Quantcast
Channel: Fantastik Canavarlar
Viewing all 1611 articles
Browse latest View live

Severus Snape’in Çok Yanlış Anlaşıldığı 5 An

$
0
0

WB_F8_Severus_Lily_young_flashback_by_tree_HPDH2-07982

Tamam, birkaç ters zamanı olabilir ama Hogwarts’ın huysuz profesörü her zaman çok da kötü işler yapmıyordu. Severus Snape’i tanımamız sadece biraz uzun bir zaman aldı. Bizi sonuna kadar ikilemler içinde bıraksa da, yanlış anlaşıldığı beş önemli olayı hep birlikte hatırlayalım!

Spoiler yolda, dikkat edin!

harry-potternimbus2000_harryreachesforthesnitch

1. Harry’nin Süpürgesinin Snape Tarafından Sabote Edildiğini Düşündükleri An

Harry ilk Quidditch maçını oynarken, süpürgesi Nimbus 2000 birden onu sırtından atmaya çalışmaya başlamıştı. Bu sırada, Hermione, Snape’in gözlerini Gryffindor’un arayıcısına diktiğini ve mırıldandığını fark ediyordu ve iki olayı üst üste koyduğu zaman.. Lanetler hakkında bilgili olan ( her konuda olduğu gibi ) Hermione, Snape’in süpürgeye bir uğursuzluk büyüsünü yaptığını düşündü ve Harry’i kurtarmak için ateş büyüsü ile cevap vermek için yardıma koştu.  Aslında, Snape’e yaklaşmaya çalıştığı sırada asıl suçlunun dikkatini bozmuştu. Olayın ardındaki gerçek ise, Profesör Quirrell’in Harry’e uğursuzluk büyüsü yaptığını itiraf etmesi ve Snape’in koruma büyüleri olmasaydı başaracağını açıklaması ile ortaya çıkmıştı. Başka bir deyişle, Snape aslında Harry’nin hayatını kurtarmaya çalışıyordu fakat eline suçlanmaktan başka bir şey geçmedi. Çok acımasızca!

2. Snape’in Felsefe Taşını Çalmaya Çalıştığını Düşündükleri An

“Hala bunun olabileceğini düşünmüyorsunuz, değil mi? Bakın, Snape taşı korumaya yardım etti, onu çalmak istemiyor.” – Harry Potter ve Felsefe Taşı

Hagrid’in güvence vermesine rağmen, Harry, Ron ve Hermione bazı şüpheleri hareketleri göz ardı edemiyordu. Troll okulun koridorlarında gezinirken Snape neredeydi? Fluffy nasıl bacağını hırpalamıştı? Neden diğer bir profesörü tehdit ediyordu? Bunların tek bir açıklaması olabilirdi; Karanlık Lordu hayata döndürmek için, Snape Felfese Taşının peşindeydi. Üçlümüz bir kez daha uçan süpürgenin yanlış tarafındaydı. Snape, taşın yanlış ellere geçmesini engellemeye çalışıyordu. Gerçek tehlike ise üzerindeki tüm dikkatleri dağıtıyordu; kimse Quirrell’den şüphelenmezken tüm gözler diğer meslektaşına dönmüş durumdaydı. Şükür, Voldemort’un planı bozuldu da bu yanlış anlama sona erdi. Öte yandan, bu olay Snape ve Harry’nin arasını düzeltir diye düşünüyorduk ancak… biz de yanılmışız.

3. Sirius Hakkındaki Mesajının Snape Tarafından Dikkate Alınılmadığı Düşünüldüğü An

“Efendim, Patiayak’ı ve saklandığı yeri biliyorlar!”– Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı

Harry’nin Sirius hakkındaki gizli mesajı diğerleri için bir şey ifade etmezken, Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nın bir üyesi olan Snape mesajı anlayabilirdi değil mi? İksirlerin Ustası hakkında kim ne söylerse söylesin, herkesin üzerinde mutabık kalacağı nokta kesinlikle salak olmadığıdır. Öylese Harry’nin mesajına niye kulak vermedi?

Snape, Sirius’un işkence görebileceği ya da öldürülebileceği ihtimalini küçümsüyor muydu? Tabi ki hayır, ancak hangi koşulda olursa olsun, böyle bir mesaj Dolores Umbridge’in önünde verilemezdi. Harry tarafından bilinmese de, Snape, Umbridge ve öğrenciler gittikten Sirius’a ulaştı ve tedbir almasını sağladı. Ne yazık ki her şey planladığı gibi gitmedi, Sirius Grimmauld Meydanı’nı Zümrüdüanka Yoldaşlığı ile birlikte savaşmak için terk etti ve sonuç olarak hayatını kaybetti.

Snape mesajı göz ardı etmiş olsa ya da Sirius’u uyarmış olsa bile, Harry vaftiz babasını kaybetmesinden Snape’i kısmı olarak sorumlu tuttu. Belki de suçu Snape’e atmak kaybıyla yüzleşmesinden daha kolaydı.

narcissa-malfoy-narcissa-and-snape

4. Dumbledore’u Öldürdüğü An

Tüm serinin en şok edici hareketlerinden biri, Snape’in Hogwarts’ın sevilen müdürüne bağışlanamaz Avada Kedavra lanetini uygulamasıydı. Snape’in kime bağlı olduğunu sorgulayanlar, bu hareketin üzerine onun gerçek yüzünü gördüklerini düşündüler. Sonuçta tüm zamanların en çok sevilen büyücüsünü öldürmekten bahsediyoruz.

Ama sadece Dumbledore’un bildiği ve kimsenin anlamadığı nokta şuydu; Snape’in başka seçeneği yoktu. Marvolo Gaunt’un lanetli yüzüğü ile yaklaşan ölüm ve Lord Voldemort’un Malfoy’u suikast için ayarttığı bilgisine sahip olan Dumbledore, bu korkunç görev için Snape’i hazırlamıştı.

Draco için başarısızlık günlerini sayılı hale getirecek, başarılı olsa ruhu karanlığa esir düşecek. Snape, yerine getirdiği bu görev ile çocuğun zavallı ruhunu kurtarmış oluyordu.

5. Harry’i Her Daim Azarladığı Anlar

Aslında Snape’in azarları Harry’i güvende tutmak içindi.

Snape’in Slytherin evi gibi acımasız olduğunu ve öğrencilerine kaba davrandığını inkar edemeyiz. Örneğin zavallı Hermione’ye “Katlanılamaz Çokbilmiş” demesi bile bir gösterge. Fakat Snape’in hareketlerinin temel nedenini anladığımız zaman, onda göze çarpandan çok daha fazlasını olduğunu anlıyoruz, tamam Harry’e olan hakaretlerini bir kenara koyarak söylüyoruz bunu.

Artık hepimizin bildiği gibi, Harry Potter, Snape’e hayatının ilk ve tek aşkı Lily’den kalan son şey. Lily öldüyse Harry yaşamalı.

İşleri daha da kötü hale getirmek için, Harry’de Lily’nin kalbini çalan ve onu Voldemort’tan koruyamayan James Potter gibi davranıyor, hiçbir sebep olmadan Snape’e acı çektiriyordu.

Hogwarts’da caka satarak yürüyen ve her söze verecek bir cevabı olan Harry’i görmek tam anlamıyla Snape’in sinirlerini bozuyordu. Gerçi ne kadar acı verici olsa da Harry, Lily Potter’dan kalan son canlı hatıraydı ve en azından Harry, gözlerini annesinden almıştı.

Snape yaptığı bir çok görev sonrasında ne değeri, ne cesareti ne de yardımları için takdir görmedi. Bariz yanlış anlaşılmalar ile geçen trajik hayatında gerçekler de onunla beraber öldü. Ancak, Snape’in mirası Harry’nin oğlu Albus ile yaşıyor:

“Albus Severus.. Sana Hogwarts’ın iki müdürünün adı verildi. Bir tanesi Slytherin’di ve muhtemelen tanıdığım en cesur adamdı.” – Harry Potter ve Ölüm Yadigarları

severus-snape-dumbledore-fc

Bunlar da ilginizi çekebilir:

Severus Snape’in Hoşlandığı 10 Şey

İzlerken Kendimizden Geçtiğimiz 10 Efsane Severus Snape Sahnesi


Ianevski, Filmlerden Çıkarılan “Krum, Hermione ve Ron” Aşk Üçgeni Hakkında Konuştu!

$
0
0

hermione-viktor-ron

Viktor Krum’u canlandıran aktör Stanislav Ianevski Krum, Hermione ve Ron arasındaki aşk üçgeninin filmden çıkarılışı üzerine konuştu!

Stanislav Ianevski verdiği röportajda Ron, Hermione ve Krum arasında yaşanan ve Ölüm Yadigarları Bölüm 2de Hogwarts Savaşı’na kadar sürecek aşk üçgeni hikayesinin filmden çıkarıldığını söyledi.

Ianevski’nin açıklamalarına göre, yönetmen David Yates, Ölüm Yadigarları 1. Bölüm’de, Bill ve Fleur’un düğününde, Ron’un kıskançlıklar içinde izlediği Hermione ve Krum’un dans ettiği bir sahne çekti. Filmin hayranları tarafından bilinen bu anı aşağıda görebilirsiniz.

Fakat herkes için yeni ve bilinmez olan nokta ise; yönetmen Yates yaratmış olduğu aşk üçgeni için, Krum’un Hogwarts Savaşı esnasında tekrar ortaya çıkmasını, Hermione için Ron ile nihai düello yapmasını tasarlıyordu. Şükür, böyle bir sahne çekilmedi ve fikir tümden rafa kalktı.

Stanislav Ianevski’den dinliyoruz:

“David Yates, kitaplarda olmayan yeni bir alt hikaye fikri ile geldi. Krum, Hermione ve Ron arasında geçecek aşk üçgenini işleyen hikaye, son kitapta yaşanan onca korkunç şey arasında iyi durmadı ve filmden çıkarıldı.”

“Bir dans sahnesi çektik, Hermione’yi Ron’dan bir şekilde çalıyormuşum gibi oldu. Hermione beraber geçirdiğimiz güzel hatırlarken, Viktor tam bir centilmen gibi davranmaya devam ediyordu. İkisi de birbirini tekrar gördüğü için çok mutluydu ve onlar dans ederken Ron kenardan haset içinde onları izliyordu.”

“Tüm bunlar nereye varırdı bilmiyorum. Yönetmen David Yates bu hikayeyi yedinci kitabın ilk bölümünden ikinci bölümüne kadar sürdürmeyi, Ron ve Krum arasında bir düelloya dönüştürmeyi düşünseydi, düelloyu kesinlikle Krum kazanırdı ve Hermione ile sonsuza kadar mutlu yaşarlardı.”

Keşke tüm bu sahneleri ve dahasını görebilseydik, siz ne dersiniz?

Fantastik Canavarlar’ın Basın Özel Gösterimindeydik! Nasıl Bulduk, Neler Yaşadık?

$
0
0

fc-ilk-yorumlar

Warner Bros. Türkiye‘nin davetiyle bu sabah Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar? filmini henüz ülkemizde vizyona girmeden izleyip değerlendirme fırsatımız oldu!

2016’nın başından beri, sizlerle birlikte istisnasız en ufak detayını dahi kaçırmadan paylaştığımız film serüvenimizin ilk durağına sonunda ulaşmış olduk. Heyecan dolu geçen aylar sonunda yaşadığımız bu tecrübe, doğumunu beklediğimiz bebeği kanlı canlı karşımızda görmek gibiydi. Her anında yanında olduğumuz Newt Scamander ve arkadaşları, nihayetinde karşımızdaydı! Ve yapmamız gereken tek şey beyazperdeye kilitlenip filmi izlemek oldu. Bu, açık ara ekip olarak geçirdiğimiz en rahat, en keyifli ve tabii ki en gururlu günümüz oldu.

Öncelikle bizleri davet eden WarnerBros. Türkiye‘ye misafirperverliği için, konuklarımız Nilüfer Baş‘a ve Taha Şahin‘e keyifli sohbetleri için teşekkür ediyoruz. Bu özel günde Potter camiasından önemli isimleri bir arada görmek harika bir histi.

133 dakikalık filmi neredeyse tamamı dolu olan bir salonda, keyifle izledik. Potterhead’lerle aynı anda gülüp aynı anda heyecanla beyazperdeye kilitlenmeyeli gerçekten yıllar olmuştu. Bunun değerini ancak yaşayınca anlayabiliyorsunuz!

Filme gelecek olursak, ilk olarak gösterimden hemen sonra sıcağı sıcağına çektiğimiz kısa videoyla sizleri selamlayalım istedik.

Amatör bir heyecanla çektiğimiz bu video aslında ekip olarak filme bakış açımızı biraz da olsa özetliyor. Farklı kutuplarda gezinen yorumlarımızda GERÇEKTEN SEVMEKLE, beklentiyi fazla yükseltmemek arasında gidip gelirken hararetli anlar yaşadık. Mutlu ve umutluyuz!

Filme dair detaylı incelemelerimizi yarın gün içinde zaten okuyacaksınız. Ancak ilk etapta söyleyebileceğimiz en net ve herkesin onayladığı yorum şu oldu: “BU BÜYÜLÜ DÜNYAYI GERÇEKTEN ÖZLEMİŞİZ VE EVE DÖNMEK GİBİSİ YOK!”

Gösterimden hemen sonra çekilen Vloglar’la ve dahasıyla sizlerle olmaya devam edeceğiz.

Fantastik Canavarlar 18 Kasım‘da vizyona girecek. Sihrin yeni çağı için asalarınızı kaldırın!

Ve Beklenen Fantastik Canavarlar’ın Mobil Oyunu Çıktı!

$
0
0

fantastic-beasts-cases-from-the-wizarding-world

Daha önce duyurduğumuz gibi, bugün Fantastik Canavarlar‘ın mobil oyunu olan  Fantastic Beasts: Cases From The Wizarding World çıktı!

Filmin vizyon tarihinden sadece bir gün önce yayınlanan oyunu IOS ve Android üzerinden oynamanız mümkün!

Oyuncularına Büyücülük Dünyası‘nı iyice didikleme fırsatı veren Fantastic Beasts: Cases From The Wizarding World‘de Potter dünyasının sırlarını keşfediyoruz! Gizli nesneleri bulup kanıt peşinde koşacağımız, yeni büyüler ve iksirler deneyeceğimiz bu mobil oyunu oynamak içni sabırsızlanıyoruz! Açıklanamayan olayları ortaya çıkarmak ve merkezinde büyülü yaratıkların bulunduğu gizemli davaları çözmek fikri kulağa sizce de harika gelmiyor mu?

Sihir Bakanlığı, Hogsmeade, Çatlak Kazan ve Diagon Yolu gibi aşina olduğumuz mekânların da oyunu, Google Play üzerinden hemen indirmek için buraya, iTunes üzerinden indirmek içinse buraya tıklayabilirsiniz.

WB Games San Francisco ve Mediatonic ortaklığında geliştirilen oyundan yayınlanan son görseller ise şöyle:

fantastik-canavarlar-mobil-oyun3 fantastik-canavarlar-mobil-oyun2 fantastik-canavarlar-mobil-oyun1

Oyunu şimdiden oynamaya başlayan takipçilerimizin yorumlarını merakla bekliyoruz!

Fantastik Canavarlar’ı İzledik: Sürpriz Bilgilerden Arındırılmış Bir İlk Bakış

$
0
0

fantastic-beasts-america-muggle-word

Dün Warner Bros. Türkiye‘nin davetiyle katıldığımız Fantastik Canavarlar filminin basın özel gösteriminde büyünün geri dönüşüne tanık olduk. Heyecanlı bir bekleyişin ardından, aylardır üzerine yazıp çizdiğimiz filmi karşımızda görmek olağanüstüydü. Filmle ilgili olarak beğendiğimiz ve pek de hoşlanmadığımız noktalar olsa da,  eve dönmüştük ve Newt’le beraber yepyeni bir maceranın kapısını aralıyorduk. Bu deneyimden yola çıkarak filmle ilgili ilk izlenimlerimi sizinle paylaşmanın keyfini yaşıyorum. Hem de vizyon tarihinden bir gün önce, spoilerdan tamamen arındırılmış bir şekilde!

Filmden çıktıktan sonra sıcağı sıcağına çektiğimiz ufak videomuzu görmüşseniz orada da filmden zevk alabilmek için doğru beklentiyle seyirci koltuğuna oturmanız gerektiğini pek çok kez dile getirdiğimizi duymuşsunuzdur. Bu kritik yazısının amacı da sürpriz bozan bilgilerden tümüyle arındırılmış bir şekilde, size bu doğru beklenti noktasını göstermek olacak.

Filmi en başından itibaren ele almam gerekirse, gözüme -ya da kulağıma mı demeliyim- çarpan ilk detay Harry Potter filmlerinin başında görmeye alışkın olduğumuz ve bizi her filmde yeni bir maceraya hazırlayan “Hedwig’s Theme” isimli parçayı duyamamak oldu. Filmin orijinal soundtracklarında bile kendini belli eden bu parçanın filmin başına yerleştirilmemiş olması ilginçti. Bana kalırsa bu detay bize önemli bir noktayı işaret ediyor. Artık dokuz yaşındayken elinden tuttuğumuz ve Voldemort’un sonunu getiren muhteşem bir büyücü olana kadar yanında yürüdüğümüz Harry Potter’ın öyküsü olmayacak karşımızda. Artık yepyeni bir kahramanla, büyücülük dünyasının yepyeni bir çağında geziniyor olacağız. Bu yüzden ana seriyi geride bırakıp, yeni bir hikayeye ve atmosfere girmeye hazır olmadan bu filmden yeterli keyfi alamazsınız.

Karakterler hakkında konuşmak gerekirse Eddie Redmayne, Newt için doğru bir seçim olduğunu film boyunca kanıtladı diye düşünüyorum. Newt’in insanlarla iletişim kurmakta yaşadığı sıkıntıyı ve canavarlarıyla geçirdiği zaman içerisinde ne kadar rahat ve mutlu olduğunu ondan daha doğal ve güçlü yansıtabilecek başka bir aktör olduğunu da sanmıyorum. Danish Girl’de de benzer özelliklere sahip -genel anlamda utangaç ve biraz da içine kapanık- bir karakteri canlandırdıktan sonra, Newt kararkterine hayat vermek onun için muhtemelen çok daha kolay olmuştur.

Şaşırtıcı bir şekilde, diğer ana karakterler içerisinde diğerlerine daha baskın olduğunu düşündüğüm iki karakter Jacob ve Credence oldu. Newt ile Quennie’den ve hatta Tina’dan bile daha fazla zaman geçiren Jacob -yine beni şaşırtacak şekilde- filmde en çok hoşuma giden karakter oldu. Filmi izlerken salonda ne zaman gülüşmeler duyulsa, ekranda Jacob’un yüzünü gördük. Daha önce filmin yönetmeni ve yapımcısının da röportajlarda üzerine basarak belirttiği komedi unsurlarını olduğu gibi Jacob’a borçluyuz diyebilirim. Fakat filmin konusuyla ilgili üzerine basılarak belirtilen bir diğer nokta da filmin Harry Potter serisinden çok daha karanlık bir tarafı olduğuydu. Bunu göz önüne aldığımızda Crendece karakterinin öne çıkmasının kaçınılmaz olduğu söylenebilir. Ezra Miller’ın göz dolduran oyunculuğunu tahmin ettiğinizden daha fazla izleme imkanı bulacaksınız diyerek ağzımdan daha fazlasını kaçırmadan devam ediyorum.

Quennie ve Tina ise röportajlarda anlatılanlardan ve fragmanlarda gösterilenlerden daha fazlası değildi bence. Quennie’nin baskın bazı kişilik özellikleri olsa da, Tina’yı özellikle sönük bulduğumu söyleyebilirim. Bu hayal kırıklığını başka bir açıdan Seraphina  karakterinde de yaşadım. MACUSA gibi filmin ve film dışında sunulan hikayelerin temelini oluşturan bir kurumun başkanını ekranda daha fazla görmek isterdim.

grindelwald-gazete-kupuru

Ayrıca hepimizi merak ve şaşkınlık içerisinde bırakan Grindelwald ve Johnny Deep meselesi de bu filmde izleyicilere ufacık da olsa açık ediliyor. Ama daha fazlasını söylersem keyfinizi kaçıracağımdan korktuğum için susuyor ve en kısa sürede kendi gözlerinizle görmenizi tavsiye ediyorum.

Filmle ilgili beni asıl büyüleyen noktalar tasarımlar ve 1926’lerin büyücülük dünyasının atmosferiydi. Kıyafetlerden tutun da, karakterlerin birbirlerine hitap şekillerine kadar o dünyanın büyülü bir kopyasıyla karşılaşmaya hazır olun. Konu akışı tarafından dikkatim dağıtılmadan sırf bu yüzlerce ufak -fakat son derece muhteşem- detayı tekrar izleyebilmek için filme bir daha gitmeyi düşünüyorum. Belki biraz daha detaylı olarak görebilseydik hoş olurdu dediğim yer ise MACUSA binası. Üstelik, Harry Potter filmlerinde bakanlık binasının her karışını izledikten sonra, Fantastik Canavarlarda en fazla on beş dakikacık göz atabildiğimiz bu mekanı bir daha görüp göremeyeceğimiz de meçhul.

Diğer yandan, bir tasarım harikasından bahsetmeden de bu kısmı geçmek istemiyorum. Belki Newt’tan bile daha fazla ele aldğımız bu büyülü obje ise elbette ki onun son derece kullanışlı olan bavulu. Fragmanlarda bavulun büyüklüğü hakkında çok fazla detay verilmediği için neyle karşılaşacağımızdan pek emin değildim fakat filmle ilgili en çok merak ettiğim kısımlardan biri de buydu. O kadar canavar o bavulun içine nasıl sığıyordu? Belli ki Saptanamaz Genişletme Büyüsünü hafife almışım. Çünkü Newt’in bavulunun içerisindeki “mini (fantastik) hayvanat bahçesini” görünce siz de benimle aynı şaşkınlığı yaşayacaksınızdır.

E bu kadar yeri olduğunu göre Newt’in yanında getirdiği büyülü yaratıkların sayısının ne kadar çok olduğunu ve filmde ne denli çok sayıda yeni yaratıkla karşılaştığımızı da söylememe gerek yoktur herhalde. Bu zaman kadar Hagrid’den görmeye alıştığımız anaç bir sevgiyle canavarlarına sahip çıkan Newt, onları himayesine alırken de sayıda oldukça bonkör davranmış. Yani ortalıkta sürekli büyük ya da küçük, sevimli ya da korkutucu bir takım canavarlar dolaşıyor olacak, gözünüzü dört açın!

Tina, Newt ve Jacob gizli barda.

Genel anlamda toparlamam gerekirse hikayeden pek hoşnut kalmasam da – ki Newt’in New York’a geliş nedeninden başlayan bir takım mantıksızlıklar mevcut- tasarımlar ve oyunculuklar beni fazlasıyla memnun etti diyebilirim. Filmin en sevdiğim ve tekrar görmek istediğim kısımın, The Blind Pig adlı barda geçen sahneler olduğunu söyleyebilirim. O ortamı gördükten gördükten sonra gerçekten filmin kendine has özelliklerini daha güçlü hissetmeye başladım. Keşke 20’lerin büyücülük dünyasının yer altı kısmını daha uzun süre izleyebilme imkanımız olsaydı.

Harry Potter filmlerini bilmeyenler bile müziklerinin bir iki notasını ıslıkla çalabilir. Fantastik Canavarlar da kendi müzikleriyle bu ünü edinebilecek mi bilmem ama benim oldukça hoşuma giden bir iki parçayla karşılaştım ve hemencecik şarkı listelerime ekledim. Sizi bu parçalardan birini dinler halde bırakırken, bir başlangıç filmi olarak ortalamanın üstünde diyebileceğimiz Fantastik Canavarlar‘ı görmek için beklemeniz gereken son günü film hakkında yayımladığımız diğer yazıları ve röportajları okuyarak geçirmenizi tavsiye ederim. Filmi izledikten sonra düşüncelerinizi bizimle paylaşmayı sakın unutmayın!

Basın özel gösterimi nasıl geçti, detaylar için buraya tıklayabilirsiniz!

Fantastik Canavarlar’ı İzledik: Yeniden Eve Dönüş mü, Hayal Kırıklığı mı?

$
0
0

harry-potter-fantastik-canavarlar-fc

Yıllar sonra büyü dünyasına dönmenin heyecanıyla merhaba. Bugünü çok uzun zamandır bekliyorduk. Harry Potter’ın hikâyesi kitaplarda ve sinemada sonlandıktan sonra, aklımızda hep, “Daha fazlası!” düşüncesi vardı.

Pottermore kesinlikle yeterli değildi. Bizi Hogwarts tarihini anlatan e-kitaplarla da kandıramazlardı. İzleme ihtimalimizin çok düşük olduğu bir tiyatro oyunu ya da oyunun senaryo metinleri de bize yetecek gibi durmuyordu. Tüm bunları birleştirince, Harry Potter’la büyüyen bir nesil için Fantastik Canavarlar film serisi, muazzam bir kapıydı.

Film ülkemizde yarın vizyona girecek. Fantastik Canavarlar ekibi olarak filmi dünkü basın gösteriminde izleme şansı bulduk. Bunu gerçekten şans ve özel bir deneyim olarak değerlendiriyorum.

Film hakkında söylenecek çok fazla söz var. İşin duygusal yanını bir kenara bırakmaksa cidden çok zor. Ayrıca henüz filmi görmediğinizi varsayarak yazı boyunca spoiler vermeyeceğim. Bu yüzden de bazı kısımların üstü kapalı kalacak. Fantastik Canavarlar’ı hep birlikte gördükten sonra, zaten tüm bu detayları uzun uzun tartışacağız.

Duygusal yanını bir kenara bırakmak dedik, ama söylemeden geçemeyeceğim bazı şeyler de var. Işıklar söndüğünde ve ekranda sislerin arasında WarnerBros. logosu gözüktüğünde; heyecanlanmamanın imkânsızlığını sanıyorum tarif etmeme gerek yok. Ansızın bastıran nostalji hissiyle filme Rowling’le karşılıklı bir güven anlaşması imzalayarak başlıyorsunuz. Bu dünyanın, sizi mutlu edecek yerlere götüreceğini biliyorsunuz. Çok eski ve tanıdık bir dostu görmenin eşiğindesiniz. Korkmanız gereken hiçbir şey yok.

Ama gerçekten de öyle mi? Harry Potter’ın hikâyesinden yıllar önce geçen bu maceranın bizi kayıtsız şartsız mutlu edeceğini kabul etmeli miyiz? Bunun için biraz hikâyeden bahsetmeliyiz. Hepinizin bildiğinden fazlasını söylemeyeceğim: Newt Scamander adında, fantastik canavarlar konusunda uzman bir büyüzoolog, Amerika’ya gelir ve valizinden kaçan canavarlar, ortalığı birbirine katar. Ayrıca şehre dehşet veren başka güçler de vardır, üstelik Amerika’daki büyü toplumunun açığa çıkma korkusu ve Gellert Grindelwald tehlikesi de işleriyi iyice karıştırmaktadır. Neticede bu bir beşlemenin birinci filmi ve büyünün yeni bir çağını bizlere ilk defa tanıtma fırsatı buluyorlar.

queenie-and-jacob

Senaryosunu J.K. Rowling’in yazdığı Fantastik Canavarlar, bu açıdan oldukça şanslı. Kuşkusuz Büyücülük Dünyası’nı ondan daha iyi bilen bir isim yok. Yönetmen koltuğunda ise son Harry Potter filmleriyle bu dünyayı iyice tanımış ve Rowling’in çok iyi anlaştığını her fırsatta dile getirdiği David Yates var. Hal böyle olunca, 1926 Amerika’sında büyülü işler nasıl yürüyormuş, bunu harika bir şekilde görme fırsatımız oluyor. Benim sınırsız olarak kabul ettiğim görsel tasarım imkânları, sonuna kadar kullanılmış. Görsel olarak zanaatin her alanı profesyonelce işlenmiş. Fantastik Canavarlar gerçek bir dönem filmi ve dönem atmosferi harika. Kostümler, dekor, konuşulan dil, dönemin sosyolojik yapısı filmde net bir şekilde beliriyor.

Oyunculukların neredeyse tamamını çok sevdim. Eddie Redmayne önlenemez yükselişine devam ediyor. Ezra Miller ve Colin Farrell bildiğiniz gibi. Katherine Waterston, Alison Sudol ve Dan Fogler da yıldızlarını parlatmayı başarıyor.

Ve elbette hepinizin merak ettiği Gellert Grindelwald karakteri ve Johnny Depp’e dair uzun uzun konuşmayı çok isterdim. Ama susmamı gerektiren sebepler var. Yine de ismi geçince bile beklemediğim kadar heyecanlandığımı söylemeliyim. Kısa bir süre de olsa Grindelwald’u filmin içinde görmek büyüleyiciydi.

grindelwald-fc-tanitim

Peki öyleyse başlıkta yer alan, “Eve dönüş mü, hayal kırıklığı mı?” sorusunun ikinci bölümü tam olarak nerede başlıyor?

Bu büyük oranda beklentilerle alakalı. Filmden ne bekliyorsunuz? Özlediğiniz dünyaya geri dönmek, büyüleri ve Rowling tarzı mizahı görmek, bir yerinden mutlaka aşina olacağınız duyguları hissetmek size yetiyorsa; her şey yolunda demektir. Ancak benim gibi, kontrolün tamamen Rowling’in elinde olan bir senaryodan çok daha fazlasını bekleyenlerdenseniz, sizlere moral bozucu laflar hazırladım.

Film 133 dakika. Kulağa bir giriş filmi için yeterli uzunlukta geliyor. Filmi izlediğimizde fark ediyoruz ki bu zamana kadar yayınlanan fragmanlardan bazı sahneler filmde yok. Ona rağmen elde temiz bir hikâye anlatabilmek için yeterince süre var. Fakat öyle olmuyor. Üstelik işin tuhaf yanı, bazı sahneler gereksiz yere o kadar uzun tutulmuş ki, asıl görmemiz gereken karakterleri yakından tanıyacağımız ya da hikâyeye hizmet edecek olayları geliştirecek anlar filmden kesilip atılmış gibi. Düzensiz bir tempo içinde akan film, tam heyecanlandıracakken yeniden sıkmaya, tam rahatlatacakken yeniden germeye başlıyor. Eğlendiren yanını bile bazen bariz bir şekilde izleyicinin gözüne sokarcasına uzatılıyor. Hikâyenin önemli bir parçasını oluşturması gerektiğini düşündüğüm yan karakterler, Porpentina ve Queenie Goldstein Kardeşler ve Jacob ne yazık ki yüzeysel kalıyor. MACUSA’nın başkanı Seraphina Picquery ve Second Salemlers topluluğunun başı olan Mary Lou da oldukça kıyıda kalan karakterlerden.

seraphina-picquery_fc

Kabul, filmdeki karakterlerin oyuna dâhil olmak için geçerli sebepleri var. Ama bazı sebepler, ne yazık ki çok bariz. Spoiler vermemek adına, en aşina olduğunuz karakterlerden No-Maj (Muggle) Jacob’ın filmdeki yeri tamamen izleyiciyi eğlendirmek. Bunda bir sorun yokmuş gibi durabilir ama olay bir yerden sonra şöyle gözükmeye başlıyor: “Buraya da şu karakteri ekleyelim ki gülsünler, çünkü bu sahne tam oturmadı sanki.” Bunun barizliği ne yazık ki beni epey üzdü ve sonraki filmler için de ciddi anlamda korkuttu.

Süre ve karakter meselesini geçip hikâyeye gelelim. Burada çoğumuzun umutlu olduğu nokta, filmin senaryosunun tamamen Rowling’ni parmaklarından çıkmış olmasıydı. Ancak bir dünya yaratmak ve roman yazmakta ustalığı kesinlikle tartışılmayacak Rowling’in filmdeki düğümleri çözme yöntemleri bana aşırı derecede basit geldi. Adeta, “Hmm evet böyle bir sorunumuz var ama neyse ki valizimde görmüş olduğunuz bu fantastik canavar tam da problemimize göre!” yüzeyselliğindeki çözümler beni yıkan bir başka konu oldu. Hikâyede Rowling’in olayları birbirine bağlayan detaycı yanından izler bulmak mümkün. Ancak bu detaylar bizleri tam moda sokacakken olaylar öylesine çözülüverince bir miktar tatmin eksikliği yaşanması da kaçınılmaz oluyor. Bunca imkân içerisinde böylesine basite kaçılması beni hayal kırıklığına uğratan asıl neden.

Tüm bu olumsuz yorumların sebebi ise ne yazık ki beklentiler. Elbette hiçbirimiz yeni bir Harry Potter beklemiyorduk. Ama işin içinde J.K. Rowling varsa, ben daha derin karakterler, daha zekice çözümler ve daha derli toplu bir hikâye bekliyordum. Ne yazık ki beklediğimi bulamadım. “Bu yalnızca giriş filmiydi!” savunmasına da asla katılmıyorum. Lütfen, ne başlangıç filmleri gördük, değil mi? Üstelik uzun soluklu bir serinin ilk filmi olması, Rowling’in bizlere sağlam temellere dayanan başarılı bir öykü anlatamamasını haklı kılmıyor.

eddie-redmayne-fantastik-canavarlar-son-fragman

Yine de Büyü Dünyası işte. Ansızın cisimlenen bir büyücü görmek bile, heyecanlanmamıza yetmiyor mu? Sorun, Rowling’in bu krediyi ne zaman gerçekten tüketeceğinde. Önümüzde 4 film ve uzun yıllar var.

Ve… önümüzde Albus Dumbledore ve Gellert Grindelwald düellosu var. Fantastik Canavarlar hâlâ görülmeyi hak ediyor. Yeter ki beklentilerinizi doğru ayarlamayı bilin.

Sizin filmden beklentileriniz neler? Yorumlarınızı bizlerle paylaşmayı unutmayın!

“Sürpriz Bilgilerden Arındırılmış Bir İlk Bakış” başlıklı bir başka spoiler’sız Fantastik Canavarlar incelemesi için buraya tıklayabilirsiniz!

Fantastik Canavarları İzledik: Ne Bekliyorduk, Ne Bulduk?

Fantastik Canavarları İzledik: Ne Bekliyorduk, Ne Bulduk?

$
0
0

fantastik-canavarlar-inceleme

2001’de gösterime giren Felsefe Taşı ve 2011’de Ölüm Yadigarları: Bölüm 2 ile sonra eren Harry Potter macerası ile büyülü dünyayı sinema perdesinde tamamladığımızı sanıyorduk. Fakat daha sonra o müthiş haber geldi, Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar? film olacaktı. Çok sevindik, büyülü dünyaya geri dönüyorduk! Kısacık ve içeriksel olarak sadece canavar tanıtımı yapan bir kitaptan nasıl film çıkaracaklar diye düşündüysek de fazla kurcalamadık, elbette J.K. Rowling işin içindeydi ve haliyle “O bir yolunu bulur,” diye düşündük.

Sonra, sizlerin de FantastikCanavarlar.com üzerinden takip ettiği üzere birçok haber geldi, oyuncular belli oldu, afişler, fragmanlar, film için tanıtım videoları… Her şeyin başında tek film düşünüyorken 3, son olarak da toplamda 5 tane olacağı bilgisi…

Ve nihayet o gün geldi çattı! Basın gösteriminde filmi izleme şansına eriştik ve özellikle girişiyle birlikte yeniden büyülü dünyaya dönmenin verdiği duygusallık kendini gösterdi. Ne olursa olsun mutlu olacağımızın garantisiydi işte bu duygu.

Şimdi de kişisel yorumlar. İlk olarak çok uzun zamandır bu dünyanın içinde olduğumu ve bulduğum her fırsatta da kitapları tekrar tekrar okuduğumu belirtmek istiyorum. Özellikle sitemizle birlikte son aylarda bu ilgi ister istemez çok daha üst seviyeye çıktı. Haliyle her türlü detay haberleri takip ettiğimiz için üç aşağı beş yukarı bizleri nasıl bir maceranın beklediğini tahmin edebiliyordum.

grindelwald-fc-tanitim

Sonraki filmde Grindelwald olacak, Dumbledore ile düellosu da gösterilecek açıklamalarından sonra bu tahmin giderek daha net bir hal almaya başladı. Evet filmin adı Fantastik Canavarlar’dı, evet bitkibilimci başkarakterimiz Newt Scamander ve arkadaşlarının maceralarını konu alacaktı ama sonunda asıl aktörler bu bahsettiğimiz ikili olacaktı. Ve ilk film sonra erdikten sonra tam da öyle bir senaryoyu beyaz perdeye aktardıklarını en azından kendi adıma görmüş bulundum.

Öncelikle şunun bilincinde olarak filmi izlememiz gerekiyor: Bu film bir “Harry Potter” macerası değil. Haliyle öyle bir etki bırakmasını beklemeyin. Ayrıca büyülü dünyada kitabı olmadan filme özel yazılmış bir senaryo ile izleyeceğimiz ilk film. Daha önceki tüm filmleri kitaplarıyla kıyaslayıp “olmuş, olmamış” tarzında yorumlar yapabiliyorduk. Fantastik Canavarlar bize yine bizzat J.K. Rowling’in elinden çıkmış yepyeni bir beyaz perde macerasına başlayacağımızı haber veriyordu. Öyle de oldu.

Tek cümlelik yorumum, “Kendi adıma filmden umduğumu bularak ayrıldım,” olur diyebilirim. Çünkü adına yakışır bir iş çıkartmışlar. Daha ilk andan itibaren aksiyon başlıyor ve sonuna kadar da bu devam ediyor. Ara ara dikkatinizin dağılabileceği noktalar yaşansa da sonuna kadar izlemenizi sağlayacak yoğunlukta ve dikkat isteyen detaylarla bezeli bir iş çıkmış ortaya. Gerek senarist bu dünyanın gerçek yaratıcısı olduğundan, gerekse yönetmen Harry Potter serisinin son dört filmini yönettiğinden o uyumu ekrana da yansıttıkları bariz şekilde görülebiliyor.

Karakter tasarımları, mekanlar, canavarlar çok iyiydi. Özellikle de canavarlar. Harry Potter filmlerinde gördüğümüzden çok daha fazla yaratıkla haşır neşir olduğumuzu net bir şekilde dile getirebilirim. Ve çok iyi şekilde tasarlanıp ekrana aktarıldıklarını da eklemeliyim. Newt’ın çantasında ne kadar geniş olduğunu görüp şaşırmamak elde değil. Özellikle bazılarıyla daha duygusal bir bağ kurmaya hazır olun!

fantastic_beasts_vr_

Newt ve Jacob ikilisi çok iyi olmuş. Hatta Jacob için ayrı bir parantez açmak gerekli diye düşünüyorum. Filmin tüm komedi yükü üzerindeydi. Hatta sırf bu görev üzerine filme eklenmiş bir karakter gibi duruyor desem yanılmış olmam. Bir süre sonra ekranda o görününce ister istemez dudaklarınız gülümsemeye hazır hale geliyor. Sonraki filmlerde kendisini ne şekilde göreceğimizi ve sadece bu komedi unsurlarıyla kalıp kalmayacağını da merak etmiyor değilim. Onsuz devam etmezler diye umarak diğer iki karaktere Tina ve Queenie Goldstein kardeşlere geçmek istiyorum.

Beni filmde en çok hayal kırıklığına uğratan da bu iki karakter oldu. Çok daha güçlü şekilde kullanırlar diye tahmin ederken özellikle de Tina bariz şekilde sırıtıyordu. Hele o asayı her tutuşunda “Bu ne yapıyor şimdi?” demekten kendimi alıkoyamıyordum. Onun da sebep olduğu bazı sahneleri izlerken içten içe “Böyle olmamalı,” dedim. Spoiler vermemek adına daha fazlasını söylemiyorum ama benim gibi düşünenlerin sayısı pek az olmayacaktır.

Newt hakkında şunu söyleyebilirim. Eddie Redmayne karakteri çok güzel yansıtmış! Kendisinin daha önce herhangi bir filmini izlememiştim ama bu halini çok sevdim. (Daha önce söyledim biliyorum ama tekrar yazmakta sakınca yok, çantasını da çok sevdim.) Hakkını vermiş diye düşünüyorum. Ezra Miller da zaten sevdiğim bir oyuncu olarak burada da Credence Barebone rolünü çok iyi şekilde yansıtmış ve sırıtmamış. GrindelwaldJohhny Depp‘in sonraki filmlerde bize neler göstereceğini çok ama çok merak ediyor ve heyecanlandığımı kesin dille ifade etmek istiyorum!

fantastik-canavarlar-paris

Son olarak film biterken Grindelwald’ı saymazsak sonraki film olmasa da olur diye düşünmeden edemedim. Çünkü macera tamamlanmıştı. Sonraki film için Paris’te geçecek açıklamasını nasıl bağlayacaklar, hep birlikte bekleyip göreceğiz.

Dediğim gibi, bu yapıma bir “giriş filmi” gözüyle bakarsanız sinemadan oldukça mutlu ayrılırsınız. Büyülü dünyanın farklı bir yönüne tanıklık edecek, bolca cisimlenme görecek ve eski serimize yapılan küçük göndermelerle de sevineceksiniz. Bunlar dışında bir beklenti sizleri büyük bir hayal kırıklığına sürükleyebilir, benden söylemesi.

Sihirli dünyaya bir kez daha adım attık ve giriş kapısını açtık. Artık daha derinlere dalma vakti.

Bir sonraki filme dek, muziplik tamamlandı!

Bir diğer incelememiz için: Fantastik Canavarlar’ı İzledik: Yeniden Eve Dönüş mü, Hayal Kırıklığı mı?

“Sürpriz Bilgilerden Arındırılmış Bir İlk Bakış” başlıklı bir başka spoiler’sız Fantastik Canavarlar incelemesi için buraya tıklayabilirsiniz!

Büyücülük Dünyası’na Geri Dönüyoruz: Fantastik Canavarlar Vizyona Girdi!

$
0
0

fantastik-canavarlar-nelerdir-nerede-bulunurlar-afis-fc

Yüzlerce gün öncesinden geri sayıma başladığımız Fantastik Canavarlar filmi bugün, 18 Kasım 2016 itibarıyla dünyanın pek çok ülkeyle birlikte Türkiye’de de vizyona girmiş bulundu!

Yıllar sonra bu büyülü dünyanın kapılarından bir kez daha geçmek için sinema salonlarındaki yerlerimizi alıyoruz! Büyünün yeni çağında, 1920’lerin Amerika’sına Newt Scamander ve arkadaşlarıyla birlikte destansı bir yolculuğa çıkıyoruz!

Bu zamana kadar sizlere filme dair sadece 10 ayda tam 194 haber sunarak bilmeniz gereken her şeyi ve belki de birazcık daha fazlasını (takipçilerimiz bunun için bizleri affetsin lütfen) sizlerle paylaşmışız. Bizim açımızdan eşsiz bir yolculuğun ilk durağına da, böylece ulaşmış bulunuyoruz. Bizleri yalnız bırakmadığınız için ne kadar teşekkür etsek az!

2D , 3D , 4DX , ATMOS , Türkçe Dublajlı , D-BOX  ve IMAX seçenekleri ve 13-A kısıtlamasıyla vizyona girecek olan filmi, başta CineMaximum sinemaları olmak üzere ülkemizdeki çoğu şehir ve sinema salonunda izleme şansına sahipsiniz.

Ayrıca 16 Kasım’da, WarnerBros. Türkiye‘nin davetiyle katıldığımız basın özel gösterimine dair haberimizi buradan, filme dair ilk spoiler’sız incelemelerimizi ise buradan okumanız mümkün!

Uyuyan bir ejderhayı gıdıklamaya devam edeceğiz! Film hakkında yorumlarınızı bizlerle paylaşmayı lütfen unutmayın!


Fantastik Canavarlar’ın İkinci Filmi Hikâyeye 2 Yıl Sonra, Paris’ten Devam Edecek!

$
0
0

fantastik-canavarlar-paris

İlk film bugün vizyona girerken Fantastik Canavarlar serisinin devam filmi hakkında yeni gelişmeleri sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz! Yönetmen Yates‘in açıklamaları her zamanki gibi heyecan verici!

İki farklı kaynağa göre David Yates, 1928 yılı Paris’te geçecek olan devam filminin ilk filmden iki yıl sonra vizyona gireceğini söylemiş. Biz bu söylentileri daha önce sizlerle paylaşmıştık. Ancak yine de Yates’in son açıklamalarını hep birlikte dinleyelim:

“Büyücü dünyasının bu son filminde, Rowling 1926 yılındaki büyücülerini ve fantastik canavarlarını New York’a taşıyor. İkinci film ise sadece 2 yıl sonra. ‘1928 yılında Paris’te her şey mümkün’ diyor Yates. Büyücü dünyası artık Harry Potter’ın evi olan İngilizceden çok uzak.”

Ayrıca Jonny Deep’in oynadığı Grindelwald ve kim tarafından oynanacağı daha sonra belli olacak olan (Kulislerde konuşulan isim için buraya tıklayabilirsiniz) Dumbledore’un yakın ilişkisi daha sonraki filmlerde ortaya çıkacak. İkinci Fantastik Canavarlar filminde çıkacağının bir garantisi değil ancak üç, dört ve beşinci filmlerde olması olası.

“David Yates: Grindewald karakteri ikinci filmde daha çok ortaya çıkıyor. Jonny Deep, yetenekli, işi konusunda cesaretli, hırslı ve karakteri uğruna garip ve mükemmel yerlere gidebilen bir aktör. Ve bu da onu Grindewald karakteri için mükemmel biri haline getiriyor. Grindewald, karanlık ve tehlikeli idealleri olan yetenekli bir büyücü. Dumbledore ile daha sonraki filmlerde ortaya çıkaracağımız çok yakın bir ilişkisi var.”

fantastik-canavarlar-david-yates

Ayrıca Eddie Redmayne (Newt Scamander), Katherine Waterston (Tina Goldstein), Alison Sudol (Queenie Goldstein), Dan Fogler (Jacob Kowalski), Ezra Miller (Credence Barebone), Johnny Depp (Gellert Grindelwald) ve Zoe Kravitz’in devam filmlerinde oynayacağının kesinleştiğini de söylemeliyiz!

Fantastik Canavarlar‘ı henüz vizyona girmeden izleyen ekibimizin ilk izlenimlerini önceki haberlerimizden okuyabilir hatta videolarımızı buradan izleyebilirsiniz.

Sizler ilk filmi nasıl buldunuz? Daha şimdiden ikincisi için heyecanlanmaya başlamadık mı?

David Yates’in açıklamalarını hemen aşağıdan izleyebilirsiniz:

Ayın Canavarı: Burnuk / Niffler

$
0
0

burnuk-ayin-canavari-ust

Sitemize özel çizilen temsili Burnuk. Çizim: Aslı Ekim

Niffler / Burnuk

S.B.S.: XXX

Ayın Canavarı köşemizde bu ay, hazine avcısı yaratıklar olan Burnuk‘u sizlerle paylaşıyoruz. Fantastik Canavarlar film serisinin baş kahramanı Newt Scamander‘ın da başını türlü dertlere sokan Burnukları yakından tanıyoruz!

Bir Burnuk, uzun burunlu, siyah ve kabarık bir posta sahip olan yaratıktır. Parlak şeylere büyük ilgi duyarlar, bu yüzden hazine avları için muhteşem yaratıklardır. Ne yazık ki, eğer kapalı mekanlarda uzun süre kapalı kalırlarsa etrafta tahribata yol açarlar.

Burnuklar, postları ve burunları nedeniyle kemirgenlere benzerler. Yerin altına doğru altı metreye varan derinliklerde yaşayan Burnuklar Britanya’ya özgüdür. Bir batımda sekiz – on yavru arası yavrularlar.

Bu küçük yaratıkların karnında bir kese vardır. İlk bakışta göründüğünden çok daha fazla şeyi bu kesede taşıyabilirler. Sanki Saptanamaz Genişletme Büyüsü varmış gibi çok sayıda obje bu keseye sığabilir.

Doğası gereği nazik bir tür olan Burnuk, sahiplerine de bir bağlılık duygusu gösterebilir. Maalesef parlak objeleri ararken insanların eşyalarını kırıp dökebilirler. Bu yüzden evcil hayvan olarak beslenmesi pek uygun değildir.

Goblinler ise Burnukları hazineleri bulmak için kovuklarda besler.

1994-1995 okul yılında Rubeus Hagrid bir Burnuk’u dördüncü sınıflar için olan Sihirli Yaratıkların Bakımı dersinde öğrencilere tanıtmıştır. Leprikon altınlarını kulübesinin önündeki toprağa gömmüştür ve her öğrenciye bir Burnuk vererek en çok altını bulan öğrenciye bir ödül vereceğini söylemiştir. Ron Weasley, Hagride’ bir Burnuk’u evcil hayvan olarak alıp alamayacağını sormuş ve Hagrid tecrübelerine dayanarak Burnuk’un evlerini mahvedeceğini Bayan Weasley’in bildiğini ve eve almak istemeyeceğini söylemiştir. Aslında bu açık ve kesin bir ‘hayır’ anlamına gelmiyordu. Bu, bir büyücünün Burnuk alabilmesinde bir engel olmadığını kanıtlıyor.

Hagrid, Gregory Goyle‘ı altınları çalarken yakalamıştı ve ona altınları çalmasının çok anlamsız olduğunu, Leprikon altınının birkaç saat içinde kendiliğinden kaybolduğunu söylemişti. Ron’un Burnuk’u en çok altını bulmuştu ve Hagrid ona Balyumruk‘tan aldığı büyükçe bir torba dolusu çikolatayı hediye vermişti.

Dolores Umbridge, Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu Müdirelik görevindeyken Lee Jordan iki Burnuk’u Umbridge’in ofisine girip ortalığı enkaza çevirsin diye Havalandırma Büyüsü kullanarak penceresine havalandırmıştı. Umbridge ise Hagrid’i suçlamış, Hogwarts Yüksek Müfettişliği sırasındaki denetlemelerinde kendisine hiç de yardımcı olmamıştı.

İkinci Burnuk’un Dolores Umbridge‘in ofisine salınmasından hemen sonra, Umbridge ofisini fazladan koruma büyüleriyle donatmıştı. Bu büyüler, Harry şömineyi kullanmak üzere ofise sızdığında yakalanmasına sebep olmuştu.

Lego Harry Potter: Yıl 1-4 oyununda, Burnuklar Hogwarts bahçelerinde ve Üçbüyücü Turnuvası’nın Üçüncü Görevinde kullanılmak üzere labirentte görülebilir. Oyundaki Kara Göl’ün kıyılarındaki gibi bazı görevlerde belli sayıda Burnuk’un Reducto büyüsü ile vurulması gizli karakterleri oynamayı sağlıyor. Oyun içerisinde köstebeklere benziyorlar.

Etimolojik olarak ise, Niffler kelimesi ‘pilfer’ kelimesinden türemiş olabilir. Pilfer aşırmak, çalmak anlamlarına gelmektedir.

Tarlanızda bir küp altın bulabileceğinizi düşünüyorsanız, evcil hayvan olarak bulabilirseniz bir Burnuk’u tarlanızda şöyle bir dolaştırmanız size bir servet kazandırabilir! Sizler Burnuk hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bir sonraki Ayın Canavarı yazımızda görüşmek üzere!

burnuk-ayin-canavari

Çizim: Aslı Ekim

Daha önceki aylara ait çizimler ve canavarlar için buraya tıklayabilirsiniz!

Fantastik Canavarların Harry Potter’ın Hayatını Kaosa Sürüklediği 7 An

$
0
0

harry-ve-sahgaga

Büyücü dünyası, ortalığı biraz karıştıracak büyülü yaratıklar olmadan gerçekten de büyücü dünyası olmazdı. Ne şanslıyız ki, Harry Potter evreni bu tarz canavarlar ve hikayelerle dolup taşıyor. Büyük ya da küçük, tüylü ya da ateş püskürten fark etmeden, Harry ve arkadaşları bu tarz fantastik yaratıklarla yıllar boyunca birkaç kaotik an yaşamıştı. Fantastik Canavarlar vizyona girmişken, Harry’nin başına dert açmış 7 hikaye ve bir ek hikayeye hep birlikte göz atalım!

1. Doksiler

Bu mahluklar gerçek anlamda baş belası. Bir piksi değiller, bir peri değiller, bu kanatlı küçük yaratıklar her yere giderler. Ve her şeyin ötesinde çok zehirli ısırıkları vardır. Bir doz Doksisit çok yardımcı olabilir.

Pekâlâ millet, dikkatli olmanız gerek. Doksi’ler ısırır, dişleri de zehirlidir. Yanımda bir şişe panzehir var, ama kimseye vermek zorunda kalmasam daha iyi.

Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı

2. Errol

Errol, Weasley ailesinin sadık aile baykuşu, çok yıpranan ve yorgun bir baykuştur. Fakat hala postaları iletmektedir. Üzücü olan tarafıysa her zaman varış noktasına ulaşamayabilir.

Büyük, yamru yumru bir paket Neville’in başına çarpıp zıpladı, bir saniye sonra ise kocaman, kurşuni renkte bir şey hepsinin üstüne süt ve tüy saçarak Hermione’nin sürahisinin içine düştü. “Errol!” dedi Ron, ıslanmış pejmürde baykuşu ayaklarından tutup çekerek. Errol baygın halde masaya yığıldı, bacakları havadaydı, gagasında da ıslak, kırmızı bir zarf vardı.

Ron’un nefesi kesildi. “Ah, hayır…” Hermione, parmağının ucuyla yavaşçacık Errol’ı dürttü, “Tamam, tamam, yaşıyor.”

Harry Potter ve Sırlar Odası

errol

3. Piksiler

Piksiler sevimli ve küçük yaratıklar gibi görünüyor, değil mi? YANLIŞ. Piksiler, küçük ahlaksız şeytanlardır ve eğer kafeslerinden çıkmalarına izin verirseniz hayatınızın hatasını yapmış olursunuz.

“Peki öyleyse,” dedi Lockhart, yüksek sesle. “Bakalım onlarla nasıl başa çıkacaksınız!” Sonra da kafesi açtı.

Pandomimden farksızdı. Cinperiler roket gibi her yöne fırladı gitti. İkisi Neville’i kulaklarından yakalayıp havaya kaldırdı. Birkaçı dosdoğru pencereden dışarı fırlayıp arka sırayı kırık cam parçalarına buladı. Geri kalanı da, saldıran bir gergedandan daha etkin biçimde sınıfı dağıtmaya koyuldu.

Harry Potter ve Sırlar Odası

doxy-harry-potter

4. Patlak Uçlu Kelekerler

Ah şu kelekerler. Hagrid tarafından (başka kim olabilirdi ki?) mantikorlar ve ateş yengeçlerinin yavrulamasıyla oluşan yüksek derecede tehlikeli yaratıklar. Bu kabuksuz, sümüksü ıstakoz tipi yaratıklar kesinlikle kimsenin kalbini kazanamadı.

Hagrid dehşete düşmüş olan sınıfa, Kelekerler’in birbirlerini öldürme nedeninin fazladan enerji birikmesi olduğunu, çözümün de her öğrencinin bir Keleker’e tasma takıp kısa bir yürüyüşe çıkarmasında yattığını açıkladı.

Harry Potter ve Ateş Kadehi

5. Burnuklar

Bu çok güzel, uzun burunlu hazine detektörleri Hagrid tarafından Sihirli Yaratıkların Bakımı dersinde öğrencilere öğretilmişti. Ron onları çok sevmiş görünüyordu, ya da daha çok onların kazıp çıkardığı altınları mı sevmişti?

“Bunlar Burnuk,” dedi Hagrid, sınıf çevresine toplandığında. “Onları genellikle madenlerde bulursunuz. Parıltılı şeylerden hoşlanırlar… İşte, bakın.”

Burnuklar’dan biri aniden zıplayarak Pansy Parkinson’ın kol saatini ısırıp koparmaya çalışmıştı. Pansy çığlık çığlığa geri sıçradı.

Harry Potter ve Ateş Kadehi

burnuk

6. Norbert

Sadece Hagrid bir ejderhaya Norbert gibi bir isim verebilir. İlk başlarda Harry’ye ‘buruşuk, siyah bir şemsiye’ gibi görünmüştü. Norbert çok kısa sürede Hagrid’in kulübesine sığamayacak kadar büyüdü ve aleacele Romanya’ya gönderildi.

“Sizi içeri alamam,” diye pofladı. “Norbert’ın sağı solu belli olmuyorama ben başa çıkabilirim.”

Charlie’nin mektubunu söylediklerinde gözleri yaşardı- tam o sırada bacağını ısırmıştı Norbert, belki de o yüzden yaşarmıştı. “Aah! Zararı yok, çizmemi ısırdı sadece -oynuyor- ne de olsa, daha bebek.”

Bebek kuyruğunu duvara öyle bir vurdu ki, bütün pencereler zangırdadı.

Harry Potter ve Felsefe Taşı

norbert-harry-potter

7. Gringotts Ejderhası

Gringotts’ta güvenliğin sıkı olduğunu duymuştuk, fakat bu tamamen gülünç. Gringotts ejderhası yüksek öncelikli banka kasalarını korur, fakat talihsiz yaratık, Harry ve arkadaşları onu serbest bırakmadan önce goblinler tarafından çok kötü bir muamele görüyordu.

“Hiç bir şekilde çıkamayız, o çok büyük!” diye çığlık attı Hermione, ama ejderha ağzını açtı ve yine alev püskürttü. Tünelin tavanı ve tabanında çatlaklar oluşarak tahrip oldu.

Harry Potter ve Ölüm Yadigarları

Dragon_PM_B7C26M1_DragonInGringotts_Moment

7.5 Trevor

Neville Longbottom’ın çok sevgili kurbağası Trevor, sadık bir evcil hayvandır. Kendi özgürlüğü için kaçmaya sadık bir kurbağa.

Onlar karaya ayak basarken kayıkları denetleyen Hagrid, “Hey, sen! Senin kurbağan mı bu?” dedi.

Neville, ellerini uzatarak, “Trevor!” diye haykırdı sevinçle.

Harry Potter ve Felsefe Taşı

Sizler daha ilginç ya da daha ‘kaotik’ anlar hatırlıyor musunuz? Peki ya Fantastik Canavarlar filmindeki yaratıkları nasıl buldunuz? Yorumlarınızı bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Fantastik Canavarlar Serisinin Devam Filmleri Nasıl Bir Sistemle Adlandırılacak?

$
0
0

eddie-redmayne-fantastik-canavarlar-afis-fc

Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar? filminin devam filmleri ne şekilde adlandırılacak; hepimizin merak konusuydu. Eddie Redmayne bizim için bu sorunun cevabını veriyor!

Bildiğiniz gibi Fantastik Canavarlar serisi bir beşleme olacak. Ve biz hayranların kafasında ise serinin nasıl bir mantıkla isimlendirileceği oldukça büyük bir merak konusuydu. Çünkü sizlerin de farkında olduğu gibi, ilk filmimizin adı… biraz uzun! 

Serinin Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar? 1-2-3-4-5 olarak devam etmesi gerçekten tuhaf olabilirdi.

Bu durum Eddie Redmayne‘in de dikkatini çekmiş olacak ki, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen Apple Store soru-cevap etkinliğinde bu konuya bizzat el atarak yüreklere su serpen bir açıklama yaptı:

“Aslında bu soruyu dün David Yates ve David Heyman’a sordum. Cevapları ‘Fantastik Canavarlar’ın değişmeden kalacağı ve alt başlığının “and the …” olarak devam edeceği yönünde oldu.

Yani bizleri Harry Potter serisinde olduğu gibi bir başlıklandırma sistemi bekliyor. “Fantastik Canavarlar ve …” diye devam edeceğiz.

İkinci filmin Paris’te geçeceğini ve hikâyeye iki yıl sonrasından devam edeceğini biliyoruz. Sizce yeni filmin adı ne olabilir? Görüşlerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Apple Store‘un etkinliğini hemen aşağıdan izleyebilirsiniz:

“Fantastik Canavarlar Nelerdir ve Nerede Bulunurlar?” Filminin Senaryo Kitabı Çıktı!

$
0
0

fantastik-canavarlar-senaryo-kitabi

Bildiğiniz gibi Fantastik Canavarlar‘ın ilk filmi 18 Kasım‘da dünyanın pek çok ülkesiyle birlikte Türkiye’de de vizyona girmişti. Bu tarihin bir başka özel yanıysa, filmin senaryo kitabının da yayınlandığı gün olmasıydı!

J.K. Rowling‘in kaleme aldığı Fantastik Canavarlar Nelerdir ve Nerede Bulunurlar? filminin senaryosunu barındıran kitap da filmle aynı zamanda satış sitelerindeki yerini aldı.

PottermoreBarnes & Noble, Amazon gibi yurtdışı kaynaklı sitelerin yanı sıra ülkemizde de D&R gibi sitelerden kitabı sipariş edebilmeniz mümkün. Orijinal senaryo kitabının D&R’da satılan ciltli baskısının etiket fiyatının 71,53 TL olduğunu hatırlatalım.

Ayrıca kitabın tamamıyla filmin senaryosundan oluştuğunun ve henüz Türkçeye çevrilmediğinin altını tekrar tekrar çizelim.

Türkçe baskısına dair gelişmeler yaşanırsa, sizleri her zamanki gibi en kısa sürede bilgilendireceğimizden emin olabilirsiniz!

Ne dersiniz? Filmi izledikten sonra, bir de üzerine senaryo kitabını okumak bizleri iyice keyiflendirmez mi?

Haftanın Büyüsü: Petrificus Totalus

$
0
0

Merhaba sevgili takipçilerimiz, uzun zamandır beklediğimiz Fantastik Canavarlar filminin çıkmasıyla geçtiğimiz hafta hepimiz için oldukça heyecanlı bir hafta oldu. Yeni bir seri hakkında oldukça mutlu ve heyecanlı olsak da, asıl her şeyin başladığı Harry Potter serisiyle tanıştığımız büyüleri unutmuyoruz ve bu haftaki büyümüzü hep beraber yine inceliyoruz. Bu hafta sırada Petrificus Totalus var! Lafı oldukça uzattık zaten, daha fazla beklemeden incelememize giriş yapalım, ne dersiniz?

Beden Kilitlenmesi Büyüsü ya da Beden Donduran Büyü olarak da bildiğimiz Petrificus Totalus, büyünün hedefi olan kişinin felç benzeri bir hale girmesine neden olur ve düellolarda oldukça sıklıkla kullanılır. Vindictus Viridian isimli büyücünün Lanetler ve Karşı Lanetler isimli kitabında bu büyüye rastlayabiliriz.

Petrificus Totalus büyüsünün yapılmasıyla hedef olan kişinin kolları ve bacakları aniden birleşir ve hedef bir tahta kadar hareketsiz bir şekilde yere düşer. Ancak, felç durumunda olsa da kişinin duyma, hissetme, görme ve düşünme yetileri hala düzgün bir şekilde çalışır durumda olur.

Peki bu büyüyü kimler kullandı ve kimlerin üzerinde kullandı, biliyor muyuz? Haydi birlikte bir göz gezdirelim!

  • Sirius Black, gençliğinde Severus Snape’in üzerinde bu büyüyü kullanmıştı. Tam zamanını bilemiyoruz ama bildiğimiz bir şey var, bu da büyünün Snape’e sataşmak amaçlı yapıldığı.
  • Hermione Granger, 1992’de Harry Potter ve Ron Weasley ile Felsefe Taşı’nın çalınmasını engellemek amacıyla yatakhanelerden çıkmaya çalışırken kendilerini engellemeye çalışan Neville Longbottom’ın üzerinde Petrificus Totalus’u kullanmıştı. Aynı zamanda Hermione 1997’de, yani Ölüm Yadigârları’nda, kafede çıkan çatışma sırasında Antonin Dolohov’un üzerinde de aynı büyüyü kullandı.
  • Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda, Esrar Dairesi Savaşı sırasında Harry Potter, Jugson ve Antonin Dolohov üzerinde bu büyüyü kullanmıştı. Harry ayrıca 1997’de Albus Dumbledore ile mağarada Hortkuluk arayışında iken İnferi’lerin üzerinde bu büyüyü kullandı. Astronomi Kulesi Savaşı’nda da kaçarken Yaxley, Harry’nin asasından çıkan Petrificus Totalus büyüsüne maruz kalmıştı.
  • Neville Longbottom da, Harry gibi, Esrar Dairesi Savaşı sırasında bir Ölüm Yiyen üzerinde Petrificus Totalus’u kullandı, ancak hangi Ölüm Yiyen olduğunu bilemiyoruz.
  • Lord Voldemort, Hogwarts Savaşı sırasında Seçmen Şapka’yı Neville’in kafasının üzerine yerleştirip yakmak için Neville’in üzerinde Petrificus Totalus kullandı. Neville bu büyüden çok çekti anladığımız kadarıyla!

Dumbledore filmlerde Harry’nin üzerinde bu büyüyü kullandığında – ancak sözsüz ve asasız bir şekilde – Dumbledore ölünce büyünün etkisinin kalktığını görüyoruz, böylece de etkisinin, büyüyü yapan kişi ölene kadar devam edebildiğini söyleyebiliriz. Ayrıca, yine filmlerde, sadece Hermione Neville’e ve Draco da trende Harry’ye bu büyüyü yaptığında kurbanın kollarının ve bacaklarının birleştiğini görüyoruz, diğer bütün kullanımlarında kurbanlar oldukları gibi sadece hareketsiz, felçli bir durumda kalıyor.

Tarihi

Vindictus Viridian isimli büyücünün Lanetler ve Karşı Lanetler isimli kitabında bu büyüyü görebiliyor olmamızın dışında ne yazık ki Petrificus Totalus büyüsünün tarihi hakkında bir bilgimiz bulunmamakta.

Etimoloji

Petrificus Totalus büyüsünün kökenlerinin Latince olan “petra” – yani “kaya” – ve “totus” – yani “tamamen” – kelimelerinden geldiği düşünülmektedir. Ayrıca “Petrificus” kelimesinin, İngilizce bir kelime olan ve “taş kesmek, donakalmak” anlamlarına gelen “petrify”dan geldiğini de düşünebiliriz. Böylece büyünün tam olarak çevirisi de “tamamen taş kesmek” olarak görülebilir.

Böylece bu haftaki büyümüzün de sonuna gelmiş bulunmaktayız. Umarız bu incelememizi de beğenmişsinizdir! Haftaya hangi büyüyü bu köşemizde görmek istediğinizi ve diğer yorumlarını bizlerle paylaşmayı unutmayın diyoruz ve haftaya yine görüşmeyi umuyoruz!

Haftanın Büyüsü köşemizin eski sayılarına buradan ulaşabilirsiniz!

Daniel Radcliffe Newt’in Asasını Eleştirdi, Eddie Redmayne’den de Cevap Gecikmedi!

$
0
0

eddie-redmayne-daniel-radcliffe

J.K. Rowling’in Büyücü Dünyası’nın iki dönemi Harry Potter’la Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar arasında bağ kurmak için Newt’ın asası hakkında Daniel Radcliffe’dan yorum istenmiş! Eddie Redmayne‘in Daniel’ın yorumuna verdiği cevapsa gerçekten de duyulmaya değer!

SnitchSeeker‘da yer alan haberdeki karma söyleşiyi sizlerle paylaşıyoruz:

Sunucu: Asayı çıkartıyorum. Bu Newt Scamander’ın asası. Ama bakın ne diyeceğim, bunu geçenlerde Daniel Radcliffe’e gösterdik.

Katherine Waterston: [soluğu kesiliyor]

Eddie Redmayne: Ya…

Sunucu: Asayı sevmedi…

Eddie Redmayne: HAYIIRRRR!!

Sunucu: Kendi asanla karşılaştıracak olursan neler söylersin?

Daniel Radcliffe: Haha, soruya bak! Bu daha pürüzsüz gibi duruyor. Bu ucundaki gümüş parçayla ilgili ne düşünsem bilemedim.

Katherine: Anlaşılan kıskanmış!

Eddie: Hayır, bu kalp kırıcı! Dan, resmen kalbim kırıldı! Ee, ya evet onun asası müthişti. Asamı kendime özgü belli başlı sebeplerden seviyorum. Kabuktan ve sedeften yapılmış.

Sunucu: O parlayan metal şeyin ne olduğunu bilmiyordu –

Eddie: Onun biraz şatafatlı olduğunu mu düşündü?

Daniel: Yani, kendiminkini tercih ederim. Benimki daha kabaca yontulmuş gibiydi. Peki bu ne, IKEA’dan falan mı?!

Eddie: Peki Dan, bu sedeften yapılmış. Öyle çok parıltılı bir şey de değil. “Gösterişli” şeyini kabul falan da etmiyorum. Ahşaptan yapılmış, üzerinde de doğada kullanmaktan kaynaklanan birkaç leke var.

Bu karma söyleşiyi hemen aşağıdan izleyebilirsiniz:

Siz bu atışma hakkında ne düşünüyorsunuz? Size göre Harry’nin mi yoksa Newt’in mi asası daha güzel? Yorumlarınızda bahsetmeyi unutmayın!


Umbridge Rolünde Gördüğümüz Staunton, “Harry Potter”daki En Zor Sahnesini Anlatıyor

$
0
0

umbridge-harry-fc

Dolores Umbridge rolünde gördüğümüz Imelda Staunton, verdiği bir röportajda, Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Öğretmeni Dolores Umbridge’in belki de serideki en berbat karakter olduğunu ve David Yates’in kendisine Zümrüdüanka Yoldaşlığı sırasında bu kötü karakterin temeli için verdiği tavsiyeleri anlattı. Gelin perdenin öteki tarafına hep birlikte geçelim ve biraz empati yapalım!

Imelda Staunton’dan dinliyoruz: “Umbridge karakterine karşı en ufak bir sempati bile beslemedim.”

“Dolores Umbridge karakteri, oynamak için tam bir uğursuz ucubeydi. Kendi adıma karakterin hareketlerini hiç onaylamasam da, Dolores’e göre yaptığı her şey okulun iyiliği içindi. Buna rağmen, rol için bu tamamen kandırılmış kadına dönüştüm.”

“David Yates, son derece politik bir şekilde de olsa, bana bu kadının aslında etnik temizlik yapma niyetinde olduğunu, onun için bu hayatta sadece safkanların var olması gerektiğini söyledi. Kendi kendime, tanrım, gerçekten böyle diye düşündüm ve tamam, Dolores pembe kıyafetler giyen bir leydi değil, bu giysiler çıldırmışlığın ve acımasızlığın bir sembolü dedim.”

Staunton, Umbridge olarak çektiği en zor sahnenin, Zümrüdüanka Yoldaşlığı sırasında, Harry’nin kendi eli üzerinde yara oluşturarak yazdığı “Yalan Söylememeliyim” sahnesi olduğunu söyledi.

Dolores-Umbridge-up

Tekrar Staunton’a dönüyoruz:

“Hepimizin içinde canavara dönüşebilme potansiyelini gösterdiği için bu sahne çok dokunaklıydı. Beşinci filme kadar belki de en kötü sahneydi ve başrolde Umbridge vardı. İtiraf etmek zorundayım ama işini gerçekten de iyi yapıyordu. Klasik kötü adamlar gibi bıyığını çekiştirip hunharca gülmüyordu ve bu hali Umbridge’i gerçekten çok korkunç hale getiriyordu.”

Staunton, hikayenin sonu geldiğinde Azkaban’a kapatılan Umbridge ile dalga geçmeden de edemiyor. Ona göre, Azkaban’daki Umbridge’in halet-i ruhiyesi hüngür hüngür ağlama ile esir düştüğü için üzülme arasında bir yerlerde gidip geliyor olmalıymış.

Sizler Imelda Staunton hakkında ne düşünüyorsunuz? Rolünü gerçekten de başarıyla yerine getirmemiş mi? Görüşlerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Ayrıca bu da ilginizi çekebilir:

J.K. Rowling’in Kaleminden “Dolores Jane Umbridge” Hakkında Her Şey

Video: Fantastik Canavarlar Filminden Çıkarılan Ilvermorny Marşı’nı Alison Sudol’dan Dinleyelim!

$
0
0

alison-sudol-dan-fogler-ilvermorny

Fantastik Canavarlar filminde, fragmanlarda ve tanıtım filmlerinde gördüğümüz fakat filmde göremediğimiz pek çok sahne vardı. Bir de öncesinde hiç duyurulmayan fakat ağzımıza bir parmak bal çaldırıp bizleri iyice delirten şeyler var. Queenie Goldstein rolüyle tanıdığımız Alison Sudol‘un tatlı sesinden duyduğumuz Ilvermorny Marşı da bunlardan birisi!

Dan Fogler (Jacob Kowalski) ile birlikte bir söyleşi veren Alison Sudol, istek üzerine filmden çıkarılan Ilvermorny Cadılık ve Büyücülük Okulu Marşı‘nın bir kısmını mırıldanıyor. O tatlı anı sizler için Türkçe altyazılı olarak sunuyoruz:

Şarkının ilk birkaç satırını duyabildiğimiz bu harika andan, öğrendiğimiz bir başka söyleşide Ilvermorny Marşı‘nın sözlerinin Alison Sudol‘un yazmış olduğu gerçeği! Bu büyülü dünyanın her parçasının kendinden bir şeylerle onu yeniden yapılandırdığını görmek bizleri iyice mutlu hissettirdi. Adeta dünyaya dahil olan her oyuncu J.K. Rowling ile birlikte bu yaratma sürecine dahil oluyor. Harika değil mi?

Videonun kesilmemiş haline buradan ulaşmanız mümkün.

Belki bu marşın söylendiği sahneyi, filmin genişletilmiş versiyonlarında bulabiliriz. Siz ne dersiniz?

Ilvermorny Cadılık ve Büyücülük Okulu hakkında her şeyi buradan okuyabilirsiniz!

Fantastik Canavarlar Gösterime Girdiği İlk Hafta Sonunda 218 Milyon Dolarlık Hasılat Yaptı!

$
0
0

Gösterime girdiği 18 Kasım 2016 tarihi ve takip eden hafta sonunda, Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar filmi, sektörde rakipsiz ve sürpriz olmayan bir şekilde, oynadığı ülkelerde ve uluslararası gösterimde ilk sırayı aldı.

Fantastik Canavarlar, Amerika ve Kanada’da 4,000’in üzerinde salonda oynayıp 75 Milyon Dolar gelir elde ederek, 2017 Temmuz’da yapımına başlanacak ve David Yates’in yönetmen koltuğunda olacağı serinin diğer filmleri için yeşil ışık yaktı.

İngiltere, Avrupa Ülkeleri, Avustralya, Brezilya, Meksika ve 63 diğer ülkenin de dahil olduğu 24,000 salonda kendine yer bulan Fantastik Canavarlar müthiş bir başarı ile 143.3 Milyon Dolar hasılata ulaştı.

Uluslararası bilet satışlarında, İngiltere 18.3 Milyon Dolar, Güney Kore 14.1 Milyon Dolar, Almanya 9.9 Milyon Dolar, Rusya 9.8 Milyon Dolar ve Fransa 9.7 Milyon Dolara ulaştı. Uluslararası bilet satışlarından IMAX’e düşen pay ise 15 Milyon Dolar oldu.

Bu hafta içerisinde Japonya’da (23 Kasım) ve Çin’de (25 Kasım) gösterime girecek olan filmin gişe sonuçları merakla bekleniyor.

Geçen hafta çarşamba gününden itibaren, Fantastik Canavarlar, 180 Milyon Dolar olan maliyetini, sadece gösterime girdiği ilk hafta sonunda 218.3 Milyon Dolar gişe rakamı ile çoktan karşılamış oldu.

Türkiye‘de ise ilk üç günde 2.167.057,00 TL‘lik bir hasılatla listelere üst sıralardan giriş yapmayı başarmış oldu.

Görünen o ki Potter’ın dünyasına dair göreceğimiz birçok filmin kapıları şimdiden ardına dek aralanmış gibi!

Colin Farrell’ın Canlandırdığı “Graves” Fantastik Canavarlar’ın Sonraki Filmlerinde Olacak mı?

$
0
0

graves-colin-farrell

Fantastik Canavarlar‘daki ana karakterlerden biri hakkında, filmi izleyen herkesin aklını kurcalayan bir soru var. Şu Percival Graves meselesi…

Haberin devamı filmi henüz izlememiş olan dostlarımız için spoiler içermektedir.

SnitchSeeker, yapımcı David Heyman ile Gellert Grindelwald, Percival Graves’in (Colin Farrell) yerine geçtiğinde, gerçek Graves’e ne olduğu hakkında bir söyleşi yaptı. Tüm dedikoduları, teorileri ve konuşulanları bir kenara bırakarak Heyman’ın söyleyeceklerini hep birlikte dinleyelim.

SnitchSeeker: Gerçek Graves diye biri var mı? Gerçek Graves’e ne oldu?
David Heyman:
 İyi soru. Aslında ben de merak ediyordum ama henüz birçok insan bu durumun farkına varamadı. Evet, gerçek Graves var. Ve evet, birileri onun yerine geçmek için çok özlü iksir kullandı. Hikayenin sonunda ne olur bilemiyorum ama Graves gerçekten var. O sahneyi çekmedik, çok özlü iksir sahnesi de çekmedik. Konuya ortadan girdik.

SnitchSeeker: Graves’i ilerleyen bölümlerde görecek miyiz?
Heyman:
 Şüpheliyim.

SnitchSeeker: Kaderi biraz dördüncü kitaptaki Crouch ve Moody’e mi benziyor?
Heyman:
 Evet.

SnitchSeeker: O zaman Colin Farrel da seriye geri dönmeyecek diyebilir miyiz?
Heyman:
 Şu an için Colin’in seriye dönmesi için bir plan yok.

İlk filme doyamayanlar Rowling’in film için hazırladığı senaryo metnini sipariş edebilirler. Unutulmaması gereken nokta, bu metin Rowling’in yazdığı ve oyuncuların çekimde kullandığı orijinal metin olmamakla birlikte, filmin son haline en yakın düzenleme. Kısaca filmde gördüğünüz her şey metinde mevcut.

Colin Farrel‘ın harika oyunculuğunu sonraki filmlerde göremeyecek olmamız sizleri de biraz üzmedi mi? Görüşlerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın!

J.K. Rowling “Fantastik Canavarlar”İle Amerikan Tarihi Dersinden Sınıfta mı Kaldı?

$
0
0

jk-rowling-amerika

Insider‘da yayınlanan bu makale çok konuşulacak! Fantastik Canavarlar filmleriyle birlikte büyücülük dünyasını Amerika’ya taşıyan J.K. Rowling‘in, bazı tarihsel konulardaki çelişkili yaklaşımları eleştiri konusu oldu. Bizler de Jacob Shamsian‘ın bu değerli metnini sizler için Türkçeleştirdik!

Harry Potter serisi Amerikan Büyücü Dünyası‘nı tamamen dışarıda bırakıyordu. Fakat 2013 yılında başladığı Fantastik Canavarlar Nelerdir ve Nerede Bulunurlar? projesi ile büyülü evrene Amerika da dahil oluyordu.

18 Kasım 2016’da Newt Scamander’ın 1920’lerde New York’ta geçen hikayesinin anlatıldığı ilk film gösterime girdi. Öte yandan filmin yanı sıra, Rowling, Pottermore sitesinde Kuzey Amerika Büyü Tarihini inceleyen yeni hikayeler yayınlamıştı.

Fakat asıl problem, Rowling’in Amerikalıları yazarken sıkıntıları olmasıydı. Özellikle de Amerikan yerlileri hakkında.

Bu hikayeleri yazarken Rowling birkaç yanlış adım attı ve bunlardan biri de “Kuzey Amerika’da Büyü Tarihi” idi.

Bu hikayede, Amerikan yerlilerinin tarihlerini anlatırken Rowling, biraz beceriksizce kendi hayal dünyasını işin içine kattı. Amerikan Yerlilerinin efsanesi şekil değiştirenleri, kendi düşüncelerini temel alarak, istedikleri hayvana dönüşebilen şeytani cadılar ya da büyücüler olarak tanımladı.

Gerçekte, şekil değiştirenler, yüzlerce Amerikan yerli kabileleri içinde sadece Navajo’lara aitti. Rowling, yüzlerce inanışı ya da hikayeyi bir araya getirdi ve “Amerikan yerlilerinin büyülerinde doğa tarafından kutsandığını” söyleyip, şifacılar gibi sınıflar ortaya çıkardı.

amerika-yerlileri

Yerliler, Cherokee kabilesi gibi, Amerika tarihinde çok büyük bir öneme sahipler. Ancak, Rowling hikayelerini kaleme alırken, Ulusal Amerika Arşiv ve Kayıt Dairesine pek bakmak istememiş gibi.

Walter Fleming, Montana Üniversitesi Amerika Yerlileri Çalışma Grubu Başkanı, konu hakkında şöyle diyor:

“Büyülü evreni Amerika Yerlilerine kadar uzatmak istemesi gerçekten harika ancak hikaye tam oturmuyor çünkü oluşturulan hikaye bir yerlere dayanması için kurgulanmamış. Kurgulanan bir dünyaya – büyücü evrenine – bu tarz pek de kurgusal olmayan bir toplum eklemeye çalıştığınız zaman bunlar karşınıza çıkar. Bu toplumların inanışları ve yaşayışları hakkında temel elementler vardır.”

Bu tepkilerin üzerine, Rowling’in yaratmış olduğu evreninde yer alan Amerikan yerlilerinin tarihleri ve kültürleri üzerine daha hassas davranması beklenirdi. Bir süre sonra, Rowling Pottermore sitesine, Ilvermony Cadılık ve Büyücülük Okulu‘nun binaları için ayrıştırma testi ekledi; Thunderbird, Pukwudgie, Horned Serpent ve Wampus. Bu binaların ilk üçünün temsil edildiği hayvanlar, Amerika Yerlilerin Mitolojilerinden geliyordu.

Rowling Amerikan Yerlileri hakkında birilerine ya da bir kuruma danışmış olsa ve okuldaki evlerin isimlerinin tarihi hakkında daha detaylı bir çalışma sunmuş olsaydı, ortaya koymuş olduğu hikaye daha saygıdeğer olabilirdi. Ancak yazmış olduğu neredeyse 5000 kelimelik “Ilvermony Cadılık ve Büyücülük Okulu” hikayesi, yerlilerin bu okula gittiğini ve okulun Avrupa’dan gelen göçmenler tarafından kurulduğunu anlatıyor.

macusa-newt-scamander

Öte yandan Rowling basit hatalar da yapıyordu. MACUSA gibi. Amerika Birleşik Devletleri Büyü Kongresi‘nin 1693’te kurulduğunu söylüyordu. (MACUSA – The Magical Congress of the United States of America)  Bu tarih Amerika’nın bir isme sahip olmasından neredeyse 100 yıl önceydi. USA kısaltması olmadan MACUSA kısaltması nasıl yapılabildi? Ayrıca, MACUSA merkezi Washington D.C’ye 1777’de yerleştirildi ki Washington D.C. 1790’de kurulmuştu.

Bunların hepsi çok küçük gibi görünse de, kolayca kontrol edilebilir ve düzeltilebilirdi.

Öte yandan Rowling, kendi politik düşüncelerini, nasıl Amerikan toplumu içine yerleştireceğini de pek bilememiş gibi görünüyor.

Harry Potter serisinde, Rowling kendi göndermelerini Mugglerın tarihi ve önemli meselelerini kullanarak yapmıştı. Gellert Grindelwald’un yükselişi tesadüfi olarak Nazi rejiminin yükselişi ile aynı zamanlara denk geliyordu. Lord Voldemort’un safkanlık hakkındaki takıntılı düşünceleri de benzer konuları işliyordu. Serinin en çok sevilen karakterlerinden olan Albus Dumbledore’u, Rowling eşcinsel olarak betimlerken, Harry Potter dışındaki alt hikayeleri ise çok daha politikti. Kendi politik düşüncelerini Amerika’ya nasıl uyarlayacağı hakkında tökezleyen Rowling’in yardımına MACUSA koşuyor, ayrımcılık, ezilen ve ezenin arasındaki ilişkiyi tanımlamasına yardımcı oluyordu.

graves-colin-farrell

MACUSA’nın çok konuşulan Rappaport Yasası, herhangi bir büyücü ya da cadının No-Maj (Muggle’ın Amerika karşılığı) ile evliliğini yasaklıyordu. Bu yasa bizlere, Amerika’da bir zamanlar uygulanan ırkçı yasaları hatırlattı.

Ama tam olarak kurulmak istenen bağlantı nerede? Amerikalı büyücüler No-Maj’lerin üstüne çok gitmiyor gibi anlaşılıyor. Bildiğimiz kadarıyla, Rappaport Yasası aslında bir nevi güvenlik önlemiydi. Fakat Rowling’in ortaya koyduğu bu evlilik yasağı, 1920’lerin Amerikan tarihi incelendiğinde, biraz manasız gibi. Sonuç olarak Rowling, tam olarak nereye varacağını bilmediği sosyal bir tartışmayı ateşliyormuş gibi geliyor.

Üç ana hikayede, No-Maj ve büyücüler arasındaki dengeden bahsetse de, Rowling bu hikayelerin hiçbirinde, Amerika’nın en büyük problemlerinden ve hâlâ etkileri hissedilen kölelik düzeni hakkında konuşmuyor. Amerika tarihi ile ilgili en büyük problemi ihmal etmiş gibi görünüyor.

Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar ile ırkçılık ve kölelik gibi suçların tekrar tartışılması mümkün olabilir ancak şimdiye kadar böyle bir intiba kimsede oluşmadı.

Rowling, Amerika’yı manevi bir çöküş içerisinde tasvir ediyor.

Rowling Amerika tarihi hakkında yazmaya başladığı zaman doğrudan Amerikalı büyücüler sahneye çıktı. Devrim hareketi örneği ele alalım; Rowling’in son yazdıklarına göre, MACUSA, İngiliz koloni hareketine karşı verdikleri mücadelede No-Maj’ların yanında yer almaya karar vermişti ancak büyücü hükümeti karşı çıkıncı bu olaya karışmamaya karar verdiler.

Rowling sadece kayıtlara geçmemiş şekilde No-Maj komşularını savaştan koruyan büyücülerden bahsediyor, hepsi bu.

Harry Potter serisinde, karakterler her zaman yüksek ahlaki değerleri sebebiyle ön plana çıkmışlardı. Harry ve Dumbledore, şeytani güçlere karşı iyiliği savundukları için kahraman olmuşlardı. Tıpkı Rowling’in kitaplarında olduğu gibi, Amerika tarihi de kahramanlığın ve yüksek ahlaki değerin altını çizer, tıpkı Abraham Lincoln ve Harriet Tubman gibi. İkisinin hayatı da tarihte hak ettiği yeri bulsa da, Amerika onları savundukları değerler için kahraman haline getirmiştir.

emancipation_proclamation

Fakat Rowling, Amerika’da yarattığı büyücüler gibi, bu konuların tamamen dışında kalmayı seçti. Hayata geçirdiği Amerikalı büyücüler o kadar kahraman değil. Bizlere tanıttığı MACUSA başkanlarından biri olan Thornton Harkaway aslında son derece kötü bir adam. No-Maj’lere karşı pek de iyi davranmayan köpekler olan Cruplar yetiştiriyor ve No-Maj’lerin son derece vahşi ve barbar olduklarını düşünüyordu. Hatta Rowling, No-Maj’lerin büyücüler tarafından akıl hastanelerine yatırılması gerektiğini düşündüklerine kadar götürüyor işi.

Rowling aslında Amerika’ya ana seride pek şans tanımıyordu. Amerikalılardan ilk olarak Harry Potter ve Ateş Kadehi’nde, Quidditch Dünya Kupası‘nda bahsediliyordu; süslü bayrakları ile çadırların arasında “SALEM CADI ENSTİTÜSÜ” yazısı okunuyordu. Çağlar Boyu Quidditch kitabında ise, Amerika Quidditch Takımı, Kanadalıların çok gerisinde tasvir ediliyor ve hatta Quodpot isimli başka bir oyun oynadıkları söyleniyordu.

newt_and_jacob

Rowling’in politik sayılabilecek tek yorumu, MACUSA hakkındaki son paragrafında yer alıyor. Amerikan Büyücü Toplumunun, No-Maj’lerin dünyasında olduğu gibi idam cezası kullandığından bahsediyor:

“Amerikan Büyücü Hükümeti ile İngiltere arasındaki tek fark ciddi suçlar için idam cezasıydı. İngiltere’de azılı suçlular Azkaban’a gönderilirken, Amerika’da idam cezası uygulanıyordu.”

Aslında Rowling’in söylemek istediği şu; İngilizler kimseyi öldürmezken, barbar Amerikalılar bunu yapıyordu. Fakat okuyucular bir İngiliz olan Remus Lupin’in dediği şu sözü unutmamalı:

“Ruh Emicilerin bir öpücüğü, ölümden de öte bir cezadır.”

Sonuç olarak, Rowling Amerika ve tarihini çarpıtıyor mu? Tabii ki hayır, ancak tarihin ve kurgunun tam olarak ayarlanamadığı söylenebilir.

J.K. Rowling’in yarattığı bu evren gerçek olaylardan ve insanlardan cömertçe esinlenmiş olabilir ve yazarlar her zaman gerçeği olduğu gibi yazmak zorunda da değildir ancak bunun gibi konularda daha çok araştırma herkes için daha iyi olabilirdi.

Kaynak: thisisinsider

Sizler bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Bunlar da ilginizi çekebilir:

* MACUSA’nın Tarihi

* Ilvermorny Cadılık ve Büyücülük Okulu Hakkında Her şey

* Kuzey Amerika’da Büyü Tarihi

Viewing all 1611 articles
Browse latest View live