Quantcast
Channel: Fantastik Canavarlar
Viewing all 1611 articles
Browse latest View live

Lanetli Çocuk, Goodreads Okur Ödülleri’nde “En İyi Fantastik Kurgu” Seçildi!

$
0
0

harry-potter-ve-lanetli-cocuk-ust

Eğer Goodreads Okur Ödülleri‘ni son birkaç senedir takip ediyorsanız, J.K. Rowling ve Robert Galbraith’in neredeyse her sene ödül için aday gösterildiklerini görürsünüz. Teknik olarak kitabı kendisi tek başına yazmamış olsa bile, kategorinin kazananı bu sene J.K. Rowling oldu!

Haftalarca süren oylama sonucunda rakiplerine açık ara atan J.K. Rowling (128,543 oy), En İyi Fantastik Kurgu Dalı‘nda, kitap üzerinde büyük emeği olan Jack Thorne ile birlikte ödülü evine götürdü. Aynı kategoride, kendisinden sonra gelen yazarlar şöyle: V.E Scwab 38,615 oy, Brandon Sanderson 28,982 oy.

Harry Potter’ın adı dahi yetmiş olacak ki Brandon Sanderson, N. K. Jemisin ve Ken Liu gibi başka iddialı adaylar olmasına rağmen oyların üçte birinden -ve kendinden sonra gelen 6 adayın aldığı oydan- fazlasını alan Lanetli Çocuk resmen bu kategoriye damgasını vurmuş!

Buradan Rowling, John Tiffany ve Jack Thorne’u kutluyoruz.

Yoksa siz de oy verenler arasında mısınız? Sonuçlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Goodreads Okur Ödülleri’nin diğer dallardaki sonuçları ve ödüllerin detaylı değerlendirmesini buradan öğrenebilirsiniz!


Fantastik Canavarlar Filmini Sınıfta Bırakan 7 Madde

$
0
0

fantastik-canavarlar-karakterler

Fantastik Canavarlar‘ın etkisinden yeni yeni kurtulup, ikinci filmi sabırsızlıkla beklediğimiz ve serinin kalanı ile ilgili ipuçları bulmaya çalıştığımız şu günlerde, Mugglenet editörlerinden hpboy13, filmin notunu kırdığı maddeleri -eh, biraz da acımasızca- sıfırcı hoca edası ile anlattı, bize de sizler için çevirmek kaldı. Yalnız siz bu eleştiriyi okumadan söyleyelim, elçiye zeval olmaz!

Fantastik Canavarlar ile olan balayımızı tamamladığımız şu günlerde filmin mükemmel denecek kadar güzel olmadığını artık söyleyebiliriz diye düşünüyoruz. Bir filmi iyi yapan harika efektler, cana yakın karakterler ve diğer her şeyi içinde barındırıyor aslında Fantastik Canavarlar. Filmi iki kere izledikten ve senaryo metnini okuduktan sonra bunları kaleme almak için iki hafta bekledim. Gelecek filmlerin konusunu, çevreden gelen tüm övgüler ve eleştirilerden sonra, kendi kanaatimi de ekleyerek, bir not vermem gerektiğini düşündüm. Ve işte kararım; A’dan F’ye kadar giden skala üzerinden “B” veriyorum. Bu büyülü evren söz konusu olduğunda, beklentilerim her zaman notun “A+” olması şeklinde. İşte filme “B” verdiren, puan kırdığım 7 nokta.

MACUSA_Fantastic_Beasts_CC_Trailer

7. Amerikan Büyücü Topluluğu

Aslında buradaki notu Pottermore yüzünden kırıyorum, filme yansıyan ve J.K. Rowling’in filmde olmasını istediği büyücü topluluğu, Pottermore’dan çok daha iyi. Öte yandan “No-Maj” lafına da pek alışamadım, ne kadar sesli söylersem söyleyeyim garip duruyor. MACUSA ile ilgili başka bir nokta; İngiltere Sihir Bakanlığı bina içindeki evrak gönderme işini kağıttan uçaklar ile çözerken, MACUSA kağıttan sıçanlar kullanıyor. Sıçan! Ne kadar yaratıcı!

Senaryo metni Sahne 41’de Tina, Newt’i kastederek; “Ulusal Gizlilik Yasasını ciddi şekilde ihlal etti,” diyor. İlk defa Ulusal bir yasayı duyuyoruz. Uluslararası olanı duymuştuk ama ulusal da ne oluyor? Bu durum Amerika’nın kendi büyücü yasaları olmasından ( ki öyleyse daha fazla bilgi sahibi olmamız lazım) ya da Rowling’in senaryoda hata yapmasından kaynaklanıyor olabilir.

Büyücü dünyasını tüm dertlerinden bir anda kurtaran MACUSA başkanı da çok makul değil. Tina’ya nasıl davrandığını bir hatırlayın; önce, “Meşgulüz, hemen dışarı” deyip ileriki günlerde, “Neden daha önce söylemedin?” diyordu. Daha fenasını hatırlatayım isterseniz; Uluslararası Büyücü Kongresinde, sahne 59’da, büyücü dünyasını ifşa olma tehlikesi ile karşı karşıya getirdikleri söylenince, “Gellert Grindelwald’u ellerinden kaçıranlardan ders alacak değilim,” diyordu. Tam da diplomatlara yakışır bir hava değil mi?

ezra-miller-credence-2

6. Tam Pişmemiş Credence Hikayesi

Mary Lou’nun çocuğunun kaçamak bakışları ve garip halleri, bizlere geçmişi hakkında çok bilgi verir gibi değil ve karakter aslında “o kadar karanlık bir geçmiş ki zor anlarsınız” tarzı ile tam da David Yates tarzında. Bu sebeple Sahne 86’da, Mary Lou evde asayı bulduğu zaman ne olacağı ya da ne olduğu ile hiç ilgilenmedim. Senaryo metnine göre tamamen oyuncak bir asa olduğu halde, filmde bu açıklama tam verilmedi, sadece küçük kız “oyuncak” dedi. Yani o küçük kızın oyuncak bir asası varsa ne olmuş?

burnuk

5. Unutulan Büyü

Filmin neredeyse yarısına, sahne 50’ye kadar, Newt, Burnuk’u tekrar yakalayabilmek için, “Accio”, yani çağırma büyüsünü kullanmadı. Tamam, Burnuk peşinde koşan Newt’in içine düştüğü hallere güldük ama Burnuk’u büyü ile kolayca ele geçirebilecekken neden bu yolu seçmediğini açıklayan tek bir makul sebep film esnasında verilmedi.

“Accio” kullanılmayan başka bir sahne daha; Sahne 91’de, o kocaman yaratığı demliğin içine hapsetmek için, üç büyücü de bir hamam böceğinin peşine düşüyor ve hiçbiri de “Accio” demeyi akıl etmiyor. Kötü değil mi? Sanırım, büyücü olduklarını unuttular.

İşte Newt ve takım arkadaşları hakkındaki en büyük şikayetim de bu; büyücü oldukları akıllarına gelmiyor. (No-Maj dostumuz hariç) Özellikle hepsinin yetişkin olduğu ve neredeyse yarım ömürlerini büyü yaparak geçirdikleri düşünülürse hepsi Hogwarts’taki ilk yılında “ama hiç tahta yok” diye ağlayan yeni yetme Hermione gibiydiler.

newt_case

4. Sahipsiz Valiz

Sahne 54’te, Newt ve Jacob valizin içine giriyor. Central Park’ta buzun orta yerine valizi bir başına bırakarak, ta ki Tina gelip onu alıncaya kadar valiz öylece duruyor. Buradaki amaç ne? Valiz bu kadar önemli ise, içine girmeden önce gizli bir kenara neden çekilmiyorlar? Yani bu durum iki şekilde açıklanabilir; ya Newt gerçekten çok saf ya da senaryoda bir sıkıntı var.

empire-thunderbird

3. Mucizevi Yardım

Bu hareketi açıklamak için mucizevi değil ilahi yardım demek lazım. Sahne 117 ve 120’de, Thunderbird yaradılışındaki sihrini kullanarak, şehirdekilerin yaşananları unutmasını sağlamak için göklere çıkıp, iksiri yağmura karıştırıyor. Tüm olanları unutturmak için müthiş bir yol gibi görünüyor değil mi? Bence değil. Bu kadarcık iksir nasıl oldu da zararsız içilebilir suyu, insanları bu denli etkileyen bir şeye çevirdi? Bu kadar güçlü ise neden hiçbir büyücü etkilenmedi? Olanları bize açıklayabilecek Dumbledore nerede?

grindelwald-fc-tanitim

2. Revelio

Sahne 116’da, Newt, Grindelwald’un foyasını ortaya çıkarmak için bu büyüyü kullanıyor, bir dakika, neler oluyor? Harry Potter serisinden bildiğimiz kadarıyla, çok özlü iksirin etkisi zaman içerisinde kayboluyordu. (Hatırlayın; Dumbledore, Moody’nin Crouch’a dönüşünü beklemişti) O zaman Grindelwald çok özlü iksir kullanmış olmamalı. Bir röportajda yapımcı David Heyman, bunun Çok Özlü İksir olduğunu söylemişti. Umarım Rowling bunu düzeltir çünkü şu an onun dediklerine inanmaya ihtiyacımız var.

Çok Özlü İksir olmadığını bir an için düşünelim. Peki o zaman Grindelwald ne kullandı? İnsan dönüşümü? Başka bir şey? Eğer bu sadece Grindelwald seviyesinde bir büyücü tarafından yapılabilecek bir büyü ise, okuldan atılmış Newt’in bunu öğrenme şansı da olmamalı değil mi? Diğer taraftan, tüm büyülü aldatmacaların ve iksirlerin etkisi “Revelio” ile ortadan kaldırabiliyorsa, neden Harry Potter serisinde hiç karşımıza çıkmadı? Şöyle bir bakınca, Rowling’in açıklama getirmesi gereken ve beni ikna etmesi gereken çok fazla şey var.

Grindelwald’un maskesinin düşmesini gerektiren çok önemli bir sebep daha var; Johnny Depp. Filmdeki kısacık görüntüsü bile çok korkunçtu ve bir an için Grindelwald’un gerçekten oynaması gerekenin Collin Farrell olduğunu düşündürttü. Yok, ben buna katlanamayacağım.

graves-macusa-fc

1. Ölüm Çemberi

Filmin en kötü sahnesi Newt ve Tina’nın, Graves tarafından ölüme mahkum edildikleri ve ölüm çemberine götürüldükleri andı. Bu da çok mantıklı gelmiyor bana. Olası sebepler yüzünden ölüme mahkum edilmeleri hakkında ya da bu cezayı gerektirecek ne yaptıkları konusunda daha önceden bir malumatımız olmadığı için, Graves’in bu kararı da garipti. (Imperius Laneti böyle bir cezayı gerektirebilir ya da Amerikalı seherbazlar çok barbar) Büyücüler birini anında (bildiğimiz kadarıyla) ve acısız olarak öldürmek için başka bir seçeneğe sahipler; Avada Kedavra. Böyle bir yöntem varken, bu garip havuz niye? İşin şanından mı?

Fantastik Canavarlar’a kötü bir film demiyorum ama içime sinmeyen şeyleri söylemezsem de olmadı. Uzun vadede bakıldığı zaman bazı Harry Potter filmlerinden iyi olduğu bile söylenebilir. Serinin ilerleyen filmlerinde Rowling’in daha iyi işler yapacağından eminim.

Çok acımasız bir yazı mı oldu yoksa editörün haklı olduğu taraflar var mı? Filme sizin notunuz ne olurdu? Notu bol ya da sıfırcı bir eleştirmen misiniz? Fikirlerinizi ve yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın!

Fantastik Canavarlar’a dair sitemizde bulunan diğer eleştiriler için buraya tıklayabilirsiniz!

Harry Potter ve Lanetli Çocuk’u Sevmemek İçin 7 Mantıklı Neden

$
0
0

Bildiğimiz üzere Harry Potter evreni genişliyor. Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar film serisinin 5 film olacağı haberine ek olarak, uzun zamandır gündemi meşgul eden Harry Potter ve Lanetli Çocuk ismindeki tiyatro metniyle birlikte çocukluğumuzda kimimizi büyüten, kimimize yön veren bu efsanevi serinin sınırlarının genişlediğini görmek sevindirici. Daha doğrusu sevindiriciydi.

Fantastik Canavarlar film serisi şimdilik iyi düşünülmüş bir proje gibi durmaya devam etse de, ne yazık ki Lanetli Çocuk için aynı şeyi söyleyemeyiz. Kendi evreninde başkalarının eser yazması fikrini kabul eden Rowling‘in, Harry Potter evrenini büyük bir tehlikeye atmış olduğunu görüyoruz. 7 kitaplık Harry Potter serisinin kalitesi ve okurların seriye sıkı sıkı bağlı olduğu düşünüldüğünde, ortaya çıkan eserdekinden daha iyi bir kurgunun bekleniyor olması kaçınılmazdı.

Son derece başarısız bir devam hikayesine sahip olan Harry Potter ve Lanetli Çocuk‘u neden sevmememiz gerektiğine dair 7 madde hazırladık. İşte o maddeler:

1. Rowling Tarafından Yazılmaması

En önemlisi hiç şüphesiz bu hikayenin J.K. Rowling’in elinden çıkmaması. Onun onayı dahilinde Jack Thorne ve John Tiffany tarafından oluşturulan bu tiyatro metni, Rowling’in kalemine oranla oldukça zayıf kalıyor. Hatta biraz daha ileri götürmek gerekirse eğer, serinin geçmişine ihanet edildiğini söylemek bile mümkün.

2. Evrenin Yetersizliği ve Vasat Senaryo

Jack Thorne’un yazdığı ve John Tiffany’nin uyarlamada yardımcı olduğu hikaye bir roman değil ne yazık ki, tiyatro metni. Hal böyle olunca o çok özlediğimiz Harry Potter evrenine yüzeysel bir bakıştan öteye gidemiyoruz. Yazarların senaryo yazımında yetersiz kalması, Lanetli Çocuk’u basit bir kitap olarak görmemizi sağlıyor.

3. Karakter Kişiliklerinde Bariz Değişim

Rowling’in 7 kitap boyunca ilmek ilmek işlediği benzersiz karakterlerinin, adlarını ilk defa duyduğumuz iki tiyatrocu tarafından yerle yeksan edilmesi, kişiliklerinin dahi değiştirilmesi bir hayli üzücü. Harry, Hermione ve Ron başta olmak üzere, diğer karakterlerde de hiç ummadığımız değişiklikler mevcut, Cedric de onlardan biri. Alternatif geleceklerden birinde Cedric’in büründüğü karakter, Rowling’in yarattığıyla tamamen zıt bir yönde.

4. Zamanda Yolcuk Temasının Kullanımı

İyi bir kurgu eşliğinde kullanıldığında harika sonuçlar doğurabilen zamanda yolculuk teması, üzerinde fazla düşünülmeden hayata geçirildiğinde dönüşü olmayan hatalara sebebiyet verebilir. Nitekim Azkaban Tutsağı’nda oldukça iyi bir şekilde kullanılan Zaman Döndürücü, Harry Potter ve Lanetli Çocuk’ta bir aksesuar olmaktan ve yazarlar nasıl istemişse o şekilde kullanılmaktan ileri gidemiyor. Bu da haliyle metnin tutarlılığına zarar veriyor.

5. Başarısız Karakter Yaratımı

Öykünün başında Delphi Diggory olarak karşımıza çıkan fakat ilerleyen sayfalarda Voldemort’un kızı olduğunu anladığımız karakter ilk etapta okura kısa vadeli bir şok yaratsa da, oldukça başarısız bir karakter yaratımına tanıklık ediyoruz. Üzerinde düşünüldüğünde böyle bir şey olma ihtimalinin düşük olduğunu anlıyor, Voldemort’a benzetilmeye çalışılarak da oldukça komik bir olaya imza atıldığına şahit oluyoruz.

6. Tüm Kitapların Kötü Bir Taklidi

John Tiffany ve Jack Torne’un tiyatro karneleri pekala iyi olabilir fakat bu durum, Rowling’in eşsiz hayal gücüyle 7 kitap olarak okurlarına sunduğu seriyi aynı kalitede devam ettirdikleri anlamına gelmiyor. Önceki kitaplarda karşımıza çıkan zaman yolculuğu, Sihir Bakanlığı’na gizlice sızma, Çok Özlü İksir kullanarak sorunları çözmeye çalışma gibi olgular başta olmak üzere, daha birçok başarısız taklidi içinde bulunduran Lanetli Çocuk, bu konuda da sınıfta kalıyor.

7. Çok Sevdiğimiz Karakterlere Saygısız Tutum

Hiç kuşkusuz okuyan herkesi rahatsız ettiğini düşündüğüm Harry’nin Minerva McGonagall’a emredici bir üslup takındığı bölüm kitabın en kötü yanlarından biriydi. Buna ek olarak, Dumbledore’un portresi ile konuşma tarzı da yine Harry Potter ile büyümüş bir neslin asla görmek istemeyeceği bir olaydı.

Newt’in Ağabeyi ‘Theseus Scamander’ın Mektubu, Gelecek Filmler İçin İpuçları Veriyor!

$
0
0

Newt Scamander’ın ağabeyi Theseus Scamander‘ın, Newt’e gönderdiği ve Grindelwald’un kendisinin peşinde olduğunu söylediği mektubu, gelecek filmlerde karşımıza çıkacak muhtemel karakterler için heyecan yarattı!

İlk filmin, serinin kalanı için hepimizde yarattığı heyecan dalgası, dünyanın dört bir tarafından gelen haberler ile çığ gibi büyümeye devam ediyor. Bu sefer haber, SnitchSeeker editörlerinden. Warner Bros’a konuk olan ekip film ve seri hakkında çok önemli bir detayı yakaladılar.

Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar filminin setine ait bir eser, Grindelwald’un Amerika’ya gitmeden önce Avrupa’da yarattığı tehdit hakkında detaylar verdi.

Warner Bros’un Hollywood’da Fantastik Canavarlar ve Harry Potter filmleri için yeni oluşturduğu fuar alanına, basın özel gününde katılan Snitchseeker sitesi ekibi, alanın her yerini gezerken, Fantastik Canavarlar filmine ait dekorları, kostümleri ve diğer tüm eşyaları görme şansına sahip oldu. Ancak belki de en önemlisi, Newt’e ağabeyi Theseus Scamander tarafından yazılan bir mektup gözlerine ilişti.

Hatırlayacak olursak, MACUSA binasında gerçekleştirilen Uluslararası Büyücü Konfederasyon toplantısına katılan delegelerden biri Newt Scamander’ın ismini duyduğunda, “Savaş Kahramanı Theseus Scamander’ın kardeşi mi?” demişti. Böylelikle filmde ilk kez Theseus’un adını duymuş oluyorduk.

Yaklaşık bir sene kadar önce aktör Colin Farrell’in katıldığı bir set ziyaretinde belirttiği gibi oynadığı Percival Graves karakteri aynı Theseus gibi İngiliz bir seherbaz. Yukarıda bahsettiğimiz savaş kahramanı durumu ise Theseus’un Birinci Dünya Savaşı sırasında gösterdiği başarılardan kaynaklanıyor.

Aşağıdaki, bir kısmı başka şeyler tarafından kapatılan, mektupta Theseus’un neler yazdığını görebiliyoruz. Mektubun en önemli kısmı ise, Grindelwald’un işlediği tüm suçlardan sonra saklanmak için ortadan kaybolması ve Theseus’un onun peşine düşmek için görevlendirilmesi.

Mektupta okunabildiği kadarı ile şunlar yazıyor;

Selamlar küçük kardeşim,

Sen yokken Grindelwald’un tüm Avrupa’da yarattığı terörün ne kadarından haberin var bilmiyorum ancak bu adamın eylemleri bayağı bir gürültü kopardı.

Karizmatik hergele, sana ne bizim Sihir Bakanlığı’nın ne de Uluslararası Konfederasyon’un Grindelwald’dan pek hoşladığını söylemeliyim.

Çok büyük olayların habercisi olacak birkaç çarkı harekete geçirdikten sonra ortadan kayboldu. Bense onu yakalamak için görevlendirildim. Grindelwald’un yakalanma ihtimali___________, çünkü _________ içinde olmak istiyor ve _________ bu noktaya gelmesi baya bir sıkı çalışma gerektirecek gibi.

_______ her neredeysen iyi şanslar – _______ hangi canavarca görevdeysen!

En içten dileklerimle,
Theseus

Siz ne dersiniz? Gelecek filmlerde bizi neler bekliyor? Theseus Scamander‘ı sonraki filmlerde görebilecek miyiz? Teorilerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Draco Malfoy’un Kabalığın Kitabını Yeniden Yazdığı 7 An

$
0
0

Latincede Draco, ejderha manasına gelir ki, Malfoy da isminin hakkını veriyor hani!

Daha ufacıkken bile herkesi çıldırtmayı başarmış bir Hogwarts fenomeni: Draco Malfoy.

Sinir bozucu gülümsemesi, olur olmadık yerlerden ve olayların altından çıkışı hepimizin aklında. Yıllar içerisinde, Hogwarts’ta söylediği hakaretamiz sözler ile bir sözlük yazabileceğimiz Draco’nun unutulmaz laflarını gelin Pottermore’dan tekrar dinleyelim.

Draco Malfoy, Hogwarts için tam bir kabus; Muggle doğumlulara karşı olan nefreti, her anlamda onun ailesinden geride olan insanlara karşı tutumu ve fırsat bulduğu her an Harry Potter’ı aşağılaması bunun en büyük kanıtı. Harry’nin koktuğunu söyleyen o garip rozetleri hazırlamasını ve dağıtmasını hatırlayın. İyi iş (!) Malfoy.

Sadece bununla kalsa iyi, gelin hep birlikte Draco’nun bel altı vurduğu birkaç anı birlikte hatırlayalım.

“Hani biraz daha ağır olsan geri geri gideceksin.”

– Harry Potter ve Sırlar Odası

Aslında biraz da komik olan bu lafı, Draco, Goyle’a, daha doğrusu Goyle kılığındaki Harry’e söylüyordu. Sırlar Odası’ndaki çok özlü iksir sahnesi, hatırladınız mı? Aslında olabildiği en makul hali üzerinde olan Draco, Goyle ile muhabbet ederken onu aşağılamaktan geri durmuyordu.

“Longbottom, beyin altından yapılsaydı, sen Weasley’den bile yoksul olurdun.”

– Harry Potter ve Felsefe Taşı

Neville Longbottom’a yapılan bu ağır şakalar hepimizi gerçekten çok incitiyor. Severus Snape, gözlerimiz üzerinde. Bu sefer patronusun da seni kurtaramaz. Draco bir hakarette, hem Neville’i hem de Ron’u en yumuşak noktalarından yakalamış gibi; bilgelik ve maddiyat.

“Zaten oraya gidinceye kadar kimse bilemez bunu, öyle değil mi, ama Slytherin’de kalacağımı biliyorum, bütün ailem orada kalmış -bir de Hufflepuff’ta kaldığını düşünsene- tek dakika durmaz, hemen ayrılırdım.”
– Harry Potter ve Felsefe Taşı

Çoğu kişi Hufflepuff’ın harika bir bina olduğunu düşünürken, bu fikrine katılmadığımızı hemen belirtelim Malfoy. Cedric Diggory ile aynı binada olmak hiç de kötü değil. Bakın Newt Scamander Hufflepuff’ı nasıl anlatıyor:

“Yabani biriymiş- okul bahçesinde bir kulübede yaşıyormuş, arada bir sarhoş olur, büyü yapmaya kalkar, yatağını ateşe verirmiş.”
– Harry Potter ve Felsefe Taşı

Aman tanrım. Felsefe Taşı’nda Draco’nun en öne çıkan hakaretlerinden biri. Aşağılama konusunda son derece uzman olan Draco’nun bu seferki hedefi Hagrid. Son derece erdemli bir adama bunları söylemesi yüreğimizi parçaladı. Hagrid, hayranların burada!

“Gryffindor takımına bu oyuncuları neden seçiyorlar, biliyorum. Onlara acıdıkları için. Potter’ın annesi babası yok, Weasley’lerin de parası yok- seni de takıma almaları gerekirdi, Longbottom, çünkü senin de beynin yok.”
– Harry Potter ve Felsefe Taşı

Bir nefeste hem Harry’i, Weasley ikizlerini ve Neville Longbottom’ı aşağılayan Draco kendini aştı. Sizce de garip bir dünya rekoru peşinde olabilir mi?

“Aa, çocuklar, bakın, şampiyon,” dedi Crabe ve Goyle’a. “İmza albümleriniz yanınızda mı? İmzasını hemen alsanız iyi olur, çünkü pek uzun süre bizimle kalacağını sanmıyorum… Tarihteki Üç-Büyücü şampiyonlarının yarısı ölmüştür… sence sen ne kadar dayanacaksın, Potter? İddiaya varım ilk görecin onuncu dakikasını çıkaramazsın.”
– Harry Potter ve Ateş Kadehi

Bazı zamanlarda, tüm bu hakaretlerinin kaynağı kıskançlık oluyor ve Draco’nun bu haline üzülüyorsunuz. Fakat okul arkadaşlarının ölmesi ile dalga geçebilmek ayrı bir yetenek.

“Şuna bakın!” dedi Malfoy zevkten kendinden geçerek. Ron’un cüppesini kaldırıp Crabbe ve Goyle’a gösterdi. “Weasley, bunu giymeyi düşünmüyordun, değil mi? Yani, 1890’larda falan çok modaydı ama…”
– Harry Potter ve Ateş Kadehi

Ron’a belki de tüm zamanların en ağır darbesini vuran Draco, çok eski zamanlardan kalma bir cübbe giydiğini ve cübbenin zamanın başlangıcına şahitlik ettiğini söylüyordu.

Üzülme Ron, biz seni böyle de sevdik.

Draco, çok kabasın!

Şöyle bir hafızanızı yokladığınız zaman, sizin aklınıza gelen ya da hiç unutamadığınız Draco’nun başka lafları da var mı? İyi çocuk aslında ama çevresi kötü diyor musunuz? Paylaşın!

Harry Potter Teorilerinde Son Nokta: Petunia Teyze Aslında Bir Cadı mıydı?

$
0
0

Kimilerimiz böyle teorilere sadece gülüp geçiyor, ancak yine de bazılarımız hâlâ minik mucizelerin peşinde. Bustle‘da yayınlanan bu teori, Petunia Teyze‘nin aslında bir cadı olup olmadığını sorgularken hepimize, “Acaba?” dedirtmeyi başardı. Bakalım sizler ne düşüneceksiniz?

Evet kabul ediyoruz, Petunia Dursley serinin en sinir bozucu karakteri olabilir, hangimiz o Harry’ye zorbalık ederken çıldırmadık ki? Fakat son kitapta Petunia’nın tüm hikayesini öğreniyoruz ve bu olaylara farklı bir perspektiften bakmamızı sağladı açıkçası. Büyücü dünyasına ait olmak için duyduğu istek, kız kardeşi gibi ‘’özel’’ olmadığı için hissettiği güvensizlik, huysuzluğu ve en önemlisi normal olmaya karşı olan aşırı derecelere varan, hayatını tamamen başkalarının sığ standartlarına göre yaşamasına sebep olan takıntısı.

Petunia hiçbir zaman iyi biri olmadı, fakat şunu da söylemeliyiz ki kaderi  de ona karşı pek de iyi davranmış değil. İşte tam da bu sebepten Petunia’nın bir cadı olduğuna, en azından sihirle bağlarının bulunduğuna dayanan bu teori oldukça akla yatkın.

Teorinin kökenleri 2004 yılına dek dayanıyor, bu tarihte seri henüz tamamlanmamıştı. Edinburgh Kitap Festivali‘nde bir okuyucu J.K Rowling’e  Petunia Teyze‘nin bir Kofti olup olmadığını sordu. Bu oldukça dikkate değer bir soruydu elbette çünkü o sırada okuyucular ne Petunia’nın Lily ve Snape ilişkisindeki rolü konusunda ne de Dumbledore’a onu da Hogwarts’a kabul etmesi için yazdığı umutsuz mektuplarla  ilgili bilgi sahibi değillerdi. J.K Rowling bu soruya şu cevabı verdi:

Çok iyi bir soru. Hayır o bir Kofti değil, Petunia bir Muggle. Ama diğer kitapları da okumalısınız. Petunia Teyze’nin hikayesinin neden şu an bildiğimiz kadarından daha derin olduğunu öğreneceksiniz. Oldukça iyi bir tahmin, fakat o bir Kofti değil. Aslında size fazla şey söylüyorum, cidden şok edici derecede boşboğaz davranıyorum.

Daha sonra kitapları okuduğumuzda ise fazlasıyla boşboğaz davrandığını söyleyen bir yazara göre J.K Rowling’in bu konuda oldukça az detay verdiğini görüyoruz. Petunia için, o bir Muggle, ama Kofti sorusu da çok iyiydi, demesinin nedenini ise hiç öğrenemiyoruz.  Kitapların başladığı tarihten önce Petunia’nın Lily’ye alındığını, bir cadı olmayı içten içe istediğini ve en sonunda büyüden tamamen uzaklaştığını hatta büyü ve hayal gücüyle alakalı her şeyden nefret ettiğini biliyoruz. Yetişkinlik döneminde ise Petunia, Lily ile ilişkilerini oldukça soğuk tuttu, buna ispat olarak da Potter Ailesi‘ne Noel için yolladığı çirkin vazo gösterilebilir. Hatırlarsanız Lily, Sirius’a yazdığı bir mektupta Petunia’nın Noel için gönderdiği oldukça ‘’korkunç’’ bir vazodan bahsediyor. Bu mektuptan oyuncak süpürgesiyle uçan bebek Harry’nin oynarken Petunia’nın vazosunu kırdığını öğreniyoruz.  Lily vazonun kırılmasından hiç de şikayetçi olmadığını da eklemiş.

Bütün bu ağız sulandıran ayrıntılardan sonra ise Petunia Teyze‘ye veda ettiğimiz sahne ise keyfimizi kaçıracak derecede yetersizdi:

Yüzünü mendiline gömmüş olan Petunia Teyze, bu ses üzerine dönüp etrafına baktı. Kendini Harry ile başbaşa bulmayı beklemiyormuş gibiydi. Islak mendilini alelacele cebine sokarak, ‘’Şey, -hoşça kal,’’ dedi ve ona hiç bakmadan kapıya doğru yürüdü.

‘’Güle güle,’’ dedi Harry.

Petunia Teyze durdu ve arkasına baktı. Bir an için Harry onun kendisine bir şey söylemek istediği yönünde tuhaf bir hisse kapıldı: teyzesi ona garip, ürkek bir ifadeyle bakıyor ve konuştu konuşacak gibi görünüyordu, ama sonra, başını sertçe öne çevirerek, kocasının ve oğlunun ardından hızla odadan çıktı.

– Harry Potter ve Ölüm Yadigarları

Peki Petunia tereddüt etmeseydi ne olurdu sizce? Peki ya arkaya baksaydı ve söylemek istediklerini açıkça söyleseydi? Tumblr kullanıcısı sulietsexual Petunia Teyze‘nin sahnesinden oluşan bir dizi GIF hazırladı. Bu dizi ise J.K Rowling Petunia başından beri bir cadıydı açıklamasını yapsaydı olayların aslında ne kadar farklı değerlendirilebileceğini göstermek amacıyla yapılmıştı. Örneğin Azkaban Tutsağı’nda Marge Hala‘nın bardağının patlamasını ele alalım. Bu zamana dek bunun sorumlusunun elbette Harry olduğunu düşündük. Peki ya kız kardeşine edilen ağır hakaretlere dayanamayan Petunia bardağın patlamasına sebep olmuşsa?

GIF dizisine hemen buradan ulaşabilirsiniz.

Teoriyi gerçeğe daha uygun bir noktaya taşımak adına biraz daha derinlikli düşünüyoruz ve Petunia bir cadı kadar olmasa bile, bir şekilde büyüyle alakalı bir bağlantısı olduğu ihtimalinin üstünde duruyoruz. Bunun sebebi ise çok makul. Hepimiz Petunia’nın oldukça gururlu olduğunu biliyoruz. Bu kadar gururlu bir yapıya sahip biri gururunu kıracak davranışlardan kaçınır. Lily’den gizli Albus Dumbledore’a mektup yazmak ve beni de okula alın diye rica etmek Petunia için pek de gururlu bir davranış sayılmaz değil mi? Bu da kanıtlıyor ki Petunia aslında olumsuz yanıt alacağına kesinlikle inansa asla böyle bir mektup yazmazdı, o kendinde büyüye dair kırıntılar bulunduğuna emindi ve bu uğurda gururunu çiğnemeyi göze aldı. Petunia içinde büyü olduğuna dair güçlü şüpheler taşıyordu yani. Problem şuydu ki içinde bulunan büyü Hogwarts eğitimi alıp bir cadı olmak için yeterli derecede güçlü değildi. Ve bu yeterli olmama durumu Petunia’nın normal Muggle yaşantısında bir aşırılığa itmiş gibi görünüyor. Büyücülerin dünyasına alınmadı, fakat yaşadığı Muggle evreninde en iyisini elde etmek onun için çok önemliydi. Zengin bir eş sahibi olmayı , istikrarlı bir hayat sürdürmeyi, çocuğunu en iyi koşullarda büyütmeyi ve en önemlisi bir daha asla yetersiz hissetmemeyi istiyordu Petunia.

Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda Dudley ve Harry’nin Ruh Emiciler tarafından saldırıya uğradığı zamanı hatırlıyoruz değil mi? Petunia’nın  Ruh Emicilerden haberdar olması ve onların ne olduğunu bilmesi Harry’le birlikte bizi de şoka sokmamış mıydı? Sonrasında ise Vernon Harry’yi evden atmakla tehdit ettiğinde Petunia’ya, “Unutma Petunia!” diyen bir çığırtkan gelmişti. Petunia çığırtkanın anlamını nasıl hemen kavradı ve Harry’nin evde kalması gerektiğini sonucunu çıkardı bu hâlâ bir gizem. Ya Azkaban’ın büyücü hapishanesi olduğunu söylediği an? Peki kız kardeşi Lily’le oldukça sınırlı bir ilişkisi olmasına rağmen Petunia bunları nereden biliyordu?

Belki de bu teori çocuk Harry’nin sihrini ortaya çıkardığı durumlarda Petunia’nın neden ona ceza vermekte bu kadar ısrarcı olduğunu da açıklar nitelikte. Belki, zayıf ihtimal de olsa Harry’nin yaptığını sandığımız her şey aslında onun eseri ve şüpheleri üstünden çekmek için Harry’yi cezalandırmayı seçti.

Bu teori Petunia’nın bebeklikten beri yanında bulunan Harry’yi sürekli hor görmesini ve ona korkunç davranmasını açıklamıyor ya da onu affetmemiz için nedenler göstermiyor elbette. Fakat onun bazı davranışlarını da farklı bir açıdan değerlendirmemize olanak veriyor. Belki de J.K Rowling bunu baştan beri planlamıştı kim bilir?

Bu çılgın teori hakkında sizler ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın!

* Petunia Teyze’yi canlandıran Fiona Shaw’ı yakından tanımak için buraya tıklayabilirsiniz!

Sitemizde bulunan diğer teoriler için buraya tıklayabilirsiniz!

Fantastik Canavarlar’da Akıllara Kazınan 6 Büyüleyici Film Müziği

$
0
0

Bazı film müzikleri vardır, izlediğiniz filmi bir şahesere dönüştürür, benzer bir tınıyı her duyuşunuzda size kendini hatırlatır. Harry Potter hayranlarından bu müziklerden birini örnek vermelerini istediğinizde ise alacağınız cevap büyük ihtimalle John Williams‘ın bestelediği ve Harry Potter filmlerinin ayrılmaz bir parçası olan Hedwig’s Theme olacaktır. Harry Potter serisine aşina olmayan izleyiciler tarafından bile bilinen bu parçanın seri hakkında ikonik hale gelmiş detaylardan biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Fakat hepimizin bildiği gibi Fantastik Canavarlar filmi bize büyücülük dünyasının yepyeni bir çağının kapılarını açtı ve bu yeni çağ kendi ikonlarını hak ediyor.

Fantastik Canavarlar filmi müziklerinin yapımcı şirketi olan WaterTower Music, geçtiğimiz günlerde müziklerin bestelenme ve filme aktarılma sürecine dair çok özel bir video paylaştı.

Hazır film müziklerinden oluşan albüm de satışa çıkmış ve ayrıca iTunes ve Spotify gibi programlarda yerini almışken bunların arasında, Main Theme‘de dahi bir iki notasını duyduğumuz Hedwig’s Theme kadar başarılı olan parçalar var mı diye göz atma vakti geldi de geçiyor bizce. Öyleyse James Newton Howard tarafından bestelenen ve 20’lerin havasını taşıyan bu parçalara hep beraber göz atalım. MuggleNet derlemiş!

1. “Inside the Case”

Filmde sonunda Newt’in bavulunun içerisini keşfettiğimiz o göz kamaştırıcı anları hatırlıyor musunuz? Kendi adıma keşke biraz daha uzun sürseydi diye hayıflandığım bu kısım bence filmin en etkileyici bölümlerinden biriydi. Önümüze serilen büyüleyici görüntülerin etkisini misliyle arttıran, seyircinin şaşkınlığına ve büyülenme sürecine eşlik “Inside the Case“, Potter serisinin “Hedwig Theme“inde de hissettiğimiz gizemli ve kendisine hayran bırakan havayı taşıyor. Fakat bu parça aynı zamanda büyücülük dünyasının sırlarını açığa çıkarttığımız sahnelere kattığı değişik yorum ve tatla Hedwig’s Theme‘den ayrılıyor.

2. “End Titles”

Filmde duyduğumuz en güzel ve akılda kalıcı parçalardan biri de şüphesiz sonda çalan bitiş müziğiydi. Maceracı havasıyla birlikte, büyülü evrene sadık kalan epik ve azcık da tuhaf tınıları işittiğimiz bu parça Fantastik Canavarlar gibi bir filmi sonlandırmak için oldukça isabetli bir tercih olmuş. Seyirciye izlediği filmin her sahnesini hatırlatacak tınılara sahip bu parça muhtemelen sizin de sinema salonundan hülyalı gözlerle çıkmanıza sebep oldu.

3. “A Man and His Beasts”

Deluxe albümün bonus parçalarından biri olduğu için WaterTower’ın Youtube kanalında yayınlanmamış olan “A Man and His Beasts” kesinlikle Hedwig’s Theme ile kafa kafaya yarışabilecek parçalardan biri. Bu sekiz dakikalık parça daha önceden tanıyıp sevdiğimiz büyücülük dünyasının tınılarıyla bağını kaybetmeden özgünlüğünü kazanabilmiş olması nedeniyle öne çıkıyor. Başlangıcında ve ortalarında duyduğumuz koral melodilerin de etkisiyle hem akıldan çıkmayan hem de filmin ciddi tonlarına oldukça uyan “A Man and His Beasts” dokunaklı ve ince güzelliğiyle de Newt’in iç dünyasının müzik formuna bürünmüş şeklini yansıtıyor. Caz notalarını duyduğumuz kısımlar ise Jacob’la çöreklerinizi kapmış, New York sokaklarında geziniyormuşuz hissi yarattı bende.

4. “Tina Takes Newt In / MACUSA Headquarters”

1 dakika 56 saniyelik bu kısacık parçayı MACUSA binasının gösterildiği kısımlarda duymuştuk.“A Man and His Beasts” adlı parçada dikkat çekici koral kısımlarla, 20’lerin caz tınılarını harmanlayan bu parçanın, yine keşke daha fazla görme fırsatımız olsaydı dediğimiz MACUSA binasının havasına mükemmel bir şekilde uyduğunu rahatça söyleyebiliriz.

5. “Kowalski Rag”

Yine deluxe albümdeki bonus parçalardan biri olan “Kowalski Rag” ise adını aldığı karakteri bütünüyle yansıtan oldukça eğlenceli, büyü dünyasının sihirli ve tuhaf havasını diğerlerinden daha az taşıyan ve gerektiğinde tıpkı Jacob gibi kararlı ve güçlü bir melodiye sahip bu parçanın en güzel yanlarından biri de 20’lerin ritimlerini bizlere tam anlamıyla hissettirebilmesi. Potter serisinin müziklerinden olabildiğince farklı bir şeyler duymak istiyorsanız, “Kowalski Rag” aradığınız parça olabilir.

6. “Main Titles”

Eğer “Kowalski Rag” Potter serisi müziklerinden ayrışan bir parçaysa, “Main Titles” için de kesinlikle “Hedwig’s Theme”i bir geçiş basamağı gibi kullanarak eski serinin müziklerini aşmanın bir yolunu bulmuş diyebiliriz. Filmdeki tüm karakterleri ve duyguları kucaklayarak filmin ana parçası olmasının hakkını sonuna kadar veren “Main Theme“, baştaki nostaljik tınılarıyla birlikte unutulmaz bir parçaya dönüşmüş.

Bonus: Blind Pig

20’lerde caz ritimleriyle sallanan New York’un, Fantastik Canavarlar filminde en güzel yansıtıldığı bölüm olan The Blind Pig sahnesinde Cincüce caz solistinin söylediği şarkı bizim kulaklarımdan hala silinmedi. İllegal işlerin döndüğü The Blind Pig‘in tehlikeli ve aynı oranda çekici havasını solumamızı sağlayan bu parçaya hakkını vermeden bu yazıyı bitirmek olmaz. Emmi tarafından seslendirilen “The Blind Pig” sözlerine bakıldığında da dönemin müzik anlayışını ve büyücülük dünyasını sentezlemek konusunda oldukça başarılı ve keyifli bir iş ortaya koymuş. Durmadan döndürüp döndürüp dinlemelik! (Ayrıca Emmi’yi yakından tanımak isteyenler hemen şuraya tıklayabilir.)

Biz bu altı birbirinden güzel parçayı anlattık, dinlettik ve yorumladık. Şimdi söz sizde. Sizce Fantastik Canavarlar serisi için ikonlaşacak ve her duyduğumuzda bizi heyecanlandırıp duygulandıracak parça hangisi olacak? Sizin favori soundtrack’iniz hangisi oldu? Yorumlarınızı bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Altın Üçlü’nün de Herkes Gibi Sıradan Ergenlik Problemleriyle Uğraştığının 6 Kanıtı

$
0
0

Hortkuluk avcılığından dev örümcekler ve ruh emicilerle savaşmaya kadar uzanan maceraları onların aslında birer yeni yetme oldukları gerçeğini bize unuttursa da Harry, Ron ve Hermione bütün bunların yanında hormon değişimleri, ödevler ve bir dolu ergenlik dönemi gariplikleriyle de uğraşmak zorunda kaldı!

Sonuçta yeni yetmelik kaçınılmaz, herkes benzer stresli durumları yaşamak zorunda kalıyor- Seçilmiş Kişi olsanız bile. Bu üçlünün deneyimlerinin de en az bizimkiler kadar korkunç olduğunu söylesek belki de rahatlarsınız. Tabii bu sorunlarla baş ederken Hogwarts’ta olmak fena olmazdı, o ayrı!

1. SINAVLAR, OFF!

Her yeni yetmenin kabusu. Hogwarts’ın sınav konuları Biçim Değiştirme ve Karanlık Sanatlara Karşı Savunma gibi harika konular üzerine de olsa çalışma sürecinin korkunç olduğunu inkar edemeyiz. Döneminin en parlak öğrencisi Hermione’nin bile baskıya dayanamayıp bir defasında Tılsımlar kitabıyla Harry’nin burnuna bir tane geçirmişti. Tamam eminiz ki Pisagor Teorisi’ni hatırlamak zordur ve fotosentez denklemini (çok zor olanı) aslında hiç öğrenememişsinizdir. Ama en azından sınav görevlilerinin önünde tabağı mantara çevirmediniz, zavalı Ron!

2. KARİYER SEÇİMLERİ

Tercihleriniz mimar veya Sihir Bakanı olsun, hayatınız boyunca yapmak istediğiniz işi seçme süreci oldukça korkutucu. Örneğin Harry’yi ele alalım; başından beri Seherbaz olmayı istiyordu, fakat bunun için alması gereken S.B.D sayısı onun için büyük bir gerginlik sebebiydi- eh İksir hocanız sizden nefret ediyor gibi görünüyorsa bu oldukça haklı bir endişe. Hortkulukları aramakla meşgul olduğundan gerekli olan tüm dersleri alamasa da, Harry elbette bir Seherbaz oldu. Çünkü o Harry Potter!

3. İLK ÖPÜCÜK SORUNSALI

Hepimiz ilk öpücüğün ne kadar dehşete düşüren cinsten olduğunu biliyoruz, ve bu her zaman iyi bir anlama gelmiyor.

Üç kahramanımız farklı ilk öpücük deneyimleri yaşadı. Cho Chang’den koca bir yıl boyunca hoşlanan Harry beşinci sınıfta sonunla onunla öpüştüğünde nasıl olduğunu soran Ron’a öpücüğünü tam olarak söyle açıkladı:

“Islaktı, çünkü ağlıyordu.”

Pek romantik sayılmaz değil mi?

Ron’un ilk öpücüğünü ise nasıl tanımlasak şey, Harry’ninki kadar utanç verici diyelim: Oldukça yapışkan bir Lavender Brown’la umuma açık bir öpücük. Hermione’nin ilk öpücüğüne şahit olmadık, fakat Victor Krum’la olduğuna neredeyse eminiz! Hermione’nin ilk öpücüğünün Harry ve Ron’dan daha romantik olduğunu umut ediyoruz.

4. ÇIKMA TEKLİF ETMEK

İster büyücü ister Muggle olun; birine çıkma teklif etmek oldukça stresli, terleyen eller ve reddedilme korkusu da cabası. Harry ve Ron bu alanda uzman sayılmazlar. Harry hayatında ilk kez çıkma teklif etmek istediğinde bunu cidden oldukça akıcı bir dille Cho’ya: “Balyabenlegermisin?” diyerek yaptı. Bu da insan dilinde, “Benimle baloya gelmek ister misin?” anlamına geliyor herhalde. Oldukça romantik değil mi?

Ron ise en az Harry kadar trajik durumdaydı, gelecekteki yengesi Fleur’a baloya davet edip panik atak geçirdi. Kesinlikle dehşet verici falan değil. Söylememize gerek var mı bilmiyoruz ama hem Cho hem Fleur teklifi reddetti.

5. OKUL DIŞI ETKİNLİKLER

Okul hayatında hobiler bile bir kabusa dönüşebilir. Ron Gryffindor için Quidditch oynarken bunu en zor yoldan öğrendi. Düşmanlarınız tarafından söylenen oldukça cesaret kırıcı Kralımızsın Weasley şarkısını dinlemek ve bu sırada bütün okulun gözlerinin üstünüzde olması nasıl bir his düşünemiyoruz. Sınavda uyuyakalıp öğretmeninize anne diye seslenmek kadar korkunç olmalı.

6. YAPABİLECEĞİNDEN FAZLASINI ÜSTLENMEK

Yeni yetmelerin hisleri önemsiz veya normal olarak değerlendirilemez. Her şey büyük anlam taşır, sarsıcıdır ve baskı çok fazladır. Yani aslında her gün dünyanın sonu gelmiş gibi hissedersiniz. Hermione döneminin en parlak öğrencisi olsa da onun için durumlar farklı değildi. Üçüncü sınıfta bütün derslere girebilmek için sürekli zamanda geriye gitmek zorunda kalıyordu. Hepimiz derslerimiz hakkında stres yaptık ama hadi ama, en azından imkansız bir programımız yoktu! Üçüncü sınıf Hermione için oldukça sarsıcı oldu. En iyi arkadaşlarıyla kavgalıydı, ilk kez bir dersi asla dönmemek üzere bıraktı ve en önemlisi de Draco Malfoy’a sıkı bir tokat attı. Tam manasıyla bir skandal! Sonuç olarak Hermione bazı derslerden vazgeçti ve normal bir program aldı, tahmin edersiniz ki bu onun kütüphanede geçirdiği zamanın azalmasına sebep olmadı.

Sizi bilmiyoruz ama, yeni yetme bir büyücü olmak oldukça zor bir şey gibi görünüyor. Siz ne dersiniz?


Hermione Granger En Sevilen Kurgusal Kadın Karakter Seçildi!

$
0
0

The Hollywood Reporter yakın zamanda bir çalışmaya imza attı. Yönetmenlerden yazar ve aktörlere kadar 1800 kişi ile yapılan bu çalışmada kişilere en sevdikleri kurgusal kadın karakterin kim olduğu soruldu. Ankette sorulan karakterlerden, Legally Blonde filmindeki Elle Woods’tan 30 Rock’ta oynayan Liz Lemon’a kadar uzanan yelpazede, bilin bakalım kim birinci çıktı?

Kitap kurdu ve çağının en iyi cadısı: Hermione Granger.

Listedeki ilk beş şöyle:

1 – Harry Potter filmlerinden Hermione Granger
2 – Star Wars filmlerinden Princess Leia
3 – Buffy the Vampire Slayer‘dan Buffy Summers
4 – The Devil Wears Prada‘dan Miranda Priestly
5 – X-Files‘tan Dana Scully

Tabii bizim için bu bir sürpriz olmasa gerek. Hem bir kurgusal karakter olarak hem de oynadığı oyuncu ile neredeyse tüm kadın karakter klişelerini altüst edip zeki, çevik ve güçlü olması ile çoktan gönüllerin kahramanı olmuştu. Emma Watson bile bir zamanlar şöyle demişti:

“Hermione odadakilerin en zekisinin bir kadın olabileceğini gösterdi. Bir lider, planı olan biri. O benim için sadece bir rol değil, bir semboldü. Onu oynamaktan gurur duyuyorum.”

Böyle bir karakter yarattığı için J.K. Rowling‘e ve onu başarıyla oynamakla kalmayıp herkes için örnek bir insan haline gelen Emma Watson‘a teşekkür ediyoruz!

Ayrıca bunlar da ilginizi çekebilir:

Bir Yan Karakterden Çok Daha Fazlası: Hermione Granger

Hermione Granger Hakkında Az Bilinen 8 Gerçek

Hermione Granger’ın 6 Kitap Sonra Gelen Efsane Cevabı

Yeni Keşfedilen Örümcek Türünün Adı Godric Gryffindor’a İthaf Edildi!

$
0
0

Indiatimes‘ın haberine göre Mumbaylı araştırmacıların Karnataka’nın batısındaki bir dağ geçidinde keşfettiği yeni bir örümcek türüne büyücülerin giydiği sihirli şapkalara benzemesinden dolayı Harry Potter serisindeki oldukça popüler bir büyücünün adı verildi.

7 milimetre uzunluğundaki bu örümcek, Hogwarts kurucularından Godric Gryffindor’a ithafen bilimsel olarak Eriovixia Gryffindori olarak adlandırıldı.

Bu yeni keşif, geçtiğimiz cumartesi Indian Journal of Arachnology adlı dergide yayımlandı. Bu örümceğin keşfi için övgülerse araştırmacı ve doğabilimciler Javed Ahmed, Rajashree Khalap ve Sumukha Javagal’a gitti. Bu araştırma takımı geçtiğimiz iki senede de beş yeni örümcek türü tanımlamışlardı.

Javed Ahmed şöyle konuştu:

“Büyücü Godric Gryffindor’a ait olan Seçmen Şapka’ya benzer bir örümceği keşfetmekten dolayı oldukça heyecanlıyız. Bu keşif Karnataka’daki Kans ormanlık alanında yapıldı.”

Örümceğin bu “büyülü şapka” şekline sahip olmasının sebebinin kendisini kuru yaprağa benzeterek gündüzleri yırtıcılardan korunmak olduğu söyleniyor.

Eriovixia Gryffindori

“Gençken Harry Potter kitaplarının hastasıydım. O yüzden bu minik örümcekle karşılaştığımda aklıma direkt Seçmen Şapka geldi,” diye de ekliyor Ahmed.

J.K. Rowling de bu gelişmeye karşı duygularını gizleyememiş olacak ki Twitter’dan yanıt vermeyi geciktirmedi:

“Gerçekten onurlandım! Başka bir Fantastik Canavar keşfettiğiniz için tebrikler!”

Harika bir olay değil mi, siz ne dersiniz?

Gellert Grindelwald Hakkında Konuşmamız Gereken 7 Konu

$
0
0

Mugglenet sitesinin tartışmasız en radikal yazarlarından hpboy13, yeni fikirler ve cevap arayışları ile karşımızda. Ancak bu kez konunun odak noktasında, hepimizin merakla hakkında daha çok öğrenmek için beklediği Gellert Grindelwald var. Soruların ve teorilerin yarattığı bu fırtınaya dahil olma vakti! Hazırsanız başlayalım.

Şu günlerde konuşmamız gereken çok önemli ve sırlarla dolu bir karakter var. Albus Dumbledore ve Severus Snape hakkındaki tartışmalarımız ve teorilerimiz tam olarak bitmese de dikkatimizi büyülü evrende karşımıza çıkan yeni yüzlere çevirmeliyiz. Kişisel olarak en çok merak ettiğim ve hakkında her şeyi öğrenmek istediğim karakter ise Gellert Grindelwald. O kadar çok soru var ki! Önümüzdeki iki sene boyunca aklımda olacak yedi konu başlığını sizlerle paylaşıyorum.

1. Grindelwald, “Biraz ölsek mi?” ile ne demek istiyor?

Herkesin cevap aradığı bu soru için keşke bir tahminde bulunacak kadar bile bir fikrim olsaydı. (Bu konu hakkında ayrı bir teori için buraya tıklayabilirsiniz.)

2. Grindelwald ve Newt birbirini tanıyor mu?

İşte başlıyoruz. İkisinin bir mazisi olabileceğini gösteren bazı kanıtlar var gibi.

Tina, Newt’i MACUSA’ya getirdiği zaman “Küçük bir ihlal durumu var,” diyordu. Her ne kadar Seraphina Picquery bu lafı göz ardı etse de, Graves neler olduğunu anlamak için Tina’nın peşinden gidiyordu. Büyü Kullanım Kanunları Daire Başkanı’nın, gözden düşmüş eski bir seherbazın, kural ihlali uyarısını dikkate alması çok sık rastlanacak bir durum değil. Grindelwald’un normalde Graves olarak yapmayacağı bir iş gibi duruyor. Ayrıca, Newt onun için bir anlam ifade etmeseydi, Grindelwald, Tina’nın ne söyleyeceğini neden merak etsin?

Sahne 50’de, Newt’in, Birinci Dünya Savaşı’nda, çoğunlukla ejderhalar ile ilgilendiğini, özellikle de Doğu Cephesi’nde Ukrayna Demirgöbekli Ejderhası üzerinde, çalıştığı söyleniyordu. Doğu Cephesi, 1914-1918 yılları arasında tüm Doğu Avrupa’yı kapsıyordu. Buradan Newt’in çok büyük ihtimalle, söylenen zaman dilimi içerisinde Ukrayna’da olduğunu ve Demirgöbek üzerinde çalıştığını anlıyoruz. Grindelwald da Doğu Avrupalıydı ve Durmstrang’a gitmişti. Newt ile yolları bu coğrafyada bu süre içerisinde muhtemelen kesişmiş olabilir ve bu durum tam da J.K. Rowling bize ip ucu verme tarzına uyuyor.

Burada, Newt ailesinden de bahsetmeliyiz. Sahne 59’da, Newt’in ağabeyi Theseus Scamander’ın bir savaş kahramanı olduğu söyleniyor. (Theseus’un Newt’e yazdığı mektubu okumak için buraya tıklayabilirsiniz.) Rowling imzalı kitabım üzerine bahse girerim ki, bu onu ilk ve son kez duyduğumuz sahne olmayacak. Grindelwald ile ilgili bir şeyler yaptığı için savaş kahramanı olmuş olabilir mi? Theseus isminin Yunan Mitolojisi‘nden geldiğini ve Minotaur’u öldürdüğü için kahramanlaştığını bir köşeye not etmek lazım. Newt ve ağabeyinin ironik durumundan bahsedecek olursak; Newt sihirli yaratıkların bakımı ve korunması üzerinde çalışırken, ağabeyi çok iyi bilinen efsanevi bir yaratığı öldüren kahramanın adını taşıyor.

MACUSA’da Newt ve Grindelwald arasında geçen olaylara baktığımız zaman, tıpkı Rowling’in de yapmak istediği gibi, olaylar iki taraflı olarak da yorumlanabilir. Ufak ama dikkat çekici bir bilgi, Newt’in Obscurus’u içinde olduğu vücuttan ayırmayı bilmesi. (Sahne 65). Bu noktadan ayrı olarak, içinde olduğu vücuttan ayrılan bir Obscurus varlığını nasıl sürdürür? (Başka bir bedene mi geçer?) Newt’in bu ayırma işini nasıl öğrendiğini merak ediyorum. Newt için gizli kalması gereken bir şey gibi ancak Grindelwald’un daha önce bir Obscurial ile olan ilişkisini biliyoruz: Ariana Dumbledore.

Biraz tahmini olacak ama; ya Grindelwald, Albus Dumbledore ile geçirdiği yazdan sonra Obscurusları aramaya başladıysa? Newt, on yaşını geçebilen bir obscurus bilmediğini söylerken, Ariana öldüğünde ondört yaşındaydı ve ölüm sebebi Obscurus’da değildi. Normal obscurusların aksine, kısacık ömrü ona yardımcı olan ve onu destekleyen bir çevre arasında geçmişti. Günleri her ne kadar sayılı olsa da, Dumbledore’un kalbini kazanmak için Grindelwald, Obscurus’u Ariana’dan çıkarmaya çalışmış olabilir mi? Birinin kız kardeşini, büyülü ölümcül bir parazitten kurtarmaktan daha romantik bir şey olabilir mi?

Bir noktada, Grindelwald, ister Ariana’dan önce ister sonra, Obscurus’un potansiyel kullanımları hakkında bilgi sahibi olarak ortaya çıktı ve onları avlamaya başladı. Eğer durum böyleyse, Sudan’da, Newt o küçük kız çocuğuna yardım etmeye çalışırken karşılaşmış ve Newt bu olayı Grindelwald’dan öğrenmiş olabilir. Eğer durum böyle değilse, Sudan’da ikisi karşı karşıya gelmiş olabilirler.

Sahne 65’de, Grindelwald, Newt’i sorgularken, sanki gizli bir uyarı yapıyormuş gibi görünüyordu. Senaryo metnine baktığımız zaman, suçlayıcı bir mesaj görmesek de, Obscurus hakkındaki yorumları bunları düşündürüyor. Tina ve Newt’in infaz emirleri verildiği sırada, Newt sanki Graves’in hareketlerinin arka planı üstünde şüphelenmeye başlamış gibiydi. Tüm bu noktalar, Grindelwald ve Newt’in henüz bizim bilmediğimiz bir mazileri olduğunu gösterebilir.

3. Newt’in “Bir Obscurus’u ne için kullanabilirsiniz ki?” sorusu

Obscurus hakkında Grindelwald’un asıl amacı neydi? Sadece intikam için aşırı bir yıkımda kullanmak için olamaz; Grindelwald’un bunu yapmak için bir sürü başka büyülü yöntemleri zaten var. Öte yandan Lord Voldemort göz önüne alınırsa, devleri, ruh emicileri ve ölüm yiyenleri varken, Karanlık Lord, Obscurus’a ihtiyaç duymamıştı. Obscurus’un güçlerini sadece karanlık bir propaganda amacı haline getirmek de, Credence’ın MACUSA üzerindeki başarısızlığı düşünülünce pek olası görünmüyor.

Hepimiz Grindelwald’un, Gizlilik Yasası‘nı alaşağı edip, Muggle’lar üzerinde hakimiyet kurmayı hedeflediğini bilsek de, çok önemli bir ara nokta kaçıyor gibi; bu amaç uğrunda Obscurus kullanımının nasıl bir rolü var?

4. Gnarlak’ın Bildiği Şey Neydi?

Senaryo metnine gidelim ve Sahne 82’ye bakalım; Newt, Gnarlak’a, Grave hakkında soru sorar – Gnarlak gözlerini ona diker. Bir sürü söyleyebileceği şey olduğunu ancak söylemektense ölmeyi tercih ettiğini belli eder. Gnarlak’ın söylemeye bu kadar çekindiği şey ne olabilir? Eğer, Grindelwald’un, Graves kılığına girdiğini biliyorsa, tanrı aşkına bunu nasıl öğrendi? Grindelwald’un cincüce bir sırdaşı mı var? Eğer Gnarlak, Grindelgraves durumunu bilmiyorsa, Graves’in geçmişi hakkında söylemeye korktuğu ne var? Burada bir şeyler dönüyor.

5. Grindelwald’un Görüsü ve Kehaneti

Sahne 43’te, Grindelgraves, Credence’a şöyle diyor:

“Çocuğun çok büyük yoğun bir güce sahip olduğunu gördüm. On yaşından büyük değil ve annenin çok yakınında. Gördüğüm açıkça annendi.”

Bu konuşmayı duyar duymaz kafamda soru işaretleri çakmaya başladı. İlk olarak, gerçekten bir kehanet var mı? Mümkün ancak tüm bunları Grindelwald uyduruyor da olabilir. Şehirde yaşanan yıkımı gördükten sonra, tıpkı Newt’in da fark ettiği gibi, bunlara sebep olanın bir Obscurus olduğunu anlamış ve Mary Lou’nun yanında yaşayan büyüsünü bastıran bir çocuk olduğunu tahmin etmiş olabilir. Eğer durum böyleyse, obscurus hakkındaki yanılgısı da ortaya çıkmış olur ki, on yaşını geçebilecek obscuruslar çok nadirdir.

Yukarıda dile getirdiklerimi es geçecek olursak, gerçekten bir görüden bahsedebiliriz. Peki nasıl? Trelawney’nin Kehanet derslerinden bildiğimiz kadarı ile görü kelimesi, kristal bir kürenin içinde gerçekleşenle ile tamamen açıklanamaz. Öte yandan, atadamların görü yeteneğine dair bir şey duymadık ve Harry’nin görüleri de geleceğin çok büyük bir parçasını göstermiyordu. Trelawney’nin durumu gibi, kahinler kehanette bulunurken, bilinçleri açık olmaz. O zaman ortaya üç ihtimal çıkıyor; Grindelwald bizim bilmediğimiz bir şekilde geleceği görüyor olabilir, başka birinden bir kehanet duymuş ve kendisinin gibi kullanıyor olabilir ya da Grindelwald kehanetlerde bulunan bir kahin.

Eğer gerçekten bir görü ya da kehanet durumu varsa, gerçekten ne olduğunu görmek isterdim. Grindelgraves, Mary Lou’nun çevresinde yaşayan ve inanılmaz bir güce sahip çocuğun varlığı hakkında haklıydı ancak yaşı hakkındaki tahmini tutmadı. Eğer bir kehanet ya da görü durumu varsa, geçmişte olduğundan ve çocuğu daha küçük yaşta gördüğünden ve onun Credence olduğunu anlamadığın da bahsedilebilir.

6. Grindelwald ne zaman Graves oldu?

Senaryo metin kitabında açılış sahnesi, Grindelwald’un, Newt New York’a varmadan bir gün önce gerçekleşen saldırısı ile başlıyor. Birkaç nokta sebebiyle biraz tutarsızlık var gibi ancak nasıl oldu da Grindelgraves bir gün içerisinde kusursuz bir seherbaza dönüştü. Aklıma şu sorular geliyor; Grindelwald ne kadar zamandır Graves kılığındaydı? MACUSA politikaları üzerinde bir etki yarattı mı? MACUSA’da başka insanlar üzerinde İmperius laneti kullandı mı? MACUSA içerisine ne kadar sızdığını, hangi kademeleri etkilediğini ve neleri değiştirdiğini görmek için sanırım gelecek filmleri beklemek daha iyi olacak.

7. Grindelwald’un Şarkısı

Müzikal sevenler için; görünüşe göre, Rowling son zamanlarda sık sık Wicked albümü dinliyordu. Sahne 100’de, Graves, Credence’a şöyle diyordu:

“Bana katıl ve birlikte neler başarabileceğimizi bir düşün.”

Bu sözler, Defying Gravity adlı bir şarkıdan alınma. Bu sözlerden sonra, bir çoğumuz New York’ta, şunları söylememek için kendimizi zor tuttuk: “Engellenemeyiz, birlikte engellenemez oluruz.” Belki de bir gün büyülü evren bir müzikal olarak karşımıza çıkar, kim bilir?

Sevgili ve son derece dikkatli okurlar, Mugglenet editörü hpboy13’ün bu fikirlerine ve teorilerine ne diyorsunuz? Haklı mı? Yoksa biraz fazla mı paranoyak? Fark etmediği noktalar ya da bağlantılar var mı? Görüşlerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Fantastik Canavarlar’a ve Harry Potter dünyasına ait diğer teorilere buradan ulaşabilirsiniz!

Gellert Grindelwald’un okuyabileceğiniz en detaylı biyografisi için buraya tıklayabilirsiniz!

Newt Scamander’ın Hogwarts’tan Atılmasına Dair Resmi Belgeler Ortaya Çıktı!

$
0
0

Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar? filmini izleyen hayranlar Amerikan Seherbaz Percival Graves (Colin Farrell) ile Newt Scamander (Eddie Redmayne) arasında geçen MACUSA‘daki sorgu sahnesinde ilginç bir detay yakalamış olabilirler. Bu sahne Newt’in Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’ndan neredeyse atılması hakkında geçiyor. SnitchSeeker o sahnenin derinlerine iniyor, gelin hep birlikte bu önemli detaylara göz atalım!

Öncelikle o sahneyi hatırlayalım:

Graves’in okuduğu formu fark ettiniz mi? Bilin bakalım ne yazıyor, Çanta Dolusu Canavar: Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar’ın Film Büyüsünü Keşfedin (The Case of Beasts: Explore the Film Wizardry of Fantastic Beasts and Where to Find Them) adlı kitabında gösterildiği gibi Newt’in okuldan atılmasına dair tüm bilgiler gerçekten de o kağıtta. Bu formu yaratan grafik tasarımcıları MinaLima, Newt’in atılmasıyla ilgili detayları hiç şüphe yok ki J.K. Rowling’den edinmiş.

SnitchSeeker bu yazıya yakından bakmış (kitabın içinde de küçücük bir kısımdan oluşmakta) ve bu MACUSA formundan aşağıdaki bilgilere ulaşabilmiş:

AD: Newton Fido Artemis Scamander

YAŞ: 29

İKAMETGAH: İngiltere, Birleşik Krallık

DIŞ GÖRÜNÜŞ: Saç: koyu; Gözler: yeşil/mavi; Yapısı: Uzun ve ince

SUÇ: İnsan hayatını tehlikeye atan büyülü bir canavarın yasa dışı olarak bulundurma ve Hayvan Refahı Yasaları’nın Madde 101/304 ihlali

TARİH: 1913

MAHAL: Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu, Birleşik Krallık

SINIFLANDIRMA: 3

GÖRGÜ TANIKLARI: Birden fazla.

NOTLAR: İnsan hayatını tehlikeye atan büyülü bir canavarın yasa dışı olarak bulundurduğu ve Hayvan Refahı Yasaları’nın Madde 101/304’ünü ihlal ettiği için Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’ndan atılması önerildi.

Sihirli Canavar: Carcar (Jarvey), Sınıflandırma XXX

Aldığı Ceza: Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’ndan atılma.

  • Bu ceza uygulanmadı.
  • Hogwarts Profesörü Albus Dumbledore Newton’ı savunmuş ve sonucunda adı temize çıkmıştır.

*Ayrıca Sihir Bakanlığı Hayvan Refahı Dairesi’ne bu ihlal hakkında bilgi verilmiş ve sihirli canavarın yeni bir yere gönderilmesi istenmiştir.

Newt okuldan atılmış ama öncesinde Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda Harry Potter’a yaptığı gibi Albus Dumbledore sevdiği öğrencisini savunmuş ve Newt’in sihirsel eğitimi bitene kadar Hogwarts’ta kalmasını sağlamıştır. Newt 1897 yılında doğmuş ve atılmasına yol açan olay 1913 yılında gerçekleşmiş olduğuna göre genç Hufflepuff’lı Hogwarts’tan atıldığında 16 yaşlarında yani beşinci veya altıncı sınıftaydı.

Bir diğer ilişkili nokta ise (filmde Zoe Kravitz’in hayat verdiği) Newt’in eski kız arkadaşı Leta Lestrange’ın onun Hogwarts’tan neredeyse atılmasından sorumlu olmasıdır. Bu Fantastik Canavarlar filminin geçen ay gerçekleşen galasında SnitchSeeker’ın Harry Potter yazarına konuyla ilgili sorusuna J.K. Rowling’in üstü kapalı bir şekilde verdiği cevaptı.

Çanta Dolusu Canavar kitabının dokuzuncu sayfasından:

Albus Dumbledore isminin geçmesinin yanında Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar ayrıca garkenezlerin bir anlığına karşımıza çıkması, Ölüm Yadigârları, sembol, Gellert Grindelwald (gelmiş geçmiş en güçlü Karanlık büyücülerden biri) ve tabii Newt’i Hogwarts’tan ayrılmaya mecbur bırakan asıl neden olduğu ortaya çıkan Leta Lestrange gibi Harry Potter serisinden pek çok unsuru barındırmaktadır.

Son olarak, IMDb Kasım 2018’de çıkacak Fantastik Canavarlar’ın ikinci filmi için yeni bir özet paylaştı. Bu özette Leta’nın Newt’le olan ilişkisine değinilmekte ve Albus Dumbledore’un adını tekrar duyuyoruz:

Newt yoluna devam etmeye çalışır ancak Leta onun hiç beklemediği anlarda karşısına çıkmaya devam eder. Bir süre sonra Newt, onun bunu sadece Grindelwald’u alt etmesi gereken Dumbledore’dan bahsetmek için yaptığını anlar.

Ron ve Hermione’nın Aşklarını İtiraf Etmesini Beklediğimiz 7 Romantik An

$
0
0

Ron ve Hermione arasındaki romantik etkileşim serinin başından beri her okuyucunun dikkatini çekmiştir. Uzun yıllar boyunca bu aşkın filizlenmesini beklerken aralarındaki tek açık yakınlaşmanın son kitapta tek bir öpüşmeyle gerçekleşmesi ise hepimizi sinir etmişti.

Ron ve Hermione her şeyden önce en iyi arkadaşlar. Birbirlerinin güçlü ve zayıf yanlarını dengeliyorlar, ikisi de karşındakinin her şeyden çok önemsiyor  ve biri diğerini ölümüne savunmaktan asla çekinmiyor. Ama doğruyu söylemek gerekirse bütün bunlar harika falan ama -ikisi de ilk hamleyi yapmaktan acizdi.

Öncelikle ikisi de birbirinden dikbaşlı, öyle ki ilk kez öpüşmelerini beklerken yıllarca kurdeşen döktük. Ron gururunu çiğnemeyi göze alamadı ve somurtmayı tercih etti, gerçekten hoşlandığı kıza hislerini söylemektense aslında ilgilenmediği biriyle fazlasıyla samimi olmayı tercih etti. Eminiz Ron o sırada kız arkadaşı olan Lavender yılbaşı hediyesi olarak üstünde sevgilim yazan bir madalyon gönderdiğinde bu kararını ciddi şekilde gözden geçirmiştir. Hermione ise en az Ron kadar dikbaşlı ve gururluydu.  Özet olarak bu çift yıllarca bize saç baş yoldurdu desek yeridir.

Hadi gelin hep birlikte Ron ve Hermione çiftinin yakınlaşmasını nefesimizi tutarak beklediğimiz anlara bir göz atalım!

1. Ron’un Hermione’nin Onurunu Koruduğu An

Ron’un Hermione için her şeyi yapabileceğini gösteren işaretler henüz ikinci kitapta karşımıza çıkmıştı. Draco Malfoy, Hermione için “Bulanık” dediğinde Ron asasının kırık olduğunu umursamadan ona bu hakareti ödetmeye karar vermişti. Evet, ne yazık ki büyü geri tepti ve Ron saatlerce sümüklü böcek kusmak zorunda kaldı, ama bunun ne kadar cesur ve romantik olduğundan bahsetmemize gerek var mı?

Tamam kabul ediyoruz, sümüklü böcek kusan birini öpmek çok da iyi bir fikir gibi görünmüyor.

2. Ron’un Hermione’ye Yardım Teklif Ettiği An

Azkaban Tutsağı’nda , Crookshanks’in faresi Scabbers’ı yediğini düşünen Ron ve buna kanıt olmadığını ileri süren Hermione’nin şiddetli kavgasını hatırlıyoruz değil mi? İkilinin arasındaki buzlar Şahgaga’nın ölüme mahkum edilmesiyle erimişti, çalışmaktan pek de hazzetmediğini bildiğimiz Ron ise sürpriz bir şekilde bu işin peşini bırakmayacağını ve Şahgaga’yı kurtarmak için elinden geleni yapacağını söylemişti. Bu büyük fırsat ise ne yazık ki kaçtı. Ron Hermione’nin gönlünü almak için büyük çaba gösterdi fakat sonuç olarak kütüphanede gizli saklı bir öpücüğü paylaşmak yerine sarılmakla yetindiler. Peh.

3. Noel Balosu, Elbette

Noel Balosu için bir partner bulma vakti geldiğinde Ron hata üstüne hata yaptı. Bunlardan ilki cesaretini toplayıp birine sormazsa sonunda bir trolle baloya gitmek zorunda kalacağına dair şikayet etmesiydi, hiç hoş değil! İkinci büyük hata ise Hermione’nin de bir kız olduğunu fark ettikten sonra son çare olarak ona sormasıydı. Elbette sevgili Hermione’miz onun bu kabalıklarına cevabı baloya dünyaca ünlü bir Quidditch oyuncusu olan Victor Krum’la giderek verdi. Daha sonra ise ikili balonun sonunda hararetli bir tartışma yaşadı. Hermione Ron’u önce davranıp sormadığı için bir güzel payladı. Bu an Ron’un bir adım atıp gerçek hislerini Hermione’ye göstermesi için mükemmeldi fakat Ron ne yaptı tahmin edin? Çekip gitti ve somurttu elbette.

4. Hermione’nin Ron ve Harry’nin Ödevlerini Tamamlamayı Teklif Ettiği An

Hepimiz Ron ve Harry’nin ödevlerini gerektiği kadar umursamamalarına ve geride kalmalarına sinir olduğunu ve bu konuda sıkıcı vaazlar vermekten çekinmediğini biliyoruz. Fakat Ron, ağabeyi Percy’den Harry’nin aslında uzak durulması gereken biri olduğuna dair oldukça rahatsız edici bir mektup aldığında Hermione’nin onun tamamlanmamış ödevini bitirmeyi önermesi bizce büyük bir adımdı. Ron bu durumdan oldukça memnun kaldı, hatta öyle mutluydu ki eğildi ve Hermione’ye bir öpü- hayır.

5. Ron’un Hislerini Düzgünce İfade Edemediği An, Çünkü Ron Olmak

Sizce de Melez Prens’te  ikilinin arasındaki gerginliğin zirve noktasına ulaşmadı mı? Hermione Profesör Slughorn’un partisi için Ron’u davet etmeyi düşünüyordu. Fakat bu olumlu hamle bile tartışmayla sona erdi. Daha sonra Hermione Ron’a düşmanı Cormac McLaggen ile gitmesini tercih edip etmediğini sorduğunda ise Ron etmediğini mırıldandı. Eh bu da Ron’un hislerini itiraf etmesine en yakın andı. HADİ AMA RON.

6. Ron’un Zehirlendikten Sonra Uyandığı An

Melez Prens’te Ron Slughorn’un ofisinde Draco Malfoy’un Profesör Dumbledore’u hedefleyerek zehirlediği içkiden içtikten sonra zehirlenmiş ve ölümün kıyısına gelmişti. Neyse ki Harry bezir bulmayı akıl ederek onu kurtarmıştı. Olaydan sonra hastane kanadında dinlenirken uykusunda Hermione’nin adını mırıldanarak “neredeyse” aşkını itiraf etmişti, o sırada kız arkadaşı olan Lavender ise ağlayarak uzaklaşmıştı. Bu an hepimizin heyecanlandırmıştı çünkü bu inatçı ikilinin artık bir çift olması için çok uygun bir andı. Ron o sırada bilinçsiz şekilde uyuyor olmasa oldukça sihirli bir an bile olabilirdi. Tekrarlıyoruz, HADİ AMA RON!

7. Ron’un Geri Geldiği An

Ölüm Yadigarları’nda ikilinin arasında yaşanan romantizm oldukça az denebilecek bir durumdaydı, çünkü hiçliğin ortasında Ron’un kıyafetlerini yıkamak Hermione’nin modunu pek iyi etkilemiyordu doğal olarak.

Genelde çok iyi geçinen Harry ve Ron büyük bir kavga etmiş (biz hortkuluk olan madalyonu suçluyoruz) ve ardında yalvaran bir Hermione bırakarak giden Ron hepimize büyük bir hayal kırıklığı yaşatmıştı. Çünkü hem en iyi arkadaşlarını yalnız bırakmış hem de aşık olduğu kızı terk etmişti. Fakat hatasını anlayıp geri geldiğinde madalyon hortkuluğu yok ettiğine dair yaptığı heyecan verici konuşma romantik bir birleşme gelme anı olabilirdi, fakat Hermione onu yumrukladı. Haksız diyemeyiz!

Aslında düşünüyoruz da, bu ikisinin sonunda aşklarını itiraf etmesi bir mucize olmuş. Siz ne dersiniz?

Başrollerini Emma Watson ve Tom Hanks’in Paylaştığı Bilimkurgu Filmi The Circle Geliyor!

$
0
0

Dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden birinin yeni çalışanı Mae Holland rolünde Emma Watson’ı göreceğimiz, polisiye-gerilim-bilimkurgu türlerindeki “The Circle” filminin ilk fragmanı yayınlandı!

Dave Eggers‘ın The Circle adlı eserinden uyarlanan filmde Emma Watson’ın yanı sıra, Oscar ödüllü aktör Tom Hanks (Eamon Bailey rolünde), Star Wars’tan tanıdığımız John Boyega ve Patton Oswalt da rol alıyor. Filmin 2017 yılının nisan ayında gösterime girmesi bekleniyor.

Filmin yönetmeni James Ponsoldt, USA Today gazetesine verdiği röportajda filmin ana hatları ve Emma’nın oynadığı karakterin özellikleri üzerine konuştu:

“Mae, herkes gibi aynı soruları soruyor. Ailesi ile birlikte yaşıyor, sürekli bir anlam arayışında ve mücadelenin içinde, hakkı yenilmiş gibi hissediyor. Sonunda hayallerindeki işe kavuşuyor ancak daha sonra işler garip bir hal almaya başlıyor.”

“Bailey’nin temel düşüncesi ise; bilmek iyidir ancak her şeyi bilmek daha iyidir. Dünya üzerindeki tüm hayat tecrübesinin herkesle paylaşılması gerektiğine inanıyor. Bu hakkın sadece ayrıcalıklı insanlara ya da fiyatını karşılayabilecek insanlara sunulmasından son derece rahatsız. İnsanların tecrübelerinin ve bilgilerinin herkes ile paylaşılabileceği teknolojik gelişmeler ile son derece alakalı. Sınırları zorlayan bir yapısı var, aslında daha çok sınırları yok etmek isteyen de diyebiliriz.

“Mae, süper gücü sayesinde sahte bir ünlüye dönüşse de, son derece doğal, açıklanabilir bir karakter ve hayatındaki her şeyi rahatça konuşabilmek istiyor. Fakat bu nokta neredeyse bir inanç haline dönüşüyor ve onu şöhretin camdan kafesine yerleştiriyor.

“Sürükleyici bir hikaye. Mae’nin yaşadıkları hepimizin başından geçiyor. Bizden biri. Filmi izleyip, sinemadan çıktığınız zaman, kendinize cidden bir bakıp, hayatınızı nasıl yaşadığınızı gözden geçireceksiniz.”

Ülkemizde “Çember” adıyla Türkçeye de çevirilen kitap, geçtiğimiz aylarda Siren Yayınları etiketiyle raflardaki yerini almıştı.

Bir yanda Emma Watson‘ın yeni filmi “Güzel ve Çirkin“i beklerken, diğer yanda da “The Circle” için gün saymaya bekleyebiliriz artık! Sizin bu filmden beklentileriniz neler? Bizlerle paylaşmayı unutmayın!

J.K. Rowling, Tina, Queenie ve Jacob’ın Ilvermorny Binalarını Açıkladı!

$
0
0

J.K. Rowling, Twitter üzerinden yaptığı açıklamalarla Fantastik Canavarlar‘da karşımıza çıkan Tina ve Queenie Goldstein’in hangi Ilvermorny binalarına gittiğini açıkladı. Ayrıca Jacob’ın da bir büyücü olsaydı hangi binaya seçileceğine dair yorumda bulundu!

Rowling Tina Goldstein‘ın Thunderbird‘e, Queenie Goldstein‘ın ise Pukwudgie binalarından olduğunu söyledi. Jacob Kowalski de bir büyücü olarak karşımıza çıksaydı, Wampus binasından olacakmış.

MACUSA başkanı Seraphina Picquery ise Horned Serpent‘e gitmiş. J.K. Rowling‘in kendi binasının Thunderbird olduğunu ise zaten biliyordunuz. Newt Scamander‘ın, eğer Amerikan büyü okulu Ilvermorny‘ye gitseydi hangi binada olacağına dair ise bir açıklama yapılmadı.

Ilvermorny Cadılık ve Büyücülük Okulu‘nun binalarını ve özelliklerini kısaca hatırlayalım:

PUKWUDGIE (Queenie Goldstein)

Bu binaya James Steward tarafından aşırı bağımsız bir büyülü yaratık olan Pukwudgie’nin adı verilmiştir. Pukwudgie binasının bir büyücünün veya cadının kalbini temsil ettiği düşünülüyor. Pukwudgie’nin şifacıları desteklediği de söylentiler arasında.

WAMPUS (Jacob Kowalski)

Bu bina Webster Boot tarafından adlandırılmıştır ve Boot binaya en sevdiği büyülü yaratık olan pantere benzeyen Wampus’ın ismini vermiştir. Wampus hızlı, güçlü ve öldürülmesi neredeyse imkânsız olan büyülü bir yaratıktır. Wampus binasının bir büyücünün veya cadının vücudunu temsil ettiği sanılıyor. Ayrıca Wampus’ın savaşçıları desteklediği de söyleniyor.

HORNED SERPENT (Seraphina Picquery)

Isolt Sayre tarafından adlandırılan bu binaya alnında mücevher bulunan büyük boynuzlu nehir yılanının ismi verilmiştir. Horned Serpent (Boynuzlu Yılan) binasının bir büyücünün veya cadının aklını temsil ettiği ve bilge kimseleri desteklediği söylenir.

THUNDERBIRD (Tina Goldstein)

Bu binaya Chadwick Boot favori büyülü canavarı Thunderbird’ün ismini vermiştir. Thunderbird (Şimşekkuşu) uçtuğu zaman fırtınalar yaratabilen bir canavardır. Bu binanın bir büyücünün veya cadının ruhunu temsil ettiği ve maceraperestleri desteklediği söyleniyor.

Ilvermorny Cadılık ve Büyücülük Okulu’nun J.K. Rowling tarafından kaleme alınmış tüm hikayesini okumak için buraya tıklayın!

Harry Potter Karakterleri Ilvermorny Cadılık ve Büyücülük Okulu’na Gitselerdi?


Albus Dumbledore’u Mutlu Etmeye Yeten 7 Mütevazı Şey

$
0
0

Uzun ve beyaz bir sakal sizi yanıltmasın. Hogwarts Müdürü’nün ruhu hep gençti. Hogwarts’ın en çok sevilen ve takdir edilen Müdürü. Kibar, bilge ve sıra dışı bir büyücü. Harry’nin, çocuğuna adını verdiği unutulmaz bir değer. Hepimize örnek olmuş Albus Dumbledore’u mutlu etmeye yeten detaylara gelin hep beraber bakalım.

Bu yazı fena spoiler içerir!

Profesör Dumbledore’un Çikolatalı Kurbağa kartında, Dumbledore’un oda müziğinden ve on labutlu bowlingden hoşlandığı yazar. Evet, Dumbledore geleneksel ve alışılagelmiş büyücülerden biri değildi.

Albus Percival Wulfric Brian Dumbledore bilge, zarif, saygı duyulan ve bu özelliklerini çocuksu halleri ile dengeleyen, hayatta küçük şeylerden mutlu olmayı bilen biriydi. Gelin, o iki yarım ay şeklindeki gözlüklerin arkasındaki gözleri güldüren birkaç şeye birlikte bakalım.

1. Limon Şerbeti

‘Limon Şerbeti içer miydiniz?’
‘Ne içer miydim?’
‘Limon şerbeti. Muggle’ların bir çeşit tatlı içeceği. Hoşuma gidiyor.’

– Harry Potter ve Felsefe Taşı

Eskilerin dediği gibi; canın çektiği cana şifa. Dumbledore kesinlikle tatlılara çok düşkünde ve en sevdiği şekelemeleri yemeden duramazdı. Bu hissi çoğumuz biliriz, değil mi?

“Limon Şerbeti” ve “Asit Poplar” gibi parolaları çalışma odası için, kimlik doğrulama testi olarak da en sevdiği reçel türünü, ki ahududuydu, kullanmıştı.  Konu Bertie Bott’un Binbir Çeşit Fasülye Şekerlemeleri olunca daha karışık zevkleri vardı.  Keşke karamelli ve kulak kirlilerin rengi bu kadar yakın olmasaydı.

2. Şarkı Söylemek

“Ah, müzik!” dedi. “Burada yaptıklarımızın ötesinde bir büyü!”

Harry Potter ve Felsefe Taşı

Hogwarts marşı hep beraber söylenirken, ufak çaplı bir kaos yaşanabilir çünkü herkes kendi tonunda ve ciğerlerinin müsaade ettiği ölçüde bağıra bağıra bir ritim tutturur. Okulun diğer öğretmenleri bu kargaşaya sabit gülümsemeleri ile eşlik edip, kaosun bir parçası olmaya çok düşkün olmasalar da, Hogwarts marşını Dumbledore’dan çok seven yoktur galiba. (tamam, belki Fred ve George dışında) Kendileri kaybeder, bizden söylemesi. Aslında Dumbledore bizlere, sadece birkaç sene daha yaşlanmanın, büyümek anlamına gelmeyeceğini gösteriyor.

3. Fawkes

“Onu bir Yanma Günü’nde görmen ne yazık,” dedi. “Genellikle çok yakışıklıdır: Harikulade kırmızı ve altın rengi tüyleri vardır. Büyüleyici yaratıklar bu Anka kuşları.”

– Harry Potter ve Sırlar Odası

Muhtemelen çok ama çok uzun bir süredir Fawkes, Dumbledore’un sadık arkadaşı. Sahibi onun sayısız yenilenme sürecine şahit olmuş olsa bile, Fawkes’ın Dumbledore’u büyülemekte başarısız olduğu tek bir an bile yok. Onu suçlayabilir misiniz? Anka kuşunun eşsiz özelliklerinin yanı sıra (seride inanılmaz yardımları vardı) Dumbledore ve Fawkes arasındaki arkadaşlık her şeyden önce geliyordu. Bu bağın ne kadar kuvvetli olduğunu, Dumbledore öldüğü zaman Fawkes söylediği ağıt ile bizlere gösteriyordu.

4. Kalın, Yünlü Çoraplar

“İnsanın hiç yeteri kadar çorabı olmuyor” dedi Dumbledore. Bir Noel daha gelip geçti, bir çift çorap veren olmadı. Herkes bana kitap armağan ediyor.”

– Harry Potter ve Felsefe Taşı

Dumbledore Kelid Aynası‘na baktığı zaman, kendisini bir çift yün çorap tutarken gördüğünü söylüyordu. Farz edelim ki tamamen dürüst değil ancak yine de bir noktaya değiniyor.

Küçükken bize çorap hediye edildiği zaman hoşnutsuzluğumuzu belli ederek ufaktan inleyebiliriz ancak gerçekten iyi bir çift çorap göz ardı edilmemeli. Özellikle büyüyüp de kendimiz almak zorunda kaldığımız zaman. Hala ikna olmadıysanız, çorap düşkünü efendi Dobby’ye konu hakkındaki fikirlerini sorabilirsiniz. Çoraplar koklanmak için değildir! Özellikle de son zamanlarda sıkça giyildiyse!

5. Gülünç Kelimeler

“Şölen başlamadan önce bir şeyler söylemek istiyorum. Söylüyorum işte: Zırla! Tırla! İncik! Boncuk!”

– Harry Potter ve Felsefe Taşı

Onu çok yakından tanıyanların bildiği gibi; garip mizah anlayışı ve şakacılığı, onu özel yapan şeyler. Kelimelerin iyileştirme, zarar verme hatta öldürme güçlerinin olduğu bir dünyada sadece insanları güldürmek için söylenildiklerini duymak gerçekten harika.

Roald Dahl’ın bir keresinde yazdığı gibi; “ufak gariplikler, en çok, en bilge adamlara yakışır” ve Dumbledore’dan daha bilgesi ise gerçekten zor bulunur, değil mi?

6. Görünmezlik Pelerini

“Haa – onu baban bırakmıştı bana, hoşuna gider diye düşündüm.” Dumbledore’un gözleri parladı

– Harry Potter ve Felsefe Taşı

Görünmezlik pelerininin Dumbledore’un hayatında çok farklı anlamları var. Öğrendiğimiz kadarıyla, Ölüm Yadigarları, genç Albus’un aklını kurcalayan bir konuydu ve yadigarları bir araya getirmeye çalıştığı zamanlarda pelerini çok istemişti.

Fakat Dumbledore geçen onca yıl sonrasında pelerinin gerçek manasını kavradı; sevdiklerinizi korumak. Dumbledore, Harry’nin pelerini kullanışında, gücün, mütevazılığın ve bilgeliğin izlerini görmüştü. Pelerinin değerini anlamak ve takdir etmek belki de bir hayat boyu sürdü ve sonucunda Dumbledore’a büyücü dünyasının geleceği için umut verdi.

7. Örgü Modelleri

“Hayır, sadece Muggle magazinlerini okuyordum,” dedi Dumbledore. “Örgü modellerini seviyorum”.

– Harry Potter ve Melez Prens

Çünkü neden olmasın?

Onu, ilk gördüğümüz andan kuledeki son bakışına kadar sevdik. Yeri geldi anlamadık, yeri geldi kızdık ama çokça da iyi ki varsın bilge adam dedik. Onun rehberliği olmadan, hem Harry’nin hem de okulun çok zorlanacağını hepimiz az buçuk tahmin ettik. Fantastik Canavarlar’ın gelecek filmleri ile gençliğine döneceğimiz Albus Percival Wulfric Brian Dumbledore’u şimdiden özlediğimizi söyleyebiliriz. Küçük şeylerle mutlu olan büyük insan, büyük büyücü.

Peki ya sizin aklınızda kalanlar neler? Paylaşmayı unutmayın!

Harry Potter ve Lanetli Çocuk Resmi Olarak 2016’da Amazon’un En Çok Satan Kitabı Oldu!

$
0
0

Entertainment Weekly‘nin haberine göre Harry Potter ve Lanetli Çocuk tiyatro oyununun senaryo kitabı bu sene Amazon‘da en çok satan kitap olarak tahta oturdu. Hayranlar tarafından genel olarak eleştirilen kitabın kazandığı tek başarı ise bununla sınırlı değil.

Lanetli Çocuk senaryo kitabını çoğunlukla pek beğenmemiş ve beklediğimizi alamamış olsak da Türkçedeki güzel bir atasözü yeni gelişmeleri açıklamaya yetecektir: Yiğidi öldür ama hakkını yeme. Tiyatro oyunun ilk kez resmi olarak sahnelendiği 30 Ağustos’tan bir gün sonra kitapçılardaki yerini alan Lanetli Çocuk, Amazon’da 2016 yılının en çok satılan kitabı oldu. Hem de raflarda olmadığı sekiz aylık süreci dört aydan kısa bir sürede telefi ederek!

Üstelik Lanetli Çocuk‘un imza attığı başka başarılar da mevcut. 2016’nın En Çok Satan Çocuk ve Gençlik Kitabı, 2016’nın En Çok İstenen Kitabı ve 2016’nın En Gelecek Vaat Eden Kitabı olarak da öne çıkan Lanetli Çocuk gerçekten ne kadar liste varsa tepesine oturmuş gibi görünüyor.

Amazon’un Kıdemli Kitap Editörü Chris Shluep yaptığı bir açıklamada Lanetli Çocuk‘un bu önlenemez yükselişi hakkında şunları söylemiş:

“Potter’ın etkisi hala güçlü ve okurların çoğu Hogwarts’a yeterince doyamadıkları konusunda hemfikir. Harry Potter ve Lanetli Çocuk yılın en heyecanla beklenen kitaplarından biriydi. Çıkış tarihinden aylar önce bile ön sipariş rekorları kırdı.”

Bu hafta tıpkı tüm yıl gibi Lanetli Çocuk için epeyce başarılı geçmeye devam ediyor. Çünkü bu haber gelmeden birkaç gün önce kitabın aynı zamanda Goodreads Choice Award 2016‘da en iyi Fantastik Kitap kategorisinde de birinci seçildiğini öğrendik.

Başarıdan başarıya koşan Lanetli Çocuk‘un bunları hak edip etmediğinin muhakemesi ise okuyucudan okuyucuya değişir mutlaka. Peki siz ne düşünüyorsunuz? Bu başarılar son derece profesyonel biçimde planlanmış bir pazarlama stratejisinin ürünü mü yoksa Lanetli Çocuk gerçekten bunlara değer miydi? Görüşlerinizden bizi de haberdar edin!

Ekibimizin kitap hakkında neler düşündüğünü ise buradan öğrenebilirsiniz!

Fantastik Canavarlar’ın Grafik Sanatını Keşfetmeye Hazır mısınız?

$
0
0

Pottermore muhabiri, House of MinaLima yaratıcıları ile bir araya gelmiş ve oluşturdukları Fantastik Canavarlar tasarımları hakkında konuşmuş. Gelin bu köhne binada nelerle karşılaşabilirmişiz hep birlikte öğrenelim!

Tam da Fantastik Canavarlar vizyona girmişken grafik tasarımcıları MinaLima yepyeni bir sergiyle karşınızda. Artık 1920’lerin büyülü New York’una dair baskılarına göz atıp onları satın alabilirsiniz.

Londra, Soho’daki Greek Sokak’ta House of MinaLima olarak bilinen köhne pembe bir bina bulunmaktadır. Bordo renkli kapı aralığından girince Harry Potter eşyalarını geçip dökük spiral merdivenlerden yukarı çıkarsanız birinci katta bir odaya varmış olacaksınız. Bu oda 1920’lerden esinlenerek yapılan duvar kağıtlarıyla yeniden donatılmış ve duvarlar resim çerçeveleriyle kaplanmıştır. İşte burası tasarım dehaları Miraphora Mina ve Eduardo Lima – birlikte ‘MinaLima’ olarak – Fantastik Canavarlar sanatını gösterime sundukları yerdir.

Bu odada tamamı Grindelwald’la ilgili manşetlerden oluşan büyücü gazeteleri; Newt Scamander ve Tina Goldstein’in sabıka fotoğraflarını içeren aranıyor posterleri; New York tiyatro ilanları ve büyü karşıtı propaganda posterlerini bulacaksınız.

Bu Fantastik Canavarlar sanatının ısmarlama definesi ve bu iki tasarımcının yaptığı her şey gibi büyüleyici. Odayı dolaşmak J.K. Rowling’in hayal gücünde gezinti yapmak gibi ve bu tam anlamıyla harikulade bir şey.

Miraphora etrafa bakınırken şöyle anlatıyor:

“Bu odanın dosdoğru 1920’lerden çıkmış gibi sıcacık bir ev havasında ve canlı hissettirmesini istedik ki buraya girip burada kalmak isteyebilesiniz.”

Evet, gerçekten de öyle hissettiriyor ve kalmak istiyorsunuz.

Biz konuşurken Miraphora ve Eduardo 18 Kasım saat 12.01’de kapılarını açmaya hazırlanıyorlar. Tam gece yarısından sonra bina halka açılacak – filmin ülkede gece yarısı gösterime gireceği aynı zamanda – filmin orijinal senaryo kitabını da satın alabilecekler. Şu anda bodrum katındaki kapalı kutularda yatmakta olan o kitabın kapağı da MinaLima tarafından tasarlanmıştır.

Miraphora, “İnsanlar sosyal medyada kapağını gördü…” diyor. Ardından Eduardo ekliyor: “Ancak içerisinde görmedikleri pek çok küçük resimler mevcut. Amaç bu dönemi tasarımla buluşturmaktı.”

Miraphora: “Dövmelere esin kaynağı olacak güzel şeyler var!”

“Yani tüm bunlar gece yarısını bir dakika geçince satışa sunulacak. Ayrıca gece yarısından gece yarısına kadar yani 24 saat açık olacağız! Kim bilir gece saat 5’tee neler olacak?!” diye bahsediyor Eduardo.

Gece yarısı açılışı Harry Potter hayranlarının farkına varacağı tek şey değil. Aslına bakılırsa Miraphora ve Eduardo, Fantastik Canavarlar ve Harry Potter filmleri arasında köprü kuracak Paskalya yumurtalarından sorumlu kişiler.

Başlangıç olarak Divine Magic (Kutsal Büyü) adında parfümün 1920 baskısı mevcut ve Potter hayranları da bunu Melez Prens’ten (2009) kalma set dekorasyonundan hatırlayabilirler. Tina ve Queenie’nin apartmanında bir şişe Balkabağı Suyu bile mevcut.

“Sanki bir müşteri bize markanın ismini değiştirdiklerini söylüyor ama geçmişte oluyor bu. Geriye dönük tasarlıyoruz. Bunu hayranların samimiyetine borçluyuz gibi hissediyoruz,” diye anlatıyor Miraphora. “Bizler o filmlerde çalışan aynı kişileriz ve onlar da o filmleri izleyen aynı hayranlar. Birkaç şey katmanın sorumluluğumuz olduğunu hissettik… O parçacıkları yaratma gibi bir fırsatımız oluştuysa bu okuyucular için ufak bir hediye demektir.”

Onlarla ilgili sevdiğim bir nokta ise aralara kendilerinden gizler koymalarıdır. Mesela Eduardo bana eğer onun ailesini tanımış olsanız ve The New York Ghost (New York Hayaleti) veya Gelecek Postası’nın kopyalarına yakından bakarsanız onun eşinin, kız ve erkek kardeşinin, yeğeninin adlarını yazar künyesinin bulunduğu yerde fark edebilirsiniz. Tasarımcılar eğlenmek için birkaç manşet de atmışlar: “Zehirli Dokunakula Gecekondu Soygununda Hırsızı Tuzağa Düşürdü”; “Kızıl Saçlı Cadının Peşine Düşüldü”; “Charleston Tavuk Fabrikası’nda Septirilmiş Parmak Kaosu”.

MinaLima’yla ilgili en güzel şey de bu işte. Yani bariz ve oldukça şaşılacak yeteneklerinin yanında onlar bu dünyayla eğleniyorlar ve bu bulaşıcı bir şey.

Fleur Delacour’un Harika Bir Rol Model Olduğunun 12 Kanıtı

$
0
0

Hogwarts, günlük hayatımızda bizlere ilham veren kadınlar ile dolu. Fakat, kendinize zeki, cesur ve tarz sahibi bir rol model arıyorsanız,  Fleur Delacour’a bakmanız yeterli.

Beauxbatons Sihir Akademisi öğrencisi, Üçbüyücü Şampiyonu ve bizim favori cadılarımızdan biri!

1. Harika Görünüyor

Her şeyden önce, eşsiz. Daha önce hiçbir okul üniformasının ve bu kadar garip bir şapkanın, kimsede böylesine havalı durduğu görülmemiştir. Parıltılı gümüş rengi saçları ve büyüleyici gülümsemesi ile Fleur kesinlikle tarz sahibi. Yarı-Veela olmasından dolayı genleri onu tam bir afet olarak yaratmış. Ne zaman Fleur’u görse bayılacak gibi olan Ron’u kınamamak gerek. 

2. Ünlülere Taviz Vermiyor!

Belki de tüm dünya üzerinde en çok tanınan büyücü olan Harry’nin ismi Ateş Kadehi’nden çıktığı zaman yaşananları Ateş Kadehi kitabından hatırlayalım;

“Madam Maxime!” dedi Fleur hemen, müdürünün yanına giderek. “Bu küüçük çocuk da ya’ışmaya katılcak diyo’lar!”

– Harry Potter ve Ateş Kadehi

3. Gerçek Bir Ejderhayı Yeniyor!

Üçbüyücü Turnuvası sırasında, Fleur bir Gal Yeşili çekmişti. Ejderha üzerinde bir uyuma transı kullanan Fleur, ejderha uykuya daldığı zaman burnundan çıkan alevlerden son anda kurtularak altın yumurtayı ondan almayı başarıyordu.

4. Aklından Geçenleri İfade Edebiliyor

Daha önce tek kelime bile etmediği Ron, Fleur’u yeni yıl balosuna davet ettiğinde, Fleur hayır demek zorunda bile kalmadı. Cevabını yüzündeki ifadenin vermesine izin verdi. Bu çok güçlü ve hiç de saçma olmayan bir tavır.

5. Fleur ve Kız kardeşi: Ayrılmaz İkili

Üçbüyücü Turnuvası‘nın ikinci görevinde, Viktor ve Cedric’in kız arkadaşları kaçırılırken, Fleur’dan kaçırılan kişi ise küçük kız kardeşiydi. İşte ilham alınacak bir kardeşlik bağı.

6. Harika Olduğu Kadar Alçak Gönüllü

Üçbüyücü Turnuvası‘nda, ikinci görev sonunda puanlar açıklandığı sırada, Fluer boğuk bir sesle, “Sıfığ hak ettim,” diyordu. Harika ve büyüleyici olduğu kadar alçak gönüllü.

7. Ne İstediğini Bilir

Fleur ve Bill Weasley. Kim Gringotts’ta lanet kırıcı olarak çalışan biriyle birlikte olmaz istemez ki? Ne istediğini bilen bir kadın olmasının yanında, nasıl elde edeceğini de biliyor. Harry’nin Hogwarts’taki dördüncü yılının sonunda gözlerini Bill’e diken Fleur’un tek yapması gereken, İngilizcesini geliştirebileceği bir iş bulmaktı ve sonuç; iki yıl içerisinde evlendiler.

8. Tamamen Aşık

Her şey bir yana, Fleur, Bill’e sonuna kadar aşık. İkisinin birlikte olduğu her an bunun bir kanıtı; o kadar mutlular ki, onlar kadar olamayacağınız için onları kıskanmanız çok kolay.

9. Fikirlerini Söylemekten Korkmuyor

Çoğu kadın müstakbel kayınvalidesine cevap vermekten korkar, Fleur hariç. Molly Weasley tüm ailesini Celestina Warbeck’i dinlemeye zorlarken, Arthur Weasley ise Fleur’un şarkıcı hakkındaki düşüncelerini söylemesini engellemek için hızlı davranmaya çalışmıştı. Melez Prens’ten hatırlayalım;

“Fleur yüksek sesle “Bitti mi?” dedi. “Tanrıya şükürler olzun, ne korgunç bi -”

“Bir gece içkisi alalım mı?” diye sıçrayıp ayağa kalkarken Mr. Weasley yüksek sesle sordu. “Kim yumurtalı punç ister?”

– Harry Potter ve Melez Prens

10. Son Derece Sadık

Bill, Fenrir Greyback tarafından yaralandığı zaman, Molly bu durumun Fleur ve Bill’in evlilik planlarına sekte vuracağını düşünmüştü. Ancak, Fleur ani ve sert bir şekilde çıkışmıştı. Yara izinin Bill’in kahramanlığının bir işareti olduğunu ve ikisinin geleceğine hiçbir şeyin mani olamayacağını söylemişti. Bu açıklaması ile Molly’yi alt eden Fleur, gösterdiği özveri ve sadakat ile bizim gönlümüzü tekrar kazanmıştı.

11. Her Olayın İyi Taraflarını Görmekte Uzman

Fenrir Greyback tarafından saldırıya uğrayan Bill’de ki beklenmedik değişim ise, et yemeklerine daha düşkün olmasıydı. Bu durumu kendi lehine çevirirken, İngilizleri de ufaktan iğnelemekten geri kalmıyordu.

“… Benimle evleneceği için çok şanzlıyım” dedi Fleur mutluca, Bill’in yastığını düzleştiriyordu, “çünkü İngilizler etlerini daha uzun pişirir, bunu her zaman söylemişimdir.”

– Harry Potter ve Melez Prens

12. Evine Hayranız ve Acayip Kıskanıyoruz

Denizkabuğu Kulübesi yeni evli çift için mükümmel bir yer ve gerçekten çok kıskanıyoruz.

Bill’den önce, başka bir Weasley’nin baloya davet ettiği, güzelliği ile herkesi büyüleyen, akıllı, cesur ve gerçekten sadık bir karakter olan Fleur Delacour’u tekrar hatırladık. Sizin aklınızda kalan neler var? Rowling’in yarattığı bu büyülü evrendeki sıra dışı kadınlardan olan Fleur’u, siz nasıl tanımlarsınız?

Bizimle paylaşın!

* J.K. Rowling’in kaleminden Beauxbatons Sihir Akademisi hakkında her şey!

Harry Potter ve Lanetli Çocuk 2018’de Broadway’de Sahnelenecek Gibi!

$
0
0

Harry Potter ve Lanetli Çocuk. Yıllar süren özlemden sonra tiyatro oyunu olarak karşımıza çıkan ve kimi çevrelerce sekizinci hikaye olarak adlandırılan eser, Londra’dan sonra ünlü Broadway’de sahne almaya hazırlanıyor!

Harry Potter ve Lanetli Çocuk, Londra’da sahne aldığı günden beri, hikayenin ve evrenin tüm sevenleri, oyunun ne zaman Broadway’de gösterime gireceği hakkında son derece heyecanlı bir bekleyiş içerisindeydi. Nihayet, oyunun geleceği hakkında bilgi edinebildik. MuggleNet‘in bu konudaki haberi şöyle:

Geçtiğimiz günlerde Pottermore, Lanetli Çocuk yapımcıları Sonia Friedman ve Colin Callender’ın, New York Lyric Sahnesi ile 2018’in ilkbahar döneminde gösterime girecek oyun için görüşmeye başladıklarını duyurdu.

Yapımcılar ile eylül ayında New York’a giden set tasarımcısı Christine Jones, oyun için uygun bir sahne arayışına girdi. Kısa zaman sonra, oyuna kadar tamamen yenilenmiş hale gelecek Lyric Sahnesi gözlerine çarptı. Yapımcılar sahne için şöyle konuştu;

“Yeniden tasarlanmış Lyric sahnesi seçeneklerimizin arasına girdiği zaman; burada neler yapabileceğimizi ve oluşabilecek fırsatları düşündük. Yönetmenimiz John Tiffany ve tasarımcımız Christine’in de başında olacağı Lanetli Çocuk için özel dizayn edilecek tüm tiyatronun konseptine aşık olduk.

“Henüz plan aşamasında olsak bile projeye devam edeceğiz ve hayallerimizdeki sahnede olacağız ki bu tarz bir oyuna ev sahipliği yapmak için son derece özel bir yer. Londra’da yaptığımız işin ayak izlerini takip edebileceğiz ve düşük fiyatlı biletler sunmaya devam edeceğiz.”

Yapım ekibi özellikle hayranların tiyatroya girdiği ilk anda onları karşılayacak ve oyunun havasına sokacak geniş lobi hakkında son derece heyecanlı durumdalar.

Rowling, Jack Thorne ve John Tiffany bu konu üzerinde doğrudan yorum yapmasa da yapımcı Friedman, üçlünün konuya tamamen destek verdiklerini açıkladı;

“Çok ama çok mutlular. John işini çok titizlikle yapmak durumunda olacak ve Christine ile daha fazla vakit geçirecek. Öte yandan dizayn ekibinin kalanı, sahnenin görünüşü, estetiği ve tüm tiyatronun vereceği hissiyat üzerinde çalışıyor olacak. Jack tüm bunları sabırsızlıkla bekliyor ve Rowling, Broadway girişimini tamamen destekliyor. Üç J’de yine harika.”

Broadway haberi tüm sevenlerini heyecanlandırsa da (ki 2018 hala çok uzak geliyor) şunu hatırlamakta fayda var; Pottermore üzerinden yukarıda söylenenlerin dışında başka bir doğrulama yapılmadı.

Yakın zamanda Pottermore üzerinden haberleri duymaya kendimizi hazırlasak bile, son kontrat imzalanmadan oyunun suya düşme ihtimali de bulunuyor. Fakat, Lanetli Çocuk ekibinin, oyunu Broadway’e taşımak için son derece sıkı çalıştığından da eminiz ve o günü sabırsızlıkla bekliyoruz.

Broadway ışıklarının arasında çakan bir şimşek ve o tanıdığımız, bildiğimiz evrenin bir parçası. Hayali bile güzel. Oyunun Broadway de oynanması hakkında siz neler düşünüyorsunuz? Belki bir gün bu harika oyunu ülkemizde de izleme şansına sahip olabiliriz. Ne dersiniz?

Bu zamana kadar oyuna dair konuşulan her şey için buraya tıklayabilirsiniz!

Viewing all 1611 articles
Browse latest View live