Amerika Birleşik Devletleri Sihir Konseyi (MACUSA), New York’ta Woolworth Binası’nda gizli bir şekilde bulunmakta. Fantastik Canavarlar Nelerdir Nerede Bulunurlar filmi için bu binanın nasıl kurulduğuna Pottermore aracılığıyla birlikte göz atalım.

MACUSA’nın sıra dışı karargahı, 233 Broadway’de, Manhattan yolunun sonuna doğru, Belediye Binası’na bir blok ötede, Woolworth Binası’nda başka bir boyutta gizlenmiş halde bulunmaktadır.

New York’un sihir topluluğu için altmış katlı meşhur bir gökdeleni ideal bir saklanma yeri olarak seçen kişi, J.K. Rowling’in kendisiydi. Woolworth Binası, 1926’da, New York’un 241 metre uzunluğuyla en uzun binası seçilmiştir; yalnız Yapım Tasarımcısı Stuart Craig, yazarın zemin ve asma kat seviyelerinde neo-gotik bir dış cephe isteyebileceğini düşünmüş. Sonuçta, bunun en güzel örneğini, Hogwarts şatosunun Avrupa’nın büyük katedrallerini yansıtan oyma ve kulelerinde görebiliyoruz.

“Bu konuda, Harry Potter etkisine bağlı kaldığımızı kabul edelim,” diyor Stuart Craig.

“Yirminci yüzyılın Gotik detaylarının mükemmel bir dönüşü oldu.Esasen, her iki filmin de estetik açıdan benzerliği, aralarında düzenli bir bağ oluşturuyor.”

Ana girişin kemerinde sembolik bir baykuş oyması var. “Rowling bunu görseydi ‘İşte bu!’ derdi.” diyor Craig gülerek.

Karakterimiz Newt Scamander, Kararname’nin 3 A bendini ihlal ettiği gibi, kendisinin büyü yaptığına tanıklık eden Jacob adlı No-Maj’in (Amerikan kültüründe Muggle) hafızasını da silmeyi başaramaz. Bu durumda Tina’nın görev bilinciyle Newt’i MACUSA’ya getirdiğine şahit oluyoruz.

MACUSA’nın olduğu yere sokaktan baktığınızda, dünyanın bu en modern şehrinin bitmek bilmez trafik akışını gören vitrinlerinden, muhasebe bürolarından ve sigorta şirketlerinden daha farklı bir şey göremezsiniz. “Görünürde bir Muggle binası olan bu binanın çevresi Muggle aktiviteleriyle çevrili,” diye açıklıyor Craig.

Tina asasını çaktırmadan taş baykuşun olduğu noktaya dokundurur ve sıradan görünen döner kapı, MACUSA’nın ana girişine dönüşerek karmaşık bir sihir faaliyetine açılan alana giriş sağlar.

“Dış cephesi sıradan görünebilir,” diyor Eddie Redmayne ve Woolworth Binası’nın ön girişinin tıpatıp bir kopyasının, özenle hazırlanmış New York setinin bir parçası olarak inşa edildiğini de ekliyor. “Ancak içeri girdiğinizde başka bir dünya görüyorsunuz.”

Sihir güçlerini No-Maj’lerin görmesi yasak olduğu için, Amerika’daki cadılar ve büyücüler çok tedbirli olmak zorunda. Nüfusun geri kalanından ayırt edilemezler. “Beşinci bölgeden geçen ve geçmekte olan insanlardan herhangi biri bir asa saklıyor olabilir,” diye açıklıyor Yönetmen David Yates.

“Bu düzende bir Gizlilik Kararnamesi var,” diyor Colin Farrell, filmde Büyü Güvenlik Direktörü gizemli Percival Graves rolüyle, büyü dünyasının Baş Seherbaz’ı olarak karşımıza çıkıyor. Bunun basit bir güvenlik sorunu olduğunu söylüyor ve ekliyor:

“Amerika’nın olağan dışı yetenekler sergileyen kişilere zulüm ettiği karanlık bir geçmişi var.”

* Rowling’in Kaleminden MACUSA’nın Tarihini Okumak İçin Tıklayın

* İnfaz Odası: MACUSA’daki İdam Cezasının Tarihteki Anlamı ve Önemi (+16)

Broad Strokes Productions‘ı artık J.K. Rowling kadar iyi tanıdığınızdan eminiz! Fantastik Canavarlar filminin dolduramadığı boşluğu doldurmaya çalışan amatör film yapımcıları topluluğu yeni işleriyle yakında bizlerle olacak. Voldemort’un yükselişini konu alacak olan “Great Wizarding War” kısa bir süre sonra bizlerle!

Bilmeyenler için kimdir Broad Strokes Productions, ondan bahsedelim. Kendileri Ariana’nın ölümüyle sonuçlanan Dumbledore ve Grindelwald dövüşünü anlatan Çoğunluğun İyiliği ile Snape’in kişiliğine daha yakından bakma fırsatı yakaladığımız Severus Snape ve Çapulcular hayran filmlerinin yapımcısı. Sıradaki projeleri ise bir radyo tiyatrosu!

Önceki haberimizde ekibin bu filmleri ne zorluklarla çektiğini söylemiştik. Ne kadar çok bağış yapılmış olsa da ekip kendi cebinden fazlasıyla para ödemişti. Hâl böyleyken çok istense bile yeni bir film projesi ne yazık ki gelemiyor. Bunun yerine yeni proje 12 bölümlük bir radyo tiyatrosu şeklinde olacak.

Snape ve Çapulcular filminin bittiği yeri hatırlarsanız Voldemort’un Snape’i saflarına nasıl kattığını görmüştük. Seri tam olarak buradan devam ederek başlayacak. Fantastik Canavarlar filmi bizlere çokça duyduğumuz ancak görme şansımızın olmadığı arka plan karakterlerini gösterirken bu projede yıllardır tanıdığımız dostlarımızla tekrar buluşacağız.

Proje 1 Ağustos 2018’de ekibin Youtube kanalı başta olmak üzere çeşitli platformlardan açılışını yapacak. Projenin fragmanı sizler için Türkçe’ye çevirdik:

Bir radyo tiyatrosu da olsa gözlerimiz ister istemez bu kıymetli yapıma çevrildi. Severus Snape, Voldemort’un yükselişi ve Büyücülük Savaşı… Keşke şöyle sezonlar süren bir dizi olsa demiyor mu insan?

Proje hakkında gelişmeleri sizlere aktarmaya devam edeceğiz. Bu sırada siz de görüşlerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın!

Eğer hâlâ izlemediyseniz Severus Snape ve Çapulcular filmini buradan izleyebilirsiniz.

San Diego Comic-Con‘daki etkinlikte “Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları” filmi için yepyeni bir afiş yayınlandı!

SDCC’nin Harry Potter ve haliyle Fantastik Canavarlar hayranları için yerinin büyük olduğunu söylemiştik. Nihayet etkinlik başladı ve serinin ikinci filminden MinaLima’nın muhteşem tasarımıyla yeni bir afiş hayranlarla buluştu:

There's #MagicInSanDiego this week! Starting with this new #FantasticBeasts: The Crimes of Grindelwald @minalima art. #SDCC2018 pic.twitter.com/J82XKTHAJf

— Fantastic Beasts (@FantasticBeasts) July 20, 2018

Ortada Jacob Kowalski, Newt Scamander, Queenie ve Tina Goldstein’i görürken köşelerde Albus Dumbledore, Credence Barebone, Maledictus, Gellert Grindelwald, Leta Lestrange ve Theseus Scamander isimlerini görüyoruz.

Bunun yanı sıra afişin tepesinde, “Birinin yazgısı hepsinin geleceğini değiştirecek” cümlesi yer alıyor.

San Diego Comic-Con’dan haberler geldikçe sizlere iletmeye devam edeceğiz! Sürprizlere hazırlıklı olun.

Merakla takip ettiğimiz San Diego Comic-Con‘dan, beklenen haber geldi! “Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları“nın yeni fragmanına kavuştuk. Her zamanki gibi Türkçe altyazılı olarak bu sayfalardan izleyebilirsiniz!

Hogwarts Şatosu, Böcürtler, Nicolas Flamel, Dumbledore ve Grindelwald… Tek kelimeyle ‘muazzam’ bir iş bizi bekliyor gibi görünüyor! Elbette Newt Scamander ve yol arkadaşlarını unutmamalı.

Dün yayınlanan posterden sonra yeni fragman bizleri gerçekten de tatmin etti! Siz ne dersiniz?

“Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları” Kasım 2018′de vizyona girecek.

Çiçeği burnunda filmimiz Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları’nın Comic-Con özel fragmanı da nihayet yayınlandı. Işık hızıyla fragmanın çevirisini yapmakla kalmadık, üstüne bir de fragmanda neler döndüğünü detaylıca anlatmaya kalktık.

Yer yer Pottermore‘dan yararlandık, ancak bununla da yetinmedik. Gerekli gördüğümüz yerlere çeşitli eklemeler yapmaktan da geri durmadık. Ben daha fragmanı izleyemedim, hani nerede, diyenler için 3 dakika 16 saniyelik bir saygı duruşu:

Ve hazırsanız, yeni fragmanı analiz etmeye başlıyoruz!

Riddikulus, Hogwarts ve Dumbledore!

Fragmanın ilk kısmında Hogwarts’tayız ve bir tepe öğrenciyle birlikte Newt’i ve Dumbledore’u Riddikulus büyüsü üzerine çalışırlarken görüyoruz. Rastgele seçilmiş de olabilir ama bu büyüyü göstermelerinin tek sebebi Newt’in beyaz yaka olma korkusu olduğunu sanmıyoruz çünkü hatırlayacağınız üzere Harry Potter’ın da hayatında, kendini tanıma yolunda yeri olan bir dersti bu.

Ayrıca Biçim Değiştirme Profesörü olan Albus Dumbledore’un, neden Karanlık Sanatlara Karşı Savunma büyüsü öğrettiğine dair kafalarımız bir hayli karışık!

Asalar ve Wizarding World Logosu

Ardından gelen Wizarding World logosuna bakalım şimdi de. Birazdan bahsedeceğim şeyle ilgili başka bir yerde bir yazıya denk gelmedim o yüzden yazma ihtiyacı duydum. Wizarding World yazısının üstünde tavus kuşunun tüyleri gibi açılan çubuklar var – asalar, tabii ki.

Daha yakından bakınca ise özellikle tam ortada duran oldukça tanıdık geliyor: Mürver Asa. Bunu öylesine koymadıklarını varsayarsak ve diğer asaları da incelersek en soldakinin Voldemort’un, en sağdakinin ise Grindelwald’un asası olduğunu görüyoruz. Görüntü çok net olmadığı için diğerleriyle ilgili birkaç tahminimiz olsa da kesin bir şey söylemek zor. Bu üçünden yola çıkarak ve logoyu da değiştirmeyeceklerini düşünürsek bu filmde değil ancak sonraki filmlerde bir Voldemort – Dumbledore – Grindelwald kapışması görebiliriz. Diğer asa sahipleri de bu kapışmada yerini alacaktır. [Logo hakkında daha detaylı bilgi için buraya tıklayabilirsiniz.]

Arcanus Sirki ve Maledictus

Devamında ilk fragmanla ortak bir sahne var. Arcanus Sirki’ndeki bu sahneyle ilgili çok çılgın teoriler var ve aynı sahneyi bir kez daha göstermeleri bu teoriyi güçlendirir nitelikte. Şu sahnenin sol tarafında (balonun içindeki çocuğun arkasında) bir afiş var. Dikkatli bakarsak afişin altındaki “Maledictus” yazısını görebiliriz. Afişteki yılan resminin solundaysa “En Chair Et En Os” yazıyor yani “canlı”. Bu da demek oluyor ki Claudia Kim’in karakteri büyük ihtimalle bir yılan. Harry Potter evrenindeki en meşhur yılan da Nagini olduğuna göre Maledictus aslında Nagini olabilir.

Sonrasında Creedence Barebone’u Arcanus Sirki’ne ait bir afişe bakarken görüyoruz. İlerleyen sahnelerde (1:25) Maledictus’la birlikte sanki birinden gizleniyorlarmış gibi yürüyorlar ve bir çatının tepesinde takılıyorlar. Bir takım işler peşindeler belli ki. [Grindelwald’ın Suçları’ndan İlk Teori Tüyler Ürpertici: Kim Bu Yılan Kız?!]

Esir Grindelwald

Bu kısma geçmeden önce fragmanda geçen bir sahneye de değinmeden geçmeyelim; MACUSA yetkilileri, oldukça pejmürde görünen bir Grindelwald’ı (Johnny Depp) bir MACUSA hücresine doğru havada süzülerek götürüyor. Ancak ilerleyen kısımlar bize gösteriyor ki bu tutsaklığı pek uzun sürmeyecek.

“Büyü ancak ender buluna ruhlarda gezinir. Ancak yine de gölgelerde saklanmak zorundayız. Geleneksel yöntemlerimiz artık bize uymuyor.” cümleleri artık kesinlikle esaret altında görünmeyen bir Grindelwald’ın dudaklarından dökülüyor. Bir sonraki sahnede kendisini artık kısalmış saçları ile muhtemelen takipçileri olan kalabalık bir topluluğa seslenirken görüyoruz. Aslında konuşma satır aralarında ilk Fantastik Canavarlar filminde gördüğümüz konulara gönderme yapıyor-Amerikan büyücüler No-Majlerden saklanarak yaşıyor: Bu da Avrupa büyücülük dünyasında gördüğümüzden daha zorlayıcı yaptırımlara neden oluyor. Grindelwald topluluğuna, bu yolların “artık bize uymuyor” cümlesi ile kastettiği şey ancak ve ancak bir başkaldırı olabilir.

Esaret Pek de Uzun Sürmüyor

Devamında Dumbledore’un sesinden Grindelwald’ın bir görüşü olduğunu ve bu görüşün onun sihir dünyası üzerinde egemenliğe yükseleceğini gösterdiğini duyuyoruz. Tıpkı Voldemort’un bir Kehanet’i kendisine rehber edinmesi gibi, henüz gerçekleşmemiş gelecek olayların Grindelwald’ın da aklından çıkmadığını görüyoruz. Çok kısa bir anlığına, Grindelwald’ın görüsünde hayaletimsi formda bir Credence olduğunu görüyoruz. Peki ya bu konunun Credence ile nasıl bir ilgisi olabilir?

Yeni Canavarlara ‘Merhaba’ Deyin!

Yeni fragman ile yeni filmin hayatımıza bazı yeni fantastik canavarlar sokacağını görmek de oldukça heyecan verici. İlk olarak, dev gibi floraean mavi gözleri olan, kedimsi yaratıklar görüyoruz. Bu yaratıklar Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerelerde Bulunurlar? kitabında bulunmuyora benziyor. Ayrıca, Jacob’ı gözleyen, devasa boyutlarda, meraklı bir kuşumsu yaratık da görüyoruz. Dev gibi bol kıllı bir yaratığın tüm insanlar dururken gidip de Newt’e korku saldığını görüyoruz. Aramızda bunların ne olduğunu bize söyleyebilecek Büyüzoologlar var mı?

Cisimlenmenin El Hâli

Ve işte yeni ve oldukça havalı bir büyü türü ile karşılaşıyoruz: St. Paul Katedral’ini işaret eden vücutsuz bir eldivenli el görüyoruz. Muhtemelen etrafı gezmeye çıkmamıştır diye düşünürken Newt bu eli tutuyor ve tıpkı bir Anahtar’da olduğu gibi ya da ışınlanmış gibi kendisini Dumbledore’un yanında buluyor. Bu oldukça güzel bir sihir şöleni yaratıyor.

Kelid Aynası’nın Kayıp Çorapları

Pekala, şimdi de muhtemelen en çok spekülasyon çıkacak sahneye geliyoruz. Bu kesinlikle bir çift, yünlü çorap değil! Dumbledore’un bir aynaya baktığını görüyoruz ve bu aynanın Kelid Aynası olduğunu fark etmemiz ile birlikte yansımadaki Grindelwald’a takılıyor gözlerimiz. Bu sihirli aynayı Harry ilk yılında keşfetmişti, Dumbledore bununla ilgili olarak aynanın kişinin en çok arzu ettiği şeyi gösterdiğini, ancak bir çok yetişkin adamın aynanın gösterdiği şeyler uğruna yitip gittiğini söylemişti.

Sonraki yıllardaysa Harry Dumbledore’a aynada kendisinin ne gördüğünü sorunca, Dumbledore usulca bir çift çorap olduğunu söylemekle yetinmişti. Harry Potter ve Ölüm Yadigarları’nda Harry, onun da kendisi gibi ailesini görmüş olabileceğini düşünmüştü. Ancak bu sahne gösteriyor ki, Dumbledore’un gördüğü şey eski dostu Grindelwald’dan başkası değil.

Burnuk’un Dönüşü

İlk filmin kahramanlarından Burnuk, görünen o ki yine geri dönüyor! Yine Newt’in bela(?) dolu çantasının üzerinde ve keyfi gerçekten yerinde gibi. Bu filmde de ortalığı birbirine katacağından eminiz. Özellikle Paris sahnelerinde kendisine bol bol parlak mücevher bulacağından hiç şüphemiz yok!

Leta Lestrange ile Tanışın!

Bir sonraki sahnede ise Zoë Kravitz’in can verdiği Leta Lestrange karakterinin ilk kez konuştuğunu görüyoruz. Kendisi yas tutar bir havada Newt’e “şimdiye kadar sevemeyeceği bir canavar ile karşılaşmadığını” söylüyor. Hagrid gibi değil mi? Burada Leta kendisinden mi yoksa Newt’in fantastik canavarlarından birinden mi bahsediyor anlamak güç. Tıpkı Leta’nın soyadına yaraşır şekilde karanlık tarafta mı yoksa bizleri şaşırtacak şekilde iyi tarafta mı yer aldığını anlayamadığımız gibi. Tam bu noktada bir sonraki sahnenin bize ipucu olabileceğini düşünüyoruz. Çünkü karakterimizi, Tina ve Newt ile birlikte aksiyon halinde görüyoruz.

Bu Ne Kaos!

Leta’yı bizimkilerle görmek gerçekten de içimize biraz umut serpti. Belki de Lestrange soyadı henüz o kadar kararmamıştır, ne dersiniz?

Ve Tekrar Credence!

Derken aksiyonun içinde olması kaçınılmaz olan bir başka karakter bir kez daha karşımıza çıkıyor. İlk filmin sonu kendisi için hiç iyi bitmemiş olsa da Credence’i tekrar sapasağlam göreceğimiz karaktere hayat veren Ezra Miller’ın çekimlerde yer alması ile belli olmuştu. Eskisinden de güçlü olduğunu ve öfkeyle dolup taştığını görebiliyoruz. Ayrıca artık Obscurus’unu da çok daha iyi kontrol edebilirmiş gibi görünüyor.

“Dumbledore’un senin için yas tutacağını mı düşünüyorsun?”

Ardından, heyecanın doruk noktasına ulaşmaya başladığı kısma geliyoruz. Kardeşi Theseus’un yanında durmakta olan Newt, ateşli bir sahne ortamında Grindelwald ile karşı karşıya. Grindelwald’ın hemen arkasındaysa elinde parlayan, altın rengi küre benzeri bir obje tutan Vinda Rosier karakterini görüyoruz. Bu sahnede Grindelwald’ın, “Dumbledore’un senin için yas tutacağını mı düşünüyorsun?” sözleri kulaklarımızı dolduruyor.

Ölüm Yadigarları

Derken Fantastik Canavarlar’da, kolye, film posterlerindeki simgeler vs şeklinde pek çok kez karşımıza çıkmış olan yadigarların sembolü beliriyor ekranda. Grindelwald’ın Ölüm Yadigarları hakkındaki takıntısını biliyoruz, ki aslında bu tutkuyu Dumbledore ile paylaşıyor. Ayrıca en az bir yadigarın da filmde yer aldığını biliyoruz. Ki bir sonraki sahnede de kendisini bize hatırlatıyor…

Mürver Asa Kimin Elinde?

Doğru bildiniz, Mürver Asa! Bu özgün tasarımlı asayı başka bir asa ile karıştırmak pek kolay olmayacaktır. Bilinen o ki bu asa 1945 yılındaki düello ile Dumbledore’un eline geçti, Grindelwald’ın Suçları ile 1920’lerde geçiyor. Vay canına, demek oluyor ki Grindelwald bu asayı neredeyse 20 yıl boyunca eline tutabilmiş!

Ve Nicolas Flamel! Sonunda!

Son olarak da tam fragmanın bittiğini düşündüğümüz anda muhteşem bir sürpriz ile karşılaşıyoruz. Felsefe Taşı’nın yaratıcısı, dünyaca ünlü simyacı Nicolas Flamel’in ta kendisi karşımızda dikiliyor. Biz de son derece haklı bir şekilde onu bir an bir hayalet sanan Jacob gibi aldansak da kırılgan adımlarla ekranın ön tarafına yaklaşınca varlığından emin oluyoruz. Bu tuhaf ve bir o kadar da muhteşem çift biraz kırılgan bir tokalaşma gerçekleştiriyor.

Tüm bu detaylar ile iyice heveslenmiş olarak gün saymaya devam edeceğiz gibi görünüyor. Peki sizi en çok şaşırtan detay ne oldu? Bizimle paylaşmanızı merakla bekliyoruz!

Hazırlayanlar: Dilek Yılmaz, İrem Ercan

Fantastik Canavarlar filminin ikincisine az bir zaman kalmışken yeni filmle ilgili açıklamalar gelmeye devam ediyor. Newt Scamander rolüyle gönlümüze taht kuran sevimli oyuncumuz Eddie Redmayne, “Fantastik Canavarlar serisinin devamı çok daha karanlık,” diyerek fitili ateşledi!

Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları filminin fragmanı bize filmin daha karanlık bir atmosferi olacağı ipucunu verdi bile. Eddie Redmayne ise, açıklamasıyla kuşkularımızda haklı çıktığımızı kanıtladı:

“Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar filminin devamı kesinlikle daha karanlık bir hikaye.”

Redmayne EW’e yaptığı açıklamada, “En heyecanlı tarafı, ses perdesinin değişimi,” dedi (ve evet yukarıdaki fotoğraf filmden yeni bir kare).

“Daha karanlık, daha sert ve hikaye, daha çok aşina olduğumuz Potter dünyasının atmosferine bağlanıyor. İlk filmde tanıştığınız karakterler, artık hepinizin çok daha iyi bildiği büyü dünyasında olacaklar. Senaryoyu ilk okuduğumda, içinde bu gizli öğeleri barındırıyordu ve daha çok elimden bırakamadığım sürükleyici bir gerilimi okumak gibiydi.”

Senaryonun, Harry Potter kitaplarının yazarı J.K. Rowling’in elinden çıktığını düşünecek olursak, elden bırakılamayan cinsten bir sürükleyiciliğinin olması bizim için bir sürpriz değil.

Filmde Büyüzolog Newt Scamander’ı yeniden canlandıracak olan Redmayne, bize filmle ilgili birkaç yeni ipucu vererek bazı detayları da söylemeden geçmedi. Bildiğimiz üzere, karanlık büyücü Grindelwald (Johnny Deep) geçen filmde yakalanmıştı. Yeni senaryoda ise, Avrupa’ya geri gönderiliyor ve kaçmayı başarıyor.

“Dumbledore (Jude Law) beni Grindelwald’ın izini sürüp yakalamak için görevlendiriyor,” diyor Redmayne. Grindelwald’ın safkanların tüm büyü-dışı topluluğa hükmetmesi gerektiğine olan inancı politik bir durum. Öyle ki; birçok insanı saflarına topluyor ve aile içinde bile bölünmelere yol açabiliyor. Grindelwald insanları hipnotize edebilecek kadar etkileyici biri.”

Hmm. Bu anlattıkları, size de birini hatırlatmıyor mu?

Kim-Olduğunu-Bilirsiniz-Siz.

Bu çok şey öğrendiğimiz ve merakımızın katbekat arttığı söyleşiden sonra filmin çiçeği burnunda fragmanını yeniden hatırlayalım.

Detaylı fragman analizimizi buradan okuyabilirsiniz!

Hepimiz yeni “Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları” fragmanını heyecanla izledik. Bazı karakterleri daha yakından gördük, bazı tanıdık isimlere (Nicolas Flamel!) merhaba demiş olduk. Kimimiz beğendi kimimiz de yetersiz buldu. Yalnız şu düşünce ortak ki her ne kadar fragman gayet uzun olsa da, kafamızı ciddi anlamda karıştırmayı da başardı. MuggleNet‘in hazırladığı fragmana dair 7 akıl karıştıran soru üzerine biraz konuşalım!

Bitmek tükenmek bilmeyen aylardan sonra Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları’nın fragmanı sonunda San Diego Comic-Con‘da yayınlandı. Tabii ki bu, cevaplardan çok yeni sorular getiriyor. Fragmanın her saniyesi, oturup üzerine uzunca konuşmayı gerektiren şeylerle dolu. Şimdilik acil cevaplanması gereken sorulara hep birlikte göz atalım.

Ama önce, kaçıranlar ve yeniden izlemek isteyenler için kısa bir fragman arası:

1. Asıl dörtlümüzün neyi var?

Tina, Seherbazlık işinin yoğunluğunda gömülmüş gibi görünüyor, Newt’e Dumbledore tarafından akıl almaz bir görev verilmiş, Jacob, Newt’in peşine takılmış ve anlık sahneler, Queenie’nin bir şeylere çok üzülmüş olduğunu gösteriyor.

Fragman boyunca birkaç sahnede Tina’yla Newt birleşmiş gibi görünse da sadece Jacob ve Newt küs değil gibi duruyor. Bu filmlerin ana çatışması Grindelwald’ın yükselişi ve Dumbledore’un onu durdurma çabaları; peki bu dört karakter o çatışmaya nasıl katkı sağlayacak?

2. Hepsinin geleceğini değiştiren Queenie’nin kaderi mi olacak?

Gridelwald’ın Suçları fragmanlarının ikisinde de Queenie hiç Newt, Tina ya da Jacob eşliğinde görünmüyor. Sahnelerin birisinde kulaklarını kapamış ve çok sıkıntılı duruyor. İnandırıcı bir durum var ki Queenie, Grindelwald’ın ikna kabiliyetine karşı hassas olabilir ve belki de Grindelwald’ın sözlerine inanmıştır. Paris’e Grindelwald’ı aramak için mi geldi? Queenie’nin bu filmdeki seçimi onun kaderini mi mühürleyecek?

3. Newt, Theseus ve Leta arasındaki ilişki ne?

Leta, Newt’e, “Şimdiye kadar sevemeyeceği bir canavar ile karşılaşmadın,” diyor. Leta, kendisinin bir canavar olduğunu mu söylüyor yoksa Newt’in ona karşı olan sevgisine ihanet ettiği için kendisini suçlu mu hissediyor? Leta’nın, Hogwarts yıllarında Newt’in başını ciddi belaya soktuğunu biliyoruz ve şimdi de Leta, Newt’in abisi Theseus ile nişanlı. Theseus’la Newt’in yan yana savaştığı görülüyor yine de bu, farklılıklarını arkalarında bıraktılar mı demek?

4. Credence nihayetinde kimin tarafında olacak?

Credence’ın, büyüsü hâlâ patlayıcı olsa da geçmiş aylarda onlar üzerinde daha çok hakimiyet kurduğunu görüyoruz. Credence kaçıyormuş gibi duruyor, Maledictus’la birlikte saklanıyor gibi ama sonradan görüyoruz ki bir adam -görünüşe göre Bakanlık çalışanı Torquil Travers- ona yetişmiş. Sihir Bakanlığı Credence’ı mı takip ediyor yoksa Travers, Grindelwald’ın emirleri üzerine mi öyle davranıyor? Bu filmde Credence’ın hikayesi, çok muhtemelen kendini keşfetmesiyle ilerleyecek ama en sonunda tarafı, ona güç vaat eden Grindelwald’dan yana mı olacak yoksa ona nezaket sunan Dumbledore ve yandaşlarından yana mı?

5. Dumbledore neden Grindelwald’la yüzleşemiyor?

Grindelwald’ın son derece güçlü olduğu açık -aniden MACUSA muhafızlarından kaçıyor ve görünüyor ki destek olmadan uçabilme gücü var. Ayrıca elinde Mürver Asa’yı tutuyor ve onu takip eden oldukça geniş bir kitle toplamış. Fakat fragman, Dumbledore’un Grindelwald’la yüzleşmek istememesinin daha derin bir sebebini ortaya çıkarıyor. Görünüşe göre Grindelwald, Dumbledore’un yüreğinin “derinliklerinde yatan tutkusu, isteği”. Grindelwald, Voldemort gibi, aşkın istifade edilmesi gereken bir zayıflık olduğuna inanıyor mu? Dumbledore, Grindelwald’a olan aşkı yüzünden zayıflamış olacağından endişe ediyor mu? Ya da daha basitçe, Dumbledore, Ariana’nın ölümü arkasındaki gerçeği öğrenmekten ve Grindelwald’ın aşkının, ondan ebediyen alınacağı olasılığından korkuyor mu?

6. Tüm bunların içinde Nicolas Flamel’in rolü ne?

En sonunda Nicolas Flamel’le tanıştık! Görünüşe göre, Yaşam İksiri canlılık vadetmiyor –600 yaşını geçmiş biri olarak Flamel, fazlasıyla kırılgan. Newt ve Jacob ona ne için danışmak istemiş olabilir? Grindelwald ölümsüzlüğün peşinde mi? Dumbledore onları, kendi adına eski arkadaşından akıl almak için mi gönderdi? Yoksa Flamel’i kendi amaçları için mi buldular? Newt, Jacob’ı görevinde yanında götürmeye niyetli görünüyor ve Jacob Muggle olduğundan bu onu ciddi bir tehlikeye sokuyor. Belki de Jacob, geçici olarak kendini ölmekten korusun diye azıcık Yaşam İksiri’ne ihtiyaçları vardır.

7. O bir ‘Beşayak’ mı?

Newt kısacık bir sahnede bu korkutucu canavarla yüz yüze geliyor ve Fantastik Canavarlar Nelerdir Nerede Bulunurlar’a hemencecik bir göz atacak olursak bu canavarın, ölümcül Quintaped (Beşayak) olma olasılığı yüksek. Bu filmde tehlikeli olup görebileceğimiz tek canavar bu da değil -fragmanın başlarında geniş, siyah bir palto gibi gözüken bir şey binaların üstünü kaplıyor ve Newt ve Tina’nın üstüne doğru çullanıyor. Credence’ın Obscurial enerjisine benzemiyor ama pekâla Cansarar (Lethifold) -ayrıca Canlı Kefen olarak da bilinir- , pelerine benzeyen, ölümcül, boğan bir yaratık, olabilir. Belki de tanışacağımız canavarlar, filmin olması gerektiği kadar karanlık olacaktır.

Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları 16 Kasım 2018’de beyaz perdede olacak ve belki sonunda sorularımıza cevap bulacağız. O zamana kadar teorilere devam!

Fragmanda sizin fark ettiğiniz ayrıntılar, kafanızı kurcalayan sorular var mı? Bizimle paylaşmaktan çekinmeyin!

Fragmanın detaylı analizini buradan okuyabilirsiniz!

Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları filminin yeni fragmanının yayınlanması, ardında binlerce yeni soru da getirdi. En dudak uçuklatan sahnelerden biri de, Albus Dumbledore’un Kelid Aynası’nda Gellert Grindelwald’ı görmesiydi. MuggleNet‘ten dilimize kazandırdığımız bu yazı çok konuşulacak!

Öncelikle fragmanı bin birinci defa tekrar izleyelim:

Harry Potter ve Felsefe Taşı’nda Kelid Aynası’nı keşfeden genç ve kendinden geçmiş bir Harry’ye ayna hakkında şunları söylemişti:

“Bu ayna yüreklerimizin en derinliklerinde yatan tutkuları, istekleri gösterir bize.”

Açıkça görülüyor ki, Gellert Grindelwald Dumbledore’un yüreğinin “en derinliklerinde yatan tutku ve isteği”ni temsil ediyor. Dumbledore’un aynada Grindelwald’ın yansımasını görmesinin sebebi, büyü dünyasında barışı sağlamak umuduyla onu mağlup etme isteğinden kaynaklanıyor olabilir. Peki, öyleyse Dumbledore neden Grindelwald ile yüzleşmeye o kadar gönülsüz görünüyor? Bir diğer ihtimal; Dumbledore’un en derin arzusu, bir zamanlar tanıdığı ve hâlâ sevmeye devam ettiği Grindelwald’ın kendisi de olabilir.

Tüm bunlar bir yana, Ayna’da, hatalarından ders almış ve Dumbledore’un sevdiği haliyle hatırladığı bir Grindelwald’ı da görüyor olabiliriz. Dumbledore, muhtemelen Grindelwald’ı yürekten anlayan tek kişiydi.İkisi de henüz çok gençti; aynı ilgi alanlarına sahipti ve her ikisi de oldukça zeki adamlardı. Ayrıca ikisi de aileleriyle küçük bir köyde kapana kısılmış ve ona rağmen daha fazlasını yapabileceklerini hissetmişlerdi. Dumbledore’un Grindelwald’aneden aşık olduğunu anlamak hiç de zor değil.

Kaldı ki, Dumbledore’un tarafında olan bir Grindelwald’la dünyayı ele geçirme arzusu, onda hâlâ yerini koruyor olabilir. Gençlik zamanlarında, birlikte geçirdikleri tüm o yaz ayları boyunca, Ölüm Yadigarları hakkında teoriler paylaşmış ve “Çoğunluğun İyiliği İçin” adını verdikleri büyücülük hakimiyetini kurmuşlardı. Şunu açıkça söyleyebiliriz ki; bu durum, Dumbledore’u etkisi altına almış ve ona bir amaç vermişti. Belki de, Dumbledore’un bir parçası, hâlâ, Grindelwald’ın öncüllüğüne inanıyor ve yeniden onunla çalışıp acımasız yöntemlerini değiştirmesini umut ediyor olabilir.

Her iki durum da, Dumbledore’un Grindelwald’a karşı koyma konusundaki gönülsüzlüğünü açıklıyor. Dumbledore’un en büyük arzusu, onun en büyük korkusunu yansıtıyor. İyileşmiş bir Grindelwald’la yeniden bir araya gelmeyi arzuluyor ise, onun tehlikeli ve ıslah olmaz karakterinin gerçekliğiyle yüzleşmekten korkuyor olabilir. Bunun yanında,Grindelwald’la yeniden bir araya gelmeyi ve gençliğinde yapmayı planladığı gibi onun tarafına geçmeyi arzuluyor da olabilir. Ancak, bu doğruysa, Grindelwald’la barıştığı an Dumbledore’un büyü dünyasına olan sorumluluğunu bırakacak kadar zayıflaması, onun en büyük korkusu haline gelecektir.

Yaşlı Dumbledore, sevginin bir insanın en güçlü yanı olduğu konusunda oldukça net bir fikre sahipti (Voldemort’un düşüşüne de bu inancı sebep olmuştu); ama Genç Dumbledore henüz bu fikirde olmayabilir. Belki de, Grindelwald’a karşı gelmekten oldukça korkuyordur; çünkü Dumbledore’un onu hâlâ sevdiğini düşünecek olursak, Grindelwald bu sevgiyi ona karşı kullanıp onun sonunu getirebilir. Bir zamanlar, Dumbledore’un Grindelwald’a olan aşkı, gözünü kör etmişti; ta ki, ilişkileri kardeşi Ariana’nın ölümünün ardından son bulana kadar. Kelid Aynası’nın Grindelwald’ı Dumbledore’un “derinlerde yatan en umutsuz arzusu” olarak göstermesi, Dumbledore’un ona karşı koyma konusundaki gönülsüzlüğünün bir sebebi olmalı. Grindelwald’a olan aşkının onu yeniden kör etmesinden ve bunun da dünyaya birçok cana mal olmasından korkuyor olsa gerek.

Bu filmde bahsi geçen olaylardan 20 yıl sonra bile Dumbledore’un, Grindelwald ile savaşmaya gönülsüz oluşu, Kelid Aynası’nın onda güçlü bir etkisi olduğuna işaret ediyor. Harry Potter ve Felsefe Taşı’nda, Dumbledore Harry’ye Ayna’nın baştan çıkarıcı etkisinden muhtemelen kendi deneyimlerine dayanarak bahsetmişti:

“Ama bu ayna bizi bilgiye, doğruya götürmez. Gösterdiklerinin gerçek olmadığını bilmeyenler onun önünde eriyip gitmişlerdir ya da akıllarını kaçırmışlardır.”

İşte, aynanın Dumbledore’da yarattığı cazibenin sonucu olarak, “Grindelwald’ı tekrar kazanabilir mi?” sorusu ve bu olasılığı kaybetmenin korkusu, Dumbledore’u Grindelwald’ın Suçları filminde geri planda tutuyor olsa gerek. Öncelikle Dumbledore’un Grindelwald’ın karşısına dikilmesi ve onu mağlup etmesi için, bu türden hayallerden kurtulması gerekir. Bir şeyler olmuş olmalı ki, Dumbledore sevgisinin zayıflıktan ziyade bir güç olduğuna ikna olmuş. Mürver Asa, onun için savaşan iki büyücüden yalnızca en güçlüsüne bağlılığını gösterir. Potter serilerinden öğrendiğimiz bir şey varsa, o da sevgiden doğan sihrin nefretten doğan sihirden çok daha güçlü olduğu.

Harry Ayna’yı ilk keşfettiği zaman Dumbledore’a Ayna’da ne gördüğünü sormuştu. Buna karşılık J.K. Rowling ise, en derin arzusu olarak ailesinin tüm üyelerini sağlıklı şekilde bir arada gördüğünü açıklamıştı. Genç Dumbledore geçmişini kurtarmayı hâlâ istiyor olsa da, Yaşlı Dumbledore bir şeyi çok iyi biliyordu:

“Düşler dünyasına dalıp yaşamayı unutmak doğru değildir.”

Ne kadar yıllar geçmiş olsa da, Albus Dumbledore hâlâ oldukça duygusal bir adam. Sık sık geçmişine baktığı ve anılarına tutunduğu belli oluyor. Dumbledore, anılarını ziyaret etmek için kullandığı bir Düşünseli’ne sahip. Diriltme Taşı’nı kullanarak ailesini yeniden görme hevesi, ölümünü hızlandıran bir lanet yüzünden son buldu. Tüm bunlar, Dumbledore’un bugünü ve yarını yorumlarken, geçmişi derinlemesine düşünmesinin ne kadar önem arz ettiğini gösteriyor. İşte tam da bu, Kelid Aynası’nda Grindelwald’ın görüntüsünü daha da anlamlı kılıyor, ne açıdan bakarsanız bakın.

Elbette, film gösterime girene kadar yalnızca tahminlerde bulunabiliyoruz. Belki de, Dumbledore’un gördüğü, ona uzun zaman önce ödünç verdiği ve bir daha hiç geri alamadığı “bir çift yünlü çorap” giymiş bir Grindelwald’dır.

bunlar da ilginizi çekebilir:

* Çoğunluğun İyiliği – Hayran Filmi

* Çoğunluğun İyiliği Hakkında Her Şey

* Grindelwald – Dumbledore Aşkı

Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları hakkında daha fazla bilgi öğrendikçe hayranların aklında daha çok soru oluşuyor. İnsanlar değişik teoriler ve cevaplar peşinde. Cevap arayan bir Muggle.net yazarı ise, Zoë Kravitz‘in canlandırdığı karakter Leta Lestrange hakkında verdiği bir cevap hakkında cevapları aramış. Gelin hep birlikte biz de cevaplar arayalım!

Leta Lestrange’ın Newt Scamander’ın büyük abisi, Theseus Scamander ile olan nişanlılığı bazı konuları karıştırıyor. Leta’nın aile bağları ve Theseus’un olduğu adam tipi arasındaki zıtlık bir soruyu doğuruyor. Biliyoruz ki Theseus bir savaş kahramanı, fakat bu nişanlılık neyi gösteriyor?  Nişanlılık, Thesesus’un Lestrange güruhuna dahil olacağı manasına mı geliyor, yoksa Leta’nın Scamander’lara katılacağına dair bir işaret mi? Harry Potter kitaplarından ve Fantastik Canavarlar Nelerdir Nerede Bulunurlar? filmindeki Queenie Goldstein‘in Lestrange ailesi hakkındaki pek de güzel olmayan yorumundan çıkardığımız bilgilere göre Lestrange ailesi kötü bir şöhrete sahip. Ayrıca Bellatrix Lestrange‘ı iş başında gördükten sonra, bahsi geçen ailenin ismini duyduğumuzda midemize kramp girmemesi mümkün mü? Bütün bunlar yüzünden, Grindelwald’ın Suçları filmindeki Leta’nın varlığı bir soruyu daha getiriyor: Leta Lestrange aslında kim? Ne tip bir Lestrange?

Okula uyum sağlayamadığını ve bir Hufflepuff üyesiyle yakın arkadaş olduğunu biliyoruz. Newt’in Leta ile çok iyi anlaştığını da hesaba katarsak ve Newt’in içgüdülerine güvenirsek, Leta gerçekten o kadar da kötü olamaz, olabilir mi?

Zoë Kravitz, San Diego’daki Comic-Con 2018 sırasında izleyicilerden soru sormalarını istedi. Kendisine şöyle bir soru geldi:

İzleyicilerin Leta hakkında bilmesini istediğin şey nedir?

Kravitz, bu soruya “İnsanların Leta hakkında bilmesini istediğim tek şey, o sizin düşündüğünüz gibi biri değil.” şeklinde cevap verdi.

Leta hakkında toplanan bilgilere göre şunu söyleyebiliriz: Kendisi iyi bir adamın kalbini kırmış olan pervasız bir baş belası – ayrıca bu kişinin kardeşiyle nişanlanacak kadar da düşüncesiz. Belki de Leta gerçekten ailesinin negatif şöhretinden sıyrılmak istiyor ve “düşündüğünüz gibi biri değil”. Ayrıca Leta’nın gizli bir şekilde Newt’e aşık olma olasılığı da var. Acaba Leta, eski Hogwarts arkadaşına yakın olabilmek için umutsuz bir şekilde her şeyi deniyor olabilir mi? İyi niyetle başladığı işleri yaparken eline yüzüne bulaştırıyor mu? Draco Malfoy gibi trajik bir karakter mi, ailesi ve etik davranışlar arasında ikilemde kalmış bir karakter?

Belki de Theseus ile olan nişanlılığı göründüğü gibi değildir. Ya da diğer taraftan, nişanlanmasının sebebi aşk değildir. Grindelwald için ajanlık yapıp düşmanları hakkında bilgi topluyor olabilir mi? Yalnızca zaman gerçeği gösterecek. Tek bir şey kesin – Leta izlenmesi ilginç olacak, karmaşık bir karakter – Newt gibi bir karakteri incittiği için nefret edilesi olsa bile.

Kravitz’in söyledikleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Leta’nın karakter gelişimini merak ediyor musunuz? Sizin düşünceleriniz neler? Bizlerle paylaşmayı unutmayın!

bunlar da ilginizi çekebilir:

Leta Lestrange Yeni Severus Snape’imiz mi Olacak?

Kim Bu Meşhur Leta Lestrange?

Dumbledore ve Newt arasındaki ilişkinin, Dumbledore’un Harry Potter ile olan ilişkisine hangi karanlık açılardan benzediğine birlikte göz atmaya ne dersiniz? MuggleNet anlatmış, sizin için Türkçeleştirdik!

Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları‘nın yeni fragmanında, Grindelwald’ın Newt’e “Dumbledore’un senin için yas tutacağını mı sanıyorsun?” dediğini görüyoruz. Bu cümle, ve aslında fragmanın tamamı, bize Harry Potter’ın Albus Dumbledore ile olan tecrübesini anımsatıyor. Dumbledore Harry’yi favori öğrencisi olarak alıyor, onu koruyor, ona ve yeteneklerine güveniyor. Sonrasında ise Harry’yi çok az bir hazırlıkla, aslında Harry’nin ölümüyle karşılaşmasını umarak ve planlayarak, oldukça tehlikeli bir büyücüyü öldürmeye gönderiyor.

Grindelwald’ın Suçları fragmanı bize, Dumbledore’un bir öğrenciyi kullanıp ihanet edişinin aslında ilk olmayacabileceğinin göstergelerini sunuyor. Fragman, Newt’in ”Korkuyorum, Profesör Dumbledore” demesinin ardından Dumbledore’un “Herkes bir şeyden korkar,” sözleriyle başlıyor. Bu diyalog, ikisinin arasında normal öğretmen-öğrenci ilişkisinin ötesine geçecek seviyede bir yakınlık olduğu izlenimi uyandırıyor. Yıllar sonra ise,  Dumbledore Newt’ten neredeyse imkansız bir göreve atılmasını istiyor; tüm zamanların en güçlü karanlık büyücüsünün alt edilmesi! “Ben Grindelwald’a karşı hareket edemem, bu sen olmalısın,” diyor ve herhangi başka bir bilgi vermeden cisimleniyor. Grindelwald’ın söylediği söz ile Newt, tıpkı Harry gibi, Dumbledore’un kendisini yada güvenliğini umursayıp umursamadığıyla ilgili şüphe duymaya başlıyor.

Dumbledore’un gözde öğrencilere dostça davranıp sonra onları kendi savaşlarında, onun için dövüşmeye ikna etmek gibi bir geçmişi var mı? Harry Potter serisinin ta kendisinde bunun kanıtları var gibi. Harry Domuz Kafa’sında Aberforth ile karşılaştığında, Aberforth onun içinde olduğu durumu esrarengiz bir şekilde çok iyi anlıyor. Harry Dumbledore’un ona yapması için bir iş bıraktığını söylediğinde, Aberforth “Öyle mi? İyi bir iştir umarım. Hoş? Kolay? Yetersiz küçük bir büyücüden kendisini pek kasmadan yapmasını bekleyebileceğin tipte bir şey mi?” Aberforth abisinin, himayesine aldığı gençlere verebileceği işlere olduça aşina görünüyordu. Aberforth sonrasında “Abimin umursadığı onca insanın, onları rahat bırakmış olsa olacaklarından daha kötü duruma düşmeleri, komik şey,” diyor. Bahsettiği kişilerden biri kesinlikle Ariana ama daha fazlası var gibi görünüyor. Newt onlardan biri olabilir mi?

Filmi izleyene kadar, Newt’in Dumbledore’la olan tecrübesinin ne kadarının Harry’ninkiyle benzediğini bilemeyeceğiz. Ancak fragmandan görüldüğü üzere Dumbledore Newt’in güvenini kazamış ve bunu, Newt’i Grindelwald’la savaşması için teşvik ederek kullanıyor. Dumbledore onu bu işte görevlendirdiğine göre Newt’in başına neler gelecek, bekleyip göreceğiz.

Peki sizler bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Gerçekten Dumbledore yetenekli büyücüleri kendi pis işlerini yaptırmak için mi kullanıyor? Yoksa şartlar bunu gerektirdiği için mi onları bu zor işlerde görevlendiriyor? Görüşlerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın!

bunlar da ilginizi çekebilir:

* Korkunç Bir Yetişkin: Albus Dumbledore

* Kehanetin Gerçekleşmesinde Voldemort’tan Fazla Emek Veren Adam: Albus Dumbledore!

FantastikCanavarlar.com ve Yapı Kredi Yayınları ortaklığında, siz değerli okurlarımıza toplamda 3 set hediye ediyoruz! Fantastik Canavarlar Nelerdir Nerede Bulunurlar, Çağlar Boyu Quidditch ve Ozan Beedle’ın Hikâyeleri‘nin ciltli ve yenilenmiş baskılarını içeren setlerimizi kazanmak çok kolay!

Facebook, Twitter ve Instagram hesaplarımız üzerinden yapacağımız çekilişlerle sahiplerini bulacak hediye kitapları kazanmak için aşağıdaki bağlantıları kullanabilirsiniz!

TÜM ÇEKİLİŞLER İÇİN SON KATILIM TARİHİ: 2 Ağustos 2018 – 23.59

Twitter çekilişine katılmak için TIKLAYIN.

Facebook çekilişine katılmak için TIKLAYIN.

Instagram çekilişine katılmak için TIKLAYIN.

Başka çekilişlerde görüşmek üzere, tüm okurlarımıza bol şans!

Jude Law’un Entertainment Weekly‘yle son röportajı bize Albus Dumbledore ve Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları filmindeki rolüyle ilgili bol miktarda bilgi verdi. Dumbledore’un bu filmde Biçim Değiştirme öğretmediğini, Mürver Asa olmayan güzel bir asaya sahip olduğunu artık biliyoruz. Ayrıca Law bizim bildiğimiz ve sevdiğimiz Dumbledore’ların hiçbirini taklit etmeye çalışmıyor. Detaylara gelin birlikte göz atalım!

Bu röportajda, Law aynı zamanda diğer karakterlerle olan ilişkileri hakkında bize bir fikir verdi.

Kanımca her zaman doğru şeyi yapacağı çünkü doğru olan şeyden başka bir şey yapamayacağına dair ahlaki bir kural anlayışıyla Newt’e hayranlık duyuyor. Bence Newt’in canavarlarda güzellik bulması onun hoşuna gidiyor, çünkü bana kalırsa ara sıra Dumbledore da kendini bir canavar gibi hissediyor. Hem aralarında usta ve çırak türünde bir ilişki bulunmakta. Newt Dumbledore’un yanıldığını düşündüğünde bunu söylemekten korkmuyor, yani bu hizmetkârlık değil.

Özellikle de fragmanın gelecek zamanın müdürünün değil de Newt’in Grindelwald’la yüzleşmesi gerektiği üzerine odaklanmasından beri Newt’in Dumbledore’la olan ilişkisinde pek çok spekülasyon dönmekte. Law oynadığı karakteri çok iyi anlamışa benziyor ve tarif ettiği bu usta çırak ilişkisi ekranlarda harika bir dinamik ortaya çıkarabilir.

EW Law’a Dumbledore’un Grindelwald’la olan ilişkisini de sordu. Dumbledore’un cinsel eğiliminin bu filmin büyük bir kısmını oluşturmayacağını biliyoruz, ancak Johnny Depp’in canlandırdığı Grindelwald ile beraber sahneleri olacak mı?

Aslında Johnny ile beraber sahnem yok. Daha önce söylediğim gibi, bu daha uzun bir hikâyenin yalnızca 2. Bölümü. Uzaktan ona hep hayranlık duymuşumdur, ama birbirimizi tanımıyoruz, ayrıca daha burada kendisiyle tanışmadım. Birçok yönden bu durum karakterlerin birbirlerini gördüklerinden bu yana çok uzun yıllar geçtiği için aralarındaki ilişkiye de uyuyor. Burada bana eğlenceli gelen bir karmaşıklık söz konusu. Tekrar söylüyorum, geçmiş kendini gösterecektir.

Görünüşe göre Dumbledore ve Grindelwald’ın aynı anda bulunduğu bir sahne için en iyi ihtimalle Fantastik Canavarlar 3‘ü beklememiz gerekecek. Şimdilik Dumbledore’un bu genç yaşında nasıl biri olduğunu ve Newt’le aralarındaki ilişkiyi öğrenmekle idare edeceğiz.

Elbette, Newt Scamander ve Harry Potter hem cesur, hem de sadık kahramanlardı. Ancak birbirlerinden farkları da yok değildi. Gelin Pottermore’un hazırladığı listeye birlikte göz atalım.

Seçilmiş Kişi olmak için sahip olmanız gereken belirli nitelikler var gibi görünüyor. Cesur, dürüst ve doğru olmanız lazım bir kere. Her türlü sorumluluğu üstlenmeli ve kendini geliştirmelisin. Ah bir de tabii ki, dünyayı, tercihen kendi başınıza, kurtarmak zorundasınız ve bu konuda çok sinirlenmemeye çalışın.

Her ikisi de “Seçilmiş Kişi” olan Harry Potter ve Newt Scamander bu niteliklere sahip olmasına rağmen, birbirlerinden gerçekten farklı türden kahramanlardı. İşte sebebi…

Hufflepuff vs Gryffindor

Harry ve Newt arasındaki temel farklılıkları özetlemenin en iyi yolu, hangi Hogwarts binasına ait olduklarına bakmaktır.

Harry, öğrencileri cesur ve cüretkâr olma nitelikleri için kabul eden Gryffindor’daydı. Gryffindorların tipik olarak pervasızlık ve asabiyet gibi bazı daha az takdire şayan özellikleri de vardı (bunu okurken sinirlenmiş herhangi bir Gryffindor ne demek istediğimizi kanıtlayacaktır!). Bunlar, ister sevin ister sevmeyin, Harry’nin fazla fazla sahip olduğu niteliklerdi: kahraman ve cesurdu, evet, ama Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı’ndaki o sıkıntılı yılını unutmayalım.

Sonuç olarak, Harry’nin Seçilmiş Kişi olmaya tepkisi biraz karışıktı. Kaderini kabul etmesine ve Hogwarts’taki ilk yılından itibaren de bunun gereğini yapmasına rağmen, kaderiyle savaşmaya da çalıştı – özellikle de vaftiz babası Sirius Black’in ölümünden sonra ki kendi pervasızlığı, Sirius’un Bakanlık’taki kurtarma görevine gelmesine ve burada öldürülmesine sebep olmuştu.

“UMRUMDA DEĞİL!” diye bağırdı Harry onlara, bir ayskopu tuttuğu gibi şömineye attı. “CANIMA YETTİ, YETERİNCE GÖRDÜM, BIRAKMAK İSTİYORUM, SONA ERMESİNİ İSTİYORUM, ARTIK UMRUMDA DEĞİL -”   

– Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı

Newt ise çalışkan, sadık ve kendilerini işlerine adamış oldukları bilinen Hufflepuff binasındandı. Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar?’da nadiren sinirlendi, bunun yerine, Tina tarafından tutuklandığında kaderini kabul etti ve ölüm cezası verildikten sonra bile soğukkanlılığını korudu (ve tabii ki sonundan bundan paçayı kurtardı). Aslında, Newt’i gerçekten sinirli gördüğümüz tek an bavuluna MACUSA’da el konulduğu ve bakımlarına kendini tamamen adadığı yaratıkların tehlikeye atıldığı zamandı.

Harry zamanını bolca kendi kafasında ve kaderiyle çelişkiler içinde geçirmiş olsa da, özellikle de Voldemort’u öldürmesi gerektiğini öğrendiğinde, Newt’in her zaman Hufflepuff tarzı işlerle meşgul olduğu ve en çok önemsediği şeyler için doğru olanı yaptığı ortaya çıkıyor. Evet, bir Gryffindor ve bir Hufflepuff gerçekten.

‘ Durun. Hayır. Geri ver – O yaratıklara zarar vermeyin – Lütfen, anlamıyorsunuz  – içinde tehlikeli bir şey yok! Tehlikeli değiller! ’

– Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar?

Kader vs Seçim

Harry’ye Voldemort’un kendine denk göreceği bir büyücü olacağı kehanet edildi, ve  böylece Seçilmiş Kişi olarak kaderi onun için seçildi. Elbette, bunun üstesinden geldi ve kaderiyle bir savaşçı gibi başa çıktı. Ancak gerçek şu ki, eğer bunu yapmak zorunda olmasaydı, Harry’nin yıllarını Ron ve Hermione’yle Hogwarts’ta takılarak, Quidditch antrenmanı yaparak ve zar zor derslerini geçerek harcayacağı da ihtimaller arasında. Kısacası, Harry kaderini kendi seçmedi, kaderi onu seçti – elbette Dumbledore’un da biraz yardımıyla.

Öte yandan, Newt baktığı büyülü yaratıkların koruyucusu ve savunucusu olmayı seçti. Kimse ondan bunu istemedi; o hayvanlara olan tutkusu ve merhametli doğası nedeniyle bunu isteyerek yaptı ve hatta defalarca onların ihtiyaçlarına kendi ihtiyaçlarından daha fazla önem verip hayatını riske attı.

Arkadaşlıklar

Newt her zaman kendinin yalnız olduğunu varsayıyor, ve ilk filmde, Hogwarts’taki Leta Lestrange ile yakın arkadaşlığının zorlu şartlardan dolayı sona erdiği açıkça görülüyor. Yine de tam olarak ne olduğunu öğrenmemiz gerekiyor. Leta’dan ayrı olarak ve Tina, Queenie ve Jacob ile tanışmadan önce, Newt’ın arkadaşlık kurma konusunda zorlanıp savaş verdiği açıkça belliydi … en azından bavulunda yaşamayan herhangi bir şeyle.

QUEENIE: Ne yakın bir arkadaşlığın varmış okulda.

NEWT:  İkimiz de okula bir türlü uyum sağlayamamıştık. O yüzden biz de –

QUEENIE: – Bayağı yakınlaştınız. Yıllarca.

… Hep senden almış. Verecek biri lazım sana.

– Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar?

Harry’ye gelince, Hogwarts’dan önce zorba akrabaları olan Dursley’ler yüzünden yalnızdı ve okula başladıktan hemen sonra da hayat boyu sürecek arkadaşları oldu. Ailesi (?) tarafından tüm çocukluğu boyunca sağlıksız bir muameleye maruz kaldığı için Harry’nin kendini diğerlerinden dışlaması kolay olurdu. Ama o bunun yerine, yaşıtları arasında popülerliğini kanıtlayan ve her zaman arkadaşları tarafından güvenilen, kendi bunu bilsin ya da bilmesin, doğal bir liderdi. Ancak Newt, her zaman bir şeyleri tek başına yapmak zorunda olduğunu hissetmişti (tabii ki NYC’ye gitmeden önce).

Birbirlerinden tamamen farklı da değiller …

Newt ve Harry çok farklı insanlar olsa da, bir araya gelselerdi oldukça iyi anlaşabilirlerdi diye düşünüyoruz. Yeni başlayanlar için Harry ve Newt, ne olursa olsun daima zayıf durumda olanları korudular. Bu Newt için, onun büyülü yaratıkları ve zaman zaman da Jacob’tı, Harry ise Hagrid ne zaman yaratıkları hakkında biraz fazla ‘Hagridleşse’ onun en şevkli destekçisiydi.

İkili Hogwarts’taki muzipliklerine rağmen her ikisine de güvenmek için mükemmel bir karakter hakimi olan Dumbledore’un desteğine sahipti. Her ne kadar Newt’in neden okuldan atıldığını bilmesek de (henüz), hem Newt hem de Harry’nin Hogwarts’taki zamanlarında zorlukla hizaya geldikleri açıktır. Açıkçası dürüst olmak gerekirse Harry’nin Hogwarts’tan kapı dışarı edilmemesine hâlâ biraz şaşkınız!

Bu ikili hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın!

Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları açık oturumunun San Diego Comic-Con‘da yapılmasıyla, yeni filmin oyuncu ekibi, soruları yanıtlamak için Entertainment Weekly‘nin konuğu oldu. Heyecan verici yeni fragmanın yayınlanmasının ardından, oyuncular oynadıkları karakterleri EW’e anlattı. Soruların hep ciddi sorulması üzerine, röportajı yapan kişi eğlenceli bir soruyla final yaptı!

“Harry Potter dünyasından bir karakter olsaydınız, kim olmak isterdiniz?”

İlk olarak, Claudia Kim (İsimsiz Maledictus) cevap veriyor:

“Hmm. Adı-Anılmaması-Gereken-Kişi? Fazla hırslı, değil mi?”

Bunun üzerine herkes kahkahaya boğuluyor ve Ezra Miller (Credence) sözü alıyor:

“Evet. Kesinlikle sen hakkını verirdin.”

Ardından, Callum Turner (Theseus Scamander) devam ediyor:

“Ben Snape olmak isterdim.”

Ezra Miller’ın yanıtı gecikmiyor:

“Ev cini Dobby.”

Jude Law (Albus Dumbledore) gülerek sözü alıyor:

“Bu çok açıklayıcı oldu. Aynı psikoterapi gibi. Gerçekte kimsiniz?”

Alison Sudol (Queenie Goldstein)’dan ise sürpriz bir açıklama:

“Hagrid. Evet, tuhaf bir seçim. Biraz yardım almak zorunda kalırdım gerçi…”

“Biz yardım ederdik,” diye sözünü kesiyor Ezra Miller.

Sırada, Lucius Malfoy’u canlandıran Jason Isaacs’ı muhteşem bulan Dan Fogler (Jacob Kowalski) var:

“Belki Baba Malfoy olurdum. Böylece insanlara “iğrenç Muggle’lar” diye diye dolaşabilirdim.”

Katherine Waterson ise, Fantastik Canavarlar’dan sürpriz bir karakter seçiyor:

“Pickett’e karşı bir hassasiyetim var. Ayrıca harika bir iş de olurdu, çünkü birinin cebinde takılmak keyifli olurdu. Hiçbir şey öğrenmek zorunda da değilsiniz.”

Jude Law ise öyle bir karakter seçer ki, onu kesinlikle orijinal Harry Potter serilerinde görmek isterdik.

“Ben her zaman Sirius Black’i çok sevdim. Ama belki de bunun sebebi, Gary Oldman’dır. En karizmatik olan o.”

Zoë Kravitz (Leta Lestrange)’in cevabı ise oldukça kesin:

“Bellatrix. Aile, sonuçta. Aileyi bir arada tutmak gerek.”

Son olarak, Eddie Redmayne (Newt Scamander) cevap verir:

“Bu soru bana bu sabah sorulsaydı, cevabım Hagrid olurdu. Ama Hagrid’i Alison aldığına göre, ben aslında tam bir McGonagall olurdum. Jude’un söylediği aynı sebepten dolayı. Düşünüyorum da, Maggie Smith olmayı çok isterdim. Çok eğlenceli birine benziyor. Gerçi ben İskoç aksanında konuşamazdım.”

Bu sözlerin üzerine, Ezra Miller, Redmayne’den kendi McGonagall’ını göstermesini istiyor. Ve ortaya harika bir iş çıkıyor! Röportajın tamamını izlemek için buraya tıklayabilirsiniz.

Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları filminden daha fazlası için beklemede kalın!

Harry Potter kitapları ve filmlerinden bildiğimiz fakat yüzünü şimdiye kadar hiç göremediğimiz bir karakter var. Geçtiğimiz günlerde bizlere sunulan Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları filminin fragmanında onu ilk kez görebildik. Nicolas Flamel kimdir, büyücülük dünyasında yeri nedir ve neden bu kadar çok bahsi geçmiştir? Gelin IGN‘in hazırladığı bu soruların cevaplarına hep birlikte bakalım!

Warner Bros. tarafından bizlere sunulan Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları filminin, Harry Potter’dan öncesini anlatan serinin ikinci filminin, yeni fragmanında kitapların hayranlarının iyi bildiği bir karakter sahneye adımını attı. Fragman bol bol Newt Scamander, Dumbledore ve Grindelwald gibi karakterler üzerine yoğunlaşsa da, Harry Potter tarihinde birkaç kez bahsi geçmiş bir karaktere de göz atmamızı sağladı: Nicolas Flamel.

Çok sıkı bir Potter fanatiği olmayanlar için Flamel’in bu kısa sahnesinin önemi anlaşılmamış olabilir. Birazdan bahsedeceğimiz şeyler, bu yardımcı karakter hakkında bilmeniz gerekenleri ve Harry Potter / Fantastik Canavarlar dünyasında neden bu kadar önemli olduğuna dair olacak.

Nicolas Flamel: Temel Şeyler

Nicolas Flamel karakteri gerçek hayattan birine dayanıyor. Gerçek Flamel, 14. yüzyıl Fransa‘sında yaşıyordu ve kâtiplik yaparak el yazmaları satıyordu. Ölümünden sonra, simyanın sırlarını çözdüğüne ve sıradan metalleri altına çevirme gücüne sahip Felsefe Taşı‘nı yarattığına dair dedikodular çıkmaya başladı. Söylenene göre, Flamel ayrıca ölümsüzlüğün anahtarını da bulmuştu. Bu dedikoduların yayılmasındaki önemli bir sebep de mezar soyguncularının, Flamel’in mezarını kazdıklarında mezarın içinin boş olduğunu söylemeleriydi.

Nicolas Flamel’in Kitaplardaki Hikâyesi

Temel olarak, Harry Potter dünyası bu dedikoduların doğru olduğunu varsayar. Birçoğumuzun bildiği gibi, Flamel yüzlerce yıl yaşamıştı ve Felsefe Taşı’nın sahibi/koruyucusu olmuştu. Flamel, ayrıca Dumbledore‘un bir müttefikiydi ve son olarak kara büyücü Voldemort‘a karşı olan savaşlarda anahtar rollerden birindeydi.

Büyücü dünyasındaki önemli yerine rağmen, aslında Flamel Harry Potter kitaplarının hiçbirinde görülmedi. Yine de Harry Potter ve Felsefe Taşı kitabında ve ayrıca çok sevdiğimiz, J.K. Rowling’in destekleyici materyaller de sunduğu, Pottermore’da onun hikayesini öğrendik.

Flamel, 14. yüzyılda Fransız okulu Beauxbatons Büyü Akademisi‘ne gitmiştir. Okul yıllarında simya için olan sevgisini keşfetmiştir. Ayrıca bu okulda gelecekteki karısı olan Perenelle – ki kendisi de tarihi bir figür tarafından esinlenilmiştir. – ile tanışmıştır. Simya üzerine olan kariyerinin bir noktasında Flamel Felsefe Taşı’nı yaratmıştır. Felsefe Taşı, büyülü bir taştır; metalleri altına çevirebilir ve Yaşam İksiri denilen bir madde üretir. Nicolas ve Perenelle düzenli olarak iksirden içmişlerdi ve ömürleri 20. yüzyıla kadar yaşamalarını sağlayacak kadar uzamıştı. Rowling, hiçbir şekilde Flamel’in kişisel servetini arttırmak için taşı kullanıp kullanmadığı konusunda bir bilgi vermedi. Fakat yine de biliyoruz ki Flamel, Beauxbatons’a yardım edebilecek kadar büyük ve etkileyici bir servet biriktirmişti.

Flamel, 20. yüzyılda Hogwarts profesörü Albus Dumbledore ile yakın arkadaş olmuştu. Bu arkadaşlık o kadar sıkıydı ki Dumbledore’un Çikolatalı Kurbağa kartlarındaki yazısında bile bahsedilmişti. Bütün bunların ardından, Flamel ve Dumbledore, Voldemort‘un Harry Potter‘ı öldürmeye çalıştığı o geceki bilinen ölümünden kurtulduğunu, dahası Felsefe Taşı’nı çalıp taşın gücünden yararlanarak eski gücüne kavuşmaya çalıştığını öğrenmişlerdi. Taşın dünyaya yarattığı tehdidi fark ettikten sonra Flamel ve karısı taştan vazgeçmişler ve normalden biraz daha fazla süren ömürlerine bir son getirmeyi kabul etmişlerdi. Flamel ise 690 yaşında vefat etti, Voldemort’un dönüşünü engellemek için kendi görevini yaptığını bilerek.

Filmlerde Nicolas Flamel

Kitaplar gibi, Flamel Harry Potter filmlerinde de hiç gözükmedi. Harry Potter ve Felsefe Taşı filminde bahsi geçmişti. Harry ve arkadaşları, bu pek yaşlı büyücü ve taşın gerçek doğası hakkında daha fazla şey öğrenmişlerdi. Flamel ayrıca filmin video oyunu adaptasyonunda da anılmıştı ve Harry Potter kart oyununda da görülmüştü.

Bunca yıldan sonra, Nicolas Flamel sonunda Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları filminde Brontis Jodorowsky tarafından canlandırılıyor. Bu kısa görüntülerden anlaşılana göre Flamel, Grindelwald’ın büyü dünyasında savaş çıkarmasını engellemeyi görev edinen Newt’in yanında bir başka müttefik olacak. İlginç bir şekilde, kitaplar Flamel’in Grindelwald’la olan savaşta rol aldığından bahsetmiyor. Bilinen ise sadece Voldemort’la olan savaş hakkında. Bu kadar kafa karışıklığının arasında, Flamel’in savaşta ne kadar büyük bir rol oynayacağını bilmek imkansız.

Sizler Nicolas Flamel’in ve Felsefe Taşı’nın filmlerdeki yeri ve önemi hakkında neler düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın!

bunlar da ilginizi çekebilir:

* “Gerçek” Nicolas Flamel’in Sırlarla Dolu Hayatı

* J.K. Rowling’in Kaleminden: Nicolas Flamel

Şimşekkuşu (Thunderbird), Fantastik Canavarlar‘ın ilk filminde çoğumuzun en çok ilgisini çeken canavarlardan biriydi. Öyle ki filmin sonunda da Muggle, oranın diliyle No-Maj, dünyasını, büyücü dünyasının karmaşasından koruyan da bu devasa kuş oldu. Hep birlikte bu canavarı, Pottermore aracılığıyla daha detaylı incelemeye ne dersiniz?

Görkemli Şimşekkuşu, (Fantastik Canavarlar‘da “Frank” isimli bir tanesiyle tanışmıştık) en etkileyici büyülü yaratıklardan bir tanesiydi. İşte filmde böyle hayata getirildi.

Muhteşem, heybetli, birden fazla kanatlı, kökeni Arizona eyaletine dayanan, kartala benzeyen Şimşekkuşu Frank’i, Amerika’ya, onu doğaya salmak için Newt getirdi. “O tam bir Amerikan kuşu,” diyor Eddie Redmayne.

“Film başlamadan önce onu bulduğumda kaçakçılığı yapıldığı Mısır’daydı çünkü Şimşekkuşları, aşırı derecede değerlidir. Tehlikeyi sezmek gibi harika bir yetenekleri vardır. Ayrıca, ruh hali havaya yansır, yani eğer korkmuşsa ya da heyecanlıysa yağmur yağar.”

Parlak, birden fazla kanadı, beyaz rengi, altın gagası ve gözleriyle Şimşekkuşu’nun temeli, Okami konseptinin ilk zamanlarına dayanır. “Fikir, onun tamamen Amerikan kartalı olmasıydı. Onu Totem Direği’nin (bir çeşit anıt heykel) tepesinde hayal edebilirsiniz.” diyor görsel efekt müdürü Christian Manz.

Aynı zamanda, bir Şimşekkuşu, uçarken fırtına bulutları meydana getirerek ve kanatlarından kıvılcım şeklinde şimşekler çıkararak havayı kontrol edebilir. “Kanatlarına giden kan akışı, içinden geçerek buluta benzeyen şekiller oluşturur. “ diye devam ediyor Manz.

“Ve güneş ışığı yaratırken kanatları, içinden ışık saçarak neredeyse renkli cam görevi görür. Yağmur, direkt olarak ondan gelmez ama uçup kanatlarını çırptığından su buharını bulutları, sonuç olarak da yağmuru oluşturmak için etrafına yakınlaşır.”

Kamera arkasından daha fazla bilgi edinmek için Harper Collins’in yayınladığı Canavarlar’ın Sandığı: Fantastik Canavarlar Nelerdir Nerede Bulunurlar’ın Film Büyüsünü Keşfedin kitabını okuyun.

Ek olarak, Şimşekkuşlarının teleklerinden yapılan asaların, lanetleri geri püskürtmede iyi olmasının sebebinin tehlikelere karşı olan duyarlılıkları olduğunu biliyor muydunuz? Sizin bu olağanüstü canavarla ilgili düşünceleriniz neler?

bunlar da ilginizi çekebilir:

* Yeni Tanıştığımız Diğer Sihirli Yaratıklar!

* Ilvermorny Binalarını Tanıyalım

Fantastik Canavarlar’ın yeni filmi yoldayken hepimiz Grindelwald’ın “Çoğunluğun İyiliği” felsefesinin altında nelerin yattığını merak ediyoruz. Bazılarımız safkan takıntısını ırkçı bir yaklaşım olarak görürken diğerlerimiz o zamanların gerekçeleri olduğunu söylüyor. Bakalım J.K. Rowling eski dönemlerin büyücü topluluğu hakkında neler söylüyor.

“Safkan” terimi Muggle kanı taşımayan bir aileyi ya da bireyi tanımlamak için kullanılır. Bu kavram, genellikle, Muggle aileden gelenlere eğitim vermek konusundaki isteksizliği sonunda üç kurucu arkadaşıyla anlaşmazlığa, daha sonra da okuldan ayrılmasına yok açan Salazar Slytherin’le ilişkilendiriliyor.

O günlerde, Slytherin’in ailelere dayalı ayrımı, büyücü topluluğunun büyük kısmı tarafından alışılmadık ve yanlış bir fikir olarak görüldü. O zamanlardaki şairler, Muggle doğumluların sadece kabul görmediğini ama aynı zamanda yetenekli oldukları düşünüldüğünü öne sürüyor. Sevecen isim “Magbobs” olarak anılıyorlardı (bu terimin aslı hakkında fazlaca tartışma var ancak büyük olasılıkla, bu durumda, büyünün “birden ortaya çıktığı (bobbedup)” anlamındaymış gibi gözüküyor).

1692’de -Muggleların zulmüne takiben büyücü toplumu, gönüllü olarak onlardan saklanmayı seçtiği zaman- Uluslararası Gizlilik Kanunu etkili olduktan sonra büyücülerin fikri değişikliğe uğradı. Bu, büyücü ve cadılar için çok sarsıcı zamanlardı ve Mugglelarla evlilikler, hiç olmadığından daha düşük düzeye ulaştı, başlıca sebebi ise yabancı ırklarla evlenmenin yerlerinin bulunmasa yol açacağı korkusu ve sonuç olarak da büyücü kanunu ihlaliydi.*

Böyle belirsizlik, korku ve dargınlık durumunda safkan prensibi, taraftar kazanmaya başladı. Genel kural olarak, bu fikri benimseyenler aynı zamanda saklanmak yerine kesin bir şekilde Mugglelarla savaşmayı destekleyerek Uluslararası Gizlilik Kanununa da karşı çıkanlardı. Sayıları gittikçe artan bazı büyücüler ise Mugglelarla evliliğin sadece Kanunu ihlal etmediğini ayrıca utanç verici, doğal olmayan bir şey olduğunu ve büyülü kanı “kirlettiğini”** söyledi.

Yüzyıllar boyunca Mugle/büyücü evliliği çok yaygın olduğundan kendisini şimdi safkan olarak tanımlayan kişilerin büyücü atalarının olma olasılığı, kendine safkan demeyenlerinkinin olasılığından daha yüksek değildi. Birinin kendisine safkan demesi, biyolojik bir bilgiden çok politik ya da sosyal niyet (“Bir Muggle’la evlenmem ve Muggle/büyücü evliliğini kınarım”) belirtmesiydi.

On sekizinci yüzyılın başlarında yayınlanan ve Salazar Slytherin’in kendi yazılarından alınmış bazı şüpheci bilginlerin çalışmaları, aile ağacı dışında sözde safkan statüsü göstergelerinden söz ediyor. En çok bahsedilen işaretler: üç yaşından önce büyü kabiliyeti sergilemek, erken yaşta (yedi yaşından önce) maharetli bir şekilde süpürge kullanımı, domuzlardan ve onlarla ilgilenenlerden hoşlanmama ya da korkma (domuz özellikle büyülü olmayan bir hayvan olarak ele alınır ve bilindiği üzere domuzlara büyü yapması zordur), yaygın çocuk hastalıklarına direnç, muhteşem bir fiziksel görünüş ve Muggleların varlığına karşı sözde korku ve tiksinmeyi gösteren hoşlanmama -safkan bebeklerde bile gözlemlenebilir-.

Esrar Dairesi tarafından yapılan başarılı çalışmalar, bu safkan statüsü hakkındaki sözde karakteristik özelliklerin bir dayanağının olmadığını kanıtladı. Yine de birçok safkan, büyücü topluluğunda, kendi yüksek statülerinin kanıtı olarak bu özelliklere atıfta bulunmaya devam etti.

1930’un başlarında, İngiltere’de, yirmi sekiz adet tamamen safkan olan aileleri listeleyen –yazara göre “bu ailelerin soylarının saflığını korumaya yardım etmek amacıyla”- “Safkan Rehberi” isimsiz*** olarak yayımlandı. Sözde “Kutsal Yirmi Sekiz” şu ailelerden oluşuyor:

Abbott
Avery
Black
Bulstrode
Burke
Carrow
Crouch
Fawley
Flint
Gaunt
Greengrass
Lestrange
Longbottom
Macmillan
Malfoy
Nott
Ollivander
Parkinson
Prewett
Rosier
Rowle
Selwyn
Shacklebolt
Shafiq
Slughorn
Travers
Weasley
Yaxley

Bu ailelerin ufak bir bölümü, atalarında Muggle olduğunu ve bundan utanmadıklarını ilan ederek kendilerinin listeye dahil edilmelerinden hayıflandılar. En çok sesini yükselten de İngiltere’deki neredeyse eski bütün büyücü aileleriyle bağlantıları olmasına rağmen atalarının ilginç Mugglelarla olan bağlarından gurur duyan Weasley ailesiydi. Protestoları, bu ailelerin, safkan ilkelerini savunanların hakaretini ve “kanı bozuk” lakabını kazandırdı. Bu sırada birçok aile de safkan listesinde yer almadıklarından şikayet ediyordu.

Notlar:

* Sonraki yüzyıllar boyunca karışık evlilikler, bugünkü sağlıklı düzeye kadar yükseldi ve bu da gizlenmiş büyülü topluluğun ortaya çıkmasına yol açmadı. Sıradanın Felsefesi: Neden Muggelar Bilmemeyi Tercih Eder’in yazarı Profesör Mordicus Egg, aşık olan Muggleların genellikle eşlerine ihanet etmediklerine ve eşlerinin büyücü ya da cadı olduğunu iddia ettiklerinden onları artık sevmeyen tarafın da kendi toplumlarınca aşağılandığına dikkat çekiyor.

** Aslında tam tersi doğru gibi görünüyor. Ailelerin sürekli tek bir grup cadı ve büyücüyle evlendiği yerde ruhsal ve fiziksel dayanıksızlık ve zayıflık ortaya çıkmıştır.

*** Cantankerus Nott olduğuna inanılıyor.

Peki safkanlık hakkında sizler ne düşünüyorsunuz? Kan bir büyücünün ne kadar iyi ya da kötü olduğunu belirler mi? Fikirlerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın!

Kitap ve Kültür Dergisi Arka Kapak‘ın Ağustos 2018 tarihli 35. sayısı, Harry Potter dosya konusuyla çıktı!

Sevin Okyay ve Kutlukhan Kutlu röportajı ve Harry Potter dosyasıyla dikkatlerimizi cezbeden derginin tanıtım bültenine hep birlikte göz atalım!

Arka Kapak’ın 35. sayısında bu kez sadece roman olarak değil sinema ve popüler kültür endüstrisi açısından da bir fenomen olan Harry Potter ve Rowling hakkında renkli, ilginç bilgilerle dolu, modern bir Arka Kapak dosyasını siz okurlarımızla buluşturduk. Dosyamız Burak Akkurt, Ölüm, Yaşam ve Anka yazısıyla başlıyor ve Erkan Şimşek’in Rowling portresiyle devam ediyor. Diğdem Sezen’in medya bazlı Potter yaklaşımı ise özgüye değer bir bakış açısı. Aysun Gümüş ise dizinin meşhur nesnelerinin izini süren bir yazıyla dosyamızda yer almakta. Dosyanın bir sürprizi de Mösyö Taha (Şahin) oldu. Mösyö, Harry Potter evrenindeki sembolleri ve anlamları, kendine has üslubuyla kaleme döktü. Dosyamızda elbette bir de röportajımız var. Harry Potterların Türkçedeki dört farklı çevirmeninden ikisi olan Sevin Okyay ve Kutlukhan Kutlu’suz bir dosya düşünülemezdi. Sevengül Sönmez’in, Harry Potter hakkında yazılmış ama henüz dilimize çevrilmemiş kitaplar seçkisi ise dizinin hayranları için güzel bir rehber olacak.

Bu sayımızdan itibaren şairliği ile de editörlüğü ile de yayıncılık camiasının estetik emekçilerinden Mehmed Said Aydın Küpeşte köşesiyle aramızda olacak. Yazarımız Doğukan İşler de köşesinde İzzet Yaşar’ı saygıyla selamladı. Kendisine bu vesileyle hoş geldin diyoruz. Müzik yazılarında bu ay Selçuk Küpçük’ün odağında Bülent Ortaçgil var. Sinema yazılarındaysa bu ay Meriç Şenyüz Arjantin’in yükselen yönetmeni Lucrecia Martel’in son filmi Zama’yı yazarken, Barış Saydam da yazlık sinemaların nostaljik öyküsünü anlattı. Çevirmenin Sözlüğü köşemizde bu ay değerli çevirmen Süleyman Doğru’yu, Editörün Masası köşemizde ise Tefrika Yayınları editörü Önder Yetişen’i konuk ettik.

Dergiye ağustos ayı boyunca D&R, Migros, Babil.com ve merkez kitabevlerinden ulaşabilirsiniz.

Yedi kitaplık Harry Potter serisinde neredeyse her duyguya şahit olduk; cesaret, korkaklık, heyecan ve tabii ki entrika ve aşk. Altıncı kitap ise bence ikili ilişkilere en çok eğilen kitap olabilir. Hermione ve Lavender’ın yıllar geçtikçe kızışan ilişkisini Melez Prens’te karşımıza çıkan “Won-Won” hadisesi ekseninde incelemeye ne dersiniz? Pottermore’dan naklediyoruz!

“Bazen, tek bir insan hücrelerimize kadar sızabilir.”

Hermione Granger en az bir salatalık(!) kadar havalı biriydi. Mantıklılığıyla övünen bir cadıydı. Her daim güçsüzün yanındaydı, hatalarını kabul ederdi, ancak kıkırdama ve dedikoduculuk gibi özelliklere sahip olmaması hiçbir “genç kız” klişesini yaşamadığı anlamına gelmez. İğneleyici bir üslubu yoktu, arkadaşlarının arkasından konuşmaz ve gördüğü her oğlanın ardından arzulu hayallere kapılmazdı.

Şimdi sen öne çık bakalım, Lavender Brown.

Lavender, Hermione’yi sinir edecek şeyler yaptı. Evet doğru, Ron’un Lavender’la olan “koklaşma ritüelleri” de bu duruma hiç yardımcı olmadı ancak Lavender bundan çok öncelerde de Hermione’nin damarına basıyordu.

Gryffindor kızlarının 7 yıl boyunca aynı yatakhaneyi paylaştığı bilgisini de eklemeden geçmeyelim, 7 YIL BOYUNCA. Tüm o “Won-Won” durumları süresince Hermione’nin Lavender’a karşı patlamaması bir mucizeydi.

Haydi biraz geriye gidelim ve Lavender tarafından provoke edilmiş, Hermione’nin Hermione olmaktan çıktığı o beklenmedik olaylara bir göz atalım.

1. Tavşan Hadisesi

Lavender Kehanet dersinin büyük bir hayranıydı, ki Hermione bu dersin bir dolu saçmalıktan ibaret olduğunu düşünüyordu. Profesör Trelawney’nin “Korkuyor olduğu şeyin gerçekleşeceği” konusundaki kehanetinden sonra o şey tam da Trelawney’nin belirttiği tarihte gerçekleşince Lavender tam anlamıyla dağılmıştı. O korkulan Cuma gününde Lavender’ın evcil tavşanı Binky nalları dikti ve Lavender de kaçınılmaz olarak ikiyle ikiyi toplayıp Profesör Trelawney’yi haklı çıkardı. Tüm bunlar olurken Hermione zerre kadar böyle düşünmüyordu.

Hermione, grubun geri kalanına dönerek, “Yani, meseleye mantıkla bakacak olursanız,” dedi, “yani, Binky bugün bile ölmedi, değil mi, sadece Lavender haberi bugün aldı-“ Lavender yüksek sesle bir hüngürtü kopardı “-ve bundan korkuyor da olamazdı, çünkü onun için gerçek bir şok oldu-“

– Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

2.Kim Olduğunu Bilirsin Sen Meselsi

Dördüncü yıllarında, Üçbüyücü Turnuvası’ndan sonra Lord Voldemort’un geri dönüşü hakkında Lavender Harry’ye kuşkuyla baktığı için Hermione ve Lavender arasında gerilim yaşandı. Lavender’ın Harry’nin yalan söylediğini düşündüğünü belirtmesinin ardından, Hermione yatakhane arkadaşına “koca şişman ağzını kapalı tutmasını” söylemişti. Vay, tam bir skandal, değil mi?

3. Tini Minicik Ron-Ron’cuk

Ancak elbette ki Hermione’nin asıl tepesini attıran şey Lavender’ın Ron’la ilişkisiydi. Onları bir çift olarak izlemek, Ginny’nin tam isabetle tarif ettiği gibi “Birbirine dolanmış bir çift yılanbalığının ortalarda dolaşması”nı izlemek gibiydi ve Hermione’nin çıldırmasına sebep oluyordu. Altıncı yılda Ron’un Quidditch maçındaki başarısının gecesi de bu anlardan biriydi. “Won-Won” ve Lavender’ı birlikte ıssız bir köşe ararlarken gördükten sonra Hermione ona saldırmaları için Ron’un üzerine küçük, sevimli ancak deri kesici özellikleri olan bir kuş sürüsü yollamıştı.

Harry hızla dönünce Hermione’nin; yüzünde çılgın bir ifadeyle, asasını Ron’a doğrulttuğunu gördü: küçük kuş sürüsü, tombul altın kurşunlardan oluşan dolu taneleri gibi Ron’a doğru hızlanıyordu; Ron ciyak ciyak bağırdı, yüzünü elleriyle örttü ama kuşlar saldırıyor, ulaşabildikleri her et parçasını gagalayıp pençeliyorlardı.

– Harry Potter ve Melez Prens

4. Ne İnkâr Etmesi?

Hermione’nin çok hassas bir kalbi olmayabilirdi ancak o genellikle dürüst ve hissettikleri konusunda açık sözlüydü, en azından Harry’ye karşı. Ancak söz konusu Lavender ve “Won-Won” olduğunda Hermione tüm hislerini kendine saklıyor ve sıkıntısını en yakın arkadaşına bile itiraf etmiyordu. Ancak çabalalarının aksine gerçek hisleri bazen tanıdığımız Hermione’ye en uymayacak şekilde ve beklenmedik bir anda açığa çıkıveriyordu.

Kütüphaneci Madam Pince, arkalarındaki rafları kolaçan ederken, Hermione, “Kimi isterse onu öpmekte tamamen özgür,” dedi. “Hiç umurumda değil, gerçekten.”

Tüy kalemini kaldırdı ve bir “i” harfinin noktasını öyle şiddetle koydu ki, parşömeninde bir delik açtı.

– Harry Potter ve Melez Prens

5. Aşk Bir Oyundur

Kıskançça bir şekilde, Hermione ateşe ateşle karşılık vermesi gerektiğine karar vererek Slughorn’un partisine Ron’un Quidditch’teki rakibi Cormac McLaggen’ı davet etti. Çevirdiği entrikanın boyutunun büyüklüğü karakterine tamamen aykırı bir şekilde ne tür oğlanlardan hoşlandığıyla ilgili dedikodu etmesinden anlaşılabilir. Sırada ne var, Hermione? Çarşambaları pembe giymek mi?

“Aa- evet- haberin yok muydu?” dedi Hermione, ona hiç yakışmayan bir kıkırdamayla.

“Hayır!” dedi Parvati, bu dedikodu karşısında büyük bir heyecana kapılmış gibi görünerek. “Vay canına, Qudditch oyuncularını seviyorsun, değil mi? Önce Krum, sonra McLaggen…”

“Gerçekten iyi Quidditch oyuncularını seviyorum,” diye düzeltti onu Hermione, hâlâ gülümseyerek. “Eh, görüşürüz… gidip parti için hazırlanmam gerek…”

– Harry Potter ve Melez Prens

6. Ve Zafer!

Hermione ve Ron’un birbirleri için yaratıldıklarını biliyoruz, ve Ron’un ölümün kıyısından döndüğü bir hadise atlatması giderek yapışkanlaşan Lavender’ı yarışta geriye çekmişti (Ron, aslında Dumbledore için hazırlanmış bir suikast sonucu kazayla zehirlenmişti).

Ron, hastalığının sersemliğinde Hermione’nin adını sayıklamıştı. Birine bilinçsizce abayı yakma konusunda Ron’a güvenin.

Filmde Hermione sonunda patlamış ve kendisini “sırf şimdi ilginç biri olduğu için ”Ron’la arayı düzeltmeye çalıştığı konusunda suçlamasından sonra Lavender’ı “O zehirlenmişti, seni kaçık mankafa!” diyerek haşlamıştı. Kitaplarda Hermione o kadar ileriye gitmemiş olabilir, ancak belki de her şeyi gizlice içinden söylüyordu.

7. Trajedinin Darbesi

Oğlanlardan farklı olarak Lavender ve Hermione birbirlerinden açıkça nefret etmediler, onlar yalnızca birbirlerine tamamen zıtlardı. Hermione Hogwarts Savaşı’nda Lavender asma balkondan düştükten sonra onu üzerine abanan kurtadam Fenrir Greyback’ten kurtarmakla elinden gelecek olanın en iyisini yaptı. Bu trajik sahne bize elbette ki her şeyi yeniden düşündürdü.

Merdivenden indiklerinde yukarıdaki balkondan iki beden düştü ve Harry’nin hayvan olduğunu düşündüğü gri, bulanık bir leke, dişlerini düşenlerden birine geçirmek için dört ayak üzerinde salonu geçti.

“HAYIR!” diye feryat etti Hermione, ve asasından çıkan sağır edici bir patlamayla Fenrir Greyback, Lavender Brown’ın hafifçe kımıldayan bedeninden geriye doğru savruldu.

– Harry Potter ve Ölüm Yadigarları

Hermione ve Ron’un yıllar süren inişli çıkışlı ilişkisinde sizin hatalı gördüğünüz taraflar var mı? Sizce bu aşkın bu kadar geç filizlenmesinde asıl suçlu taraf kim? Yorumlarınızı bekliyoruz!

Fantastik Canavarlar serisinin kahramanı Newt Scamander’ın asasının nasıl yapıldığını hiç merak ettiniz mi? Gelin, Pottermore’dan çevirdiğimiz bu yazıyla merakınızı biraz olsun giderelim.

Bir cadı ya da büyücü hakkında yalnızca asasına bakarak bile birçok şey öğrenebiliriz. Fantastik Canavarlar Nelerdir Nerede Bulunurlar filminin prop uzmanı Pierre Bohanna, Newt Scamander’ın asasını nasıl tasarladığını anlattı.

“Asalar ilginçtir,” diyor prop uzmanı Pierre Bohanna

“Sonuçta kaba tabiriyle bir çubuk olduğu için tasarımı da oldukça basit olabilir. Ama nasıl görünmesi gerektiğine dair çokça görüş de var, çünkü karakterlere uygun olacak şekilde ısmarlanıyorlar.”

Newt, Tina, Queenie ve Graves gibi birçok karaktere ait her bir asanın tasarımı, Stuart Craig’in sanat departmanında çalışan konsept tasarımı yardımcısı Molly Sole ile başladı. Dönemin moda anlayışının ve Amerikan tarzının ötesinde (New Yorkluların sahip olduğu asalar Gotik değil, Art Deco’dur), asalar söz konusu karakteri en iyi yansıtacak şekilde tasarlandı. Harry Potter dünyasında, asalar yarı-bilinçlidir ve cadı ya da büyücünün karakteriyle eşleşir. Nasıl göründükleri ise, büyüyü yapan kişi hakkında bize çok şey anlatır.

Tasarımın tamamlanmasının ardından, önce asanın ilk modeli tahtayla biçimlendirilir; ardından mümkünse, gerçek malzemeyle işlenir. Sonra bu asa, şekli yaratmak için referans olarak kullanılır ve birçok kopyası yapılır. Oyunculara evde alıştırma yapmaları ve asayla büyü yapmayı iyice kavramaları için, özellikle plastik olanlardan birer kopya verilir. Çünkü alıştırma yaparken kolaylıkla sakatlanabilirler. “35 ila 40 santim uzunluğunda, yarım inç kalınlığında tahta bir çubuk aslında oldukça tehlikelidir,” diyor Bohanna.

“Kırılır ya da çatlarsa kesici bir hale gelir, o yüzden yalnızca yakın plan çekimlerde orijinal asa kullanmanıza izin verilir.”

“Newt’in asasına gelince,” diye devam ediyor Bohanna, “bizden ‘hayvan bileşeni’ içeren bir şey yapmamızı istediler. Asa kullanan diğer tüm oyuncular gibi ‘asa çalışma’ derslerine katılan Eddie Redmayne de, asanın yapımı konusunda bizimle fikir alışverişinde bulundu ve asasının içeriğinde ne bir tüy ne de bir boynuz olmaması gerektiğinde ısrarcıydı. Newt buna sessiz kalamazdı çünkü. Asasında kemik gibi dehşet verici bir parçanın kullanılmasına da asla izin vermezdi.”

Göz alıcı olmaktansa daha kullanışlı olmasının yanında, asanın başının bir parça deniz kabuğundan yapılması kararlaştırıldı. Kum kurdu kabuğu gibi boru şeklinde olacaktı. Böylece asa, prop bölümü tarafından, alıç ağacından yapılarak tam da istenilen şekle getirildi ve asaya sanki yıllardır kullanılıp yıpranmış gibi bir görüntü kazandırıldı.

“Asanın çok yönlü bir karakteri var,” diyor yaptığı işten memnun görünen Bohanna:

“Öyle ki işe yaradığını göstermek için vuruyor, kırıyor, parçalıyor.”

bunlar da ilginizi çekebilir:

Test: Bu Gördüğünüz Kimin Asası?

Büyüzoolog Newt Scamander’in Asası Vejetaryen mi?