Eminiz ki çoğunluğumuz hayatının 10 yılını süpürgelerin uçtuğu, kusturan tatlıların olduğu yahut üç başlı köpeklerin gizli sihirli hazineleri koruduğu Büyücülük Dünyası‘nda geçireceği 10 gün için feda ederdi.

Buna göre eğer kısa bir süreliğine ziyaret etmek için Hogwarts‘tan birkaç mekân seçebilseydik, bunlardan bazıları mutlaka aşağıdaki gibi olurdu! Pottermore‘dan dinleyelim.

1. Gryffindor Ortak Salonu

Peki diğer ortak salonlar ne olacak? Ağladığını duyar gibiyiz. Eh, seri boyunca en çok Gryffindor’larınkini tanıdığımız için biz bunu seçtik, tabii geri kalan hiçbir bina da bizce Fred ve George’un gürültülü partilerinin ortak salona kattığı cazibeyle boy ölçüşemezdi. Evet, bu oda tamamıyla itişmelere, sevgi gösterilerine yahut yüzlerce neşeli “gececi”lere sahne olan yumuşacık puflar ve kükreyen kütüklü ateşlerle doluydu. Ve biz hiçbir şeyi Şişman Hanım’a yaklaşıp garip kelimeler söyleyerek o gürültülü ve muhteşem sığınağa kabul edilmekten daha fazla isteyemezdik. Öyle ki bir kanaryaya dönüşme ihtimaline, yatakhanemizi fare görünümlü bir dönekle paylaşmaya yahut gecenin bir yarısı kaçak bir Azkaban tutsağı tarafından ziyaret edilmeye bile hayır demezdik. Bunların hepsi bizce o pofuduk puflara gömülmeye değerdi.

“Gerçekten de,Gryffindor ortak salonuna girdiklerinde ortalık tezahüratla ve feryatlarla inledi. Her yerde dağ gibi pastalar, sürahi sürahi balkabağı suyu ve Kaymakbirası vardı. Lee Jordan birkaç tane Filibuster Maytabı yakmıştı. Hava yıldızlar ve kıvılcımlarla doluydu. Ve çok iyi resim yapan Dean Thomas, etkileyici yeni pankartlar hazırlamıştı. Bunların çoğu, Ateşoku’na binmiş, Boynuzkuyruk’un başının çevresinde ok gibi dönen Harry’yi gösteriyordu. Bir iki tanesinde de başı alev almış Cedric vardı.”

– Harry Potter ve Ateş Kadehi

2. Hagrid’in Kulübesi

Her şeyden önce çoğu zaman zağar Fang de oradaydı ve biz o her ne kadar kocaman ve yapış yapış olsa bile onun olduğu bir odayı onsuz bir odaya her zaman tercih ederdik. Hogwarts’taki uzun yılları süresince Hagrid’in kulübesi Harry için her daim bir sığınak oldu, alnındaki yara izine atılan o tanıdık bakışlardan kurtulmak ve dişlerini kaya gibi sert keklerle huzur içinde kırmak için oraya kaçardı.

Elbette bu kulübe arasıra Pıtırkurt’larla dolu tıkırdayan varillere veya ejderhalara da ev sahipliği yapıyordu ancak çoğunlukla Hagrid’in, dünyadaki en yumuşak başlı yarı-devin eviydi. Biraz küçük ve biraz da şirazeden çıkmış bir yer olabilir ancak Harry’ye diğer birçok yerden daha çok ev ve kafasını dinleyebileceği bir mekân oldu, her ne kadar bu huzur bazen kakımlı sandviçleri yemek zorunda kalmaya sebep olsa bile.

3. Dumbledore’un Ofisi

Eğer bir yer gizli bir şifreyle mühürlenmişse ve hareket eden sihirli merdivenlere sahipse, anlarsın ki orası özel bir yerdir ve muhakkak ki Dumbledore’un gizli mekânıdır. Bir kulenin tepesine gizlenmiş olan ofis Hogwarts’ın geri kalanında daha fazla sihre ve gizeme ev sahipliği yapıyordu. İçerideki muhteşem cihazlara bakılırsa, fırsat bulduğumuzda Dumbledore’un cephanesine arsızca sızacağımız ve Fawkesile biraz takılacağımızdan emin olabiliriz. Bu yüzden belki de girişin şifreli olması bir bakıma iyidir. Aynı zamanda Hogwarts’ın eski müdürlerinin yağlıboya portreleriyle iki çift laf etmekten yahut Seçmen Şapka’yı bizi başka bir binaya koyması için ikna etmekten de bayağı hoşlanırdık, sadece eğlenmek için.

“Bir şey kesindi: Harry’nin bu yıl şimdiye kadar ziyaret ettiği bütün öğretmen odaları içinde, Dumbledore’unki kesinlikle en ilginç olanıydı. Eğer biraz sonra okuldan atılacağım diye ödü kopmuş olmasa, buraya bir göz atma şansı bulduğu için çok memnun olurdu.

Daire şeklinde büyük, güzel bir odaydı, garip seslerle doluydu. Cılız bacaklı masalarda birçok tuhaf gümüş alet duruyordu, pırpır ediyor ve küçük duman bulutları çıkarıyorlardı. Duvarlar eski müdürler ve müdirelerin portreleriyle doluydu, hepsi çerçevelerinde tatlı tatlı kestiriyordu. Ayrıca muazzam, pençe ayaklı bir masa da vardı ve onun ardındaki bir rafta eski püskü, yırtık pırtık bir büyücü şapkası duruyordu- Seçmen Şapka.”

– Harry Potter ve Sırlar Odası

 4. Sınıf Başkanları Banyosu

Sınıf Başkanı olmak çoğu zaman bir Adamotu’yla düet yapmak kadar eğlenceli (!) görünse de, trende onlara ayrılmış kompartıman ve Sınıf Başkanları Banyosu’nu düşününce bu elit ayrıcalıklar bu görevi biraz olsun çekilir kılabilir. Hogwarts’ta insanlar her ne kadar yeteneklerine göre pozisyon kazanıyor olsalar da,Sınıf Başkanları Banyosu ve diğer cadı ve büyücülerin kullandığı banyolar arasındaki farkın fazlalığı asla adil değil. Bir tarafta gökkuşağı tonlarında köpükler, parfümlü su ve sınıf büyüklüğünde bir küvet varken diğer tarafta ifritler, örümcekler ve dev, ölümcül yılanlar tarafından işgal edilmiş pis ve bulanık bir banyo var.

Neyse, en azından iki banyo da Mızmız Myrtle’a sahip.

“Havuzun çevresinde yüz kadar altın musluk vardı, her birinin sapına farklı renkte bir mücevher konmuştu. Bir de atlama tahtası vardı. Pencerelerde uzun, beyaz keten perdeler asılıydı. Bir köşede yumuşak, beyaz havlulardan oluşan büyük bir yığın duruyordu, duvarda da altın çerçeveli tek bir tablo vardı. Tablo, bir kayada uyuyakalmış, uzun saçı yüzünü kaplamış bir denizkızını gösteriyordu. Burnundan her soluk verişinde, saçları uçuşuyordu.”

– Harry Potter ve Ateş Kadehi

5. İhtiyaç Odası

Kıyas kabul etmez, cidden, diğer hangi oda ne istersen ona dönüşebilen bir odayla yarışabilir ki? İleri geri volta atıp konsantre şekilde düşün, ve sonrasında en uçuk hayallerindeki mekânla ödüllendirileceksin: sihir pratiği yapmak için güvenli bir yer, gizli bir eşyayı saklamak için kusursuz bir mekân- veya bizim isteğimize göre– yanında sadece Dobby’nin olduğu ve bir gülümseme eşliğinde sana melas turtası ikram ettiği  Kaymakbirası Denizi’nin kıyısındaki güneşli bir sahil.

Hissediyor ancak bu konuda bir şey yapamıyoruz, zira bizce İhtiyaç Odası şatonun hak ettiği kadar kullanılmamış bir bölgesiydi, çünkü eğer orada olduğunu bir kez keşfetmişsen, elbette ki oradan ayrılmak istemezdin!

“Yo, ben asla Hogwarts’ın bütün sırlarını bildiğim hayaline kapılmam, Igor,” dedi. “Örneğin, daha bu sabah banyoya giderken yanlış bir dönüş yaptım ve kendimi daha önce hiç görmediğim, nefis orantıları olan bir odada buldum. İçinde gerçekten hayli görkemli bir lazımlık koleksiyonu vardı. Sonra daha yakından incelemek için tekrar gittiğimde, odanın yerinde yeller estiğini keşfettim. Ama gözümü hep açık tutacağım. Belki oraya sadece sabahları beş buçukta giriliyordur. Ya da hilalde ortaya çıkıyordur, ya da arayanın idrar kesesi tamamen dolu olduğunda.”

– Harry Potter ve Ateş Kadehi

Elinize fırsat verilse Hogwarts’ta mutlaka gideceğiniz ilk üç mekânı merak ediyor, sizi yorum kısmına bekliyoruz!

Merakla beklediğimiz Fantastik Canavarlar serisinin ikinci filmi Grindelwald’ın Suçları‘ndan yepyeni karakter afişleri geldi! Daha da önemlisi bugün öğrendik ki yarın (25 Eylül 2018) yapımın son fragmanı da bizlerle olacak.

Görünen o ki filme neredeyse 50 gün kalmışken buralarda artık sular hiç durulmayacak! Yarınki fragmandan önce, şu karakter afişlerine hep birlikte doya doya bakalım:

Newt Scamander

Albus Dumbledore

Gellert Grindelwald

Tina Goldstein

Queenie Goldstein

Jacob Kowalski

Credence Barebone

Leta Lestrange

Theseus Scamander

Posterleri siz nasıl buldunuz? Son fragman için heyecanlı mısınız? Artık gerçekten çok az kaldı!

Sonunda uzun bir aradan sonra Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları‘na dair yeni bir fragman görebildik! Filmin vizyona girmesinden önceki son resmi fragman olma özelliği taşıyan bu parça, her zamanki gibi nefeslerimizi kesti!

Dün yeni Fantastik Canavarlar 2 afişleri geldiğinde, fragmanı da müjdelemiştik. İşte şimdi vakti geldi!

Yeni canavarlar, anahtarlar, daha yakından tanıdığımız karakterler, Hogwarts ve… NAGİNİ! Senin ne işin var burada!

Her şeyiyle insanı baştan çıkartan yeni fragmanın detaylı incelemesi için BURAYA tıklayabilirsiniz.

Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları filminin 16 Kasım 2018′de vizyona gireceğini ise yeniden hatırlatalım!

Asalarınız hazır mı?

“Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları” Filminin Son Fragmanından 11 Merak Uyandıran An

Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları‘nın son fragmanı nihayet yayınlandı. Bununla birlikte ise hepimizin aklına birtakım sorular takıldı. Her ne kadar bunların bazıları, filmin kendisi gelene kadar cevaplanmayacak olsa da Pottermore bizim gözümüzden kaçacak detayları çoktan derlemiş bile.

İşte tekrardan başlıyoruz! Bugün, 16 Kasım’da vizyona girecek olan Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları filminin üçüncü fragmanı çıktı. Daha fazla oyalanmadan fragmanı inceleyip bu sefer nelerin gözümüze takıldığına bakalım.

Ve tabii ki öncesinde fragmanı izlemeyi de unutmayalım!

1. Paris’te Güvenli Bir Ev

Fragman, Newt’le Dumbledore’un, Newt için yakında olabilecek Paris ziyaretine karar verdikleri gizli buluşmayla başlıyor. Dumbledore, Newt’e “güvenli bir ev”den bahsediyor –“olur da işler kötüye giderse.” Ya da, buna alternatif olarak, Newt, çay içmek için hoş bir mekan ararsa… Eh, Dumbledore… Hiç değişmiyor değil mi?

Bu yüzden bu güvenli evin, önceki fragmanda da bahsedildiği üzere Nicolas Flamel’in evi olduğuna dair bir tahminde bulunabilir miyiz? Biz de sonsuz yaşamın sırlarını çözen ünlü simyacıyla bir fincan çay içmeye hayır demezdik.

2. Grindelwald’ın Çağrısı

Gellert Grindelwald’ın görkemli konuşması şu ana kadar gördüğümüz bütün fragmanlarda yankılandı ve bu da diğerlerinden farklı değil. Grindelwald, büyücü ve cadıların dünyadaki “haklı yerleri”ni almalarını istediğini söylüyor. “Bana katılın ya da ölün,” diye de kısaca bitiriyor. Direkt söze girdiğin için teşekkürler Grinders. Harry Potter hayranları Grindelwald’ın, büyücü dünyasında yeni bir hiyerarşi yaratmaya dair takıntısının Albus’la arkadaşlığını bozan şey olduğunu bilir. Şimdi de bu çıkışını MACUSA’dan kaçarken eylem halinde görüyoruz –ve Amerikan Sihir Bakanlığından kaçmanın o kadar da kolay olmadığını tahmin ediyoruz.

Fragmanın sonralarında öğrendiğimize göre Grindelwald’ı yenme görevi, sevimli Büyüzoolog Newt Scamander’a kalıyor –ama neden zavallı Newt?

3. Nagini?!

Evet doğru! Bu fragmandaki ilk şaşırtıcı anımız, sirkin gizemli ve cezbedici karakteri Claudia Kim’in yılana dönüşebildiği oluyor ve bu yılanın adı da… “Nagini”. Bu ismi daha önceden duyduk, değil mi? Nagini, Voldemort’un Harry Potter kitaplarındaki sadık yılanını adı.

Daha önceden bu karaktere “Maledictus” diye unvan verilmişti: Onları sonsuza kadar canavara dönüştüren bir kan laneti taşıyan cadı ya da büyücü. Nagini’nin daha önceden hiç duymadığımız acıklı bir geçmişi mi var?

Ayrıca Nagini’nin, 90’larda geçen Harry Potter’dakiyle aynı olduğunu varsayarsak bu onu fazlasıyla yaşlı yapmaz mı? Ve karakter nasıl “kan laneti” edindi? Çok fazla soru çok az zaman…

Harry Potter kitaplarından tanıdığımız Nagini hakkında daha fazlasını çok yakında bu sayfalarda okuyacaksınız! [Daha önce sitemizde yayınlanan Nagini teorisi için buraya tıklayabilirsiniz.]

4. Birçok Soru Barındıran ‘O’ Oda

Tine Goldstein (Katherine Waterston), gizemli hesaplamalar, kelimeler ve yüz resimleriyle kaplı aydınlatılmış bir odada kısa süre için görülüyor.

Bu sahne, önceki fragmanlarda daha önce belirmişti ama bu, şimdiye kadarki en belirgin olanı.

Tina’nın arkasındaki duvarda yazan “Credence Barebone” kelimelerine dikkat edin. Ve altında da başka bir isim: Corvus Lestrange. Leta Lestrange’ın belirgin bir şekilde olduğunu zaten biliyorduk –o zaman Corvus kim? Ve Credence ile olan bağlantısı ne?

5. Queenie’nin Kuş Oyunu

Queenie’nin kuzgun sembolüne uzandığını görüyoruz. Normalde neşeli Queenie, şimdiye kadar bu fragmanlar boyunca çok dertli göründü. Queenie iyi mi? Sarılmaya ihtiyacı var mı? Hala Jacob’la birlikte sahnelerini de görmedik…

6. Büyük Salon

Her yerde görmeye alışkın olduğumuz asılı mumları görüyoruz. Zaten Hogwarts’a dönüş yapacağımızı biliyorduk, ama okulun ilk günü yapılan geleneksel Seçme Töreni’ne tanık olduğumuz ve efsanevi ziyafetlerin verildiği Büyük Salon’u yeniden görmek, yüreklerimizi biraz hoplatmadı değil. “Hoggy Warty Hogwarts” şarkısını dinlemek isteyenler burada mı?

7. Genç Dumbledore ve Genç Grindelwald

Çok kısa bir anlığına, genç Grindelwald’ın delici bakışlarını gördüğümüze hiç şüphe yok. Bir önceki fragmanda, Dumbledore’u Kelid Aynası’nda Grindelwald’a bakarken görmüştük. Ama o sahnede Johnny Deep filmde olduğu yaşlı halindeydi.

Bu sefer ise, Toby Regbo’nun canlandırdığı daha genç bir Dumbledore’la karşılaştık. Üstelik Toby Regbo, Harry Potter ve Ölüm Yadigarları 1 filminde de genç Dumbledore’u canlandırmıştı. Aynı filmde, Jamie Campbell Bower’ın oynadığı çocukluk arkadaşıyla, yani genç Grindelwald’la çekilmiş portrelerini görmüştük.  Kim bilir, belki de bu filmde Dumbledore ile Grindelwald’ın gençlik anılarının tamamını görme şansına sahip olabiliriz!

8. Yepyeni Büyüler

Hem bugün yayınlanan hem de daha önce yayınlanan fragmanlara bakınca, yeni filmde daha önce hiç görmediğimiz yeni büyülerle ve sihirli sözcüklerle karşılaşacağımızdan emin olduk. Dumbledore’un uçan sihirli eldivenini fark edeniniz var mı? Bu fragmanda kesinlikle yepyeni fantastik ögelerle karşı karşıyayız – tıpkı Paris’te bulut misali havada yüzen gizemli, siyah tüller gibi.

Bir an için o şeylerin Ruh Emiciler olduğunu düşünmüş olsak da, ikinci kez baktığımızda bu korkunç senaryonun gerçek olmadığını, gördüğümüz o şeylerin siyah birer tül olduğundan emin olduk.

Başka bir sahnede, Grindelwald’ı çevresi altın bir küreyle çevrilmiş halde görüyoruz; tıpkı sihirli bir hücreye hapsedilmiş gibi. Bir çeşit koruma gibi görünüyor. Kim bilir? Sonrasında ise, duvarın içinden geçen birini görüyoruz, ama hiç de, bizim alışkın olduğumuz haliyle, Harry ve diğerlerinin Peron Dokuz Üç Çeyrek’teki duvardan geçişine benzemeyen türden bir sahne olduğunda hemfikiriz. Şunu belirtelim ki, tüm bu yeni sihirleri öğrenmeyi dört gözle bekliyoruz.

9. Zavallı Jacob, Anahtar’la Tanışmak Zorunda Kalıyor

Yeni fragmanda gördüğümüz eğlenceli sahnelerden biri de, zavallı Jacob’ın büyü dünyasının tuhaf şeylerini daha fazla deneyimlediğine şahit olduğumuz bir sahne. Geçen fragmanda Jacob’ın bizzat Nicolas Flamel’la tanıştırıldığını görmüştük. Şimdi ise, Anahtar ile seyahat etmenin zevkine varacak gibi görünüyor. Bize kalırsa, kafayı kırmak yerine bundan fazlasıyla zevk aldığından eminiz.

10. Kappa

Bir sahnede Newt’i, altın gibi parlayan mantar biçimli kafasıyla hayaletimsi bir canavarla birlikte görüyoruz. Harry Potter hayranlarının hatırlayacağı üzere, Karanlık Sanatlara Karşı Savunma derslerinde tehlikeli su şeytanı diye öğretilen canavarın aynısıyla karşı karşıyayız. Yani bir Kappa’yla. Ancak merak ettiğimiz bir konu var ki bu Kappa, yerden yukarı yükselerek ne yapmaya çalışıyor olabilir? Ayrıca neden hayalet gibi saydam görünüyor? Yine tahmin ettiğimiz gibi, yepyeni bir sihirle karşı karşıya olduğumuz açık.

Sihirli Yaratıklardan söz etmişken, yeni filmde zaten bildiğimiz bir Zouwu, Burnuk, Kabuluk Pickett ve Kelpi göreceğiz. Daha fazlasını göreniniz var mı?

11. Newt’in Ağabeyi

Aldığımız ipuçları doğrultusunda, Newt ve ağabeyi Theseus (Callum Turner) arasında sevgi dolu bir kardeşlik bağı yok gibi görünüyor. Bunun en büyük örneği ise, bildiğimiz gibi, Theseus’ın Newt’in eski sevgilisi Leta Lestrange (Zoe Kravitz) ile nişanlı olması.

Bu fragmanda, kardeşler arasındaki düşmanlığı bariz bir şekilde görebiliyoruz. Özellikle Tina’nın Theseus’ı sihirli iplerle bağladığı sahnede Newt’in hayatında olmadığı kadar mutlu görünmesi bunun en iyi kanıtı olabilir. Bu sahneler de oldukça keyif verici görünüyor.

Filmin gösterimini ne kadar kısa bir süre kalmış olsa da, sabırsızlığımız tüm bu yeni bilgilerle daha da arttı! Son bir sabırla beklemede kalın deriz.

Fragmanda sizin fark ettiğiniz başka ne gibi detaylar var? Bizimle paylaşmayı unutmayın!

Hazırlayanlar: Dilara Uysal, Tuba Toraman

Lord Voldemort’un ürkütücü yılanı ve de nadide hortkuluğu Nagini, Harry Potter kitaplarında müthiş bir gizem kaynağıydı. Şimdiyse ortaya çıktı ki Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları filminde de karşımıza çıkacak. Üstelik son derece tuhaf bir şekilde! Pottermore’dan dinleyelim.

Dün yayınlanan fragmanla keşfettiğimize göre Harry Potter maceralarından başka bir karakter daha yeni Fantastik Canavarlar: Grindelwald’un Suçları filminde boy gösterecek- ancak tam olarak aynı manada değil.

Bugün yayımlanan yeni fragmanda Claudia Kim’in canlandıracağı karakter bize gayet tanıdık bir isim… Nagini.

Harry Potter hayranları bu adı çok iyi bilir: Lord Voldemort’un pek çok ürkünç anın yaşanmasından sorumlu olan ölümcül yılanı.

Şimdiye kadar Claudia Kim’in karakteri yalnızca “Maledictus” olarak biliniyordu. “Maledictus” ise sahibini sürekli olarak bir canavara dönüştüren taşıyıcı bir kan laneti, yani bir çeşit lanetli hastalık.

Fragman ortaya çıkarıyor ki yılan Harry Potter’daki yılan Nagini eskiden aslında korkunç bir lanet taşıyan bir kadındı. Ve fragmanda şahit olduğumuz üzere Credence ile olan arkadaşlığına bakılırsa yalnızca Voldemort’un işlerini yaptırdığı şeytani bir karakterden ibaret değildi. Öyleyse, ne oldu?

Biz Nagini’nin geçmişi hakkında kafa yorarken, işte Nagini’yle ilgili Harry Potter kitaplarından öğrendiğimiz her şey ve onun Lord Voldemort’la bağlantısı üzerine küçük bir hatırlatma:

“Sanırım, bir şeyi ne kadar sevebilirse, onu da o kadar seviyor…”
– Albus Dumbledore, Harry Potter ve Melez Prens

Nagini İlk Kez Ateş Kadehi’nde Karşımıza Çıktı

Lord Voldemort’la Felsefe Taşı’nda tanışmış olmamıza rağmen yılan Nagini Ateş Kadehi’ne dek ortaya çıkmadı. Kitapta Nagini’yle ilk defa açılış bölümünde, Riddle Evi’nde tanıştık, tam da o zavallı yerli Muggle Frank Bryce’ın ölüsünü yerken. Ne sevimli ama. Nagini, Voldemort bedenini toparlamadan önce onun kurtuluşunun yegane parçasıydı gibi görünüyor, ve öğrendik ki oldukça garip bir şekilde Voldemort Kılkuyruk’u Nagini’yi “sağmakla” görevlendirmişti zira Voldemort onun zehriyle beslenip gücünü yerinde tutabiliyordu. Ölümüne kankalık değil de ne? (Üzgünüz)

Lord Voldemort ve Nagini’nin Özel Bir İlişkisi Vardı

Voldemort ve Nagini’nin çok yakın oldukları kesin. Bir Çatalağız olarak, (yılanlarla konuşma yeteneği) Voldemort onunla iletişim kurabiliyordu ve ikili sıklıkla birbirlerine mesajlar gönderiyordu, bu bazen telepatik bir iletişime bile dönüşebiliyordu. Voldemort aynı zamanda da Arthur Weasley’nin Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda saldırıya uğradığı gecede olduğu gibi Nagini’yi kumanda ediyordu. Harry’nin Voldemort’la arasındaki istenmeyen zihinsel bağdan ötürü Harry yılanın bakış açısından dehşetli sahnelere şahit oldu. Görülüyor ki Voldemort ve Nagini’nin arasında hayal edebileceğimizden öte bağlar mevcuttu- tıpkı Dumbledore’un Harry’ye gözlemini aktardığı gibi, “onu yakınında tutmaktan kesinlikle hoşlanıyor ve, bir Çatalağız için bile, üstünde olağanüstü bir kontrol sahibi.”

Nagini Voldemort’un İşlediği Birçok Cinayete Yardım Etti

Voldemort çoğunlukla Nagini’yi kendi pis işlerini yapması için gönderir yahut kumanda ederdi ve pek çok kilit karakter onun yüzünden eziyet çekti. Bahsedildiği gibi yılan, Arthur Weasley’yi öldürmeye çok yaklaşmıştı, ki adamcağız Noel’i St. Mungo Sihirsel Hastalıklar ve Sakatlıklar Hastanesi’nde geçirmek zorunda kaldı ve Nagini’nin zehri de yaralarının iyileşmesine engel oluyordu. Bariz belli ki Nagini asla sıradan bir yılan değildi.

Arthur hayatta kalıp da hikayeyi anlatacak şansı bulurken diğerleri onun kadar talihli değildi. Voldemort, üzerinde Öldüren Lanet’i kullandıktan sonra Muggle Araştırmaları hocası Charity Burbage’i Nagini’ye umarsızca yem etti. Voldemort bazen Nagini’nin kafasına göre pis işler yapmasına da izin verirdi. Bunun en meşhur örneği Severus Snape’in katlidir. Snape’i kendisi öldürmek yerine Karanlık Lord Nagini’yi onun üzerine saldı ve yılan tam anlamıyla dehşet verici bir ölüm sahnesinin müsebbibi oldu. Açıkça söyleyebiliriz ki Voldemort Snape’i kendi elleriyle öldürmeyi seçmedi…

Nagini Serideki Pek Çok Korkutucu Anın Başrolü Oldu

Harry Potter serisinde pek çok ürkünç an var, ve son kitaplar bizi Ron’un sümüklüböcek kustuğu o masum günlerden çok uzağa taşıdı. Bunlardan hafızalara en çok kazınanı ise Harry ve Hermione’nin Bathilda Bagshot’ı ziyaret ettiği zamandı, kadının aslında uzunca bir süredir ölü olduğunu keşfetmişlerdi ve Nagini onun cesedinin içinde saklanıyor, onların gelişini bekliyordu. Hmm, evet. Bu anı hatırlamakta asla güçlük çekmeyeceğiz.

“Hayır,” dedi. “O yılandı… ya da yılan oydu… başından beri.”
– Harry Potter ve Ölüm Yadigarları

Nagini Seride Bahsi Geçen Pek Çok Yılandan Sadece Biriydi

Biz Nagini’yle tanışmadan evvel yılanlar Harry Potter’da çoktan öne çıkan bir temaydılar. Hatta Harry’nin içindeki sihri sergilediğini gördüğümüz o ilk zamanlardan birinde onlardan biriyle konuştu bile- gerçi o Brezilya’yı ziyaret hayalleri kuran arkadaş canlısı bir taneydi. Slytherin binasının maskotu olarak seri boyunca sürekli onlardan bahsedildi- sıklıkla da uğursuz bir tasvir yaparken. Sonuç olarak, Sırlar Odası’ndaki muazzam Basilisk Salazar Slytherin’in Muggle doğumluları yok etme arzusundan beslenen dev bir yılandı. Karanlık İşaret, yani Voldemort’un “damga”sı da yılan dilli bir kafatasıydı. Voldemort’un ataları Gaunt’ların bile kapılarına çivilenmiş bir yılanları vardı.

Nagini Son Hortkuluk’tu

“İleride LordVoldemort’un yılanının hayatı için endişeleniyormuş gibi göründüğü bir an gelecek.”
– Albus Dumbledore, Harry Potter ve Ölüm Yadigarları

Nagini yalnızca öldürülmesi gereken bir son Hortkuluk değildi, aynı zamanda meydana getirilecek son Hortkuluk’tu da. Bir röportajda J.K. Rowling Bertha Jorkins’in ölümünün Nagini’yi son Hortkuluk yaptığını açıkladı. Voldemort Hortkuluk’larının tehlikede olduğunu keşfettikten sonra Nagini sihirsel koruma altına alındı, tarif edildiği üzere parıldayan, yarı saydam bir kürenin içinde yaşıyordu. Dumbledore Snape’e Voldemort’un Nagini hakkında daha korumacı hale geleceği zaman hakkında çoktan ön bilgi vermişti, işte o zaman Harry’ye Voldemort’un ellerinde ölmesi gerektiğinin söyleneceği zaman olacaktı. Harry’nin “ölümünden” hemen sonra, Voldemort Harry’nin geri dönebilme ihtimalini düşünmeyerek Nagini’yi koruyucu küresinden salıvermek gibi ölümcül bir hata yaptı ve ruhunun son parçasını öldürmekle görevlendirilmiş olan Neville’ın eline fırsat verdi.

Sonuç Olarak…

Tüm bu söylenenlerden sonra Nagini’yle yeni filmde ve o tamamen farklı bir formdayken ne şekilde tanışacağımız daha da etkileyici bir merak uyandırıyor, ki onun insan şekline bürünmüş hali konusunda bir şeyler öğrenmeye ve Maledictus’un tam olarak ne demek olduğunu anlamaya son derece hazırız.

Nagini’nin üçüncü fragmandaki görünümüne dair daha fazla şey öğrenmek istiyorsanız buraya tıklayabilirsiniz.

“Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları” Filminin Son Fragmanından 11 Merak Uyandıran An

Birçoğumuzun bildiği üzere, geçtiğimiz gün Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları filminin son fragmanı bizlere sunuldu. Eğer fragmanı hala izlemediyseniz, buradan Türkçe altyazılı olarak izleyebilirsiniz.

NOT: Yazının buradan sonrası fragman ile ilgili spoiler içeriyor, öğrenmek istemiyorsanız okumamanızı tavsiye ederiz.

Fragmanın en şok edici kısmı ise tabii ki meşhur Maledictus karakterimizle ilgiliydi. Bu Maledictus’un adı ise… Nagini. Bu bilgiyi fragmanda gördükten sonra aklımıza sayısız soru geldi, Rowling ise bu soruları açıkça cevaplayamadı ve filmi izlememiz gerektiğini belirtti.

Mugglenet ise bu sorulardan bazılarını dört başlık altında toparlamış. Gelin hep birlikte göz atalım.

1. Nagini Bir Cadı mı? Yoksa Lanetlenmiş Bir Muggle mı?

Muggle’ların kurtadamlara dönüşmesi pek sık görülmez. Pottermore’a göre Muggle’lar, büyücülerden farklı bir tada sahip ve bir kurtadam saldırısı sonucu aldığı yaralardan ölme ihtimali çok daha fazla. Fakat yine de bu mümkün.

Sadece X kromozomundan taşının bir kan laneti söz konusu olduğunda MACUSA veya Sihir Bakanlığı’nın bir Maledictus’u kaçırması pek olası değil gibi. Ayrıca bu lanete sahip olanlar için oluşturulmuş sıkı düzenlemeler ve takipler üzerine, Credence ile olan ilişkisini düşünürsek Nagini büyücülük dünyası hakkında en azından biraz bilgiye sahip olmalı.

Filmdeki Maledictus karakterini canlandıran Claudia Kim ise karakteri hakkında şunları söylemişti:

Nagini, daha keşfedilmeyi bekleyen başka güçlere sahip. Kendisinin büyücüler gibi güçlere sahip olduğunu garanti edemem, ve Nagini’nin bir asası yok.

Nagini’nin bir Muggle mı yoksa büyülü dünyanın bir parçası mı olduğunu öğrenmek için yaklaşık iki ay daha beklememiz gerekecek. Sabrımızı çok zorluyorsun Rowling!

2. Nagini Yılan Formundayken Ne Yaptığını Biliyor ve/veya Hatırlayabiliyor mu?

Remus Lupin -pek sevgili kurtadamımız- dönüşümü sırasında ne yaptığını hatırlayamıyordu. Kurtboğan iksiri ile, dönüşümü boyunca insani zihnini korumasını sağlıyordu. Öte yandan bir Maledictus’un tıpkı kurtadam gibi hafıza kaybına uğrayıp uğramadığını bilmiyoruz. Fakat bize göre yaptıkları konusunda biraz farkındalık sahibi gibi görünüyor. Ayrıca bu tarz çok nadir bir durum için büyücülük dünyasında bir tedavi olduğuna da emin değiliz. Bunlar birleşince Nagini ne yapıyor olabilir, ya da potansiyel çocuklarının kaderi ne durumda?

Şanslıyız ki Rowling bu konu hakkında Twitter üzerinden ufak bir bilgi paylaştı:

Not at all. The slow transformation into a beast is beyond their control, but they aren't destined to be evil.

— J.K. Rowling (@jk_rowling) September 25, 2018

Soru: Bir Maledictus, kötü biri olmaya mahkum mu? Sonuçta bu şekilde doğmuşlar.

Rowling: Pek sayılmaz. Bir canavara olan yavaş dönüşümleri kontrollerinin dışında gerçekleşiyor, fakat kötü biri olmaya mahkum değiller.

Bu cevaba göre, Maledictus’ların iradeleri üzerinde bir çeşit karar verebildiklerini varsayabiliriz. Fakat hâlâ insani zihinlerinin yerinde olup olmadığı ya da canavara dönüştüklerinde hareketlerini hatırlayıp hatırlamadıklarını bilmiyoruz.

3. Dönüşümü İsteyerek Yapabiliyorlar mı?

Nagini’nin fragmanda gözüktüğü saniyeler içinde görüyoruz ki kendi isteğiyle yılan formuna dönüşüyor. Fakat Kim’in söylediği gibi, “Nagini bir noktada kalıcı olarak yılana dönüşmeye mahkum ve zamanının tükendiği hakkındaki baskıyı üzerinde hissediyor.“. Bu, filmin hikâyesinin bir parçası mı? Credence, Nagini ile bu tarz ortak gizli büyülü güçler yüzünden mi tanışıyor? Nagini’nin Newt’in hikayesine ne gibi bir katkı yapacağını ve Credence ile olan ilişkisinin nasıl geliştiğini merak ediyoruz.

4. Nagini Voldemort’a Hizmet Etmeyi Kendisi mi Seçti?

Voldemort, Nagini’nin insan formunu biliyor muydu? Eğer biliyorsa, Nagini’yi saflarına mı katmıştı yoksa Nagini kendi isteğiyle mi katılmıştı? Voldemort’un diğer yılanların üzerinde güç sahibi olduğu gibi Nagini üzerinde de kontrolü var mıydı? Yoksa derinlerde bir yerde insanlığından eser kaldı mı? Nagini’nin içindeki Hortkuluk, bu lanete etki etti mi ya da durumunu kötüleştirdi mi? Bir Maledictus’un, lanetin erken dönemlerindeki etkilerini tamamen biliyor muyuz? Bütün bunların net bir cevabı henüz yok, fakat Fantastik Canavarlar serisi bitmeden önce genç Tom Riddle‘ı göreceğimizi varsayıyoruz. Bu da milyonlarca başka soruyu beraberinde getiriyor.

Tüm bu soruların henüz bir cevabı yok, ya da filmlerde hepsinin cevaplanıp cevaplanmayacağını da bilmiyoruz. Sizler bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yeni teorileriniz var mı? Kendiniz bu tarz soruları düşündünüz mü? Bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Detaylı fragman analizi için buraya tıklayabilirsiniz!

Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları filminin son fragmanının da yayınlanmasının ardından oyunculardan çeşitli açıklamalar gelmeye başladı. Maledictus karakterini canlandıran Claudia Kim ise Entertainment Weekly ile bir röportaj yaptı. İşte sohbetten öne çıkan bazı önemli detaylar!

Şimdiye kadar Warner Bros. Güney Koreli aktrist Claudia Kim’in canlandırdığı karakterin adıyla ilgili hep ketum olmuştu. Meğer Kim, eşsiz bir yeteneğe sahip olan ve yıllar sonra Voldemort’un güvenilir evcili ve Hortkuluk’u haline gelecek olan Nagini’den başkası değilmiş!

Öncelikle o anın videosuna hep birlikte tanık olalım:

Claudia Kim'in #FantastikCanavarlar: Grindelwald'ın Suçları'nda oynayacağı karakteri ilan ettiği 'o' an… #Nagini… Muazzam değil mi? pic.twitter.com/gZSN35Dpt2

— Fantastik Canavarlar (@FCanavarlar) September 25, 2018

Claudia, Nagini’nin, sonuçta Severus Snape’i öldürmüş olsa da aslında kötü bir karakter olmaktan epey uzak olduğunu söylüyor.

“Nagini’nin öteki yüzünü görmek çok ilginç olacak,” diyor Kim. “Onu sadece Hortkuluk olarak gördünüz. Bu filmde ise sadece yaşamak isteyen mükemmel ve bir o kadar da hassas bir kadın. Tek isteği insan olarak kalmak ve bence bu karakterle çok hoş bir tezatlık oluşturuyor.”

Oyuncu filmin geçtiği dönemde Nagini’nin kendi isteğiyle insandan yılana dönüşebildiğini ancak yine de kanındaki gizemli lanetten dolayı bir noktada sonsuza kadar yılan olarak kalacağını bildiğini söylüyor.

“Bazen bu durumun kontrol edilemez olduğunu fark ediyor, bunun yarattığı baskıyı aynı bir saatin tik takları gibi hissediyor.”

Peki, kendisi aynı zamanda bir cadı mı?

Kim dikkatli bir şekilde, “Daha keşfedilecek güçleri var,” diyor. “Büyücülerin sahip olduğu güçlere sahip olduğunu söyleyemem. Ayrıca bir asası da yok.”

Nagini’nin aynı kendisi gibi dışlanan, Manhattan’daki yıkımın ardından kaçan ve sirke katılan Credence Barebone ile arkadaş olması oldukça beklenilen bir durum tabii ki.

“Bazen kendimi ‘Credence’ın tek arkadaşı’ olarak tanıtıyorum,” diyor Kim. “Bu iki kırık ruhun sirk içinde bir dostluk kurabilmesi olağanüstü. Credence Nagini için özel çünkü onu güçlerini kullanması için cesaretlendirdi.”

Şimdiye kadar bu ikilinin Grindelwald ile olan savaşta nasıl bir rolü olacağı hala belirsiz ancak en azından Kim’in filmle ilgili sakladığı o büyük sırrı biliyoruz.

“YouTube’da bir sürü hayran teorisi gördüm. Her bir detayı inceleyip analiz etmede çok iyilerdi. Hiçbir şeyi mahvetmemek için çok dikkatli olmam gerektiğinin farkındaydım ama artık bir şeyler söylemek için ölüyordum!”

Bunlara ek olarak, J.K. Rowling’in Twitter’da yaptığı açıklamaya göre Nagini’nin hikâyesi Harry Potter evreninde üzerine çok uzun zamandır düşündüğü bir konseptmiş.

Only for around twenty years. https://t.co/gZadgWVREN

— J.K. Rowling (@jk_rowling) September 25, 2018

Siz ne dersiniz? Rowling bu meseleyi gerçekten de uzun süredir düşünüyor muydu? Peki bu Nagini olayı, yeni filme nasıl bir hava katacak? Görüşlerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın!

bunlar da ilginizi çekebilir:

* Nagini Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey

* Maledictus Hakkında 4 Büyük Soru

* Grindelwald’ın Suçları Son Fragman Analizi

Fragman henüz daha yeni yayınlandı ancak hayranlar dur durak bilmiyor. Gündeme bomba gibi düşen konu ise Nagini. Hepimizin merakla çözülmesini beklediği gizem hakkında birçok teori ve aklımıza takılan oldukça fazla soru var. Ancak şimdilik Wizards and Whatnot adlı sitenin hazırladığı yazıyla sürecin nasıl geliştiğini hatırlayalım.

Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları filminde Nagini’nin görüneceği sırrı artık ortaya çıktı ama Nagini kim ve Harry Potter serisiyle bağlantısı ne?

Eğer henüz haberiniz olmadıysa, Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları’nın fragmanı resmi olarak yayınlandı. Fragmandan çıkarılacak çok şey vardı ancak en büyüğü Claudia Kim tarafından oynanan Nagini’nin ortaya çıkmasıydı.

Oyuncunun, en sonuncu Büyücülük Dünyası filminde yer alacağı biliniyordu fakat şimdiye kadar hiçbir şey kesinleşmemişti –kesinleştiğinde de hepimiz için büyük bir şok haline geldi. Yine de hiç kimse, karakterin neden bu kadar önemli olduğunu ve Harry Potter serisiyle nasıl bağlanacağını bilmiyor. Bu yüzden şimdi buna bir göz atalım.

Eğer Nagini’nin neden bu kadar büyük bir olay yarattığını bilmiyorsanız sıkıntı yok, kimseyi yargılamıyoruz. Hepimiz Büyücülük Dünyası’na farklı yollardan geldik. Önceki fragmanda Nicholas Flamel’in büyük bir rolü vardı ve birçok insan nedenini bilmiyordu. Şimdiyse önümüzde uzun uzun konuşulması gereken bir Nagini meselesi var.

Olur da kaçırdıysanız, Nagini, birden yılana dönüşen şu kız. Bu havalı bir hareketmiş gibi görünse de bedeli oldukça ağır. Nagini bir Maledictus, Bu da demek oluyor ki kendisi doğuştan bir kan lanetine sahip. Bu lanet, bahsi geçen kişinin eninde sonunda kalıcı olarak bir canavara dönüşmesine sebep oluyor.

Hayranlar, Claudia Kim’in -son fragman yayınlanana kadar karakteri Maledictus olarak biliniyordu- Voldemort’un yılanı Nagini olabileceğini de çoktan tahmin etmişti. Bu yönde birçok ipucu vardı ancak her şey ancak yeni fragmandan sonra doğrulanabildi.

Bu, bazı sebeplerden dolayı büyük bir mesele ama en iyi kısmı da Fantastik Canavarlar’la Harry Potter’ın, daha önce görülmemiş şekilde bir yerlerde birbirleriyle bağlantılı olması. Voldemort’un sadık yılanının aslında bir Maledictus olduğu gerçeği nereden baksanız ilgi çekici!

İşlerin Nagini açısından nasıl ilerleyeceğini ve nasıl Lord Voldemort’un sadık müridi haline geldiğini görmeyi gerçekten de merakla bekliyoruz. Ancak şimdilik tüm bunların sadece kökenini biliyoruz.

Nagini hakkında sizlerin görüşleri neler? Sizce filmin anahtar bölümlerinden biri mi olacak yoksa sadece büyük bir gizem mi? Fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın!

* Claudia Kim: “Nagini’nin Öteki Yüzünü Görmek Çok İlginç Olacak”

* “Maledictus” Hakkında 4 Büyük Soru

* “Nagini” Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey

Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları filminin son fragmanı yayınlandıktan sonra, J.K. Rowling kendisini yine bir ırk tartışmasının ortasında buldu.

Avengers filminden tanıdığımız Claudia Kim’in yeni filmde Nagini olarak karşımıza çıkacağını öğrenmemizle, bunun öngörüldüğü uzun soluklu teori de doğrulanmış oldu.

Bazı hayranlar hayal kırıklıklarını dile getirirken bazıları da hikâyeye tam oturmayan detaylara takılmış durumda.

J.K. Rowling’in, köle/yılan/Hortkuluk rolüne Asyalı bir aktrisi seçtiği haberi, ardından birçok soruyu da beraberinde getirdi.

So Nagini is a Korean woman with an Indian name who lived in Albania later turned into a horcrux? What's next? She might as well be Harry's mother (Voldemort's his father) and Harry is actually not just a parseltongue but half-human half-snake. pic.twitter.com/vjUvWU1wOu

— Joseph 슬기로운솔로몬 (@seulgisolomon) September 25, 2018

Sonradan bir hortkuluğa dönüşecek olan Nagini, Arnavutluk’ta yaşayan, adı Hintçe olan Koreli bir kadın mı yani? Sırada ne var? Belki kendisi Harry’nin annesi (ya da Voldemort’un babası) dahi çıkabilir. Aslında Harry de çatalağız değil, yarı insan yarı yılan.

Filme Claudia Kim’in eklenmesi ve ardından getirdiği kafa karışıklığı, eleştirilerin odağı olmuş durumda ve ortalık iyice kızışmaya devam ediyor.

@jk_rowling listen Joanne, we get it, you didn't include enough representation when you wrote the books. But suddenly making Nagini into a Korean woman is garbage.
Representation as an afterthought for more woke points is not good representation. https://t.co/UIrR7yiKQD

— Jen Moulton (@J_A_Moulton) September 26, 2018

Bak Joanne, anladık, kitapları yazdığında anlatmadığın açıklamaların bitmiyor.  Ama birdenbire Nagini’yi Koreli bir kadına dönüştürmek saçmalık. Altın vuruş yapmak için sonradan uydurduğun açıklamalar, iyi birer açıklama değil.

Tüm bu eleştirilere J.K. Rowling’ten sert bir dönüş geldi ve Kim’i Nagini olarak seçmesinin ırkçılığa işaret etmediğini söyledi.

The Naga are snake-like mythical creatures of Indonesian mythology, hence the name ‘Nagini.’ They are sometimes depicted as winged, sometimes as half-human, half-snake. Indonesia comprises a few hundred ethnic groups, including Javanese, Chinese and Betawi. Have a lovely day

— J.K. Rowling (@jk_rowling) September 26, 2018

Naga, diğer adıyla ‘Nagini’, Endonezya mitolojisine ait yılanımsı mitolojik bir yaratıktır. Bazı kaynaklarda kanatlı, bazı kaynaklarda ise yarı insan yarı yılan olarak resmedilir. Endonezya, aralarında Cavalı, Çinli ve Betawi’lerin de bulunduğu yüzlerce ırktan oluşan bir topluluktur. İyi günler.

Rowling, Grindelwald’ın Suçları filminin oyuncu kadrosu konusunda yukarıdaki gibi sayısız eleştiri yağmuruna tutuldu.

Eski karısı Amber Heard tarafından aile içi şiddetle suçlanan Johnny Deep’in Gellert Grindelwald’ı canlandırması da, Rowling hayranlarının kınamasına ve hakaretlerine yol açmıştı.

Gerçi, tüm bunların yanında Rowling, Harry Potter ve Lanetli Çocuk oyununda Hermione rolünü siyahi aktris Noma Dumezweni tarafından oynanmasına destek vermiş ve bu hareketiyle de birçok insanın takdirini toplamıştı.

J.K. Rowling’in oyuncu seçimlerindeki tavrı belki tartışmaya açık olabilir ama hayranlarının üzerine fazla gittiğini de düşünmeden edemiyoruz.

Peki, ya sizin görüşünüz nedir? Bizimle paylaşmayı unutmayın!

Kaynak: Joyscrible

* Claudia Kim: “Nagini’nin Öteki Yüzünü Görmek Çok İlginç Olacak”

* “Maledictus” Hakkında 4 Büyük Soru

* “Nagini” Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey

Çoğumuz, her ne kadar tartışmalı olsa da Harry’nin ortalama bir büyücüden daha iyi olduğu konusuna katılabiliriz sanırım. Dumbledore’un Ordusu’na liderlik yapması ve Voldemort’unHortkuluklarını bulup onu yenmesi düşünülünce özellikle. Bu yeteneklerine daha neler ekleyebiliriz? Çatalağız olması? Kesinlikle. Zihnefendarlık?

Maalesef. Peki Harry neden Zihinbend konusunda kendini geliştiremedi? Zihinbend, Zihnefend ve Zihnefendar kavramları arasındaki fark neydi? Bu işte başarılı olan başka kimler vardı? İşte bu soruların hepsini Pottermore bizim için yanıtlamış.

Zihinbend; Snape, Malfoy ve görünüşe göre Bellatrix Lestrange tarafından ustaca baş edilebilen karmaşık bir büyü kabiliyetidir. Peki siz Zihinbend’e başlamak için nasıl bir yol izlerdiniz?

Zihinbend, Snape’in de Harry’ye dediği gibi, büyünün oldukça bilinmedik bir dalıdır. Bilinmedik çünkü çoğu insan, düşüncelerinin Voldemort gibi başarılı Zihnefendarlar tarafından işgal edilmesiyle yüzleşmedi ama bu, Harry’nin Hogwarts’ta beşinci yılına başladığında tam olarak yaşadığı şeydi. Bu sebeple Harry’nin şunu olsaydı daha rahat edebilirdi: bizim Zihinbend rehberimiz.

Zihinbend Tam Olarak Nedir?

Snape, Zihinbend’i “zihnin sihirli müdahale ya da etkiye karşı savunması” olarak tanımlıyor çünkü Snape bu tarzda konuşmayı severdi. Zihnefend sanatıyla uğraşan insanlar -belli ki “dünyanın en başarılı Zihnefendar”ı olan Voldemort gibi- bir başka insanın zihnine kolayca girebilir ve yalan söylediklerinde bunu görebilirler. Zihnefend (Legilimency), Zihinbend’i (Occlumency) geri püskürtmek için kullanılan tek yöntemdir. Zihnefend, saldırıya uğrayan kişinin, düşüncelerine erişimi engellemek için zihinlerini etkili bir biçimde kapatması şekliyle uygulanır.

Harry ve Voldemort arasındaki bağ, ikisinin de birbirinin zihnine girmeye yatkın oldukları anlamına geliyordu. Harry için bu kazara yaşanıyordu ve başlangıçta istemediği bir şeydi ama Voldemort, -müritlerine ve kurbanlarına da benzer bir şekilde sık sık bu büyüyü uyguluyordu- Harry’ye verdiği bilgilerin farkına varır varmaz bunu ona karşı kullanmaya başladı. O vakitlerde de Dumbledore, Harry’nin Zihinbend öğrenmesi için ısrar etmişti.

Nasıl Uygulanır?

Zihinbend uygulayan kişi, zihnini tüm duygu ve düşüncelerden arındırmalıdır. “Zihnini temizle ve sakin ol,” demişti Snape Harry’ye. Sakin kafayla bir insan, Zihnefend saldırısını saldırganını etkisiz hale getirerek, kalkan oluşturarak ya da büyüleyerek -Harry’nin Snape’le olan ilk dersinde yaptığı gibi- engelleyebilir. Bu yöntem, Harry’nin daha önceden yapabildiğini gösterdiği üzere, Imperius lanetine karşı koymaya benzerdir.

Harry’nin Zihinbend’teki ilk deneyimi, Snape’in dediği gibi yetersiz olmayabilirdi. Büyüye karşı koyabildi ancak yine de Snape’in, zihninde çok derinlere inmesine izin verdi. Snape’e göre bunun nedeni Harry’nin kontrolünü kaybetmesiydi.

Halbuki başarılı Zihinbend ustaları, Zihinfend’e karşı koyacak kadar kontrole sahip olduklarından saldırganı etkisiz hale getirmeye ya da lanetlemeye ihtiyaç duymazlar. Böyle cadı ve büyücüler, duygularını ayrıştırabilir ve zihinlerini anında kapatabilirler.

Neden Zihinbend Öğretilmeli?

Bir insanın zihni, rahatlamış ya da aşırı endişeli olduğunda saldırıya daha yatkın olur. Uyurken korunmamış düşüncelerin ve duyguların hiçbir muhafazası yoktur -bu yüzden Harry, rüya görürken Voldemort’un gözlerinden görebiliyordu. Aynı zamanda Voldemort, bu nedenle Harry’nin zihnine Sirius’un Esrar Dairesinde kapana sıkıştığına dair yanlış görüntüleri yerleştirebildi. Aynı şekilde, eğer bir insan heyecanlı ya da kızgınsa -Harry’nin zihninin içini gördüğü zamanlar Voldemort’uun sık sık olduğu gibi- duyguları eşit derecede korunmasızdır.

Zihinbend, böyle zorla düşünce ihlallerine karşı korunmak için önemlidir ve uygulayan kişilerin, yakalanma korkusu olmadan yalan söyleyebilmelerini sağlar. Snape’in başarılı bir Zihinbend ustası olduğunu öğrenmek şaşırtıcı değildi -Voldemort’un kampında çalışmak için de öyle olmak gerekiyordu.

Harry’nin Zihinbend Teşebbüsleri

Halbuki Harry, Zihinbend’te ustalaşmak konusunda başarısız oldu. Bunun kısmen sebebi duygularını kontrol edemeyişiydi- Harry’nin en güçlü tarafının hisleri olduğunu sık sık belirttiği düşünülürse Dumbledore, Harry’nin bu konuda zorlanacağını tahmin etmeliydi. Ve tabii bir ergen olduğunu da atlamamak gerek: duyguların tüm o sinir bozucu- kontrolden çıkmış hormonlarla azıttığı zamanlarda olduğunu.

Harry’nin başarısızlığının diğer bir kısmı da Snape’e aitti. İkisi arasındaki nefret, öğrenmek için olumlu bir ortam oluşturmadı ve Harry’nin hissettiği öfkenin bastırılması zordu. Genelde tüm sırlarıyla baş edebilen Snape de duygularını kontrol altında tutmakta zorlanıyordu -en kötü anılarını Düşünselinde saklıyordu ve sonradan Dumbledore da Snape’in, Harry’nin babasına olan kızgınlığını bir kenara bırakamadığını kabul etti.

Tüm bunlar, Harry’nin derslerden sonra zihin direncinin daha güçlü değil de daha zayıf hissetmesine yol açtı. Harry’nin Voldemort’la bağlantısının güçlü bir yön olarak görmesini engellemedi: Sonuçta Arthur Weasley’nin hayatını kurtarmasında yardımcı olmuştu. Daha sonradan Harry, bu bağlantıyı Hortkuluk arayışında kullanmaya karar verdiğinde belirgin bir hal aldı. O zamanlar Voldemort’un hislerine müdahale edebilmek, engellemeyi istediği bir şey değildi.

Zihnefendar Draco

Yine de Zihinbend’te ustalaşan bir Hogwarts öğrencisi vardı: Draco Malfoy. Zihinbend, altıncı yılında Draco’nun görevini devam ettirmesini sağladı, belli ki tespit edilmeden.

Draco, Zihinbend’te teyzesi Bellatrix’in yardımıyla ustalaştı. Katie Bell’i yaralayan lanetli kolyeyle bir ilgisi olduğunu Snape’in yüzüne karşı inkâr ettiği düşünülürse bu işte bayağı da başarılıydı. Draco’nun bu kadar başarılı olması J.K. Rowling’in bizzat söylediği bir şeydi:

“Duygularını kapatmayı, düşüncelerini ayırt etmeyi ve benliğinin önemli taraflarını reddetmeyi kolay bulması, Draco’nun karakteriyle tamamen uyuşan bir şeydi.”

Bu konuda Draco, Harry’den oldukça farklıydı. Harry Zihinbend’te iyi olamadı çünkü duygularını kapatamadı -asabi birisiydi, harekete geçmeye hazırdı, karşılık vermekten kendini alıkoyamazdı. Öte yandan Draco, durumlar gerektirdiğinde kendisini kontrol edebiliyordu. Altıncı sınıfa geldiğinde hislerini ayırt etmeye alışmıştı: Bir taraftan alaycı bir zorba diğer taraftan da korkmuş bir genç…

Bu yüzden belki de Zihinbend, yapan kişinin karakteriyle ilişkilidir. Sonuçta bu da zihnin büyüsü.

Zihnefend büyünün oldukça ilginç bir bölümü. Özellikle sözsüz ya da asasız yapıldığı zaman daha güçlü ve ilginç bir hal alıyor. Fantastik Canavarlar filminde Queenie’nin de yaptığı bu gibi. Oldukça ileri düzeyde Zihnefend bilen Queenie, zihin “okuma” işini kusursuz yapıyor.

Siz bu büyü dalı hakkında ne düşünüyorsunuz? Hogwarts’ta öğrenci olsanız ustalaşmak isteyeceğiniz bir alan mı? Düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın! Çünkü hiçbirimiz Zihnefendar değiliz!

Asalarınız hazır mı? Hogwarts için 3 boyutlu bir rehber kitap geliyor! Hogwarts Şatosu’nu hem içinden hem de dışından göz alıcı görsellerle yeniden tanımaya hazır olun! Kitabın detaylarına Pottermore ile birlikte bakalım.

“3 boyutlu kitaptan daha iyi olan çok az şey vardır.” Bu cümle henüz özlü söz değilse artık olsun! Çünkü bunun için yeni Harry Potter: Hogwarts için 3 Boyutlu Rehber’den daha iyi bir örnek düşünemiyoruz.

Bu şahane üç boyut harikası, çok satan yazar ve kâğıt mühendisi Matthew Reinhart tarafından tasarlanmış ve Kevin M. Wilson tarafından resimlendirilmiş. Tasarımcı Matthew aşağıdaki tanıtıcı videoda kitabın birkaç özelliğinden bahsetmiş:

If you can't visit the real thing, you might as well own a pop-up version. Introducing 'Harry Potter: A Pop-Up Guide to Hogwarts', designed by best-selling author and paper engineer Matthew Reinhart. pic.twitter.com/noE8gB2tgI

— Pottermore (@pottermore) September 28, 2018

Gerçeğini ziyaret edemeseniz bile 3 boyutlu versiyonuna sahip olabilirsiniz. Karşınızda çok satan yazar ve kâğıt mühendisi Matthew Reinhart’ın tasarladığı “Harry Potter: Hogwarts için 3 Boyutlu Rehber”.

Pek çok havalı özelliklerinin yanı sıra kitap favori karakterlerimizi arkasında saklayan ‘ce-ee’ pencerelerini de içermekte.

Kalenin geniş açılır pencerelerinin insanda Hogwarts’taki ilk günü olan öğrenci hissi yaratmasının yanında kitap, Quidditch sahası ve Yasak Orman gibi arazinin temel yerlerini de barındırıyor. Ayrıca Harry Potter filmlerinden Çapulcu Haritası ve Uçan Ford Anglia gibi büyülü nesnelere de hayat veren bir dizi “mini açılır pencereler”le karşılaşacaksınız. Her bir pencerenin filmlerde görülen Hogwarts’la ilgili içeriklere sahip olması kitabı Büyücü Dünyası’nın koleksiyoncuları ve hayranları için olmazsa olmaz bir nesne hâline getiriyor.

Harry Potter: Hogwarts İçin 3 Boyutlu Rehber kitabı ön siparişe açıldı ve 23 Ekim 2018′den itibaren de yurt dışında satışa sunulacak. Bu büyüleyici eserin ülkemizde yayımlanıp yayımlanmayacağı ise şimdilik belli değil!

Mösyö Taha ile ortaklaşa hazırladığımız Harry Potter videoları serimizin üçüncü adımında Maledictus, yani namı diğer Nagini hakkında taze bilgiler var!

Bildiğiniz üzere geçtiğimiz günlerde Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları filminin son fragmanı yayınlandı ve bizleri fragmanda en çok etkileyen sahne de Voldemort’un yanından ayırmadığı ve ayrıca hortkuluk yaptığı yılanı Nagini’yi görmek, üstelik bir insan formunda görmek oldu. Haliyle hemen fragman sonrası size sunduğumuz haberlerin çoğu da Nagini’yle ilgiliydi.

İşte şimdi de bu haberlerin derli toplu halini Mösyö Taha‘dan dinliyoruz.

Hepinize keyifli seyirler!

Eğer bu video hoşunuza gittiyse, Mösyö Taha’nın kanalına abone olmayı da unutmayın. Gelecek videolar için her zamanki gibi önerilerinize açığız!

Mösyö Taha’ın sitemizle beraber yaptığı diğer Harry Potter çalışmalarına göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz!

Harry Potter oyunlarından yana talihin bir türlü yüzümüze gülmediği bir gerçek. Özellikle son çıkan mobil oyun “Harry Potter: Hogwarts Mystery” oldukça ah almıştı. Ancak şimdi size, eğer gerçekleşirse muhteşem olacağına gönülden inandığımız bir haberimiz var! RastaPasta isimli bir YouTube kanalının sızdırdığı video, yepyeni bir Harry Potter Rol Yapma Oyunu‘nun habercisi gibi.

Öncelikle sözü uzatmadan sızdırılan şu şahane videoya hep birlikte göz atalım:

Video YouTube kanalından kısa bir süre sonra kaldırıldı. Görünen o ki WarnerBros. böyle bir videonun etrafta dönmesinden oldukça rahatsız. E tabii bu da işin gerçek olma ihtimalini oldukça yükseltiyor.

Oyunun konusu ise uzun yıllar hayallerimizi süsleyen tarzda. Açık dünya, özgür kararlar, Hogwarts’ta dilediğiniz gibi dolanmak, iksirler, büyüler, yeni canavarlar… Daha ne olsun?! Gelen ilk bilgiler bunlarla sınırlı değil. Oyun 19. yüzyılda geçiyor. Yani 1926 tarihinde başlayan Fantastik Canavarlar film serisine de yeterince yakın olma ihtimali mevcut. Kim bilir belki Hogwarts’ta Newt’e rastlama ihtimalimiz bile olabilir!

Oyun hakkında henüz resmi bir açıklama gelmedi. Ancak WarnerBros.’un sızdırılan videoyu kaldırılması bizleri umutlandırmadı değil. Oyunun adı içinse şu anlık tek iddia Harry Potter: Magic Awakened yönünde.

Siz ne dersiniz? Böyle bir oyun gerçekten de ihtiyacımız olan açlığı dindirmeye yaramaz mı?

Kaynak: PcGamer

Çizime, animasyonlara ya da dijital tasarımlara birazcık yeteneği olan her Potterhead, bu sihirli dünyaya ait mutlaka ufak birkaç karalama yapmıştır. Peki eğer bu işte gerçekten iddialıysanız, eserlerinizi Warner Bros.‘un yeni film tanıtım kampanyalarında kullanma şansı yakalayabileceğinizi söyleseydik? Mugglenet‘in duyurduğu bu fantastik kampanyaya gelin hep birlikte göz atalım.

Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları’nın vizyon tarihi yaklaşırken Warner Bros. da çalışmalarını hızlandırmış durumda. Firma, tüm sanatçılara, animatörlere, tasarımcılara ve çizerlere bir kampanyaya katılmaları için açık davette bulundu. Tüm yaratıcılar, resmi logoları ve Grindelwald’ın Suçları fragmanlarını kullanarak, yeni Fantastik Canavarlar filmi için “hareketli ya da hareketsiz” çizimler tasarlamaya davet edildi.

Bir heyet başvuruları inceleyerek büyüleyici buldukları ve vizyona hazırlanan film için tanıtım sağlayabilecek olanları seçecek. Toplamda 5 eser kabul edilecek. Kazananlar, eserlerini Grindelwald’ın Suçları vizyona giriş kampanyasında görmekle kalmayacak, aynı zamanda seçilen her parça için 2.000$ alacaklar.

Bu sanat kampanyasına ev sahipliği yapan Talenthouse, bu kariyer fırsatının detaylarını şu şekilde açıkladı:

5 eser, Warner Bros. Pictures tarafından seçilecek. Seçilen sanatçıların her biri:

• Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları vizyona girene kadar yapılan tüm reklam kampanyalarında eserlerini görmeleri olanağına erişecekler
• Eserlerinin, basılı materyal ve ticari ürün olarak Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları’nın dijital ve pazarlama kanallarındaki tanıtımlarında sergilenmesi imkanına sahip olacaklar
• Seçilen her parça için 2.000$ kazanacaklar

Warner Bros. ayrıca, tüm sanatçıların uyması gereken kuralların olduğu 16 prensipten oluşan kapsamlı bir liste de yayınladı. Tüm başvuruların 22 Ekim 2018 saat 10.00‘a kadar tamamlanmış olması gerekiyor. Jüri üyeleri eserleri incelemeye ve seçmelere hemen o gün başlayacak ve kararlarını ise 6 Kasım 2018 tarihinde açıklayacaklar.

Bizim de sizlere iletmekten mutluluk duyduğumuz bu haber sayesinde takipçimiz olan pek çok yetenekli yerli sanatçıya ulaşmayı umut ediyoruz. Fantastik Canavarlar çiziminizi bu bağlantıyı kullanarak ekleyebilir ve siz de bu sihirli dünyaya giriş için şansınızı deneyebilirsiniz.

Başvurmadan önce bir kapak Felix Felicis içmeyi unutmayın!

Bir İngiliz finans derneği olan UKSIF (The UK Sustainable Investment and Finance Association), dünyada sürdürülebilir yatırımlar ve finansal performanslar üzerine her yıl kampanyalar düzenliyor. Bu yıl ise, ekonomik özgürlüğünü elde etmiş en güçlü kadınlar üzerine odaklanıldı.

İngiltere’de yaklaşık 2,000 kişiye kendilerine kimi rol model aldıkları soruldu. Yapılan anket sonuçlarına göre, J.K. Rowling yılın ekonomik açıdan en güçlü kadın rol modeli olarak listenin başında yerini aldı.

J.K. Rowling’in birçok dalda ödülün sahibi olduğunu düşünecek olursak, halkın aklına rol model olarak ilk onun isminin gelmesi bizi şaşırtmadı. Aralarında iş kadını, politikacı, ünlü Karren Brady’nin de bulunduğu listede, risk sermayesi konulu televizyon programı Dragons’ Den’in yatırımcısı Deborah Maiden ikinci, Oprah Winfrey ise üçüncü oldu.

Ayrıca UKSIF, anketin yapıldığı kişilerin %20’sinin ise, boş oy kullandığını belirtti.

Bugün benzer bir oylamaya siz de katılıyor olsanız, Rowling’e oyunuzu verir miydiniz? Yorumlarınızı bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Bizler Hogwarts’a geri dönerken, Harry Potter ve Azkaban Tutsağı filminin yönetmeni Alfonso Cuarón ise, yeni filmi Roma’nın tanıtımı yapmakla meşgul. Roma hakkında Vanity Fair’e röportaj veren Cuarón aynı zamanda Azkaban Tutsağı’nı çekerken edindiği deneyimler üzerine de konuştu.

Cuarón, kariyerine, Meksika’da sinema ve televizyon sektöründe farklı farklı işler yaparak başlamıştı. İlk deneyimlerini şöyle anlatıyor:

“Hollywood’da olmayı hiç beklemiyordum. Bu çıktığım yolda kaza eseri ortaya çıktı.”

Ayrıca Cuarón, ilk kez Azkaban Tutsağı’nı yönetme teklifi aldığında bu iş için ne kadar gönülsüz olduğunu açıklamaktan da geri durmuyor. Cuaron bu isteksizliği üzerine Oscar ödüllü yönetmen ve yazar Guillermo del Toro ile arasında geçen konuşmadan şöyle bahsediyor:

“Her zamanki gibi Guillermo ile sohbet ederken, ‘Nasıl gidiyor? Elinde proje var mı?’ diye sordu. Ben de, ‘Harry Potter’ı yöneteceğim, inanabiliyor musun?’ dedim. Hatta bununla dalga bile geçtim. Ne kitaplarını okumuşluğum ne de filmlerini izlemişliğim vardı. Ama onun yüzünde bana acıyan bir ifade belirdi.”

Del Toro, Cuarón’a kitapları okuyup okumadığını sorduğunda Cuarón gerçeği saklamaz. Bunun üzerine Del Toro’nun tavrı net olur: “Şimdi hemen bir kitapçıya gidiyor ve kitapları okuyorsun. Okur okumaz da beni arıyorsun.” Cuarón’un bunu reddetmediğini ise artık hepimiz biliyoruz.

“Eğer sizinle bu şekilde konuşuyorsa, o kitapçıya gitmekten başka çareniz yok demektir. O zaman, dördüncü kitap yeni çıkmıştı. Önce ilk iki kitabı okudum, ardından ise benim yönetmemi istedikleri üçüncü kitabın ortalarındayken onu aradım ve dedim ki: ‘Tamam, bu kitaplar sahiden çok iyi.’”

Başarılı yönetmen bu kadar beğenilen bir seriye ait filmi yönetme aşamasındaki sancılarından ise şöyle bahsediyor:

“Bir film yapımcısı olarak, şimdi ben ne yapacağım diye sordum kendi kendime ve ilk iki filmin o kadar sevilmiş olmasına saygı duydum. Bu süreç bana alçak gönüllü olmam gerektiğini öğretti.“

Cuarón’un yeni filmi Roma, şimdilerde sinemalarda ve Netflix’te 14 Aralık 2018’de gösterilecek. Vanity Fair’deki röportajın tamamına ise buradan ulaşabilirsiniz.

Gelecek filmi de izlemeyi unutmayın!

Empire Magazine‘i Harry Potter ve Fantastik Canavarlar filmleri yaklaşırken bir başka seviyoruz. Hem muhteşem röportajlar, hem çok özel görüntüler, hem de yepyeni bilgiler bizimle oluyor. Biz hayranlar da filme dair açlığımızı bir nebze olsun gidermeye çalışıyoruz. İşte Grindelwald’ın Suçları yapımından yepyeni görüntüler, Empire imzasıyla sizlerle!

Yeni görselleri siz nasıl buldunuz? Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları 16 Kasım’da vizyonda!

2007 yılında Rowling’in Tweet’i ile haberdar olduğumuz anda ortalığın karıştığı bir konuydu Albus Dumbledore‘un eş cinsel olma ihtimali. Yazar onu hep bu şekilde hayal ettiğini dile getirse de 7 kitap, 8 filmlik bu evrende buna işaret eden en ufak bir ipucu bulamamıştık.

Ancak serinin devam filmi olan Fantastik Canavarlar serisi ile birlikte, Rowling’in senaryo yazarlığı da işin içine girince bu konunun eninde sonunda gündeme gelebileceği hep aklımızın bir köşesindeydi. Şimdiyse filme kalan süre daralırken son fragmandaki Kelid Aynası sahnesi ve ardından yönetmen David Yates‘in bu konuyu doğrulayan açıklamaları, konuyu bir kez daha gündemimize getirdi. Telegraph‘ın haberini sizler için derledik; keyifli okumalar dileriz.

Yönetmek David Yates, serinin yeni filminde Albus Dumbledore’un “eş cinsel” olduğunun anlaşılır olacağını söyledi.

Yates, bu yılın başlangıcında; yeni Fantastik Canavarlar filminden bahsederken herhangi bir karakterin cinsel yöneliminin “açıkça” ortaya konmayacağını söyleyerek büyük tepki almıştı.

Ancak Empire Dergisi’ne verdiği son röportajında, Yates önceki yorumunu düzeltmeye gayret etti. “Önceki röportajda, Dumbledore’un eş cinsel olmadığını söylemedim, o öyle,” diye açıkladı.

“Bu dev hikâyenin bu bölümünde Jo onun cinsel yönelimine odaklanmıyor, ancak biz yine de bunu püskürtmüyor ya da üzerini örtmüyoruz,” diye devam etti Yates. Dediğine göre Dumbledore “bu filmdeki gay adam” olmasa da bu yönü yine de izleyicilerin anlayabileceği şekilde gösterilecek.

“Çektiğimiz sahnelerin bazıları onun ve genç Grindelwald’ın son derece duygusal anlarını da içeriyor,” dedi. Johnny Depp tarafından canlandırılan Grindelwald, Dumbledore’un (Jude Law) kalbini kazanan bir “kara büyücü”.

“Onların aşk hikâyeleri bu filmde anlatılmıyor, ancak göreceğiniz şey açıkça belli ki… o bir eş cinsel,” dedi Yates. “Grindelwald’ın Suçları filmi temelde başka şeyler hakkında, ancak Dumbledore ve Grindelwald’ın hikâyesi ön plana çıkıyor, ki işte hikâye de bu.”

Yates, 2016’da yayınlanan Fantastik Canavarlar Nelerdir ve Nerelerde Bulunurlar filmini ve orijinal Harry Potter serisinin son dört filminin yönetmenliğini yapmıştı.

Filmlerin temel aldığı Harry Potter kitaplarında karakterin cinsel yönelimi hakkında herhangi bir bilgi bulunmuyor. Ancak, yazar 2007’de bu karakteri hep eş cinsel olarak hayal ettiğini açıklamıştı. Rowling’in senaryosunu yazdığı bu son film ise 16 Kasım’da vizyona girecek.

Şüphesiz ki Dumbledore bir gün Harry’ye söylediği gibi Kelid Aynası’nda “elinde bir çift çorap tuttuğunu” görmüyormuş. Siz de bu olağanüstü aşkın hangi noktada düşmanlığa dönüştüğünü merak ediyor musunuz? Belki de bir noktada mantık ağır basıp doğru olanı yaptıysa bile içten içe yaşadığı o hayranlık hiç bitmedi?

Düşüncelerinizi ve merak ettiklerinizi yorumlarda belirtmeyi unutmayın.

bunlar da ilginizi çekebilir:

* J.K. Rowling, Dumbledore – Grindelwald Aşkını Neden Bu Kadar Yüzeysel Anlattı?

* Kelid Aynası’nda ‘Grindelwald’ı Görmek’: Bir Albus Dumbledore Umutsuzluğu

* Dumbledore’un Seri Boyunca İstemeden de Olsa Grindelwald’u Andığı 5 An

Pottermore bizi büyü dünyasının en popüler iki yayını hakkında artı ve eksiler eşliğinde mürekkep kokulu bir yolculuğa çıkartıyor!

Sabah kahvaltınızı ederken hangi büyücülük yayınını okumayı tercih ederdiniz?

Tıpkı Muggle’lar gibi, bir cadı yahut büyücü de zaman zaman bir fincan çay eşliğinde oturup gazete veya dergi okumaktan hoşlanır. Kitaplarda bu büyücülük yayımlarına çokça rastladık, (Hangi Süpürge? Veya Cadı Gündemi gibi) ancak hakkında en fazla şey öğrendiklerimiz Gelecek Postası ve daha fazlası, ımm, alışılmadık haberlerin kaynağı olan Dırdırcı’ydı.

İki yayın da Harry Potter’ın hikâyesinde büyük roller oynadılar: Gelecek Postası neredeyse herkesin okuduğu önemli bir büyücü gazetesi gibi görünürken Dırdırcı ise Buruşuk-Boynuzlu-Hırgür’lerin haber değerinin diğer aktüel haberlerden yüksek olduğunu düşünen Luna Lovegood’un babasının editörlüğünü yaptığı daha eksantrik bir seçimdi. Fakat eğer bir büyücü olsaydın sen hangi yayını seçerdin? İşte ikisi de birbirinden farklı büyücü gazeteciliği yayım örneklerini ele aldığımız dosyalarımız:

GELECEK POSTASI DOSYASI

Gelecek Postası büyücü toplumunun en popüler gazetesi gibi görünüyordu, en azından İngiltere’de, hiç olmazsa. Hiçbir zaman diğer gazetelerden haberdar olmadık, ki bu da Gelecek Postası’nı bayağı güçlü bir statüye getiriyor. Harry ve arkadaşları da bilgi almak için Gelecek Postası’ndan yararlanıyorlardı, ancak ne yazık ki gazete her zaman güvenilir bir kaynak olmadı.

Artıları

Herhangi bir büyücü için Gelecek Postası’na düzenli abonelik gayet olağan bir şeydi- eğer Gringotts’a yapılan en son kaçak giriş hakkında bilgi almak yahut Gilderoy Lockhart’la ilgili birkaç dedikodu okumak istiyorsanız– bu gazete her ihtiyaca cevap veren bir özelliğe sahipti.

Büyük çaplı haberler gazete tarafından sıklıkla hasıraltı edilirdi, bu haberler Quidditch Dünya Kupası’nda gerçekleşen saldırı veya bir dizi Ölüm Yiyen’in Azkaban’dan kaçmasıyla ilgili olsa bile.

Öne çıkan karakterlerimizin bazıları bu gazeteden hayli yararlandılar. Örneğin Weasley’ler gazetenin ödül çekilişinden 700 Galleon kazanmış ve bunun sonucu olarak da gazete tarafından fotoğrafları çekilip yayımlanmıştı. Eğer bu olay olmasaydı Sirius Scabbers’ı, yani Ron’un fotoğraftaki “fare”sini fark edemez ve hain Peter Pettigrew’un izini nasıl takip edeceğini bilemezdi. Sonuçta gazete inanılmaz derecede göz önünde, işe yarar ve önemliydi. Ne olursa olsun…

Eksileri

Ne yazık ki büyücü dünyasına büyük çaplı haberleri sunuyor olmak beraberinde büyük bir sorumluluk gerektiriyor ve Posta da dış kaynaklı –genellikle de o kaynağın Sihir Bakanlığı olduğu-haberlere müdahale etmeye sık sık yatkınlık gösteriyordu. Ve sivri dilli muhabiri- sivri antenli mi demeliydik?–Rita Skeeter sayesinde gazetenin meşruiyeti sorgulanabilirdi, ki kendisi tamamen dürüst olmak yerine Tez-Tekrar-Tüyü’nün iyi bir hikaye ya da laf için gerçeği çarpıtmasına izin vermeyi tercih ederdi. Rita’nın fettan gözleri Hagrid’in yarı-dev olarak dışlanmasına öncülük etti ve Harry de o gözler yüzünden Üçbüyücü Turnuvası boyunca pek çok “yayın skandalı”nın aranan yüzü oldu.

Gelecek Postası’nın büyük düşüşü Voldemort’un yükselişi esnasında gerçekleşti. Karanlık Lord’un geri dönmediğine insanları ikna etmeye çalıştılar, Cornelius Fudge Voldemort’un yükselişi hakkındaki her haberi bertaraf etmekte azimliydi ve Gelecek Postası’nın topluma gerçeği yansıtmamasına öncülük etti. Voldemort ipleri ele aldığında her şey daha da kötü oldu ve Gelecek Postası onun müritleri tarafından yönlendirilen bir yayına dönüştü. Aniden, şüpheli ölüm haberlerinin üzeri örtülmeye ve Harry Potter Albus Dumbledore’un ölümünün bir numaralı müsebbibi olarak sorgulanıp hedef gösterilmeye başlandı. Gelecek Postası güçlü bir gazete olabilirdi, ancak yanlış ellere geçip Voldemort’un elinde tehlikeli bir oyuncak haline geldi. Basitçe, her şey bir anda 1984 romanına dönüştü.

DIRDIRCI DOSYASI

Dırdırcı pek de doğrucu değildi, ancak görünüyor ki en azından olması gereken tarafta duruyordu. Onunla ilk defa Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda tanıştık, Luna onu tersten okurken. Bu da başka söze gerek bırakmıyor, cidden ama.

Artılar

Eğer büyücüler gündemle ilgili temel bilgileri öğrenmek istiyorlarsa genellikle Gelecek Postası’na başvururlardı. Ancak eğer evle iş arasında gidip gelirken daha eğlenceli bir şeyler okumak istiyorsanız? Havalı içerikleri, kırıp geçiren hikayeleri ve bedava hayalet gözlükleri olan bir şey mesela? Derginin eğlenceliliğiyle eşit derecede eksantrik olan Xenophilius Lovegood tarafından edite edilmiş Dırdırcı’yı okurken asla sıkılmazsınız.

Hermione onu bir “çöp” olduğu gerekçesiyle horlamış olsa bile derginin insanları gülümsettiği bariz, özellikle de Sirius’u gizli bir müzik divası olarak nitelediği zamanlarda. Zavallı Sirius’un yıllardır görüp görebildiği en nazik aklama yazısı buydu. Harry Voldemort’un yükselişi hakkında Dırdırcı’ya röportaj verdiğinde, dergi röportajı yayımladı ve Harry’nın mesajı en sonunda büyücülük dünyasına yayıldı. Sonunda insanlar Harry’ye inanmaya başladılar. Bunun sonucunda Lovegood’lar Ölüm Yiyen’ler tarafından hedef alındılar ancak karanlığın karşısında durmak yapılacak en doğru şeydi, hele ki insanların çoğu gerçeğe inanmıyorsa.

Eksiler

Şey, bir açıdan, insanlar Dırdırcı için yazmak adına bir ödeme almıyorlardı ki bu onlar için pek hoş bir şey değildi. Ancak zavallı Dırdırcı’nın en büyük eksiği çok, çok uzun zaman boyunca ciddiye alınmamış olmasıydı. Harry her şeyi anlattığı röportajı Dırdırcı’ya verdiğinde derginin ilk defa biraz gerçekçi ve münasip bir gazetecilik çizgisine ulaştığını gördük- her ne kadar bu başarıya baş belası Rita Skeeter aracılığıyla ulaşılmış olunsa bile.  Öyle ya da böyle bunun bir ilerleme olduğu kesin. Ancak biz temiz kalpli Xenophilius Lovegood’un editörlük yolunda ilerlemesini dilerdik.

VE KAZANAN…

Birçok ölçüp biçmeden sonra, her ne kadar kesinlikle dünyadaki en doğru haber kaynağı olmasa bile Dırdırcı’nın espri anlayışı ve temiz doğasını daha çok takdir ediyoruz. En azından muazzam karanlık bir zamanda Voldemort’un karşısında doğruluk ve dürüstlük için savaştı.

Ayrıca, bedava Hayalet Gözlükleri ihtimali harika değil mi?!

Sizce tıpkı Çağlar Boyu Quidditch ya da Ozan Beedle’ın Hikâyeleri gibi seride geçen dergi ve gazetelerden örnekler yayınlansa harika olmaz mıydı? Mesela Cadı Gündemi’nden bir dedikodu, Hangi Süpürge’den Nimbus 2000’ler üzerine bir inceleme yazısı yahut Dırdırcı’ya veya Gelecek Postası’na ait başlı başına bir sayı! Ne dersiniz?

Fantastik Canavarlar serisinde ilerledikçe Harry Potter evrenine yaklaşıyor olmamız, beraberinde Harry Potter evreninden bildiğimiz olayları, bu seride de görebilme ihtimalini doğuruyor.

Rowling’in açıklamasına göre 5 filmden oluşacak Fantastik Canavarlar serisinde 1926 ve 1945 yılları arasını seyredeceğiz. Bu da demek oluyor ki, Harry Potter evreninin temellerini seri içerisinde görebilme ihtimalimiz var. Ben de hazırladığım bu zaman çizelgesiyle iki dünyaya genel bir açıdan bakalım istedim.

Zaman çizelgesini büyücülük dünyasının 5 önemli karakteri etrafında şekillendirdim. Bunlardan ilki iki dünya için de oldukça önemli bir karakter olan Albus Dumbledore, ikincisi Albus Dumbledore’un eski dostu yeni düşmanı Gellert Grindelwald, üçüncüsü Fantastik Canavarlar serisinin ana karakteri Newt Scamander, dördüncüsü Harry Potter evreninin ana karakteri Harry ve beşincisi Harry Potter evreninin ana kötüsü Lord Voldemort.

Büyücülük Dünyası’nın önemli olayları işte şu şekilde:

1881

Albus Dumbledore doğdu.

1883

Gellert Grindelwald doğdu.

1891

Ariana Dumbledore, Muggle çocukların saldırısına uğradı. Bunun ardından Muggle çocuklara saldıran Percival Dumbledore Azkaban’a gönderildi.

1892

Albus Dumbledore Hogwarts’a başladı.

1897

Newt Scamander doğdu.

1899

Ariana Dumbledore, yaşadığı bir büyü patlaması sırasında annesi Kendra Dumbledore’un ölümüne sebep oldu.

Grindelwald, kara büyüye meyilli olduğu gerekçesiyle Durmstrang’dan atıldı. Bunun ardından Godric’s Hollow’a teyzesi Bathilda Bagshot’ın yanına yerleşti ve burada Albus Dumbledore ile tanıştı. Çok iyi anlaşan Albus ve Gellert, ortaya attıkları “Çoğunluğun İyiliği” fikrini hayata geçirmek için bir dünya turuna çıkmaya karar verdiler ve Gellert, yanlarında Ariana’nın da gelmesini istedi. Ariana’nın gitmesine izin vermeyen Aberforth Dumbledore, Albus Dumbledore ve Gellert Grindelwald arasında üçlü bir düello yaşandı ve bu düelloda Ariana Dumbledore bilinmeyen bir şekilde hayatını kaybetti.

1908

Newt Scamander Hogwarts’a başladı.

1914

Newt Scamander, öğrencilerin hayatını tehlikeye attığı gerekçesi ile Hogwarts’tan atıldı.

Newt Scamander, Sihir Bakanlığı’nda çalışmaya başladı.

1900-26

Grindelwald, Mürver Asa’yı Gregorovitch’den çaldı.

1926

Newt, Londra’dan New York’a geldi.

Tom Marvolo Riddle doğdu.

1927

Newt, Fantastik Canavarlar Nelerdir ve Nerelerde Bulunurlar kitabını yayınladı.

1938

Tom Riddle, Hogwarts’a başladı.

1943

Tom Riddle ilk hortkuluğunu yarattı.

1945

Tom Riddle, Hogwarts eğitimini tamamladı ve kayıplara karıştı.

Grindelwald ve Dumbledore karşı karşıya geldi ve Dumbledore Mürver Asa’nın kontrolü ele geçirdi.

1965-71

Albus Dumbledore, Hogwarts’a okul müdürü oldu.

1970

Voldemort ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nın arasında I. Büyücülük Savaşı başladı.

1980

Harry Potter doğdu.

1981

Voldemort öğrendiği kehanetin ardından Potterlara saldırdı ve Harry bu saldırıdan sağ kurtuldu. Voldemort’un ruhu bedeninden ayrıldı. I. Büyücülük Savaşı sona erdi.

1995

Voldemort fiziksel bedenine yeniden kavuştu ve II. Büyücülük Savaşı başladı.

1997

Severus Snape, Albus Dumbledore’u öldürdü.

1998

Voldemort, Grindelwald’ı öldürdü ve Mürver Asa’yı  Beyaz Mezar’dan çaldı.

Harry’nin Voldemort’u Hogwarts Savaşı’nda mağlup etmesinin ardından II. Büyücülük Savaşı sona erdi.

Fantastik Canavarlar serisinde 1927-45 yılları arasını izleyeceğimizi düşündüğümüzde, özellikle Voldemort’un ilk hortkuluğunu yarattığı zamanı seri içerisinde görme şansımız var.

Siz ne dersiniz? Sizce Harry Potter evreninden neleri Fantastik Canavarlar serisinde görebiliriz? Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın!