘nda duyduğumuz Üç Kardeşin Hikâyesi‘ni sinema filminde animasyon olarak görmüştük. Hikayeyi şimdiyse Warner Bros. onaylı bir kısa film olarak izlemek mümkün! Ve biz de sizler için bu 24 dakikalık yapımı Türkçe altyazılı olarak sunuyoruz!

Geçtiğimiz hafta duyurduğumuz gibi, bundan iki yıl önce Husson University’de bir grup öğrenci, Ozan Beedle’ın Hikayeleri ve Ölüm Yadigarları’nda karşımıza çıkan “Üç Kardeşin Hikâyesi”ni kısa bir filme uyarlamıştı.

İşin heyecan verici yanıysa WarnerBros. tarafından desteklenen projenin, yayınlandıktan sonra da Büyücülük Dünyası‘nın resmi bir parçası olarak kabul edilmesiydi. Harry Potter dünyası giderek genişlemeye devam ediyor ve bizim için bundan daha iyi ne olabilir ki?

İşte başka hiçbir yerde bulamayacağınız Türkçe altyazısıyla, “Üç Kardeşin Hikayesi” sizlerle:

Sizler filmi nasıl buldunuz? Görüşlerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın!

Bunun üzerine bir de hayran yapımı “Severus Snape ve Çapulcular” filmi iyi gider derseniz, hemen buraya tıklayabilirsiniz!

Harry Potter Filmleri Bir Haftalığına Sinemalara Geri Dönüyor!

$
0
0

harry-potter-newt-scamander-imax-top

“Fantastik Canavarlar” filmi öncesi ses getirecek bir kutlama etkinliği programıyla karşımıza çıkan Warner Bros. 13 Ekim‘den itibaren Harry Potter Serisi‘nin tüm filmlerinin ABD’deki sinemalarda yeniden gösterecek! Sihrin geri dönüşü için iş birliği yaptıkları firma ise IMAX.

18 Kasım’da Newt Scamander eşliğinde büyücülük dünyasının yepyeni bir çağına yolculuk yapacak olsak da, orijinal seri ile bu dünyaya attığımız ilk adımlar hepimiz için oldukça özel olmaya devam edecek. Anlaşılan o ki Warner. Bros‘da bunun farkında. Çünkü Imax‘le işbirliği yaparak ABD‘deki çeşitli sinemalarda bir haftalığına Harry Potter serisinin tüm filmlerinin tekrar yayınlanmasına vesile olacaklar. Böylece yeni bir eşiğin önündeki hayranlarına geriye dönüp eski anılarını kucaklama fırsatı sunmuş olacaklar.

harry-potter-sinemalara-geri-donuyor

Gösterimlerin başlayacağı 13 Ekim günü serinin oyuncuları Londra ile Los Angeles’daki iki mekanda boy gösterecekler ve Soru- Cevap etkinlikleri gerçekleştirecekler. “Fantastik Canavarlar” filmi için bir kutlama gününe dönüşecek bu günde ayrıca filmden daha önce hiç görülmemiş sahneler de hayranlarla paylaşılacak. Ayrıca etkinlik için farklı bilet türlerinin düzenlendiğini söylemekte de fayda var. Tek bilet, bir günlük bilet, (aynı gün içerisinde üç ya da daha fazla filme giriş hakkı), dört gösterim bileti (istediğiniz zaman ve istediğiniz yerde dört gösterimi izleme hakkı) ve festival bileti (etkinlik tarihleri içerisinde her filme giriş hakkı) gibi farklı bilet çeşitleriyle izleyicilere hangi filmleri, ne zaman izlemek istedikleriyle ilgili bir tercih şansı da sunulmuş.

Serinin eski filmlerini, Imax kalitesiyle yeniden sinema atmosferinde izleyebilmek gibi oldukça özel bir fırsatı kaçırıyor olmak gerçekten üzücü. Gönül isterdi ki bizler de bu heyecana ortak olabilelim fakat eski filmleri izlemek için illa sinemaya kadar gelmelerini beklemeniz gerekir diye bir kaide yok. Mısırınızı patlatıp, DVD’nizi takıp, evinizin konforunda da kendi eskilere saygı kuşağınızı yaratabilirsiniz!

Ne dersiniz?

harry-potter-newt-scamander-imax


Harry Potter ve Azkaban Tutsağı’nın Resimli Özel Baskısı 2017’de Çıkacak!

$
0
0

azkaban-tutsagi-kapak-yeni

Snitchseeker‘ın bizlere ulaştırdığı habere göre, Harry Potter ve Azkaban Tutsağı Resimli Özel Baskı‘sı Ekim 2017′de bizlerle buluşacak! Gelin bu heyecanlı haberin detaylarına hep birlikte göz atalım!

Harry Potter ve Sırlar Odası kitabının resimlendirilmiş baskısı resmen dünya çapında satışa çıkarıldığını daha önce sizlerle paylaşmıştık. Kitabı buradan İngilizce olarak alınabilir; bir tadımlık olarak, sanatçı Jim, yeni kitaba can veren bazı büyülü şeyleri aşağıda izleyebileceğiniz videoda gösteriyor.

Ve fazladan bir sürpriz olarak, Harry Potter ve Azkaban Tutsağı kitabının resimli baskısı bir yıl sonra, Ekim 2017’de çıkıyor.

Bloomsbury Harry Potter serilerini yayımlamaya Harry Potter ve Sırlar Odası Resimli Baskısı ile devam ediyor. Bu, J.K. Rowling’in ikinci Harry Potter romanının ilk tam resimlendirilmiş baskısı ve Jim Kay’in J.K. Rowling’in büyücü dünyasına kattığı büyüleyici yorumuyla hayat buluyor.

Harry Potter’ın Hogwarts’taki ikinci yılı, onu başka bir büyülü maceraya götürüyor. Okuyucular, Ford Anglia’nın Kovuk’un üzerinden uçması, Harry ve Ron’un Aragog ile tanışması ve Basilisk’le olan savaş gibi önemli anların tadını Jim Kay’in eşsiz ve mükemmel stiliyle daha iyi çıkaracak. Gilderoy Lockhart, Mızmız Myrtle ve hayranların favorisi Dobby gibi önemli karakterler de Jim Kay’in özel ilgisinden pay alıyor.

jim_kay_chamber_of_secrets

Bloomsbury, J.K. Rowling’e yedi Harry Potter romanının renkli resimli baskıların yaratılması fikriyle gelince, ödüllü tasarımcı Jim Kay, yayımcı ve yazar tarafından oy birliğiyle kitapları resimlendirmesi için seçildi. Jim Kay’in sanatı zengin detaylarla ve J.K. Rowling’in zamanın ötesindeki klasiklerini mükemmel bir şekilde öven esprilerle dolup taşıyor.

Harry Potter ve Felsefe Taşı Resimli Baskısı büyük bir beğeni ile Ekim 2015’te satışa çıkmıştı ve İngiltere’de ve diğer ülkelerde 120.000’in üzerinde kopya satmıştı. İkinci kitapta aynı anda dünya çapında satışa çıkacak ve bir başka küresel yayım olacak.

jim_kay_philosophers_stone

Harry Potter serisindeki yedi kitap da güzelce resimli baskıları olacak şekilde planlandı. Jim Kay ve Bloomsbury şimdiden Ekim 2017’de çıkacak olan Harry Potter ve Azkaban Tutsağı için sıkı çalışıyor.

Harry Potter ve Sırlar Odası Resimli Baskı’nın her bir renkli sanat eseri olan sayfası Harry Potter efsanesine mükemmel bir ekleme ve büyücülerin dünyasına yeni okuyucuları ve hayranları çekmek için göz kamaştırıcı bir tasvir.

Sizler bu resimli baskılar hakkında ne düşünüyorsunuz? Kitapların içinde de bu tarz görsellerin olması ilgi çekici ve bu dünyayı daha da güzelleştiriyor. Siz de yorumlarınızı eklemeyi unutmayın!

Rowling “Fantastik Canavarlar”da Karşımıza Çıkan MACUSA’nın Tarihini Anlatıyor!

$
0
0

fc-macusa-ust

Pottermore’da J.K. Rowling, Fantastik Canavarlar filmlerinde adını sıkça duyacağımız MACUSA hakkında bir yazı kaleme aldı. İlk olarak Amerika’da Büyü Tarihi yazı dizisinde karşımıza çıkan MACUSA’yı şimdi Rowling’in ağzından yakından tanıma fırsatına sahibiz!

Öncelikle bu yazıyla birlikte duyurulan kısa tanıtım videosunu Türkçe altyazılı olarak izleyelim:

Ve şimdi sözü J.K. Rowling‘e bırakıyoruz!

MACUSA’nın Kökenleri

Amerikalı cadılar ve büyücüler tarafından bilinen adıyla MACUSA, Amerika Birleşik Devletleri Sihir Kongresi, Uluslararası Gizlilik Mevzuatı’nın tanıtılmasını takriben 1693’te kuruldu. Dünya genelinde büyücüler, kendi desteğini ve yapılarını sunan bir yeraltı topluluğu kurdukları takdirde daha serbest ve daha mutlu hayatlar sürebileceklerini düşündükleri bir noktaya eriştiler. Bu düşünce özellikle Salem Cadı Mahkemeleri’nden dolayı Amerika’da daha da yoğundu.

MACUSA İngiltere’de ki Sihir Bakanlığı öncesinde kurulan Büyücü Konseyi’nden modellenmiştir. Kuzey Amerika’da bulunan sihirli toplulukların temsilcileri Amerika büyücülerini koruyup kollamak amaçlı kanunları oluşturmak için MACUSA’ya atandı.

MACUSA’nın kurulmadaki temel amacı kıtayı, kendi çıkarları doğrultusunda kendi türünden sihirli insanları avlayan yoldan çıkmış Yıkıcı’lardan temizlemekti. MACUSA’nın kanun güçlerinin baş etmek zorunda kaldığı ikinci büyük sorun, kendi ülkelerinde organize kanun güçleri mevcut bulunmadığından Avrupa’dan Amerika’ya kaçmış olan birçok büyücü suçluydu.

MACUSA’nın ilk başkanı savaş yanlısı Josiah Jackson, Salem Cadı Mahkemeleri dönemi sonrasında ki zorluklarla başa çıkabilecek güçte olduğuna inanan dost temsilcileri tarafından seçilerek göreve getirildi.

İlk senelerde MACUSA’nın toplantıları için belirledikleri sabit bir yeri yoktu. Büyüdışı’lardan sakınmak için toplantılar farklı yerlerde yapılmıştır.

macusa-newt

Kanun Kuvvetleri

Başkan Jackson’ın acil önceliği Seherbaz alımları ve eğitilmesiydi. Birleşik Devletler’de Seherbaz olarak eğitilmek için gönüllü olan ilk kişilerin Amerika büyücülük tarihinde yeri çok özeldir. Sayıları oldukça az, karşılaştıkları sıkıntılar dağlar kadar olduğundan bu insanlar işi kabul ederken gerekirse canlarını riske edeceklerinin farkındaydı. Bu büyücü ve cadıların torunları hala Birleşmiş Devletler’de o zamandan beri büyük saygı görmektedir. Bu özgün on iki büyücü ve cadı şunlardır:

Wilhelm Fischer
Theodard Fontaine
Gondulphus Graves
Robert Grimsditch
Mary Jauncey
Carlos Lopez
Mungo MacDuff
Cormac O’Brien
Abraham Potter
Berthilde Roche
Helmut Weiss
Charity Wilkinson

Bu on iki kişi arasında yaşlılığı gören sadece iki kişi oldu, MACUSA’nın üçüncü başkanı seçilen Charity Wilkinson ve torunu Agilbert şu anda Ilvermorny Büyücülük ve Cadılık Okulu’nun şu anki müdürü olan Theodard Fontaine. Ayrıca değinilmesi gereken, ailesi Amerika büyücü politikalarında hala ağırlığı olup sözü geçen Gondulphus Graves ile Harry Potter ile uzak akrabalık bağları yüzyıllar sonra hevesli soy bilimciler tarafından ortaya çıkarılacak olan Abraham Potter’da mevcut.

Zorluklar

Amerika, Büyüdışı toplumuna karışan ve sihrin gerçekliğine dair şüpheyi canlı tutan Yıkıcı torunları yüzünden sihirle alakalı insanlar için en tehlikeli yerlerden birisi. Çoğu Batı ülkelerinden farklı olarak Büyüdışılar ile MACUSA arasında hiçbir bağ yoktu.

İlk olarak, MACUSA merkezi olarak Appalachian Dağları’nda gösterişli ve büyülenen bir yapı kuruldu, ama zamanla bu bina pek uygun olmayan uzakta kalan bir yere dönüştü ve büyücülerin de aynı Büyüdışılar gibi şehirlerde toplantılarda sayıları artmaya başladı.

1760 senesinde MACUSA’nın merkezi gösterişli Başkan Thornton Harkaway’in evinin olduğu Williamsburg, Virginia’ya taşındı. Başkan Harkaway, birçok diğer ilgi alanı dışında, Crup cinsinden, Jack Russell cinsi köpeklerin çatalkuyrukları hariç bir benzerini andıran köpekleri beslemesiyle bilinir. Crup’ların büyücülere olan bağlılıklarına sadece büyüsüz insanlara olan saldırgan tavrı üstün gelebilir. Maalesef, Başkan Harkaway’in köpekleri yerel birkaç Büyüdışı’yı paramparça etti,  sonrasında ise 48 saat için havlayabildiler. Gizlilik Mevduatı’nın bu ihlali sonrası Harkaway utanç içinde görevden ayrıldı. (Williamsburg’ün Amerika’da kurulan ilk psikiyatri hastanesine sahip olması belki de bir tesadüf değildir. Başkan Harkaway’in evi çevresindeki garip olayların görülmesi de bir zamanlar tamamen akli dengesi yerinde olan Büyüdışı’ların işi olabilir.)

MACUSA daha sonra Başkan Able Fleming’in evinin olduğu Baltimore’a taşındı fakat Devrimci Savaşı’nın patlak vermesi ve Büyüdışı Kongresi’nin şehre gelişi ile MACUSA normal olarak bu durumdan çekindi ve Washington’a geçti.

buyu-tarihi-more

1777’de, Başkan Elizabeth McGilliguddy’nin yönettiği ünlü “Ülke mi Tür mü?” müzakeresi de Washington’da gerçekleşti. Amerika’nın dört bir yanından binlerce cadı ve büyücü bu olağanüstü toplantıya katılabilmek için MACUSA’ya geldi, bu olay için Büyük Toplantı Odası’da büyülü bir şekilde genişletilmek zorunda kalındı. Toplantıda tartışılan konu belliydi: büyü topluluğu bağlılıklarını evlerini inşa ettikleri ülkeye mi yoksa küresel çaptaki yeraltı büyücü toplumuna mı borçluydu? Acaba ahlaki olarak Amerikalı Büyüdışılar’a, İngiliz Muggle’ları ile olan özgürlük savaşlarında katılmalı mıydılar? Yoksa bu basitçe tabir edilirse onların savaşı değil miydi?

Müdahale etme fikrine karşı argümanlar sürüncemede kaldı ve savaş iyice şiddetlendi. Müdahale yanlıları hayat kurtarabilecekleri fikrini savunurken anti-müdahaleciler savaşta kendilerini göstererek kendi güvenliklerini riske attı. Londra’daki Sihir Bakanlığı’na savaşıp savaşmayacaklarını soran elçiler gönderildi. Dört kelimeden oluşan kısa bir cevap mesajı alındı: “Bu savaşta yer almayacağız.” McGilliguddy’nin meşhur cevabı ise daha kısaydı: “Kendi hayrınıza olur.” Resmi olarak Amerikalı cadı ve büyücüler savaşa katılmamış olsa da, Büyüdışı komşularını korumak isteyenlerin resmi olmayan birçok müdahalesinin örnekleri mevcuttur ve büyücü toplumu Özgürlük Günü’nü Amerikan toplumundaki herkes gibi, herkes ile birlikte olmasa da, kutlamaktadır.

Amerika büyü yasalarında en belirgin olanlarından bir tanesi 1790 senesinde, MACUSA büyücü toplumu ile Büyüdışı toplumunun ayrımını dayatan bir bildiriyi imzaladığı zamanda oluşturuldu. Uluslararası Gizlilik Mevzuatı’nın tarihindeki en büyük ihlallerden bir tanesi patlak verdiğinde, Rappaport’un Hazine ve Dragot Sorumlusu’nun kızı ile bir Yıkıcı torununun neredeyse dünya üzerindeki sihri ifşa etmesinden sonra adını sonradan başkan olan Emily Rappaport’tan alan Rappaport Yasası oluşturuldu. Birleşik Devletler’de Rappaport Yasası sonrasında büyücüler ile Büyüdışılar arası evlilikler hatta arkadaşlıklar yasadışı hale getirildi.

MACUSA’nın merkezi 1892’de öngörülemeyen, Sasquatch popülasyonunun başkaldırışının başka bir güvenlik açığına sebep vermesine kadar Washington’da kaldı. Tarihçiler suçu görev tanımı “haddini aşan” her Sasquatch’a saldırabilmeyi kapsayan, Sihirli Türlerin(İnsani) Korunması Ekibi’nin lideri Irene Kneedander’a atmaktalar. Sasquatch’lerin Washington’a gelmeleri sonrası kitlesel hafıza silmeler ve merkeze büyük onarımlar yapılmak zorunda kalındı.

MACUSA’nın yeni bir sığınağa ihtiyacı vardı ve büyücüler seneler sonunda New York’tan bir binanın yapım ekibine sızdı. Woolworth Binası bittiğinde hem Büyüdışılar’a hem de doğru büyüler kullanılıp aktif edildiğinde büyücülere yuva oldu. Dış kısımda MACUSA’nın yeni gizli yerine dair bırakılan tek işaret ise girişte oyulmuş baykuştu.

amerikada-buyu-tarihi4

1920’lerde MACUSA

Diğer birçok sihirli yönetim topluluğunda olduğu gibi, MACUSA’nın da en büyük bölümü Sihirli Yasal Yaptırım Dairesi’dir.

Rappaport Yasası 1920’lerde hala geçerliliğini koruyordu ve MACUSA’nın Sihir Bakanlığı’nda benzeri olmayan bölümleri mevcuttu, mesela Büyüdışılar’la Dostluk konusuyla ilgilenen bir alt bölüm ile vatandaş olsun, ziyaretçi olsun Birleşik Devletler sınırları içerisinde taşınması gereken asaları temin eden ve asa izinlerini düzenleyen bir ofis gibi.

Birleşmiş Devletler ve İngiltere büyücü hükümetleri arasındaki en büyük fark ciddi suçlara verilen cezalardı. İngiltere’de cadı ve büyücüler Azkaban’a gönderilirken Amerika’da en kötü suçlular idam edilirdi.

1920’lerde MACUSA’nın başkanı Savannah’dan Seraphina Picquery’di. Sihirli Yasal Yaptırım Dairesi ise orijinal ilk 12 Seherbaz’ın torunlarından, büyük saygı duyulan Percival Graves tarafından idame ettiriliyordu.

Amerika’daki büyü tarihini J.K. Rowling’in ağzından dinlemek istiyorsanız buradaki yazı dizimizi okuyabilirsiniz!

Amerika’daki büyü okulu Ilvermorny’nin hikâyesini duymak istiyorsanız buraya tıklayabilirsiniz!

Fantastik Canavarlar Filminden Yeni Video: “MACUSA”

$
0
0

fc-macusa-ust-tr

Filme gittikçe yaklaşıyoruz! J.K. Rowling ve Pottermore da filmin dünyasına iyice girebilmemiz için ellerinden geleni yapıyorlar! Dün Amerika Birleşik Devletleri Sihir Kongresi (MACUSA) hakkında J.K. Rowling’in kaleme aldığı bir hikaye okuma fırsatımız oldu. Hikayeyle birlikte ayrıca kısa da bir animasyon da bizlere sunuldu!

Daha önce Amerika’daki Büyü Tarihi yazı dizisinde karşımıza çıkan MACUSA‘yı bu defa doğrudan yazar J.K. Rowling‘in kaleminden okuma fırsatı bulmak gerçekten paha biçilemezdi. Sizler için Türkçeleştirdiğimiz MACUSA’nın tarihini hemen buradan okuyabilirsiniz.

Sözü daha fazla uzatmadan sizleri filme ve Amerika’daki sihir tarihine dair yayınlanan son video ile baş başa bırakalım:

Özellikle animasyonun sonunda, J.K. Rowling‘in açıklamaları bizi oldukça heyecanlandırdı. Siz ne dersiniz?

Fantastik Canavarlar Setinde Yönetmen David Yates ile Keyifli Bir Sohbet

$
0
0

david-yates

Mugglenet‘in Fantastik Canavarlar ekibiyle yaptığı özel röportaj serisinde şimdi sıra yönetmen David Yates’te. Harry Potter film serisinin son dört filminin yönetmeni olan David Yates tanıdık olduğu büyü dünyasına Fantastik Canavarlar Nelerdir ve Nerede Bulunurlar? filmiyle geri dönüyor!

David Yates’in yoğun set temposundan ayırabildiği zamanda verdiği bu röportajın önemli kısımlarına hep birlikte göz atalım.

B- Merhaba David, büyü dünyasına tekrar dönmeni sağlayan ne oldu?

D- Bana senaryoyu gönderdiklerinde biraz düşünmem gerekti açıkçası çünkü zaten 6 yılımı Potter filmleriyle harcamıştım. İşte tam da bu yüzden bu dünyaya geri dönmek için senaryoya bayılmam gerekiyordu ve dönüşüm tam da bu şekilde oldu! Senaryo oldukça ilgi çekici, akıcı ve dokunaklıydı. Bir hayli taze hissettirdi.

B- Bu filmde belki de sizi heyecanlandıran şey büyü dünyasının daha önce beyaz perdede ya da kitaplarda bahsedilmemiş bir kısmıydı diyebilir miyiz peki? Sonuçta Amerika’da ve başka zaman diliminde geçen bir hikaye?

D- Potter serisinin beni çeken yanı halihazırda kurulmuş olan bir dünyaya kendi dokunuşlarımı yapabilmemdi. Ancak bu filmde baştan aşağı her şeyi ben inşa ettim diyebilirim. Tabi ki bu da bir yönetmen için olabilecek en heyecan verici şey. Rowling’in 1926’nın New York’unda yarattığı konsepte bayıldım.  Bu konsepti beyaz perdeye aktarmak oldukça heyecanlandırıcı bir tecrübe oldu.

B- Bir kitap serisinin baskısı olmadan bir film yapmak, her şeyi baştan inşa etmek nasıl bir duygu peki?

D- Gerçekten özgürleştirici bir his. Sonuçta bir kitap serisi olduğu zaman herkesin kafasında farklı bir dünya oluşuyor, herkes karakterleri farklı bir şekilde canlandırıyor zihninde. Tabii bir sayfa sınırı olmaması da cabası. Newt Scamander’la ilk defa tanışacak seyirciler bu sebeple kabul görmek daha kolay.

david-yates-orta

B- Film hakkında beni en çok heyecanlandıran şey açıkçası filmin Harry Potter evreni ekseninde geçecek olması. Bu yüzden biraz Rowling ile çalışmanın nasıl olduğunu ve hikayenin gelişim süresinden bahseder misiniz?

D- Senaryoyu ilk olarak Mayıs 2014’te okudum. O zaman daha ilk aşamalarındaydı tabii. Jo oldukça yetenekli bir yazar olduğu için ilk kez bir senaryo yazmasına rağmen senarist ve yönetmen ilişkimiz oldukça rahat ilerledi. Senaryo üzerinde küçük notlar bıraktım ve ertesi hafta senaryo hazırdı!

Hikayenin gelişim sürecine gelirsek de bence zaten Jo yazarken bir sonraki olayın ne olacağını düşünerek yazıyor. Örneğin bize bir sonraki filmin ilk sahnesinin ne olacağını söyledi. Kafasında beliriveriyor bence böyle şeyler.

B- IMDB’deki bir alıntıya göre oyuncularınızın rahat olabilmesi ve risk alabilmesi için uygun bir set ortamı yarattığınız düşünülüyor. Fantastik Canavarlar ekibi için de bu mümkün oldu mu?

D- Oyuncuları cesaretlendirip onları güvende hissettiriyorsunuz ve onlar da ellerinden geldiği kadar ve hatta bazen daha fazlasıyla oynuyorlar. Bence en önemli şey dürüstlük. Oyuncularla çalışma alışkanlıklarınız ve istekleriniz konusunda dürüst olmanız gerekiyor. Yani bu açıkçası güvenli, pozitif ve iyi bir çalışma ortamı yaratmakla alakalı. Sanatçıların sette gergin hissetmemesi lazım. Süreci hep eğlenceli, açık ve pozitif tutmalı.

Eddie Redmayne Röportajı İçin Tıklayın!

Katherine Waterston Röportajı İçin Tıklayın!

Harry Potter Karakterlerinin Lisanslı Anime Çizimleri Yayınlandı!

$
0
0

harry-potter-anime-karakterleri

Hayran yapımı değil, resmi çizimler, hem de anime! Warner Bros. Japonya, ülke çapında satılacak olan seri halindeki Harry Potter eşyaları için yapılan illüstrasyonları resmi olarak lisanslanladı!

Tasarımlar şimdilik klasör dosyalar, rozetler ve anahtarlıklarla sınırlandırıldı. Bu 13 kartlık set şirketin gelecekte piyasaya sürmeyi planladığı eşyaların bir parçası.

harry-potter-anime

Set (henüz) Hufflepuff’ları, Ravenclaw’ları ya da sevgili Hermione dışında kadın karakterleri içermiyor.

herminone-granger-ron-weasley-anime

Talebe bağlı olarak, gelecekte diğer popüler karakterleri de kapsayacak şekilde genişletilecek.

severus-snape-albus-dumbledore-anime

Her bir kartın fiyatı 378 yen ya da $3.15 ya da 9.60 lira.

fred-geore-weasley-james-potter-anime

İyi haberse şu, eğer Japonya’da olan şanslı kimselerdenseniz Movic ve Froovie sitelerinden sipariş edebilirsiniz.

sirius-black-remus-lupin-anime

Yakında Japonya’daki dükkanlarda da satışa sunulacak. Ancak başka bir yerdeyseniz bu illüstrasyonlar için ya taşınmanız ya da minik bir yolculuk yapmanız gerekecek.

Biliyorum, biliyorum, şu fiyakalı giyinmiş bebek Draco’ya sahip olmamak gerçekten de acı verici.

draco-malfoy-anime

Siz çizimleri nasıl buldunuz? Yakın zamandaki seyahat planlarınızda Japonya varsa almayı düşünür müsünüz yoksa dünya çapında satışa sunulana dek bekler misiniz? Bizimle paylaşmayı unutmayın!

Haftanın İksirleri: Kurtboğan İksiri ve Buz İksiri

$
0
0

iksirler

Haftanın İksiri köşesinde sizlerle, daha evvel yorumlarınızda bizden istediğiniz “Lupin’in içtiği sıvıyı“, yani Kurtboğan İksiri’ni ve çerezlik olarak Buz İksiri ya da geleneksel diğer adıyla Ateşten Korunma İksiri’ni sunuyoruz.

Öncelikle çerezlik, biraz daha uyduruk addedebileceğimiz iksirimiz ile başlayalım. Ateşten Korunma İksiri aynı zamanda Buz İksiri olarak da bilinmekle birlikte adından da anlaşılabileceği üzere alevlerin arasından zarar görmeden geçebilmeyi sağlar. Aynı zamanda buz iksiri denmesinin sebebi içildiğinde verdiği histen kaynaklanmakta. İçildiği zaman içen kişide bir soğukluk ve hissizlik yaratan ve sihirle oluşturulmuş çoğu ateşin içinden geçmeyi sağlayan bu iksir ile filmlerde yolumuz kesişmedi belki ama iksirin kitapta büyük önemi var. Kitaplar ile filmler arasındaki farklarda da bahsedilen bu nokta Felsefe Taşı’nın saklandığı yeraltı mahzenine giden yolda karşılaşılan bir bulmacaydı. Alevlerin içinden geçebilmek için doğru iksiri içmek gerekiyordu. Bu iksir de tabii ki Buz İksiri’ydi.

Şimdi gelelim daha önemli olan iksirimiz Kurtboğan İksiri’ne. Bu iksirin geçmişi çok uzaklara dayanmıyor aslında. 70’li yılların sonlarına doğru Damocles isimli bir iksir ustası tarafından keşfedilen Kurtboğan İksiri, adının da ele verdiği gibi kurtadamlığın geçici bir tedavisi sayılabilir. Aslında buna tedavi değil de bir çeşit sakinleştirici tarzı ilaç desek daha doğru olacaktır zira kurtadam olmayı engellemiyor bu ilaç. Neye yarıyor bu zıkkım derseniz kişinin akli dengesini biraz olsun yatışmış halde tutmasına yardımcı oluyor. Eh, kısaca bu şekilde tanımlamak mümkün sanırım.

Kurtboğan İksiri, en sevdiğimiz (en azından benim en sevdiğim) Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi öğretmeni Remus Lupin’in, koca yürekli Lupin’in düzenli kullanmak zorunda olduğu bir ilaç. Kendisine bu ilacı pişiren ise o zamanlar Hogwarts’taki iksir ustası Profesör Snape. Bu iksiri bulmak da hazırlamak da çok kolay işler değil elbette. Genelde kurtadama dönüşen kişiler, bir çakallık düşünürken bile göz bebeklerinde para yerine soğan cücüğü beliren insanlar. Yanlış anlaşılmasın, ayrım yapmıyorum zengin fakir diye ama kurtadamların geneli böyle işte. Yani anlayacağınız bırakın o pahalı Kurtboğan İksiri’ni satın almayı, iksirin malzemelerini bile alabilecek durumda olmuyorlar. Lupin’in Hogwarts’ta öğretmenlik işini kabul ederken Albus Dumbledore’un sunduğu en büyük olanak sürekli temin edebileceği Kurtboğan İksiri olmuştu. Lupin’de durumunu göz önünde bulundurup bu fırsatı değerlendirmişti. Keşke hep öğretmen olarak kalaydın be Remus!

severus snape

Bu iksirleri Snape hazırlıyor dedik ya işte Harry’de bunu görüp iksirin ne iksiri olduğunu bilmeden, ne işe yaradığı hakkında en ufak fikri olmadan hemen yoldaşlarına yetiştirmişti “Snape Lupin’i zehirliyor abii” diye. Ah be Harry, yani bulaşmadığın konu yok be evladım. Neyse, kısacık da iksirin etkisini açıklayalım ve noktamızı koyalım.

İksirin tedavi etkisi olmadığından bahsetmiştim zaten, iksirin kurtadam olacak zat tarafından miktarı bir kadeh olacak kadar, dolunay çıkmadan önceki hafta her gün içilmesi gerekiyor. İksir hazırlanırken çok dikkatli olunması gerekiyor zira iksire adını da veren ana maddesi Kurtboğan bitkisi acayip zehirli bir bitki. Yanlış bir şekilde pişirilmesi durumu ölümcül sonuçlara yol açabilir. İksirin tadı Remus’un sözleriyle “iğrenç”. Her gün balık yağı içmek gibi mesela, kurtadamların işi de zor. Gerçi artık balık yağının hapları çıkmış herhalde, inşallah Kurtboğan hapı da çıkar. Ha, bir de içine şeker, pekmez falan katsın öyle içsin madem diyenler olabilir, o zaman etkisini yitiriveriyor ilacımız maalesef.

remus-kurtadam

İksir düzenli içildiyse eğer kurtadam dönüşümü tamamlandığında ilaç etkisiyle kurtadam böyle uykulu, uyuşturulmuş bir halde oluyor. İnsanî benliğini tam olarak kaybetmiyor ve çevresine zarar vermeyecek kadar aklı başında oluyor. Lupin’in de ilacını içtikten sonra bu uyurgezer kurtadam halinde sığındığı ve dolunay geçene kadar uyuduğu bir dört duvarı, Bağıran Baraka’sı var biliyorsunuz.

Gelecek hafta bu satırlarda okumak istediğiniz iksirleri yorumlarınızda belirtmeyi unutmayın! Sihirle kalınız!

Fantastik Canavarlar Filminden İlk Resmi Televizyon Spotları Geldi!

$
0
0

fantastik-canavarlar-afis-top

Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar?” filminin vizyona girmesine 40 gün kala, WarnerBros. 3 resmi televizyon spotunu duyurdu!

18 Kasım‘da vizyona girecek filmin TV spotlarında daha önce fragmanlardan görmediğimiz bir kare yok gibi, fakat filmin reklamlarını televizyonda da görmeye başlamak bizleri iyice heyecanlandıracak gibi!

Heyecan giderek yükseliyor! Siz ne dersiniz?


Büyücünün İlkyardım Çantası ve Sihirsel Yaralanmalarda Tedavi Yöntemleri

$
0
0

1

Büyücülerin yaraları oldukça ağır olabilir ancak neyse ki tedavisi için genellikle bir büyü var. Gelin, büyücülerin tedavi yöntemlerine ve kullandıkları ilaçlara birlikte göz atalım.

Madam Pomfrey‘in mor iksirleri ve nahoş kokulu merhemleri hiç eksik olmaz ama tabi ki tedavi etmesi gereken lanete maruz kalmış yaralar, ilginç kemiksiz kollar, canavar ısırıkları ve savaş yaraları olan öğrenciler de.

Anka Kuşunun Göz Yaşları: Ölümcül Yaraları Bile İyileştirmek İçin Birebir

2

Yeniden hayata dönmenize yardım edecek bir şeye ihtiyacınız olduğunda, koca bir ateş topuna dönebilen ve ardından küllerinin arasından sevimli bir yavru olarak yeniden doğan bu kuş iyi bir seçenek. Dumbledore’un Fawkes‘u, Harry’ye sağlığını ona geri veren, paha biçilemez bir tedavi sundu. Bazen Fawkes’un tüylerini okşamak bile yeterli ama hayati bir şekilde Fawkes Harry’yi, Sırlar Odası‘nda Basilisk dişinin ölümcül zehrinden kurtarmak için tam zamanında yetişiyor.

İske-Büy: Kemikleri Geri Kazanmak İçin Kullanılır

3

Gilderoy Lockhart, Quidditch müsabakasındaki kazadan sonra, yarasını tedavi ederken yanlış yaptığı büyü Harry’nin kolundaki TÜM kemikleri yok ettiğinde, neyse ki Madam Pomfrey kemikleri tekrar büyütebilen gerçek bir ilaca sahipti: İske-Büy. Kemiklerinizi geri kazanmak için bu öksürten şuruptan içmeniz yeterli ancak duyduğumuza göre bu oldukça acılı bir işlem.

 Haşlanmış Boynuzlu Sümüklüböcekler: Çıban Tedavisinde İdeal

4

Severus Snape‘in birinci sınıflara öğrettiği ilk iksirlerden biri çıban tedavisi içindir. İçeriğinde kurutulmuş ısırganotu ve ezilmiş yılan dişi gibi, dermatolojik açıdan yardıma ihtiyacı olan cadı ve büyücülere birebir gelecek malzemeler vardır.

Adamotu: Taşlaşmışların Tedavisinde Kullanılır

5

Hogwarts koridorlarında kötücül bir şeyler sinsice geziniyorsa, öğrencileri ve kedileri taşlaştırıyorsa çare yeni biçilmiş yetişkin adamotlarında.  Bitkibilim öğretmeni Profesör Sprout’un Adamotlarının büyümesini teşvik etmek için, toprak soğudunda atkı ve çorap giydirmek gibi bazı yöntemleri var. Harry, Ron ve Hermione Adamotlarıyla ilk kez karşılaştıklarında küçük çığlık atan bebeklere benziyorlardı bu yüzden taşlaşmışların tedavisinde kullanmak için yetişkinliğe ulaşmalarını beklemek bir sürpriz değil. Önce ergenliği geçirmeleri gerekiyor değil mi?

 Kurtboğan İksiri: Kurtadamların Sakinleştirilmesine Yarar

6

Dolunay zamanı gergin bir kurtadamı rahatlatmak için Kurtboğan İksiri kadar iyi birşey yoktur. Profesör Lupin’in de açıkladığı gibi, Profesör Snape bu iksiri Lupin’in kurtsal eğilimlerini rahatlatmak için hazırlıyordu.

Balyumruk’un En İyi Çikolatası: Ölümyiyen Saldırısından Sonra Toparlanmaya Yardımcı Olur

 7

Büyücülük dünyasında çikolata bir ilaçtır. Çikolata. Bir. İlaçtır. Madam Pomfrey‘in hastane kanadındaki nöbetinde, kaya büyüklüğünde çikolatalarla devriye gezdiğine hiç şüphe yok.

Ejderha Eti: Morarmış Gözdeki Ağrıyı Almak İçin Birebir

8

Büyük boyda bir adamı tedavi etmek için büyük boy bir çare gerekir. Hagrid için savaştan sonra antiseptik kreme gerek yok. Hayır, sadece iri dilim ejderha eti iş görür. Hoş bir yara bandı da iyi olmaz mıydı?

Bezeliyumru İrini: Pembeleşmiş Cilt Sorununa Çare

 9

Ergenliğin farklı evrelerinde bir okul dolusu öğrenciniz varsa, elinizin altında cilt tedavisinde kullanılacak bir şeyler olmalı. Güzellik ürünleri için yapılan o ışıltılı reklamları unutun, hiçbir şey Bezeliyumru’dan sıkılan irinin yerini tutamaz. Bu büyük siyah sümüklü böceğe benzeyen bir bitkidir. Kimse güzelleşmenin kolay olduğunu söylemedi. Tabi ki bu bitki, Hermione’nin Rita Skeeter okuyucularının gazabına uğradığında keşfettiği gibi nefret mektuplarının içini doldurmak gibi yaratıcı bir yöntem olarak da kullanılabilir.

Tek Boynuzlu At Tüyü: Yaraları Sarmak İçin İdeal

10

Hagrid’in, kulübesini ziyaret eden herkese çayından ikram etmek dışında, sihirli ve bazen de tehlikeli yaratıklar üzerindeki o muhteşem bilgisiyle, harika tedavi yöntemleri vardır. Hagrid, genelde gizlice, Profesör Slughorn’u en iyi ev yapımı bandaj tüyoları için içeri alır. Sadece biraz tek boynuzlu at tüyü ekle, hani şu etrafta dolanan oldukça sıradan tek boynuzlu atlardan!

 Tek Boynuzlu At Kanı: Hayatta Kalmak İçin Kullanılır (Bir Bedel Ödeyerek)

 11

Bütün tedavi yöntemleri iyi şekilde kullanılmaz. Hagrid’in bandajları tek boynuzlu atın hayatını tehdit etmezken, kötü ruhlar böyle saygılı değildir. Yasak Orman’da, Harry ve Firenze pelerinli birinin ölü bir boynuzlu atın kanını içtiğine şahit oldu. Sonradan bu kişinin Lord Voldemort olduğu anlaşıldı.

Bizler kendi Muggle tıbbımızla şifa bulmaya devam ederken, büyücülerin bu sıradışı tedavi yöntemlerine dair görüşlerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Fantastik Canavarlar’ın Soundtrack Albümünden Tadımlık Parçalar Yayınlandı!

$
0
0

fantastik-canavarlar-soundtrack-pottermore

Pottermore 18 Kasım’da çıkacak Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar filminin soundrack albümünü duyurdu! Albümden tadımlık parçalar ve soundtrack listesine şahit olduğumuz bu haberle heyecanımız giderek yükseliyor! 

Gelin Pottermore‘un duyurusunu onların ağzından okuyalım!

Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar filminin fragmanlarından birini izlediyseniz soundtrack’de bunlardan ufak ufak kesitler duyacaksınız. Bu da albümün ne kadar olağanüstü olduğunun farkındasınız demektir.

Grammy ve Emmy ödüllerinin sahibi besteci James Newton Howard muhteşem bir iş ortaya çıkardı. Kendisi Açlık Oyunları, Kara Şövalye, Pamuk Prenses ve Avcı ve Özel Bir Kadın’ın da yer aldığı klasikleşmiş dev filmlerin müziklerini de yapmıştı desek şaşırmazsınız.

fantastik-canavarlar-soundtrack-pottermore-kapak

Size onun şarkılarından birini dinleteceğimiz için heyecanlıyız. Filmin açılış parçası ve azımsanmayacak bir şey.

Birazdan duyacağınız gibi şarkı tanıdık bir ezgiyle başlıyor. Sizi nostaljiden titretecek bir ezgi bu. ‘Hedwig’s Theme’den birkaç tını duyacaksınız. Daha sonra Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar filminin ana parçasına doğru dalacaksınız. Aynı film gibi bu da epik, çarpıcı, enerjik ve çok güzel bir parça. Ve işte karşınızda:

James Fantastik Canavarlar’ın film müziğini yedi ayda yazdı. Hem Newt Scamander’s Theme hem de bu özel parça için piyanosunun başına geçip bir şeyler çıkana kadar çaldı.

“Ana karakterler MACUSA’ya ilk kez ve diğer zamanlarda geldiklerinde filmin ana melodisini duyuyorsunuz. Bu akıldan çıkmayan melodiyi işitiyorsunuz. Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar filminin şuanda ve gelecekte melodisi ne diye soracak olsalar bu melodi dersiniz. Bunu piyanoda ortaya çıkardım çünkü böyle bir şey güzel olacaksa böyle sade bir şekilde yapılmalı diye düşünüyorum.”

fantastik-canavarlar-icerik-soundtrack

İçerisinde James’in “There Are Witches Among Us”, “Gnarlak Negotiations” ve “Newt Releases the Thunderbird” şarkılarını da barındıran standard soundtrack 72 dakika uzunluğunda.

Yine 18 Kasım’da çıkacak olan deluxe sürüm ise 26 şarkıdan oluşmakta ve 100 dakika uzunluğunda. Bu ikinci albümde “The Demiguise and the Lollipop” (Gizilgen ve Lolipop), “I’m Not Your Ma” (Ben annen değilim) ve “Kowalski Rag” (Kowalski Muzipliği) gibi şarkılar yer almakta. Ve bunlar film çıkmadan önce hakkında olabildiğince bilgi toplayıp parçaları birleştirebileceğiniz ipuçlarını barındırıyor olabilir.

fantastik-canavarlar-kapak-soundtrack-2

Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar soundtrack albümünü ön sipariş için Amazon ve iTunes’da bulabilirsiniz. Parça listesi aşağıdaki gibidir:

1.  Main Titles – Fantastic Beasts and Where To Find Them
2.  There Are Witches Among Us / The Bank / The Niffler
3.  Tina Takes Newt In / Macusa Headquarters
4.  Pie or Strudel / Escaping Queenie and Tina’s Place
5.  Credence Hands Out Leaflets
6.  Inside The Case
7.  The Erumpent
8.  In The Cells
9.  Tina and Newt Trial / Let’s Get The Good Stuff Out / You’re One of Us Now / Swooping Evil
10.  Gnarlak Negotiations
11.  The Demiguise and The Occamy
12.  A Close Friend
13.  The Obscurus / Rooftop Chase
14.  He’s Listening To You Tina
15.  Relieve Him of His Wand / Newt Releases The Thunderbird / Jacob’s Farewell
16.  Newt Says Goodbye to Tina / Jacob’s Bakery
17.  End Titles – Fantastic Beasts and Where To Find Them

Deluxe: Bonus – Disk 2

1.  A Man and His Beasts
2.  Soup and Leaflets
3.  Billywig
4.  The Demiguise and The Lollipop
5.  I’m Not Your Ma
6.  Blind Pig performed by Emmi
7.  Newt Talks To Credence
8.  End Titles Pt.2 – Fantastic Beasts and Where To Find Them
9.  Kowalski Rag

Filmin müzikleri Harry Potter ruhunu bizce harika bir şekilde yaşatmış, siz ne dersiniz?

Dev Tartışma: Sirius Black İkiyüzlünün Teki miydi?!

$
0
0

sirius-1

Başlığımız biraz sert gibi ama bugünkü yazımızda sizlere Mugglenet sitesinde Sirius Black’in karakteriyle alakalı yapılmış bir analizi ve teoriyi sunuyoruz.

Sirius Black, Harry Potter serisindeki en çarpıtılmış karakterlerden birisiydi. En yakın dostunun ölümüyle yıkılmış, Azkaban’da geçirdiği 12 sene içinde de yolunu kaybetmişti. Aynı zamanda bir riyakârdı.

J.K. Rowling’in sözleriyle:

Sirius muazzam felsefik düşüncelere dair öğütler verse de onlara pek uyduğu söylenemez. Misal, “Ateş Kadehi”nde eğer bir insanın nasıl biri olduğunu öğrenmek istiyorsan “ona denk kişilere değil ondan daha alt kademedeki kişilere davranışlarına” bakman gerektiğini söylüyor. Ama Sirius kendisine miras kalan ev cini Kreacher’dan nefret ediyor ve ona aşağılayıcı şekilde davranıyor. Benzer şekilde aslında kimsenin tamamen kötü ya da tamamen iyi olmayacağını söylerken Snape’e davranışlarına bakılırsa onun iyi vasıflar kazanamayacağı fikrine sahip.

Sirius’un kendi davranışlarına ters düşen ama kendi felsefesi çevresinde yüksek sesle belirtmekten çekinmediği başka önemli noktalarda var.

Bariz olanlarından bir tanesi çalkantılı beşinci kitapta Harry’ye “başını belaya sokma” tavsiyesi. İyi bir tavsiye aslında bu ancak Sirius kendisi bu tavsiyeye uymayıp, kendisini Ölüm Yiyenler’den birinin rahatlıkla görebileceği yerlerde köpeğe dönüşüyor ki bir tanesi de görüyor zaten.

patiayak

Ama iki nokta var ki Sirius’un riyakârlığı bu noktalarda ona duyulan sempatiyi azaltıyor.

Sirius’un ikiyüzlü oluşunun ilk ortaya çıktığı an aralarındaki “muhbirin” Peter Pettigrew değil Remus Lupin olduğunu düşündüğü andı. Remus’tan şüphe etmek için hangi sebepleri vardı ki? Bana kalırsa bu Remus’un kurtadam oluşuyla alakalıydı.

Eğer durum buysa, sürekli ailesinin bağnazca Muggle doğanları yaftalama geleneğinden kurtulmak için çabalayan Sirius’ta Remus’u kurt adam olmasından ötürü yaftalamış demektir.

lupin-kurtadam

Diğer nokta ise şu cümlelerle bağlantılı:

O HALDE ÖLSEYDİN! DOSTLARINA İHANET EDECEĞİNE ÖLSEYDİN, BİZ SENİN İÇİN BUNU YAPARDIK!

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

İşte bu cümleler Sirius’un karakterinin özünü yansıtmakta. Azkaban Tutsağı’nda ortaya çıkan gerçekler sonrasında sadakati sorgulanamazdı.

Ama Sirius, Peter Voldemort’un safına geçmeden çok evvel dostlarına ihanet eden ilk Çapulcu’ydu. Şamarcı Söğüt’ün altındaki tünele nasıl gireceğini Snape’e söyleyerek ve ona muhtemelen ölümcül bir şaka yaparak. Seneler sonra bile hala Sirius bunun “Snape’in işine yaradığına” inanıyordu.

Remus Lupin’i hiç düşünmemişti halbuki.

samarci-sogut

Eğer Snape o gece, Remus ile onun kurtadam halinde karşılaşsaydı ve Remus onu ısırsa ya da daha kötüsü öldürseydi sonuçları tahmin etmek zor olmazdı. Remus okuldan atılır, muhtemelen hapsedilirdi, kurtadamlığının gelecek nesillere de geçeceği gerçeğiyle edineceği psikolojik yaralar da bunun cabası. Ama Sirius bunların hiçbirini düşünmedi, eğer 16 yaşındaki Sirius’un planı işleseydi çok acı bir ihanet olacaktı. Sirius’un Pettigrew’a karşı bu kendini beğenmiş halleri ile kötü davranışları, bu anlatılanlar ışığında pek de sempatik gelmiyor.

Sirius Black ilk bakışta sadakatin simgesi gibi duruyor fakat biraz işin özüne bakıldığında tüm seri boyunca gördüğümüz ahlaken en belirsiz karakterlerden birisi.

Siz Sirius’un bir riyakârlığı hakkında ne düşünüyor musunuz?

sirius-2

J.K. Rowling 2016 Yılının En Etkili Yazarı Seçildi!

$
0
0

rowling-lanetli-cocuk

Harry Potter ve onun büyülü dünyasıyla hayatlarımıza giren ve girdikten sonra da asla çıkarmak istemediğimiz yazar: J.K. Rowling. Kendisi Hollywood Reporter tarafından 2016 yılının en etkili yazarı seçildi.

J.K. Rowling tam anlamıyla mükemmel bir insan. Kazandıklarını hayır kurumlarıyla, bağış amaçlı yapılan etkinliklerle sürekli halka bir şekilde geri veriyor. Tabii en etkili ve değerli yazarlardan biri de aynı zamanda.

Hollywood Reporter ise yazısında ondan şöyle bahsetti:

 “Harry Potter serisi ya da gişe rekortmeni filmleri olmasaydı da J.K. Rowling bir şekilde başarıyı yakalardı.”

Bu deyiş bir bakıma gerçek de sayılabilir. Rowling, Potter’dan sonra da oldukça başarılı bir kariyer sürdürmeyi başardı. Boş Koltuk romanı BBC ve HBO ortak yapımı bir mini diziye uyarlandı. Sadece bununla da kalmayan Jo, ‘Robert Galbraith‘ takma adıyla bir gerilim serisi yazmaya devam ediyor ve bu seri de bir mini dizi olma yolunda. Bitti mi tabii ki hayır. J.K. Rowling özgün hikayesiyle, Harry Potter ve Lanetli Çocuk oyununun sahnelenmesi için ilham kaynağı oldu.

Bizlere göre yakında vizyona girecek olan Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar? filmi ise Rowling’in yaptıklarının sadece son damlası. Rowling içindeki bu bitmeyen sihirle bizlere büyülü dünyanın kapısını uzun süre daha açık tutacak gibi duruyor. Kendisine yaptığı her şey için teşekkür ediyor ve bu başarısı için kendisini tebrik ediyoruz!

Daniel Radcliffe Tek Bir Sahne İçin Bütün Harry Potter Kariyerini Silip Attı!

$
0
0

swiss-army-man-daniel-radcliffe

Potter evreni hayran camiası olarak olası bir Harry Potter devam filminde kendisini görmeyi dört gözle beklerken Daniel Radcliffe Hogwarts‘taki bütün geçmişinden vazgeçebileceğini söyledi!

Daniel Radcliffe, The Guardian‘a verdiği röportajda oyunculuk kariyerindeki en gurur duyduğu anı açıkladı. Bizi yıkan kısım şu oldu ki bu an Hogwarts koridorlarında geçmiyor. Daniel Radcliffe

Eğer kariyerimdeki diğer bütün sahneleri çöpe atıp sadece bir sahneyi seçmem gerekseydi bu sahne kesinlikle Swiss Army Man (Çakı Gibi) filmindeki otobüs sahnesi olurdu. Oyunculuk kariyerimin en iyi 6 dakikasıydı.

diyerek bütün Harry Potter geçmişini çöpe atabileceğini söyledi.

swiss-army-man

Harry Potter‘ın sinemadaki ilk günlerinden beri göz bebeğimiz olan Daniel Radcliffe bizleri oldukça kırmış olsa da işte o bahsettiği filmin fragmanı:

Swiss Army Man‘in konusu ise kısaca şöyle:

Küçük ıssız bir adada tek başına olan Hank’ın evinde olmak için hala umudu vardır. Fakat bir gün kıyaya vuran bir ceset her şeyi değiştirir. Hank çok geçmeden ölümden kaçmak için son şansı olduğunun farkına varır. Silahlı yeni “arkadaş” ve tuhaf bir çanta, bu ikili ile Hank’ın hayallerindeki kadını yeniden getirmek için destansı bir maceraya atılar. Dan Kwan ve Daniel Scheinert’ın yönetmenliğini ve senaristliğini üstlendiği filmin başrollerinde Mary Elizabeth Winstead, Paul Dano, Daniel Radcliffe var.

Filmi beğenin ya da beğenmeyin ama bizce yakışmadı be Daniel, Büyü Dünyası’nın kalbini kırdın!

Viewing all 1611 articles
Browse latest View live