J.K. Rowling’in kaleminden yeni bir peri masalı: The Ickabog. Yazar, Harry Potter serisini yazdığı sıralarda başladığı bu öyküyü yıllar sonra internet üzerinden ücretsiz olarak yayınlanıyor. FantastikCanavarlar.com olarak bizler de bölümleri Türkçeye çevirip sizlerle buluşturuyoruz.
The Ickabog hakkında daha detaylı bilgi için buraya tıklayabilirsiniz.
– giriş ve önsöz –
– bölüm 1 –
– bölüm 2 –
– bölüm 3 –
bölüm 4
Sessiz Ev
Bayan Dovetail, nesillerdir kraliyet çalışanlarının gömüldüğü Kent-İçi-Kent’teki mezarlığa gömülmüş. Daisy ile babası uzun bir süre mezara bakarak el ele orada öylece duruyorlarmış. Bert, gözü yaşlı annesi ile asık suratlı babası onu oradan yavaş yavaş uzaklaştırırken, dönüp dönüp Daisy’ye bakmaya devam ediyormuş. Bert arkadaşına bir şeyler söylemek istiyormuş, ama olanlar kelimelere dökülemeyecek kadar korkunç ve tüyler ürperticiymiş. Bert kendi annesi bu soğuk ve sert toprağın içine ebediyen gömülecek olsa, kendisinin nasıl hissedeceğini hayal dahi edemiyormuş.
Tüm arkadaşları gittikten sonra, Bay Dovetail kralın gönderdiği mor renkli çelengi karısının mezar taşından çekip almış ve onun yerine, Daisy’nin o sabah annesi için topladığı ufak kardelen demetini koymuş. Sonrasında, iki Dovetail bir daha eskisi gibi olmayacağını bildikleri evlerine doğru yavaş yavaş yol almışlar.
Cenazeden bir hafta sonra, kral, yanında Saray Muhafızı ile saraydan çıkarak atı üzerinde avlanmaya gitmiş. Her zaman olduğu gibi, onun geçtiğini gören herkes alelacele bahçelerine çıkıp neşeyle eğilerek krallarını selamlamışlar. Kral da onlara doğru eğilip selam verirken evlerden birinin ön bahçesinin boş olduğunu fark etmiş. Evin pencereleri ve ön kapısı siyah perdelerle kapalıymış.
“Orada kim yaşıyor?” diye sormuş Büyük Beamish’e.
“Orası – orası Dovetail’lerin evi, Majesteleri,” demiş Beamish.
“Dovetail, Dovetail,” demiş kral, kaşlarını çatarak. “Bu ismi bir yerden duymuştum, sanki?”
“Ee… evet, efendim,” demiş Büyük Beamish. “Bay Dovetail sizin marangozunuz, Majesteleri ve Bayan Dovetail de sizin Terzi Başınız… idi.”
“Ah, evet,” demiş Kral Fred, aceleyle. “Ha-hatırlıyorum.”
Sonra, süt beyazı atını dehleyerek Dovetail’lerin evinin siyah perdelerle kapalı pencerelerini süratle geride bırakmış. O gün çıkacağı av dışında hiçbir şey düşünmemeye çalışıyormuş.
Ancak, gel gelelim, kral o günden sonra ne zaman atıyla dışarı çıksa, gözlerini Dovetail malikânesinin boş bahçesi ile siyah perdelerle kaplı pencerelerine dikmekten kendini alamıyormuş. Ayrıca, evi her gördüğünde, terzi kadının elinde ametist taşlı düğmeyle ölmüş görüntüsü gözünün önüne gelip duruyormuş. Sonunda, daha fazla dayanamamış ve Baş Danışman’ı yanına çağırmış.
“Herringbone,” demiş, yaşlı adamdan gözlerini kaçırarak, “parka giden yolun köşesinde bir ev var. Oldukça güzel bir ev. Büyükçe de bir bahçesi var.”

“Dovetail’lerin evi mi, Majesteleri?”
“Ah, orada onlar yaşıyordu, değil mi?” demiş Kral Fred, umursamaz gibi görünerek. “Bana öyle geliyor ki, o ev küçük bir aile için çok büyük bir yer. Yalnızca iki kişi olduklarını duymuştum; doğru, değil mi?”
“Çok doğru, Majesteleri. Sadece iki kişi, anne öl–”
“Bu hiç adil görünmüyor, Herringbone,” demiş Kral Fred, sesini yükselterek. “Bir iki odası olsa mutlu olacak beş altı kişilik aileler varken, öyle güzel ve geniş bir evin yalnızca iki kişiye verilmesinin adil olmadığını düşünüyorum.”
“Dovetail’lerin taşınmasını mı istiyorsunuz, Majesteleri?”
“Evet, öyle istiyorum,” demiş Kral Fred, parlak ayakkabısıyla ilgileniyormuş gibi yaparak.
“Nasıl isterseniz, Majesteleri,” demiş Baş Danışman, eğilip kralı selamlayarak. “Onlara Roach ailesi ile yer değiştirmelerini söylerim. Roach ailesi daha geniş bir alanda oturmaktan kıvanç duyacaktır. Dovetail’leri de Roach’ların evine yerleştiririm.”
“Bu ev tam olarak nerede, bu arada?” diye sormuş kral, gergin bir halde; isteyeceği son şey, o siyah perdeleri saray kapılarının daha da yakınlarında görmekmiş.
“Kent-İçi-Kent’in tam sınırında,” demiş Baş Danışman. “Mezarlığa çok yakın ve–“
“Oldukça münasip,” diyerek araya girmiş Kral Fred, hızla ayağa dikilerek. “Detayları duymaya ihtiyacım yok. Sen yalnızca gerekeni yap, Herringtone.”
Böylelikle, Daisy ile babasına, Bert’in babası gibi Saray Muhafızlarından biri olan Kaptan Roach’un ailesi ile evlerini değiştirmeleri emredilmiş. Kral Fred’in atıyla çıktığı bir sonraki seferde, evin kapısı artık siyah perdelerle kapalı değilmiş ve Bert Beamish’e ‘Dombili’ lakabını ilk takan ve iri yarı dört oğlan olan Roach’ların çocukları ön bahçede koşturup duruyor, hoplayıp zıplayarak Cornucopia bayraklarına doğru neşeyle el sallıyorlarmış. Kral Fred de ışıl ışıl gülümseyerek çocukları selamlamış. Böylece haftalar geçmiş; Kral Fred, Dovetail’leri tamamen unutmuş ve artık yeniden mutluymuş.
Bölüm 5 çok yakında FantastikCanavarlar.com’da!
The Ickabog hakkındaki yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın!
The post The Ickabog #4: J.K. Rowling’den Bir Peri Masalı – Sessiz Ev | OKU appeared first on Fantastik Canavarlar.