Geçtiğimiz üç hafta boyunca Affedilmez Lanetleri oldukça detaylı bir şekilde inceledikten sonra bu haftaki Haftanın Büyüsü köşemizde tekrar normal büyülere dönüyoruz! Bu hafta ele alacağımız büyümüz ise sizlerin de istekleriniz doğrultusunda Reducto oldu. Daha çok iyi karakterlerimizin kullandığı bu büyüyü hazırsanız incelemeye başlayalım!

Reducto büyüsü, katı cisimleri patlatıp parçalara ayırmak için kullanılan bir büyüdür. Aslında Reducto’ya bir büyüdense lanet demek daha doğru olur. Bu laneti kullanarak bir hedefi toz ve dumana çevirmek veya bir kül haline dönüştürmek oldukça kolaydır. Bu büyüyü büyük çoğunluğumuz büyük ihtimalle Harry Potter’ın 1995-1996 yıllarında Dumbledore’un Ordusu’na öğrettiği zamandan hatırlıyoruz. Reducto lanetini kullanan cadı ve büyücüleri detaylı bir şekilde incelemeden önce Miranda Goshawk bu büyü hakkında neler demiş bir bakalım.

“Bu kuvvetli laneti kullanarak yetenekli büyücüler kolaylıkla önlerine çıkan engelleri parçalara ayırabilir. Çok açık nedenlerden dolayı, bu laneti öğrenirken ve pratik yaparken çok dikkatli olunması gerekmektedir, yoksa en iyi ihtimalle, sınıfınızın tavanını ya da öğretmeninizin masasını bir kül yığınına çevirmek oldukça kolay olduğundan kendinizi ceza alıp yerleri süpürürken bulursunuz.”

Şimdi sırada bu büyüyü kullanışına tanıklık ettiğimiz cadı ve büyücüler var. Haydi başlayalım!

25 Aralık 1994 tarihinde Severus Snape, Noel Balosundan sonra Karkaroff ile konuşurken bu büyüyü gül ağaçlarının üzerinde kullanmıştı.

Harry Potter, 1995 yılının Haziran ayında Üçbüyücü Turnuvasının üçüncü görevine hazırlanırken bu büyüyü öğrenmişti, haliyle de pratik yapmasına şahit olmuştuk. Öğrendikten sonra üçüncü görevde Harry bu büyüyü iki kere kullanmıştı. İlki, labirentte karşısına çıkan bir engeli yok etmek içindi. İkincisi ise Imperius Laneti altındaki Viktor Krum’dan Cedric Diggory’yi kurtarabilmek için önündeki çalıları bu büyüyle yok etmişti.

1995 yılının sonbahar mevsiminde Parvati Patil de bu laneti bir masayı enkaza dönüştürmek için kullanmıştı, tabii ki pratik yapıyordu!

18 Haziran 1996 tarihinde ise Harry Potter, Hermione Granger, Ginny Weasley, Ron Weasley, Luna Lovegood ve Neville Longbottom, Esrar Dairesi Savaşı sırasında bu laneti kullanmıştı ve sonuç olarak rafları parçalara ayırmışlardı. Ancak bu olay kitaplarda bu şekilde gelişirken, filmlerde bunu yapan sadece Ginny Weasley idi.

“ŞİMDİ!” diye haykırdı Harry.

Arkasından beş değişik ses, “REDUCTO!” diye böğürdü. Beş ayrı lanet beş ayrı yönde uçtu ve karşılarındaki raflar patladı; yüz cam küre infilak ederken heybetli yapı sallandı. İnci beyazı şekiller havaya dağıldı, kim bilir hangi yitip gitmiş geçmişten gelen sesleri, şimdi zemine yağan parçalanmış cam ve kıymıklanmış tahta sağanağı arasında yankılandı.

Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı

Tarihi

Bu büyünün tarihi hakkında herhangi bir bilgimiz bulunmamaktadır, üzgünüz.

Etimoloji

“Reducto” kelimesi Latincede “devirmek” ve “kırmak” anlamlarına gelmektedir. Büyünün ismi kullanılış amacını oldukça açık bir şekilde belirtiyor, değil mi?

Böylece bu haftaki büyümüzün de sonuna gelmiş bulunmaktayız. Umarız bu yazımızı beğenmişsinizdir! Haftaya bu köşemizde hangi büyüyü görmek istersiniz? Bu büyü hakkında sizin bildiğiniz başka bir bilgi var mı? Yorumlarınızda bizlerle paylaşın!

Luna Lovegood’unn (Buruşuk-Boynuzlu Hırgür hakkındaki bitmek bilmeyen konuşmaları arasında) söylediği ve beklenmedik bir şekilde mantıklı veya tamamen doğru şeylere hep birlikte göz atalım!

Kulaklarından sarkan turp şeklinde küpeleri ve babasının son teorisi üzerinde düşünürken donuklaşan bakışları olabilir ancak Luna Lovegood’da kulaklarındaki sebze şeklinde küpelerinin gösterdiğinden daha fazlası var.

İnsanlar ona eksantrikliğinden dolayı “Laklak” Lovegood diyor ancak normal insanlar kadar sık göz kırpma ihtiyacı hissetmese bile kesinlikle bir çılgın değil ve bir Ravenclaw oluşu da sıra dışı bilgeliğinin altını çiziyor.

Spectrespecs adlı hayalet gözlükleri olan bir öğrenci, Testral binicisi, Quidditch yorumcusu – ismini siz koyun, Luna hepsini kendine özgü bir yolla yapıyor.

Luna’nın hayatımıza girmesi için Zümrüdüanka Yoldaşlığı’na kadar beklemek zorunda kaldığımıza inanamıyoruz ama dikkat çekici bir şekilde Harry’nin en sıkı destekçilerinden ve Dumbledore’un Ordusu’nun beyin takımından biri olduğu için kesinlikle çok memnunuz. Hogwarts Savaşı süresince son Hortkuluklardan birinin bulunmasında önemli bir rol oynadı.

Hermione Luna’nın ancak ortada kanıt olmadığında bir şeye inandığını düşünebilir ama en zeki cadı bile bazen yanılabilir, değil mi?

Aslında Luna’nın utandırıcı derecede bir dürüstlüğü ve babasının yayınladığı Dırdırcı dergisinin tartışmalı teorilerini tekrarlamak gibi bir huyu var. Ayrıca Dumbledore’un içten saygısını da görüyoruz Luna’da.

İşte garipliğinin ardındaki aklı başındalığını gösteren favori Luna anlarımızdan birkaçı:

1. Harry’ye Hogwarts Savaşı’nda Patronus Yapmasında Yardım Ettiği Zaman

“Doğru,” dedi Luna cesaretlendirircesine, sanki İhtiyaç Odası’na dönmüşlerdi de D.O. için alıştırma yapıyorlardı. “Doğru, Harry… Hadi, mutlu bir şey düşün.”

“Mutlu bir şey?” dedi, sesi çatlak çıkmıştı.

“Hala buradayız,” diye fısıldadı kız, “hala savaşıyoruz. Hadi ama, şimdi…”

Gümüşi bir kıvılcım çaktı, ardından zayıf bir ışık ve sonra var gücüyle harcadığı muazzam bir efor sonucu, Hary’nin asasından çatal boynuzlu bir geyik fışkırdı. İleriye savruldu ve Ruh Emiciler sağa sola dağıldılar, birden gece tekrar sakinleşti, ancak etraftaki savaşın sesleri kulaklarda yükseliyordu.

2. Harry’ye Hortkuluklar’dan Birini Bulmasında Yardım Ettiği Zaman

“Pekala, şu kayıp taç. Sana söylemiştim, hatırlıyor musun Harry? Ravenclaw’ın kayıp tacı? Babam onu kopyalamaya çalışıyor.”

“Evet, kayıp taç,” dedi Michael Corner gözlerini devirerek, “Kayıp, Luna. Bu önemli bir nokta.”

3. Istırap ve Kayıptan Bahsettiği Zaman

“Senin…” diye başladı. “Yani, senin… tanıdığın biri öldü mü hiç?”

“Evet,” dedi Luna lafı dolandırmadan, “annem. Olağanüstü bir cadıydı aslında, ama deney yapmayı severdi ve bir gün büyülerinden biri fena halde ters gitti. Dokuz yaşındaydım.”

“Çok üzüldüm,” diye mırıldandı Harry.

“Evet, korkunçtu,” dedi Luna, sıradan bir sohbetmiş gibi. “Bu yüzden zaman zaman çok hüzünlendiğim olur hâlâ. Ama babam yanımda. Hem zaten annemi de bir daha asla görmeyecek değilim, değil mi?”

“Şey – öyle mi?” dedi Harry, ne diyeceğini bilemeyerek.

Luna inanmazlıkla başını iki yana salladı.

“Aa, hadi ama. Onları duydun, tülün hemen ardında, değil mi?”

4. Mahfıştların Varlığını Hissettiği Zaman

“Mahfışt mı yoksa?” dedi Luna halden anlarcasına. Koskocaman, renkli gözlüklerinin arkasından Harry’yi süzüyordu.

“Ne, ne?”

“Mahfışt… görünmezdirler, kulaklarından içeri süzülür, beynini bulandırırlar,” dedi. “Az önce birinin vınlayıp dolaştığını duydum gibi geldi.”

5. Harry’nin Çok Özlü İksir Kullandığı Fark Ettiği Zaman

Bir grup büyücüye eşlik ederken Luna ortaya çıktı. “Merhaba, Harry!” dedi.

“Ee- benim adım Barny,” dedi Harry kafası karışarak.

“Ah, bunu sen mi değiştirdin?” diye sordu mutlu bir şekilde.

“Ama nasıl biliyo-?”

“Ah, sadece ifaden,” dedi.

6. Ron’u Tek Cümlede Anlattığı Zaman

“Bazen çok komik şeyler söyleyen değil mi?” dedi, beraber koridorda ilerlerken. “Ama bazen biraz kırıcı olabiliyor, geçen sene fark ettim bunu.”

7. Dobby’nin Cenazesinde Herkes Adına Konuştuğu Zaman

Ve herkes ona bakarken, o mezarın tabanında yatan evcinine döndü. “Beni o hücreden kurtardığın için çok teşekkür ederim Dobby. Çok iyi ve cesurken bu şekilde ölmek zorunda olman hiç adil değil. Bizim için ne yaptığını her zaman hatırlayacağım. Umarım şimdi mutlusundur.”

8. Hogwarts Savaşı’ndan Sonra Harry’ye Yardım Ettiği Zaman

Bir süre sonra yorgun ve tükenmiş Harry, kendini Luna‘nın yanındaki sırada buldu.

“Biraz huzur, biraz sessizlik isterdim eğer senin yerinde olsaydım,” dedi.

“Gerçekten öyle,” diye cevapladı.

“Ben hepsini oyalarım,” dedi. “Pelerinini kullan.”

Ve daha bir şey diyemeden, “Aahhh, bakın, bir Pırpır Vızırgürü!” dedi ve pencereden dışarı işaret etti. Etrafta onu duyan herkes bakındı ve Harry pelerini üstünden geçirdi, ayağa kalktı.

9. Ron’un Noel Balosu’ndaki Randevusundan Sonra Ona İlişki Tavsiyesi Verdiği Zaman

“Padma pek memnun kalmamıştı,” diye bilgi verdi Luna. “Ona pek iyi davranmadığını düşünüyor, çünkü onunla dans etmeye yanaşmamışsın. Ben olsam aldırmazdım herhalde,” diye ekledi düşünceli düşünceli, “dans etmeyi pek sevmem.”

10. Her Şeyini Kaybetmeyi Sorun Etmediği Zaman

“Nasıl oluyor da şölende değilsin?” diye sordu Harry. “Eh, bir sürü eşyamı kaybettim,” dedi Luna sakin sakin. “İnsanlar onları alıp saklıyorlar da. Ama artık son gece, onları geri vermelerine ihtiyacım var cidden, ben de duyuru asıyorum.” … “Geri gelirler, sonunda hep gelirler. Sadece bu akşam sandığımı hazırlamak istiyordum, o kadar. Neyse… Sen niye şölende değilsin?”

11. Her Şey İçin Hazırlıklı Olduğunu Gösterdiği Zaman

“Daha önce kalenin bu kısmına gelmemiştim. En azından ayık haldeyken. Uyurgezerim. Bu yüzden yatakta ayakkabı giyiyorum.”

Luna Lovegood Hakkında Her Şeye Ulaşabileceğiniz Bir İnfografik İçin Buraya Tıklayın!

MuggleNet bizlerle Ölüm Yadigarları – Bölüm 2’de genç Sirius Black’i canlandıran oyuncu Rohan Gotobed’in geçtiğimiz yıl düzenlen Expo’nun konuğu olması üzerine genç okullu Sirius Black hakkında beş ilginç ve önemli detayı paylaşmış. Biz de Harry’nin hayatında önemli bir yere sahip olan bu karakter hakkındaki yazıyı sizler için Türkçe’ye çevirdik. Keyifli okumalar!

1. Sirius Hogwarts’a geldiğinde, Slytherin binasında olan aile üyelerinin aksine Gryffindor’a seçildiğine memnundu. Okuldayken nefret ettiği aile üyelerinden kendini uzaklaştırmak için bayağı zaman harcamıştı.

2. Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda bahsedilen ve daha sonra J.K. Rowling’in çizdiği Black Ailesi‘nin armasında iki tazı köpeği, iki yıldız ve bir kılıç görülür. Ailenin sloganı ise, “Toujours Pur”dur yani “her daim safkan” anlamına gelir.

3. Okulda Sirius, arkadaşları James Potter ve Peter Pettigrew ile birlikte kurtadam olan arkadaşı Remus Lupin’e destek olmak için Animagus olmayı öğrenirler. Animagus olmak öyle kolay bir iş değildir ama Sirius ve arkadaşları bunu beşinci sınıf olmadan başarırlar. Fakat Bakanlık’a kaydedilmemişlerdir.

4. Sirius bir yıldız veya takımyıldızından adını alan pek çok aile üyesinden bir tanesidir. Sirius bir Köpek Yıldızı’dır, ki onun Animagus olduğunda büyük bir siyah köpeğe dönüştüğünü düşünürsek bu konu hakkında J.K. Rowling’in bize çok önceden bir ipucu verdiği anlamını çıkarabiliriz! Sirius yıldızı Büyükköpek Takımyıldızı’nın en parlak yıldızıdır.

5. Siyah köpeklerden bahsetmişken: Sirius siyah bir köpeğe dönüşür, bu durum daha sonra ölümün alameti olan Ecel’le karıştırılır. Siyah köpek İngiliz Halkbilimi’nde sık sık ortaya çıkan bir imge olup genellikle ölümle bağdaştırılır.

Her zamanki gibi J.K. Rowling Sirius’un karakterinin derinliklerine inip detaylarını sunmayı başarmış ve daha buraya ekleyebileceğimiz pek çok şey bulunmakta. Sirius Black’in karakterinin derinliklerindeki bu bilgilerden favoriniz veya sizi şaşırtan hangisiydi? Pottermore ve daha fazla içerik sayesinde veya kitapları okuyup derinlemesine incelediğinizde sizde bu listeye eklemeye değer bilgiler mevcut mu? Bizimle paylaşmayı unutmayın!

J.K. Rowling’in Pottermore tarafından sunulan yeni kitapları, bu ayın başlarında ilk çıktıkları haftadan iBook satışlarında listenin ilk 10’unda yer aldı!

İsimleri “Hogwarts’tan Kahramanlık, Zorluk ve Tehlikeli Hobiler Üzerine Kısa Hikayeler”, “Hogwarts: Tamamlanmamış ve Güvenilmez Bir Rehber” ve “Hogwarts’tan Güç, Politika ve Sinir Bozucu Hayaletler Üzerine Kısa Hikayeler” sırasıyla listelerde üçüncü, dördüncü ve beşinci sırada yer aldı. USA Today’in En Çok Satan Kitaplar listesinde de ilk 10’a altıncı, yedinci ve sekizinci sıradan girdiler.

“Harry Potter ve Lanetli Çocuk” senaryo kitabı ise bu haftaki iBook satışlarında 12. sırada yer aldı ve USA Today’in listesinde bu hafta bir düşüş yaşayıp Pottermore tarafından sunulan bu üç kitabın hemen önünde beşinci sırada yer aldı.

iBooks Bestsellers: A Whole Lot of Potter https://t.co/XaEAzVSWBj

— Publishers Weekly (@PublishersWkly) September 14, 2016

Hogwarts hakkında yazdığı bu üç yeni kitabın detaylarını buradan öğrenebilirsiniz! Bu yeni kitapların Türkçe olarak yayınlanıp yayınlanmayacağına dair bir bilgimiz ise hâlâ yok.

Belki bir gün, siz ne dersiniz?

Altın Üçlü’nün en zekisi, belki de Harry ne yapacağını bilemezken her defasında ona yol gösteren insan: Hermione Granger. Hepimiz onun hakkında her şeyi bildiğimizi düşünüyoruz. Fakat kendisi göründüğünden daha karmaşık bir karakter. Bayan Granger hakkında belki de bilmediğiniz birkaç şey, dahası ilk okuyuşunuzda belki de kaçırdığınız birkaç detay sizlerle.

Siz de çekilmez bir çok bilmiş olabilirsiniz!

1. İsmi Yunan Mitolojisine Dayanıyor

‘Hermione’ kelimesi, ‘Hermes’ kelimesinin dişi hali. Hermes, keskin zekası ve dünyalar arası geçişler yapabilmesiyle tanınan elçi tanrıdır. Uygun bir şekilde, Hermione Muggle ve büyücü dünyası arasında geçişler yapıyor, bilgi ulaştırıyor (gerçekten, kimse Hogwarts: Bir Tarih okumadı mı?) ve çok keskin bir zekaya sahip.

2. Ve Bazı Okuyucular İçin Biraz Aldatıcı

Hermione ismini kitaplar ilk çıktığında nasıl okuyacağınızı şaşırdınız mı? Yalnız değilsiniz. 1999 yılında yapılan bir röportajda, J.K. Rowling çok sayıda insanın nasıl telaffuz edileceğini kendisine sorduğunu söylemiştir. Sonunda, Ateş Kadehi’nde, Hermione ismini Viktor Krum’a öğretirken (ve evlerinde oturan bizlere de), isminin telaffuzunu keskin bir şekilde açıklığa kavuşturmuştur. Ve hayır, ‘Hermovnninny’ diye söylenmiyor.

3. Neredeyse Bir Kız Kardeşi Olacaktı

Harry ve Ron ilk kez Hogwarts Ekspresi’nde Hermione ile tanıştığında, onlara şunu söylemişti: ‘Ailemde kimsede büyü mevcut değil’. Tüm ailesini kastetmiş olabilir, Hermione’nin sadece ‘Ebeveynlerimde büyü mevcut değil’ dememesinin bir sebebi olabilir. 2004 yılında BBC’nin Dünya Kitap Günü’nde J.K. Rowling ile yaptığı bir röportaj şunu açığa çıkardı:

“Daima Hermione’nin genç bir kız kardeşi olmasını planlamıştım. Maalesef hiçbir zaman görünmemişti ve şimdiyse bir şekilde çok geç olmuş hissine kapılıyorum.”

Lanet.

4. Her Şeyde Mükemmel Değildi!

Hermione çağının en parlak cadısı olabilir, fakat bir ya da iki şeyi hiçbir zaman doğru dürüst yapamadı. Örneğin, Harry’nin tersine, bir Patronus Büyüsü yaparken biraz zorlanmıştı. Sık sık büyücü satrancında kaybederdi (ki Harry ve Ron ‘onun için çok iyi’ olduğunu söylese de) ve evcini moda çizgisi göze alınmazsa çok da iyi bir örgücü sayılmazdı. Ah, ve ilk uçuş dersi çok da düzgün gitmemişti:

Hermione Granger’ınki yerde hafifçe yuvarlandı ve Neville’inki oynamadı bile. Belki de süpürgeler, atlar gibi, korktuğunu hissedebilir diye düşündü Harry.

Harry Potter ve Felsefe Taşı

Profesör Trelawney’nin sınıfındaki kısa-süreli büyüyü unutmayalım. Ron ‘sonunda bir konuda beceriksiz’ olduğunu söylediğinde Hermione’nin sinirine dokunmuştu. Fakat ilk kitaba geri döndüğümüzde, Kehanet hakkında daima şüpheci olduğu aşikar.

Her neyse, atadamların haklı olduğunu kim söylüyor? Bana fal gibi geldi, ve Profesör McGonagall bunun büyünün hiç de kesin olmayan bir dalı olduğunu söyledi.

Harry Potter ve Felsefe Taşı

5. En Büyük Korkusu Muhtemelen Başarısızlık

’Keşke Böcürtle karşılaşabilseydim – Senin için neye dönüşürdü?’ dedi Ron, kıs kıs gülerek. ‘On üzerinden dokuz almış bir ödev parçası mı?’

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

Ron şaka yapıyordu (sıklıkla yaptığı gibi) fakat gerçeğe çok yakındı. Hermione’nin çok sıkı çalışmasının bir sebebi de bir şeylerin kötü gitmesinden çok korkması ve insanları yarı yolda bırakmasıydı – yüksek başarı sahibi insanlarda ortak görülen bir özellik.

Hermione her şeyi mükemmel bir şekilde yaptı, içinde bir Böcürt olan dolaba gelene kadar. İçinde geçirdiği bir dakikadan sonra, yine patlamıştı, haykırıyordu.

’Hermione’ dedi Lupin, ürkmüştü. ‘Sorun nedir?’

‘P-P-Profesör McGonagall’ dedi Hermione nefesi kesilerek. Dolabı işaret ediyordu. ‘O-o her şeyde başarısız olduğumu söyledi!’

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

6. İksir Sınıfında Bir Şey Yüzünü Kızarttı

Amortentia İksiri sırasında Hermione’nin isimlendirmediği üçüncü bir koku aldığını fark etmiş olabilirsiniz:

’Dünyanın en güçlü aşk iksiri!’ dedi Hermione. ‘Doğru! Onu tanıdın, sanıyorum ki, ayırt edici sedef pırıltısı sayesinde?’ ‘Ve buhar karakteristik olarak sarmal şeklinde yükseliyor,’ dedi Hermione heyecanla, ‘ve hepimiz için farklı kokması gerekiyor, ilgimizi ne çekiyorsa, ve ben yeni kesilmiş çimen ve yeni parşömen ve – ’ Hafifçe pembeye döndü ve cümlesini tamamlamadı.

Harry Potter ve Melez Prens

2007 yılında, J.K. Rowling kokuyu bizlere Ron’un saçının kokusu olarak tanıttı ve şunları dedi:

“Her insan ayırt edici bir kokuya sahiptir, değil mi? Hermione’nin sessizleşmesine şaşmamalı.”

7. Ve Patronusu da Açığa Vuruyordu

Hermione’nin Patronusu, parlak gümüşi bir su samuru, etrafında sıçrıyordu. ‘Tatlı gibiler, değil mi?’ dedi, sevecen bir şekilde bakarken.

Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı

Su samurları, biliyor olabilirsiniz, J.K. Rowling’in favori hayvanı. Fakat bir su samurunun gelincik (weasel) ailesine dahil olduğunu biliyor musunuz? Hermione’nin gelecek aile bağlarını düşünürsek mükemmel!

I voted on this orphaned otter's name. My favourite animal named for one of my favourite characters! https://t.co/L8E9fueN7M

— J.K. Rowling (@jk_rowling) September 23, 2015

“Yetim kalan bu su samuruna verilecek isim için oy verdim. Favori hayvanım favori karakterlerimden birinin ismini aldı!”

8. Bakan’la Alay Etmesi Biraz İronikti

’Sihirli Yaptırım konusunda bir kariyer düşünüyor musunuz, Bayan Granger?’ diye sordu Scrimgeour. ‘Hayır düşünmüyorum’ diye sertçe cevap verdi Hermione. ‘Dünya için güzel bir şeyler yapmayı ümit ediyorum!’

Harry Potter ve Ölüm Yadigarları

Sonunda, ikisini de yapmayı başardı. Ev cinlerini özgürleştirmek amacıyla sarf ettiği eforla, Hermione’nin Hogwarts sonrası ilk işlerinden biri olarak Sihirli Yaratıkların Düzenlenmesi ve Denetimi Dairesi’nde amacını ilerletmesini sağladı. Sonrasında, Scrimgeour’a söylediğinin tam tersini yaptı ve Sihirli Yasal Yaptırım Dairesi’nde çalıştı ve ‘baskıcı, safkan yanlısı kuralların kaldırılmasını sağlayan ilerici bir ses haline  geldi’. (J.K Rowling, 2007 Bloomsbury internet sohbetinde.). Aslında, Hermione sihirli yasa bölümünde birkaç iş yapmıştı.

Küçük genç Hermione gün gelince ne olacağını bir bilseydi…

Sizler bu ilginç bilgilerin ne kadarını biliyordunuz? Kız kardeşe sahip olabileceği konusu bile bizi heyecanlandırdı. Belki de Lily Potter‘a benzeyen bir karakter olarak görecektik. Fikirlerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Queenie Goldstein‘ı seveceğinizi düşünüyoruz. Cesur, vahşi, alışılmadık şekilde sezgileri kuvvetli olan ve ruhunuzun içine dikkatle bakmasını sağlayacak yeteneğiyle, farklı bir cadı. Şimdi gelin, onun hakkında daha detaylı bilgiyi kendisini canlandıran aktris Alison Sudol‘dan öğrenelim. Sudol, Pottermore‘a anlatıyor!

Düşündüğünüz zaman, oyunculuk tıpkı Zihnefend gibi. Benzer şekilde, insanları tamamen anlayabilme ve yüksek bir empati yeteneği gerektiriyor. Fantastik Canavarlar  Nelerdir ve Nerede Bulunurlar’da Queenie‘yi canlandıran Alison Sudol ise özellikle bu konuda oldukça marifetli.

‘O’nu canlandırdıkça, Queenie’nin güçlerini daha derinlemesine araştırıyorum’ diyor Alison ‘Bu, gerçekten kim olduğu hakkında fazlasıyla bilgi veriyor çünkü insanların içini görüyor. Sadece o anda ne düşündüğünüzü okumuyor, sizi okuyor. Zihnefendar olmak demek sizin hakkınızdaki tüm hikayeyi okuyup, tüm gerçekliğinizi görebilmesi demek oluyor. Eğer yeterince bakarsa, tamamını görebilir.’

Tamamını, yani, hatıralarınız, itinayla sakladığınız sırlarınız, umutlarınız ve arzularınız. Eğer kötü bir cadı veya büyücü bu yeteneğinizi fark eder ve istismar ederse, bu seviyede bir görü ve güç tehlikeli olabilir. Peki ama iyi kalpli bir kişi bu yetenekle ne yapabilir? Ve bir Zihnefendar olmak Queenie’nin ilişkilerini nasıl etkiliyor?

Soruya cevap verirken dudakları bükülen ve porselen yüzü hafifçe asılan Alison bu konuda epeyce düşünmüş;

‘Sizi insanlardan böylesine farklı kılan bir özellik, oldukça yalnız hissetmenize de sebep olabilir. Ancak belli ki, Tina ve Queenie’nin arasındaki bağı daha da derinleştirmiş çünü kızkardeşi hakkında hiç soru sormadan birçok şey biliyor. Bu Tina’ya yardım etmesini kolaylaştırıyor. Ancak aynı zamanda kendisini de korumalı ve Zihnefendar olmanın etkilerinin de farkında olmalı. Tina, Queenie için etrafında olabileceği en güvenilir kişi.’

Alison, Queenie‘nin günlük hayatında yaşadıklarına dair şöyle devam ediyor;

‘Düşünsenize, bir partiye gidiyorsunuz ve tuhaf veya oraya uygun olmadığını hisseden tek kişi olduğunuzu düşünüyorsunuz. Eğer diğer insanların ne düşündüğünü duyabilseydiniz, onların da aynı hissettiğini bilebilseydiniz, insanlarla aranızda gerçek bir bağ hissederdiniz.’

‘Aynı sebeple, bir kadın olarak, erkeklerin ilgisi oldukça zor olabilir. Queenie vücudundan utanan veya içine kapanık biri değil; tabi ki, bir erkeğin, kendisi hakkında tüm düşündüklerini duyması haricinde. Herkesin kendisi hakkında ne düşündüğünü biliyor. Bu oldukça rahatsız edici olmaz mıydı?’

Queenie bazen kafası karışık hatta biraz alık görünüyor ama bu sadece sürekli kafasının içine giren onca bilgiden kaynaklanıyor. Bu gücün üstesinden gelmek oldukça zor.’

Baştan aşağı pembelere bürünmüş hali sizi yanıltmasın, Queenie Goldstein‘ın alık olmakla uzaktan yakından alakası yok. O’nun hakkında öğreneceğimiz çok şey var elbet. Büyücülük dünyasının bu yeni ve yetenekli karakteri için sizin de düşüncelerinizi merak etmiyor değiliz, bizimle paylaşmayı unutmayın!

Uzun bir yazın ardından yine okul zamanı geldi çattı, bütün o güzel ve parlak kırtasiyelikleri stok yapmanın tam da zamanı yani. İster Hogwarts ya da Ilvermorny’ye gidin ister normal Muggle okulunuza, bazı sihirli eşyalar var ki hayatımızı çok daha kolay hale getirebilir! Gelin MuggleNet‘in hazırladığı bu listeye hep birlikte göz atalım!

 1. Dibi Olmayan Çanta

Hermione’nin içine dünyayı sığdırdığı pullu çantasını hatırlıyoruz değil mi? İşte bu harika çantalar da onun okul için yapılmış versiyonu desek yeridir. Bütün kitapları, parşömeni, tüy kalemleri, mürekkebi ve daha fazlasını taşımak için biçilmiş kaftan! Üstelik çok ağır olacak diye endişelenmeye de gerek yok çünkü bu çantalar fazlasıyla ağır yükleri hafifletmek ve omuzların acımasını önlemek için büyülerle donatılmış. Bununla da bitmiyor elbette, bu çantalar sizin sınıftaki en stil sahibi kişi olmanızı sağlamak için çeşit çeşit renk seçeneklerine sahip.

2. Uzman Tüy Kalem

Upuzun notlarınızı baştan sona okumaktan bıktınız mı? Herhangi bir konuda en ufak ayrıntıyı bile içeren notlar almak sizin yaşam tarzınız mı? O zaman bu kalemlere ihtiyacınız var! Bu muhteşem tüy kalemi not alırken kullanın ve aktive etmek için asanızla bir kere dokunun. Sonrasında ise uzman tüy kaleminiz notlarınızı önemli noktalara göre organize ederken hayatınızın tadını çıkarın.

3. Konuşan Tüy Kalem

Birden fazla işi yaparken zorlanıyorsanız ve yazı yazmak sizin için bir angarya haline geldiyse bu yeni tüy kalem çalışma konusundaki bütün dertlerinize deva olacak! Notlarınızı bu tüy kalemle yazın, her cümlenin sonunda yazdığınız sesli olarak tekrar edilsin. Çalışmak, notları tekrar etmek ve bulunması zor yazım hatalarını saptamak için tam da aradığınız ürün.

Dipnot: Günlüğünüzü yazarken farklı bir tüy kalem kullanmanız önerilir.

4. Weasley Şaka Ürünleri- Kaytaran Çerez Kutuları

Ders programınızda Pazartesi günü ilk iş arka arkaya Sihir Tarihi dersi olduğunu fark edip sızlanmanıza gerek yok çünkü bu problemi çözmek elinizde. Kaytaran Çerez Kutuları tam da size göre, yanınızda hazır bir tane bulundurun ve ekstra istirahat için hastane kanadına gönderilirken sendromsuz Pazartesi’nin tadını çıkarın!

5. Kopya Engelleyen Parşömen

Quidditch sahasında çok fazla vakit harcayıp ödevlerini yapmayı unutan sorumsuz arkadaşlarınızdan bıktınız mı? Gizlice ödevlerinizi kopya etmeye çalışanları engellemek için bu parşömenleri kullanın. Bu parşömenin içine konulmuş büyüler izniniz dışında ödevlerinizi kopya etmeye çalışan birini anında tanır ve gizlice kopya çekmeye çalışan gözler üstüne çevrildiği anda kıvrılır. Eğlence bununla bitmiyor, parşömen kıvrılarak bir rulo halini aldıktan sonra caydırıcı bir önlem alarak kopya çekmeye çalışan kişinin kafasına vuruyor. Öfkeli tepkileri bunun parşömenin kendi büyüsü olduğunu söyleyerek savuşturabilir ve tatlı intikamın tadını çıkarabilirsiniz.

Bütün bu sihirli kırtasiyelikler sizin de gözünüzü almadı mı? Eğer birileri bunları Muggle öğrenciler için de icat edebilse harika olurdu açıkçası. Sizin için olmazsa olmaz büyülü okul malzemeleri neler? Yorum yapmayı unutmayın!

Hermione’nin oldukça zeki basık suratlı kedisini ilk kez Azkaban Tutsağı’nda görmüştük. Peki hiç kitap Crookshanks’in bakış açısından yazılıyor olsaydı bu kitapta neler yazıyor olabileceğini düşündünüz mü? Haydi bu sevimli kedinin düşüncelerine bir göz atalım!

“O canavarı satın mı aldın?” dedi Ron, şaşkınlıktan bir karış açık ağzıyla.

“Nefis, değil mi?” dedi Hermione. Heyecandan yüzünü al basmıştı.

Bu, görüşe göre değişir, diye düşündü Harry. Kedinin turuncu tüyleri kalın ve kabarıktı, ama biraz çarpık bacaklı olduğu kesindi. Suratıysa somurtkan ve garip bir şekilde ezik görünüyordu, sanki duvara toslamış gibiydi. Ancak şimdi Scabbers ortalıkta olmadığından, kedi Hermione’nin kollarında, halinden memnun, mırıldıyordu.

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

1. Burada Animagus olan bir fare varmış gibi görünüyor. Birinin büyük ihtimalle bu durumla ilgilenmesi gerekiyor.

2. Çok şükür bu Hermione denilen kız diğerinden daha akıllı görünüyor.

3. Bu arada bu diğeri de çok belli bir şekilde Hermione’den hoşlanıyor.

4. Bu ikisini yakından takip edeceğim.

Sandık yığınının yanında, gürültüyle tükürük saçan küçük bir hasır sepet vardı.

Hermione hasırların arasından, “Tamam, Crookshanks,” diye şakıdı. “Trende seni çıkaracağım.”

“Hayır, çıkarmayacaksın,” diye cevabı yapıştırdı Ron. “Zavallı Scabbers ne olacak bakalım?”

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

5. Bu hasır sepet benimle dalga geçiyor.

6. Hermione bu çocukta ne görüyor acaba? Gerçekten?

Hogwarts Ekspresi kararlı bir şekilde kuzeye doğru yoluna devam ediyordu, pencerenin dışındaki manzara gitgide daha vahşi ve karanlık bir hal alırken, tepedeki bulutlar da kalınlaşmıştı. İnsanlar kompartıman kapısının önünde ileri geri koşturuyorlardı. Crookshanks şimdi boş bir koltuğa oturmuştu, ezik yüzü Ron’a dönüktü, sarı gözleri ise Ron’un üst cebindeydi.

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

7. Sonunda huzur.

8. Tüm yolculuk boyunca gözlerim bu aptal Animagus’un üzerinde olacak.

George Weasley, Crookshanks’in üstüne atladı, ama kaçırdı. Scabbers yirmi çift bacak arasından sıyrılarak eski bir konsolun altına uçtu. Crookshanks kayarak fren yaptı, çizgili bacaklarının üzerine çömeldi ve ön ayağıyla konsolun altına gözü dönmüşçesine pençe atmaya koyuldu.

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

9. Tabii, aptal insanlar. Hain Animagus’u koruyun.

Deli gibi çırpınan Scabbers’ı yeniden cebine girsin diye ikna etmeye çalışan Ron, “O hayvanda garip bir şey var!” dedi. “Scabbers’ın çantamda olduğunu söylediğimi duydu!”

Hermione sabırsızlıkla, “Ay ne saçmalık,” dedi. “Crookshanks onun kokusunu alabiliyor, Ron, yoksa nasıl –“

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

10. Aferin, ahmak insan. Aferin.

“Biliyor musun, sanırım Ron senin hakkında yanılmamış,” dedi Crookshanks’e şüpheyle. “Burada bir sürü fare var, git onları kovala. Hadi yürü,” diye ekledi, merdivenlerden insin diye Crookshanks’i ayağıyla dürterek. “Scabbers’ı rahat bırak.”

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

11. Tam bir ‘Sağ Kalan Çocuk’sun ufaklık.

Hermione o sırada içeri girmişti, sırtında sabahlığı vardı ve boynuna kurdele bağlanmış, pek somurtkan görünen Crookshanks’i kucağında taşıyordu.

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

12. Bugün hayatımın en kötü günü.

“KAN!” diye feryat etti Ron, şaşkın sessizliği bozarak. “GİTMİŞ! VE YERDE NE VARDI, BİLİYOR MUSUN?”

“Ha- hayır,” dedi Hermione, titrek bir sesle.

Ron, onun Eski İşaretler çevirisinin üzerine bir şey attı. Hermione ve Harry öne doğru eğildi. Garip, çivi yazısı gibi şekillerin üzerinde birkaç tane uzun, sarı kedi tüyü duruyordu.

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

13. Bana güvenin, insanlar. Eğer hain Animagus’u yakalamış olsaydım şimdi kedi parendeler atıyor olurdum.

Hemen sonra, o şey ortaya çıktı: Dev gibi, salkımsaçak tüylü, siyah bir köpek, çimin üzerinde sinsi sinsi dolaşıyordu. Crookshanks de onun yanında gidiyordu.

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

14. Tabii ki, tüm yıl bir insanla yaptığım en iyi konuşma ve insanlar onu kana susamış bir katil zannediyor.

Crookshanks ileri atıldı. Etrafı döven dalların arasından yılan gibi süzüldü ve ön ayaklarını gövdedeki bir yumru üzerine koydu.

Ağaç sanki mermere dönmüş gibi, bir anda hareketsizleşti. Tek bir yaprak kımıldamıyor, sallanmıyordu.

“Crookshanks!” diye fısıldadı Hermione kararsızca. Şimdi Harry’nin kolunu tutmuş, acıtacak gibi sıkıyordu. “Nasıl bildi –“

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

15. Hadi ama Hermione, bu roket bilimi değil ki. Tabii roket bilimi azıcık bile zor olduğundan değil.

Harry acı acı, “O köpekle arkadaş,” dedi. “İkisini birlikte gördüm. Gel hadi – asanı çıkart –“

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

16. Zeka açısından eşdeğerim olan kişiye ‘o köpek’ deme seni gidi aptal insan.

17. Bunlar bitince ‘Tamamen haklıydın Crookshanks!’ partisi bekliyorum bu arada.

Perdeleri tozlu olan görkemli bir dört direkli karyolada Crookshanks yatıyordu, onları görünce yüksek sesle mırladı. Yanında, yerde Ron durmuş, garip bir açıyla kıvrılmış bacağını tutuyordu.

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

18. Onun için üzülmeliyim ancak üzülmüyorum gibi. Pardon ama üzülmüyorum.

Ama Crookshanks pençelerini Black’in cüppesine geçirdi ve yerinden kımıldamadı. Çirkin, ezik yüzünü Harry’ye çevirdi ve o koca sarı gözlerle ona baktı. Harry’nin sağındaki Hermione hıçkırdı.

Harry asasını daha da sıkı tutarak Black ve Crookshanks’e baktı. Ne olmuş yani kediyi de öldürmesi gerekiyorsa? Black’le işbirliği yapmıyor muydu?

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

19. Bizi öldürmeyeceksin aptal insan.

20. Üzerinde ‘Sirius Black ailene ihanet etmedi’ yazan bir tabela mı takmalıyım?

“O bir fare değil,” dedi Sirius Black birden, çatlak bir sesle.

“Ne demek istiyorsun – elbette bir fare –“

“Hayır, değil,” dedi Lupin yavaşça. “O bir büyücü.”

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

21. GERÇEKTEN. SİZE SÖYLEMİŞTİM.

“Bir Animagus,” dedi Black, “adı da Peter Pettigrew.”

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

22. Pardon, bu ses ne?

23. Jeton düşme sesine benziyor. Ne kadar ilginç.

“Peter Pettigrew öldü!” dedi Harry. “On iki yıl önce o öldürdü!”

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

24. Hadi ama, tüm gün burada mı kalacağız.

25. Üç tane trole alfabeyi öğretmeye çalışıyormuşum gibi.

[Sirius Black:] “Türünün şimdiye kadar rastladığım en zeki örneği. Peter’ın ne olduğunu ilk bakışta anladı. Ve benimle karşılaştığında, bir köpek olmadığımı anladı…”

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

26. SONUNDA.

27. Zekam sonunda anlaşıldı. Önümde eğilin, insanlar!

“Bana Peter’ı getirmeye çalıştı, ama başaramadı… o da benim için Gryffindor Kulesi’nin parolalarını çaldı… Anladığım kadarıyla, onları bir çocuğun komodininden almış…”

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

28. Bazen o kadar zeki oluyorum ki kendimi bile şaşırtıyorum.

29. Şaka yaptım, ben asla şaşırmam.

“Ama Peter neler döndüğünü anladı ve sıvıştı… bu kedi – Crookshanks mi demiştiniz? – bana Peter’ın çarşaflarda kan lekesi bıraktığını söyledi… herhalde kendini ısırmıştır… eh, öldü numarası yapmak daha önce de işine yaramıştı…”

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

30. Sizin için Animagus’u yakalamaya her çalışmamda bağırılmak ve etrafa atılmak hoşuma gitmedi değil tabii.

31. Hadi aptal insanlar. Crookshanks’in önünde hepiniz eğilin.

Bir süre baykuşu yakından inceledi, sonra, Harry ile Hermione’yi çok şaşırtarak, onu koklaması için Crookshanks’in önüne uzattı.

“Ne diyorsun?” diye sordu kediye. “Kesin baykuş mu?”

Crookshanks mırladı.

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

32. Evet, tabii. Birinin Animagus bir hain olup olmadığını anlamak için her şeye burnumu sürtün şimdi.

33. Bu iğrenç yıldan sonra birkaç lezzetli ölü örümcek alacağımdır umarım.

Funko’nun Fantastik Canavarlar Nelerdir ve Nerede Bulunurlar için hazırladığı ilk tam set POP! serisi figürleri görücüye çıktı!

Figürlerin arasında, elinde gümüş bir Okami yumurtası tutan Newt Scamander, Tina ve Queenie Goldstein, Percival Graves, miğfer ve yeleğiyle Jacob Kowalski, MACUSA Başkanı Seraphina Picquery ve parlak nesneleri çalan birkaç farklı versiyon Burnuk bulunuyor.
Ön siparişe açılmış olan Fantastik Canavarlar Funko figürleri, 2 Ekim itibariyle satışa sunulacak.

Funko POP Movies: Fantastik Canavarlar – Gümüş Yumurtası ile Newt Scamander Aksiyon Figürü

Funko POP Movies: Fantastik Canavarlar – Tina Goldstein Aksiyon Figürü

Funko POP Movies: Fantastik Canavarlar – Queenie Goldstein Aksiyon Figürü

Funko POP Movies: Fantastik Canavarlar – Başkan Seraphina Picquery Aksiyon Figürü

Funko POP Movies: Fantastik Canavarlar – Percival Graves Aksiyon Figürü

Funko POP Movies: Fantastik Canavarlar – Jacob Kowalski Aksiyon Figürü

Funko POP Movies: Fantastik Canavarlar – Burnuk Aksiyon Figürü

Peki ya sizin raflarınızı hangi şahane figür süsleyecek? Favorinizi ve görüşlerinizi paylaşmayı unutmayın!

Harry Potter filmleri sonrası aynı evrende farklı kahramanları izleyeceğimiz Fantastik Canavarlar Nelerdir Nerede Bulunurlar? filmi gittikçe yaklaşırken Mugglenet sitesinin, sete gidip oyuncularla yaptıkları röportajları sizlere sunuyoruz. İlk röportaj filmde Newt Scamander karakterine can verecek olan başrol oyuncusu Eddie Redmayne ile. Keyifli okumalar dileriz!

Ekipten ilk röportajın filmin başrol oyuncusu Eddie Redmayne ile olması pek hoş oldu. Redmayne odaya girdiğinde üzerinde, ilk olarak Entertainment Weekly’de kapak olduğu ve tonlarca cosplayi yapılan Scamander karakterinin elbiseleri var. Ben şahsen bu mavi paltolu kıyafeti yakından görebildiğim için çok mutluyum. Kapaktaki kadar canlı değil gerçi, biraz daha derin ve bastırılmış bir mavi bu. Aslına bakarsanız Redmayne’in bu görünüşü, hayvanların dostluğunu insanlara tercih eden bir büyücü için tam uygun, parlak ışıkların altında çekilmiş fotoğraflardan çok daha doğal.

Şunu baştan söyleyeyim, Redmayne rol için seçildiğinde bu benim pek hoşuma gitmemişti. O’nun yetenekli bir aktör olduğunu biliyordum fakat can vereceği Newt Scamander karakteri hakkında çok az bilgim olması nedeniyle seçilen aktörden neler beklemem gerektiği meçhuldü. Ama onu öyle karakterin kıyafetleriyle görünce ikna oldum. Yüzünde gözleri çevresinde hoş takip çizgilerine, gülümseme çizgilerine sahip; teni çilli, böyle sanki saatlerini dışarılarda ejderha peşinde harcamış gibi ve gözlerinde bir nezaket var. İşte size kahramanımız.

Bir de güzellik yapıp, bize gelirken asasını da getirmiş, bize içten şekilde elden ele gezdirmemiz konusunda onay verdi ki böylece hepimiz yakından görebilelim. Parmaklarımla asanın kökünün ne olduğu ve hangi malzemeden yapıldığını başarısız keşfetme denemem sırasında asa elime sağlam bir şekilde oturuyor. Tutma yeri muhtemelen hayal edebileceğinizden daha doğal tonlarda koyu gri ile yanmış turuncu renklerde ki adeta gri neredeyse kahverengi hissi yaratan turuncuya doğru kayboluyor.

Öyle olmadığını bilmesem –Newt’ın asasında hayvansal bir madde yer almıyor dedikodusu- Newt’ın asasının eskitilmiş bir hayvan boynuzundan yapılmış olabileceğini düşünürdüm zira damar yuvarlakları adeta bir geyik boynuzuna ait gibi ve hatta ucu da boş. Asanın geri kalan kısımları koyu kahve odundan, oymalı ve silik; hiç öğretmen bastonuna benzer bir hali yok. Asayı Redmayne’e geri uzatırken artık röportajın vaktinin geldiğini anlıyoruz.

B- Asanızın çekirdeğinin ne olduğunu öğrenebilir miyiz?

E- Ee, hayır. Hayır. Maalesef olmaz, ama bu işi almanın en heyecanlı yanlarından biri de çok sağlam sanatçılarla çalışacak olmaktı. Bu iş için birkaç ay hazırlık yaptım, karakteriniz hakkında ve ne tür bir asanın uygun olacağıyla alakalı görüşmek gerekiyor. Sonra da bu muazzam çizimler geliyor önünüze ve size birini seçme şansı veriliyor. Görüyorsunuz ya muhteşem bir olay.

B- Çoğumuz Harry Potter kitaplarıyla büyüdük. Kitaplar ilk çıktığında ben dört yaşındaydım ve ilkokul öğretmenime artık Hogwarts’ta okuyacağımı, onlarla tanışmanın çok güzel olduğunu söylediğim bir mektup yazmıştım. Kitaplar çıktığında senin de gençlik döneminde olduğunu biliyorum, seri ile büyümek tarzı bir bağ sen de kurabilmiş miydin?

E- Ben sade bir hayrandım, cidden. Kitapları okumuştum, sonra filmleri izlemeye başladım ve bu harika bir kaçış yoluydu. Yani her yıl ya da iki yılda bir J.K. Rowling’in yetenekli ellerinden çıkan bu dünyaya dalabilmek… Hikâyeleri her türe inanılmaz bir şekilde kucak açmakta.

Hikâyenin benim açımdan en muhteşem yanı önce gerilim tadı verip sonra macerayı sunması… senaryonun sonunda da ben…”Aman tanrım! Bunca olay birkaç gün içine sığdırılan tek bir hikâyeye nasıl oturtulabilir?” diyordum. Ama bir şekilde Rowling bunu beceriyor. Filmlerin çıkmasını dört gözle bekliyorum. Hele de burada kızıl kafalı bir ailenin yer alması ve benim onların arasına katılmak için seçmelere dahi katılamamış olmam gerçeği de varken. Bu durum yüzünden acı çektiğimi söyleyebilirim. Başka filmler de çekeceklerini öğrendiğimde ise “Lütfen, ben de bir parçası olabilir miyim…” demeye başlamıştım.

B- Senaryo haricinde karakterinizle alakalı ne kadar bilgi edindin, geleceği hakkında neler biliyorsun?

E- J.K. Rowling ile tanışma fırsatı buldum. Filme hazırlanmak için üç ya da dört ayım vardı ve bir ay kadar önce ben burada Leavesden’de iken J.K. Rowling geldi. Mükemmel, bir o kadar da garip, kısacık bir anda David Yates bizi tanıştırdı, onun sadece bir saat kadar kalacağını biliyordum ve “Merhaba, tanıştığımıza çok memnun oldum,” dedim ve o bir saat boyunca kafasını şişirip durdum.

Ertesi gün sete geldiğinde ben “Özür dilerim,” diyordum ama o kadar efsaneydi ki. Rowling karakterleri konusunda çok tutkulu ve onların üç boyutlu dünyası ve hikâyeleri hakkında çok hassas. Yaşamış ya da yaşayan insanlarla oynamaktan ve bu dünyada gideceğin ya da yapacağın araştırmaların çokluğu yüzünden paranoyak mı oldum bilmiyorum. Newt hakkında güzel olan şey ise direkt J.K. Rowling’e gidebilmek, o ne varsa anlatıyor.

B- J.K. Rowling ile konuşurken, karakter hakkında bilmediğin ya da yeni öğrendiğin sana sürpriz olan şey neydi?

E- Sanırım Newt’un geçmişi ile karaktere ait fikirlerin nasıl ortaya çıkışıydı. Bunlar Rowling için çok kişisel şeyler ve bu aslında çok da hoştu.

Ayrıca harika olan bir diğer şey de yaptığım bazı şeyleri paylaşabilmek, izleme cihazı olan insanlarla ya da hayvanlarla çalışan insanlarla veya zoolojistlerle tanışmaktı ki bu insanlar gerçekten yeni doğan bir kaplan yavrusu ile ilk beş gün birlikte uyuyan kişiler. Sonra kafeslere girdikleri hikâyeler ile insanlarla birlikte büyüyüp daha sonra doğaya salınan gorillerin olağanüstü hikâyeleri var. Damian Aspinall diye bir arkadaşın geri geldiği ve gorile seslendiği, sonra da gorilin gelip birbirlerine sarıldıkları bir YouTube videosu var, bunun gibi insan ve hayvan davranışlarının garip bir karışımı işte.

J.K. Rowling ve David’in muhteşem oldukları bir konu iş birliğini çok sevmeleri, yanlarına gidip fikirlerinizi öne sürebilir ve bir şeyler katabilirsiniz.

B- Anladığım kadarıyla artık siz yeni dörtlüsünüz – yeni üçlü değil, yeni dörtlü. Dan, Alison, Newt ve Tina’nın ilişkilerini de göz önünde bulundurursak Katherine ile çalışmak nasıldı?

E- Gerçekten mükemmeldi. Bir an vardı, hatta tam buranın üstünde kendi repliklerimizi okumuştuk, gerçi öyle çok uzun sürmemişti ama. Sanırım dördümüz ile başka birkaç kişi daha kendi bölümlerini okuyordu. Yani, bir süre önce telefonlaşırken şimdi Leavesden’de yürüyorduk ve birbirimize bakarak “Vay be, başlıyoruz bakalım!” diyorduk.

Yani şey gibi… yani zamanınızın çoğunu bu insanlarla geçireceğinizi biliyorsunuz ve bir de şey var… David’in kast direktörü Fiona Weir ve Carson Graves ile muazzam bir şekilde başarması bence… J.K. Rowling bu dörtlünün karakterlerini öyle belirgin yazmış ki kendi içlerinde çok farklı noktaları varken seçilen oyuncuların da aralarında farklılıklar mevcut. Sanırım dördümüze has seçici bir özellik mevcut. Diğerleriyle birlikte oynamak harikaydı. Gerçekten de çok güzeldi. Hatta eğlenceliydi de; daha önce bir takım parçası olarak bir şey yapmamıştım. Her şeyin altından gerçekten dördümüz birden kalktık.

B-Canavarlarla olan sahneleri nasıl çekiyorsunuz? Bu sahnelerde karşınızda sizinle rol alan birileri oluyor mu yoksa bunlar çoğunlukta sen ve David’e ait işler mi oluyor?

E- Theory of Everything ve Danish Girl filmlerinde birlikte çalıştığımız dansçı ve hareket koçu Alex Reynolds ile çalıştım. Birkaç ayı araştırma yaparak geçirdik hatta. Çünkü hoş olan nokta David’in gelip, “Şu şöyle olacak…” falan demeyişiydi. O “Her neyse, bunun altından birlikte kalkalım –eğer karşınızda birileri olması gerekse, biz sonra onları yok ederiz. Ya da kuklacı da olabilir,” dedi.

Yani her yaratıkta, benim için önemli olan Newt’un her biriyle ayrı bir ilişkisi olması ve bu yaratıkların kendi aralarında da ilişkileri olması. Hepsi bu durumun bir parçası ve Newt sanki onların bu ilişkilerini güden kişi. Biz de farklı fikirler arası gidip geldik. O yüzden bazen, mesela benim en sevdiğim karakterlerden biri olan ve şuramda yaşayan [cebini göstererek] küçük çubuk adam Pickett söz konusu… Kendisinin bağlanma sorunları var ve her zaman cebimde olmak zorunda. Ve omzuma çıktığı sahnelerde başlarda gerçekten hissedebilmek için gerçek bir parmak kuklayı kontrol eden bir kuklacı kullandık. Daha sonra ucu kablodan uzun bir çubuğa Pickett takıldı. Ve biz sahneleri çekerken aslında orada değil ama oradaymış gibi hissedebiliyordum.

Ama bazen… bu akşam ikinci birim şeylerinin Central Park Hayvanat Bahçesi’nde bir babunla çekimleri yapılırken olduğu gibi, aslında babun orada olmuyor. Aslında ortada bir şey yokken çalışmak ve kendi kendine bir tutam doğaçlama yapmak daha kolaydı. Şunu büyük özgüvenle söylüyorum ki bu büyük bir felaket olabilirdi.

Bu zevkli röportajın tamamına buradan ulaşabilirsiniz. Sihirli günler dileriz.

Hangimiz Harry’nin görünmezlik pelerinine sahip olmak istemezdik ki? Harry’e bir aile yadigarı olarak babasından kalan ve 13. yüzyılda Ölüm’ün bizzat Ignotus Peverell için yaptığına -yani Ölüm Yadigarları’ndan biri olduğuna- inanılan bu son derece nadir büyülü objenin kaç defa Harry’i beladan kurtardığı, inanın saymakla bitmez. Fakat biz sizin için o kıl payı kurtuluşlardan en çok akılda kalan yedi tanesini bir araya getirdik. Keyifli okumalar.

1. Lucius Malfoy’un ve Cornelius Fudge’ın Hagrid’in Kulübesine Yaptığı Sürpriz Ziyaret Sırasında

Sırlar Odası’nda yüreğimizi ağzımıza getiren sahnelerden biri de Harry ve Ron’un gecenin bir vakti Hagrid’i ziyarete gittiklerinde Fudge, Dumbledore ve Lucius Malfoy’la karşılaşmalarıdır. Hagrid’in Azkaban’a götürüleceği ve Dumbledore’un Hogwarts yönetiminden alındığı o uğursuz gecede Harry de Ron da görünmezlik pelerinine sahip olduklarına şükretmişlerdir eminim.

“Çok üzücü bir durum, Dumbledore,” dedi Mr Malfoy ağır ağır. Bir parşömen çıkardı. “Ama yönetim kurulu üyeleri artık çekilmen gerektiği görüşünde. Bu bir Uzaklaştırma Emri – üzerinde on iki imzayı da bulacaksın. Korkarım senin artık becerini kaybetmeye başladığın görüşündeyiz. Şimdiye kadar kaç saldırı oldu? Bu öğleden sonra iki tane daha oldu, değil mi? Bu gidişle Hogwarts’ta hiç Muggle doğumlu kalmayacak ve hepimiz bunun okul nasıl korkunç bir kayıp olacağını biliyoruz.”

Harry Potter ve Sırlar Odası

2. Harry, Üçbüyücü Turnuvası Sırasında Ejderha Kafeslerini Görmeye Gittiğinde

Hagrid’in Üçbüyücü Turnuvası yüzünden epeyce zor zamanlar geçiren Harry’e yaptığı “ufak” kıyağı hatırlıyorsunuzdur. İlk görevle ilgili bu devasa ipucunu alan Harry, bu sayede ejderhasını nasıl alt edeceğiyle ilgili plan yapmaya bolca vakit bulabilmişti. Tabi görünmezlik pelerini olmasa Harry’nin şatadon dışarı dahi adımını atamayacağını söylememize gerek yoktur.

Hagrid öne düşüp Madam Maxime’i bir ağaç öbeğinin çevresinden döndürdü, sonra durdu. Harry koşarak yanlarına gelmişti. Bir an için şenlik ateşleri gördüğünü, insanların bu ateşlerin çevresinde koşturduklarını sandı – sonra da ağzı açık kaldı. Ejderhalar. Dört tane yetişkin, muazzam büyüklükte, kötücül görünüşlü ejderha, çevresi kalın kerestelerle çevrilmiş bir bölme içinde arka ayaklarının üzerinde dikilmiş, kükrüyor ve burunlarından soluyorlardı. Yerden on beş metre yüksekliğe kadar uzanan boyunlarının ucundaki ardına kadar açık, sivri dişli ağızlarından karanlık gökyüzüne ateş selleri fışkırıyordu.

Harry Potter ve Ateş Kadehi

3. Hogwarts’da ufak bir gece yarısı gezintisinde

Harry’nin ikinci görev için Ejderha yumurtasıyla Sınıf Başkanları’nın banyosuna gittiğini hatırlıyorsunuzdur. Banyodan çıktıktan sonra ise Filch ve Snape ile köşe kapmaca oynadığını ve orada sonradan kitabın kurgusu içerisinde oldukça önemli yeri olacak bir bilgi öğrendiğini de hatırlatalım. Çapulcu haritasında Snape’in odasında Bartemius Crouch’un dolaştığını görmüş ve sonrasında da Snape’den birilerinin odasını karıştırdığını öğrenmişti.  Tabi bütün bunlar olurken Harry görünmezlik pelerininin altında yakalanmamak için ecel terleri döküyordu.

“- ve odamdan geçerken, meşalelerin yandığım, bir dolap kapısının da aralık olduğunu gördüm! Biri odamı karıştırmış!” “Ama Peeves bunu yapamaz ki -” Snape, “Yapamayacağını biliyorum, Filch!” diye yine tersledi hademeyi. “Ben odamı yalnızca bir büyücünün açabileceği sihirli bir mühürle kapalı tutarım!”

Harry Potter ve Ateş Kadehi

4. Knokckturn Yolu’ndayken

Harry, Ron ve Hermione, Borgin ve Burkes’e kadar Draco Malfoy’u takip edip, onun bir işler karıştırdığından şüphelendikleri zaman dilimi boyunca gizliliklerini görünmezlik pelerini sayesinde korumuşlardı.

Borgin’e doğru yürüdü ve görüntü vitrinli bir dolap tarafından engellendi. Harry, Ron ve Hermione onu görüş alanlarının içinde tutmak için yanlamasına kaydılar, ama hepsinin görebildiği şey çok korkmuş görünen Borgin’di. “Birisine söylersen,” dedi Malfoy, “gereken cezayı alırsın. Fenrir Greyback’i biliyorsun değil mi? Bir aile dostudur. Ara sıra tüm dikkatini bu probleme verip vermediğinden emin olmak için uğrayacak.”

Harry Potter ve Melez Prens

5. Hogwarts Ekspresi’nde

Görünmezlik pelerini belli ki insanları ajanlık yapmaya da epey alıştırıyor. Harry, Melez Prens’te Draco’nun kötü bir şeylerin peşinde olduğundan o kadar şüpheleniyordu ki görünmezlik pelerinini giyip onların Slytherinlilerin kompartımanına sızmaktan kendini alıkoyamamıştı.

“Seneye Hogwarts’ta bile olmayabileceğini söylerken neyi kastediyorsun?” dedi içerleyerek, Malfoy’un saçlarına çeki düzen vermeyi bir anda kesen Pansy.

“Asla bilemezsin,” dedi Malfoy yapmacık bir gülümsemeyle. “Ee… daha iyi ve daha büyük yerlerde olabilirim.” Pelerininin altından parmaklı bagaj raflarından birine çöken Harry’nin kalbi delicesine çarpıyordu. Bakalım Ron ve Hermione buna ne diyecekti? Crabbe ve Goyle Malfoy’a aval aval bakıyorlardı; belli ki daha iyi ve daha büyük yerlerde olma planının ne olduğu hakkında en ufak bir fikirleri yoktu.

Harry Potter ve Melez Prens

6. Snape ve Draco’yu Gözetlerken

Boş bir sınıfta konuşan Snape ve Draco elbette ki karşılarında görünmezlik pelerini giymiş bir Harry varken sırlarını kendilerine saklayamadılar. Harry, Snape’in Draco’ya yardım ettiğini ve Narcissa’ya oldukça ciddi bir yemin ettiğini bu sayede öğrenmişti.

“Beni dinle,” dedi Snape, simdi sesi o kadar alçaktı ki Harry duyabilmek için kafasını iyice anahtar deliğine bastırdı.Sana yardım etmeye çalışıyorum. Seni koruyacağıma dair annene söz verdim. Bozulmaz Yemin ettim, Draco—”

Harry Potter ve Melez Prens

7. Astronomi Kulesi’nde

Vücut kitleme büyüsü yüzünden hareket edemeyen ve görünmezlik pelerininin altında olduğu için kimsenin görmediği Harry çaresiz bir biçimde yukarısındaki ölüm yiyenlerin konuşmalarını dinlemiş ve Dumbledore’un öldürülmesine seyirci kalmak zorunda bırakılmıştı.

Snape hiçbir şey söylemedi, ancak öne yürüdü ve Malfoy’u sertçe yolundan kenara itti. Üç Ölüm Yiyen de hiçbir şey demeden geri çekildiler. Kurtadam dahi korkmuş görünüyordu. Snape bir an için gözünü dikip Dumbledore’a baktı, zalim yüzünün her çizgisine iğrenme ve nefret kazınmıştı.

“Severus…lütfen…”

Snape asasını kaldırdı ve Dumbledore’a doğrulttu.

“Avada Kedavra!”

Harry Potter ve Melez Prens

Sizlerin Ölüm Yadigarlarından biri olan bu pelerin hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Neden sahip olmak isterdiniz? Yorumlarınızla katkıda bulunmayı unutmayın!

Pottermore, Patronusunuzun ne olduğunu öğrenmenize olanak tanıyan yeni testini yayına soktu. Bu oldukça kişisel büyünün sonucunda ortaya çıkacak hayvanı ya da fantastik yaratığı merak ediyorsanız, mutlaka haberimize göz atın.

Yoksa siz hala Patronusunuzun ne olduğunu keşfetmediniz mi? Pottermore, asanızı, binanızı ve hatta Ilvermorny’deki binanızı seçmenize olanak sağlayan Pottermore, testlerine bir yenisini daha ekledi. Artık Patronus büyüsünü yaptıklarınızda Patronusunuzun hangi hayvan ya da sihirli yaratık şeklini alacağını öğrenmek için gerçek bir asaya ihtiyacınız yok. Çünkü bundan böyle Pottermore kullanıcıları, sitede hazırlanmış bir test üzerinden bu sorunun cevabını alabilecekler.

İlk defa Harry Potter ve Azkaban Tutsağı‘nda adının geçtiğini Profesör Lupin‘den duyduğumuz ve serinin geri kalanında da bolca karşılaştığımız bu sıradışı büyü hakkında daha önce de detaylı bir yazı hazırlamıştık. Serideki karakterlerin kendi Patronuslarını yaratmalarını okuyup izledikten sonra, sıra kendinizinkini keşfetmeye geldi!

Patronus testi diğer testlere oranla oldukça hızlı ve basit. Bizzat J.K Rowling tarafından hazırlanmış testin her etabında karşınıza gelen üç kelimeden birini çabuk bir şekilde seçmeniz bekleniyor. Ve elbette bu sırada da en mutlu anınızı düşünmeniz…Patronusunuz günlük hayattan tanıdığınız köpek, kuş ya da balık cinslerinden biri de, nadir bulunan fantastik bir canavar da olabilir. Ama unutmayın Patronus testini yalnızca bir kez çözebilirsiniz.

Ayrıca J.K Rowling de testi çözüp sonucunu hayranlarıyla paylaşmayı unutmamış.

… so as far as I'm concerned, the @pottermore test works! Here's my Patronus… pic.twitter.com/xnjKfjGMx4

— J.K. Rowling (@jk_rowling) September 22, 2016

Rowling, bir Balıkçıl olan Patronusuyla alakalı olarak da şunları söylemiş:

“Yeni Patronusumun benimle kişisel bağlantıları var ve bu hoşuma gitti.”

Pottermore’un bu yeni testine buradan ulaşabilirsiniz. Sonuçlarınızı mutlaka bizimle paylaşın!

Mugglenet sitesinin, sete gidip oyuncularla yaptıkları röportajları çevirmeye devam ediyoruz. Hatırlarsanız ilk olarak Eddie Redmayne ile olan röportajı yayınlamıştık. Sırada Tina karakterine hayat veren Katherine Waterston var!

Katherine Waterston’ın boş günü olmasına rağmen gelip bizimle söyleşi yapmaktan kaçınmadı. Diğer oyuncular gibi o da asasını yanında getirdi ve asasın sadeliğine anında kapıldım. Harry Potter’ı ilk defa okuduğumda asalar hayalimde tam olarak böyle canlanmıştı. Koyu kahverengi ve yalın bir asası var. Bu MACUSA’nın çalışanı ve (daha önce J.K. Rowling’in açıkladığı üzere) Newt Scamander’ın müstakbel eşi Porpentina “Tina” Goldstein’ın asasıdır.

Waterston’ın tavrı diğerlerine göre daha mesafeli ve içine kapanıktı, tabii bu onun karakteriyle son derece bağlı olduğunun bir göstergesidir.

B- Filmin açılışına bir yıldan daha az bir süre kalmışken insanların senin asanı satın alabileceğinin, seni oyuncaklarda ve tişörtlerde göreceğimizin farkına varmak sana garip geliyor mu?

K- […]Gerçekten de tuhaf. Hatta bir nevi çılgınca çünkü bunlar benim için özel şeyler. Tüm bu kararlar ve seçtiğim asa, yani neredeyse hususi bir durum gerçekten.  Diğerine tercih ettiğim bir asada beni çeken bir şeyler vardı. David’e hiçbir şey anlatmadım. Sadece, evet, bu Tina için daha mantıklı diye oldu ama bu şimdi bir tür seri üretime geçecek. (gülüyor) Gerçekten çok garip bir şey.

B- MACUSA setini ziyaret etme fırsatımız oldu ve çok güzel bir yer, ama etraftaki sütun gibi bir şeylerin üstünde zannedersem seçkin büyücülerin heykellerinin bulunması birkaçımızın dikkatini çekti. Ve hepsinin de erkek olduğunu fark ettik. 1920lerin hükümetinde pek fazla kadın vekilin olmadığını kolayca düşünebiliriz. Bu durum senin karakterinin ilgilendiği bir şey mi? Tina kendini baskı altında hissediyor mu?

(Hepsinin erkek olduğunu duyunca şaşırıyor ve kafasının karıştığını söylüyor.)

K- […]Bir filmin çekildiği dönem var bir de oluşturduğumuz dünyada birçok bir tür büyülü yetki dediğimiz şey var. Dünyanın 1920’lerde veya Amerika’nın 1920’lerde olduğu gibi ırk veya cinsiyetle ayrılmış gibi bir durum yok. Kadın başkanımız bulunmakta. Bu bir sır mı? Bizim dünyamızdan da farklı kurallar mevcut.

[Bu röportaj yapıldıktan sonra MACUSA’nın 1926’daki başkanı Carmen Ejogo’nun hayat verdiği Seraphina Picquery olduğu doğrulanmıştır.  Waterston’ın baştaki kafa karışıklığının sebebi bu olabilir.]

B- Kitaplar çıktığından bu yana Hermione bir ikon hâline gelmişken Harry Potter evreninde bir sonraki önemli kadın karakter olmak nasıl bir şey? Birçoğunun hayranlık beslediği birinin pelerinini devralmak gibi bir şey mi?

K- İkimiz de sırf kadınız diye kendimi onunla karşılaştırmak gibi bir düşünce daha önce hiçbir şekilde aklıma gelmedi. Yani bildiğiniz gibi tam anlamıyla farklı karakterler ve ben sırf kadınım diye onun yerini dolduruyormuşum gibi hissetmiyorum. İnsanlar için çok önemli olan bu dünyanın parçası olmak inanılmaz bir şey. O yüzden bunu bu şekilde düşünmemde bir problem görmüyorum. Olaya hiç öyle bakmamıştım ve bu muhtemelen gerilmeme sebep olurdu (gülüyor) çünkü Hermione filmlere çok iyi yansıtılmıştı. O yüzden bu konu hakkında düşünmüyorum.

B- Alison özellikle okuyucuların zaten bildiği karakterler olmadığınız için sizin bu konuda biraz özgürce hareket ettiğinizi söyledi, peki bu rolü alıp David hatta J.K. Rowling ile konuştuğunuzda karakterin nasıl gelişim gösterdi?

K- Evet bu garip çünkü oynadığım son iki film kitaplar üzerine kuruluydu. Birisi bir biyografi kitabının filmiydi ve tabii gerçek bir kişiyi oynuyordum. Ondan önceki de kurgu eserdi o yüzden daha yeni böyle bir deneyim geçirdim. İkisinde de çalışmak eğlenceliydi çünkü elinizde malzeme olunca bu işin bir nevi derinlemesine inebilir ve tekrar tekrar okuyabilirsiniz. Ve bilirsiniz iki insan aynı kitabı okur ve bir karakterin nasıl göründüğü hakkında tamamen farklı düşüncelere bürünürler… tüm bu şeyler ve bu oldukça hususi bir şey. Böyle bir tecrübe yaşamak güzeldi ama kitabı olmadan tabii bir nevi yazar gibi daha çok sorumluluğunuz oluyor. Evet senaryolarımız elimizde ama aralardaki boşlukları doldurmak – böyle bir gelişme üzerine çalışıyorsanız kestirmesi zor bir şey olabilir. Kaynak malzemeniz olsa da olmasa da…

B- İlk başta senaryoda olandan çekimlere başladığınız zamana karakterle ilgili bir şeyler değişti mi?

(Waterston bunun kitap okumakla aynı şekilde işlediğini anlatıyor. Bazen sete gittiğinde filmin böyle olmadığını çünkü senaryoyu okuyup kafasında başka bir şekilde canlandırdığından bahsediyor.)

K- […]  Bana karakterin kim olduğuna dair iyi bir dayanağımız varmış gibi geliyor ve bu karakter her gün büyüyor ve değişiyor. Onun olduğu gibi gerçekleşmesi için orada bulunmak zorundasınız çünkü her bir sahne yeni bir keşif aracı – karakter hakkında daha fazla bilgiyi ortaya çıkarıyor ve bu da çekmesi çok uzun zaman alan bir yapımda çalışmanın eğlenceli yanı, çünkü karakteri tecrübe etmek için daha fazla zamanınız var.

B- Duyduğumuza göre Newt üzerinde çalıştığı yaratıklarla oldukça zaman geçiriyormuş. Tina ise belki içine kapanık gibi ve “yasalara uyan” birisi sanırım. Sosyal yönden nasıl birisi bilmiyorum ama bu iki karakterin nasıl bağlantı kurduklarını merak ediyorum. Ne kadar detaya inebilirsin bilemem ama sormak istediğim onların genel anlamda kimyası nasıl oluştu?

K- Ehh, bu konuşmama izin verilseydi bile muhtemelen konuşmak istemeyeceğim bir konu olurdu çünkü filmi izlemeye gidip insanların nasıl iletişime geçtiğini, filmin ne hakkında olduğunu keşfetmek çok eğlenceli bir şey. Bu filmin sunduğu hediye ise bunun hakkında bir şeyler bilmiyor olmanız. Demek istediğimi anlıyor musunuz? Çünkü bu kitaptan uyarlanmadı, o yüzden de size bundan bahsetmemem daha yerinde olur böylece izleyerek tüm bunları kendiniz öğrenebilirsiniz.

B- MACUSA setindeki detaylara gelirsek… bir sürü küçük detaylar vardı, mesela görevindeyken ne büyüleri yaptığınızı yazıya döktüğünüz bir föy vardı. Ve ben de mer –

K- [araya giriyor] Bir sürü çalışma masasının olduğu yerden mi bahsediyorsunuz?

B- [kafa sallayarak onaylıyorum] Ben de bunu merak ediyordum çünkü İngiliz büyücü dünyasının nasıl işlediğini sekiz film ve yedi kitapla öğrendik. Amerikan Sihir Bakanlığı’nın günlük yaşamı hakkında bize neler söyleyebilirsin? Nelerle uğraşırlar?

K- Filmde süregelen kesinlikle konuşmama müsaade edilmeyen büyük bir meseleyle  uğraştıklarına eminim. Gördüğünüz gibi bürokrasi işleri ve… masalardan aşağı inen boru gibi şeyleri görmüşsünüzdür, yani dönemin iletim sistemini daha sihirli bir şekilde kullanıyoruz. […] Büyülü dünyayı o dönemle estetik bir biçimde harmanlamış oluyoruz. Ve bu harika bir yöntem. Ama çok açık güç yapısı mevcut ve bazıları daha güçlü ama adaletsiz denemez. Size söylemeye korkuyorum. Aman Tanrım…

B- Filmin atmosferindeki siyasi havanın nasıl olduğunu soracaktım, çünkü İngiliz Harry Potter dünyasındaki gibi Sihir Bakanlığı’ndan çok Amerikan Kongresi’ne odaklanıyormuş gibi görünüyor. Ve MACUSA’da çalışan pek çok ana karakter var, o yüzden şunu soracaktım, genel olarak Amerikan politiğinin oraya bir etkisi var mı?

K- Eh, bilmiyorum. Kanımca bu Jo’ya sorulacak bir soru çünkü bu onun yarattığı bir dünya, ama bunu bir kısmı yetişkinlerle ilgili bir hikâye olduğu için öyle olabilir. Sınıfta değiliz sonuçta. Yetişkin insanlarız ve demek istediğimi anlıyor musun, orası yetişkin olduklarında gidecekleri doğal bir yer. Ama bence Amerika’daki yabancı da bir etmen, bu sebeplerinden biri olabilir… (gülüyor) Çok – sıkıcı – Bense, işte anladınız, size bir şey söyleyemem.

B- J.K. Rowling ile tanışmandan bahseder misin? Ve senaryoyu ilk okuduğunda neler düşünmüştün?

K- Onunla daha yeni tanıştım, o yüzden buna daha kolay cevap verebilirim, sanırım, çünkü senaryoyu okuduğum zamandan, ki bu yedi ay önceydi, daha fazla şey kaldı aklımda onunla ilgili. Ama hepimiz ona bakakaldık ve gülümsedik (gülüyor). Sonunda onunla tanışabilmiştik ve sanki dilimizi yutmuştuk. Ve sonra neredeyse konuşmaya başlamıştık ki onunla tanıştığımızda ne yapacağını düşündüğüm şeyi yapmaya başladı, yani bize bir şeyler anlatmaya başladı çünkü o bu dünyanın ansiklopedik bilgisine sahip. Gerçekten bu dünya aklının içinde, hem de inanılmaz detaylı bir şekilde, ben de onu bir köşeye çekip Tina’yla ilgili sorularla boğmamak için kendimi zor tuttum. Çünkü mesela ben beş yaşlarımdayken dizimi nasıl sıyırttığımı biliyordur. Anlıyorsunuz değil mi? Yani o kadar detaylı bir akla sahip.

Senaryoyu ilk okuduğumdaysa çok güzel olduğunu düşünmüştüm. Etkileyiciydi dokuz numara değildi, anlarsın ya; böyle klişeleşmiş gibi gelmedi tam aksine yepyeniydi. Bana hitap eden yönü de buydu. Şimdi de oturmuş tırnaklarımızı yerken filmin de senaryo kadar güzel olacağını umuyoruz. Çünkü iyi bir şeyle başladık, bilirsiniz bu da projeleri seçmek için iyi bir yoldur.

Hogwarts tarihi genişledikçe Slytherin kendi farkını gittikçe daha fazla belli etti. Kötü adamlara dönüşme konusundaki ünleri ise bu ünlü binayı yüzyıllarca takip etti. Ve bina kurucusunun da mugglelardan tiksinen, Sırlar Odası’nı yaratan, evcil hayvanı bir Basilisk olan… şey, liste böyle devam ediyor işte. Ama inanın bize Slytherin de en az bir Gryffindor, Hufflepuff ya da Ravenclaw kadar önemli. O zaman hep birlikte  Slytherin’in anlamı ve önemi üzerine bir inceleme yapmaya var mısınız?

1. Çünkü Slytherinler de Cesur Olabilir

Bazı Slytherinler-isim vermiyoruz- tam olarak şövalye ruhlu sayılmazlar ama bu binanın bazı üyeleri de bir Gryffindor’la yarışabilecek derecede büyük cesaret gösterdiler.

Severus Snape tahmin ettiğiniz gibi bu konuda verilebilecek en iyi örnek; tehlikeli bir oyunu çok uzun süre boyunca ustalıkla oynayan, hislerini cesurca saklayabilen ve aynı anda hem Voldemort hem de Dumbledore için çalışabilen bir gerçek bir kahraman kendisi. Onun dışında da cesur olarak niteleyebileceğimiz başka Slytherin mensupları da var elbette. Mesela Regulus Black, hatırladığımız üzere kardeşi Sirius’un tam aksine o ailesinin ayak izlerini takip ederek sıkı bir Voldemort takipçisi olmuştu. Fakat sonrasında karanlık lorda sırtını döndü ve hortkuluklardan birini yok etmeye de yardım etti, Melez Prens’te sahte madalyonun içindeki R.A.B imzalı notu hepimiz hatırlıyoruz değil mi?

Tabiki Profesör Slughorn’u da unutmamak gerek. Tüm tereddüt ve korkularına rağmen Hogwarts savaşında yer aldı, eh bu da saklanmak için koltuk biçimine giren biri için büyük bir adım sayılır.

2. Başarı Küçümsenecek Bir Şey Değildir

Bilirsiniz, Seçmen Şapka’nın söylediği şarkılarda konu Slytherin’se mutlaka başarı hırsından bahsedilir. Bu durumda Malfoy ailesinin inanılmaz zenginliğinin büyük bir sürpriz olmadığını söylemeliyiz çünkü bu durumun aile üyelerinin hırslarının bir sonucu olması kuvvetle muhtemel. Fakat maddi zenginlik her şey değildir ve Slytherin’in bir bütün olarak büyük başarılar elde ettiğini belirtmeliyiz.

Harry Hogwarts’a başlamadan önce altı kez Bina Kupası sahibi olmuşlardı ki bu da Harry tarafından tatsız bir topluluk diye tanımlanan bir bina için çok büyük bir başarı. Evet, Slytherin’ler övünmeyi seviyorlar, ama herhangi bir Hogwarts öğrencisi için hırs olmadan bir yerlere gelmek mümkün mü?

3. Slytherin Öğrencilere İnsanların Karmaşık Bir Yapıya Sahip Olduğunu Öğretiyor

Kabul ediyoruz, Harry’le birlikte tanıklık ettiğimiz üzere Slytherin’ler cidden zalim ve küçümseyici olabiliyor ama biz diyoruz ki Slytherin’e seçilmek kötü biri olduğun manasına gelmek zorunda değil. Draco Malfoy bu konuda verilebilecek önemli örneklerden biri. Oldukça kibirli ve duygusuz görünen bu karakter aslında sadece çok genç ve kendine güvensiz bir çocuk. Lord Voldemort onu duygusal bir yıkıma sürüklemeden önce zorbalığın arkasına sığınıyordu, “Babam bunu duyacak,” repliği hepimizin aklına kazınmıştır, fakat Draco’nun göründüğünden çok farklı biri olduğunu Melez Prens’te keşfetmiştik. (Draco Malfoy hakkında daha fazlası için tıklayın.)

Bizim için Draco, Slytherin’in karanlık büyücüler için bir tür gelişim alanı olmadığının bir kanıtı. Tam aksine Slytherin mensubu cadı ve büyücüler de tıpkı bizim gibi kusurlar ve arzularla dolu.

4. Kurnaz Olmak Aslında Oldukça İşe Yarar Bir Marifet

Cüretkarlık ve kurnazlık sıradan bir Slytherin’in temel iki özelliği denilebilir. Birçok Slytherin mensubunun oldukça kurnaz olduğu ortada. Hatta Slytherin’in amblemi bile bir yılan(biraz fazla belli etmişler). Yani bir şekilde yüksek mevkilere gelmiş bir Slytherin görmek çok da şaşkınlık yaratacak bir durum değil.

Dolores Umbridge gibi biri bile, evet biz de ondan nefret ediyoruz, Sihir Bakanlığı’nda Baş Müfettiş ve Hogwarts’ta görev aldığı yıllarda Okul Müdürü olmayı başardı, tabi gizli kapaklı işler çevirerek.  Gerçek rengini belli edene dek bir sürü kişiyi kandırmayı başardı(bizi kandıramadı elbette!).

Olaya daha pozitif bir açıyla bakarsak, Merlin bunun için harika bir örnek. Slytherin’e seçilen en ünlü büyücülerden biri olmasının yanı sıra Muggle hakları konusundaki aktif desteğiyle binasının genelinin aldığı anti-Muggle duruşla savaştı ve galiba bunu yaparken de Salazar Slytherin’ mezarında ters dönmesine sebep oldu, çünkü hepimiz Slytherin’in kurucusunun Muggle karşıtı olduğunu biliyoruz. Yine de Merlin’in ün ve başarısı da Slytherin’in koltuklarını kabartacak başka bir neden.

5. Bütün Slytherin’ler Kötü Değildir

Konu Slytherin’e geldiğinde herkesin yaptığı ortak çıkarım bu binanın her üyesinin koşulsuz kötü olduğu yönünde. Hatırlarsanız Felsefe Taşı’nda Ron Slytherin’e seçildiği takdirde ilk trenle doğruca eve gideceğini söylemişti. Fakat Slytherin’e seçilen topluluğun başta korkmuş on bir yaşındaki masum çocuklar olduğunu göz önüne alırsak bu çıkarımın pek de adil olmadığını söylemeliyiz.

Seride karşımıza çıkan üç farklı Slytherin’i düşünelim; Malfoy, Snape ve Slughorn. Üçünün de kendine has kusurları var. Malfoy  zorba, Snape zalim ve Slughorn da elitist görünüyor. Fakat her biri belirli bir noktada kendilerine ait farklı bir yönü gösterdiler. Draco’nun aslında merhametli olabileceğini gördük, Snape bize serinin en büyük şokunu yaşatarak sonsuz bir aşkı içinde tutabileceğini gösterdi, Slughorn ise dostluğunu sundu.

Eh tabi Tom Riddle ve Dolores Umbridge gibileri ise Slytherin’in özgeçmişinde pek iyi durmuyor ama reklamın iyisi kötüsü olmaz!

6. Salazar Slytherin Olmadan Hogwarts İnşa Edilemezdi

Salazar’ın düşünceleri onu korkutucu bir adam haline getiriyor olabilir, fakat hırsı ve bilgeliği Hogwarts için çok büyük bir kazanım haline geldi. Onun bu katkısı da hiçbir zaman yok sayılamayacak kadar önemli.  Salazar Slytherin daha sonralarda Muggle doğumlulara karşı olan tutumundan dolayı diğer üç kurucuyla bağlarını kopartmış olsa da, Seçmen Şapka bu dörtlünün uzun yıllar uyum içinde çalıştığını anlatıyor. Ne oldu o mutlu yıllara? Özlemle anıyoruz…

Slytherin’liler hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın!

Harry Potter ve Lanetli Çocuk senaryo kitabının Kasım ayında bizlerle olacağı Yapı Kredi Yayınları tarafından onaylandı!

J.K. Rowling‘in bir tiyatro oyunu olarak tasarladığı ve senaryosunun kitap olarak da basıldığı Lanetli Çocuk‘un Yapı Kredi Yayınları tarafından basılacağını duyurmuştuk. Ardından kitabın Sevin Okyay – Kutlukhan Kutlu ikilisine emanet edildiğini öğrenerek iyice rahatlamıştık. Harry Potter‘ın 8. macerası olarak duyurulan kitabın emin ellerde olduğunu öğrenmek hepimizin yüzünü güldürmüştü.

Ancak geçtiğimiz ağustos ayından beri kitabın ne zaman çıkacağına dair net bir bilgi edinemiyorduk. Dün YKY tarafından atılan bir Tweet ile, Harry Potter ve Lanetli Çocuk‘un Türkçe baskısının Kasım‘da bizimle olacağını kesinleştirmiş olduk!

Sekizinci öykü… On dokuz yıl sonra… “Harry Potter ve Lanetli Çocuk” Türkçe baskısıyla Kasım’da Yapı Kredi Yayınları’nda

— Yapı Kredi Yayınları (@YKYHaber) September 23, 2016

Kitabın, tiyatro oyununun yerini tutamayacağını biliyoruz. Fakat yine de Rowling‘in onayladığı bir macerayı okuma deneyimi için oldukça heyecanlıyız! Siz ne dersiniz?

Harry Potter ve Lanetli Çocuk hakkında bu zamana kadar yazıp çizdiğimiz her şeye buradan ulaşabilirsiniz!

Çünkü hayatımızda bir noktada hepimiz ‘Accio Kumanda‘ diye bağırmak isteriz.

Harry Potter okurken zihninizde oluşan şey, son derece canlı ve sihirli bir dünya olduğudur. İşte tam da bu yüzden herkes o dünyanın içinde yer almak istiyor. Peki gerçekten büyü yapabilseydik, bizim Muggle dünyamızda en çok hangileri işe yarayacaktı? Haydi birlikte göz atalım.

1. Accio – Çağırma Büyüleri

Eğer büyücü ve Muggle’ların ortak bir noktası varsa, o da konforlu bir koltukta keyif çatmaktır. Hal böyle olunca, Çağırma Büyüleri, yani birşeyleri havaya kaldırıp size doğru uçuran büyü, herkesin hayali oluyor.

Düşünsenize: ‘Accio dondurma’ ‘Accio kumanda’ ‘Accio bir bardak çay’ ‘Accio daha sert birşey!’… Gelişigüzel nesnelerin size doğru uçması konusunda olasılıklar sınırsız.

Biliyoruz bu büyü, sizi ateşe vermek üzere olan bir Macar Boynuzkuyruk’tan kurtulmak gibi daha verimli şeylerde kullanılmalı ancak yine de hiç ayağa bile kalkmadan dondurma alabilmek fikri kulağa harika geliyor.

2. Alohomora – Kilitli Kapıları Açma Büyüsü

Bu büyü özellikle anahtarını unutup kapıda kalan Muggle’lar için tüm kapıları açardı. Ancak böylesine bir büyüyü kullanabilme yetisi, Muggle hırsızlığında bir patlamaya sebep olabilirdi. Belki de büyücülerin harika Mahalle Gözetleme planları vardır.

3. Expelliarmus – Silahsızlandırma Büyüsü

Silahsızlandırma, Harry’nin kitaplar boyunca en çok kullandığı büyülerden biridir. Bu büyünün Muggle’lar arasında da oldukça popüler olacağından kuşkulanıyoruz. Neden mi? İnsanların ellerindeki şeyleri düşürmesi asla komikliğini kaybetmiyor. Muhtemelen bu yüzden Harry sürekli Voldemort üzerinde kullanıyordu. (Expelliarmus büyüsü hakkında sitemizdeki detaylı bilgi için tıklayın!)

4. Kalıcı Yapıştırma Büyüsü

Japon yapıştırıcısının devri sonunda kapanırdı. Kendin Yap projelerine düşkün olanlar için, bir şeyi başka bir şeye sonsuza kadar yapıştıracak olan Kalıcı Yapıştırma Büyüleri son derece ideal. Black Ailesi, saf-kan düşkünü anne Walburga’nın portesinin Grimmauld Meydanı, 12 Numara’da sonsuza kadar asılı durması için böyle bir büyü yapmıştı, ki bu tüm Kendin Yap tutkunlarının en büyük hayali.

Bu sihri kendi üzerlerinde kullanma konusuna gelirsek, Muggle’lar, favori şapkaları veya favori romantik partnerleri gibi şeyleri kendilerine yapıştırma konusunu iki defa düşünmeliler.

5. Obliviate – Hafıza Büyüsü

Hatıralar ne kadar değerli olsa da, bu büyü bazı konularda oldukça yararlı olabilirdi. Örneğin, bir partide birinin ismini yanlış söylediniz, ‘Obliviate!’ Veya kovuldunuz, ‘Obliviate!. Çözülemeyecek problem yok gibi. (Obliviate büyüsü hakkında sitemizdeki detaylı bilgi için tıklayın!)

6. Expecto Patronum – Bizi Koruması İçin Bir Muhafız Yaratan Büyü

Hepimiz biliyoruz ki Expecto Patronum, karanlık, mutluluk yiyen, ruh emmek isteyen, Azkaban gardiyanları Ruh Emicileri kovalamak için kullanılan bir büyü. Bu tür yaratıklara biz Muggle’lar çok denk gelmesek te, yanımızda ruhumuzu simgeleyen hayvan şeklinde gümüş bir muhafız harika olmaz mıydı? Eh, bu konudaki tüm savımız bu. (Expecto Patronum büyüsü hakkında sitemizdeki detaylı bilgi için tıklayın!)

7. Scourgify – Temizlik Büyüsü

Büyücüler birçok harika ve ilham verici şey yapabilir. Tüm bulaşıkları kendi kendine temizleyen bir parça sihir ise gerçek bir mücize.

8. Wingardium Leviosa – Nesneleri Uçuran Büyü

Bu Harry’nin öğrendiği ilk büyülerden. İstediğimiz her şeyi, istediğimiz zaman havaya uçurabilmek harika olmaz mıydı? Örneğin, kendimizi! Ayrıca kendi akşam yemeği partilerimizde kullanmak için, şu tavanda süzülen mumlarda da yıllardır gözümüz var.

9. Silencio – Bir Başkasını Susturma Büyüsü

‘Keşke sussa artık’ dediğiniz birileriyle konuşmuşsunuzdur kesin. Silencio hayatı çok daha kolaylaştırırdı.

10. Glisseo – Kaydırak Büyüsü

Muhtemelen büyücülük dünyasının en önemli büyüsü olan ancak hakettiği tanınmışlığa sahip olmayan bir büyü, tabi ki de Glisseo’dan bahsediyoruz; Merdivenleri kaydırağa çeviren büyü! Daha önemli ne olabilir ki? Aslında diğer tüm büyüleri unutalım ve her şeyi sonsuza dek kaydırağa çevirelim!

Bu bilgilendirici ve eğlenceli listeye eklemek istediğiniz, Muggle olmanın zor yanlarını kolaylaştıracak favori bir büyünüzü bizimle paylaşmayı unutmayın!

Expecto Patronum!

Pottermore, Patronusumuzu bulmamız için hazırladığı güzel bir testin ardından ayrıntılı bir Patronus yazısını bizlere sunmuştu. Herkesin favori savunma büyüsü hakkında sizlere hazırlanan bu kullanışlı rehberi, zevkle okumanız için size sunuyoruz. (Spoiler içerir!)

Bu Olağanüstü Büyüyü Kimler Yapabilir?

En yetenekli büyücülerin bile zorluk çekebildiği Patronus, ileri düzey bir büyü çeşididir. Harry Potter cismani bir Patronus yapabilen en genç büyücülerden biridir. Profesör Lupin, Harry’ye bu büyüyü on üç yaşındayken öğretmiştir.

Tam Olarak Nedir?

Profesör Lupin’in Harry’ye Azkaban Tutsağı’nda da söylediği gibi, ‘Patronus bir tür Ruh Emici-savuşturucudur – seninle Ruh Emici arasında kalkan görevi gören bir koruyucudur.’ Ayrıca ‘bir tür pozitif güçtür, Ruh Emicinin beslendiği şeylerin – umut, mutluluk, varlığını sürdürme arzusu – bir yansımasıdır, ama gerçek insanlar gibi umutsuzluk hissetmez, bu yüzden Ruh Emicilerin ona zararı dokunmaz.’

Patronus cismani olmayan ve cismani olan şeklinde iki forma sahiptir. Patronus büyücü veya cadının becerisine göre şekillenir. Her bir Patronus onu yapan büyücü ya da cadıya eşsizdir ve bazı durumlarda bir Patronusun şekil değiştirmesi mümkündür.

Patronus yapabilmiş büyücüler ve cadıların, hikaye boyunca önemli Patronus anlarıyla birlikte bir listesi sizlerle.

Harry Potter – Çatal Boynuzlu Geyik

Harry çalılığın arkasından fırlayıp asasını çıkardı.

‘EXPECTO PATRONUM!’ diye haykırdı.

Ve asasının ucundan biçimsiz bir pus bulutu değil, kör edici, göz kamaştırıcı, gümüşi bir hayvan fırladı. Harry gözlerini kısarak ne olduğunu anlamaya çalıştı. Ata benziyordu.

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

Harry’nin Patronusu babasınınki ile aynı şekle sahiptir. İlk kez Kara Göl’de Hermione ve Sirius’a saldıran Ruh Emicilere karşı yapmıştı ve ilk bakışta bir ata benziyordu.  Tesadüf olarak, Harry’nin gelecekteki eşi Ginny Weasley’nin Patronusu bir at.

James Potter – Çatal Boynuzlu Geyik

James Potter’ın Patronusu, Animagus formu ile aynıdır.

Lily Potter – Gümüş Maral

Kocasının Patronusunun dişi formudur. Sonradan öğrendiğimiz üzere, Severus Snape, neredeyse tüm hayatı boyunca Lily’ye aşık kişi, Patronus olarak Gümüş Maral’a sahipti.

Albus Dumbledore – Anka Kuşu

’Gidip birini çağırayım mı?’ dedi Harry. ‘Madam Pomfrey’yi?’

‘Hayır,’ dedi Dumbledore hemen. ‘Burada bekle.’

Asasını kaldırıp Hagrid’in kulübesine doğru tuttu. Harry asanın ucundan gümüşi bir şeyin fırlayıp ağaçların arasından bir hayalet kuş gibi süzüldüğünü gördü.

Harry Potter ve Ateş Kadehi

Dumbledore’un Patronusu bir anka kuşudur, hikayede ilk kez Viktor Krum Sersemledikten sonra Hagrid’i çağırmak için kullanmıştır. Dumbledore’un bu yaratıkla benzeşmesi şaşırtıcı değildir, özellikle hayvan yoldaşının esrarengiz ve sadık bir anka kuşu, Fawkes olduğu bilinirken.

Remus Lupin – Kurt

Remus Lupin kurtadam olduğu gerçeğinin açığa çıkmaması için sıklıkla Patronusunun kılığına girer.

Nymphadora Tonks – Kurt

’Tonks’un Patronusu şekil değiştirdi’ dedi Harry. ‘Zaten Snape söylemiştir. Nasıl olduğunu bilmiyorum. Niçin Patronusun değişir ki?’

Lupin’in hindisini çiğnemesi zaman aldı ve yuttuktan sonra yavaşça ‘Bazen… büyük bir şok… Duygusal bir çalkantı…’ dedi.

‘Büyük görünüyordu ve dört bacağı vardı.’, ani bir düşünceyle çarpıldı ve sesi alçaldı. ‘Hey… şey olamaz – ?’

Harry Potter ve Melez Prens

Evet, Harry, olabilir. Tonks’un Patronus’u Lupin’e aşık olduktan sonra bir kurta dönüşmüştü, eğer varsa gerçek aşkın keskin bir işaretiydi.

Minerva McGonagall – Kedi

‘Gel. Diğer bina başkanlarını uyarmalıyız. O pelerini giysen iyi olur.’

Kapıyı geçti ve geçtikten sonra asasını kaldırdı. Ucundan gözlerinin etrafında gözlük izi olan üç tane kedi fırladı. Patronuslar; Profesör McGonagall, Harry ve Luna tekrar aşağıya indiklerinde şık bir şekilde öne fırlayarak spiral merdivenleri ışıkla doldurdular.

Harry Potter ve Ölüm Yadigarları

Tabi ki Profesör McGonagall Patronus yapabilir. Çok ileri düzey bir büyü, ve bir Profesör McGonagall, aynı anda üç kez yapabilir. Burada, McGonagall Patronusları iletişim için kullanıyor – bina başkanlarını Voldemort’un yakında Hogwarts’a saldıracağı konusunda uyarmak için. Ve sonra Hogwarts Savaşı başlıyor.

Severus Snape – Gümüş Maral

‘Onu mu?’ diye bağırdı Snape. ‘Expecto Patronum!’

Ve asasının ucundan gümüş bir ceylan fırladı. Ofisin zeminine düştü, ofisi sekerek geçti ve pencereden dışarı süzüldü. Dumbledore onun uçarak uzaklaşmasını izledi, gümüşi ışıltı solup kaybolduğunda gözleri yaşlarla dolu olarak Snape’e döndü.

‘Bunca zaman sonra bile mi?’

‘Her zaman,’ dedi Snape.

Harry Potter ve Ölüm Yadigarları

Bunca zaman sonra bile hala etkileyici. Snape’in Patronusunu ayrıca Godric Gryffindor’un kılıcını bulması için Harry’ye rehberlik ederken Harry Potter ve Ölüm Yadigarları’nda görmüştük.

Dolores Umbridge – Kedi

En favori profesörlerimizden birinden en kötüsüne, Dolores Umbridge’in Patronusu da bir kedi, aynı duvarlarına astığı zevksiz dekoratif tabaklarda olanlar gibi.

Aberforth Dumbledore – Keçi

Bu sırada, Aberforth’un Patronusu bir keçidir, Domuz Kafası’nda Ölüm Yiyenleri Harry’nin geyiği yerine bir keçi gördüğünde inandırmak için kullanmıştır.

Kingsley Shacklebolt – Vaşak

Zarif şekilde parlak vaşak, şaşırmış dans eden insanların arasına indi. Kafalar çevriliydi, sanki dansın ortasında birden donmuşlardı. Daha sonra Patronusun ağzı iyice açıldı ve Kingsley Shacklebolt yüksek, derin sesiyle ağır bir şekilde konuştu.

‘Bakanlık düştü. Scrimgeour öldü. Geliyorlar…’

Harry Potter ve Ölüm Yadigarları

Zümrüdüanka Yoldaşlığı üyelerinin Patronuslarını iletişim aracı olarak kullanmalarının bir örneği olarak, Shacklebolt’un vaşağı Bill ve Fleur’un düğününde dans pistine iner.

Arthur Weasley – Gelincik

Harry asasını çıakrdı ve etrafında dönüp, bir gümüş Patronusun misafir odasının penceresinden uçup yere, onların önüne inerken, iyice katılaşıp gelincik görünümünü aldığını ve Ron’un babasının sesiyle konuştuğunu gördü.

Harry Potter ve Ölüm Yadigarları

Bay Weasley’nin Patronusunun gelincik (weasel) olması ne kadar da zekice.

Dumbledore’un Ordusu

Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı kitabında, Harry arkadaşlarına ve Dumbledore’un Ordusu üyelerine Patronuslarını nasıl yapacaklarını öğretir, diğerlerine göre daha şanslı olanlar ise:

Cho Chang – Kuğu

Seamus Finnigan – Tilki

Hermione Granger – Su Samuru

Luna Lovegood – Yabani Tavşan

Ernie Macmillan – Yaban Domuzu

Ginny Weasley – At

Ron Weasley – Jack Russell Teriyeri

Hogwarts Savaşı sırasında, çeşitli şekillerde Harry’yi desteklemek için bu büyüyü kullanmışlardır.

Ron’un gümüş teriyerinin havaya fırladığını gördü, solukça parladığını ve yok olduğunu gördü; Hermione’nin su samurunun havada döndüğünü ve solduğunu fark etti ve kendi asası elinde titredi, neredeyse gelmekte olan hiçliği, hissizliği karşılamıştı.

Ve sonra gümüş bir yabani tavşan, yaban domuzu ve tilki Harry, Ron ve Hermione’nin başlarının yanından süzüldü: Ruh Emiciler yaratıkların yaklaşmasına fırsat vermeden geri çekildi. Üç kişi daha karanlıktan çıkagelmiş ve yanlarında durmuştu, uzanmış asalarıyla Patronus yapmaya devam eden: Luna, Ernie ve Seamus.

Harry Potter ve Ölüm Yadigarları

Son Olarak, Patronus Büyüsü Nasıl Yapılır?

‘EXPECTO PATRONUM.’ büyülü sözleriyle. Bağırmanızı kastetmiyoruz, fakat gerçekten istediğinizi belirtircesine söylemelisiniz. Şimdi gidin, kendi Patronusunuzu keşfetme zamanı.

Patronusunuzu keşfetmek için şu yazımıza göz atabilirsiniz: Pottermore ile Patronusunuzu Keşfedin!

Patronus Büyüsü hakkında daha detaylı bilgi için buraya tıklayabilirsiniz!

Harry Potter ve Ateş Kadehi‘nden kesilen Severus Snape – Igor Karkaroff sahnesini sizler için Türkçe altyazılı olarak hazırladık!

Harry Potter filmlerinden kesilen/silinen pek çok sahne var. Bunların sebepleri çeşitli. Ama çoğu filmin süresini daha fazla uzatmamakla alakalı. Peki filmin süresi bizim için ne kadar önemli? Filmin büyülü dünyasını bir saniye fazla deneyimlemek bile bizler için çok değerli.

Bu yüzden sizlerle filmlerden kesilen sahneleri bölüm bölüm bulup altyazılı olarak paylaşmak istiyoruz. Seriye Ateş Kadehi ile başlamış bulunduk.

İşte, “Neden sildiniz neden!” diye sızlanacağınız o Severus Snape – Igor Karkaroff sahnesi!

Bu hafta sizlerle aynı geçen hafta olduğu gibi iki iksir birden paylaşıyoruz. Birincisi geçen haftaki İlkel Beden İksiri’ni tamamlar nitelikte Yeniden Doğuş İksiri iken ikincisi de Yanıklar İçin Tedavi İksiri.

İlk olarak basit ama etkisine çok ihtiyaç duyulabilen bir iksiri sizlere anlatmayla başlayayım. Yanıklar İçin Tedavi İksiri kaynar su yanıkları için birebir. Çok fena oluyor o yanıklar aman diyeyim dikkatli olun siz. Hele ki bu iksirin biz Muggle’lar tarafından bilinen ilaç versiyonları yakınlarda yoksa işiniz iş. Güneş yanıklarına ne kadar iyi gelir bilinmez fakat yapımı hassas bir iksir olduğunu söyleyebilirim. Zira iksiri kaynatırken malzemelerin konulma sırasında bir yanlışlık yaptığınız takdirde yahut mesela malzemelerden biri olan kirpi dikeninin eklendiği sırada kazanın ateşte olmaması gerektiğini bilmiyorsanız yandınız. Cidden, yandınız. O kazan erimeye başlayıverir sonra da iksir yapımını kotaramayan Neville’ın üstüne yapışan o leş gibi kokuya siz de maruz kalırsınız.

Yapmayı bilmeyeni yanıklara maruz bırakan fakat doğru yapılırsa da yanık tedavisinde kullanılan bu enteresan iksirimiz sonrasında malzemelerinde kara büyü yer alan ve Lord Voldemort’un yeniden doğuşuna tanık olmamıza neden olan iksire geçelim.

Regeneration Potion olarak geçen Yeniden Doğuş İksiri, Harry Potter ve Ateş Kadehi’nde, Anahtar vasıtasıyla Cedric Diggory ile mezarlığa gelen Harry’nin tamamlanmasına istemeden sebep olduğu iksir. Zira geçici bedene sahip Tom Riddle’ın güçlerine kavuşabilmesi için bu iksir gerekmekte ve iksirin sadece üç malzemeye ihtiyacı var. Karanlık Lord’un hizmetkârı Kılkuyruk’un tasvirleriyle ilki;

Babanın bilmeden verilen kemiği, oğlunu yenileyeceksin!

Bu cümlenin de söylediği gibi iksirin hazır olabilmesi için iksiri kullanacak kişinin babasının kemikleri gerekmekte. Ama tabi ki bu kemiklerin de belli bir şarta göre alınması gerekiyor, babanın kemik iliğini verdiğini bilmemesi lazım anlayacağınız üzere. Bu kemik parçaları iksirin içine atıldıktan sonra iksir parlak, zehir gibi bir maviye dönüşür.

Bir sonraki malzeme Harry’nin de midesini kaldıran, eksildikçe içindeki musibet artan Kılkuyruk’un, kendi tanımlamasıyla “sadık hizmetkârın” bir parçası:

Hizmetkârın – gö-gönüllü olarak verilen –eti- Efendini – dirilteceksin.

Filmde de gördüğümüz üzere bu ‘et’ Kılkuyruk’un kesik parmağının olduğu elinden başka bir şey değil. Bu, iksirin yapıldığı kazana atıldıktan sonra iksirin rengi alev gibi kırmızı bir hale bürünür.

Son malzeme de Harry’nin oraya getiriliş nedenlerinden biridir aslında. Zira iksir, tamamlanması için düşmanının kanına ihtiyaç duyar:

Düşmanın… zorla alınmış… ka-kanı…hasmını hayata döndüreceksin.

Farenin de belirttiği gibi iksir Harry’den alınan kan ile tamamlanır. Sıvı böylece göz kamaştırıcı bir beyaza bürünür. İksir kaynamaya devam ettikçe etrafa parlak renkler saçmaya devam eder. Ve daha sonra… Sonrasını Harry’nin gözünden anlatalım:

Sonra birden kıvılcımlar dindi. Onun yerine kazandan kalın, beyaz bir buhar dalgası yükselip Harry’nin önündeki her şeyi sildi. Ne Kılkuyruk’u, ne Cedric’i görebiliyordu, havadaki buhardan başka hiçbir şeyi göremiyordu… Ters gitti, diye düşündü…boğuldu…lütfen…lütfen ölmüş olsun.

Ama sonra, buz gibi bir dehşetle, önündeki sisin arasından, uzun boylu ve iskelet gibi sıska bir adamın karanlık siluetinin kazanın içinden yavaşça yükseldiğini gördü.

İşte uzun süren sessizlik sonrası Karanlık Lord bu şekilde hayata dönmüştü. Harry’nin kanının Hogwarts Savaşı sırasında Harry’yi Avada Kedavra lanetinden kurtaran şey olduğu düşünülür. Voldemort’un Lily Potter’ın Harry’yi koruması bu sayede devam etmiştir.

Bu haftalık iksir sayfalarımızdan bu kadar. İlerleyen haftalarda hangi iksirleri okumak istediğiniz ile ilgili bizleri aydınlatmanızı isteyip, mutlu hafta sonları geçirmenizi dilerim.

Bu hafta da yeni bir büyüyle Haftanın Büyüsü köşemizde sizlerle beraberiz sevgili takipçilerimiz! Bu haftaki büyümüzü de sizin istekleriniz doğrusunda seçtik ve seçtiğimiz büyü de Rictusempra. Bu büyüyü incelemeye de lafı uzatmadan hemen başlayalım, ne dersiniz?

Rictusempra, ya da bir diğer adıyla Gıdıklama Büyüsü, genelde düellolarda bir taktik olarak kullanılan bir büyüdür. “Gıdıklama Büyüsü” adından da anlaşılabileceği gibi, hedef olan kişiyi gıdıklama etkisini gösterir.

Rictusempra, filmlerde Harry Potter’ın asasını kullanarak ancak sözlü olmadan yaptığı ilk büyüdür. Bu durum ise Harry Potter ve Sırlar Odası’nda Harry ve Draco Malfoy’un düellosu sırasında gerçekleşmişti. Ancak bu filmde Harry Rictusempra’yı kullandığında Draco sadece geriye düşmüştü, bu da filmlerde sadece ufak bir saldırı büyüsü olarak gösterildiği anlamına geliyor. Ama tabii ki bunun nedeni Harry’nin o zamanlar deneyimsiz bir büyücü olması ve büyünün etkisini tamamen gerçekleştiremeden başka bir etkiye neden olması da olabilir.

Tarihi

Bu büyü Hogwarts’ın ikinci sınıf öğrencileri için olan, Miranda Goshawk’ın yazdığı Standart Büyüler Kitabı’nda geçer. Öğrencilere ikinci sınıfta öğretilir. Büyünün icat edilişi veya eski kullanımları hakkında herhangi bir bilgimiz bulunmamakta, ancak düellolarda sıklıkla kullanıldığını söyleyebiliriz.

Etimoloji

“Rictusempra” kelimesi, Latince bir kelime olup “açık bir ağzın genişliği” anlamına gelen “rictus” kelimesiyle yine Latince bir kelime olup “her zaman” anlamına gelen “semper” kelimesinin birleşmesinden türetilmiştir.

Bu haftaki biraz kısa ancak oldukça eğlenceli olan büyümüzün sonuna geldik, umarız beğenmişsinizdir! Bu büyü hakkında düşündüklerinizi, yorumlarınızı ve gelecek haftaki Haftanın Büyüsü köşemiz için isteklerinizi duymayı çok isteriz. Bunları bizlerle paylaşmayı unutmayın!