Quantcast
Channel: Fantastik Canavarlar
Viewing all 1612 articles
Browse latest View live

Kulaktan Kulağa Dolaşan Salazar Slytherin Efsanesi

$
0
0

sirlar-odasi-hp2

Not: Bu sitedeki teorilerin hiçbiri tarafımızından ortaya atılmamış olup tek amacı eski günlerdeki gibi teorilerin tartışıldığı ve beyin fırtınası yapılan bir ortam oluşturmaktır. Saçma, mantıklı ya da J.K. Rowling tarafından onaylanıp onaylanmaması burada bir kıstas değildir.

Tumblr’da Salazar Slytherin, onun Muggle-karşıtı duruşu ve inşa ettiği Sırlar Odası’yla ilgili bir teori dönüyor. Bu teoride Sırlar Odası‘nın varlık sebebinin olası bir Muggle istilası durumuna karşı gizli bir sığınak olmasından tutun da, Slytherin’in yüz yıllar boyunca nasıl yanlış anlaşıldığı anlatılıyor.

Biz de tabii duramadık, neymiş bu teorinin perde arkası bir öğrenelim dedik!

Her şey Tumblr kullanıcısı magalet-301’in gönderisi ile başladı. İşte o olay gönderi:

dcd

“… şatoyu meraklı Muggle gözlerinden uzakta kurdular çünkü o çağ sihrin..” (gönderinin tamamı için tıklayınız)

Gönderide Salazar Slytherin‘in ırkçı biri olmasından ziyade onun büyücü toplumunun iyiliğini düşündüğü için böyle bir tutum sergilediğinden bahsediliyor.

Pottermore’un dediğine göre Slytherin’in Sırlar Odası‘nı inşa etmesindeki esas niyeti diğer kurucuların onaylamadığı ve muhtemelen Kara Büyü içeren büyüleri öğrencilere öğretmekti:

“Kesin olan şeyse, Sytherin diğer üç kurucu tarafından okuldan uzaklaştırıldığı için içerisinde yalnızca kendisinin -ya da kendi soyundan birinin- kontrol edebileceği bir canavara gizli bir sığınak inşa etmeye karar verdi: Bir Basilisk. Dahası, Oda’ya yalnızca bir Çatalağız girebilirdi. Biliyordu ki bu diğer kurucuları ve bina üyelerini uzak tutacaktı.”

E iyi de, madem niyetin insanları gizli sınıfından uzak tutmak, neden sadece kendinin ya da soyundan birinin kontrol edebileceği baş belası devasa bir canavarı oraya bırakıyorsun ki? Yalnızca Çatalağız olanların açabileceği gizli kapılar ya da geçitler neyine yetmiyordu? Eğer bunun sebebi insanları hakikaten de Oda’dan uzak tutmaksa, gencecik dimağların olduğu bir okulun bodrum katına ölümcül bir canavar koymak epey fütursuzca bir davranış.

Kitaplarda ve Pottermore’da Slytherin’in Oda’yı inşa edip Basilisk’i koyduğu gerçeği dışında herhangi bir bilgi mevcut değil. Slytherin’in Basilisk’i bırakmasındaki esas niyetin okulu Muggle-doğumlulardan uzaklaştırmak olup olmadığını aslen bilemiyoruz ancak Oda’nın bir ‘panik odası’ olması ya da olası bir “Muggle ordusu saldırısı esansında şatoyu koruyacak olması” fikri spekülasyondan başka bir şey değil. En kötü ihtimalle, Slytherin Muggle düşmanı yobazın tekiydi ve en masumane ihtimalle sorumsuz ancak esasında iyi niyetli bir adamcağızdı.

Ancak Slytherin’in gerçek niyeti okulu Muggle-doğumlulardan temizlemek olsa bile buna hemen atlayıp adama şeytan yaftası yapıştırmamak lazım. Slytherin safkan takıntısında bir öncü olabilir ama böyle olmasının sebebini de irdelemek gerek. Belki de Hogwarts öğrencilerine karşı olan Muggle tehdidinin farkında olacak kadar öngörülüydü. Mugglelar’ın vakti zamanında büyücü topluluğuna yaptıklarından dolayı oldukça korktuğundan dolayı tüm Mugglelar’a ve dolaylı olarak Muggle-doğumlulara karşı olan algısı oldukça… çarpıklaşmış olabilir.

sirlar-odasi-girisi

Belki de sadece okulu, öngördüğü ciddi bir tehlikeden korumaya çalışmıştır ancak bu bir grup insanı topyekun aynı kefeye koymayı ve onları öldürmeye çalışmayı kesinlikle masum gösteremez. İnsanlar hatalar -büyük hatalar- yapabilir ancak yine de  daha iyi şeyler için mücadele etmeye devam edebilirler.

Bir de işin şöyle bir boyutu da var: Hani küçükken kulaktan kulağa oynardık da ilk cümleyle son cümle arasında kocamaaan bir fark olurdu ya, şimdi bir düşünün ki koskoca bin yıllık bir zaman diliminde bu kadar büyük bir efsane hem Salazar Slytherin hem de onun binasına seçilen öğrenciler hakkında yanlış anlaşılmalara sebebiyet verecek ölçüde nasıl değişmiştir kim bilir. Ayrıca Slytherin’de olmayıp kötü yola düşen cadı ya da büyücü yok demek alenen yalan söylemek olurdu şimdi.

Şunu da unutmamak lazım, zamanın en büyük dört büyücüsünün her birinin, sihirsel eğitimde dünya lideri olan bir okulu kurmada çok önemli rolleri olmuştu. Bin sene evvel bir cadılık ve büyücülük okulu kurmak yürek, genç dimağları eğitmek bilgelik ve şatoyu olası tehlikelere karşı korumak oldukça ihtiyat arz eden bir işti. Üç iyi insanın gönüllü olarak kötü bir adamla beraber iş yaptığını düşünmek, tüm Slytherinler’in kötü, ırkçı ya da elitist olduğunu düşünmek kadar akıl almaz bir şey.

"Ya Slytherin'e seçilirsem?" "-o zaman Slytherin Binası muhteşem bir büyücü kazanmış olur."

“Ya Slytherin’e seçilirsem?” “- O zaman Slytherin Binası muhteşem bir büyücü kazanmış olur.”

Peki sizce Salazar Slytherin‘in esas niyeti neydi? Yukarıda bahsedilenler dışında bir fikriniz var mı? Bizimle paylaşmaktan çekinmeyin!


J.K. Rowling’in “Hayalet Hikayeler” Olarak Tanımladığı Bucaksız Diyar

$
0
0

rowling-fc-potter

J.K. Rowling‘in Pottermore‘da yayınladığı bu kısa ama değerli yazıda, yarattığı eşsiz Potter diyarının bu kadar derin olmasının sırrını öğreniyoruz! Gelin, en kenarda kalmış karakterin bile sayfalarca hikâyesini karalayan Rowling’in bunu yapmasının ardındaki nedenleri, kendisinden dinleyelim!

Bu ölülerin hikâyesiyle hiçbir bağlantısı olmayan kişisel bir ifadedir.

Harry Potter kitaplarını (Çağlar Boyu Quidditch, Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar? ve Ozan Beedle’ın Hikayeleri hariç) planlayıp yazdığım on yedi sene boyunca o güne dek kitaplarda hiç bahsedilmemiş bir büyülü dünya hakkında geniş kapsamlı bir bilgi yığını oluşturdum. Bu şeyleri biliyor olmayı seviyordum (ki bu dışarı aktarmak için kendime engel olamadığım hayal gücüm göz önünde bulundurulunca bir şanstı) ve genelde yarattığım bu zemin sayesinde herhangi bir detaya ihtiyacım olduğunda hepsi çoktan elimin altında hazır bulunuyordu.

Ayrıca kendimi gerekli şeyler için gereksiz olan ikincil (hatta üçüncül) karakterler için hikâye geliştirirken buldum. Daha büyük bir hikâye için feda edilmek zorunda kalan çok daha önemli karakterlerin hikâyeleri daha fazla yürek burkuyordu. Manen ‘hayalet hikâyeler’ olarak adlandırdığım tüm bunlar, bazen bana son çekimler kadar gerçek görünen söylenmemiş tüm hikâyeler için özel ifademdir.  Zaman zaman okuyucular ile söyleşiler yapıyorum ve hayalet hikâyelerin bir kısmından bahsediyorum; bir an için kendilerine acaba bir yerde yanlışlıkla yirmi sayfa falan atlayıp atlamadıklarını sorarlarken yüzlerinde dehşetli bakışlar oluşuyor. Bu şekilde istemeden de olsa hazırlıksız yakaladığım herkesten özür diliyorum; asıl problem tüm bunların gerçek anlamda benim kafamda olması.

HarryRonAndHermioneAboutDeathlyHallows_Moment

Severus Snape ve Darth Vader’ın Bir Elmanın İki Yarısı Olduğunu Gösteren 9 İşaret

$
0
0

darth-vader-severus-snape

Star Wars serisinin Darth Vader‘ı oldukça bilindik bir karakter ama hakkında henüz fark edilmemiş olan bir gerçek var ki o da Severus Snape‘e olan benzerliği!

Çeşitli yönleriyle ve kendi hikayelerindeki rolleriyle birbirlerine oldukça benzeyen bu iki karakterin benzer özelliklerini MuggleNet bir liste haline getirmiş. Hep birlikte göz atalım!

1- Çift Taraflı Ajanlar

Hepimizin de bildiği gibi Snape, Voldemort’un en sadık destekçilerinden bir olarak görünmesine rağmen aslında Dumbledore‘a sonuna kadar sadıktı. Severus ilk olarak Voldemort’un destekçisiydi ancak hayatının aşkı Lily, Voldemort tarafından öldürüldükten sonra kendini tamamen Harry’yi korumaya adadı ve Dumbledore’a son nefesine kadar sadıktı.

Darth ise ışığın tarafında bir Jedi olarak hikayeye başlar onun da büyük bir aşkı vardır, Padme. Padme’nin hayatı tehlikeye girince Anakin (Darth), sevdiği kadının hayatını kurtarmak için karanlık tarafa geçer ve hayatının son anlarına kadar da bu şekilde kalır.

darth vader anakin

Bu durum için Snape ve Darth Vader’in birbirlerinin yansıması olduklarını söyleyebiliriz.

2- Ölümü Durdurmak

Harry‘nin ilk İksir dersinde Snape sınıfa onlara ölümü nasıl durdurabileceklerini öğretebileceğini söylüyor ve Melez Prens‘te de Dumbledore’un elinden yayılan laneti durdurmak için bu iksiri kullanıyor. Ancak ölümü durdurmak için ilk çabası maalesef ki hüsranla sonuçlandı. Hayatında en çok değer verdiği kişi olan Lily’yi kurtarmak için elinden geleni ardına koymadı hatta Dumbledore’a yardımı için yalvardı ve bunun için Voldemort’un tarafından onun tarafına geçebileceğini söyledi. Severus iyi tarafa geçti ancak bu çabası Lily’yi kurtarmaya yetmedi ve Lord Voldemort yine de onu öldürdü.

Snape always

Anakin ise Sith Lord’un tavsiyeleri üzerine aşık olduğu Padme’nin hayatını kurtarmak için karanlık tarafa geçer. Ancak onun da çabaları sonuçsuz kalır ve buna rağmen sevdiği kadın hayatını kaybeder.

3- Oldukça Yetenekliler

Snape iksir yapımında oldukça yetenekli bir büyücü. İnsanları tedavi etmek ve kurtarmak da cabası. Remus Lupin örneğinde olduğu gibi, Snape, yapması oldukça zor ve karışık olan bir iksir yaparak dönüşüm gecelerini bu zavallı kurt adam için daha dayanılır bir hale getiriyor.

Anakin Skywalker ise el becerileri konusunda oldukça yetenekliydi ve Jedi arkadaşları içerisinde kesinlikle yetenekleriyle göze çarpıyordu.

4- Zihinefend/Zihinbend ve Jedi Akıl Oyunları

Harry’ye Zihinbend öğretmesi için Dumbledore tarafından seçilen öğretmen… Bu kesinlikle tesadüf değil. Snape, Zihinefend konusunda oldukça yetenekli bir büyücü olan Voldemort’u kendi tarafında olduğuna inandırmayı başardı. Bunun için hem Voldemort’u kendi zihninden uzak tutmalıydı hem de Voldemort’un aklına Snape hakkında şüphe getirecek düşünceleri uzak tutmalıydı. Bu da demek oluyor ki Snape, hem Zihinefend hem de Zihinbend konusunda oldukça başarılı bir büyücüydü.

Snape zihinbend

Jedi’lar ise akıl oyunlarını insanların düşüncelerini etkilemek için kullanırlar ve Anakin bu konuda belki de gelmiş geçmiş en yetenekli Jedi’lardan birisi olabilir. Ayrıca bu tarz akıl oyunlarında başarılı birisi olmak için zihninizin oldukça kuvvetli ve kararlı olması gerekir.

5- Olmak İstenilen Başka Pozisyonlar

Severus Snape’in Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Profesörü olmak istediği her zaman açıktı. Çoğu zaman bu konuda kendisinden daha az yetenekli olan büyücüler bu işi yaptı hatta bir sene boyunca düşmanlarından biri, Remus Lupin, de bu işi yaptı ama Harry’nin 6. yılına kadar Snape’e bir türlü sıra gelmedi.

Anakin ise hep Obi-Wan’ın padawanı olmaktan bıkmış durumdaydı ve daha yüksek bir yerde olmak istiyordu ve Jedi Konseyi bunu engellediği için onlara oldukça kızgındı.

6- Lordlar

Snape, bir zamanlar normal bir insan görünümüne sahip olan ama daha sonradan yılanımsı bir görünüme bürünen Lord Voldemort‘un destekçisiydi.

Darth Vader ise aynı şekilde daha önceden bir insana benzeyen ama sonradan yüzü erimiş gibi görünün Darth Sidious‘a hizmet ediyordu.

Tabii bu iki lordun sevgi eksikliği, insanların harcanabilirliğine inanma ve ölümü fethetme istekleri gibi daha çok ortak yönleri de vardı.

7- Işığın Liderlerinin İnancı

Her şeye rağmen Dumbledore Snape’e, Yoda ise Anakin’e inandı. Ancak Dumbledore daha şanslıydı.

8- Sevgi Kötülüğün Üstesinden Geldi

Snape‘in Lily’ye olan aşkı ve onun oğlunu korumak için yaptığı iyilikler onu derinden değiştirdi ve bir kahraman olarak öldü.

Snape death

Darth Vader ise son anlarında Padme’den olan oğlu Luke’u kurtarmak için Sidious’a sırtını döndü.

darthvader father

9- Siyah Giyen Adamlar

Darth Vader‘ın kıyafetlerinin metal olması gerçeği dışında Severus Snape ile moda anlayışları oldukça benziyordu ve iki karakterde neredeyse sadece siyah giydi.

Tüm bunlara siz ne dersiniz? Gerçekten de ortada bir benzerliğin olduğunu söylemek mümkün mü? Görüşlerinizi bizimle paylaşın!

Harry Potter GO’nun 2017 Yılında Çıkacağı Doğrulandı!

$
0
0

harry-potter-go

Sizler için daha önceden hayranların hazırladığı ve muhtemel bir Harry Potter GO oyunu haberi paylaşmıştık. Öncesinde de şu haberle detaylarına bakmıştık. Ve sonunda, Niantic o güzel haberi duyurdu; bütün Harry Potter ve Pokemon GO hayranları için mükemmel bir haber! Niantic en çok beklenen büyücülük oyunu ‘Harry Potter GO’ üzerinde çalıştıklarını ve 2017’de çıkarmayı planladıklarını doğruladı.

Harry Potter GO yolda fakat…

Harry Potter GO oyunu, başarıyı yakalayan Pokemon GO üzerine planlandı. Game N Guide sitesine göre, Niantic’in baş oyun geliştiricisi Marcus Figueroa muhtemel Harry Potter GO oyununun haklarını aldığını doğruladı. Marcus oyunun konseptinin belirlenmesi sürecinin devam ettiğini fakat farklı bir isim düşünüldüğünü söyledi: Cadılık ve büyücülük dünyasında geçecek olan Maguss. Yine de, takım oynanışa uygun başka bir isim daha aradığından Maguss nihai isim olarak düşünülmemeli.

‘Harry Potter GO’, ‘Pokemon GO’ya rakip mi olacak?

Marcus, Harry Poter Go’nun Pokemon GO’ya rakip olmayacağını hayranlara açık bir şekilde belirtti. Maguss işlevsel maddi bir asaya sahip olacak ve asıl amaç yaratıkları yakalamak olacak. Ayrıca, oyun J.K. Rowling’in romanlarından özel eşsiz öğelere de yer verecek.

Cinema Blend’e göre bu oyunun amacı popüler Pokemon GO ile yarışmak değil, Harry Potter hayranlarının – kitap ya da film – ilgisini çekmek. Bu ayrıca Potter hayranı olmayanların da ilgisini çekecek çünkü kitapları okumadan ya da filmleri izlemeden bile Harry Potter dünyasını keşfetme şansını sunacak.

Finansal açıdan, Potter fanları büyük gruplarca oyuna geleceğinden Niantic’in gelirleri için bir avantaj – Niantic’in yararlanması için mükemmel bir fırsat.

Henüz Rowling kanalından bir açıklama gelmemiş olması bizleri çelişkiye düşürse de, ortalıktaki haberlerin büyük çoğunluğunun bu yönde olduğu da bir gerçek.

Şu an için, oyunun detayları gizli tutuluyor. Fakat yaratıcı zekaya sahip Harry Potter hayranları -ki önemli bir kısmı birer Pokemon GO bağımlısı- taslak bir video hazırlamış ve Harry Potter GO’da arzuladıklarını görsele dökmüş. Videoyu aşağıdan tekrar izleyebilirsiniz.

Haftanın Büyüsü: Expelliarmus

$
0
0

expelliarmus-harry-potter-fc

Haftanın Büyüsü köşemizin bu haftaki konusu belki de hepimizin en çok duyduğu büyülerden biri. Harry Potter bu büyüyü o kadar çok yaptı ki “büyü” kelimesini duyduğumuzda çoğumuzun aklına bu geliyor. Tabii ki bu durumdan hiçbirimiz şikayetçi değiliz! Haydi o zaman, bu hep duyduğumuz Expelliarmus büyüsünün detaylarını hep beraber inceleyelim. Yalnız dikkat edin, elinizde ne varsa her an uçabilir!

Silahsızlandırma Büyüsü olarak da bilinen Expelliarmus, kurbanı o anda elinde ne varsa bırakmaya zorlayan bir savunma büyüsüdür. Düellolarda, karşı tarafın asasını kaybetmesini sağlamak için sıklıkla kullanılır.

Expelliarmus büyüsünü hepimiz aslında Harry Potter’ın imzası haline gelen bir büyü olarak hatırlıyoruz. En önemli kullanımlarından biri ise Hogwarts Savaşı sırasında Lord Voldemort’un Avada Kedavra büyüsünün geri tepmesine yol açıp Karanlık Lord’u öldürmesi idi.

1997’de Remus Lupin Harry’ye Ölüm Yiyenlerin kendisinin imza büyüsünün Expelliarmus olduğunu bildiklerini söylemişti ve bunun olmasına izin vermemesini tavsiye etmişti. Buna karşın Harry bu büyüyü kullanmaya devam etti ve sonunda Harry’yi Voldemort’a karşı zafere götüren büyü bu oldu.

“Expelliarmus yararlı bir büyü, Harry, ama Ölüm Yiyenler onun senin damgan olduğunu düşünüyor ve rica ediyorum, o hale gelmesine izin verme!”

– Harry Potter ve Ölüm Yadigarları

Silahsızlandırma Büyüsü her zaman kırmızı bir ışık şeklinde görünür, büyünün ne olduğu da etkisi görünmeden önce ışığından bile anlaşılabilir. Ancak bu kırmızı ışığın yoğunluğu büyünün yapılma kuvvetine göre değişebilir. Zayıf veya orta bir şekilde yapıldıysa ufak beyaz bir ışık şeklinde görünür, kuvvetli yapıldığında ise parlak kırmızı bir ışık olarak ortaya çıkar.

Expelliarmus büyüsünün en önemli etkilerinden bir diğeri ise aynı hedefe birden fazla büyü kullanılırsa hedef hem silahsızlandırılır hem de geriye doğru havaya uçar. Bu etkisini Harry, Ron ve Hermione Bağıran Baraka’da Severus Snape’e aynı anda Expelliarmus büyüsünü yaptığında görmüştük.

Eğer aynı özü paylaşan iki asa birbirlerine karşı kullanılırsa bu durumun etkisine büyülü bir bağlantı olan Priori Incantatem adı verilir. Harry Potter ve Voldemort arasında Priori Incantatem oluştuğunda Lord Voldemort Avada Kedavra lanetini kullanırken Harry, çok daha zayıf bir büyü olan Expelliarmus büyüsünü kullanıyordu.

avada kedavra vs expelliarmus

“Avada Kedavra!”

“Expelliarmus!”

Gümbürtü, top patlaması gibiydi ve aralarında, çizdikleri dairenin tam ortasından fışkıran altın alevler, büyülerin çarpıştığı noktayı işaretledi. Harry Voldemort’un yeşil ışığının kendi büyüsüyle buluşmasını gördü, Mürver Asa’nın gündoğumunun önünde bir karaltı halinde yükseğe uçtuğunu, sihirli tavanın altında Nagini’nin başı gibi dönerek yükseldiğini, öldüremeyeceği efendiye doğru havada fırıl fırıl döndüğünü gördü.

– Harry Potter ve Ölüm Yadigarları

En çok şahit olduğumuz büyülerden biri olan Expelliarmus’u hangi büyücüler ne zaman kullandı merak ediyor musunuz? Hemen bunları da sizlerle paylaşıyoruz!

  • 1976 yılının Haziran ayında James Potter Severus Snape’e kabadayılık taslarken onun üzerinde bu büyüyü kullanmıştı.
  • Albus Dumbledore – ne zaman kullandığı tam olarak bilinmese de – Severus Snape’i silahsızlandırmak için bu büyüyü kullanmıştı.
  • Draco Malfoy, 30 Haziran 1997 tarihinde Astronomi Kulesi Savaşı’nda Snape ve diğer Ölüm Yiyenlerle kaçmadan önce Albus Dumbledore’u silahsızlandırmak için Expelliarmus’u kullanmıştı
  • Fred ve George Weasley, 1993 yılının Haziran ayında dördüncü yıllarının sonunda Harry, Hermione ve Ron ile yaz tatili başlamadan bu büyüyü kullanarak pratik yapmıştı.
  • Severus Snape, 1992 yılında Düello Kulübünde bu büyüyü öğretmişti. Aynı zamanda 1994’te Bağıran Baraka’da Sirius Black’i silahsızlandırmak için Expelliarmus’u kullanmıştı.

İkisi de asalarını havaya ve omuzlarından arkaya salladılar. Snape, “Expelliarmus!” diye bağırdı. Göz kamaştırıcı bir kırmızı ışık patladı ve Lockhart havaya fırladı, geriye doğru uçarak sahneden uzaklaştı, duvara çarptı ve kayarak yere yayılıp kaldı.

– Harry Potter ve Sırlar Odası

  • Neville Longbottom 1996 yılının Haziran ayında Esrar Dairesi Savaşı sırasında bir Ölüm Yiyeni silahsızlandırmak için Expelliarmus’u kullanmış, ancak yanlışlıkla aynı zamanda Harry’yi de silahsızlandırmıştır.
  • Ron Weasley 1994’te Bağıran Baraka’da Severus Snape’i silahsızlandırmak için bu büyüyü kullanmıştı. Ayrıca 1998 yılının Mart ayında Malfoy Malikanesinde Bellatrix Lestrange’i bu büyüyü kullanarak silahsızlandırmıştı.

“Ve sanırım,” dedi Bellatrix’in sesi, “Bulanık’tan kurtulabiliriz. Greyback, istiyorsan al onu.”

“HAAAYIIIIIIR!”

Ron salona dalmıştı; Bellatrix şok içinde dönüp baktı, sonra da asasını Ron’a çevirdi –

“Expelliarmus!” diye kükredi Ron, Kılkuyruk’un asasını Bellatrix’e doğrultarak. Bellatrix’in asası havaya uçtu, Ron’un arkasından hızla içeri girmiş olan Harry tarafından yakalandı.

– Harry Potter ve Ölüm Yadigarları

Çizim: ThatSummersGuy

Çizim: ThatSummersGuy

  • Hermione Granger da bu büyüyü 1994’te Severus Snape’e karşı Bağıran Baraka’da kullananlar arasındaydı. 1997 yılının Ağustos ayında Hortkuluk arayışları sırasında Mundungus Fletcher’ı silahsızlandırmak için de bu büyüyü kullanmıştı.

Mundungus zorlukla ayağa kalkıp asasını çekti; ancak Hermione onun için fazla hızlıydı.

“Expelliarmus!”

Mundungus’un asası havaya fırladı ve Hermione onu yakaladı. Gözlerinden paniği okunan Mundungus, merdivene hamle etti: Ron bir ragbi oyuncusu gibi üzerine atladı ve Mundungus tok bir çatırtı ile taş zemine çarptı.

– Harry Potter ve Ölüm Yadigarları

  • Harry Potter bu büyüyü tüm seride en çok kullanan kişi tabii ki. 1993’te Malfoy’dan Tom Riddle’ın Güncesini almak için kullanmasıyla başlayabiliriz. Okuldaki üçüncü yılında ise Hermione ve Ron ile birlikte Bağıran Baraka’da bu büyüyü Snape’e karşı kullanmıştı. 1995’te Lord Voldemort ile düello yaparken de bu büyüyü kullanmıştı ve bir Priori Incantatem’e neden olmuştu. 1995’in Ekim ayında Dumbledore’un Ordusu’ndaki arkadaşlarına bu büyüyü öğretmişti, ve hepsini ikili ikili eşleştirip pratik yapmalarını söylemişti. 1996 yılına gelirsek de Esrar Dairesi Savaşı sırasında Lucius Malfoy üzerinde bu büyüyü kullanmıştı. 1997 yılında 27 Temmuz’da Yedi Potter Savaşı’nda da Stan Shunpike’a karşı Expelliarmus yapmıştı. 1998 yılında İhtiyaç Odası’nda Goyle da Harry’nin imza büyüsünün kurbanlarından biriydi. Yine aynı yıl Hogwarts Savaşı’nda Voldemort’un Avada Kedavra büyüsüne karşı Expelliarmus’u kullanmıştı

“Expelliarmus!” diye bağırdı – ancak bağıran bir tek o değildi. Çıkan gümbürtü, kapıyı menteşelerinden salladı; Snape havaya fırlayıp duvara yapıştı ve yere kadar kaydı, saçının altından kan süzülüyordu. Baygın düşmüştü.

Harry dönüp etrafına baktı. Ron da Hermione de onunla aynı anda Snape’i silahsız hale getirmeye çalışmıştı. Snape’in asası epey yükselip yatağa, Crookshanks’in yanına düştü.

– Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

Tarihi

Expelliarmus büyüsünü kimin icat ettiği tam olarak bilinmemektedir. Bazı büyü tarihçileri, bu büyünün bizzat Merlin tarafından icat edildiğini söylese de bazı insanlar da bu büyünün ilk kez kullanılmasının Madagaskar’da 11. yüzyılda gerçekleştirdiğini iddia etmektedir. Bunlar doğru olsa bile, bilinen bir gerçek vardır, o da bu büyünün 1379’da Elizabeth Smudgling tarafından bir düelloda kullanılana kadar bilinen bir büyü olmamasıdır. Miranda Goshawk’a göre de büyüyü asıl icat eden kişi büyük ihtimalle Elizabeth Smudgling’dir.

Etimoloji

İngilizcede “expel” kelimesi “defetmek” anlamına gelmektedir. “Armus” kelimesi ise Latincede “arma” kelimesinin ek almış hali olan “armis” kelimesinden gelmektedir ve “kollardan” anlamına gelir. Böylece, bir bütün olarak “expelliarmus” büyüsünün anlamı da “kollardan defetmek” olmaktadır.

Bu haftaki köşemizin de sonuna geldik. Umarız Expelliarmus büyüsünün detaylarını anlatan bu yazımızı beğenmişsinizdir! Sizin bildiğiniz başka detaylar var mı? Haftaya hangi büyüyü Haftanın Büyüsü köşesinde görmek istesiniz? Yorumlarınızı bizlerle paylaşmayı unutmayın!

expelliarmus_by_kidchewy

“Potter” vs ”Buffy” Seçilmiş Kişilerin Çatışması

$
0
0

harry buffy

Mugglenet sitesinden Melissa tarafından kaleme alınan yazıda zamanında 7 sezon süren ve severek izlediğimiz Buffy the Vampire Slayer dizisi ve Harry Potter arasındaki benzerlikler listelenmiş. Bizler de bu listeyi sizler için derledik!

Neredeyse Harry Potter gibi sık sık tekrarını izlediğim bir şey varsa, o da Vampir Avcısı Buffy’dir (Buffy the Vampire Slayer). Fazlasıyla hareketli, etkileyici bir öykü ve Spike. Oh, Spike *öhöm*. Evet, seriyi tekrardan izliyordum ve Harry Potter serisiyle karakter ve konu bakımından bazı benzerlikler fark ettim. Şöyle ki; kötü karakteri yenmek için insanlığın son umudu olan, birbirinden farklı karakterlerden oluşan arkadaş grubunun sürekli desteklediği, üçlünün lideri; seçilmiş kişi! Tanıdık geliyor. Haydi arkadaşlık gününün onuruna, Hogwarts‘ın kankalarıyla Sunnydale‘in ahbaplarını kıyas edelim.

Seçilmiş Kişi

Tabii ki de bu karşılaştırmada Buffy, Harry oluyor. Sadece ana karakter oldukları için değil, kişilikleri ve temsil ettikleri değerler sebebiyle de… İkisi de cesur ancak özgüven eksikliği olan, normallikten uzak ve ait oldukları dünyanın kurtarıcısı olma görevi yüklenmiş kişiler. Elbette işin içinde fazlasıyla endişe, büyüme ve ağır küstahlık da var. Seçilmiş kişi olsalar da, ikisi de arkadaşları ve mütteffikleri tarafından destekleniyor.

Üstün Yetenekli Beyin

İlginç şekilde, Willow ve Hermione sadece kahramanın iki en iyi arkadaşından kadın olanlar değil, aynı zamanda çok genç ve yetenekli cadılar. Yine sadece kahramanın diğer erkek arkadaşından hoşlanmıyorlar, ayrıca evhamlı, acayip ve ukala tipler. Neyse ki, iki kız da, bazen birazcık korkunç da olabilen, güçlü kadınlara dönüşüyor. Dark Willow korkutucuydu ama dark Hermione’yi hayal edebiliyor musunuz!?

Güldürü Unsuru

Xander ve Ron gerçekten yeterince taktir edilmeyen karakterler. Saygıdeğer üçlünün en az ”göze çarpan”ı, kötüler ve yandaşları tarafından çantada keklik olarak görülen oğlanlar. Dışarıdan çok önemli görünmeseler bile onların sadakatleri, alayları ve güldüren mizaçları arkadaşlarının en zor anlarında büyük bir moral desteği sağlıyor. Ayrıca çok saf ve kocaman kalplere sahipler. Düşündüğünüz zaman, kimse, özel bir yeteneği ya da gücü olmayan ancak kendisinden daha güçlü olanların hemen yanıbaşında savaşan birinden daha çok cesarete sahip olamaz herhalde.

Diğer Seçilmiş?

Faith ve Neville arasında acayip bir benzerlik olduğu gerçeğine kısaca değinebilir miyim? Neville’in delirdiğini ve masum insanları öldürdüğünü düşünemiyorum ancak gerçek şu ki ikisi de herşeyi eline yüzüne bulaştıran, ikisi de seçilmiş kişinin yerini alabilecek ve ikisi de hikayenin sonunda muhteşem bir zafer pırıltısıyla karşımıza çıkan karakterler.

Tövbekar Kötü Çocuk

Spike ve Draco! İkisi de sarışın, İngiliz ve kötü olan bu çocuklar kahramanlarımızın daha ilk günden başının belası oluyor ancak sonunda karanlık taraftan ayrılıyor. Spike dünyayı kurtarıyor, Draco ise dünyayı kurtaran Harry’yi kurtarıyor. Nereden bakarsanız bakın, kendi dünyalarında benzer rolleri var. Küçük bir ricam olacak, lütfen artık hayran hikayelerinde sıkça rastladığımız şu Spuffy (Spike-Buffy) yada Drarry (Draco-Harry) ilişkisinden bahsetmeyin. Hele ki Drarry’den asla söz etmeyin! (bizce de)

Bilge Yaşlı

Giles ve Dumbledore ilk bakışta vakur, katı ve fazlasıyla bilge görünen ancak sonradan karanlık ve zaman zaman şiddetli geçmişlerini öğrendiğimiz yaşlı adamlar. İkisi de kahramanlarımız için baba figürü olsa da aslında onları kesilecek birer domuz gibi semirtiyorlar. Gizli saklı yöntemleri tansiyonu fazladan yükseltse de sonunda asla başarısız olmuyorlar.

Masum Savaşçı

Bu konuda bana karşı acımazsız olmayın ama Dawn ve Dobby‘nin çabalarında benzerlikler olduğunu düşünmeden duramıyorum. Şöyle ki, kahraman tarafından, en nihayetinde özgür bırakılana kadar ikisi de bir şekilde kahramanın hayatında ortaya çıkıyor ve onu bir sürü belanın içine çekiyor. Acaba bu fazla mı zorlama?

Uzun, Karanlık, Düşünceli

Snape ve Angel. İki adam da sevdiklerini uzaktan izlemek zorunda kalmış, ikisi de sessiz, düşünceli ve ikisi de kendilerine özgü bir şekilde korkutucu. Tamam, burada özellikle Angel‘ın nasıl da hep kara kara düşünen bir karakter olduğunu vurgulamak istedim.

Biz Buffy DVD’lerimizi tekrar izlemeye başlarken sözü size bırakıyoruz, ne dersiniz Potter ve Buffy arasında bizim gözden kaçırdığımız başka benzerlikler var mı?

“Gerçek” Nicolas Flamel’in Sırlarla Dolu Hayatı

$
0
0

GettyImages-56463701-E

Harry Potter serisinin ilk kitabı Felsefe Taşı‘nda adını sıkça duyduğumuz Nicolas Flamel‘in, tarihten esinlenilerek yaratılmış bir karakter olduğunu biliyor muydunuz? Gelin, büyü dünyasına konduğunda hiç de yabancı durmayacak Flamel’in sırlarla dolu hayatına hep birlikte bakalım!

Google üzerinde Nicolas Flamel için yapacağınız bir arama sizi çoğunlukla kitaplara ya da karakter olan Nicolas Flamel ile ilgili bilgilere götüren 400,000’in üzerinde sonuç verecektir. Eğer aradığınız Nicolas Flamel gerçekten yaşamış olan simyacı ise bu bilgileri bulmak daha zor olacaktır.

Nicolas_Flamel-hp-fc

Özellikle J.K. Rowling’in Harry Potter ve Felsefe Taşı’ında geçmesinin ardından ünlenen Nicholas Flamel, ölümsüzlük iksirini üretebilen ve sıradan metallerin altına dönüştürebilen efsanevi Felsefe Taşı’nın yaratıcısı olarak biliniyor. Kendisi bugün Harry Potter ve Felsefe Taşı ve Michael Scott’ın Ölümsüz Nicholas Flamel’in Sırları gibi kitaplarda hayat buluyor. Gerçek Nicholas Flamel sonsuza kadar yaşamamış olsa hikayesi gizemini korumaya devam ediyor.

Flamel 1330 yılında Paris yakınlarında doğdu. Hayatının ilk yıllarına dair pek bilgi olmamasına rağmen yetişkinlik yıllarında kitapçıda çalıştığı ve Perenelle adında kendinden birkaç yaş büyük dul bir kadınla evlendiği biliniyor. Flamel ayrıca oldukça ünlü bir simyacıydı da.Simya, Avrupa’da oldukça popüler olmuş ve özellikle transmutasyon (bir maddeyi başka bir maddeye dönüştürmek, genellikle de temel metalleri altına dönüştürmek)  üzerine çalışmalar yapılan bir bilim dalıydı. Flamel, cıvayı altına dönüştürdüğü söylenen Felsefe Taşı’nı yaratmasıyla ünlenmişti.

25 Nisan 1382 tarihinde, saatler öğleden sonra beşi gösterirken ve yanında sadece karısı Perrenelle varken taşın cıva üzerinde gösterimini yapmış ve “Cıvayı gerçekten de neredeyse altına, hatta ondan daha iyi, daha yumuşak ve ayrıca daha esnek bir şeye dönüştürdüm,” demiş.

images (28)

Flamel’in taşının cıvayı altına gerçekten de dönüştürüp dönüştürmemesi, yanında yalnızca karısının olduğunu da düşününce oldukça şüpheli. Yine de 14. yüzyılda insanlar Flamel’in hikayesine inandılar ve tüm kraliyet aileleriyle asiller onlara servet ve sağlık elde etmelerine yardımcı olabilecek simyacılar aramaya başladılar.

Flamel’in hikayesindeki esas gizemli olan nokta ise böyle bir taşı yaratabilecek bilgiyi nasıl elde nicolas-flamel-fcettiğiydi. Ona göre, rüyasında onu bir melek ziyaret etmiş ve ona kimsenin anlayamayacağı bir kitap göstermiş. Daha sonra melek zaman içinde yazının ona gösterileceğini söylemiş. Kısa bir süre sonra Flamel, elinde aynı kitabı taşıyan bir adamla karşılaşmış. Yahudi Abraham tarafından yazılan kitabı adamdan satın almış. Yazı üzerinde 21 yıl çalıştıktan sonra yazıdaki sembolleri deşifre etmiş ve transmutasyonun sırlarını öğrenmiş. Elbette kitaba dair tüm izler 17. yüzyılda ortadan kaybolduğu için kitabın bir kopyası günümüzde mevcut değil ve bu Flame’in hikayesini doğrulamayı imkansız hale getiriyor.

Nicholas Famel hayatının geri kalanını Fransa’da simya üzerine yazı yazmakla (bazı el yazmalarını bugün Paris Ulusal Kütüphanesi’nde görebilirsiniz) ve yerel mezarlıkları gezmekle geçirdi. Söylentilere göre sonraki yıllarını nispeten sıradan bir adam olarak yaşadı ancak, Flamel’in efsanesi yaşamaya devam etti. Flamel’in sonsuz yaşam iksirini keşfettiğine dair hiçbir söylenti olmamasına rağmen 17. yüzyılda hikayesi büyüdü ve herkes onun hala hayatta olduğunu düşünmeye başladı. Bu inanç Flamel’in mezarına girip orada Felsefe Taşı’nı ve yaratıcısını bulmayı uman muhtemel hırsızların iddiası tarafından da desteklendi. Hırsızlar mezara girdiklerinde Flamel’in tabutunun bomboş olduğunu iddia ettiler.

Ve böylece efsane büyüdü de büyüdü. Çoğu kişiye göre Nicholas Flamel bugün kurgu bir karakter olarak varlığını sürdürüyor ancak onun bir zamanlar yaşadığı da su götürmez bir gerçek. Fransa arşivlerine yapılacak bir ziyaret sizi onun Perenelle’le olan evlilik sertifikasına, yaptığı hediyelere ve yüzlerce el yazmasına götürecektir. 14. yüzyılda Fransa’da okuyup yazabilecek kadar şanslı bir adam olmasına rağmen tüm kanıtlar sıradan bir adamı işaret ediyor. Ancak Flamel’in hayatının fantastik yönlerine dair olan kanıtlar yok olmuş durumda. Flamel gerçekten de Yahudi Abraham tarafından yazılan gizemli kitaba erişti mi? Cıvayı altına çevirmeyi başarabildi mi? Ölümsüzlüğün bir yolunu bulabildi mi? Artık bunlar da kendiniz için sizin cevaplamanız gereken sorular.

Belki de Rowling‘e, bu harika karakteri yarı kurgu yarı gerçek de olsa bizlerle tanıştırdığı için teşekkür etmeliyiz!

Kaynak: MuggleNet

“Fantastik Canavarlar” Filminden Yüksek Çözünürlüklü Görseller Yayınlandı!

$
0
0

newt-yeni-fragman

Warner Bros. Fantastik Canavarlar filminden yüksek çözünürlüklü görseller yayınladı!

Önceki fragmanlardan aşina olduğumuz bu karelerde Newt Scamander ve Tina Goldstein‘i, MACUSA‘nın ana merkezini, çeşitli fantastik canavarları ve dahasını görüyoruz.

Görsellerin üzerine tıklayarak büyük boyutlu hallerine ulaşabilirsiniz!

FTB933_FBST_DTR4 2615.tif

Thunderbird

Swooping Evil

Kabuluk

Gizilgen

FTB933_FBST_DTR4 1008.tif

Bir ev cini asasını parlatıyor.

Burnuk

FTB933_FBST_DTR4 1751.tif

newt-2-hr

Newt ve Tina

FTB933_FBST_DTR4 2911.tif

FTB933_FBST_DTR4 1895.tif

Okami

newt-hr


Helena Bonham Carter’ın Ocean’s Eight Filminde Oynayacağı Kesinleşti!

$
0
0

helena bonham carter

Ocean’s Eight filmi önümüzdeki ekim Warner Bros. tarafından çekilmeye başlanacak. Film Ocean’s üçlemesinden Ocean Eleven adlı filmin, kadın oyunculardan oluşan tekrar çekim, komedi ve suç filmi. Harry Potter serisinde Bellatrix Lestrange rolüyle tanıdığımız Helena Bonham Carter’ın da filme katılımı kesinleşti!

Sandra Bullock ve Cate Blanchett ile birlikte Anne Hathaway, Rihanna, Mindy Kaling ve Awkwafina’nın da filmde olacağı daha önceden doğrulanmıştı. Gary Ross’un yöneteceği filmin senaristliğini Olivia Milch ve Gary Ross üstlenecek. Yapımcısı ise Ocean Eleven yönetmeni Steven Sodenberg olacak.

İlk kez 1960’da çekilen Ocean’s Eleven 1964’te Soyguncular adıyla gösterime girdi. Sonradan 2002, 2004 ve 2007 de Ocean’s Eleven, Ocean’s Twelve ve Ocean’s Thirteen üçlemesi Steven Soderbergh tarafından yönetildi.

Gary Ross, yeni filmin Soderbergh üçlemesine ne kadar benzediği hakkında yorumda bulundu.

“Bence yeterince aynı tondalar. Steven Soderbergh ve ben oldukça yakın arkadaşız ve eğer yakın arkadaş olmasaydık böyle bir işe kalkışmazdık ve Soderbergh de kimsenin bunu yapmasını istemezdi. Bu film, diğerlerinin uzantısı ve devamı gibi. Soderbergh de filmin yapımcılığını yapıyor. Bu bizim 20 yıldır süregelen, aramızda konuştuğumuz ve başka kimsenin bilmediği bir şekilde birlikte çalıştığımız bir işbirliği. Önceki Ocean Eleven filminde ona yardımcı oldum. O, Açlık Oyunları filminde ikinci takım çekimlerini yaptı, ben de onun için dublaj yaptım. Benim tüm senaryolarımı okur. Bu çok uzun zamandır süregelen bir işbirliği. Bence, bu film çok kusursuz bir süreç. Biz doğal olarak farklı film yapımcılarıyız ve bu farklı düşüncelerimiz olacak. Ama beni bu işe en çok çeken şeylerden biri Steven’in yaratabildiği mükemmel ton ve tartışmalarımız. Sinemayı çok fazla tartışıyoruz. Çekim tarzları, ritim, düzenleme sitili ve müzik… Hepsini tartışıyoruz.  Tonu değiştirmek gibi bir niyetim yok ve genişleten olmanın heyecanını ve onurunu yaşıyorum. Bu çalışması gerçekten eğlenceli bir iş.”

Helena Bonham Carter’ın bu filmde de oldukça iyi iş çıkaracağını şimdiden tahmin edebiliyoruz!

Emma Watson ile İlgili Bilmediğiniz 12 Gerçek

$
0
0

emma watson

1. Üniversitede bütün derslerini A ile geçti.

Emma dünyaca ünlü Brown Üniversitesi’nden mezun oldu ve oldukça iyi bir öğrenciydi. Hermione’yi oynadığını düşünürsek, pek de şaşırtıcı gelmiyor bu durum. Ailesi hep eğitiminin önemi üzerinde durduğu için Emma akademik başarısına çok önem verdi.

2. Onaylı bir meditasyon ve yoga eğitmeni.

Oyuncu kendi sağlığı için yogaya başlayıp sonradan ilgisini geliştirerek eğitimlere katıldı ve onaylı bir eğitmen oldu.

emma watson 2

3. Günlük tutmayı çok seviyor.

Emma Watson’ın ev sevdiği şeylerden biri günlük tutup hayatındaki detayları yazmak. Bu güne kadar 30 tane günlük defteri bitirmiş.

4. Yemek pişirmeyi çok seviyor.

Emma rahatlamak için yemek yapmayı ve arkadaşları için yemek pişirmeyi çok seviyor.

emma watson 3

5. En sevdiği Harry Potter filmi Azkaban Tutsağı.

Bir çocuk oyuncu olarak oyunculuktaki ilk eğitiminin Azkaban Tutsağı sırasındaki çekimleri olduğunu düşünen Emma’nın bu sebeple en sevdiği Harry Potter filmi Azkaban Tutsağı.

6. Doğum yeri Paris.

Emma Fransa’nın Paris şehrinde doğdu ve 5 yaşına kadar ailesiyle orada yaşadı. Bu sebeple Fransızca biliyor ama çok iyi konuşamıyor.

emma watson 4

7. Harry Potter filmlerini neredeyse bitirmeyecekti.

Filmleri çekmek ve basında desteklemek zamanının büyük kısmını aldığı için diğer hobileri ve ilgi alanlarına zaman ayıramadığını düşünen Emma Ateş Kadehi’nden sonra seriden ayrılmayı düşündü fakat sonra seriye olan sevgisinden dolayı bu düşünceden vazgeçti.

8. Gece 3’te bir otel havuzuna izinsiz girdi.

Arkadaşlarıyla eğlenirken gece yarısı izinsiz bir şekilde otelin çitlerini tırmanıp otel havuzuna girdi.

emma watson 5

9. Küçükken Tom Felton’dan hoşlanıyordu.

İlk iki film boyunca yaşı daha büyük olduğu ve kaykayı olduğu için Tom Felton’dan hoşlanıyordu. Tom bunu biliyordu fakat Emma’ya kız kardeşi gibi davranıyordu.

10. Modaya çok ilgili.

Moda dünyasını çok seviyor ve 15 yaşında Vogue dergisinin kapağına çıkarak derginin kapak yıldızı olan en genç aktris oldu.

emma watson 6

11. Üvey kız kardeşleriyle aynı filmde rol aldı.

Ballet Shoes adlı filminde Emma’nın karakterinin çocukluğu üvey ikiz kız kardeşleri tarafından oynandı.

12. Hermione rolünü almadan önce 8 kez seçmelere katıldı.

Yönetmen ve yapımcılar karar vermeden önce 8 kez rolün seçmelerine girmek zorunda kaldı.

emma watson 7

Kaynak: ozock.com

J.K. Rowling’in Kaleminden “Büyücülük Dünyasında Renkler”

$
0
0

jk rowling renkler

Renklerin hayatımızdaki yeri ve üzerimizdeki etkileri büyük. Her detayı düşünen yazarımız Rowling, hikâyede renkleri bolca kullanmış. Gelin beraber Rowling’in kaleminden bu konudaki düşüncelerini öğrenelim.

Büyücüler ve cadılar, toplumda birbirlerini tanımak için mor ya da yeşil, sıklıkla da bu renklerin kombinasyonu şeklinde giyinirler. Bir nevi kod gibi. Britanya’da ve Avrupa’nın büyük bir kısmında mor, din ve asillik ile eşleştirilir. Mor boyalar, pahalı olduklarından bir zamanlar ancak parası olanlar tarafından satın alınıp giyilebilmiş. Piskoposların yüzükleri geleneksel olarak ametist adında mor bir taştan yapılır. Eğer Londra’ya gitmeye karar verirseniz, her yerde yeşil giymemeye dikkat edin çünkü yeşilin, Birleşik Krallık ’ta uzun süre doğaüstü güçlerle bağlantısı olduğu düşünülmüş. Bu batıl inanca göre yeşil, dikkatli bir biçimde giyilmelidir. Mesela, düğünlerde bu renge ait bir şey giymek gelecekte talihsizliği ve ölümü çağırdığı düşünülür. Karanlık işarete, Voldemort’un hortkuluklarından birini mühürlemek için kullandığı ışıldama iksirine (luminescent potion) , çoğu kara büyüye ve Slytherin’in bina rengine baktığımızda hepsinin yeşil olduğunu görürüz. Bu yüzden mor ve yeşilin birleşimi sihrin iki boyutunu da içerir; asil ve soysuz, yapıcı ve yıkıcı.

Slytherin-CommonRoom-background

Hogwarts binalarının beklenenin aksine elementlerle pek de sıkı olmayan bağları vardır ve renkleri bu elementlere göre seçilmiştir. Gryffindor (kırmızı ve altın sarısı) ateşe, Slytherin (yeşil ve gümüş) suya, Hufflepuff (buğday ve yağı temsil eden sarı ve siyah) yeryüzüne, Ravenclaw (gökyüzü ve kartal kanadını temsil eden mavi ve bronz) ise hava elementine bağlıdır.

Şeftali kırmızısı ve somon rengi gibi renkler hiç de sihirsel olmadığından Petunia gibi mugglelar tarafından kullanılır. Ama Nymphadora Tonks gibi muggle bir babası olmasından utanmayan cadılar, cırtlak pembeyi gururla giyebilir.

Renkler Hagrid ve Dumbledore’un isimlerini belirlemede de rol aldı. İsimleri sırasıyla Rubeus (kırmızı) ve Albus (beyaz) olması simya ilmine bir göndermeydi. Kırmızı ve beyazın süreçte önemli mistik parçalar olduğu ilk kitapta, simyaya bu göndermenin yapılması çok önemliydi. Mistik anlamları olan bu renkler, simya sürecinin farklı kademelerini yansıtıyorlar. Çoğu insan bu süreçleri ruhsal dönüşüm ile ilişkilendirir. Karakterlerimi ele aldığımızda, simyasal renkler ile adlandırmamın nedeni onların birbirine zıt ama birbirini tamamlayan doğalarını ortaya koymak istememdi. Kırmızı tutku ya da duygu anlamına gelirken, beyaz riyazet anlamına geliyor. Hagrid sıcakkanlı, kendini doğa bütünleştirmiş büyük bir adam iken Dumbledore, spiritüel, zeki, idealist ve bir yönüyle tarafsız biri. Harry’nin baba figürü aradığı bu yeni dünyada ikisi de birbirine karşıt ama gerekli iki nokta olarak karşımıza çıkıyor.

Budleigh Babberton Köyü’ne Yakından Bakış

$
0
0

SlughornAndDumbledore

Horace Slughorn’un evinin bulunduğu Budleigh Babberton Köyü’nün setini oluşturmak bir zorluğu da beraberinde getirmişti: İçi tıka basa dolu bir koltuğu insana dönüştürmek.

Harry Potter ve Melez Prens’in (2009) başında Profesör Dumbledore Harry’i, Hogwarts’ın eski iksir öğretmeni Horace Slughorn’un karanlık güçler tarafından bulunmamak için saklandığı bir Muggle’ın evinin bulunduğu yer olan Budleigh Babberton’a getirir. Doğrusu orası bir ‘büyücü evi’ değilken, eflatun çizgileri olan bir koltuğun şekline bürünmesini varsayarsak Slughorn’un kendisini saklamak için aldığı önlemler standart Muggle güvenlik imkânlarının çok ötesinde! Dumbledore asasıyla dürtünce, koltuk Jim Broadbent’in hayat verdiği profesöre geri dönüşür. Tasarım ekibi için ilk zorlu görev ise hem eşyayı kaplayacak hem de pijama için kullanılabilecek bir kumaş bulmaktı.

HoraceSlughorn_WB_F6_SlughornTransfiguredArmchair

Kostüm direktörü Jany Temime durumu şöyle açıklıyor.

“İlk olarak giysi işlevi görecek bir kumaş aradık. Bulduğumuzda da pijama yapacak ve koltuğu kaplayacak kadar kumaş alındı. Ceket pijama için kopça olarak kullanmak ve koltuğu da onunla sarmak için bir şerit buldum.”

Ondan sonra Özel Efekt Sorumlusu Tim Burke sözü alıyor.

“Bunu David Yates’le ayrıntılı olarak konuştuk ve Jim Broadbent’in koltuğu oynaması gerektiğini fark ettik. Tahterevalli gibi bir düzenek oluşturuldu böylece Broadbent koltukta oturuyormuş gibi bir pozisyonda olacak ve daha sonra yükseltilip bir koltuktan çıktığı sahneyi ortaya koymuş olacaktı.”

Sahnede doğru zamanda düzenek yükseltildi ve oyuncuyu yukarı kaldırdı, geriye sadece oyuncunun kendini ‘silkelemesi’ kaldı. Koltuktan pijamalı birine dönüşme kısmı dijital ortamda canlandırıldı. Stephenie McMillan, odayı uyumlu renklerle donatma fikrini Slughorn’un pijamasından aldı.

HoraceSlughorn_WB_F6_HoraceSlughornCharacterIllustration_V3_Illust_080615_Port

Harry ve Dumbledore geldiğinde, ev virane haldeydi. Bir süre sonra da büyü yoluyla eski haline getirildi. Bunu gerçekleştirmek içinse ilk olarak görsel efektler ekibi, salonu her şeyin yerli yerinde olduğu haliyle görüntüledi, ardından eşyalar zarar görmüş ve darmadağın hale getirildikten sonra odayı tekrar görüntülediler. Daha sonra aynı sahne neredeyse boş bir odada sadece Daniel Radcliffe (Harry), Michael Gambon (Dumbledore), Jim Broadbent ve birkaç eşyayla yeniden çekildi. Sonrasında görsel efektler ekibi görüntülenmiş her bir sahneyi, dağınık odaya adeta büyüyle hükmediliyormuşcasına bir hava vermek için dijital ortamda canlandırıp onları canlı çekimle birleştirdiler.

Ron Weasley Neden Bizim Seçilmiş Kişimiz?

$
0
0

RonWeasley

Ron Weasley sadece Harry Potter’ın en yakın arkadaşı değil. O kendi içinde bir kahraman.

Ölüm Yadigarları‘nı bitirmediyseniz buradan sonrasını okumamanızı tavsiye ederiz!

Ortamlarda çok ihtiyaç duyulan komik rahatlamayı sağlamış olabilir, ama onda bundan daha fazlası yatmaktadır. Ron kendi içinde bir kahraman ve bizim için çok önemli bir karakterdir.

ron weasley

Farklı bir tipin biçim değiştirmesi

Felsefe Taşı‘ndan Ölüm Yadigarları‘na kadar Ron’un karakteri seride görülen en büyük değişimlerden birini geçirmiştir. Belki Percy’ninki (Aptal Bakanlığın işgüzar pisliği olup sonra aileye tekrar döner) kadar ciddi bir değişim değildi ama Ron’un özünde belki de Harry veya Hermione’den daha çok değiştiği savunulabilir.

En başta Ron, zaman zaman vurdumduymaz, kendine güveni olmayan ve biraz kıskanç 11 yaşında bir çocuktur. Hikâyenin sonunda ise kendi değerini bilen bir adama dönüşür, sesini çıkaramayanları savunur ve Harry’i kıskanacak bir sebebi olmadığını öğrenir.

Romantik Bir Kahraman

Harry’nin kendi romantik hikayesi bir kenarda dururken, en sonunda birlikte olacaklarından hep şüphelendiklerimiz Ron ve Hermione’ydi. Okuyucular, Altın Üçlü’den ikisi olarak ilişkilerinin yıllar içinde nasıl değiştiğini zekice gösteren Ron ve Hermione’nin arasındaki pek çok ana tanık oldu. Sırlar Odası‘nda Hermione’nin Gilderoy Lockhart’a olan çoçukluk aşkına Ron’u tepkisini hatırladınız mı? Ya da Azkaban Tutsağı‘nda Snape Hermione’ye ‘iflah olmaz bir ukala’ dediğinde onu savunduğu zamanı?

Belki de Ron’un Ateş Kadehi‘nde Hermione’nin Krum’la yeni yeni filizlenmeye başlayan ilişkisini kıskandığı (yine bir kıskançlık meselesi) zamanı? Peki ya Melez Prens‘te Dumbledore’un ölümünden sonra Hermione’yi teselli ettiğinde? Ya da… tamam tamam anladınız işte.

Mesele şu ki Ron ve Hermione’nin ilişkisi yakın arkadaşlardan birinin birbirlerini sevdiğini anlaması üzerine zaman içinde gerçekleşen bir dizi küçük ve tatlı anlardan ibaret. İşte bize Ron’u Dumbledore’un limon şerbetini sevdiği kadar sevdiren, bu küçük anlardı.

Harry Hermione’ye baktı ve sormak istediği soru- Mrs Cattermole’un asasının olmayışının, kocasının yanında Cisimlenmesini engelleyip engellemeyeceği- boğazına takıldı.  Hermione Ron’un Cattermolelarla ilgili kaygılanmasını izliyordu ve öyle bir ifadesi vardı ki, Harry kızın Ron’u öpecekmiş gibi durduğu izlenimine kapılarak şaşırdı.

– Harry Potter ve Ölüm Yadigarları

ron weasley 2

Sadık Bir Dost

Ron’un son derece sadık bir insan olduğunu size söylemesi için Sybill Trelawney’nin çay yapraklarına ihtiyacınız yok. Scabbers’ın işe yaramaz bir hayvan olduğundan şikayet etmiş olabilir ancak Ron’un ona karşı olan sevgisini sorgulayamazsınız – bu da favori kırmızı kafamızın şefkatli ve düşünceli niteliklerinin göstergesidir.

Beşinci yıllarının ilk gününde Seamus Harry’nin üzerine gittiğinde yeni Sınıf Başkanı Ron devreye girmekten geri kalmaz. Ağabeyi Percy, Harry ile arkadaşlığını bitirmesi ve Dolores Umbridge’e güvenmesi gerektiğini söylediğinde bunu dikkate almaz. Arkadaşları fevri davrandığında bile, onlar için doğru şeyi yapacaktır.

Harry Potter ve Ateş Kadehi

Harry Potter ve Ateş Kadehi

Önemsenmeyen ve Küçümsenen Biri

Harry ve Hermione’nin yanında durunca Ron’un kendini ne kadar önemsiz hissettiğini görmek zor değil; aralarında genellikle Harry cesur, Hermione zeki, Ron ise komik olan olarak görülür.

Ron’un komik olduğu su götürmezken (yeri gelmişken: ‘Şu andan itibaren çay yapraklarımın Öl, Ron, öl demesi umurumda değil, onları ait oldukları çöp kutusuna attım bile’), Harry kadar cesur, Hermione kadar da zeki olabilir.

11 yaşında olup da kendisinin canlandırılmış dev satranç taşları tarafından tartaklanmasına geçit veren kaç kişi gördünüz? Ya da en büyük korkusu örümcekleri Yasak Orman’da takip edip, daha da büyük bir örümcekle karşı karşıya gelmesine ne demeli?

Ayrıca Ron, onu en derin, en karanlık korkularından vurmaya çalışsa bile bir Hortkuluk’u yok etmeyi başarıyor: Gryffindor’a seçilmesinin bir nedeni vardı elbette.

Konu zekaya gelince, Ron tekrar ve tekrar büyük bir stratejik akla sahip olduğunu, satranç becerileri ve Sırlar Odası’nı açmak için tıslayarak çıkarılan seslerden oluşan tamamen farklı bir dil Çataldili’ni taklit edebilmesiyle göstermiştir.

Ron bazen kıskançlık, kendine güvensizlik ve öfke durumlarında aceleci davransa da o aynı zamanda sadık, zeki, cesur ve komik birisidir. Ona yakın insanlara son derece önem verir ve arkadaşlarıyla ailesini her daim savunacaktır.

İşte bu yüzden Ron bizim Seçilmiş Kişi’miz. Kahramanlığı ona zorla yüklenmemişti. Doğru şeyi yapmak için – ve bu bazen kendine karşı olsa da – savaşmak zorundaydı. Ve eninde sonunda hep bunu yaptı.

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

Rupert Grint Yeni Dizisiyle Geliyor!

$
0
0

rupert-grint-to-star-in-snatch-tv-series

Çok sevgili Ron Weasley’miz Rupert Grint, Guy Ritchie’nin kült filmi Snatch‘in dizi uyarlamasında başrolde!

Crackle gelecek dizileri duyurduğunda Snatch‘in bu televizyon uyarlaması da duyurulanlar arasındaydı ancak Rupert Grint’in dizideki varlığından habersizdik. Son yapılan açıklamaya göre Grint bu on bölümlük dizinin başrolünü kapmış.

Snatch filmine konu olarak Londra’da yaşanan bir soygunu anlatır. Dizi ise filmde yaratılan dünyada geçiyor olmasına rağmen filmde yer almamış yeni karakterler karşımıza çıkacak. Rupert Grint’in canlandıracağı Charlie Cavendish de bu karakterlerden bir tanesi. Rupert’in karakteri oldukça gösterişli, dinamik ve biraz kaos seven bir suçlu olarak tasvir edilmiş.

Dizide rol alacak diğer oyunculardan bazılar ise Dougray Scott (Vic Hill) ve Ed Westwick(Sonny Castillo) olacak.

Dizinin çekimlerine önümüzdeki hafta Manchester, İngiltere’de başlanacak. İlk bölüm ise 2017 yılında yayınlanacak.

Rupert tom gif

Rupert Grint’i bir televizyon dizisinde izlemek biz büyücü dünyası tutkunları için oldukça ilginç olacak. Biz oldukça heyecanlandık, peki ya siz?

J.K. Rowling’in Kaleminden “Ateşoku” Hakkında Her Şey

$
0
0

Firebolt

J.K.Rowling, pek çoğumuzun keşke sahip olsak dediği, oldukça havalı, kaliteli ve Harry Potter’ın da göz bebeği olan Ateşoku‘nu Pottermore’da anlattı. Hadi gelin J.K. Rowling’in kaleminden bu harika süpürgeye bir göz atalım.

Yirminci yüzyılın sonlarında, Nimbus Yarış Süpürgesi Şirketi kendi yarışmasını domine etti. Nimbus 2000 ve Nimbus 2001 modelleri diğer yüksek kalite süpürgelerin yanında yok sattı.

Nimbus tasarımcıları, yarış süpürgelerinin gelişmekte olduğunu ve satışa sürülmesinden sonraki on iki ay içerisinde diğer tüm bir numaralı süpürgelerini ezip geçeceğini fark etmemişlerdi. Bu süpürge, Randolph Spudmore (Ellerby ve Spudmore’dan Able Spudmore’un oğlu, Able Spudmore 1940’ta Kavkavur ve 1952’de Çabukçubuk’ u üretti, ikisi de kullanışlı ama asla büyük bir popülerliğe ulaşamayan süpürgelerdi) tarafından yürütülen ve çok gizli bir proje olan Ateşoku’ydu.

Yetenekli ve yenilikçi bir süpürge tasarımcısı olan Randolph, cincüce yapımı demir işçiliği (ayaklık, oturma yeri ve kavrama kayışı da dahil) kullanan ilk kişiydi, sırları tam olarak anlaşılmayan ancak Ateşoku’na hava koşullarına karşı fazladan denge veren ve özellikle Quidditch oyuncularına oldukça avantaj sağlayan özel kaymaz-ayak tutuşu özelliklerine sahipti. Kişisel tercihlere göre el tutma yeri cilalanmış abanozdan ve kavrama yeri ise tuş ya da fındık ağacından (tuş yüksek uçuşlarda daha ‘enerjik’ olmasıyla ünlüyken fındık ise kontrollü yönlendirmeyi isteyenler tarafından tercih ediliyor) yapılır.

atesoku

Ateşoku oldukça tuzlu bir süpürgedir ve Harry Potter da ona ilk sahip olanlar arasındadır. Nispeten az miktarda üretimi yapılmaktadır çünkü tescilli demir işçiliğinde çalışan cincüceler en küçük kışkırtmada eylem yapıp ayaklanmaya oldukça meyillilerdir.


Harry Potter Setinden Duygulandıran Bir Veda Videosu

$
0
0

harry hermione

Harry Potter, kuşkusuz birlikte büyümek için harika bir seriydi. Bunu biz sevenlerine hem filmleriyle hem de kitaplarıyla defalarca göstermeyi başardı! Ölüm Yadigarları Bölüm İki‘nin son günlerinde gerçekleştirilen, oyunculardan filmin yapım ekibine kadar pek çok önemli isimle yapılan kısa söyleşileri barındıran bu videoyu sizlere Türkçe altyazıyla sunuyoruz!

Phelps İkizleri‘nde, Emma Watson‘a, Rupert Grint‘ten çok sevgili Daniel‘imize kadar; son filmin ardından söylenen o büyülü sözler karşısında duygulanmadan duramayacaksınız!

“Bu seri benim hayatım oldu, her gün, her saat, hayatım hep Harry Potter’la ilgiliydi.”

Bir başka “veda” videosu için buraya tıklayabilirsiniz!

Kingsley Shacklebolt Karakterinin Görünüşü Nasıl Şekillendi?

$
0
0

kingsley-shacklebolt

Kingsley Shacklebolt iyi bir seherbaz olmasının yanı sıra giydikleriyle de sıradışı olduğunu bizlere gösterdi. Sıradan bir Bakanlık çalışanı olmadığını gösteren Shacklebolt’un dış görünüşüne nasıl karar verildiğine hep birlikte bakalım!

Harry Potter: The Character Vault kitabından alınmıştır.


Albus Dumbledore’un fark edilir stilini öven her ne kadar Kingsley Shacklebolt olsa da, bir Zümrüdüanka Yoldaşlığı üyesi olarak sıra stile geldiğinde kendisinin de aşağı kalır yanı yok. Aktör George Harris karakterinin görünüşü hakkında kısmen söz sahibi oldu.

Kıyafete çok önem vermiştim’ diyor Harris, ‘ve bir Agbada giyiyordum, Nijerya tören cüppesi. Onun altında bir adet Kota pantolonu vardı, bir çeşit Hint pijaması.’. Jany Temime gördüğü şeyi çok beğendi ve Bakanlık’taki herkesin takım elbise giymesine gerek olmadığına karar verdi.

Temime ve Harris fikri genişletti ve Shacklebolt’u kitaplarda belirtilmemesine rağmen Afrika kökenli olarak gösterdi. Giydiği Agbada, Afrika motiflerinden esinlenilerek boncuklar, aplike ve oyalarla süslendi ve sınırlarına şeritler çekildi.

Bileklik ve boncuk giymeyi çok seviyorum. Kitaplarda belirtilen küpelere ek olarak boncuklar da istedim, beni konforlu hissettiriyordu.

Shacklebolt’un şapkası da Nijerya kökenli. Çok soğuk ortamlarda film çekildikten sonra, kel aktörümüz bir şapka giymenin insanı sıcak tuttuğunu biliyor.

Ayrıca şapkanın, bir şekilde, Shacklebolt’un gücünün azalmasına engel olduğunu hissediyordum. O çok güçlü biri ve gücünü korumak istiyor.

Kelimenin tam anlamıyla. Şapka farklı renklerden ipeklerle oluşturuldu. Bu sayede ışığı farklı açıdan farklı şekilde yansıtıyordu ve renk tonlarını değiştiriyordu, bu durumda mavi, mor ve siyah.

Sizler Shacklebolt’un moda tarzını nasıl buluyorsunuz? Hayalinizdeki Shacklebolt’a ne kadar yakın olduğunu bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Muggleların Fark Etmeyerek Hepimizi Şaşırttığı 9 Büyülü Olay

$
0
0

dursley-potter

Uçuşan süpürgeler, parlayan ışıklar, havanın aniden soğuması ve aniden belirip kaybolan cüppeli insanlar. Bazen Muggleların büyücülük dünyasından nasıl bu kadar habersiz olduğuna inanmak çok zor oluyor – işte büyülü olmayan topluluğun en unutkanilgisiz olduğu zamanlardan birkaçı…

1. Yılanın Esrarengiz Bir Şekilde Kaçmayı Başardığı Gün

Bir sürüngen evindeki cam ne sıklıkla öylece kayboluverir? Dursleyler ne olduğunu tamamen bilmesine rağmen ağızlarını açmadılar. Dürüst olalım, bu gizemli olayın sadece tek bir açıklaması vardı.

Hayvanat Bahçesi

2. Sıradışı Hayvan Aktiviteleri Sürerken

Telaşlı gece kuşlarının tek bir eve yoğunlaşması? Yumurtalardan ve süt kutularından gelen mektuplar? Bu ya tüm şakaları sonlandırmak için yapılan bir şaka, ya da büyünün ayak izi.

3. Ve Şu Uçan Araba…

Birkaç kartal gözlü Muggle gizemli bir Ford Anglia’nın etrafta uçtuğunu gördü, daha fazlasının da görmesi gerekirken. Özellikle görünmezlik aygıtı çalışmayı durdurduğunda Londra’nın üzerinde yüzdüğünü düşünürsek.

4. Biri Hızır Otobüsü Gördü mü?

Bu üç katlı, şiddetli bir şekilde mor olan otobüs ülkenin etrafında güçlü patlamalarla fütursuzca savrulurken gizli kalmayı başarıyor. Hızır Otobüsü bir cadı ya da büyücü elindeki asayı sallayıp durana kadar gözükür ve kaybolur. Stan Shunpike’e göre:

Mugglelar düzgünce dinlemez, ha? Düzgünce bakmazlar da. Asla bir şey fark etmezler, asla.

5. Kimsenin Göremediği Ev

Grimmauld Meydanı 12 Numara’nın büyüler yardımıyla iyice korunduğunu ve sakinlerini Kara Büyücülerden koruduğunu kabullendik. Fakat hadi ama, komşular! Bayan Black’in haykırışlarını hiç mi duymadınız ya da gizemli cüppeli insanların dışarıda aniden belirdiğini ya da kaybolduğunu da mı fark etmediniz?

Grimmauld Meydanı FC

6. Büyücü Hastanesine Yapılan Onca Ziyaretlere Ne Demeli?

Sihir Bakanlığı gibi yerin altına iyice gömülmenin aksine, St Mungo’s Hastanesi, Londra’daki kullanılmayan bir dükkan aracılığıyla ulaşımını sağlar. Asla açılmaması hakkında şikayetler olsa da, Muggleların gruplarca insanın mankenlerle konuşmasını ve sevdiklerini ziyaret etmek için düz camdan tırmanmasını fark etmemiş görünüyor. Gözlerinizi kullanın, mugglelar.

St Mungos FC

7. Hogwarts’tan Sihir Bakanlığı’na Uzanan Devasa Kurtarma Operasyonu

Altı tane ergen, ülkeyi boydan boya Testral üzerinde uçarken Muggleların jetonunun geç düşmesini garip karşılayabilirsiniz. Testralleri sadece ölüme tanık olanların gördüğünü düşünecek olursak, Londra’da gezinen, havada öylece uçan insanları görenler için kafasını kaldırdığında gördüğü manzarayı daha da garip kılıyor.

8. Privet Drive’dan Son Yolculuk

Hepsinden önce, kendi halindeki Privet Drive sakinlerinin garip ve muhteşem şeyleri altı yıl boyunca görmemeleri nasıl mümkün? Fakat 13 kişinin – bazılarının şu evdeki çocuğa tıpatıp benzemesi ve birinin yarı dev olması – bahçeyi uçuşan şeylerle, sepetli bir motosiklet dahil, terk etmesinin dikkat çekeceğini düşünebilirsiniz. Ve bu bile değilse, havadaki alev patlamaları ve sayısız yeşil kırmızı ışığı içeren savaşı birkaç göz çekecektir. Havai fişekler belki…?

Yedi Harry FC

9. Ve Şu Tottenham Court Yolu’ndaki Ani Ulaşım

Hermione’nin, Ölüm Yiyenler Bill ve Fleur’un düğününü basınca Cisimlenmek için neden bu kadar yoğun bir yolu seçtiğine dair herhangi bir fikri yoktu fakat Muggle dünyasında bulunma ihtimallerinin daha az olacağını düşünmüştü. En azından bir konuda haklıydı: Mugglelar hiçbir şeyi fark etmedi. Yönünü şaşırmış ve korkmuş görünümlü üç ergenin aniden belirmesi herhangi bir Muggle’ın dikkatini çekecek kadar yeterli olmalıydı.

Siz ne dersiniz, Muggleların fark etmediği birçok olay var. Onları bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Haftanın İksiri: Çok Özlü İksir

$
0
0

Bu haftaki iksir köşemizde, isteğiniz üzere, çoğunuzun yakından tanıdığı Çok Özlü İksir‘den bahsedeceğiz.

İksir ile hiç alakası olmayan, ne ki bu diyen dostlarımız için kısacası bu iksir, içen kişiyi, iksirin içine katılan malzemeye göre başka bir kişiye döndürmekte. Bir nevi değişim geçiriyorsunuz. Ailemizin cadısı Hermione’nin ne kadar başarılı ve akıllı bir cadı olduğu malumunuz. Zira kendisi bu iksiri daha 12 yaşında, henüz ikinci okul yılında hazırlamayı başarmıştır. Bunu söylüyorum çünkü iksirin hazırlanışı oldukça zor ve meşakatli olmakla birlikte nice cadılar ve büyücüler bu iksiri hazırlama yolunda heba olmuştur. İçerdiği malzemeleri ıhlamur aldığınız aktarda bulmanız az biraz zor olacaktır. Hadi buldunuz diyelim, yeterli miktarları ayarlamak ayrı dert. O iş bende diyenleri görür gibiyim, madem öyle malzemeleri de hazırladınız iksirin mayalanması gerek. Mayalanma işlemi sonrasında da yaklaşık bir ay kadar kendi haline bırakıp pişmesini bekleyeceksiniz. Bu aşamalar sonrasında kılığına bürünülecek zat-ı muhteremden de bir vücut parçası, yani saç olur sakal olur, tırnak falan da olur iksirin içine atmak gerekiyor.

hermione brewing polyjuice

“Hermione’nin on iki yaşında yetkin bir Çok Özlü İksir hazırlayabilmiş olması O’nun olağanüstü sihir yeteneklerinin bir göstergesidir, zira iksiri birçok yetişkin cadı ve sihirbaz dahi hazırlamaya teşebbüs edemez.”
– J.K. Rowling

Bir önemli uyarı; bu iksir ile bir hayvana dönüşmek çok tehlikeli ve geri çevrilemez bir duruma yol açabilir. Sadece hayvan da değil, bir yaratık olmak önerilmez hatta bunun olabilitesi yok denilir. Kısacası türler arasında değişim mümkün değildir.

Bahsettiğimiz vücut parçası koyma işlemi sonrası iksirin koyu, çamurumsu hali değişir. Vücut parçasının ait olduğu kişiye göre iksirin tadı ve rengi değişmektedir. Söylenenlere göre iyi insanlardan hazırlanan iksirin tadı güzel olurken içi fesat, pis kişilerin iksirleri aynı onlar gibi leş oluyormuş.

 İçildikten sonraki aşama da Harry Potter ve Sırlar Odası‘nda tarif edilmekte.

Birden sanki içi canlı yılanlar yutmuş gibi kıvır kıvır etmeye başladı – iki büklüm oldu, kusacak mıyım diye merak etti – sonra midesinden el ve ayak parmaklarının uçlarına kadar yakıcı bir duygu hızla yayıldı. Onun ardından da korkunç bir erime duygusu geldi, Harry diz üstü yere çöktü, dört ayak üstünde durdu. Vücudunun her yerinde derisi sıcak mum gibi kaynıyordu ve gözlerinin önünde elleri büyümeye başladı, parmakları kalınlaştı, tırnakları enine gitti, ellerinin boğum yerleri şişip kocaman oldu. Omuzları acı veren bir şekilde genişledi ve alnındaki karıncalanma, ona saçının aşağı kaşlarına doğru ilerlediğini haber verdi; göğsü halkalarını kopartan bir varil gibi gelişirken cüppesi yırtıldı, ayakları dört numara küçük pabuçlar içinde işkence çekiyordu.

Harry Potter ve Sırlar Odası

Görüldüğü üzere iksirin içilmesi sonrası vücudun geçirdiği değişimler adeta azap çektiriyor kişiye. Etkisi iksirin hazırlanma kalitesiyle doğru orantılı olarak yaklaşık on dakika ile on iki saat arasında değişebilmekte. Etkinin geçtiği düşünüldüğü vakit başka bir doz almak Çok Özlü İksir’in etkisini sürdürmesini sağlayacaktır.

Gelin bir de bu iksirin kullanılmış olduğu anları gözden geçirelim. İlk olarak Harry Potter ve Sırlar Odası‘nda, Sırlar Odası‘nı açan Slytherin’in varisini bulabilmek için Altın Üçlü bu iksiri kullandı. Maalesef ki Hermione kullandığının bir kedi tüyü olduğunun farkına varamazken görev Harry ile Ron’a kaldı. Onlar da Malfoy’un yardakçıları Crabbe ve Goyle kılığında Draco’nun ağzını aradılar.

harry-ron-cok-ozlu-iksir

Kötüye kullanım örneği için akıllara Alastor Moody, öhöm, yani Barty Crouch Jr. geliyor. Dördüncü yılda okula Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmeni olarak gelen Moody seleflerinin gözlerini yaşartarak bir sene rahat duramadan olay oldu. Zira bu kişi aslında bir Ölüm Yiyen’di ve normalde Azkaban’da tutsak olduğu sanılıyordu. Barty Jr. önce iksiri kullanarak annesinin kılığına girdi, ki annesi de onun kılığına girmiş bulunuyordu o vakit, böylece Azkaban’dan kaçtı. Ünlü Seherbaz Deli-Göz Moody’yi tutsak edip yine iksir kullanarak onun yerine geçti. Sürekli iksir kullanarak formunu koruyan sahte Deli-Göz, Harry’nin Üçbüyücü Turnuvası’na katılabilmesini, kazanabilmesini ve kupayı Anahtar’a çevirerek Voldemort’a gidişini sağlayan kişiydi.

Bir başka kötücül kullanım ise Crabbe ve Goyle’un, Draco Malfoy bir Kaybolan Dolabı tamir ederken ona gözcülük yapmak için kullandıkları zamandı. Malfoy bu dolap ile Ölüm Yiyenleri Hogwarts içine almıştı.

sevenpotters4

En önemli kullanımlardan bir tanesi de Yedi Potter Savaşı olarak da bilinen, Zümrüdüanka Yoldaşlığı üyelerinin Moody önderliğinde, Ölüm Yiyenleri şaşırtmak için Harry kılığına girdikleri zamandı. Maalesef bunun sonu iyi bitmedi ve Alastor “Deli-Göz” Moody ile Hedwig bu savaşta can verdi.

Polyjuice Trio

Hortkulukları arama sürecinde Altın Üçlü birkaç kez daha iksire başvurmak zorunda kaldı. Önce Sihir Bakanlığı’nda Slytherin Kolyesi’ni iticilik kraliçesi Dolores hanım teyzeden almak için sonra da Gringotts’ta Bellatrix Lestrange’a ait bir kasada olabilecek potansiyel bir hortkuluğu aramak için kullandılar.

Son olarak iksir yakın zamanda bir kez daha kullanıldı. Fakat bu kullanım ne kitaplarda ne filmlerde var. Harry Potter ve Lanetli Çocuk tiyatro oyunu bu kullanıma ev sahipliği yaptı. Oyun ile alakalı her detayı burada bulabilirsiniz. Oyunda Albus Potter, Scorpius Malfoy ve Delphi, Harry, Ron ve Hermione kılığına girerek bir Zaman Döndürücü aramak için kullandılar.

Bu hafta sizlere yapılması çok zor, kullanılması ise hayati önem taşıyabilen Çok Özlü İksir‘i sunduk. Haftaya hangi iksiri merak ediyorsanız yorumlarınızla belirtmeyi unutmayın.

Sihirli hafta sonları!

Dudley Dursley’den Nefret Etmek İçin 8 Harika Neden

$
0
0

Ah Dudley Dursley. Kesinlikle hiç kimse mükemmel kuzen değildir. Fakat Dudley kadar nefret edilesi ve hayatı size zindan eden bir kuzene sahip olduğunuzu zannetmiyoruz.

Ancak belki de açgözlülüğü, tembelliği ve kötü davranışları için suçlanması gereken kişi o değildir. Eh, biraz domuz olabilir (tam manasıyla!) ve kek çalmaktan oyun parkındaki alay edişlerine kadar davranışları hoş olmayabilir. Ancak Vernon ve Petunia gibi ebeveynlerle böyle biri olması çok da merak uyandıracak cinsten değil. Peki ondan nefret etmek neden bu kadar hoşumuza gidiyor,  hadi biraz daha açalım.

1. Öfke Nöbetleri

Dudley’nin geçirdiği öfke nöbetleri efsanevi. Bir şeye duyduğu hoşnutsuzluktan sonra, tepesinin fazlasıyla atmasıyla ilgili büyük bir yeteneğinin olduğunu keşfediyoruz.

Dudley, kıpkırmızı kesilerek, “Peki, otuz yedi öyleyse,” dedi. Dudley kasırgasının yaklaşmakta olduğunu sezen Harry, ne olur ne olmaz, belki Dudley masayı devirir diye, kurt gibi pastırmaya saldırdı.

Petunia Teyze de tehlikeyi sezinlemişti besbelli, çabucak, “Bugün çıkınca sana iki armağan daha alacağız,” diye atıldı. “Buna ne dersin, kuşum? İki armağan daha. Oldu mu?

Harry Potter ve Felsefe Taşı

2. ‘Tini Minicik Dudleycik’

Lakapları ise Weasley’lerin Kusturan Pastilleri kadar tiksindirici. Annesinin ona hitap ettiği isimleri göz önüne alınca ister istemez zavallı oğlana acıyorsunuz. İşte Petunia’nın oğluna taktığı korkunç lakaplardan sadece bir kaçı…

  • Duddy
  • Dudders
  • Kuşum
  • Tatlıcık
  • Didoşçuk
  • Agucuk gugucuğum
  • Tini minicik Dudleycik

3. Keskin Bir Zeka Değil

Bazen aptallıkla kutsandığı aşikar. Bu Dudley’ciğin, pardon, Dudley’nin yumruklarına karşı kendini korumak için neredeyse sadece beynini kullanmak zorunda olan zavallı Harry için bir hediye.

“Stonewall’da ilk gün adamın kafasını tuvalete sokuyorlar,” dedi. “İstersen gel yukarı da bir deneyelim.” “İstemem, sağ ol.” dedi Harry. “O zavallı tuvalete senin kafan kadar berbat bir şey girmemiştir – sokarsan içi bulanır.” Sonra da, söylediklerini Dudley daha kavrayamadan tabanları yağladı.

Harry Potter ve Felsefe Taşı

4. Üzerine Titreyen Ebeveynler Kötü Etki mi?

Anne ve babasının, sağlıklı olsun diye Dudley’nin üzerine fazla düştüklerini düşünüyoruz. Hem de ne düşmek! Vernon ve Petunia, oğullarının tüm eksiklikleri karşısında kör oldukları gibi onu fazlasıyla da şımartıyorlar.

Hemşire, Petunia Teyze’nin gözlerinin -kendi pırıl pırıl duvarlarında parmak izi

saptama ya da komşuların geliş gidişlerini gözleme konusunda öylesine keskin olan o gözlerin-  görmeyi resmen reddettiği şeyi görmüştü: fazladan beslenmeye ihtiyacı olmak şöyle dursun, Dudley aşağı yukarı genç bir katil balinanın büyüklüğüne ve kilosuna erişmişti.

Harry Potter ve Ateş Kadehi

5. Belki Anlaşılabilir Büyü Fobisi

Büyü sebebiyle travma geçirmişti. Önce Hagrid’den bir domuz kuyruğu, sonrasında ise, sağ olsunlar, Fred ve George’un ”düşürdükleri” dolma-dil şekerlemeleri yüzünden bir metre olan dili.

‘…Oturma odasında son gördüğü sahne, Mr Weasley’nin asasıyla Vernon Enişte’nin elindeki üçüncü bir bibloyu havaya uçurduğu, Petunia Teyze’nin Dudley’nin üzerine yatmış çığlık çığlığa bağırdığı ve Dudley’nin dilinin büyük, yapış yapış bir piton gibi sarktığıydı..’

Harry Potter ve Ateş Kadehi

6. Babasının Oğlu

Vernon Harry’ye utanmazca zorbalık ediyordu ve davranışlarını oğluna da geçirmişti. Bir ergen olarak Dudley, gayet iyi becerdiği, olabildiğince acımasız olma fırsatını asla kaçırmıyordu.

‘Dudley havlarcasma kulak tırmalayıcı bir kahkaha attı, sonra ince, inildeyen bir sesle konuştu.” ‘Cedric’i öldürme! Cedric’i öldürme!’ Cedric de kim – erkek arkadaşın mı?”…’

Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı

7. Bir İğrenme Ölçütü

Harry, Malfoy’a duyduğu nefreti Dudley’ninkiyle, Grawp’ın zekasını yine ahmak kuzeniyle ve hatta Slytherin Quidditch takımın yeni kaptanını bile Dudley’le kıyaslıyor…

‘Yeni Kaptan Montague, Dudley Dursley gibi bir cüsseye sahipti, kıllı jambona benzeyen kapkalın kolları vardı.’

Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı

8. Bir Umut Işığı…

Ancak tüm bunlara rağmen, inanıyoruz ki, nahoş yorumlarının ve yumruklarının altında bunlardan sıyrılmak için çırpınan bir kalbe sahip.

“Senin bir vakit kaybı olduğunu düşünmüyorum.”

Eğer Harry Dudley’nin dudaklarının kıpırdadığını görmeseydi, buna inanmayabilirdi. Bununla birlikte, konuşanın gerçekten kuzeni olduğunu kabul edinceye dek Dudley’e birkaç saniye boyunca gözlerini dikip baktı. Dudley kızardı. Harry şaşırdı ve utandı.

“Eh…şey…sağ ol Dudley.”

Yeniden Dudley, mırıldanmadan önce, ifade etmek için çok ağır olan düşüncelerle boğuşuyor gibi göründü, “Sen benim hayatımı kurtardın.”

Harry Potter ve Ölüm Yadigarları

Viewing all 1612 articles
Browse latest View live