Pottermore‘dan bize pek çok anıyı tazeleten hoş bir yazıyla karşınızdayız. Bu yazımızda seri boyunca Harry’nin gördüğü tüm “tuhaf” rüyaları her açıdan inceleyip yorumluyoruz. Umarız keyif alırsınız!

Rüyaların normal olduğu pek sık görülmez, ancak eğer Harry Potter’san o rüyalar bir kabusa dönüşebilirler.

Okuyucular olarak Harry’nin maceralarını, düşüncelerini ve fiillerini yakından takip etmiş olsak dahi tüm kitaplar süresince Harry’nin rüyaları beyninin içinde neler olup bittiğiyle ilgili bize daha iyi bir kavrayış fırsatı sundu. Örneğin, Cedric’ten tut anne babasına kadar şahit olduğu ölümlerle ilgili sık sık kabuslarla boğuşuyordu. Lord Voldemort’un zihnini ele geçirdiği zamanlardaki “rüyaları” da aslında hiç de rüya gibi değildiler.

Harry’nin kafasının içinde pek çok şeyin olup bittiği söylenebilir. Bu rüyalardan en acayip olanlarını analiz ettik ancak Voldemort yüzünden gördüğü “rüyaları” ise bir sonraki sefere bıraktık.

1. Uçan Bir Motosikleti Kapsayan “Güzel Bir Rüya”

Harry Potter ve Felsefe Taşı’nın en başlarında, Harry daha bir büyücü olduğunu bile öğrenmeden önce hayatındaki sihir çoktan bilinçaltına sızmaya başlamıştı. Dursley’lerde bir sabah vakti Harry merdiven altındaki dolabında uçan bir motosikletle ilgili “hoş” rüyasından uyandı ve sanki aynı rüyayı daha önce görmüş gibiydi. Dürüst olmak gerek, bir nevi görmüştü de, ancak bu gerçekte meydana gelmişti: Hagrid onu henüz bebekken Sirius’un büyülü motosikletiyle Dursley’lere getirdiği zaman. Şüphe yok ki Vernon’a rüyadan bahsedince eniştesinin tepkisi normale göre sebepsizce aşırıydı, Harry’nin aklında “sihrin” olmasından son derece ürkmüş gibiydi…

2. Profesör Quirrell’ın Konuşan Sarığı

“Profesör Quirrell’ın sarığı vardı kafasında; sarık konuşup duruyordu, hemen Slytherin’e geçmesi gerektiğini söylüyordu, alınyazısı öyleydi çünkü. Harry, Slytherin’e gitmek istemediğini söyledi sarığa; sarık ağırlaştıkça ağırlaştı, onu çekip çıkarmak istedi Harry, ama sarık gittikçe daralıp kafasını sıkıyor, canını yakıyordu- sarıkla boğuşurken Malfoy da karşıdan gülerek onlara bakıyordu- derken kemer burunlu öğretmen Snape oluverdi Malfoy, alaycı, soğuk kahkahaları daha da yükseldi- yemyeşil bir ışık patladı, Harry kan ter içinde titreyerek uyandı.

– Harry Potter ve Felsefe Taşı

Harry Hogwarts’taki ilk gecesinde, yani çok kısa bir zamanda pek çok imkansızca büyülü şeyle tanıştıktan sonra kısmen tuhaf olan bir rüya gördü. Rüya, Harry’nin ilk yılını şekillendiren pek çok unsuru birbirine bağlıyordu: Profesör Quirrell’la tanışmak, Malfoy’la arasındaki rekabet, Seçmen Şapka’nın altındayken geçirdiği buhran, Profesör Snape etraftayken hissettiği huzursuzluk ve tanıdık bir “yeşil ışık çakması”, sonradan Harry’ye uzun ama çok uzun süre musallat olacak şeylerdi.

Rüyasındaki olaylar Harry’nin gerçek dünyasında yaşadıklarının çarpıtılmış bir versiyonuydu, hepsi zaman içindeki güvensizliklerinden beslenerek bir araya gelmişlerdi. İlki Profesör Quirrell’dı ki Harry henüz onu doğru dürüst tanımıyordu ve rüyasının bir kısmına ilginç sarığıyla dahil olmuştu.

Rüyada sarık Harry’nin rüyayı gördüğü günle aynı gün tanıştığı Seçmen Şapka’nın rolünü üstlenmişti. Aslında olay şu ki rüyasında Slytherin’e seçilme korkusu bunun Quirrell’ın sarığıyla olması şeklinde bir araya gelmişti ve sonradan ortaya çıktığı gibi, sarığın aslında Lord Voldemort’u sakladığını biliyoruz. Bu da durumu oldukça ilginç kılıyor. Okuldaki rakibi Malfoy ona gülüyordu ve sonradan Snape’e dönüşmüştü ki Snape’le bizzat tanışmamıştı, bu da bahsetmeye değer bir durum. Henüz farkında olmasa bile Harry kafasının içinde hayatının en baskın iki zorbasını buluşturmuştu.

Yeşil ışığın çakması her şeyiyle Lord Voldemort’a bağlanıyor. Esasında bu rüya ortama uyum sağlayamama korkusunda olan, zorbalardan ve kavisli burunlu şeytani bir varlıktan endişe duyan tipik bir okul çocuğunun korkularını barındırıyor. (Tamam, sonuncusu standart bir okul çocuğu fobisi olmayabilir…)

3. Orman Rüyası

“Omzunda Ateşoku’yla bir ormanda yürüyor, gümüşi beyaz bir şeyi takip ediyordu. O şey ilerideki ağaçların arasında dolanıyordu, onu sadece yaprakların arasından görebiliyordu. Yakalamak için hızını artırdı, ama o hızlandıkça avı da hızlanıyordu. Harry koşmaya başladı ve ileride bir yerde toynakların giderek süratlendiğini duydu. Şimdi son sürat koşuyordu ve ilerisinde dört nala koşma sesi duyuyordu. Sonra bir köşeyi dönüp açıklığa çıktı ve-“

– Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

Harry’nin üçüncü yılı Sirius Black ve Ruh Emiciler ile kuşatılmıştı- sonrasında onu çok kötü etkileyecek olan yaratıklarla. Profesör Lupin’le yapılan birkaç Ruh Emici savuşturma dersinden sonra Harry nihayet Quidditch maçını sabote etmek için gelen üç Ruh Emici’yi Patronus Büyüsü’yle püskürtebildi. Sonradan anlaşıldı ki bunlar yalnızca hile yapmaya çalışan Malfoy ve çetesiydi ancak ne olursa olsun bu, Harry’nin her ne kadar Snitch’i yakalamakla meşgul olduğu için neye benzediğini göremese de Patronus’unu başarıyla vücuda getirebildiği ilk seferdi.

O gece “gümüşi beyaz bir şeyi kovaladığı” bir rüya gördü ve toynakların sesini duydu…

Harry henüz Patronus’unun bir çatal boynuzlu geyik olduğunu bilmiyor olsa bile bu rüya onun ilk ipucuydu. Harry’nin çatal boynuzlu geyiği yakalayamaması birkaç şeye delalet ediyor olabilir: Bir süredir başarılı bir Patronus Büyüsü yapmakla uğraşması yahut çatal boynuzlu geyiğin temsil ettiği babasını hiç tanımamış olmasının bilinç altında meydana getirdiği çaresizlik. Asla bilemeyiz.

4. Grimmauld Meydanı 12 Numara Rüyası

Harry çok rahatsız bir gece geçirdi. Annesiyle babası rüyalarına girip çıkıyor, ama hiç konuşmuyorlardı; Mrs Weasley Kreacher’ın cesedi başında ağlıyor, Ron ve Hermione başlarında taçlarla onu izliyorlardı; Harry kendini bir kez daha, kilitli bir kapıyla sona eren bir koridorda buldu.

– Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı

Bu rüyanın sonu Voldemort’un Harry’nin zihnini ele geçirdiği kısma bağlansa bile kalanı Grimmauld Meydanı’nda geçirdiği ilk geceyle alakalıydı. Hani şu Ron ve Hermione’nin Sınıf Başkanı seçildikleri ve Harry’nin zavallı Mrs Weasley’nin sevdiği herkesin ölü bedenine dönüşüp duran Böcürt’üne tanık olduğu gece. Başlangıçta Ron ve Hermione’nin yükselen konumlarını kıskanmış olsa bile (onları başlarında taçlarla görmüştü), Harry’nin kıskançlık duygusu Molly’nin uğraştığı sorunları gördüğünde tamamen farklı bir perspektife bürünmüştü. Kreacher’ın evdeki şüphe çeken varlığı da rüyanın bir ögesiydi. Harry bu ev cinini aklında “endişe verici bir yaratık” olarak konumlandırmakta haklıydı.

5. Cho ve Çikolatalı Kurbağalar

Harry rüyasında tekrar D.O. odasında olduğunu gördü. Cho, Harry’yi onu oraya numara yaparak çekmekle suçladı, gelirsen yüz elli tane Çikolatalı Kurbağa Kartı veririm, dediğini söyledi… “Cedric bana bir sürü Çikolatalı Kurbağa Kartı verdi, bak!” diye bağırdı Cho. Cüppesinin içinden avuç dolusu Kart çıkardı ve havaya saçtı. Sonra Hermione’ye dönüştü. Hermione de Harry’ye, “Biliyorsun ki söz verdin, Harry… Bence ona bunun yerine başka bir şey vermelisin… Ateşoku’na ne dersin?” dedi. Harry de ona Cho’ya Ateşoku’nu veremeyeceğini, çünkü süpürgesini Umbridge’in aldığını, ayrıca bütün bunların baştan aşağı saçma olduğunu ve D.O. odasına sadece Dobby’nin kafası biçiminde süsler asmaya geldiğini söyledi…

– Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı

Lord Voldemort hakkında endişelendiği vakitler dışında Harry yalnızca seven bir kalbi olan genç bir oğlandı. Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda Cho’yla ilişkisi boyunca bu kısa süren romantizm daima ölü bir eski erkek arkadaşın gölgesinde kaldı. Rüyada bu huzursuzluğu Harry’nin Çikolatalı Kurbağa Kartları’yla Cedric’inkilerin karşılaştırılması sırasında görebiliyoruz- epey açık ki Harry ölü bir adamın bıraktığı yıkıntı üzerine yeni bir şey inşa etmekten son derece endişe duyuyordu. Harry’nin beşinci yılında Umbridge’in sürekli onun ve gizli D.O. derslerinin gırtlağında olması gibi diğer pek çok sorun da bu soyut kargaşada can bulmuştu. Zavallı Dobby!

6. Hortkuluk Rüyası

Bu sözler gece yatağında uykuya dalarken bile Harry’nin zihninde yankılanıyormuş gibiydi. Rüyaları da tam olarak erişemediği kupalarla, madalyonlarla ve esrarengiz nesnelerle doluydu; Dumbledore Harry’ye bir ip merdiven vererek yardım ediyor, ama Harry tırmanmaya başladığı anda merdiven yılanlara dönüşüyordu.

– Harry Potter ve Melez Prens

Melez Prens’te Harry’nin Voldemort’un Hortkuluk’larını kovalama olayı tüm hayatını ele geçirdi ve bunun sonucu olarak da bilinçaltına sızdı. Rüyanın bir bölümünde Albus Dumbledore Harry’ye Hortkuluk’lara ulaşması için bir merdiven uzatıyor ancak merdiven yılanlara dönüşüyor. Hikayenin bu noktasında Harry merhum yol göstericisine olan güvenini kaybediyor ki bunu Harry’nin yaşlı büyücünün asla açığa çıkarmadığı geçmişini öğrenmesine bağlayabiliriz. Merdiven Dumbledore’un Harry’ye yardımcı olma arzusunu temsil ediyor olabilir ve yılanlar da Harry’nin hissettiği aldatılmışlık duygusunun bir simgesi. Zekice.

7. Hmm… ve Bu?

Rüyasında Neville ve Profesör Sprout’un İhtiyaç Odası’nda dans ettiğini, Profesör McGonagall’ın ise gayda çaldığını gördü. Bir süre mutlu mutlu onları izledikten sonra, gidip diğer D.O. üyelerini bulmaya karar verdi.

– Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı

Tamam, bunun hakkında fazla bir fikrimiz yok. Belki de rüyalar bazen pek bir şey ifade etmiyordur.

Sizce en tuhafı hangisiydi? Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın!

J.K. Rowling’in gerçekten iyi olduğu bir konu varsa o da bizim kendimizi yakın hissedebileceğimiz ya da tam tersi tiksineceğimiz türde karışık ve zorlu karakterler yaratabilmesidir. Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları’nda, daha önce tanıtılmış karakterlerin gelişimine, on yıllar öncesinden tanıdığımız karakterlerin yeni yönlerini görmeye ve tamamen yeni arkadaşçıl veya kötü adam karakterlerle tanışmaya olanağımız oldu. Mugglenet’in hazırladığı bu listede, en iyi on karakter sahnesi listesini sizler için çevirdik.

1. Semender Gözler

Newt her zaman cana yakın bir karakter oldu, ancak onun, Tina’nın gözlerini semender gözleriyle kıyasladığı sahne gördüklerimiz içinde muhtemelen en tatlı anıydı. Bu sahne bize aynı zamanda, onun Tina’yı ne kadar önemsediğini de gösterdi. Onun canavarlarını her şeyden çok sevdiğini biliyoruz, bu nedenle bu canavarlardan biriyle ilgili bir ortak noktayı Tina’da görebiliyor olması, çok önemli bir andı.

2. Kırılma Noktası

Queenie’yi böylesine bir kırılma noktasına itilmiş görmek izleyiciler açısından kolay olmadı, ancak karakteri için gerçekten çok önemli bir andı. Onun Jacob’a “Benimle gel!” diye çığlık attığı sahneler hem rahatsız edici hem de çok üzücüydü. O, sevgiye umutsuzca tutundu ve bunu ona verebilecek tek şeyin “Çoğunluğun İyiliği İçin” olduğuna inandı.

3. Grindelwald Toplanması

Başka kimin tüyleri ürperdi? Bu konuşma Grindelwald’ın manipülasyon ustası olduğunu net bir şekilde gösterdi. “vahşi olanlar bizler değiliz” mesajı gerçekten çok güçlü bir mesajdı.

4. Yardımcı El

Leta Lestrange’in, kasadan tırmanmakta olan Tina’ya yardım etmek için elini uzatması filmdeki en güven anlardan biriydi. Kıskançlık beslemiyordu. Daha ziyade çok güçlü bir kadının kelimenin tam manasıyla başka bir güçlü kadın karaktere elini yardım etmek için uzatmasını izliyorduk. Kadın gücü! Bunun için buradayız!

5. “Öfkesini Kontrol Etmek Zorunda”

Tina, Thesus’u bir sandalyeye bağlıyor… Tıpkı Newt gibi, bizim de onu sevmek için başka bir nedene ihtiyacımız vardı. Bu sahne oldukça komik bir andı, elbette, ancak aynı zamanda da Tina’nın içinde yer alan yaramaz tarafa da ufaktan şahit olduk.

6. “O bir Seherbaz… ve Bir Kucaklayan.”

Aralarında bir gerginlik olsa da, Newt ve Thesus’un aslında birbirlerini hala sevdiğini görmek güzeldi. Thesus’un sarılmak için Newt’i kendisine çektiği sahnede kulağına gözetleme altında olacağını fısıldadığı an tam bir koruyucu abi anıydı. Bu hareketin karşılığını da Leta, filmin sonunda iki kardeşin gözleri önünde öldürüldüğünde, Newt’in abisi Thesus’u kucaklayarak vermesinde görüyoruz.

7. “Hep ORAYA Gitmek İstemiştim!”

Zavallı Jacob. Ayağını yere vurduğu bu küçük patlama sahnesi de aslında bu No-Maj’i neden bu kadar çok sevdiğimizi gösteren anlardan biriydi. Kendisini, bir turist olarak değil de özellikle onunla evlenmek isteyen kız arkadaşı tarafından kaçırılmış olarak ülke dışında bulduğu andaki hayal kırıklığını ancak hayal edebiliriz.

8. Sevgiye Hasret

Filmin en dokunaklı sahnelerinden biri, onu Mary Lou Barebone’a götüren Lestrange Ailesi hizmelisi Irma’nın, Credence’a sarıldığı andı. İki film boyunca ona gerçekten yakınlık gösterildiğine ilk kes şahit olduğumuz bu anda, Credence’in duyguları hasretini çekmekte olduğu şeyin bu olduğunu gösterdi.

9. Bir Öğretmen Olarak Dumbledore

Albus Dumbledore’u ders verirken görmek hepimizin tüylerini diken diken yaptı. Onun öğrencilerini ne kadar önemsediğini, ve öğrencilerin de bunun karşılığını ona güvenip onun liderliğine saygı duyarak verdiklerini görmek bizlere biraz Remus Lupin’i anımsattı. Özellikle de Dumbledore’u Karanlık Sanatlara Karşı Savunma sınıfına görünce.

10. “Ne Olarak Doğduğunu Biliyor, Kim Olduğunu Değil.”

Nagini’nin nadir olarak konuştuğu anlardan biriydi, ancak oldukça güçlü bir andı. Onun karakterinin gelişimini göreceğimiz ve böylesine trajik bir sonun beklediği bu kadın hakkında daha fazla şey öğreneceğimiz diğer filmleri sabırsızlıkla bekliyoruz!

Sizin en beğendiğiniz karakter anı hangisiydi? Bizimle paylaşmayı unutmayın!

Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları vizyona girmeden önce filmin ne kadar karmaşık olacağı ihtimalini sezmiştik. Hatta ana hikâyenin akışını belirleyen önemli detaylar dışında fazla detaya boğuluruz endişesini de taşımıyor değildik. Nitekim haklı da çıktık. Tüm bunlara rağmen, pozitif yanımız yine de filmin tadını çıkarmaya hazırdı; ancak, şunu da belirtelim ki, Harry Potter filmlerinden de hiçbir zaman orijinal kitaplardan aldığımız hazzın aynısını alamamıştık. Durum öyle olunca, Grindelwald’ın Suçları filminden daha büyük bir başarı beklemek biraz fazlaydı. Kitapların özünde hissettiğimiz heyecanı ve gizemi tekrar düşününce, Grindelwald’ın Suçları’nın da aynı etkiyi vermediğini ne yazık ki gördük.

[Bu yazıda Grindelwald’ın Suçları hakkında bolca spoiler bulunmaktadır.]

Aynı Harry Potter ve Lanetli Çocuk gibi, Grindelwald’ın Suçları da hayranlarını fikir ayrılığına düşürmüş durumda. Ancak, hayranların ilgisini fazlasıyla çektiği de ortada. Filmde Credence Barebone’un Aurelius Dumbledore olduğunu öğrendiğimiz son sahne, Harry Potter hayranlarını bir anda uyudukları uzun soluklu uykudan uyandırmışa benziyor. Harry Potter kitaplarının yayımlandığı dönemlerden beridir hissetmediğimiz o merak ve heyecan duygusu yeniden doruk noktasına ulaştı. O yüzden, filmi daha fazla eleştirmek yerine tadını çıkarmaya karar verip, eski günlerdeki gibi kafamızda teoriler kurmaya başladık bile.

Teoriler demişken, film henüz vizyondan kalkmadığı halde, Credence ile ilgili teorilerin sayısı her geçen gün artıyor. MuggleNet’ten çevirdiğimiz bu yazıda da, Credence’ın Grindelwald için neden bu kadar önemli olduğuna dair bir teori paylaşacağız.

Öncelikle şunu belirtelim ki, bu teorinin temelleri Credence’ın gerçekten bir Dumbledore olmadığı üzerine kurulmuş. Ancak, Credence’ın gerçekten bir Dumbledore olması, aslında bu teoriyi daha çok haklı çıkarabilecek nitelikte. Teoriye göre, Dumbledore, Credence’ın kendi soyundan olduğuna inanıyor. Credence’ın içindeki Obscurus’un ise, zamanında Ariana’nın içindeki Obscurus’un aynısı olduğunu düşünüyor. Filmin son sahnesinde ise, Anka Kuşu’nun geldiği kişinin Credence’ın kendisi değil, içinde taşıdığı Ariana’nın Obscurus’u olduğu düşünülmüş. O sahnede Grindelwald’ın Credence’a söylediği sözleri hatırlayalım: “Bizzat kendi kanından birinin en ağır ihanetine uğradın.” Bu durumda, Grindelwald’ın hitap ettiği kişi aslında Credence’ın kendisi değil, içinde taşıdığı Ariana’nın bir parçası oluyor.

Her ne kadar henüz doğrulanmamış olsa da (ki bu durum bizi bir hayli şaşırtıyor), her şey Ariana Dumbledore’un bir Obscurus’u olduğuna işaret ediyor. Görünen o ki, Fantastik Canavarlar’ın ilk filminde Obscurus’lardan detaylıca bahsedilmesi de, bizi sonradan gelecek hikâyeye hazırlamak için yapılmış.

Filmde Grindelwald, destekçilerine büyücü hâkimiyetini kurma planlarından bahsederken, Krall’a şu sözleri söylemişti: “Credence, Dumbledore’u öldürebilecek yaşayan tek varlık.” Aynı zamanda, filmin ilerleyen sahnelerinde sorgu için Hogwarts’ı ziyaret eden Travers ise, Dumbledore’a, “Sen onun dengi tek büyücüsün,” demişti. Eğer Grindelwald, Dumbledore’u öldürmek için Credence’ı kullanmayı planlıyorsa, neden Bakanlık da Grindelwald’ı öldürmek için Credence’ı kullanmıyor, dersiniz? Bakanlık’ın Credence’ı bariz bir şekilde öldürmeye çalıştığına bakılırsa onu hayatta tutmakla öldürmek arasında ahlaki bir ikileme düştüğünü pek söyleyemeyiz, nasılsa.

“Harry Potter olmadan da yapılabilir, Lordum.” – Harry Potter ve Ateş Kadehi

Yeniden beden kazanmak için planlar yapan Voldemort‘a Kılkuyruk aynen bu sözleri söylemişti. Açıkçası, Credence için de aynı şeyi söyleyebiliriz: Credence olmadan da Dumbledore öldürülebilir. Peki ama, neden Credence dersiniz? Eşi görülmemiş esrarengiz bir güce sahip olmasından mı? Filmde Grindelwald, Credence’a bir asa hediye ettiğinde, Credence elindeki asayla karşıdaki dağın bir kısmını havaya uçurdu. Bu sahnenin Credence’ın saf gücünü göstermek için yapıldığını düşünüyoruz. Ancak, şunu da eklemeliyiz ki, Potter serisinde, bize asanın büyücüyü seçtiği öğretilmişti.

Harry Potter ve Felsefe Taşı’nda, Harry‘nin denediği asaların dükkanda yarattığı tahribattan dolayı Ollivander asalara hızlıca el koymuştu. Ama nasıl oluyorsa, Credence’ın elindeki asayla dağı parçalaması Grindelwald’ı pek de rahatsız etmişe benzemiyor. Bundan da, Grindelwald’ın asa ilmini iyi bilmediği sonucunu çıkarıyoruz. Ama biz yine de alternatif bir yorumda bulunacağız: Grindelwald, Credence’ın güçlerini kontrol altında tutmak istiyor da olabilir.

“Bir Obscurus’un tek dostu karanlıktır ve sevgiden yoksun büyür. Credence’ın onun yerine geçebilecek gerçek bir kardeşi olsaydı, kurtarılabilirdi.” –Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları

Filmde Dumbledore’un Newt’a söylediği bu sözlerde özellikle “onun yerine geçebilecek gerçek bir kardeş” sözlerinin altını çizmek istiyoruz. Daha sonra, Dumbledore ve Leta Lestrange’in Hogwarts’taki sahnelerinde, Dumbledore, ondan beklenmeyecek bir dürüstlükle şu sözleri söyledi: “Pişmanlık (benim) değişmez yoldaşım.”

Dumbledore’un ölürken bile pişmanlık yaşadığını biliyoruz; Harry Potter ve Melez Prens’te Voldemort’un mağarasında iksiri içtiğinde acıyla haykırdığı sözlerini unutmadığınıza eminiz:

“Onları incitmeyin, onları incitmeyin, lütfen, lütfen, hepsi benim suçum, beni incitin onların yerine…”

“Sanırım o da bunu biliyordu, beni neyin korkuttuğunu biliyordu.” – Harry Potter ve Ölüm Yadigârları

Dumbledore‘un Harry ile buluştuğu King’s Cross bölümünde okuduğumuz bu sözlerde, Dumbledore, Grindelwald‘dan kardeşini kimin öldürdüğü hakikatini duymaktan korktuğu için kaçtığını anlatmıştı. Bunu Grindelwald‘ın da çok iyi bildiğinin farkındayız. Grindelwald gibi bir karakterin Dumbledore‘un zayıf yanına oynamayı, hissettiği derin pişmanlığı kullanarak onu duygusal açıdan vurmayı planlaması çok yüksek bir ihtimal. Kız kardeşi Ariana’yı kaybetmiş bir Dumbledore, eğer Credence’ın gerçekten kardeşi olduğuna inanıyorsa, onun hayatta kalması uğruna kendini feda etmekten de geri kalmayacaktır.

İşte tam bu noktada, Fawkes oyuna dahil oluyor. Filmin son sahnesinde Grindelwald, Credence’a Aurelius Dumbledore olduğunu söylediğinde, bir anka kuşunun doğuşuna şahit olduk. Bu kuşun Fawkes olduğuna dair teoriler oldukça olası görünüyor.

“Oda’da bana gerçek bir sadakat göstermiş olmalısın. Başka hiçbir şey Fawkes’ın sana gelmesini sağlayamazdı.” – Harry Potter ve Sırlar Odası

Dumbledore, Fawkes ile arasındaki özel bağı, bu sözleriyle açıklamıştı. Ve biz daima Fawkes’ı Dumbledore’un bir parçası olarak görmüştük. Fawkes her zaman Dumbledore için kendini feda etmeye hazırdı. Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda Dumbledore’un Voldemort’la Sihir Bakanlığı’ndaki düellosunda Fawkes, Dumbledore’un önünde uçarak  Voldemort’un gönderdiği Öldüren Lanet’i tüm gücüyle engellemişti. Fantastik Canavarlar serisinde de, Dumbledore için hayatını feda edecek bir Fawkes ile karşılaşırsak buna pek şaşırmayacağız. Grindelwald’ın Suçları’nda, Dumbledore’un Newt’a söylediği gibi: “Anka kuşları, Dumbledore’lara en umutsuz anlarında görünür.”

Uzun lafın kısası; Grindelwald, Dumbledore’u öldürebilecek yaşayan tek varlığın Credence olduğuna inanıyor, çünkü Dumbledore’un Ariana’nın ölümünün ardından yaşadığı ıstırabı ve pişmanlığı kullanmakta kararlı görünüyor. Fantastik Canavarlar 3’te Dumbledore, Credence’ı kurtarmak için kendini feda etmesi gerektiğine karar verebilir ve Fawkes onu kurtarmak için yine orada olacaktır. (Zaten bu seri fantastik canavarlar teması taşıdığı için Fawkes’ın kilit bir rol oynaması beklentilerimiz arasında.)

Credence‘ın neden bu kadar özel olduğuna dair sizin de bir teoriniz varsa, bizimle paylaşmayı unutmayın!

J.K. Rowling, aylardır, gelecek Fantastik Canavarlar 3 filminin nerede geçeceğine dair küçük ipuçları veriyor olsa da, en sonunda filmin ağırlıklı olarak nerede geçeceği gerçeğini açıkladı! Rowling, Newt Scamander‘ın bir sonraki maceralarının Brezilya’da, Rio De Janiero‘da geçeceğini duyurdu!

David Heyman, kendisi ve Callum Turner ile yapılan son röportajda, üçüncü filmin nerede çekileceği sorularını yanıtsız bırakmıştı. Ancak, J.K. Rowling sessizliğini bozdu! Rowling, Twitter hesabından, Fantastik Canavarlar 3 filminin senaryosunu henüz bitirdiğini ve Rio De Janeiro’ya Newt Scamander için ‘kendini hazırlasa iyi olur‘ sözlerini kullandı!

.@ElisabethNeveux That's a very lovely thing to hear on the day I finish writing the next one. Thank you! https://t.co/kx08val0Tm

— J.K. Rowling (@jk_rowling) December 10, 2018

ElisabethNeveux: Sonunda Fantastik Canavarlar’ı ve J.K. Rowling’i gördüm… ah kalbim! Muhteşemdi ve tam da beklendiği gibiydi!

J.K. Rowling: Tam da gelecek senaryoyu bitirdiğim gün bunu duymak çok güzel! Teşekkür ederim.

Rio de Janeiro had better brace itself https://t.co/l9yy6v7HEJ

— J.K. Rowling (@jk_rowling) December 10, 2018

Thiego Novais: Rio De Janeiro Newt Scamander’ı bekliyor!

J.K. Rowling: Rio De Janeiro kendini hazırlasa iyi olur  

Ayrıca Rowling, bir sonraki bölümde sorularımıza cevaplar da alacağımızı söyledi. Kafamızı karıştıran her bir sorunun cevabını alabilecek miyiz, dersiniz?

'Answers are given.' https://t.co/kQqMcjUgcQ

— J.K. Rowling (@jk_rowling) December 10, 2018

Suzanne: Fantastik Canavarlar filmlerini çok beğendim. Bir sonraki filmden neler beklemeliyiz? 3 kelimeyle açıklar mısınız?

J.K. Rowling: Cevaplar verilecek.

Brezilya’da da bir büyücülük okulu olduğunu biliyoruz. Okulun adı Castelobruxo ve okul hakkında detaylı bilgiyi buradan alabilirsiniz. Ayrıca, Amazon Yağmur Ormanları ve çevresinde bizi çok sayıda sihirli yaratığın ve büyü camiasının beklediğine de bahse gireriz!

Bu yeni açıklama sizi de heyecanlandırdı mı? Sizce Newt Scamander’ı Brezilya’da hangi sürprizler bekliyor dersiniz?

Brezilya’daki Büyücülük Okulu: Castelobruxo Hakkında Her Şey

Pottermore’un Gizli Kahramanlar köşesinde yeni konuğumuz Mrs. Arabella Doreen Figg. Adını ilk kez Felsefe Taşı’nda duymuş olsak ve bizim için huysuz ve sıkıcı ihtiyar bir komşudan öteye gitmese de kendisini Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda Kofti kimliğiyle tanıdığımızda kalbimizde öncekinden çok daha farklı bir yere oturduğu kesin. Gelin bu çekilmezlik konusunda hademe Filch’e tamı tamına zıt olan kadına etraflı bir bakış atalım.

Sihir konusunda her ne eksikliği varsa, Mrs. Figg o eksikliği cesaretiyle tamamladı. Harry’nin çocukluk ve yeniyetmelik dönemlerinde, Arabella Figg Harry için ona yalnızca yılda bir ya da daha fazla kez bakıcılık eden kedi manyağı yaşlı kadının tekiydi. Bu durum Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda Harry’nin (ve tabii bizim de) Mrs. Figg’in yalnızca bir komşu figüründen ibaret olmadığını anladığımız ana kadar devam etti. Birdenbire Harry’nin en azılı koruyucusu ve Dumbledore’un en güvenilir sırdaşlarından birine dönüştü. Öyle ki o olmasa Harry’nin hayatının 1995 yazından sonra çok daha berbat hale gelebileceğini söyleyecek kadar ileri gidebiliriz. İşte Figg’le ilgili her şeye dair takdirlerimizi sunduğumuz ve Harry’yi bir tüy yumağı sayesinde nasıl kurtardığını anlattığımız yazımız.

Yalnızca Bir “Kofti” Olarak Tanımlanmaya Fırsat Vermedi

Kofti’ler, yani büyücülük ve büyü-dışılık arasında sıkışıp kalmış olanlar, genellikle ikinci sınıf vatandaş olarak tanımlanır ve içlerinde büyü barındırmadıkları için en ağır önyargılarla yüz yüze gelirler. Bu durumda büyücü topluluğuna karşı garez beslemek ve büyücü toplumuna karşı çekilmez olup onlara kötü davranmak da bir derece normal olsa gerek. (Bakınız: Argus Filch)

Ancak Kofti’lerin tüm karalamalara, tarih boyunca sınırlanmış haklara maruz kalmalarına ve büyüdeki yeteneksizliklerine karşın Arabella Figg iyi bir insan olmaya ve kendini büyücüler dünyasında konumlandırmaya karar vermişti, öyle ki “Sağ Kalan Çocuk”u koruma görevi gibi pek tehlikeli bir işi bile üstlenmişti. “Kusuruna” karşı farkındalığı ve başkaldırısı, Harry’nin disiplin duruşmasındaki şahitliğinde onu çepeçevre sarmıştı. Bir miktar gergin olsa bile (eh, tüm Büyüceşura karşısındayken kim olmazdı ki?) Sihir Bakanlığı’nın kayıtlarında olmaması konusundaki öfkesini dile getirebildi, Ruh Emici’leri gerçekten gördüğü ifadesinin arkasında durdu ve Harry hakkındaki suçlamaların düşmesi için şahitlik yapan tek kişiydi. Onsuz (ve Dumbledore’un keskin zekası olmadan, tabii) Harry Hogwarts’a geri dönemeyebilir yahut asasına hala sahip olmayabilirdi- ve böyle bir durumda Voldemort’un dönüşünün nasıl olacağını kimse tahmin edemez.

“Ben bir Kofti’yim,” dedi Mrs. Figg. “Yani zaten benim kaydım tutulmazdı, değil mi?”

“Bir Kofti, ha?” dedi Fudge, ona kuşkuyla bakarak. “Bunu kontrol edeceğiz bakalım. Asistanım Weasley’ye ebeveyninizle ilgili bilgileri bırakın. Aklıma gelmişken, Kofti’ler Ruh Emici’leri görebiliyorlar mı?” diye ekledi, sıranın sağına soluna bakarak.

“Evet, görebiliyoruz!” dedi Mrs. Figg kızgın bir sesle.

– Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı

Tehlike Karşısında Doğru Olanı Yaptı

Arabella Figg’in cesareti Harry’nin en karanlık anlarında bir güneş gibi parlamıştı. Harry bir süredir kendini büyücü toplumundan dışlanmış hissediyordu ve Mrs. Figg karanlık geçitte elinde alışveriş poşetinden başka onu koruyacak hiçbir şey olmaksızın belirene kadar da iki Ruh Emici’yle tek başına mücadele etmek zorunda kalmıştı.

Zeki komşu kadın, kedisi Mr. Tibbles’ı bir arabanın altına konumlandırmakla ileri görüşlülük etmişti zira bunun sayesinde bir şeylerin ters gittiğini anladığında Harry’yi eliyle koymuş gibi bulabilmişti. Mundungus Fletcher’ın yokluğunda Mrs. Figg, Dumbledore’a Harry’ye göz kulak olmakla ilgili verdiği sözü tuttu ve buna ek olarak Dursley’lerin ön kapısına gelene kadar da Harry ve Dudley’ye eşlik etti, hani eğer etrafta başka Ruh Emici’ler varsa diye. “Bir çay poşetini bile dönüştürmekten aciz olduğundan” bahsetmiş miydik? İşte size babayiğitlik.

Gizlenme Yeteneği Tüm Ödülleri Hak Ediyor

Büyücülük dünyasının şimdiye kadar gördüğü en iyi gizlenme operasyonlarından birine, becerikli Arabella Figg’in gizli kimliğini yıllar boyunca Harry’den saklayabilmesini örnek gösterebiliriz.

Kofti’ler bir Muggle gibi yaşamaya eğilimli olsalar dahi, Mrs. Figg bunun ötesine gitti ve girişken tarafını baz alarak kendisinden beklenenden tamamen farklı bir kişilik inşa etti. Bu Little Whinging sakini, Harry’ye berbat davranmadaki dozu öyle iyi ayarladı ki bu sayede Dursley’ler ona göz kulak olmasına izin verdiler. Buram buram lahana kokan bir evde Harry’ye “lezzetli bir şey ancak bu kadar iğrenç hale getirilebilirdi” dedirtecek şeyler yedirmek (Yedi yıldır saklandığı düşünülen çikolatalı pasta gibi) yahut kedilerinin sonu gelmez fotoğraflarını gösterip durmak (ki bu bizce kulağa o kadar da kötü gelmiyor ama işte, kişiden kişiye değişir) sonradan bakıldığında dahiyane hamlelerdi.

“Dumbledore’un emri. Sana göz kulak olacaktım ama hiçbir şey anlatmayacaktım, çok küçüktün çünkü. Seni canından bezdirdiğim için özür dilerim, Harry, ama Dursley’ler bende keyif çattığını düşünseler, hayatta izin vermezlerdi gelmene. Kolay değildi yani…”

– Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı

Akla şu geliyor, Mrs. Figg Harry Potter ve Felsefe Taşı’nda kedisinin peşinden koşarken bacağını gerçekten de kırmış mıydı?

Dumbledore ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı’na Sadıktı

Arabella Figg hakkında çok şey bilmesek dahi Albus Dumbledore’a olan inanç ve saygısı tüm sesleri kesmeye yeter. Ruh Emici olayının hemen ardından olanları Dumbledore’a bildirmeyi düşündü ve Harry’yi güvenli bir şekilde Dursley’lere teslim ettikten sonra talimatları beklemek için doğruca evine gitti. Açıkça görülüyor ki onun sadakati Bakanlık’a değil, Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nın lideri ve ölümünün ardından yasını tuttuğu kişiyeydi.

Mrs. Figg’in Dumbledore ve Yoldaşlık’la ortak bir geçmişi olduğuna dair ipuçları mevcut. Örnek olarak Harry Potter ve Ateş Kadehi’nin, yani Voldemort’un dönüşünün sonunda Dumbledore Sirius’a “eski tayfayı” ayaklandırmasını söylemişti ve burada Arabella Figg’in ismi de özellikle geçmişti. Dumbledore ona güvendi- öyle ki onu Harry’ye göz kulak olmakla görevlendirdi– ve onu güçsüz bir Kofti’den ziyade mühim bir müttefik olarak gördü. Kim Figgy’yi partisine davet etmek istemezdi ki? Harika bir yol arkadaşına benziyor.

Nöbetini Aksattığı Vakit Fletcher’ı Alışveriş Torbasıyla Pataklamaktan Geri Kalmıyordu

Alışveriş çantasını nihayet kayda değer bir amaç için kullandığında anlamıştık ki Arabella Figg ters düşmek istemeyeceğimiz türden biriydi. İtiraf etmeliyiz ki bu andan itibaren dolaylı olarak onunla yaşayabilirdik. Özellikle de Fletcher’ın daha sonra yapacağı, ciddi sonuçlar doğuracak vicdansız hareketlerinden sonra.

Sonuç olarak kadın işini ciddiye alıyordu, her ne kadar saç filesi takıyor ve ekose terlikler giyiyor olsa bile. Siz ne dersiniz? O gerçek bir ‘gizli kahraman’ değil miydi?

Gizli Kahramanlar Arşivi için buraya tıklayabilirsiniz!

Bu sefer gurur duyma sırası bizde! Türkiye’nin ilk, dünyanınsa İngiltere’den sonra ikinci Harry Potter konseptli kafesi Trabzon’da açıldı!

Dünyada ikinci olmasıyla global anlamda da dikkatleri üzerine çeken kafenin sahiplerinden Burak Kardaş, “Filmin dışında herhangi bir tasarıma yer vermedik. Kafemizdeki birçok objeyi kendimiz yaptık,” açıklamasını yaptı.

İzlenme rekorları kıran ve yayımlandığı yıllardan bugüne milyonlarca okuru bulunan Harry Potter serisinden ilham alınan kafe, İngiltere’den sonra ikinci Harry Potter temalı kafe olma özelliğiyle dikkat çekiyor. Trabzon’un Ortahisar ilçesinde tarihi bir binada açılan kafe, konseptiyle konuklarını adeta büyülüyor. Filmde Harry Potter’in giydiği pelerinin ve sihir yapmak için kullandığı asanın benzerinin de bulunduğu kafede filme dair birçok obje bulunuyor.

Kafenin Harry Potter temalı açılması fikriyle yola çıkan ve kafe sahiplerinden olan Burak Kardaş, ilkokuldan beri bir Potterhead olduğunu belirterek şu açıklamalara yer verdi:

“Bu fantastik dünyayı hayranlarına ulaştırmak için böyle bir girişimde bulundum. Kafemiz kendi tasarımlarımızı barındırıyor. Filmin dışında herhangi bir tasarıma yer vermedik. Kafemizdeki birçok objeyi kendimiz yaptık. Mevcut hayat şartlarından dolayı doğru zamanın bugün olduğunu düşündük. Bu yüzden böyle bir girişimde bulunduk. Araştırmalarımız doğrultusunda Türkiye’de ilk olduğumuzu, dünyada ise ana kalesi olan İngiltere’den sonra ikinci olduğumuzu öğrendik. İlk filmde de olduğu gibi filmin baş kahramanı Harry’nin bu sihir dünyasıyla ilk buluştuğu yolculuğun kapısı olduğu için böyle bir isim koymayı düşündük.”

Yakın zamanda kafenin bir mobil uygulamasının da çıkacağını ekleyen Kardaş sözlerini şu şekilde noktaladı:

“Bu uygulamada Harry Potter filmindeki karakterlerin ürünlerinin satışları olacak, aynı zamanda etkinlikler düzenlenecek.”

Açıkçası bu haber hepimizi heyecanlandırdı. Yolumuz Trabzon/Ortahisar’a düşerse mutlaka uğramayı düşünüyoruz! Siz ne dersiniz? Aranızda çoktan kafeye misafir olma şansına erişenler var mı?

Kaynak: İHA

FantastikCanavarlar.com ekibi olarak Harry Potter ve Azkaban Tutsağı konserini izledik ve canlı yayınlarla fikirlerimizi paylaştık! Vlog olarak hazırladığımız videoda günün tüm detayları sizlerle.

Geçtiğimiz cumartesi günü Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde yapılan Harry Potter in Concert etkinliklerinin üçüncü adımında Fantastik Canavarlar ekibi olarak izledik ve vlog şeklinde sizlerle paylaşmak istedik. Ekibimizden Hakan Tunç, Onur Selamet, Bahri Doğukan Şahin ve Dilara Uysal’ın katıldığı konserde etkinlik öncesi ve sonrası Instagram canlı yayınlarıyla takipçilerimizin karşısına çıktık. İşte o canlı yayın kayıtları, konsrden görüntüler ve çok daha fazlası sizler için hazırladığımız videoda! Hemen aşağıdan izleyebilirsiniz!

Ayrıca bundan sonra Harry Potter içerikli birçok video gelecek. Bu nedenle kanalımıza abone olmayı ve bizleri takip etmeyi unutmayın!

Noel’in büyüsünü Harry Potter topraklarında yeniden yaşamaya hazır mısınız? Sizleri yeni yıl ruhuna hazırlamak için Pottermore‘dan çevirdiğimiz bu testle şölen tadında bir zaman geçirmeye davet ediyoruz!

Noel zamanı, büyücü dünyasında her zaman özel ve sihirli bir dönem olmuştur. Özellikle de Hogwarts’ı harika bir kar battaniyesiyle kaplı görmek gözlerimizden yaşlar boşalmasına neden olabilir.

Kendinize bir Kaymak Birası alın ve bu feci zorlu Noel temalı testte şansınızı deneyin. Biz de size puanınıza uygun bir Potter hediyesi sunalım!

Hepimiz Hogwarts’ı Noel zamanı bir başka seviyoruz. Peki siz Harry’nin yılın bu büyülü zamanındaki kutlama günlerinin ne kadarını hatırlıyorsunuz?

Hazırsanız, başlayalım.

Sonucu bizimle ve arkadaşlarınla paylaşmayı lütfen unutma!

Sitemizde yer alan diğer Harry Potter Quiz’leri için buraya tıklayabilirsiniz!

Nilüfer Baş ile ortaklaşa hazırladığımız Harry Potter videoları serimizde bu sefer tıpkı geçen sene de olduğu gibi oldukça zorlu bir Noel testi var. Sevgili Nilüfer’in test macerasına ortak olmak için videoya mutlaka göz atın!

“Noel’in büyüsünü Harry Potter topraklarında yeniden yaşamaya hazır mısınız? Sizleri yeni yıl ruhuna hazırlamak için Pottermore‘dan çevirdiğimiz bu testle şölen tadında bir zaman geçirmeye davet ediyoruz!” demiş ve sizler için Pottermore‘dan oldukça uzun ve meşakkatli bir testi Türkçeye çevirmiştik. Nilüfer de bu zorlu testi büyük bir keyifle çözmüş.

Öncelikle testi kendisi denemek isteyenleri buraya alalım.

Ve sonra, Nilüfer ile şahane bir yolculuğa çıkalım:

Sonuçlarınızı bizimle ve arkadaşlarınızla paylaşmaktan çekinmeyin!

Eğer bu video hoşunuza gittiyse, Nilüfer’in kanalına abone olmayı da unutmayın. Gelecek videolar için her zamanki gibi önerilerinize açığız!

Nilüfer Baş’ın diğer Harry Potter videolarına göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz!

Noel moduna giremediniz mi? Belki biz yardım edebiliriz. Pottermore‘un hazırladığı listeyle Harry Potter dünyasının büyülü Noel’lerini tekrar tekrar yaşayalım!

1. Lord Voldemort’a Kartopu Fırlatma Geleneği

Noel yaklaşıyordu. Aralık ortalarında bir sabah Hogwarts’takiler uyanınca her yerin bir metre karla örtülmüş olduğunu gördüler. Göl donmuştu, Weasley kardeşler bir kaç kartopuna büyü yapıp onları Quirrell’ın sarığında hoplattıkları için cezalandırıldılar.

– Harry Potter ve Felsefe Taşı

Karanlık Lord’a kartopu fırlatmaktan daha “Noelce” ne olabilir? Tamam, muhtemelen birçok şey var; ama bu sahneyi her izlediğimizde hala kıkırdıyoruz.  Fred ve George istemeyerek de olsa şakalarıyla tüm zamanların en karanlık büyücülerinden birini hedef almayı başardılar- onların masum bir sarık olduğunu düşündükleri şey aslında çok daha kötü bir şey saklıyordu.

2. Büyük Salon Noel Dekorasyonu

Salon çok görkemliydi doğrusu. Duvarlara çoban-püskülü ve ökseotundan yapılmış süslemeler asılmıştı, odaya tam on iki dev Noel ağacı yerleştirilmişti, bazıları incecik buzullarla parlıyor, bazıları da üstlerindeki yüzlerce mumla ışıldıyordu.

– Harry Potter ve Felsefe Taşı

Büyük Salon şenlikler için ikonik bir mekan haline geldi ve Hogwarts Noel ziyafetlerinin betimlerini okumak hep iştah açıcı olmuştur.

Nar gibi kızarmış yüz besili hindi, dağ gibi kızarmış, haşlanmış patates yığınları, tabaklar dolusu salam, kâseler dolusu tereyağlı bezelye, salçalar, yabanmersini sosları- adım başı da büyücü maytapları. Bu olağanüstü maytaplar, Dursley’lerin aldığı, içlerinden karton şapkalı küçücük plastik oyuncaklar fışkıran o incecik Muggle maytaplarına hiç mi hiç benzemiyordu. Harry, bir büyücü maytabı aldı Fred’le, maytap patlamakla kalmadı, top gibi gümbürdeyerek onları mavi bir dumana sardı, içinden de bir amiral şapkasıyla birkaç canlı fare çıktı.

– Harry Potter ve Felsefe Taşı

Kendi sönük Muggle süslemelerimizle ve sıkıcı, sihirli olmayan dekorasyonlarımızla nasıl karşılaştırabiliriz ki bunu? Hayat hiç de adil değil.

3. Hogsmeade – Olduğu Gibi

Tüm yıl boyunca sürekli Noel havasında olan bir yere sahip olmak tabii ki büyücülerin sahip olacağı bir ayrıcalık. Bu Hogsmeade’in her an her yerde sahip olduğu mod; Hogwarts öğrencilerinin biraz abur cubur için uğradığı yakınlardaki büyücü köyü. Hogsmeade’ın o tuhaflığı köyü festival ziyareti için mükemmel bir yer haline getiriyor .

Hogsmeade bir Noel kartı gibi görünüyordu; küçük, sazdan damlı kulübelerin ve dükkânların hepsi soğuk bir kar katmanıyla örtülüydü; kapıların üzerinde çobanpüskülü yapraklarından çelenkler vardı ve ağaçlardan büyülü mumlar sallanıyordu.

– Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

 4. Biraz Fazla Abartılmış Noel Balosu

Mermer merdivenin tırabzanlarına erimeyen buz saçakları yapıştırılmıştı; Büyük Salon’un alışıldık on iki Noel ağacı, ışıldayan çobanpüskülü meyvelerinden gerçek, öten, altın baykuşlara kadar akla hayale gelebilecek her şeyle donatılmıştı. Zırhlar yanlarından biri geçtiğinde Noel şarkıları söylemek üzere büyülenmişlerdi.

– Harry Potter ve Ateş Kadehi

Harry Potter ve Ateş Kadehi’nde, Hogwarts görevlileri Noel Günü’nde kendi endişeli ailelerimiz gibi davranmaya başladı ve festivale gelen tüm misafirler için minimum yaş sınırını on bire çıkardı. Yeterince Noel modunda olan Hogwarts’ta, çıta yeterince yükselmişti – aniden zırh takımları bile şarkı söylüyordu.

5. Sirius’un Bile Neşelendiği Noel

Kararmış şamdanlar artık örümcek ağıyla değil, çobanpüskülü, altın ve gümüş serpantinlerle kaplıydı; havı dökülmüş halıların üzerinde sihirli kar yığınları parlıyordu; Mundungus’un getirdiği, canlı perilerle süslü kocaman bir Noel ağacı, Sirius’un soyağacının önünü tamamen kapatıyordu. Holün duvarındaki doldurulmuş cin kafalarına bile Noel Baba şapkaları ve sakalları takılmıştı.

– Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı

Biraz sıra dışı bir Noel mekanı – ama sonuçta bir Noel mekanı. Bununla birlikte, Grimmauld Meydanı’na Harry, Hermione ve Weasleyler’in, Arthur Weasley katil bir Nagini tarafından saldırıya uğramaktan kıl payı kurtulduktan sonra orada kalmasıyla sona eren mevsimsel bir büyü serpildi. Eh, mutlu noeller?

Pekala, o kadar da Noelce değil – ama mesele şu ki, Weasleyler Sirius ile birlikte, rutubetli, saf kan takıntılı Black ailesinin evini sevgi ve canlı perilerle dolu bir yere dönüştürdü. Doksilerden bu noktaya güzel bir değişim değil mi?

6. Godric’s Hollow’da Acı Tatlı Bir Noel

Gecenin ilk yıldızlarının çoktan zayıfça parıldamaya başladığı koyu mavi bir gökyüzünün altında, karlı bir dar yolda el ele tutuşur vaziyette duruyorlardı. Dar yolun iki yanında da evler vardı ve pencerelerinde Noel süsleri parıldıyordu. Önlerindeki kısa yol, altın renkli sokak ışıklarının parıltısıyla köyün merkezine doğru uzanıyordu.

– Harry Potter ve Ölüm Yadigârları

Harry Potter ve Ölüm Yadigarları’nda, Harry ve Hermione, Hortkuluk avları özellikle kasvetli bir noktaya ulaştıktan sonra, çok daha karanlık bir Noel yaşadı: Ron gitmişti ve Harry ve Hermione, eğer Harry’nin ebeveynleri Godric’s Hollow’daki o korkunç gecede öldürülmemiş olsaydı hayatının çok daha farklı olabileceği o yeri ziyaret etmeye karar vermişti.

İkili, Noel’de Harry’nin kısa süreli çocukluk evine geldi – uzaktaki Noel süslerinin acı tatlı manzarasını gözlemledi.

Sadece Godric’s Hollow’ına geri dönmek, Harry için inanılmaz bir duygusal andı, tüm Noel’lerin mutlu olmayacağını, ancak olağanüstü şekillerde duygularımıza dokunabileceğini gösterecekti.

Yıllar boyunca Harry Potter kitaplarında yaşamını yitiren karakterler için yas tuttuk. Şanslıyız ki artık daha fazla karakter ölemiyor(!) Gelin Pottermore aracılığıyla, ölümden dönen karakterlere ve ölümün pençesinden kurtulamayan isimlere birlikte göz atalım.

J.K. Rowling bir keresinde, çocuk kitabı yazarlarının “acımasız katiller” olması gerektiğini söylemişti – ve dalga geçmiyordu. Sirius Black, Albus Dumbledore, Fred Weasley, Nymphadora Tonks, Remus Lupin, Dobby, zavallı minik Hedwig… Fakat bundan çok daha kötüsü olabilirdi. Yedi kitap boyunca hayatta kalmayı başarabilmiş bazı karakterler, yazar fikrini değiştirmemiş olsaydı ölmüş olabilirlerdi.

J.K. Rowling’in kurtardığı karakterler ve ölmesine sebep olduğu için pişmanlık duyduğu karakterleri sıralıyoruz.

Arthur Weasley

Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı kitabında pek sevdiğimiz Weasleylerin babası Arthur, Nagini -Lord Voldemort’un yılan arkadaşı -tarafından vahşi bir saldırıya uğramıştı. Bu sırada Esrar Dairesi‘ni koruyordu ve bu saldırı onun sonunun geldiği manasına bile gelebilirdi. Sonuçta Voldemort yükselişe geçiyordu ve ölümcül olayların başlaması an meselesiydi. Minnetarız ki Arthur St. Mungo hastanesinde (birkaç Muggle dikişi dışında müdahaleye gerek kalmadan…) iyileşti, fakat bu olay çok farklı bir yöne gidebilirdi.

J.K. Rowling bazı röportajlarında, Lord Voldemort’un büyücülük dünyası üzerindeki korkuyu arttırmak için ‘ebeveynleri öldürmesi‘ gerektiğini hissettiğini söylemişti. Yine de Arthur’u kaybedemezdi.

2007 yılında The Today Show adlı programda verdiği röportajda, “Eğer ayrılığı kaldıramayacağım bir karakter varsa, bu kişi Arthur Weasley’dir.” demişti. “Sanırım bunun bir sebebi de kitaplar boyunca çok az iyi baba gördük. Aslında Arthur Weasley’nin bütün seri boyunca gördüğümüz tek iyi baba olduğunu söyleyebiliriz.“

Bu yüzden Arthur hayatta kaldı. Peki ne uğruna? Şöyle ki, Lupin uğruna… Fakat buna sonra değineceğiz…

Ron Weasley

Merlin’in Sakalı! Bir Weasley’den diğerine mi? Evet, J.K. Rowling gerçekten de Harry’nin en iyi arkadaşı Ron’u öldürme fikriyle cilveleşmişti. Fakat bu fikir gerçekleşmedi.

Harry Potter ve Ölüm Yadigarları Bölüm 2 DVD röportajıonda J.K. Rowling, Daniel Radcliffe‘e serinin ortalarına doğru içlerinden birini  ‘hızlıca ortadan kaldırmayı’ düşünmeye başladığını düşündüğünü söyleyerek şaka yapmıştı. Aslında ciddi ciddi Ron’u öldürmeyi düşündüğünü söyledi – fakat en sonunda Harry, Ron ve Hermione’nin tüm yolu beraber alması gerektiğine karar vermişti.

Yeterince komik bir şekilde, başlangıçta üçlüden hiçbirinin ölmeyeceğini planlamıştım. Fakat ortalara doğru, sanırım çok da mutlu bir düşünce yapısında olmamamın yansımasıyla, üçlüden birini ortadan kaldırmayı düşünmeye başladım. Sadece bu kötülüğü yapmak istedim. ‘Alın, artık bu karakteri bir daha göremeyeceksiniz.’ Fakat kalbimin çok çok çok derinlerinde, Ron’u ciddi ciddi öldürmeyi düşünmüş olsam bile, bunu yapmadım.

Ah. Tabii ki Zümrüdüanka Yoldaşlığı kitabının bir noktasında, korkunç bir an için Ron’un cesedine koştuğumuzu düşünmüştük – fakat bu aslında Bayan Weasley’nin Böcürtüydü. Belki de bu J.K. Rowling’in içindeki ‘kötülüğü’ sisteminden atma şekliydi. Lütfen bizi bir daha böyle korkutma!

Diğer tarafta da özür diledikleri…

Hayatta kalan karakterler için minnettar olsak da, Hogwarts Savaşı sonunda çok fazla kan dökülmüştü. Bildiğiniz gibi, J.K. Rowling her yıl Twitter üzerinden ölmüş karakterler için bir özür diliyor; Severus Snape’ten başlayarak Remus Lupin’e kadar geldi. Kendisinden bahsetmişken…

Remus Lupin

Yazımızın önceki kısımlarında bahsettiğimiz gibi Arthur Weasley’nin hayatta kalmasının bedelini Lupin ödemişti. Aslında J.K. Rowling şöyle bir açıklama yapmıştı: Arthur’un seride kalması gerektiği için, Lupin gitmek zorundaydı. Bir tweet’te bunu açıklamıştı..

Arthur yaşadı, bu yüzden Lupin ölmeliydi. Özür dilerim. Bunu yapmaktan hoşlanmadım. Editörümün beni ağlarken gördüğü tek an Teddy’nin kaderine ağladığım zamandı.

İkisine de sahip olamaz mıydık yani?

Fred Weasley

Arthur ve Ron ölümden sıyrılmıştı fakat Fred o kadar şanslı değildi. Kendisini ailesinden soyutlamış olan kardeşi Percy ile çok kısa ve nadir bir neşe anını yaşadıktan hemen sonra bir lanetin hedefi olmuştu. Rowling Fred’in ölümünü ‘Benim için en kötüsüydü.’ olarak betimlemişti. Bu arada belirtmeliyiz ki, Fred ikizi George yerine seçilmişti çünkü kardeşine oranla çok az farkla daha göze çarpan bir karakterdi.

“Fred normalde ikilinin daha komiği fakat aynı zamanda daha acımasız olanı. Bu yüzden okuyucular George’un olaylara karşı daha hassas olduğunu düşünebilirdi ve bu yüzden ölen Fred olmalıydı.” demişti bir keresinde…

Florean Fortescue

Rowling her yıl seride büyük yeri olan bir karakterin ölümü için özür dilemeye devam ederken, bir tane de ufak bir rolü olan karakter aklına gelmişti: Florean Fortescue. Kendisi Diagon Yolu’nda dondurma dükkanının sahibiydi. Peki neden? Çünkü aslında Fortescue Ölüm Yadigarları’yla iç içe bir karakter olacaktı. Fakat hikaye hakışı değişmişti. Kitap boyunca Fortescue’nun gizemli bir şekilde kaybolduğunu görmüştük. Aslında Rowling başlangıçta bunu Harry’nin Fortescue’yu keşfetmesi için yapmıştı, onun yerine sonunda karakteri sebepsizce öldürmekle sonuçlandırdı.

“Fortescue Voldemort tarafından çok fazla (ya da çok az) şey bildiği için öldürülen ilk büyücü değil, fakat kendimi suçlu hissettiğim tek küçük karakter çünkü bütün bunlar benim suçumdu.” diye açıklama yapmıştı.

Sonunda, herkesin ölümü için bizlere sunduğu sebepleri anlıyoruz – bu savaşın doğasında var. Yine de Lord Voldemort’un dönüşü sırasındaki kara günlerde dondurma yapan bir adamı öldürmek? Affedilemez.

Ölümden dönen karakterler hakkındaki düşünceleriniz neler? Seriyi hayatta tamamlayamayan karakterler hakkında neler düşünüyorsunuz? Bizlerle paylaşmayı  unutmayın.

Rowling’in şimdiye kadar ölümü üzerine özür dilediği karakterlerin haberleri:

Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları çok sayıda karakter ve konuyla karşımıza çıktı. Bu kadar karmaşanın içinde Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar filminde sonuca bağlanmamış bazı ilginç gizemler hak ettikleri ilgiye veya açıklamaya kavuşmadılar. İlk filmde ortaya çıkan sorular ikinci bölümde örtbas edildi. Gelin daha fazla gelişme kaydedebilecek olan ama kaydetmeyen dört meseleyi irdeleyelim.

1. Jacob’ın Hafızası

Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar filminin sonunda No-Maj Jacob Kowalski’nin büyüye dair hatırası Dalan Kötülük zehri içeren yağmurla siliniyor. Ancak, son sahne hayal ürününden ibaret olduklarını düşünse de karşılaştığı canavarlara ait hafızasında bir şeyler kaldığını gösteriyor. Queenie pastanesine girdiğinde, Jacob gülümseyip boynundaki Laçan ısırığına elini değdirirken anıları canlanmış gibi görünüyor. Pek çok hayranın görüşü Laçan özünün sihirli yağmurun etkisini yok etmiş olabileceği yönünde. Canavarla alakalı bir keşif ihtimal dâhilinde olabilirdi ancak Grindelwald’ın Suçları yağmurun sadece kötü anıları sildiğini, Jacob’ın (Laçan ısırığı olumlu bir şey gibi görünmese de) ezici çoğunlukta olan olumlu anılarını tuttuğuna dair kısa bir açıklamayla doğrudan Jacob ve Queenie’nin tekrar birlikte olduğu kısma geçti. Böyle dolambaçsız bir çözümde bile Jacob’ın hafızasını geri kazandığı süreci kısaca görmek çok isterdik. Hafızasını kaybetmesi ve yeni edindiği arkadaşlardan ayrılması ilk filmin en dokunaklı anlarından biriydi ve çok hızlı bir şekilde üstü örtüldü.

2. Credence’ın Hayatta Kalma Hikâyesi ve Yeni Görevi

Credence Barebone’nun ilk filmin sonunda öldürüldüğü hissine kapılmıştık ancak ikinci film onun canlı ve iyi durumda olduğunu gösterdi. Nasıl hayatta kaldığına, evlat edinme belgelerini nasıl bulduğuna, nasıl Paris’e nasıl gittiğine, sirke katıldığına veya Nagini’yle yakın olduğuna dair hiçbir açıklama yok. Görünen o ki çok güçlü bir Obscurial olduğunu ve bu yüzden bunun üstesinden gelip ailesini bulmayı kafasına koyduğunu öylece kabul etmemiz gerekiyor. Jacob’ın durumundaki gibi ilginç büyülü bir olay meydana gelmiş olabilir, ayrıca Credence’ın yenilmezliği bir hayli anlamlı görünüyor. Büyük sorunlar insana Steven Moffat’ın belli başlı Doctor Who karakterlerini sürekli öldürüp diriltmesi gibi gelen hızlı bir hamleyle çözüldü.

3. Newt’in Okuldan Atılması

(Grindelwald kılığındaki) Percival Graves ilk filmde Newt’i sorguya çekerken Newt’in Hogwarts’dan atıldığını ama Dumbledore’un buna karşı çıktığından bahsetti. Grindelwald’ın Suçları bize Newt’in Hogwarts’daki döneminden kesitler sundu ancak Newt’in orada eğitimini hiç tamamlamadığına değinmedi. Eski öğretmeninin onu öğrenciyken savunduğu bildirilmeden Newt Dumbledore’la etkileşime giriyor; ayrıca başı daha fazla belaya girme ve çok daha şiddetli bir ceza alma konusu aksettirilmeden Leta Lestrange’la eski günlerden söz ediyorlar. Newt ne yapmıştı, Dumbledore neden müdahale etti, Leta da bu işin içinde miydi ve Newt’in neden hâlâ bir asası var?

4. Newt ile Leta’nın (ve Theseus ile Leta’nın) İlişkisi

İlk filmde Newt ve Leta Lestrange’ın çocukken yakın ilişkilerine gönderme yapıldıktan sonra devam filmi, aralarında geçenleri ve sonunda Leta’nın nasıl Newt’in kardeşiyle nişanlandığını açıklamaya hazır gibi görünüyordu. Grindelwald’ın Suçları Hogwarts’daki arkadaşlıklarını bize gösterdi ancak bozuştuklarına, romantik gidişatın reddine veya Theseus’ın Leta ile flörtleşmesine dair hiçbir şey yoktu. Kardeşler zıt kutuplar olarak sergilendi, o hâlde Leta’yı çekingen, tuhaf Büyüzoolog Newt’den uzaklaştırıp kendine güvenen, atılgan Seherbaz Theseus’a çeken neydi? Queenie Newt’in düşüncelerini okumasının üzerine Leta’yı “talepkâr” olarak nitelendirmişti, ama Leta’nın Newt’den talep edip aldığı hiçbir zaman açıklığa kavuşturulmadı. Hogwarts’daki arkadaşlıklarına dair sahnelerin hepsi olumlu görünüyordu. Gelecek filmlerde bu durumun gelişme kaydetmesi muhtemel ancak Leta’nın ölmüş olma ihtimalini düşünürsek çok da gelişme kaydedeceğe benzemiyor.

Grindelwald’ın Suçları pek çok şeyi içine sığdırmaya çalıştı, bunu yaparak da ilgi çeken birkaç maddeyi geri plana attı. Harry Potter serisiyle bağlantı kurma ve Dumbledore ve Grindelwald gibi önemli kişilere odaklanma telaşı içinde orijinal karakterlerini geliştirme fırsatını kaçırdı. Umarız gelecek bölümlerde bu konuların incelendiğini görebiliriz, ancak bazıları rafa kaldırılmış hatta unutulmuşa benziyor. Sizin bu açıklanmamış veya fazla kolay açıklanmış konular için teorileriniz var mı?

Kaynak: MuggleNet

Arkadaş grubunuzda esaslı bir Harry Potter uzmanı olduğunuz hakkında konuşuyor olabilirsiniz. Ancak gerçekler öyle mi?

Bu ekstra zorlayıcı testi çözerek bilginizi herkese gösterin! Sizler için Pottermore’den Türkçeleştirdiğimiz sorular Potter kitaplarını yeniden gözden geçirmenize neden olacak.

Dürüst olmak gerekirse beşten fazla doğru cevap bizi oldukça etkiler.

Testi çözmeden önce bir yudum Felix Felicis almanızı öneriyoruz.

Sonucu bizimle ve arkadaşlarınla paylaşmayı lütfen unutma!

Sitemizde yer alan diğer Harry Potter Quiz’leri için buraya tıklayabilirsiniz!

Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları‘nı izleyeli yaklaşık iki ay oldu ve son yapımla ilgili yazıların ardı arkası kesilmiyor. MuggleNet ise bu sefer arkaları pek de desteklenmeyen karakterin bir derlemesini hazırlamış ve aklımızda oluşabilecek soruları da eklemiş. Olur da yeni filme kadar unutursak diye bu yazıyı sizler için hazır hale getirdik.

Büyücü dünyasının son bölümü olan Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları üzerinden aylar geçti. Bu süreçte filme karşı çeşitli tepkiler ortaya çıktı ve birisi de karakter çokluğuyla ilgiliydi. İşte ileriki filmlerde hikayelerinin gelişmesi gereken bazı karakterler.

Not: Spoiler içerir.

1. Credence Barebone

Filmin sonunda Credence’ın Dumbledore’un kardeşi çıkması herkesi şaşırtmıştı. Daha önceden ise Harry Potter kitaplarında hiç böyle bir imaya rastlanmamıştı. Tabii ki Grindelwald akraba olduklarını söyledi diye gerçekten öyleler demek değil. Yine de filmin sonu, Credence hakkında cevaplanmamış birçok soru bıraktı. Credence gerçekten bir Dumbledore mu? Eğer öyleyse neden Rita Skeeter Albus’un hayatını iyice araştırdığı sırada bunu öğrenmedi? Eğer Grindelwald yalan söylüyorsa Credence gerçekte kim? Credence’ın  Dumbledore’u öldürmediğini biliyoruz fakat o zaman Grindelwald için ne yapıyor?

2. Albus Dumbledore

Harry Potter ve Ölüm Yagidarları’ndan biliyoruz ki Dumbledore ve Grindelwald’ın geçmişi oldukça karışık ve Grindelwald’ın Suçları, hikayelerine bir de kan anlaşmasını katarak daha fazlasını ekledi. Bu yeni bilgi zaten karmaşık olan ilişkilerine yeni bir katman daha katıyor. Bunu ne zaman yaptılar? Ariana’nın ölümünden önce mi yoksa sonra mıydı? Nasıl işliyor? Bozulmaz Yemin’den ne açıdan farklı? Ayrıca Ölüm Yadigarları şimdiye kadar hiç bahsedilmedi ama arkadaşlarını oluşturmada büyük bir rol oynadığını biliyoruz. Yeni filmler bu konuya dönüp Potter serisinden bildiğimizden daha da mı ayrıntıya inecek?

3. Theseus Scamander

Theseus sevilen karakterlerden bir tanesi ve gelecek filmlerde onun gelişip büyümesi için fazlasıyla fırsat var. Leta öldüğüne göre Bakanlık’ta çalışmaya dönecek mi yoksa Newt’un Grindelwald’u yenmesinde yardımcı mı olacak? Artık Grindelwald’un peşine düşmesi için kişisel bir sebebi olduğuna göre Fantastik Canavarlar filmlerindeki rolü genişleyecek mi? Savaş kahramanı ve saygın bir Bakanlık çalışanı olması seçimlerini nasıl etkileyecek?

4. Queenie Goldstein

Birçok doğru teoriyi kanıtlayarak Queenie, Grindelwald’ın etkili konuşmasıyla ikna olup onun tarafına katıldı. Şimdi Grindelwald’a katılıp Newt, Tina ve Jacob’ı arkasında bıraktığına göre karanlık yolunda mı devam edecek yoksa arkadaşlarına geri mi dönecek? Eğer Grindelwald ile kalırsa Queenie’nin yetenekleri Grindelwald için herhangi bir şeyi değiştirecek mi?

5. Gellert Grindelwald

Grindelwald hakkında pek bir şey bilinmiyor. 1945’te Dumbledore tarafından yenilmeden önce terörüne uzun yıllar boyunca devam edeceğini biliyoruz ama 1927 (Grindelwald’un Suçları’nın geçtiği tarih) ile 1945 arasında tam olarak ne yapıyor? Geçmişinde, büyücülerin Mugglelardan çok daha iyi olduğuna inandıracak ne oldu? Neyse ki izlenecek daha üç film var. Bu yüzden geçmişi hakkında birçok şeyin açığa çıkacağını umuyoruz.

6. Nagini

Nagini’nin aslında Maledictus lanetine sahip bir kadın olduğunun söylenmesi fragmandaki büyük bir spoilerdı ancak filmde düşündüğümüz kadar öne çıkan bir karakter değildi. Umut ediyoruz ki gelecek film Nagini’nin laneti, Credence ile ilişkisi ve Grindelwald ile savaş halindeyken nasıl Voldemort’un tarafında geçtiği ile ilgili bilgi verir.

7. Minerva McGonagall

Grindewald’ın Suçları’nda yetişkin bir McGonagall görmek hayranlar arasında birçok tartışmaya yol açtı çünkü Harry Potter’a göre daha doğmamış olması gerekiyordu. Filmde geniş bir role sahip olmasa da ilerlemesine dair potansiyeli vardı. Gelecek filmlerdeyse hikayeyi nasıl etkileyeceği ve Grindelwald’ı yenmekte nasıl rol oynayacağı konusunda merak içindeyiz.

Sizce daha da gelişmesi gereken başka karakterler var mı? Ben şahsen Grindelwald’ın yandaşları hakkında daha fazla bilgi edinmeyi dört gözle bekliyorum. Mesela Rosier’in Grindelwald’a kuru kafa tutmak dışında katkısı olacak mı? Ya da Abernathy gerçekten Grindelwald tarafında mı yoksa Imperius laneti altında mı? Ayrıca Grindelwald ile Dumbledore’un ilişkisinin nasıl şekillendiği tatmin edici olacak mı? İkinci filmle ilgili sizin aklınıza ne gibi sorular takılıyor? Yorumlar kısmında bizimle paylaşmayı unutmayın.

Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları filminin ardından herkesin zihni, Credence’ın Dumbledore olmasının şokuyla çökmüş durumda. Hal böyle olunca, soruların da ardı arkası kesilmiyor elbette. Anneleri Kendra Dumbledore öldüyse ve babaları Percival Dumbledore Azkaban’a gönderildiyse, Credence nasıl olur da onların çocuğu olabilirdi ki? Yoksa Credence, Ariana’nın hiç bilmediğimiz bir ikizi mi? Öyleyse şayet, Dumbledore böyle bir bilgiyi neden Harry ile hiç paylaşmadı? (Dumbledore’un Harry ile özel hayatını paylaştığını pek söyleyemeyiz gerçi.) Tüm bu kafa yoran soruların cevaplandırılmasını yürekten diliyor ve asıl temel soruyu soruyoruz: Her şey bir yana, Credence’ı Amerika’ya götüren kadın kimdi?

IMBD’nin resmi web sayfasında, Grindelwald’ın Suçları filminde, Credence’ın yanındaki kadını canlandıran aktris Linda Santiago’nun ismi,  ‘Credence’ın Teyzesi/Halası’ olarak kayda alınmış. Bu da şu anlama geliyor ki, bu kadın hiç de sıradan biri değil. Credence ile anne ya da baba tarafından bir akrabalığı olsa gerek; yani muhtemelen o da bir Dumbledore!

Dumbledore soy ağacıyla ilgili pek fazla bir bilgi elimizde yok; olan bilgileri ise daha önce kaleme almış olduğum bu yazıda okuyabilirsiniz:

Tek bildiğimiz; Albus, Aberforth ve Ariana kardeşlerin hayatlarından bazı parçalar. Ancak, J.K. Rowling’in başka bir klasik olan Ozan Beedle’ın Hikâyeleri kitabına baktığımızda, Dumbledore ailesi ile ilgili altın bir bilgiye ulaştık!

Ozan Beedle’ın Hikâyeleri’nde, Albus Dumbledore’un her bir hikâye üzerine almış olduğu notlara rastlıyoruz. Sihirbazın Kıllı Kalbi adlı hikâye üzerine aldığı notlara birlikte bir göz atalım:

“Biraz eskimiş olsa da, ‘kıllı bir kalbi olmak’ deyimi soğuk ya da hissiz bir cadı ya da büyücüyü tanımlamada, büyücü dünyasının konuşma diline geçmiştir. Hiç evlenmemiş teyzem Monoria, Sihrin Uygunsuz Kullanımı Dairesi’ndeki bir büyücüyle olan nişanını, ‘onun kıllı bir kalbi olduğu’nu vaktiyle keşfettiği için bozduğunu iddia ederdi (Oysa aslında onu birkaç Cörkpâre’yi mıncıklarken yakaladığı ve bunu çok şok edici bulduğu rivayet olunuyordu).”

Sizin de bu paragrafı okurken en az bizim kadar merak ettiğiniz bir şeyin daha olduğunu biliyoruz: Cörkpâre de neyin nesi? Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar kitabına göre; Cörkpâre, seyrek ve ince siyah kıllarla kaplı, etli, pembemsi bir mantara benzer. En sevdiği yiyecek olan solucanları bulmak için toprağın içine kök değil de, kuvvetli dokunaçlarını yayar. Ayrıca kitapta yercücelerinin çok sevdiği bir yiyecek olarak geçer ve bunun dışında kayda değer bir yararı da yoktur. Sihir Bakanlığı Sınıflandırması’nda ise “sıkıcı” kategorisinde yer alır.

Şimdi gelelim bu paragrafta dikkatimizi çeken asıl mevzuya! J.K. Rowling’in, özgün adı The Tales of Beedle the Bard olan ve dilimize Sevin Okyay ve Kutlukhan Kutlu tarafından çevrilen Ozan Beedle’ın Hikâyeleri adlı kitabından alıntıladığımız bu paragrafta Albus, Honoria isimli birinden teyzesi olarak bahsetmektedir. Ancak kitabın İngilizce orijinal halinde ‘my maiden aunt Honoria’ kelimelerinin ‘hiç evlenmemiş teyzem Honoria’ diye çevrilmesinde yakaladığımız başka bir durum da var. İngilizcede ‘aunt‘ kelimesi hem ‘teyze’ hem de ‘hala’ için kullanılır. Her ne kadar çevirmenlerimiz ‘teyze’ diye çevirmiş olsalar da, Monoria’nın Albus’un annesinin mi babasının mı kardeşi olduğuna dair hiçbir kaynak bulunmamakta. Eğer bu kişi Credence’ın teyzesi ya da halası ise ve Credence da Aurelius Dumbledore ise, Percival’ın kardeşi olma ihtimali daha yüksek. Diğer taraftan, Credence’ın annesinin Kendra olması da pek de mantıklı görünmüyor. Ayrıca, Kendra’nın Muggle doğumlu olduğu gerçeği, bize Honoria’nın onun kardeşi olma ihtimalini pek mümkün kılmıyor. Ancak Creevey kardeşler gibi, bir Muggle ailenin iki büyücü çocuğu olma ihtimali de yok değil elbet.

Ayrıca filmde dikkatimizi çeken bir diğer nokta ise, Credence’ın halası ya da teyzesi olduğundan şüphelendiğimiz bu kadının yatağında koca ciltli bir kitap görüyoruz. Bu kitap, filmde Nicolas Flamel’in Eulalie Hicks ile konuşmak için kullandığı kalın ciltli kitaba bir hayli benziyor. Flamel kitabı kullandığında, kitabın kapağında bir Anka kuşu amblemi olduğu da dikkatlerden kaçmıyor.

Bildiğiniz gibi, Anka kuşları Dumbledore ailesiyle, hatta Albus ile direkt ilişkilendirilmekte. Acaba bu kitaplar, Albus Dumbledore’un başını çektiği Zümrüdüânka Yoldaşlığı tarzında gizli bir örgütün haberleşme yöntemi olabilir mi? Ya da belki, Albus bu grubun yalnızca bir üyesi mi? Albus da bu kitaplardan birine sahipse, Credence’ı Amerika’ya götüren o kadınla iletişim halinde olmuş olabilir mi? Albus en başından beri Credence’ın varlığından haberdar mıydı? Grindelwald, Albus’un Credence’ı ‘yok etmek‘ için onu Amerika’ya göndermek istemesinden bahsederken doğru mu söylüyordu?

Gördüğünüz gibi, Fantastik Canavarlar serisi ile ilgili sorduğumuz bir soru, yerini yüz soruya bırakıyor. Sizin de bu konuda bir teoriniz varsa bizimle paylaşmayı unutmayın!

Kaynak: MuggleNet

Fantastik Canavarlar serisinin ikinci filmi olan Grindelwald’ın Suçları vizyondan kalkar kalkmaz, gözler gelecek üçüncü filme dikildi. Bir sonraki filmin çekimlerine yazın başlanması beklenirken, son çıkan haberler ışığında, Warner Bros’un filmin çekimlerini sonbahara ertelediği ortaya çıktı.

J.K. Rowling’in senaryosunu üstlendiği filmin çekimlerine bu yılın Temmuz ayından önce başlanması beklenirken çekimlerin sonbahar aylarına kadar ertelendiği haberi geldi.

Fantastik Canavarlar 3 filmine daha fazla hazırlık yapılması gerektiği anlaşılıyor. Serinin ikinci filmi olan Grindelwald’ın Suçları tüm dünyada 650 milyon dolara yakın gişe hasılatı elde etti. Üçüncü filmin çekimlerinden önce daha büyük bir başarı elde etmek için daha fazla zamana ihtiyaçları olduğu duyuruldu. Dürüst olmak gerekirse, filmin çekimlerinin bu yaz başlayabilmesi için film ekibinin şimdiden hazırlanmış olması gerekirdi. Oyuncuların filmin çekimlerine yetişmek için çok zor koşullarda çalıştığı biliniyor. Bundan önceki Warner Bros. yöneticilerinin, büyük bütçeli bu gibi filmlerin kararlaştırıldığı tarihte vizyona girmesi için yapım ekiplerini zorladıkları da biliniyor. Fantastik Canavarlar 3′ün ise Kasım 2020’de vizyona girmesi bekleniyordu. Ancak, Warner Bros yöneticileri artık büyük yapımlara hazırlanmaları için gerekli zamanın verilmesi gerektiğinde karar kıldı.

Üçüncü filmin hazırlığı zor detaylar barındırdığını söyleyemesek de, önceki filmin izleyicide bıraktığı çok sayıda soruya cevap beklendiği ortada. Ayrıca, Potter evreninden tanıdığımız Albus Dumbledore’un (Jude Law) hayatımıza getirdiği heyecan da doruk noktada. Fantastik Canavarlar serisinin önceki filmleri Birleşik Krallık’ta yer alan Leavesden Stüdyoları’nda çekilmiş olsa da, gelecek filmin nerede çekileceği henüz duyurulmadı. David Yates ise, bu aralar David Heyman, Steve Kloves, Lionel Wigram ve J.K. Rowling ile üçüncü filmi yönetmek için çalışmalar yapmayı sürdürüyor.

Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar serisinde Eddie Redmayne, gizemli yaratıklar koleksiyoncusu ve terbiyecisi olan, 1920’li yılların sonlarında New York, Paris ve Londra’da gizli büyücü topluluğunda kendi halinde bir adam olan Büyüzoolog Newt Scamander’ı canlandırıyor. Aynı zamanda filmin başrollerinde Katherine Waterston, Alison Sudol, Ezra Miller ve Dan Fogler yer alıyor. Serinin kötü karakteri Grindelwald’ı ise Johnny Depp tarafından hayat buluyor.

Fantastik Canavarlar serisi bugüne kadar dünya çapında toplamda 1.46 milyar dolar kazandı. Harry Potter filmlerinin hasılatı ise 7.7 milyar doları bulmuştu. Rowling’in Büyü Dünyası bu zamana kadar toplamda 9.2 milyar dolara yakın gişe hasılatı elde etti.

Yeni filmin ertelenmesi hakkında siz ne düşünüyorsunuz?

Türkiye’nin en büyük Harry Potter platformu Fantastik Canavarlar 3 yaşında! Uyuyan bir ejderhayı gıdıklamak için çıktığımız yolda her geçen gün sizlerin büyülü desteğiyle ilerlemeye devam ediyoruz. Burada en büyük söz size: İyi ki varsınız!

Fantastik Canavarlar sitesi 3 yaşında, ama deyim yerindeyse kökleriyle 10 yılı devireli çok oluyor. 2000’li yılların Harry Potter geleneğini sürdüren, yeniye kayıtsız kalamayan ancak eskinin de değerini sonuna kadar bilen bir oluşum.

Hep söylüyoruz ve söylemekten hiç sıkılmıyoruz: Biz. Harry Potter ile. Birlikte. Büyüdük.

Bize bunun getirdiklerini ancak bu ortak duyguya sahip olanlar bilebilir. 2005’ten 2011’e Harry Potter forumlarında büyüyen ruh artık dizginlerini kopardı. Farklı farklı evrenlere adım atmış olsalar da tek bir çağrıyla aynı çatı altına doluşmayı başarabiliyorlar. Fantastik Canavarlar işte bu çatı. Dünü, bugünü ve yarını koruyor. Pişmemiş duygulardan, kıskanç bakışlardan, tatsız ön yargılardan… Gıdıklanan ejderhalardan.

J.K. Rowling’in mirası kitaplıklarımızda, film arşivlerimizde ve burada, Fantastik Canavarlar’da yaşamaya devam edecek.

Bu mirası paylaşırken geçtiğimiz yıldan bu zamana neler oldu? 2018 nasıl geçti?

2018 bildiğiniz gibi Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları filminin vizyon yılıydı. Senenin büyük çoğunlu Grindelwald’ın Suçları filminin ipuçlarıyla geçti. Kasım ayından sonra da film hakkında konuşmalarımızın ardı arkası kesilmedi. Olumlu olumsuz yazdığımız sayısız inceleme sitemizin arşivlerindeki yerini aldı.

Fantastik Canavarlar 3′ün Brezilya’da geçeceğini öğrendik!

Wizarding World’ün yeni logosu duyuruldu. Potter dünyasının artık yeni bir simgesi vardı.

Forumlar demiştik. Kayıp Rıhtım bünyesindeki Forum’da yerimizi alarak eski günlerdeki ortamı biraz bile olsa geri getirmeye çalıştık. (Yoksa siz hâlâ üye değil misiniz?)

Türkiye’nin en büyük haber uygulaması olan Bundle‘daki yerimizi aldık.

Artık bir gelenek hâline gelmiş olan Pottermore köşemizi geliştirmeye devam ettik. Orijinal içeriklere yetişmek mümkün olmasa da, gururla bakıp Türkiye’nin en detaylı Potermore çeviri arşivine sahip olduğumuzu söyleyebiliyoruz.

Siz istediniz, biz de yaptık. Harry Potter Quiz’lerine daha çok ağırlık verdik! Potter bilginizi sınamak istiyorsanız hemen buraya tıklayabilirsiniz. Potter teorileri konusunda da geri durmadık. Yıllar sonra bile hâlâ soracak sorumuz, diyecek ACABAmız hep vardı.

Harry Potter: Hogwarts Mystery oyunu yayınlandı, elbette ki incelemelerimizle yerimizi aldık. Bu bizi kesmedi, Pokemon Go ile benzeştirilen Wizards Unite’ı beklemeye başladık.

Cormoran Strike yoluna devam ediyordu. Eşlik ettik.

J.K. Rowling, Potter kesinlikle devam etmeyecek, dedi, Sineye çektik. Bu sene de Dobby’yi öldürdüğü için özür diledi. Sesimizi çıkartmadık. Çünkü gönlümüzdeki yeri hâlâ çok özeldi.

Ülkemiz Sırlar Odası ve Azkaban Tutsağı konserlerine ev sahipliği yaptı. Mutlulukla gösterideki yerimizi aldık.

Potter dünyasının merakla beklenen ve baskısı olmayan yan kitaplarına yeni baskılar geldi. Sihir Tarihi gibi koleksiyonluk işler raflardaki yerini aldı. Fantastik Canavarlar’ın senaryo kitabı bizlerle oldu.

J.K. Rowling’in kaleminden Quidditch Dünya Kupası’nın tarihini okuduk. Türk Sihir Bakanlığı ihtimalleri üzerine kafa yorduk.

Alan Rickman’ın içinde Rowling’in notlarını da barındıran kişisel eşyalarının satışa çıkışını aç gözlerle izledik. Trabzon’daki Potter kafesiyle heyecanlandık. Neville rolüyle tanıdığımız Matthew Lewis’in düğünüyle duygulandık. Ne çabuk büyüyorlar!

Ekibimizden Onur Selamet’in ilk kitabı yayınlandı. Potterla büyüyen neslin ürettiklerine şahit olmaktan gurur duyduk.

(…)

Yine bir kere saymaya başlayınca asla bitiremeyeceğimizi fark ettik.

Çünkü Pottermore bir okyanussa Fantastik Canavarlar da vahşi yaratıklarla dolu bir iç deniz olsun istedik. Kalbimizdeki.

Bunların hepsi sizin içindi. Elimizden tuttunuz. Hep yanımızdaydınız. Sizin güzel enerjiniz olmasaydı, internetin Potter Türkiye ayağı hep biraz eksik kalacaktı.

Eksikleri tamamlamak için burada olduk. Eksik olmayasınız.

J.K. Rowling iyi ki var. Siz iyi ki varsınız. Tam buradasınız. Kalbimizde.

Fantastik Canavarlar Ailesi

Mösyö Taha ile ortaklaşa hazırladığımız Harry Potter videoları serimizin yeni adımında Zorlu Harry Potter Testi var. Mösyö Taha’nın test macerasına ortak olmak için videoya mutlaka göz atın!

Sizler için Pottermore‘dan Türkçeye çevirdiğimiz Çözmeden Önce Bir Kepçe Felix Felicis İçmenizi Gerektirecek Zorlu Harry Potter Testi testini hatırlayanlarınız olacaktır. Severek takip ettiğimiz Youtube yayıncılarından Mösyö Taha da bu zorlu testi büyük bir keyifle çözmüş ve bakın sonuç ne çıkmış?

Pek tabii öncelikle testi kendisi denemek isteyenleri buraya alalım.

Ve sonra sözü, Mösyö Taha‘ya bırakalım:

Sonuçlarınızı bizimle ve arkadaşlarınızla paylaşmaktan çekinmeyin!

Eğer bu video hoşunuza gittiyse, Mösyö Taha’nın kanalına abone olmayı da unutmayın. Gelecek videolar için her zamanki gibi önerilerinize açığız!

Mösyö Taha’ın sitemizle beraber yaptığı diğer Harry Potter çalışmalarına göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz!

Şu sıralarda sinema tarihine kazınmış Yüzüklerin Efendisi serisi gibi eski yapımlar yeniden çekiliyor. Bu tarz haberler okudukça da dolayısıyla aklımıza o birlikte büyüdüğümüz Harry Potter filmlerinin yeni oyuncular tarafından oynanıp oynanmayacağı geliyor. Görünüşe göre bizim Potter filmlerimizin yıldızı Daniel Radcliffe, filmlerin yeniden beyaz perdeye aktarılabileceğini düşünüyor. Gelin neler dediğine birlikte göz atalım!

IGN sitesiyle yaptığı bir röportajda Daniel Radcliffe, yer aldığı yeni televizyon dizisi Miracle Workers’dan söz ederken gelecekte yeniden çekilebilecek Harry Potter evreninden de bahsetti.

Daniel Radcliffe, meslek hayatının büyük kısmını Harry Potter evrenine adamasına rağmen Potter evrenine dair başka bir seride yer almaya karşı olmadığını söyledi.

“Senaryonun iyi olduğu herhangi bir yapımda oynarım. Bazı yönetmenlerin beni neden bir seri yapımına koymakta çekingen davrandıklarını anlayabiliyorum çünkü bende başka bir seriden taşıdığım yükler var, bu nedenle de insanların neden yapmak zorunda olmadıklarını anlayabiliyorum. Ancak yine de yer almaktan mutluluk duyardım.”

Aynı zamanda Radcliffe, televizyon dizisi olsun, film olsun ya da J.K. Rowling’in kitap uyarlamaları olsun Harry Potter’ın yeniden yapılmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. “Başka bir versiyonu daha olacağından eminim, hayatımın sonuna kadar göreceğim son Harry Potter olmayacağımı biliyorum-hatta bir kaç tanesi gördük bile,” diyerek, Harry Potter ve Lanetli Çocuk’ta Harry’yi canlandıran Jamie Parker ve Gareth Reeves’a atıfta bulunuyor.

“Bu filmlerin etkisinin ne kadar süreceğini görmek ilginç olacak… Şu anda ilk filmler için bir şekilde bir kutsanmışlık hissi var, ancak bu geçecektir, bu ışıltı bir noktada etkisini yitirecektir. Tekrar yapılmalarını izlemek oldukça ilgi çekici olacak, filmleri tekrar yapsınlar, ya da dizisini çeksinler; büyülenmiş şekilde izlerim.”

Geçen yıl Radcliffe, Harry Potter ve Lanetli Çocuk’u izlemediğini ve izlemeyi de düşünmediğini itiraf etmişti. Bu da şu kelimelerle ifade etti:

“Bu soru bana çok fazla soruluyor ve ben de her seferinde gerçekten korkunç derecede sıkıcı bir yanıt verdiğimi düşünüyorum. ‘Onu izlemeyi düşünmüyorum.’ ‘Bu planlarımın arasında değil’.  Beni, “Ah, bu muydu yani?” gibi varoluşsal krizlere sokacak olduğunu düşündüğümden değil. Ancak yine de tiyatroda geçen rahatlatıcı bir akşam olmazdı diye düşünüyorum.”

“Bana öyle geliyor ki, sürekli tepkilerim izleniyor olurdu,” diye de ekliyor. “Ama belki de bu son derece burnu havada ve egoistçe bir yaklaşımdır ve insanların umurunda bile olmazdı. Yine de etrafım Harry Potter fanlarıyla sarılı olsaydı, bu kesinlikle tuhaf olurdu.”

Her ne kadar Fantastik Canavarlar serisi sona ermeden böyle büyük projeler ufukta görünmese de Daniel’ın bu sözleri imkânsız gibi durmuyor. Özellikle de Rowling bu kadar spot ışığı altınayken. Peki ya sizin Daniel Radcliffe’in bu sözleri hakkındaki düşünceleriniz neler? Bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Sonunda o gün de geldi! Artık bizim de Türk işi bir hayran filmimiz var! Vulture Works Productions‘ın tamamen amatör imkânlarla hazırladığı “James Potter ve Kayıp Asa” YouTube üzerinden seyircilerle paylaşıldı.

Bu gerçekten de heyecanlı bir adım! Fantastik Canavarlar ekibi olarak yurt dışında öne çıkmış pek çok hayran yapımını sizlere Türkçe altyazılı olarak sunmak, bizde bir gelenek hâline gelmişti. Her defasında, biraz da kıskanç gözlerle acaba sıra bize ne zaman gelecek, diye düşünüyorduk. 15 Şubat itibarıyla nihayet tamamı Türk yapımı bir hayran filmimiz var!

Voldemort’u geri getirmek için Mürver Asa’nın peşine düşen yandaşlar ve Hogwarts’ta 2. yılına başlayacak olan Harry’nin oğlu James Potter’ın macerasını konu alan filmi hep birlikte izleyelim:

500 dolarlık mütevazı bütçesi ve sadece yeşil perde kullanılarak çekilen kısıtlı imkânlarına rağmen başarılı bir iş çıkartan Vulture Works ekibini tebrik ediyoruz.

Film hakkındaki detayları buradan takip edebilirsiniz.

“James Potter ve Kayıp Asa”yı beğendiyseniz filmi Potterhead arkadaşlarınızla paylaşmayı unutmayın!

Başka hayran filmleri için:

“Voldemort: Varisin Kökenleri”

“Üç Kardeşin Hikâyesi”

“Severus Snape ve Çapulcular”

“Çoğunluğun İyiliği”